Connect with us

EKONOMİ

Özkan Çınar Yazdı: Dağ Fare Mi Doğuracak

Yayınlanma:

|

Enflasyon düzeltmesi ile birlikte yıllardır kâr ettiğini zanneden şirketlerin reel durumları ortaya çıkmaya başladı. Öz sermaye maliyetini dikkate almadan ticaret yapan şirketler yıllardır kâr ettiklerini düşünürken, bir anda bilançolarının zarar dönmesinin şaşkınlığını yaşıyorlar.

Nakit paraya ulaşmanın çok zor ve maliyetli olduğu böyle bir zamanda, bankaların şirket rasyolarını ve mali tabloları yetersiz göreceği ve kredi için teminatları daha da arttırmak isteyeceği aşikâr görünüyor.

Üstelik “bir hesap dönemi içindeki geçici vergi dönemlerinin herhangi birinde düzeltme yapılması halinde takip eden geçici vergi dönemlerinde ve içinde bulunulan hesap dönemi sonunda da düzeltme yapılacağı” (560 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği) göz önüne alınırsa finansal ve operasyonel tedbirlerini almadan sermaye artışını tavsiye eden ve bunu vergi planlaması olarak sunanlar da aynı şaşkınlıkla yüzleşeceklerdir.

Görüldüğü veya görüleceği üzere enflasyon düzeltmesinin ortaya çıkardığı en önemli sonuç; öz sermaye erimesi olmaktadır. Buna rağmen vergisel sonuç çıkmamasının garip bir sevinç yaratması da ülkenin finansal okuryazarlığının durumu hakkında ipuçları vermektedir.

Yine, kâr dağıtımlarına ciddi etkisi olabilecek görünen enflasyon düzeltmesinin, şirket genel kurullarında, kâr dağıtım maddesinin görülmesi esnasında ciddi sorunlar yaşatabilmesi olası gözükmektedir.

Geçici vergi beyanının vergi idaresine verilmeye başlanması ve tahakkukun gerçekleşmesi ile birlikte işletmeler, esas faaliyetinden kârlı olduğu halde, enflasyon düzeltmesi sonucu gelir tablosunun zarar dönmesiyle (vergi matrahı oluşmaması sonucu) vergi ödemez iken, özkaynak yapısı zayıf, varlıklarını yabancı kaynak ve ortaklardan finanse eden şirketler hatta hiçbir ticari faaliyeti olmayan şirketler (fiktif) vergi yüküyle karşı karşıya kalmaya başladılar.

Bilindiği gibi ülkemizde sermaye piyasalarının yeterince gelişmemesi sebebiyle maliye idaresi genel olarak, vergi odaklı bir muhasebe politikası (sistemi) kurup geliştirmiştir. Bu sebeple de enflasyon düzeltmesi (muhasebesi) uygulamasının bütçeye nasıl bir olumlu ve olumsuz etkisi olacağını bekleyip göreceğiz.

İş dünyasının mali tabloların daha gerçekçi bir durumu yansıtması amacıyla enflasyon düzeltmesini desteklemiş olması, devletin de buradan gelir beklenti içine girmesi doğal bir şey iken, sonuçların ortaya çıkmaya başlamasıyla nasıl bir yol izleneceği de ayrıca bir merak konusu olmaktadır.

Keza enflasyon düzeltmesinin,

·         Yapılmakta olan yatırımlara vergi yükü getirmesi hasebiyle yatırımları azaltıcı etki meydana getirebileceği,

·       İmal veya inşa edilmesi uzun zaman alan (gemi, bina, tersane gibi) işlerde vergisel yükün olması sebebiyle işletmeleri finansal yönden zora sokabileceği, 

·         Yine, finansal yönü zayıf olan şirketleri, varlıklarını sürdürmek konusunda zora sokabileceği, bunun da işgücü ve istihdamda azalışa yol açabileceği,

·      Satışı gerçeklememiş maldan, üretime geçmemiş yatırımlardan (fabrika vb) vergi almanın vergi mevzuatındaki “herkesin ödeme gücüne vergilendirilmesi” temel ilkesine ters düşmesi,

·       Aktifleri borçlanmayla finanse edilen ve geçmiş yıl zararları fazla olan firmalarda enflasyon düzeltmesinin trajikomik vergisel sonuçlar çıkarması,

·     Borca batık firmaların birçoğunun enflasyon düzeltmesi sonucunda çok yüksek dramatik vergiler ödemek durumunda kalabilmesi,

Gibi, daha sayılabilecek birçok zorlukları ve tereddütlü hususları ortaya çıkarmaktadır.

