Connect with us

Erol Taşdelen

ÖRGÜTSEL SUÇ TEORİSİ ve DAVRANIŞSAL EKONOMİ

Yayınlanma:

|

1. Örgütsel Suç Teorisi

Örgütsel suç teorisi, büyük organizasyonlar içinde işlenen suçları ve bu suçların arkasındaki örgütsel dinamikleri anlamayı hedefler. Suçun bireysel bir eylem değil, örgütsel yapı, kültür ve teşviklerin bir sonucu olarak ortaya çıktığını savunur. Bu teoriye göre, örgütler genellikle kâr maksimizasyonu, piyasa baskısı veya rekabet avantajı elde etmek için etik dışı ya da yasa dışı faaliyetlerde bulunabilirler.

Önemli noktalar:

  • Suçlar genellikle örgütsel hiyerarşi, kültür ve yapısal özelliklerden kaynaklanır.
  • Örgütsel suçlar bireysel suistimallerden ziyade kolektif karar alma süreçleriyle bağlantılıdır.
  • Karar alma süreçlerinde risk ve ödül hesaplamaları yapılır, bu da yasa dışı davranışları teşvik edebilir.

Örgütsel suç teorisine göre, suçlar genellikle örgüt içindeki güç dinamiklerinden, hiyerarşik yapılardan ve örgütsel kültürden etkilenir. Bu tür suçların örnekleri şunlar olabilir:

  1. Finansal Dolandırıcılık: Büyük şirketlerin muhasebe usulsüzlükleri, piyasa manipülasyonları ve yolsuzluk faaliyetleri.
  2. Çevre Suçları: Çevresel düzenlemeleri ihlal eden atık yönetimi veya kirlilik politikaları.
  3. İş Gücü Suistimalleri: Çalışanların haklarını ihlal eden, kötü çalışma koşulları sunan uygulamalar.
  4. Tüketici Dolandırıcılığı: Yanıltıcı reklamcılık, sahte ürünlerin satışı veya güvenli olmayan ürünlerin pazarlanması.

Teorinin altında yatan bazı önemli noktalar:

  • Kurum Kültürü: Bir örgütün içindeki normlar, değerler ve alışkanlıklar, bireylerin örgütsel suçlara karışma eğilimini artırabilir.
  • Yapısal Faktörler: Örgüt içindeki hiyerarşik yapı, yetki dağılımı ve sorumlulukların belirsizliği, suçların daha kolay işlenmesine olanak sağlayabilir.
  • Baskılar ve Teşvikler: Örgütler üzerindeki kâr baskıları ve rekabetçi ortam, yasa dışı veya etik olmayan yollara başvurmayı teşvik edebilir.

2. Davranışsal Ekonomi

Davranışsal ekonomi, insanların ekonomik kararlar alırken nasıl irrasyonel davranışlar sergileyebileceğini ve psikolojik faktörlerin kararlarını nasıl etkilediğini inceler. Geleneksel ekonomi teorilerinin varsayımlarının aksine, insanların her zaman rasyonel kararlar almadığı, duygusal, sosyal ve bilişsel önyargılarla yönlendirildiklerini savunur.

Önemli noktalar:

  • Bireyler, karar alırken sınırlı rasyonalite gösterirler ve psikolojik faktörler (örneğin, belirsizlik, kaygı, aşırı özgüven) kararlarını etkiler.
  • Risk algısı ve karar verme süreçleri, bireylerin ekonomik seçimlerinde irrasyonel davranışlara yol açabilir.
  • Teşvikler ve baskılar, insanların riskli ya da etik dışı davranışlar sergilemesine neden olabilir.

