Connect with us

EKONOMİ

Son 52 yılın en kötü ilk yarısı…

Yayınlanma:

|

  • Gündemimiz enflasyon olunca, FED’in de favori enflasyon endeksi olan çekirdek PCE piyasaların dün merceğinde idi. Kişisel tüketim ve harcamalar (PCE) Mayıs’ta %4,8 olan beklentinin bir tık altında %4,7 oldu (geçen ay %4,9). Enflasyonun bir tık da olsa piyasa beklentisinden daha iyi sonuçlanması bile son 52 yılın en kötü ilk yarısını geçiren piyasaların yaralarına merhem olamadı. 
  • ABD borsasının ana endeksleri, yılın ilk yarısında merkez bankalarının enflasyonla mücadele kapsamında atacağı adımların küresel ekonomik büyümenin yavaşlamasına neden olacağına dair endişelerle geriledi. FED Başkanı Powell, FED’in faiz artırımlarının ABD ekonomisini çok fazla yavaşlatabileceğine dair risk olduğunu, fakat fiyatların daha fazla artacağı konusunda toplumda beklentiye yol açan kalıcı enflasyonun daha büyük bir risk oluşturduğunu belirtmişti.
  • 2021 yılının yıldızı olan teknoloji hisseleri ve bu bağlamda risk iştahını göstergesi konumunda Nasdaq endeksi ilk yarıyı %30 düşüşle tamamladı. Piyasaların risk off modunda olmasına paralel, güvenli liman dolar ilk 6 ayda %10 değer kazanırken, doların piyasa faizi olan 10 yıllık devlet tahvil getirisi ise neredeyse %1,5 seviyesinden %3 seviyelerine kadar yükseldi! Riskli varlık sınıfına giren hisse senetlerinden sonra kripto para yatırımcılarının da yüzü pek de gülemedi. Amiral gemi Bitcoin’in ilk yarı performansı %60 düşüş oldu! 
  • İçeride ise kafa karışıklığı tüm hızı ile korunmaya devam ediyor. BDDK‘nın geçen hafta Cuma akşamı almış olduğu kararın yarattığı uygulamada sorunlar ve kredi musluklarının kapanmasına paralel ekonomide beliren “ani duruş (sudden stop)” riski, özellikle Borsa İstanbul cepheside hissedildi. Ana endeks son 1 hafta %6 gerilerken, konunun dokunduğu bankacılık endeksi son 7 günde %13 geriledi. Teknik bir bakış açısıyla, Borsa İstanbul Bankacılık endeksinde aşağıda 1,920 seviyesine azami özen göstermek gerekiyor. 
  • BDDK‘nın yarattığı tahribatı gidermek adına kapsamlı toplantılar gerçekleştirildiğini işitiyoruz. Gerek BDDK’ya gerekse de ekonomi yönetimine ciddi eleştiriler her geçen gün artarken, alınan kararların serbest piyasa mekanizmasına müdahale olarak yorumlandı. Atılan adımlardan geri dönülmesinin getireceği kredibilite kaybının nasıl giderileceği ise ayrı bir konu başlığı. Hülasa, böyle bir adımın gelmesi, son günlerde kaydedilen sert satışları yerini tepki alımlarına terk edebileceğini göz ardı etmiyoruz. Bu arada, ekonomi yönetiminden ise gün geçmiyor ki yeni bir karar gelmesin. TCMB, Kur Korumalı Mevduat (KKM) dönüşüm oranı belli seviyenin altında kalan bankalara uyguladığı komisyon oranını %1,5’ten %5,0’e yükseltti. 
  • Geride bıraktığımız hafta, yabancı indinde Türkiye’nin 5 yıl vadeli risklerini gösteren CDS primi 800 seviyesinin altına gerilemesi ardından, ani duruş riskinin de belirmesi ile 840 seviyesine yükseldi. Söz konusu seviye, 2008 küresel kriz döneminin bile ötesinde (yıla 550 seviyesinden başladığını not edelim). 
  • USDTRY kuru dün gün boyu 16,60-16,70 bandında dalgalandı. Ay ve dönem sonu olması nedeniyle karmaşık bir gün geçiren döviz piyasasında, günün kapanışı ise işlem bandının tepesinde oldu. Biden, Madrid’deki NATO zirvesinde basın mensuplarına yaptığı açıklamada Kongre’nin Türkiye’ye F-16 savaş uçaklarının satışını onaylayacağını inandığını açıkladı.
  • TÜİK dün Mayıs ayı dış ticaret rakamlarını açıkladı. İhracat %15,3 artarken ithalat ise %43,5 artış kaydetti. Bu sonuçlarla Mayıs ayında dış ticaret açığı 10,6 milyar dolar, ilk 5 ayda ise açık 43,2 milyar dolar ile Cumhuriyet tarihinin rekorunu kırdı. Detaylarda yüksek enerji fiyatları göze çarpa da, uygulanan para politikasının veya ultra reel negatif getiriye sahip TL’nin tüketimi teşvik ederek ithalatı da patlattığı unutulmamaldır. Cari işlemler fazlası verme hedefi ile çıkılan yolda, her ay açık rekorları kırılıyor.
  • Petrol İhraç Eden Ülkeler Örgütü (OPEC) ve birlikte hareket eden ülkelerin oluşturduğu OPEC+, dün sona eren toplantısında Temmuz ve Ağustos ayı için daha önce açıkladıkları günlük 648,000 varillik üretim artışı hedeflerini değiştirmeden uygulamayı kararlaştırdı. Lâkin, Brent cinsi ham petrol, özellikle ekonomik görünüm oldukça bozulması ve ABD’de tüketici güveninin son 16 ayın dibine inmesi ile son 2 günde %10 gerileyerek 109 usd/varil seviyesinden işlem görüyor. Teknik mânâda, aşağıda 106,80 dolar seviyesine azami dikkat edelim!
  • Yılın ilk yarısını manşetimizden de anlaşılacağı üzere 1970 yılından bu yana en sert düşüşle tamamlayan piyasaların önünde yılın ikinci yarısından da bir miktar ‘acı’ olacağını düşünüyoruz. ABD borsalarının dün akşam %1 civarı gerilemesi sonrası,  yatırımcıların küresel ekonomik görünüm konusunda giderek daha gergin hale gelmesiyle, ikinci yarıya da ‘titrek’ bir başlangıç yaptığını görüyoruz. ABD borsalarını vadeli işlemlerinde %1 düşüşler görülüyor. Pasifiğin diğer ucunda da hava bozuk! Gösterge endeks Tokyo borsası %1,6 düşerken, Tayvan borsasında düşüş %2,7 seviyesine vardı. 
  • Mali piyasaların gündeminde bugün küresel cephede açıklanacak büyümenin öncü göstergesi imalat sanayi PMI verilerini takip edeceğiz. Euro Bölgesi TÜFE enflasyonu ile içeride İTO enflasyon verileri de önemli arz edecek.