Muhasebe Tekniği açısından konuya baktığımız da ise:

1- Muhasebe Sistemi Uyg.Gn.Tebliği Sıra No 1 e göre mali tabloların bu tablolardan yararlanacak kişi ve kuruluşların doğru karar vermelerine yardımcı olacak ölçüde yeterli, açık ve anlaşılır olması tam açıklama kavramı olarak ifade edilir. Hatta mali tablolarda finansal bilgilerin tam olarak açıklanması yanında, işletmenin mevcut durumu ile ilgili gerçekleşmesi olasılık dâhilinde olan olaylarla ilgili bu bilgilerin gruplandırılması yapılabilir.

Bu sebepledir ki, gelir tablosunda kur farkı gelir ve gideri, faiz gelir ve gideri ayrı ayrı gösterilir.

Ancak 30.06.2024 tarihinde enflasyon muhasebesi kayıtlarında 648 Enflasyon düzeltmesi karları ile 658 Enflasyon düzeltmesi zararları hesabının ayrı ayrı detaylı olarak görülmemesi, diğer bir ifade ile gelir tablosunda yalnızca bir tanesinin görünmesi muhasebe sisteminin tam açıklama kavramıyla örtüşmemektedir.

Özellikle mali müşavir ve yeminli mali müşavirin “muhasebe kayıtlarının sağlıklı yapılabilmesi için hiç değilse enflasyon düzeltmesi uygulamasının yıllık yapılsın” şeklindeki haklı talep­lerini desteklediğimizi, bundan sonraki süreçte bakanlığın meslek ca­miasının talebi karşısında nasıl bir yol izleyeceğini bekleyip göreceğiz.

Sonuç;

Enflasyon düzeltmesi konusunda her ne kadar hepimiz sınıfta kalmasak da ikmale kaldığımız kesin. İş insanları, enflasyon düzeltmesini geç de olsa idrak etiklerinden, bundan sonraki süreçte muhasebe meslek örgütünün de arkasında daha fazla dururlar diye ümit ediyorum.

Kaldı ki, ticari kar’ın önceki dönem ve yeni dönem öz sermayeleri arasındaki fark olduğunu düşündüğümüzde,

·         Enflasyon düzeltmesi mantık olarak her ne kadar ters gibi görünse de sonraki dönemlerde de yapılmaya devam etmesi durumunda kâr – zarar üretmeye zarar ise kâr üretmeye başlayacaktır.

·         Gayri faal olan yani hiçbir ticari faaliyeti olmayan şirketlerde faal olunmayan dönemde doğmuş olan dönem kârı veya geçmiş yıl kârları, sonraki enflasyon dönemlerinde eriyecek, bu da özkaynaklarda azalma meydana getireceğinden zarar üretecektir.

·         Tam tersi durumda ise dönem zararı veya geçmiş yıl zararı olan şirketlerde ise doğan zararların parasal etkisi sonraki enflasyon dönemlerinde azalacağından kâr ortaya çıkaracaktır.

Özetle; “ikinin karesi eksi iki de olsa artı dörttür. Artı iki de olsa artı dörttür.”

Sevgiyle kalın….
Özkan ÇINAR
Not: “Bu makalelerde yer alan bilgiler yatırım tavsiyesi veya kişisel tavsiye niteliğinde değildir ve yatırım faaliyetinde bulunmaya davet veya teşvik değildir. Herhangi bir yatırım kararının uygunluğu konusunda bağımsız mali ve uygunsa hukuki tavsiye almalısınız.”

Okumaya devam et

EKONOMİ

Yerli Turist Nerede? Tatil Cennetleri Neden Boş Kaldı?

Yayınlanma:

|

2025 yılına güçlü bir başlangıç yapan Türk turizm sektörü, yaz aylarına yaklaşıldığında farklı bir tabloyla karşılaştı. Özellikle Haziran ayında, sahil bölgelerinin beklenenden daha düşük doluluk oranlarına sahip olması, sektör temsilcileri arasında ciddi bir sorgulama sürecini başlattı: Yerli turist nereye kayboldu?