İki Alanın Kesişim Noktaları

  1. Karar Verme Süreçleri: Örgütsel suç teorisi, örgütlerin yasa dışı faaliyetlere yönelmesinin arkasında bireysel karar vericilerin bulunduğunu öne sürer. Davranışsal ekonomi ise bu bireylerin karar alma süreçlerinde rasyonel olmayabileceğini, psikolojik ve duygusal faktörlerin etkili olduğunu vurgular. Örneğin, bir şirket yöneticisi, belirsizlik ve aşırı güven nedeniyle yasa dışı bir faaliyete girişebilir.
  2. Risk ve Ödül Dengesi: Her iki teori de bireylerin ve örgütlerin risk-ödül hesaplamalarına odaklanır. Davranışsal ekonomi, bireylerin genellikle riskleri yanlış değerlendirdiğini ve “kayıptan kaçınma” gibi psikolojik önyargılarla hareket ettiğini öne sürer. Örgütsel suç teorisinde de, örgütlerin yasal riskleri yanlış hesaplayarak suçlara karışabileceği belirtilir.
  3. Teşvikler ve Baskılar: Davranışsal ekonomi, bireylerin teşviklerle (finansal ödüller, terfi beklentisi vb.) nasıl motive olduğunu ve bu teşviklerin irrasyonel kararlar almalarına neden olabileceğini inceler. Örgütsel suç teorisinde de, örgütsel baskılar (kâr baskısı, rekabet avantajı) suç teşkil eden davranışları teşvik edebilir.

Özetle:

  • Örgütsel Suç Teorisi suçun örgütsel yapı ve kültürden kaynaklandığını incelerken,
  • Davranışsal Ekonomi bireylerin irrasyonel kararlar alma eğilimlerini ve bu kararların arkasındaki psikolojik mekanizmaları inceler.

Bu iki alan, özellikle bir örgütteki bireylerin suç teşkil eden kararlar alırken rasyonellikten sapmaları, riskleri yanlış değerlendirmeleri ve psikolojik faktörlerin etkisinde kalmaları bakımından birbirini tamamlar.

Erol TAŞDELEN-Ekonomist

Okumaya devam et

ALTIN - DÖVİZ - KRIPTO PARA

FATF’ten Kara Para Aklamaya Karşı Net Hamle

Dijital Para Transferlerinde Yeni Dönem Başladı
Kimin Para Gönderdiği Artık Saklanamayacak

Yayınlanma:

|

Uluslararası Mali Eylem Görev Gücü (FATF), küresel finansal sistemin güvenliğini artırmak amacıyla Tavsiye 16’yı güncelledi. Bu değişiklikler, özellikle sınır ötesi ödemelerde şeffaflığın artırılması, dolandırıcılığın önlenmesi ve hatalı transferlerin azaltılması gibi kritik alanlarda büyük değişimlere işaret ediyor.

Neden Tavsiye 16 Güncellendi?

Geleneksel ödeme sistemleri, özellikle sınır ötesi para transferlerinde, gönderici ve alıcı bilgilerini eksiksiz ve doğru bir şekilde aktarmakta yetersiz kalabiliyor. Bu durum:

  • Dolandırıcılık vakalarının artmasına,

  • Terörizmin finansmanına olanak tanıyan açıkların oluşmasına,

  • Hatalı transferlerin geri alınamamasına yol açıyordu.

FATF, bu sorunların önüne geçmek amacıyla Tavsiye 16’yı yeniden yapılandırarak “gözetim, doğrulama ve şeffaflık” esaslarını merkezine aldı.

Yeni Tavsiyenin Ana Unsurları

1. Zorunlu Bilgi Paylaşımı

Artık tüm sınır ötesi ödeme işlemlerinde, gönderen ve alıcı hakkında tanımlayıcı bilgiler eksiksiz olarak iletilmek zorunda. Eksik bilgi içeren transferler kabul edilmeyecek.

2. “Travel Rule” Uygulaması

Bu kural, müşteri bilgilerinin ödeme işlemi boyunca tüm aracılarla birlikte “seyahat etmesini” zorunlu kılıyor. Böylece her aşamada veri izlenebilirliği sağlanıyor.

3. Gerçek Zamanlı Kimlik Doğrulama

Bankalar ve ödeme kuruluşları, girilen alıcı bilgilerinin doğruluğunu gerçek zamanlı olarak kontrol etmekle yükümlü hale geldi. Bu sistem hatalı ödemeleri büyük oranda engelleyecek.

4. Sanal Varlık (Kripto) Transferlerine Genişleme

Yapılan güncellemeler, kripto para borsaları ve sanal varlık hizmet sağlayıcılarını da kapsıyor. Artık bu kuruluşlar da aynı şeffaflık ve bilgi paylaşımı yükümlülüklerine tabi olacak.