>Dış Ticaret İstatistikleri

TÜİK verilerine göre, Mayıs ayında ihracat %15,3 artışla 19 milyar dolar, ithalat ise %43,5 artışla 29,6 milyar dolar oldu. Bu sonuçlarla Mayıs ayında  dış ticaret açığı 10,6 milyar dolar, ilk 5 ayda ise açık 43,2 milyar dolar ile Cumhuriyet tarihinin rekorunu kırmış oldu. Yeni ekonomik program cari işlemler fazlası vermeyi amaçlıyordu; gelinen noktada açık rekoru kırılıyor!

165664978698cbbfc6f39d61267dd6f4b5885df200_1_1200.jpg

>DTH

24 Haziran ile biten haftada, parite/fiyat etkisinden arındırılmış rakamlara göre, gerçek kişilerin DTH önceki haftaya göre 78 milyon dolar, tüzel kişilerin ise 0,7 milyar dolar arttı. Tüzel kişilerin DTH rakamlarını makul bir hızla artmaya devam ettiğini görüyoruz.

1656649787c98732a0757c4b6ca96d9136e58bcbb0_2_1200.jpg

>TCMB Rezervleri

24 Haziran ile biten haftada, TCMB’nin brüt döviz rezervleri yaklaşık 0,9 milyar dolar artışla 60,3 milyar dolar, altın rezervleri ise 41,6 milyar dolar ile yatay bir seyir izledi. Toplam brüt döviz ve altın rezervleri 101,9 milyar dolar ile bir önceki haftaya göre 0,9 milyar dolar arttı.

1656649787ae375a0d0eeccc544c265f4f36b49029_3_1200.jpg
1656649787c47468f9e0d7146218ee402b9b913368_4_1200.jpg

>KKM

BDDK verilerine göre, 24 Haziran ile biten haftada, Kur Korumalı Mevduat hesapları ilk kez 1 trilyon TL seviyesini aştı.