Yerli Turist Tatil Davranışları Değişti

Pandemi sonrası toparlanma sürecini hızla tamamlayan Türkiye turizmi, yabancı turist açısından 2025’te rekor kırmaya hazırlanırken, yerli turistte belirgin bir geri çekilme gözlemlendi.

İşte bu tercihi etkileyen başlıca nedenler:

1. Yüksek Fiyatlar, Düşen Talep

Antalya, Bodrum, Çeşme gibi gözde bölgelerde şezlong kiraları 2.000–3.000 TL, tam günlük beach kullanımları 10.000 TL’ye kadar çıktı. Bu durum, asgari ücretle geçinen ya da orta gelir grubundaki vatandaş için “tatil” kavramını lüks haline getirdi.

2. Yunan Adalarına Yöneliş

Yerli turistin dikkat çeken yeni tercihi Yunan adaları oldu. Feribotla ulaşımın kolaylaşması, Schengen vizesi sürecinin hızlandırılması ve fiyatların Türkiye’ye kıyasla daha uygun olması; Kos, Midilli, Rodos gibi adaları cazip kıldı.

3. Sosyal Medya ve “Pahalı Türkiye” Algısı

Sosyal medyada yayılan “1 lahmacun 600 TL” türü paylaşımlar, tatilcilikte moral bozucu bir etki yarattı. Bu içerikler, yerli turistin Türkiye içinde tatile yönelmesini psikolojik olarak da engelledi.

4. Sınavlar ve Takvim Uyumsuzluğu

Haziran ayında üniversite sınavlarının yapılmış olması ve okulların henüz kapanmamış olması nedeniyle ailelerin büyük bölümü tatil planlarını Temmuz ayına erteledi. Bu da özellikle Haziran doluluk oranlarını düşürdü.

Rakamlarla Durumun Özeti

  • Ege ve Akdeniz kıyılarında Haziran doluluk oranı %50’nin altına geriledi.

  • Aynı dönemde Yunan adalarına yapılan seyahatlerde %40’tan fazla artış yaşandı.

  • Yerli turistin çoğu, daha uygun fiyatlı kamp, karavan ve günübirlik doğa aktivitelerini tercih etti.

Nereye Gitti Bu Tatilciler?

Yerli turistler Haziran ayında aşağıdaki destinasyonları tercih etti:

  • Kos, Midilli, Rodos

  • Kaz Dağları, Amasra, Gökçeada

  • Kamp ve karavan alanları (Bolu, Sapanca, Eğirdir gibi yerler)

  • Günübirlik doğa gezileri, yayla turizmi

Sektör Ne Yapmalı?

  • Fiyat politikaları gözden geçirilmeli. Yüksek sezon olsa da yerli turistin bütçesine hitap eden seçenekler artırılmalı.

  • Erken rezervasyon sistemleri yaygınlaştırılmalı.

  • Kültür ve doğa turizmine yatırım yapılmalı. Sahil dışındaki güzergâhlar tanıtılmalı.

  • Yerli turiste özel paketler (ulaşım+dahil her şey) oluşturulmalı.

  • Yeme-içme sektöründe şeffaflık ve denetim artırılmalı.

Türkiye 2025’te turizmde dünyada ilk 4’e oynarken, iç pazarda yerli turistin kaybı göz ardı edilmemeli. Yüksek fiyatlar, algı yönetimi eksikliği, planlama sorunları ve rekabet avantajı sunan komşu destinasyonlar, Haziran ayını “boş sahiller ayı” haline getirdi. Bu tablo, 2025 yaz sezonunun tamamı için bir uyarı niteliği taşıyor.

Erol TAŞDELEN – Ekonomist   www.bankavitrini.com

Okumaya devam et

EKONOMİ

Gün Ortası Bolluğu, Akşam Sıkışıklığı: Türkiye “Duck Curve” ile Tanıştı!

Yayınlanma:

|

Yazan:

Türkiye’de güneş enerjisinin hızla yaygınlaşmasıyla, özellikle ilkbahar ve düşük talep dönemlerinde “duck curve” etkisi belirginleşiyor. Öğle saatlerinde güneş üretimi zirve yaparken, tüketim düşük kalıyor ve bu da EPİAŞ Gün Öncesi Piyasası’nda fiyatların ciddi düşmesine yol açıyor.