Küresel Finansal Sisteme Etkileri

Bu yeni çerçeve, sadece bankaları değil, tüm finansal teknoloji firmalarını ve aracı ödeme kuruluşlarını kapsıyor. Özellikle:

  • Kripto para işlemleri artık daha izlenebilir olacak.

  • Fintech şirketleri, müşteri bilgilerini anlık doğrulama sistemleri kurmak zorunda kalacak.

  • Bankalar, daha fazla operasyonel uyum ve teknoloji yatırımı yapmak zorunda olacak.

Türkiye İçin Ne Anlama Geliyor?

Türkiye gibi yüksek hacimli dış ticaret yapan ve uluslararası para akışına açık ülkeler için bu değişiklikler:

  • Kara para aklamaya karşı mücadelede etkinliği artıracak,

  • Yatırımcı güvenini ve finansal sistemin itibarını güçlendirecek,

  • Bankaların dijitalleşme ve veri yönetimi altyapılarını yenilemeye zorlayacak.

Ana Yenilikler ve Etkileri

Madde Açıklama Etkisi
1. Gönderen ve Alıcının Tanımlanması Artık tüm ödemelerde gönderici ve alıcı bilgileri eksiksiz iletilmek zorunda 🔐 Kimlik doğruluğu artar
2. “Travel Rule” (Seyahat Kuralı) Güçlendirildi Gönderiyle birlikte müşteri bilgileri de “taşınmak” zorunda 🔎 İzlenebilirlik artar
3. Gerçek Zamanlı Veri Doğrulama Bankalar ve ödeme kuruluşları bilgileri doğrulamakla yükümlü 🛡️ Hatalı transferler azalır
4. Sanal Varlık Transferlerine Uygulama Kripto para transferlerinde de aynı kurallar geçerli 💻 Kripto dolandırıcılığı azalır

FATF’nin Tavsiye 16’da yaptığı güncellemeler, yalnızca bir düzenleme değişikliği değil, aynı zamanda finansal sistemlerin geleceğine yönelik bir güvenlik reformudur. Bu reform, hem uluslararası finansal güvenliği artıracak hem de tüketicileri hatalı işlemlerden ve dolandırıcılıktan koruyacaktır.

Finansal kurumların, bu yeni döneme hazırlıklı olması artık bir tercih değil, zorunluluktur.

Erol TAŞDELEN-Ekonomist      www.bankavitrini.com

Okumaya devam et

ALTIN - DÖVİZ - KRIPTO PARA

Tanrının Bankeri’nin Ölümü: Roberto Calvi ve Vatikan’ın Kara Kutusu

Yayınlanma:

|

18 Haziran 1982 sabahı, Londra’nın merkezinde yer alan Blackfriars Köprüsü’nün altına sarkan bir ceset bulundu. Elleri arkadan bağlanmış, cepleri taşlarla doldurulmuş bir adam… Bu kişi, İtalya’nın en güçlü bankalarından birinin başkanı Roberto Calvi’ydi. Kamuoyunun ona verdiği lakap: “Tanrı’nın Bankeri”.

I. Roberto Calvi Kimdi?

Roberto Calvi, 1920 yılında Milano’da doğdu. Ekonomi eğitiminin ardından kısa sürede İtalya’nın en köklü finans kurumlarından biri olan Banco Ambrosiano‘da yükseldi. 1970’lerde bankanın yönetim kurulu başkanı oldu. Ancak onu diğer bankacılardan ayıran en önemli fark; Vatikan’la olan yakın ilişkileriydi.

Calvi’nin yönettiği Banco Ambrosiano, Vatikan Bankası (IOR – Istituto per le Opere di Religione) ile doğrudan bağlantılıydı. Vatikan, bankanın hisselerinin önemli bir kısmını elinde bulunduruyor ve dini kurumlar aracılığıyla dünya genelinde para transferleri yapıyordu. Calvi, bu ilişkiden güç alarak İtalya’da “dokunulmaz” kabul edilen figürlerden biri haline geldi.

II. Skandalın Patlak Vermesi

1981 yılına gelindiğinde İtalyan mali denetçileri Banco Ambrosiano’da ciddi yolsuzluklar olduğunu fark etti. Bankanın yurt dışındaki bazı bağlı şirketler aracılığıyla belirsiz ve teminatsız şekilde yüz milyonlarca dolar kredi verdiği ortaya çıktı.

