Connect with us

GÜNCEL

Rezervlerde rekor artış ve terörsüz Türkiye umudu piyasalara moral verdi

Yayınlanma:

|

Türk mali piyasaları dün şaşırtıcı bir şekilde iyimser bir seyir izleyerek günü tamamladı. Her ne kadar siyasi cephedeki gelişmelerde bir değişiklik olmasa da, BIST-100 endeksi günü %1,7 yükselişle 10bin seviyesinin üzerinde tamamladı. Dünkü bültenimizde, stopaj indiriminin TL’nin getirisini azaltarak bir miktar ‘hırpalayıcı’ etki yaratabileceğini düşünmüştük. Ancak, ilk gün itibariyle bu etkinin pek de beklediğimiz yönde ilerlemediğini görüyoruz. USDTRY kuru, TCMB’nin konfor alanında psikolojik 40,00 seviyesinin hemen üzerinde bebek adımlarıyla yükselirken; TL tahvil faizleri görece yatay seyretti. CDS risk primi ise 285 baz puana gerileyerek sınırlı bir düşüş gösterdi.

Geride bıraktığımız hafta, CHP Kurultay’ın iptal davasının ertelenmesi sonrası TL ve TL cinsi varlıklara yönelik alım iştahı ile TCMB’nin net yabancı para pozisyonunu yaklaşık 10 milyar dolar artması ardından hafta sonu yaşanan yeni gelişmelerin TCMB’nin rezerv rakamlarına olumsuz yansıyacağını tahmin etmiştik. Burada da yanılmışız! Keza analitik bilançoya göre, 7 ve 8 Temmuz valörlü işlemlerin neticesinde net yabancı para pozisyonu daha da artarak son altı günün toplamını 11 milyar dolara getirdi; manşet rakam ise +31,5 milyar dolar ile Mart sonundan bu yana en yüksek seviyeye ulaştı. Rezervleri, tıpkı bir ordunun askerî gücü gibi okumak gerekiyor! Rezervlerde artışı ile kurdaki volatilitenin de azaldığını görüyoruz.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, PKK’nın silah bırakma ve kendini feshetme süreci kapsamında “Terörsüz Türkiye” hedefinde olumlu haberlerin alınacağı bir döneme girildiğini açıkladı. TBMM grup toplantısında konuşan Erdoğan, sürecin “yol kazası yaşanmadan” tamamlanmasını temenni ederken, PKK lideri Abdullah Öcalan da video mesajında gönüllü silah bırakmanın ve Meclis’te kurulacak kapsamlı komisyonun önemine dikkat çekti. PKK’nın Cuma günü silah bırakması bekleniyor. AK Parti Sözcüsü Çelik de, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Cumartesi sabahı tarihi bir konuşma yapacağını açıkladı. Bu güzel gelişmenin ve artan rezervlerinin de yardımı ile Türk mali piyasalarının dünkü günü rahat bir şekilde geçirdiğini söyleyebiliriz. Yurt dışına geçmeden önce, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı görevini uzun zamandır sürdüren Fahrettin Altun yerine Burhanettin Duran’ın atandığını okuyoruz. Türkiye’de İletişim Başkanlığı, makam ve yetki olarak oldukça önemli bir pozisyon olduğunu not edelim.

Küresel piyasalarda tüm gözler hâlen Başkan Trump’ın ekonomi ve ticaret politikalarına çevrilmiş durumda. Tarife cephesinde bazı sonuçların yavaş yavaş görünmeye başlamasıyla birlikte, ABD’nin bu yıl gümrük vergilerinde rekor seviyelere ulaşması bekleniyor. Bu tablo içerisinde, Trump’ın açıkladığı “büyük ve güzel” vergi indirim paketinin yaratacağı bütçe açıklarının, artan gümrük gelirleriyle dengelenebileceği beklentisi hisse senetlerine alım getirdi. Ancak piyasa, enflasyon endişeleriyle büyüme teması arasında sıkışan FED’in ne yöne adım atacağına odaklanmış durumda.