1656649788c7b85a8034613b61f1d05e02b17e69ae_5_1200.jpg

>Dolarizasyon

KKM’nin de bir yabancı para enstrümanı (YP) olduğu düşünülürse, KKM dahil yabancı para stoğun toplam mevduat içindeki payı %72 ile tüm zamanların zirvesinde yer almaya devam etti.

1656649788b364633543f2eee4397f5bf906cc973f_6_1200.jpg

>Swap Hariç Net Rezervler

BDDK kararı sonrası kamunun hafta başı döviz piyasasına müdahale haberlerinin aksinesinin, pozisyonlarda fazla bir değişim göremedik. Satışların şirket kaynaklı olduğunu düşünüyoruz.

1656649788323220951b0cd72a5a4d609332d843c7_7_1200.jpg

>Net Uluslararası Rezervler

TCMB’nin net uluslararası rezervleri 7,5 milyar dolar ile önceki haftaya göre önemli bir değişim göstermezken, yılbaşından bu yana en düşük seviyede olduğunu görüyoruz.

16566497892bd701b2575059a1fb10a41c408ea695_8_1200.jpg

>Yabancı çıkışı devam ediyor

24 Haziran ile biten haftada, yurt dışındaki yerleşikler 98 milyon dolar hisse senedi, 58 milyon dolar ise tahvil sattıklarını görüyoruz. Yabancı yatırımcının her fırsatta pozisyon azaltmaya devam ediyor. Son 10 haftada çıkış 3,1 milyar dolar oldu!

1656649789b54ae659adb4867d29175dcfb75ace7f_9_1200.jpg

>Bir zamanlar…

Yabancı yatırımcıların Türkiye’de 152 milyar dolar vardı. Güncel rakam 16,7 milyar dolar (son 1 senede çıkış 10 milyar dolar).

1656649789abab77c1fbaf79fa5a653cbc03a0f348_10_1200.jpg

>Fiili faiz oranları

Ekonomi yönetiminin kredi genişlemesini yavaşlatmak adına attığı adımlara rağmen TL krediler artmaya  büyümeye devam ediyor. En fazla rağbet gören kredi kalemi olan taşıt kredilerinde haftalık artış %3,46 ; sene başına göre ise %90,7 oldu!

1656649790f3a4f47dc7f6c16f59672dfd847bb768_11_1200.jpg

>Gümüş

Yükseliş isteği için 22 doların geçilmesi gerektiğini aylardır bültenlerimizde değerlendiriyoruz. Yönünü aşağıya çeviren gümüşte, 20,80 teknik seviyesinin de fren görevi üstlenmemesi ile daha da aşağıda 18,65 seviyesi göz ardı edilmemelidir. 

16566497900ba48239b882770757e18d8a9a6b199d_12_1200.jpg

>Altın

Paranın geleneksel sığınağı altındı. Ama şimdi geleneksel bir zaman değil! ABD faizlerinin sert yükselişi altın üzerinde baskı kurdu. Teknik mânâda 1,885 dolar seviyesi geçilmeden, yükseliş isteği başlamayacaktır. Daha da aşağıda, 1,685 dolar seviyesini görünüyor.

1656649790d9c6a0b82afaeca590104d2079c15bfa_13_1200.jpg

>Sterlin

Sterlin cephesinde 1,2080 seviyesine azami dikkat etmekte fayda var. Dün en düşük 1,2089 test edildi. Teknik seviyenin altında bir kapanış, pandemi döneminde test edilen son 35 yılın dibinin tekrar hatırlanmasına neden olabilir!

1656649791e9714a700f6b1ce89dc97384579c3d92_14_1200.jpg

>XBANK

BDDK kararı ardından durma noktasına gelen ekonomi ve tıkanan kredilere paralel, bankacılık endeksi 1,923 seviyesini dün test ederken, son 7 günde %13 geriledi. Teknik mânâda, haftalık kapanışın 1,920 seviyesinin altında olması, daha büyük bir düzeltmenin habercisi olabilir.

1656649791ebdae18a78c15d8906bbb085ba0010ac_15_1200.jpg

>Doğalgaz

Bültenlerimizde, 6,55 usd/mmbtu seviyesine dikkat edilmesi gerektiğini belirtmiştik. Teknik seviyenin altında, aşağı yönlü baskı korunmaya devam edebilir. RSI aşırı satışa işaret ediyor. Kademeli alım yapacakların, 5,35 seviyesinin altına stop yazmaları akıllıca olacaktır.

