Connect with us

Erol Taşdelen

SOSYAL İLLET: YALNIZLIK SALGINI!

Yayınlanma:

|

Yalnızlık Salgını, modern toplumlarda bireylerin giderek artan şekilde yalnızlık hissetmesini tanımlayan bir kavramdır. Bu durum, özellikle sosyal ilişkilerde azalma, bireyselleşmenin artışı ve teknolojinin insanları birbirinden uzaklaştırmasıyla ilişkilendirilir. Yalnızlık salgını, hem bireylerin ruhsal ve fiziksel sağlığını olumsuz etkiler hem de toplumsal yapıda çözülmelere yol açar.

Nedenleri

  1. Teknolojinin Yaygınlaşması: Sosyal medya ve dijital platformlar, yüz yüze iletişim yerine daha yüzeysel bağların kurulmasına yol açabilir.
  2. Şehirleşme ve Hızlı Yaşam Tarzı: Büyük şehirlerde bireyler kalabalık içinde bile izole hissedebilir.
  3. Aile ve Toplum Yapısındaki Değişim: Geleneksel aile yapılarının zayıflaması ve bireylerin yalnız yaşamayı tercih etmesi.
  4. Pandemiler ve Sosyal İzolasyon: COVID-19 gibi küresel olaylar, yalnızlık hissini artırmıştır.

Sonuçları

  • Ruhsal Sağlık Sorunları: Depresyon, anksiyete ve stres artışı.
  • Fiziksel Sağlık Etkileri: Yalnızlık, kalp hastalıkları ve bağışıklık sisteminde zayıflama gibi fiziksel sorunlarla ilişkilendirilir.
  • Toplumsal Bağların Kopması: İnsanlar arasındaki empati ve dayanışma duygusunun zayıflaması.

Nasıl Önlenir?

  • Sosyal bağları güçlendirmek için yüz yüze iletişim teşvik edilmelidir.
  • Toplumlar, yalnızlık yaşayan bireyler için destek grupları ve sosyal etkinlikler düzenlemelidir.
  • Teknolojinin sağlıklı kullanımını destekleyen farkındalık çalışmaları yapılmalıdır.

Yalnızlık salgını, bireysel bir sorun gibi görünse de, toplumsal etkileri nedeniyle küresel ölçekte ele alınması gereken bir durumdur.

TOLUMSAL SONUÇLARI NE OLUR?
Yalnızlık salgınının toplumsal sonuçları oldukça geniş kapsamlıdır ve bireylerin fiziksel, psikolojik ve sosyal sağlıklarını etkilerken, toplumun genel yapısını da derinden etkiler. İşte yalnızlık salgınının olası toplumsal sonuçları:

1. Ruh Sağlığı Üzerindeki Etkiler

  • Depresyon ve Anksiyete: Yalnızlık, bireylerin depresyona girme ve kaygı bozuklukları geliştirme riskini artırır.
  • Stres ve Düşük Özgüven: Sosyal destek eksikliği, bireylerin stresle başa çıkma kapasitelerini düşürür ve özgüvenlerini zedeler.

2. Fiziksel Sağlık Sorunları

  • Hastalık Riskinde Artış: Araştırmalar, yalnızlık çeken bireylerin kalp hastalıkları, bağışıklık sistemi zayıflığı ve uyku bozuklukları gibi sağlık sorunlarına daha yatkın olduğunu göstermektedir.
  • Ömür Süresinin Kısalması: Kronik yalnızlık, erken ölüm riskini artıran önemli bir faktör olabilir.

3. Toplumsal Bağların Zayıflaması

  • Komşuluk ve Aile İlişkilerinde Çözülme: Yalnızlık salgını, bireylerin komşuluk ve aile bağlarından uzaklaşmasına yol açabilir.
  • Toplumsal Dayanışmanın Azalması: Yalnızlık, bireylerin topluma katılımını ve dayanışma ruhunu zayıflatabilir.

4. Ekonomik Etkiler

  • Verimlilik Kaybı: Yalnızlık, çalışanların motivasyonunu ve verimliliğini olumsuz etkileyebilir.
  • Sağlık Harcamalarında Artış: Yalnızlık kaynaklı fiziksel ve ruhsal sorunlar, sağlık sistemine ek maliyetler yükleyebilir.

5. Toplumsal Güven ve Empati Kaybı

  • Kutuplaşma: İnsanlar arasında güven eksikliği, toplumsal ayrışmayı ve kutuplaşmayı artırabilir.
  • Empati Eksikliği: Yalnızlık, bireylerin başkalarının duygularını anlamasını zorlaştırabilir, bu da toplumsal ilişkileri olumsuz etkiler.