Nitekim, dün yayınlanan FED’in 17-18 Haziran toplantısına ait tutanaklar, Temmuz ayında faiz indirimi için sınırlı bir destek olduğunu ortaya koydu. Sadece birkaç üye indirim yönünde görüş bildirirken, çoğunluk Trump’ın tarifelerinin enflasyonist etkileri nedeniyle temkinli olmayı tercih etti. Başkan Trump’ın acil ve sert faiz indirimi çağrısına karşın, FED üyelerinin büyük kısmı böyle bir adım için henüz uygun bir zemin oluşmadığı görüşünde birleşti. Tutanaklar, mevcut para politikasının zaten kısıtlayıcı düzeyde olduğunu, ekonominin ve istihdamın ise güçlü seyrini sürdürdüğünü vurguladı. Piyasalar, faiz indirimlerinin Eylül ve Aralık aylarında sınırlı ölçüde gerçekleşeceği beklentisini koruyor.

ABD Doları küresel bazda bir miktar da olsa değer kazanırken, altının ons fiyatında dün önemli bir destek seviyesi olarak gördüğümüz 3,285 dolar seviyesinden güç bularak yeniden 3,320 dolar seviyesine toparlandı. Teknik mânâda 3,285 dolar altında haftalık kapanış durumunda mevcut uzun pozisyonlarda kâr al ya da açığa sat stratejisi izlenebilir. Öte yandan, 3,285 dolar seviyesi -çok tavsiye etmesem de- alım yönünde kollanarak sıkı bir zarar kes ile de takip edilebilir. Gümüşün ons fiyatı 36,50 dolar seviyelerinde yatay bir şekilde beklerken, yine teknik bir bakış açısı ile altın gümüş rasyosunu 89 seviyesini aşağı yönlü geçmesi ile gümüşün daha bir ön plana çıkmasını bekliyoruz. Direnişin parası bitcoin ise bu sabah 111bin dolar seviyesinin üzerine yükseldi. Daha önce de kaleme aldığımız üzere, 113bin dolar seviyesi sonrası bitcoin için ‘asıl’ yukarı yönlü hareketin başlamasını bekliyoruz. Fiat para sistemine baş kaldıran bu üç önemli aktörü yakından takip etmenizde büyük fayda görüyoruz.

Hisse senetleri yönelik tarife kaygılarını azalması ile hisse senetlerine alım geldiğini yukarıda belirmiştik. Dün Avrupa’da Stoxx600 endeksi günü %1’e yakın artıda tamamlarken, Nvidia, yapay zekâ çiplerine yönelik küresel talebin etkisiyle piyasa değeri kısa süreliğine 4 trilyon doları aşarak bu eşiğe ulaşan ilk şirket oldu. Hisseleri yılbaşından bu yana %22 artarken, Nisan’daki düşüşten sonra %74 oranında toparlandı. S&P 500 endeksinde Nvidia’nın %7,3 ile en yüksek ağırlığa sahip olan şirket olduğunu da hatırlatalım. S&P500 geceyi %0,6 oranında artışla tamamlarken, risk iştahı denince akla gelen Nasdaq endeksi ise %1 yükseldi.

Yeni gün başlangıcında biraz da olsa karmaşık bir seyrin hâkim olduğunu not edelim. Japonya’nın Nikkei 225 endeksi, ABD Başkanı Trump’ın Japonya’ya yönelik %25 gümrük tarifesi açıklaması ve 20 Temmuz’da kritik seçim öncesi belirsizliklerin baskısıyla %0,6 geriledi. Ayrıca Trump, 1 Ağustos’tan itibaren bakır ithalatına ve Brezilya’dan gelen ürünlere %50 gümrük vergisi uygulanacağını da duyurdu. Bu husus birkaç gündür bakır piyasasında ciddi volatilite yaratırken, ABD ile Londra arasında fiyat farkı da rekor düzeye ulaştı. Öte yandan, AB ile olası bir ticaret anlaşması için müzakerelerin de hız kazandığını görüyoruz. ABD borsalarının vadeli işlemlerinde hafif de olsa kırmızı renk ön plana çıkarken, Japonya dışında kalan bölgelerde ise ılımlı tablo dikkat çekiyor. Kore borsasının %1 artışla olumlu ayrıştığının altını çizelim. Mali piyasaların gündeminde bugün Türkiye’de sanayi üretimi, her perşembe olduğu üzere ABD’de haftalık işsizlik maaşı başvuruları, Türkiye’de ise TCMB ve BDDK’nın haftalık bültenlerini yakından takip edeceğiz.