165664979169b304b06216b265c9e8fc43cb5a8e3d_16_1200.jpg

>Brent

Son 2 günde %10 gerileyen petrolde aşağıda 106,80 usd/varil seviyesine dikkat edelim. Geniş bir açıdan bakarsak yukarıda 123 dolar seviyesi geçilmeden (defalarca kırmızı kart gördü) petrolde uzun pozisyon almayacağız. 

1656649792aca08db169e1b8b1ab56c7d8e0e4057f_17_1200.jpg

>Türkiye 5 Yıl CDS

Türkiye’nin 5 yıllık CDS risk primi yılın ilk yarısında 550 baz puandan 850’ye yükseldi. Söz konusu seviye 2008 küresel kriz döneminin de ötesinde.

1656649792a84e1dc929516a93db68b5524dc81541_18_1200.jpg

İKTİSATBANK

Okumaya devam et

BANKA HABERLERİ

Garanti BBVA CEO Baştuğ: “Kredi kartlarına sınırlama getirilmeli”

Geçen yıl krediler yüzde 50 artarken, kredi kartlarında bunun üç katına varan artışlar olduğunu dile getiren Garanti BBVA Genel Müdürü Recep Baştuğ, tüketimin sakinleşmesi için kredi kartlarına ilişkin adım atılması gerektiğini söyledi. Yıl sonunda enflasyonun baz etkisiyle yüzde 45’e gerileyeceğini belirten Baştuğ, asıl mücadelenin bundan sonra başlayacağını ifade etti.

Yayınlanma:

|

Yazan:

Ülkedeki en büyük sorunun enflasyon olduğunu söyleyen Garanti BBVA Genel Müdürü Recep Baştuğ, enflasyonun dizginlenmesi ve tüketimin yavaşlaması için kredi kartlarına sınırlama getirilmesi gerektiğini savundu.

Geçen yıl krediler yüzde 50 artarken, kredi kartlarında bunun üç katına varan artışlar olduğuna da değinen Garanti BBVA Genel Müdürü Recep Baştuğ, kredi kartı faizlerinin çok düşük kaldığını ve herkesin bu kanala yüklendiğini söyledi. Bu yıl ise 2023’e göre büyüme hızının yavaşladığını ancak yine de kredi kartlarıyla alakalı büyümenin önüne geçecek bir şeylerin yapılması gerektiğini belirten Baştuğ, “Geçen yılın büyümesi tüketimden geldi. Çılgınca bir tüketim yapıldı. Bunun baskılanması, düşmesi lazım. Ülke olarak tüketimle ilgili olarak sakinleşmemiz lazım, daha az tüketmemiz ve büyümeyi başka kaynaklardan elde etmemiz lazım” dedi.

Parasal sıkılaşma politikaları gereği bireysel kredilerde bankaların yüzde 2 büyüme sınırı olduğunu hatırlatan Baştuğ, “Bankalar bireysel kredilerde bu sınırı aşmaları halinde ciddi cezalar ödüyorlar, bu nedenle de aşmamaya özen gösteriyorlar. Bu yıl kredi talebi artsa bile yükselmiş faizle bu baskılanacaktır bireysel taraf için. Tüzel taraf için de benzer bir dünya var, orada da belli sınırlar var. Ortalama enflasyonun yüzde 54-55 seviyesinde biteceğini düşünürsek onun çok altında bir kredi büyümesiyle yılı tamamlarız diye düşünüyorum. Buradan herkes nasibini alacak. Ama hâlâ kredi kartlarıyla alakalı büyümenin önüne geçecek bir şeylerin yapılması gerektiği düşünüyor ve bekliyoruz” dedi.

“Kredi talebi Döviz cinsine kaydı”

Kurda öngörülebilirlik artınca kredi talebinin döviz cinsinden kredilere doğru kaydığını belirten Recep Baştuğ, “Bu talebin kayma nedenlerinden birisi de TL kredilerdeki yüksek faiz oranları. Türk bankaları döviz cinsinden kredi vermeyi, Türk şirketleri de döviz cinsinden kredi kullanmayı öğrendiler. Şu an verilen kredilerin doğru yerlere gittiğini düşünüyorum. Eskisi gibi kurun artışıyla herhangi bir sıkıntı yaratacak bir durum yok. Banka sermayeleri çok güçlü. Topladığımız para sattığımız paradan daha az. Bu trend devam ederse TL miktarı artacaktır. Bankalar kazandıkları parayla eleştirirler. Bankanın amacı kârı ile sermayesini enflasyona ezdirmemektir. Bankaların üzerindeki yük şu anda kârlılıkta kendini gösteriyor” değerlendirmesini yaptı.