6. Genç Nesiller Üzerindeki Etkiler

  • Sosyal Beceri Eksikliği: Gençler arasında yalnızlık, iletişim becerilerinin zayıflamasına ve sosyal ortamlara adapte olma konusunda zorluklara yol açabilir.
  • Eğitim Performansı: Yalnızlık hissi, öğrencilerin akademik başarılarını da olumsuz etkileyebilir.

7. Kültürel Değişimler

  • Bireyselleşmenin Artması: Yalnızlık, bireysel yaşam tarzlarının yaygınlaşmasına neden olabilir ve geleneksel topluluk yapıları zayıflayabilir.
  • Sanat ve Medyada Yalnızlık Teması: Yalnızlık, kültürel üretimlerde daha sık işlenerek toplumun ruh halini yansıtabilir.

Bu toplumsal sonuçlar, yalnızlık salgınının ciddiyetini ortaya koyar ve yalnızlıkla mücadele için bireysel ve toplumsal düzeyde çözümler geliştirilmesinin önemini vurgular.

YALNIZLIK SALGINI NASIL ENGELLENİR?
Yalnızlık salgınıyla mücadele, bireysel, toplumsal ve kurumsal düzeyde çeşitli adımlar gerektirir. Bu sorun, yalnızca bireyin çabasıyla çözülemez; aynı zamanda toplumun genel yapısında ve değerlerinde değişiklikler yapılmasını da gerektirir. İşte yalnızlık salgınını engellemek için öneriler:

1. Bireysel Çözümler

  • Sosyal İlişkileri Güçlendirme: Aile üyeleri, arkadaşlar ve komşularla düzenli iletişim kurmak yalnızlık duygusunu azaltabilir.
  • Hobiler ve Topluluklara Katılma: İlgi alanlarına uygun etkinliklere katılmak, yeni insanlarla tanışmayı kolaylaştırır.
  • Dijital Detoks: Teknoloji kullanımını sınırlayarak yüz yüze etkileşimlere daha fazla zaman ayırmak önemlidir.
  • Gönüllülük: Toplum hizmetlerinde gönüllü olarak çalışmak, anlamlı ilişkiler kurmaya yardımcı olabilir.

2. Aile ve Toplum Düzeyinde Çözümler

  • Aile Bağlarını Güçlendirme: Aile içi iletişimi artırmak, yalnızlık hissinin önüne geçebilir.
  • Komşuluk İlişkilerini Destekleme: Mahalle bazlı sosyal etkinlikler, bireylerin birbirleriyle bağ kurmasını teşvik eder.
  • Yaşlılar ve Hassas Gruplar İçin Destek: Özellikle yaşlı bireylerin sosyal hayata katılımını sağlamak için özel programlar düzenlenebilir.

3. Eğitim ve Farkındalık Çalışmaları

  • Sosyal Becerilerin Geliştirilmesi: Okullarda iletişim ve empati gibi sosyal becerileri geliştiren programlar düzenlenmelidir.
  • Yalnızlık Konusunda Farkındalık: Yalnızlık duygusunun normalleşmesi için açık bir şekilde konuşulması teşvik edilmelidir.

4. Kurumsal Çözümler

  • Çalışma Ortamlarının İyileştirilmesi: İş yerlerinde ekip çalışmasını destekleyen ve sosyal etkileşimi teşvik eden politikalar uygulanmalıdır.
  • Sosyal Platformların Rolü: Sosyal medya platformları, bireylerin yüz yüze iletişimi destekleyen içerikler üretmesini teşvik edebilir.

5. Toplumsal Politikalar

  • Sosyal İnovasyon Programları: Hükümetler ve sivil toplum kuruluşları, yalnızlıkla mücadele eden projeler geliştirebilir.
  • Ulaşılabilir Sosyal Alanlar: Parklar, kültür merkezleri ve topluluk alanları gibi sosyal etkileşim mekanlarının artırılması önemlidir.

6. Teknolojinin Doğru Kullanımı

  • Sanal Topluluklar: Ortak ilgi alanlarına sahip bireylerin buluşmasını sağlayan çevrim içi platformlar faydalı olabilir.
  • Erişilebilirlik Araçları: Özellikle engelli bireylerin topluma katılımını artıracak teknolojiler geliştirilebilir.

7. Ruh Sağlığı Destek Hizmetleri

  • Terapi ve Danışmanlık Hizmetleri: Yalnızlık hissiyle başa çıkmak için profesyonel destek alınması teşvik edilmelidir.
  • Destek Grupları: Benzer durumları yaşayan bireyleri bir araya getiren grup terapileri etkili bir çözüm olabilir.

Yalnızlık salgınıyla mücadele, bireylerin sosyal bağlarını yeniden inşa etmelerine yardımcı olmayı, toplumun değerlerini güçlendirmeyi ve sosyal kapsayıcılığı artırmayı hedefleyen bütüncül bir yaklaşımı gerektirir.