Bu kredilerin izini süren yetkililer;

  • Latin Amerika’da faaliyet gösteren paravan şirketler,

  • İtalyan mafyası ile doğrudan ilişkili isimler,

  • Vatikan Bankası’nın aracı olarak kullanılması gibi bağlantılarla karşılaştılar.

Üstelik Calvi’nin aynı zamanda İtalya’daki yasadışı P2 Mason Locası’nın üyesi olduğu ortaya çıktı. Bu mason locası, askerler, medya patronları, iş insanları ve siyasilerden oluşan gizli bir yapılanmaydı ve darbe planları dahi yapmıştı.

III. Çöküş ve Ölüm

1982 yılı Haziran ayında Banco Ambrosiano’nun bilançosunda 1.4 milyar dolara yakın açık olduğu resmen açıklandı. Bu, bankanın iflası anlamına geliyordu.

Bu gelişmeden sadece birkaç gün sonra, Roberto Calvi İtalya’dan kaçtı. Önce Avusturya’ya, oradan da Londra’ya geçti. Ancak 18 Haziran sabahı, cesedi Thames Nehri üzerindeki Blackfriars Köprüsü’nün altında bulundu.

Calvi’nin ölümü ilk başta intihar olarak kayıtlara geçti. Ancak;

  • Elleri ve ayaklarının bağlı olması,

  • Ceplerinde tuğla ve taşlar bulunması,

  • Üzerindeki belgelerin sahte olması,

  • Ölümünden önce Vatikan, masonluk ve mafya ilişkileri hakkında konuşmak istemesi

gibi detaylar, bunun profesyonelce işlenmiş bir cinayet olduğunu düşündürdü.

IV. Vatikan, Mafya ve P2 Locası Üçgeni

Calvi’nin ölümü sadece bir iş insanının trajik sonu değil, Vatikan Bankası’nın karanlık yüzünün deşifre olması anlamına geliyordu. İddiaya göre;

  • Vatikan Bankası, Calvi aracılığıyla Latin Amerika’daki antikomünist hareketlere para aktarıyordu.

  • Mafya, kara parayı aklamak için Banco Ambrosiano’yu kullanıyordu.

  • P2 Mason Locası, bu sistemin koruyucusu ve dağıtıcısı konumundaydı.

Calvi’nin ölümünün ardından Vatikan, Banco Ambrosiano’nun çöküşünden sonra 250 milyon dolarlık zararı kısmen üstlendi ve tazminat ödemeyi kabul etti. Ancak bu adım hiçbir zaman tam bir sorumluluk kabulü olarak görülmedi.

V. Yargı Süreci ve Cevapsız Kalan Sorular

2005 yılında İtalya’da Roberto Calvi’nin öldürülmesine dair yeni bir dava açıldı. Mafya ile bağlantılı beş kişi yargılandı. Ancak 2007 yılında hepsi delil yetersizliğinden beraat etti. Cinayet hâlâ resmen çözülmüş değil.

Bugün bile şu sorular cevap bekliyor:

  • Calvi gerçekten neyi biliyordu?

  • Vatikan bu yapıdan ne kadar haberdardı?

  • P2 Locası ve mafya, Vatikan’la ne düzeyde iş birliği yapıyordu?

  • Calvi’nin ölümü neden İngiltere’de gerçekleşti?

VI. Sonuç: Bir Bankerin Ölümünden Fazlası

Roberto Calvi’nin ölümü, sadece bir banka başkanının trajedisi değil; aynı zamanda din, finans ve suç dünyasının birbirine nasıl karışabileceğinin en çarpıcı örneğidir. Bu olay, Vatikan Bankası’nın şeffaf olmayan yapısını dünya kamuoyunun gündemine taşımış ve uluslararası finansal sistemdeki kara delikleri görünür kılmıştır.