20 milyar dolarlık döviz girişi oldu

Seçimden sonra dışarıdan 20 milyar doları bulan bir döviz girişi olduğunu, bireylerin yatırım tercihlerinde de artan oranda TL’leşme gözlemlediklerini söyleyen Recep Baştuğ, “Şu anda gelen paralar yatırım için gelen paralar değil. Onun biraz daha vakti var. En büyük miktar swapla gelen para, ikinci büyük para Türk eurobondlarına geldi. Sonrasında TL Hazine bonolarına ve Borsaya geldi. Rakam her geçen gün artıyor” dedi.

bloomberght

Okumaya devam et

EKONOMİ

“Kamuda tasarruf”un arkasında yatan gerçek

Yayınlanma:

|

Yazan:

Şimşek’in olmayan programının “kamuda tasarruf” kısmı bu hafta açıklandı. Orta Vadeli Plan gibi bu paket de genel olarak dilek ve temennilerden müteşekkil gözüküyor olsa da kamuda tasarruf paketinin ve genel olarak kamuda tasarruf söyleminin arkasında yatanlara bir göz atıp önümüzdeki dönemde bizi nelerin beklediğine bakmakta fayda var.

1. Kamuda tasarrufla enflasyonun ilgisi ne?

Faiz artışları ve ücretlerin baskılanması gibi kamu harcamalarının azaltılması da yüksek enflasyon oranlarının aşağı çekilmesi için gerekli bir adım olarak sunuluyor. Ancak kamu harcamalarında yapılacak bu tasarrufun enflasyonu hangi kanaldan ve ne kadar düşürmesinin beklendiğine dair somut bir plan ya da açıklama tabii ki sunulmadı.

Standart iktisat teorisine göre, eğer bir ekonomide toplam talep toplam arzın üzerinde seyrediyorsa, bu ekonomide önce girdi fiyatları ardından da mal ve hizmet fiyatları yükselişe geçer. Bu modelin temel varsayımı, ekonominin halihazırda tam istihdamda olduğu ve kapasite kullanım oranının da daha fazla artırılamayacak kadar yüksek olduğudur.

Bu temel varsayım altında kısa vadede üretim artırılamayacağından ötürü, fiyatlardaki artış eğilimini durdurmak için talebin kısılması önerilir. Yüksek faizler, talebi kısmanın bir yöntemidir. Yüksek faizler, krediyi pahalı hale getirerek krediyle yapılan tüketim ve yatırım harcamalarını azaltabilir. Aynı zamanda, bugün tasarruf yapıp yarın daha fazla tüketme imkanı sunarak gelirlerin bir kısmının harcanmamasını sağlayarak da talebi sınırlayabilir. Ekonomideki toplam talebin toplam arzla uyumlu hale gelmesiyle de fiyatların artış eğilimi kontrol altına alınabilir.

Kamu harcamalarını azaltmanın da benzer bir mantığı vardır. Kamu harcamalarını azaltmak, toplam talebi düşüreceğinden ekonomideki “aşırı talebin” dizginlenmesine yardımcı olur ve dolayısıyla da enflasyonu düşürücü bir etkide bulunabilir.

Ekonominin tam istihdamda olmadığı (yani işsizliğin yüksek olduğu) ve şirketlerin üretim kapasitelerinin tamamını kullanmadığı koşullarda “aşırı talep” kaynaklı bir enflasyondan söz etmek mümkün değildir. İthal girdi ve özellikle de ithal enerji kullanımının yüksek olduğu bir ekonomide döviz kurlarının hızla artmasıyla tetiklenen ve yüksek kâr marjlarının sürüklediği bir enflasyondan söz ediyorsak bu basit ilişkinin çalışmayacağı açıktır. Hele ki enflasyon beklentileri kalıcılaşmış, gelir ve varlık eşitsizlikleri artmışken.

En azından kamu harcamalarının ithalat yaratan kısmı azaltılıyor olsaydı Türkiye ekonomisi için döviz açığını azaltacağı için dolaylı olarak enflasyon üzerinde negatif etkide bulunabileceğini söyleyebilirdik. Ancak bu olmadığı gibi kamunun döviz (ve altın) cinsinden iç ve dış borçlanmasına dair bile herhangi bir unsur görünmüyor tasarruf paketinde.