Okumaya devam et

Erol Taşdelen

Geleceğin Tarlası: Dikey Tarım!

Yayınlanma:

|

Dikey tarım, tarımın geleneksel yatay tarlalar yerine, dikey olarak üst üste raf sistemleri veya katmanlı yapılar içinde yapılmasıdır. Genellikle kontrollü ortam tarımı (Controlled Environment Agriculture – CEA) ile birleştirilir; bu da sıcaklık, ışık, nem, su ve besin gibi unsurların yapay olarak optimize edilmesini sağlar. Dikey tarımda toprak yerine hidroponik (su kültürü), aeroponik (sisleme) veya akuaponik (balık ve bitki entegre sistemi) yöntemleri kullanılır.

🌱 Dikey Tarımın Avantajları

Avantaj Açıklama
Alan Verimliliği Küçük alanlarda çok katlı üretim yapılabilir.
Su Tasarrufu Geleneksel tarıma göre %70-90 daha az su kullanılır.
Pestisitsiz Üretim Kontrollü ortamda zararlı böcek olmadığı için kimyasal ilaçlara gerek kalmaz.
Yıl Boyunca Üretim İklim koşullarına bağlı olmadan sürekli üretim mümkündür.
Şehir İçi Tarım Tüketim noktalarına yakın kurulabildiği için tedarik zinciri kısalır, karbon ayak izi azalır.

❌ Sınırlamaları ve Zorlukları

  • Yüksek Kurulum ve Enerji Maliyeti: Işıklandırma ve iklim kontrolü enerji tüketimini artırır.

  • Yalnızca Bazı Ürünler İçin Uygun: Marul, fesleğen, ıspanak gibi yeşil yapraklı ürünler için uygundur; buğday, mısır gibi temel gıdalar için verimsizdir.

  • Teknoloji ve Bakım Gereksinimi: Uzmanlık ve sürekli izleme gerektirir.

🍽️ Gıda Sorununu Çözer mi?

Kısmen evet! Dikey tarım, özellikle şehirlerdeki taze sebze ve yeşillik ihtiyacını karşılamada oldukça etkili olabilir. Ancak dünya genelindeki tahıl, bakliyat ve hayvansal ürün ihtiyacını karşılamak için yeterli değildir. Gıda güvenliğine katkı sağlar ama tek başına çözüm değildir. Aşağıdaki alanlarda tamamlayıcı bir çözüm olabilir:

  • Kentleşmenin arttığı bölgelerde yerel gıda temini

  • İklim krizinden etkilenen bölgelerde sürdürülebilir üretim

  • Gıda israfını azaltma (tedarik zinciri kısaldığı için)

Okumaya devam et

BANKA HABERLERİ

Bankaların kârı ilk çeyrekte yüzde 35 arttı

Yayınlanma:

|

DBBK Bankacılık sektörü ilk çeyrek Mali Verileri açıkladı. Bankacılık sektörü 2025 ilk çeyreğinde Bilanço büyüklüğünü %11 artırarak 32,6 trilyon TL’den 36,1 trilyon TL’ye yükseltti.

2024 sonunda 16 trilyon TL olan Krediler hacmi ise %10 büyüyerek 17,6 trilyon TL’ye yükselirken; 293 milyar TL olan Takipteki Alacak Kredileri ise %20 artış ile 351 milyar TL seviyesine yükseldiği görüldü.

Sektörün 2024 sonunda 18,9 trilyon TL olan Toplam Mevduat hacmini ise %12 büyüterek 21,1 trilyon TL seviyesine yükseldi. Toplam Özkaynaklar ise 3 trilyon TL seviyesini aştığı görüldü.

Faiz oranlarındaki artış sektöre ek gelir yaratırken Net Faiz Geliri de %48 artış ile  318 milyar TL seviyesine ulaştı. Sektör yılın ilk üç ayında %34 artış ile 446 milyar TL Faiz Dışı Gelir yarattı.

2024 ilk çeyreğinde  160 milyar TL Net Karlılık açıklayan sektör 2025 ilk çeyreğinde %35 artış ile 216 milyar TL karlılık açıkladı.

 

Resim

Okumaya devam et

BANKA HABERLERİ

TCMB Reeskont ve Döviz Kredisi kullanan İhracatçı firmalar çıkmaza girdi!

Yayınlanma:

|

Şubat 2025 itibarıyla, Türkiye’de finansal kesim dışındaki firmaların (özel sektör) toplam döviz yükümlülükleri 310,8 milyar ABD doları seviyesine ulaşmıştır. Bu yükümlülüklerin yaklaşık %38’i kısa vadeli, %62’si ise uzun vadede. Reel kesimin net döviz pozisyon açığı 155 milyar USD’yi aşmış durumda… Özel sektörün yurt dışından sağladığı toplam kredi borcu, 177 milyar dolar oldu.