TCMB net döviz pozisyonunda yaşanan günlük değişim

 1752121424237c5756e6f064d526c7dd0e3b60a835_1_1200.jpg

ABD gümrük gelirleri rekora koşuyor

2025’nin ilk 5 ayında elde edilen gelir senenin rekor düzeyde artışla tamamlanacağına işaret ediyor

1752121424aeb8f1b76acdcecb912cd9a5d6c97a33_2_1200.jpg
Emre Değirmencioğlu

Okumaya devam et
Yorum Yazın

Yorum Yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

BANKA HABERLERİ

Konkordato Kader mi? Finansçı Eksikliğinin Bedeli mi?

Yayınlanma:

|

Finansı Yönetemezsen Batarsın: Konkordato Alan Firmalarda Ortak Eksiklik

2025 yılı, Türkiye reel sektörü için konkordato rekorlarının kırıldığı bir yıl olarak kayıtlara geçiyor. İSO 500 listesinde dahi yer alan birçok büyük firmanın konkordato ilan etmesi, artık sorunun yalnızca küçük ve zayıf firmalara özgü olmadığını gösteriyor. Ancak bu firmaları incelediğinizde gözden kaçmayan kritik bir ortak eksiklik dikkat çekiyor:

Çoğu firmanın bünyesinde profesyonel bir finans yönetimi yok. Özellikle banka kökenli ya da kurumsal finans tecrübesi olan profesyonellerin eksikliği çarpıcı.

Nakit Akışını Yönetemeyen Batıyor

Bir şirketin kar etmesi, onun yaşayacağı anlamına gelmez. Gerçek kriz genellikle nakit akışında başlar.
Banka kökenli profesyoneller, kâr/zarar yerine nakit akış tablolarına odaklanır. Oysa konkordato ilan eden birçok şirket:

  • Nakit planlamasını yapmamış,

  • Alacak-tahsilat dengesini kuramamış,

  • Kısa vadeli yükümlülüklerini karşılayamaz hale gelmiştir.

Bu durum, “mali müşavirle yürür” mantığının ne kadar yetersiz kaldığını gözler önüne seriyor.

Kredi Yönetimi Bilinmiyor

Konkordato ilan eden firmaların çoğu, bankalarla olan ilişkilerini stratejik değil, reaktif şekilde yürütüyor. Banka kökenli çalışanların yokluğunda:

  • Kredi limitleri doğru yapılandırılamıyor,

  • Yeni kredi olanakları değerlendiremiyor,

  • Bankaların nasıl karar verdiği bilinmiyor.

Oysa bir bankacının deneyimi, firmanın kredi profilini yükseltmede kilit rol oynar. Bankaların “takip riski” olarak gördüğü firma, aslında önlem alındığında krizden kurtulabilir.

Kriz Erken Uyarı Sinyalleri Göz Ardı Ediliyor

Profesyonel finansçılar, bilanço ve finansal oranlarda alarm zilleri çaldığında bunu okur ve müdahale eder. Ancak konkordato ilan eden firmaların çoğunda bu erken uyarı sistemleri ya hiç yok ya da kimse izlemiyor.

Kur riski, faiz riski, stok-finansman uyumsuzluğu gibi temel konular ya tamamen göz ardı ediliyor ya da “geç kalınarak” müdahale ediliyor.

Ders: Şirketin Kalbinde Finans Olmalı

Konkordato sadece hukuki bir çözüm değildir; aslında gecikmiş bir çöküşün ilanıdır. Finansı yönetemeyen firmaların er ya da geç bu noktaya gelmesi kaçınılmazdır.

Her şirketin – büyüklüğü ne olursa olsun –

  • Finans kökenli bir yöneticiye,

  • Banka ilişkilerini yönetecek deneyimli bir uzmana,

  • Nakit akışına hâkim bir planlamacıya
    ihtiyacı vardır.

Son Söz

“İyi muhasebeci” değil, iyi finansçı batışı engeller.
Konkordatoya sürüklenen her şirketin ardında, bir şekilde ihmal edilmiş bir finans bölümü yatar.
Unutmayın:

Finansı yönetemezsen, batarsın.

Erol Taşdelen – Ekonomist | bankavitrini.com

Okumaya devam et

BANKA HABERLERİ

2025: REEL SEKTÖRÜN TARİHİ ÇÖKÜŞÜ

Zincirleme Konkordatolar, Fabrika Kapanışları, İflaslar… 2025’in kalan aylarında Reel Sektör küllerinden doğabilcek mi, Ekonomide “Deprem Yılı” mı olacak…

Yayınlanma:

|

Ekonomi ayakta ama reel sektör yıkım yaşıyor!