Yüksek faiz, ücretlerin baskılanması ve kamu harcamalarının azaltılması politikalarını enflasyonun düşürülmesi adına savunan iktisatçıların bir düşünce tembelliği içerisinde olduğu söylenebilir. Ancak mesele bununla sınırlı da değil. Çünkü bu politikaların hem ideolojik bir yanı hem de değer üretimi ve bölüşümü ilişkilerine doğrudan ve dolaylı müdahale eden yanları mevcut.

2. Kamu bütçesi ve vergiler: Yeniden bölüşüm

Kamunun topladığı vergiler ve yaptığı harcamalar, en basit ifadesiyle, ekonomide üretilen toplam değerin bir kısmını yeniden dağıtma işlevine sahiptir. Bu anlamda da hem vergilerin kimden ve ne kadar toplandığı hem de harcamaların hangi alanlara yapıldığı bir toplumun önceliklerini ve o toplumdaki güç dengelerini doğrudan yansıtır.

Dolayısıyla vergilendirme ve harcama kalemlerinde yapılan her değişiklik de aslında öncelikle yeniden bölüşüm ilişkilerine yapılan bir müdahaledir. Ancak, müdahale genellikle sadece yeniden bölüşüm ilişkileriyle kalmaz, doğrudan üretim ve bölüşüm ilişkilerini de etkileyecek ve değiştirecek unsurlar içerebilir.

3. “Kamuda tasarruf”un esas amacı

Kamu harcamalarının kısılması, eğitim ve sağlık gibi kamu hizmetlerinin birçoğunun özel sektöre devredilmesi ve kamu varlıklarının özelleştirilmesi 1980’lerden bu yana IMF ve Dünya Bankası programlarının asli bir unsuru olarak karşımıza çıkıyor.

Şimşek’in bu hafta açıkladığı programın da bu bağlamda 3 ana amacı olduğu söylenebilir:

1. Dış sermayeye daha fazla kaynak ayırmak: Daha önce “Şimşek “programı”nın aritmetiği”nde yazdığım gibi içerideki talebi azaltacak her adım dış sermayeye yapılacak ödemeler için ayrılabilecek kısmı yükseltmeye yaramaktadır. Çalışanların ve emeklilerin reel gelirlerini düşürmek, onlara yönelik kamu harcamalarını kısmak, onlardan daha fazla vergi almak ve onların borçlanmasını zorlaştırıp daha pahalı hale getirmek bu kesimin elindeki harcanabilir geliri düşürmek suretiyle milli gelirden bu kesime ayrılan payın düşük tutulması, dış sermayeye yapılacak ödemeler için ayrılan kısmı artırır. Kemer sıkma politikalarını uluslararası finans için önemli kılan nedenlerin başında bu gelir. Dış sermayeye, bize döviz getirirseniz size yüksek faiz ve kâr payı ödemesi yapacağız ve bu ödemeleri yapabilmek için de kendi çalışanlarımızın boğazından kısacağız mesajı verilir. (1)

2. Krizi fırsata çevirmek: Çalışanların örgütsüz, güçsüz ve dağınık olduğu koşullarda “kamuda tasarruf” ya da “kemer sıkma” politikalarıyla sermayenin çıkarına adımların önü açılır. Ücretleri ve emekli aylıklarını düşürmek, esnek ve güvencesiz çalışmayı yaymak, kamunun sağlaması gereken temel hizmetleri giderek daha fazla özel sektöre devretmek, sosyal yardımları ve kamu hizmetlerini azaltarak çalışanları daha düşük ücretlerde çalışmaya mecbur etmek, kamuya ait varlıkları ucuza özel sektöre devretmek “kamuda tasarruf” paketinin ilerleyen dönemdeki versiyonlarından bekleyebileceğimiz gelişmelerdir. Bu haliyle de Şimşek ve “programı”nın sermayenin tüm kesimlerinin desteğini alması şaşırtıcı değildir. (2)

3. İdeoloji ve algı: Oğuz Oyan’ın oldukça yerinde tespitiyle “yoksullaşan halkın en büyük özveriyi yapması beklenirken iktidarın kamu harcamalarında da bir takım sözde tasarrufları zorunlu oldu. Dolayısıyla bu paket, programın psikolojik ve ideolojik zemininin hazırlanması, geniş halk kesimlerinin kendi aleyhlerine çalışacak bir programa razı edilebilmesi açısından da farz oldu”. (3) Açıklanan tasarruf paketi de “işte iktidar da üzerine düşeni yapıyor” algısının oluşturulması için şimdiden kullanılmaya başlandı bile.