1. TCMB Reeskont Kredisi ve Döviz Alım Kısıtı:

  • Şu anda TCMB reeskont kredisi kullanan firmalara, kredi vadesi boyunca piyasadan serbest şekilde döviz alımı yasaklandı.

  • Firma, reeskont kredisi kullanıyorsa döviz alıp da kendi finansal yönetimini dövizle destekleyemiyor. Sorun da tam bu noktada başlıyor!

2. İhracat Bedelinin Kullanımı ve Döviz Kredisi Ödeme:

  • Diyelim ki firmanın bir döviz kredisi var.

  • Firma gelen ihracat döviz gelirini kullanıp doğrudan döviz kredisine ödeme yapıyor.

  • Bu durumda, ihracat bedelini Türk Lirası’na çevirmediği için TCMB’nin %2 döviz teşvik kuru desteğinden yararlanamıyor.

3. İhracatçı firmalar %2 destek beklerken sonuç: sıfır!

  • Eğer firma 1 milyon USD tutarında bir ihracat bedelini, önce TL’ye çevirmeden doğrudan döviz kredisi ödemesinde kullanırsa:

    • %2’lik teşvikten mahrum kalıyor.

    • 1 milyon USD × 38 TL (örnek kur) = 38 milyon TL.

    • Bunun %2’si = 760 bin TL kayıp ( USD/TL kuru yükseldikçe zarar da otomatik artmakta).

4. Firmalar, Döviz kredisi ile yüksek faiz kıskacında kaldı

  • 1 milyon USD’lik bir ihracat gelirinde 760 bin TL kadar doğrudan teşvik kaybı söz konusu oluyor.

  • Buna ek olarak firma ayrıca döviz alım yasağının getirdiği likidite sıkışıklığı ve kur riski yönetimi zorluğuyla da karşı karşıya.

Çözüm ne olabilir?

Reeskont kredisi alan firmalar döviz alma kısıtı nedeniyle, döviz kredisi ödemelerini ihracat bedelinden doğrudan yaparlarsa, %2’lik döviz teşvikinden yararlanamıyorlar ve böylece ciddi bir kayba uğruyorlar. (Bu oranın rekabet için yetersiz olduğu ve yükseltilmesi gerektiği konusunda ihracatçılar hemfikir).

Çözüm için önerimiz; bu gelir kaybı firmalara maliyet, dolayısı ile ÜFE’ye enflasyon katkısı olarak yansımaktadır. Bunun için bu tarz firmaların ihracat bedellerini bozdurarak döviz kredileri ödeme hakkı tanınması veya kredi kullanarak kredi kapama hakkı tanınması veya kredi tutarı kadar döviz alma serbestliği çözüm olabilir. Mevcut durumda firmaların gelir kaybı başka bir ifade ile maliyet artışı yaşamakta bu da üretilen mal ve hizmetler üzerinde ÜFE olarak enflasyona katkı sağlamaktadır.

Rasyonelleşme Stratejisi kapsamında firmaların Ticarette Döviz ile ödemeleri serbest bırakılırken; Reeskont Kredilerde kredi vadesi boyunca (genelde 1 yıl) döviz almama yasağı devam etmişti…

Erol TAŞDELEN-Ekonomist       www.bankavitrini.com

Okumaya devam et

FARK YARATANLAR

FARK YARATANLAR

KATEGORİ

ALTIN – DÖVİZ

Altın Fiyatları

BORSA

KRIPTO PARA PİYASASI

TANITIM

FACEBOOK

Popüler

www bankavitrini com © "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan, BANKA VİTRİNİ'nde yer alan yazar ve çevirmenlerine ait herhangi bir yazı, çeviri, makale ve haber izin alınmadan basılı olarak ya da internet ortamında kullanılamaz, çoğaltılamaz, yayınlanamaz. İzinsiz kullananlar hakkında hukuki yollara başvurulacaktır. "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan tüm özgün yazıların içeriğinden yazarları sorumludur. www.bankavitrini.com'da yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti, aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler, mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Yer alan yazılarda herhangi bir yatırım aracı; Hisse Senedi, kripto para biriminin veya dijital varlığın alım veya satımını önermiyor. Bu nedenle sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi, beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Lütfen transferlerinizin ve işlemlerinizin kendi sorumluluğunuzda olduğunu ve uğrayabileceğiniz herhangi bir kaybın sizin sorumluluğunuzda olduğunu unutmayın. © www.bankavitrini.com Copyright © 2020 -UŞAK- Tüm hakları saklıdır. Özgün haber ve makaleler 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu korumasındadır.