2025 yılı, Türkiye’de reel sektörün “tarihi çöküş” yılı olarak kayıtlara geçmeye aday. Makro göstergeler büyümeye işaret etse de, mikro düzeyde reel sektör firmaları iflasın eşiğinde. Kredi takip tutarları rekor seviyelere ulaşırken, icra daireleri dosya yığını altında eziliyor. Ekonomik sistem içinde birer “yaşayan ölü” haline gelen zombi şirketler çoğalıyor. Konkordato ilan eden büyük firmaların listesi her geçen gün uzuyor. İşte çöküşün ayak sesleri:

1. Kredi Takip Tutarları Rekor Kırıyor

BDDK verilerine göre, 2025 Haziran ayı itibarıyla bankacılık sektöründe takibe düşen kredilerin toplamı 425 milyar TL’ye ulaştı. Çok değil 2024 sonu altı at önce bu tutar 287 milyar TL idi. Bu rakam son 5 yılın en yüksek seviyesi. Özellikle KOBİ ve ticari kredilerde tahsil edilemeyen borç 243  milyar TL’ye ulaştı. Bu rakamların içinde Varlık yönetim şirketlerine devredilen 15 milyar TL’ye yakın takip dosyaları yok üstelik. Bu durum, şirketlerin nakit döngüsünde ciddi tıkanıklık yaşandığını ortaya koyuyor. Zombi krediler ( ön ve yakın izlemede olan, yapılandırılan ) toplan kredi hazminin %15’i seviyesine ulaşmış durumda. Bankalardaki kredi kanallarının kamu eli ile kapatılmasını da üzerine ekleyince Nakit Döngüsü sürecinde yıkım yaşanıyor.

2. İcra Daireleri Dosya Patlaması Yaşıyor

Adalet Bakanlığı verilerine göre, 2025 yılının ilk 6 ayında icra dairelerdeki toplam icra dosyası 26 milyon adete yaklaştı. Bu rakam, pandemi yılı olan 2020’nin bile üzerinde. En çok icra takibi yapılan alanlar: Banka borçları, çek-senet ödemeleri ve kira alacakları. Özellikle ticari işletmelerin birbirine açtığı icra takipleri dikkat çekiyor.

3. Zombi Şirketler Çoğaldı

Zombi şirket; faaliyetlerinden elde ettiği gelirle yalnızca borcunun faizini ödeyebilen, ana parayı ise çeviremeyen firmalar için kullanılan bir kavram. TCMB ve sektörel raporlara göre, Türkiye’deki büyük ölçekli firmaların %18’i zombi şirket kategorisine girmiş durumda. Bu oran, üretim gücü olan ancak finansal olarak tükenmiş şirketlerin sistemde adeta “yaşayan ölü” gibi varlık gösterdiğini anlatıyor.

4. Konkordato Başvuruları Artışta

2025’in ilk yarısında mahkemelere yapılan konkordato başvurularında büyük bir sıçrama yaşandı. 2023’te yıllık 1.500 civarında olan başvuru sayısı, 2025 ilk yarısında şimdiden 2.776 adet oldu. Özellikle tekstil, inşaat, gıda ve tarım sektörlerinde faaliyet gösteren büyük şirketler, peş peşe konkordato ilan etti. İSO500 listesinde yer alan bazı dev firmalar da, BİST’de yer alan veya halka arz için onay alıp sırada bekleyen firmalar da geçici mühlet almaya başladı.

5. Reel Sektörün Altı Boşalıyor, Ekonomi Üstte Duruyor

Makro veriler TÜİK büyümeyi işaret ederken, reel sektörün dipten dibe sürüklendiği açıkça görülüyor. Bu çelişki, ölçüm yöntemlerinin ve açıklanan verilerin güvenirliğini de tartışmaya açıyor. Üretim yapan, istihdam sağlayan reel sektörün çökmesi, sosyal ve ekonomik dengeleri tehdit eden ciddi bir krizi tetikleyebilir. Kriz İSO500’de yer alan firmalara sıçradı. Büyümenin üretim artışından değil Tüketimden kaynaklandığını TCMB de tespit etmiş raporlarına yansımış durumda. Enerji, Akaryakıt gibi ana girdilere 100 milyar USD’den fazla kaynak harcarken; İthalatın içinde %10’u bile bulmayan tüketim mallara, yurtdışı internet alışverişe konulan ek vergiler ile övünüyoruz. Hatalar zincirine örnek mi: Sanayici “Enerji Maliyetlerimi nasıl düşürürüm” diye çırpınırken; Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı GES’lerdeki Teşvikleri sınırladı iyi mi? Yetmedi, Teşvikleri kaldırırken Güneş Panellerinde “yerli üretim hücre olacak” dedikleri hücreler etiketi değiştirilmiş çakma Çin mali çıktı iyi mi! Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanlığı soruşturma açmasa onu bile öğrenemeyecektik. Sanayicinin Enerji Maliyetini düşürmeye çalışmasının ne zararı var. Enflasyon ile mücadeleye katkı mı sağlıyor maliyetin düşürme çabaları, engeller niye o zaman?