4. Bu daha başlangıç

Aslına bakarsanız, göreve geldikten neredeyse bir sene sonra “kamuda tasarruf” paketini açıklayan Şimşek’in çalışmaya yeni başladığını söyleyebiliriz. Ücretlerin bastırılması, emeklilerin açlığa mahkum edilmesi, kamu çalışanlarının servislerinin, lojmanlarının ellerinden alınması gibi adımların hiçbiri enflasyonu tek haneli rakamlara indirecek adımlar değil.

Enflasyon, TL’nin reel değerlenmesi ve baz etkisiyle biraz inmeye başladığında “program”ın çalıştığı öne sürülecek ve enflasyonu daha fazla indirip ekonomiyi istikrara kavuşturmak için geniş kitlelerden daha fazla fedakarlık istenmekle de kalınmayacak kamunun elinde kalan varlıklar, araziler vs. yerli ve uluslararası sermayeye ucuza devredilecek. Nihayetinde Şimşek ve ekibinin bu konuda 2000’lerden oldukça fazla deneyimi var. Bu paketteki “değerli lojman ve sosyal tesisler”in sermayeye satılması maddesi bunun ilk adımı olarak görülebilir. (4) Benzer şekilde, Varlık Fonu adı altında tamamen denetim dışına çıkarılmış kamu varlıklarının akıbetinin ne olacağını da önümüzdeki dönem bize gösterecek.

5. Sonuç yerine

Esas amaç gerçekten kamuda tasarruf olsaydı yapılacak şeyler belliydi. Örneğin, “Şimşek sadece İstanbul Havalimanı’nın bir yıllık kirasını Cengiz ve Kalyon’dan alabilse, açıkladığı ‘tasarruf paketinin’ hedeflediği rakamın neredeyse yarısı kadar kaynağı bütçeye koyabilirdi.” (5) Ya da şirketlerden toplanmayan, affedilen vergiler, şirketlere tanınan çeşitli muafiyetler ve verilen teşvikler, bütçede artan faiz ödemeleri, kamu-özel işbirliği adı altında sermayenin belli kesimlerine aktarılan kaynaklar, askeri maceralar için harcanan paralar, iktidar sahiplerinin çoklu maaşları, astronomik huzur hakları vs. vs.

Ancak, yine Oyan’ın tespitiyle, kamuda gerçek bir tasarrufun ucu “sermayeye ve yolsuzluk ekonomisine dokunacağı için yasak alandır. Her durumda Şimşek’in boyunu ve meşrebini aşar.” (3)

Bu şekilde değerlendirildiğinde “kamuda tasarruf”un Şimşek “programı”nın iki hedefiyle de gayet uyumlu olduğu görülmekte. Tekrar hatırlatmak gerekirse bu iki hedef, Türkiye ekonomisinin kronik döviz açığı sorununu bir süreliğine de olsa gidermek ve Nebati programının emeğe saldırısının sonuçlarını kalıcılaştırıp daha öteye götürmek olarak belirlenmiş durumda.

Başka bir şekilde ifade etmek gerekirse, karşı karşıya bulunduğumuz program, nihayetinde, ülke kaynaklarının bir avuç finansal spekülatöre aktarılması ve ülkenin ücretli çalışanlar ve emekliler için bir cehenneme çevrilmesi programıdır.

Özgür Orhangaziozgurorhangazi.com

Notlar:

(1) Şimşek “program”nın aritmetiği

(2) https://www.gazeteduvar.com.tr/is-dunyasindan-kamuda-tasarruf-paketine-destek-haber-1691071

(3) https://haber.sol.org.tr/yazar/tasarruf-mu-dediniz-393343

(4) Özelleştirme İdaresi’nin Urla’daki taşınmaz ihalesi için hazırladığı reklam filmi, belki de önümüzdeki dönemde göreceklerimizin bir fragmanı olabilir: https://twitter.com/bahadir_ozgr/status/1790043345818968518

(5) https://www.gazeteduvar.com.tr/simsek-once-kalyon-ve-cengizden-milyar-euroluk-kirayi-alsin-makale-1691043

Okumaya devam et

ALTIN - DÖVİZ - KRIPTO PARA

GARANTİ BBVA TÜRKİYE RAPORU

Yayınlanma:

|

Yazan:

TCMB ihtiyaç duyulduğu sürece sıkılığın korunacağı, yeni mali tedbirler ise politika bileşiminin daha koordineli olacağına işaret etmektedir. Politikaların gecikmeli etkisi göz önüne alındığında, hala sağlam olan tüketimi kontrol altına almak için ek makro ihtiyati önlemlere ihtiyaç duyulacağına inanıyoruz.