15 Haziran pazar gününde, gün ortasında birçok saatte PTF fiyatı 0 TL/MWh seviyesine kadar geriledi. Bu tarih, duck curve etkisinin ne kadar güçlü olduğunu gösteriyor.

Temmuz–Ağustos’ta artan klima talebi, öğle fiyat düşüşünü sınırlandıracak. Akşam güneş üretiminin azalması ise dengeleme ihtiyacını artırarak fiyatlarda sıkışıklığa neden olacak. Eylül’de güneşli günler devam ederse, hafta sonlarında gün ortası bolluğu ve azalan fiyat etkisi yeniden yaşanabilir. Bu yüzden sadece baraj dolulukları değil, güneş ve rüzgâr tahminleri de kritik.

Türkiye’de güncel kurulu gücün azımsanamaz kısmı yenilenebilirden geliyor:
• GES: 22.500 MW
• RES: Yaklaşık 13.000 MW
Toplamda 35.000 MW’ı aşan kapasite, hidroelektrik kadar belirleyici.

Ancak tüketim aynı hızda büyümüyor.2025 itibarıyla 231.000’den fazla elektrikli araç ve 29.000’den fazla şarj noktası olmasına rağmen, elektrik talebi ekonomik durgunluk ve sanayi yavaşlaması nedeniyle yatay seyrediyor. Bu da özellikle bahar ve bayram dönemlerinde arz fazlası ile fiyatların sert düşmesine yol açtı

Arz fazlası sadece piyasa oyuncularını değil, sistemi de zorluyor. TEİAŞ gün içi kapatma talimatlarıyla sistemi yönetmeye çalışıyor, ancak ciddi zorlanmalar yaşanıyor. Bu nedenle altyapı yatırımları, blackout riskine karşı daha da kritik hale geliyor

Portekiz ve İspanya gibi GES yoğun ülkelerde gün içi fiyatların düşük kalması mevsimsel norm. Türkiye’de GES kurulu gücü 30–40 GW’a ulaşınca benzer adaptasyon kaçınılmaz. Talep artsa da yazın gün içi fiyatlar ucuz kalabilir.

Fiyat açısından, ABD dolarındaki enflasyonist baskıya rağmen, 0 girdili ama yüksek yatırım maliyetli yenilenebilirlerin devreye girmesiyle, önümüzdeki 5 yılda toptan fiyatların ~70-80 USD/MWh’nin üstüne çıkması beklenmiyor. Düşüş de olası değil. YEKDEM, nükleer ve destekler nedeniyle düşük toptan fiyatların tüketiciye yansıması sınırlı. Tüketici maliyetleri belirli tabanın altına kolay düşmez, ama ani artış da beklenmez.

Bu resim için alternatif metin açıklaması yok

Sonuç:

EPİAŞ piyasaları artık sadece arz-talep değil, mevsim, saat ve tüketim davranışlarına da tepki veriyor. Kurulu güç ile talep arasındaki mesafe er ya da geç kapanacak gibi; bu buluşma gerçekleştiğinde durumun belirleyicisi ise sistemin esnekliği olacak.

Depolama ve dijitalleşmenin devreye girmesiyle uzun vadede stabilite sağlanabilir; ancak kısa vadede volatilite ve geçici dengesizlikler sürer.

Elektrifikasyon; ısıtma, ulaşım ve sanayi dahil tüm alanlarda yaygınlaşıyor. Talep dur-kalklarla artmaya devam edecek. Elektrik, enerji dönüşümünün merkezi olacak. Üretim ve tüketimdeki büyüme arasında zaman farkı, fiyatlarda dalgalanma yaratacak.

Cengiz KILIÇ – ZENERGY Genel Müdürü

Okumaya devam et

ALTIN - DÖVİZ - KRIPTO PARA

Bankalara Kara Para Cezası yağdı

Yayınlanma:

|

Singapur, küresel finans dünyasını sarsan tarihi bir kara para aklama soruşturmasını tamamladı. UBS Group, Citigroup, Julius Baer ve Credit Suisse gibi dünyanın önde gelen finans devlerinin de aralarında bulunduğu dokuz kuruluşa toplam 21,5 milyon dolar para cezası kesildi. En yüksek ceza 4,5 milyon dolarla Credit Suisse’e verildi.