Aşağıda doğrudan Calvi olayını konu alan ve dolaylı olarak ilham alan bazı filmleri ve belgeseller listesi:

🎬 1. God’s Banker (Tanrı’nın Bankeri) – 2022 (Belgesel Dizi)

  • Tür: Belgesel / Mini Dizi

  • Platform: Sky Documentaries (İngiltere)

  • Konu: Roberto Calvi’nin ölümü, Banco Ambrosiano skandalı ve Vatikan-Mafya-P2 ilişkisi detaylıca anlatılıyor. Gerçek olaylara, arşiv görüntülerine ve tanıklıklara dayanıyor.

  • Öne Çıkan: Cinayetin yıllar boyunca nasıl örtbas edildiği ve İtalyan yargısının çaresizliği gözler önüne seriliyor.

🎬 2. Il Banchiere di Dio (Tanrının Bankeri) – 2002

  • Yönetmen: Giuseppe Ferrara

  • Oyuncular: Omero Antonutti, Pamela Villoresi

  • Konu: Doğrudan Roberto Calvi’nin hayatını ve ölümünü merkezine alan bir İtalyan yapımı biyografik filmdir.

  • Detay: Filmde Calvi’nin Vatikan, mason locası ve mafya ile ilişkileri dramatik bir şekilde işlenir.

🎬 3. The Bankers of God: The Calvi Affair (I banchieri di Dio – Il caso Calvi) – 2002

  • Yönetmen: Giuseppe Ferrara

  • Konu: Yine Calvi’nin hayatını, Banco Ambrosiano’nun yükselişini ve düşüşünü, Vatikan’la bağlarını ve ölümüyle ilgili komploları ele alır.

  • Detay: Filmde olaylar hem tarihi gerçekliğe hem de teorilere dayalı biçimde işlenir.

🎬 4. The Godfather Part III (Baba 3) – 1990

  • Yönetmen: Francis Ford Coppola

  • Karakter: “Frederick Keinszig” karakteri Roberto Calvi’den esinlenilmiştir.

  • Konu: Filmde Vatikan Bankası, İtalyan mafyası ve küresel finans çevreleri arasındaki karanlık ilişkilere değinilir.

  • Detay: Filmdeki “Immobilaire” şirketi ve Vatikan Bankası skandalı, Calvi olayından doğrudan esinlenmiştir. Calvi’nin ölümüyle benzerlikler taşıyan bir sahne de bulunur.

🎬 5. The Pope’s Banker (BBC Belgeseli – 2014)

  • Konu: Vatikan Bankası’nın tarihsel rolü, Calvi’nin ilişkileri ve ölümü detaylı olarak analiz edilir.

  • Platform: BBC Four

  • Belgesel Niteliği: Bilimsel ve arşiv temelli bir anlatı sunar.

🎬 6. Our Godfather – 2019 (Netflix)

  • Ana Konu: Mafya itirafçısı Tommaso Buscetta’nın hikayesi

  • Bağlantı: Belgeselde Roberto Calvi cinayetiyle bağlantılı olan Cosa Nostra (Sicilya mafyası) yapılanmalarına dair bilgiler yer alır.

🎥 Ayrıca İlham Alınan Bazı Diğer Yapımlar:

  • Angels & Demons (2009): Vatikan’ın karanlık güç yapıları, masonik referanslar.

  • Spotlight (2015): Finansal değil ama dini kurumların şeffaf olmayan yapısı üzerine benzer bir sorgulama yaklaşımı.

  • Conspiracy temalı diziler ve belgesel serileri (ör. Dirty Money – Netflix)

Okumaya devam et

Erol Taşdelen

ELEKTRONİK DEFTER ZORUNLULUĞU BAŞLADI: UYMAYAN ŞİRKETLER ‘DEFTERSİZ’ SAYILACAK!

Yayınlanma:

|

Dijital dönüşümle birlikte iş dünyasında da köklü değişiklikler yaşanıyor. Özellikle şirketlerin yasal yükümlülüklerini yerine getirirken zaman ve maliyet tasarrufu sağlayan sistemlerden biri olan elektronik defter (e-defter) uygulaması, artık birçok şirket için zorunlu hale geliyor.

Elektronik Defter Nedir?

Elektronik defter, Türk Ticaret Kanunu ve ilgili tebliğler kapsamında şekil şartlarına bağlı kalmaksızın; pay defteri, yönetim kurulu karar defteri, genel kurul toplantı ve müzakere defteri gibi belirli ticari defterlerin elektronik ortamda tutulmasını ifade eder. Bu sistem ETDS (Elektronik Ticari Defter Sistemi) üzerinden yürütülür ve kayıtların güvenli bir şekilde oluşturulmasını, saklanmasını ve gerektiğinde ibraz edilmesini sağlar.