Önemli noktalar

  • TCMB, yılın ikinci enflasyon raporunda 2024 yılı ara enflasyon hedefini 2 puan yukarı yönlü revize ederek yüzde 38’e yükseltmiş, öngörülen aralığın üst sınırını değiştirmeyerek yüzde 42’de tutmuştur. Yılın ilk dört ayında enflasyonun beklenenden 4 puan daha güçlü gelmesi, Mart ayındaki ilave sıkılaştırma ile sapmayı telafi edemeyecekleri için bu revizyonu yapmalarına neden oldu.
  • TCMB, sıkılaştırmanın talep koşulları ve enflasyon beklentileri ve dolayısıyla enflasyon eğilimi üzerindeki gecikmeli etkilerini gözlemlemek istemektedir. Enflasyon eğiliminde belirgin bir bozulma olması durumunda ilave sıkılaştırma uygulanacağının sinyallerini vermeye devam etmektedirler.
  • İç talep, yüksek enflasyon beklentileri, servet etkileri ve kredi kartı harcamalarının kullanılabilirliği ile desteklenmeye devam etmektedir. Parasal aktarım mekanizmasını güçlendirmek amacıyla mevcut düzenlemeleri gevşetmek için sürdürülebilir bir yol başlatmak için finansal koşulların daha uzun süre sıkı tutulmasına ihtiyaç duyulacaktır.
  • En son açıklanan mali paket, 2024’te GSYİH’nın %0,2-0,3’ü civarında tasarruf anlamına geliyor. Önümüzdeki dönemde yeni tedbirler de alınacak ve bunların birçoğu orta vadede etkili olacaktır.
  • Enflasyon eğilimi, daha koordineli bir politika bileşimi ile yıl sonu enflasyonunun TCMB tahmin aralığının üst sınırı olan %42’nin altına düşecek bir düzeye yükselmesi durumunda, 4Ç24’te çok kademeli adımlarla gevşemeye başlamak için sınırlı bir alan olabilir. Ancak, gecikmeli mali etkiler ve perakendeci harcamaları üzerindeki makro ihtiyati politikalar, daha erken bir kesinti döngüsü olasılığını azaltıyor.

Raporun tam hali için:

https://www.bbvaresearch.com/wp-content/uploads/2024/05/Policy-Pulse_what-to-think-about-policy-mix_May24.pdf

Raporun tamamını okumak için buraya tıklayın

Policy-Pulse_what-to-think-about-policy-mix_May24

 

Okumaya devam et

KATEGORİ

FARK YARATANLAR

FARK YARATANLAR

FARK YARATANLAR

ALTIN – DÖVİZ

Altın Fiyatları

KRIPTO PARA PİYASASI

BORSA

TANITIM

FACEBOOK

Popüler

www bankavitrini com © "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan, BANKA VİTRİNİ'nde yer alan yazar ve çevirmenlerine ait herhangi bir yazı, çeviri, makale ve haber izin alınmadan basılı olarak ya da internet ortamında kullanılamaz, çoğaltılamaz, yayınlanamaz. İzinsiz kullananlar hakkında hukuki yollara başvurulacaktır. "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan tüm özgün yazıların içeriğinden yazarları sorumludur. www.bankavitrini.com'da yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti, aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler, mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Yer alan yazılarda herhangi bir yatırım aracı; Hisse Senedi, kripto para biriminin veya dijital varlığın alım veya satımını önermiyor. Bu nedenle sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi, beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Lütfen transferlerinizin ve işlemlerinizin kendi sorumluluğunuzda olduğunu ve uğrayabileceğiniz herhangi bir kaybın sizin sorumluluğunuzda olduğunu unutmayın. © www.paravitrini.com Copyright © 2020 -UŞAK- Tüm hakları saklıdır. Özgün haber ve makaleler 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu korumasındadır.