Sessiz Yıkım Sürüyor

Reel Sektördeki çöküşü görmek için yeterince Erken Uyarı Sinyalleri var! Finans dengeyi sağlayamayan, nakit akışını ayarlayamayan firmanın ayakta durması mümkün değildir. 2025, bankaların kârlı; devletin güçlü; ama reel sektörün sessiz sedasız çöktüğü bir yıl olarak tarihe geçebilir. Her gün kapanan dükkanlar, konkordato ilan eden holdingler, ödenemeyen çekler, batık krediler bu “sessiz yıkımın” göstergeleri. Türkiye, yapısal reformlar yapılmadığı sürece bu krizden çıkması zor.

Yanan sadece ormanlarımız değil büyük emek ile oluşturuğumuz Sanayide de ciddi yangın var, bu yangını öyle üç kuruşluk KGF Kredisi ile söndürüp NEFES olsun diye geçiştirip söndüremeyiz, biline!

Çözüm: Talebi bastırarak enflasyonu düşürme hayalini bırakıp,  Üretim Ekonomisini desteklemekte! Tüketimden gelen sanal büyüme ile avunursak elimizde kala kala firma çöplüğü kalır!

Erol TAŞDELEN – Ekonomist      www.bankavitrini.com

Okumaya devam et

ALTIN - DÖVİZ - KRIPTO PARA

ABD’den Kara Para trafiğindeki ülkelere sert mesaj: Türkiye’de var!

Yayınlanma:

|

Yazan:

ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Tammy Bruce, “ABD Hong Kong, Birleşik Arap Emirlikleri ve Türkiye merkezli yasa dışı bir İran finansal ağına yaptırım uyguluyor” dedi.

ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Tammy Bruce, ABD’nin Hong Kong, Birleşik Arap Emirlikleri ve Türkiye merkezli bir yaşa dışı İran finansal ağına yaptırım uyguladığını açıkladı. Bruce, X hesabından yaptığı paylaşımda şunları kaydetti:

“ABD Hong Kong, Birleşik Arap Emirlikleri ve Türkiye merkezli yasa dışı bir İran finansal ağına yaptırım uyguluyor. İran petrol ticaretinden elde edilen bu fonlar, on yıllardır İran’ın terörist vekillerini destekleyen İslam Devrim Muhafızları’na fayda sağlamakta.”

ANKA

Okumaya devam et

FARK YARATANLAR

FARK YARATANLAR

KATEGORİ

ALTIN – DÖVİZ

Altın Fiyatları

BORSA

KRIPTO PARA PİYASASI

TANITIM

FACEBOOK

Popüler

www bankavitrini com © "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan, BANKA VİTRİNİ'nde yer alan yazar ve çevirmenlerine ait herhangi bir yazı, çeviri, makale ve haber izin alınmadan basılı olarak ya da internet ortamında kullanılamaz, çoğaltılamaz, yayınlanamaz. İzinsiz kullananlar hakkında hukuki yollara başvurulacaktır. "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan tüm özgün yazıların içeriğinden yazarları sorumludur. www.bankavitrini.com'da yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti, aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler, mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Yer alan yazılarda herhangi bir yatırım aracı; Hisse Senedi, kripto para biriminin veya dijital varlığın alım veya satımını önermiyor. Bu nedenle sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi, beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Lütfen transferlerinizin ve işlemlerinizin kendi sorumluluğunuzda olduğunu ve uğrayabileceğiniz herhangi bir kaybın sizin sorumluluğunuzda olduğunu unutmayın. © www.bankavitrini.com Copyright © 2020 -UŞAK- Tüm hakları saklıdır. Özgün haber ve makaleler 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu korumasındadır.