Singapur Tarihinin En Büyük Mali Operasyonu

2023 yılında başlatılan soruşturma kapsamında; yaklaşık 2,3 milyar dolarlık yasa dışı varlık tespit edildi, 10 yabancı uyruklu kişi tutuklandı. Bu kapsamda gerçekleştirilen operasyonlar, Singapur tarihindeki en büyük finansal suç dosyası olarak kayıtlara geçti.

Ceza Alan Kurumlar ve Gerekçeler

Singapur Para Otoritesi (MAS) tarafından yürütülen denetimlerde, aşağıdaki eksikliklerin tespit edildiği bildirildi:

  • Müşteri risk analizlerinin yetersiz yapılması

  • Servet kaynaklarının izlenmemesi

  • Şüpheli işlemlerin zamanında raporlanmaması

Cezaya çarptırılan finansal kurumlar ve ceza miktarları şöyle:

  • Credit Suisse: 4,5 milyon dolar

  • UOB Kay Hian: 2,85 milyon Singapur doları

  • Blue Ocean Invest: 2,4 milyon Singapur doları

  • Trident Trust Company Singapore: 1,8 milyon Singapur doları

  • UBS Group, Citigroup, Julius Baer, UOB ve LGT Bank: toplam 27,5 milyon Singapur doları (yaklaşık 20 milyon USD)

Sanıklara Hapis ve Sınır Dışı Kararı

Tutuklanan şüphelilere 13 ila 17 ay arasında değişen hapis cezaları verildi. Cezalarını tamamlayan bu kişiler kalıcı şekilde Singapur’dan sınır dışı edildi. Yetkililer, tekrar ülkeye girişlerinin yasaklandığını açıkladı.

Kara Paranın Kaynağı: Dolandırıcılık ve Bahis

Reuters’ın ulaştığı bilgilere göre, suç gelirleri büyük ölçüde yurtdışı dolandırıcılık şebekeleri ve online yasa dışı bahis siteleri üzerinden elde edildi. Aklanan paraların bir kısmı Singapur bankalarında tutuldu, bir kısmı ise lüks gayrimenkul, spor otomobil ve mücevher gibi alanlara yatırıldı.

Denetim Süreci Sıkılaşıyor

Singapur Para Otoritesi (MAS), finans kuruluşlarının dahili denetim sistemlerini güçlendirdiğini ve sürecin yakın takibe alındığını açıkladı. Ayrıca şeffaflığın artırılması ve kara paranın önlenmesi amacıyla yeni yükümlülükler getirileceği bildirildi.

Küresel bankacılık sistemi açısından Singapur gibi düzenleme konusunda sert tutum sergileyen finans merkezlerinin etkisi büyüyor. Özellikle Asya-Pasifik bölgesinde kara para aklamaya karşı yürütülen bu tür operasyonlar, yalnızca yerel değil, uluslararası finansın denetim reflekslerini de yeniden şekillendiriyor.

Kaynak:
MAS (Monetary Authority of Singapore), Reuters, bankavitrini.com araştırma birimi

Okumaya devam et

FARK YARATANLAR

FARK YARATANLAR

KATEGORİ

ALTIN – DÖVİZ

Altın Fiyatları

BORSA

KRIPTO PARA PİYASASI

TANITIM

FACEBOOK

Popüler

www bankavitrini com © "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan, BANKA VİTRİNİ'nde yer alan yazar ve çevirmenlerine ait herhangi bir yazı, çeviri, makale ve haber izin alınmadan basılı olarak ya da internet ortamında kullanılamaz, çoğaltılamaz, yayınlanamaz. İzinsiz kullananlar hakkında hukuki yollara başvurulacaktır. "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan tüm özgün yazıların içeriğinden yazarları sorumludur. www.bankavitrini.com'da yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti, aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler, mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Yer alan yazılarda herhangi bir yatırım aracı; Hisse Senedi, kripto para biriminin veya dijital varlığın alım veya satımını önermiyor. Bu nedenle sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi, beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Lütfen transferlerinizin ve işlemlerinizin kendi sorumluluğunuzda olduğunu ve uğrayabileceğiniz herhangi bir kaybın sizin sorumluluğunuzda olduğunu unutmayın. © www.bankavitrini.com Copyright © 2020 -UŞAK- Tüm hakları saklıdır. Özgün haber ve makaleler 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu korumasındadır.