Neden Elektronik Defter?

Faydaları:

  • 📌 Zaman ve maliyet tasarrufu: Noter, kâğıt, arşiv gibi giderler ortadan kalkar.

  • 📌 Kolay erişim: Defterler internet üzerinden yetkililerce anında görüntülenebilir.

  • 📌 Veri güvenliği: Elektronik imza ile değiştirilemez, güvenli kayıtlar oluşturulur.

  • 📌 Denetim kolaylığı: Yetkili makamlarca hızlı erişim sağlanır.

Kimler Elektronik Defter Tutmak Zorunda?

📌 01.01.2026 itibarıyla tüm yeni kurulan şirketler elektronik ortamda defter tutmak zorundadır.
📌 01.07.2025 itibarıyla, kuruluşu ve esas sözleşme değişikliği Ticaret Bakanlığı iznine tabi şirketler için bu zorunluluk başlamaktadır.
📌 Örnek şirket türleri: Bankalar, sigorta şirketleri, bağımsız denetim şirketleri, SPK’ya tabi şirketler, finansal kuruluşlar vb.

Uymayan Şirketler İçin Riskler

Elektronik defter yükümlülüğü kapsamındaki şirketler, bu sisteme geçmedikleri takdirde hiç defter tutmamış sayılır. Bu durum;

  • Vergi cezası,

  • Ticari ihtilaflarda delil yetersizliği,

  • Hukuki sorumluluklar
    gibi ciddi sonuçlar doğurabilir.

Kullanım Nasıl Oluyor?

  • Giriş etds.ticaret.gov.tr üzerinden e-Devlet, e-imza veya internet bankacılığı ile yapılır.

  • Sistemi kullanacak kişiler şirketin yönetim organı tarafından yetkilendirilmelidir.

  • Sistem ücretsiz olarak Ticaret Bakanlığı tarafından sunulmaktadır.

Dijitalleşme artık tercihten çok zorunluluk haline gelmiştir. Elektronik defter uygulaması, hem mevzuata uyum sağlamak hem de şirket içi süreçleri daha etkin yönetmek için kaçınılmaz bir adımdır. Özellikle 2025’in ikinci yarısından itibaren bu geçişi planlamayan şirketlerin ciddi yasal ve ticari sonuçlarla karşılaşabileceği unutulmamalıdır.


📌 www.bankavitrini.com olarak şirketlerin dijitalleşme sürecindeki tüm gelişmeleri yakından izliyor ve okurlarımıza anlaşılır şekilde aktarıyoruz.

DETAYLI BİLGİ:  100 SORUDA ELEKTRONİK DEFTER 

Okumaya devam et

FARK YARATANLAR

FARK YARATANLAR

KATEGORİ

ALTIN – DÖVİZ

Altın Fiyatları

BORSA

KRIPTO PARA PİYASASI

TANITIM

FACEBOOK

Popüler

www bankavitrini com © "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan, BANKA VİTRİNİ'nde yer alan yazar ve çevirmenlerine ait herhangi bir yazı, çeviri, makale ve haber izin alınmadan basılı olarak ya da internet ortamında kullanılamaz, çoğaltılamaz, yayınlanamaz. İzinsiz kullananlar hakkında hukuki yollara başvurulacaktır. "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan tüm özgün yazıların içeriğinden yazarları sorumludur. www.bankavitrini.com'da yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti, aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler, mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Yer alan yazılarda herhangi bir yatırım aracı; Hisse Senedi, kripto para biriminin veya dijital varlığın alım veya satımını önermiyor. Bu nedenle sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi, beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Lütfen transferlerinizin ve işlemlerinizin kendi sorumluluğunuzda olduğunu ve uğrayabileceğiniz herhangi bir kaybın sizin sorumluluğunuzda olduğunu unutmayın. © www.bankavitrini.com Copyright © 2020 -UŞAK- Tüm hakları saklıdır. Özgün haber ve makaleler 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu korumasındadır.