Connect with us

BANKA ANALİZLERİ

T. İŞ BANKASI, GARANTİ BBVA, YKB, AKBANK üçüncü çeyrekte ne yaptı

Erol TAŞDELEN, BDDK Bankacılık sektör verileri ve dört büyük bankanın 2020 üçüncü çeyrek Mali verileri ile Faaliyet Raporlarını inceleyerek, 2020 bankalar özelinde, sektörün durum analizini yaptı.

Yayınlanma:

|

BDDK verilerine göre baktığımızda, 2020 üçüncü çeyrek Bankacılık sektörünün Toplam Varlıkları 6 Trilyon TL, Bankacılık sektör Aktif büyüklüğünün % 33’ünü 4 büyük banka  ( T. İŞ BANKASI, GARANTİ BBVA, YKB, AKBANK ) oluşturuyor. Katılım ve Kamu Bankaları arındırılınca bu dört büyük banka 2 Trilyon TL Toplam Varlıkları ile sektörün % 60‘lık büyüklüğünü temsil ediyor. Dolayısı ile bu dört bankanın uyguladığı strateji aynı zamanda o dönem ve yılı sektörün de nasıl geçireceği ile yakından ilgili. Dört banka Sektördeki Nakdi Kredilerin  1,2 Trilyon TL ile  % 34,4’lük paya sahipken; Mevduatın  1,2 Trilyon TL  ile % 35,6 ve Gayri Nakdi Kredilerin 340 milyar TL ile % 35’lik kısmını oluşturuyor. Özetle, sektörün üçte birini bu dört banka temsil ediyor, ayrıcalıkları ve önemleri de buradan geliyor.

Öncelikle, sektör olarak 2020 üçüncü çeyrekte neler yaptığını daha rahat görülebilmesi izin özet tabloyu ile başlayalım.  Tabloda da görüldüğü gibi 2020 üçüncü çeyrekte Sektör Aktif Büyüklüğünü (Varlıklarını) % 33,7 büyüttü; Krediler % 33,9; Mevduat % 34,2 büyüdü. ( Sektör yılık ilk yarısında Aktif Büyüklüğünü % 19,2; Kredilerini % 22,6 Mevduatını % 19,2 artırabildiği dikkate alındığında yılın üçüncü çeyreğinde büyüme hızının arttığı görülmekte ). Hiç kuşkusuz bu bilanço büyümesinde BDDK’nın bankalara sunduğu Aktif Rasyosu (AR) kuralının zorlayıcı / itici etkisi oldu.  Sektör bu büyümelerin de etkisi ile son dönemlerin rekor kar artışına imza attı ve Net Karlılık 2019 üçüncü çeyreğine göre %28,7 arttı.

Kısa özetten sonra bu değerlendirdiğimiz dört bankanın ( T. İŞ BANKASI, GARANTİ BBVA, YKB, AKBANK )  kendi iç sunumlarında da yaptıkları gibi karşılaştırmalarına geçelim, dönemi nasıl geçirmişler yakından bakalım.

Aktif Büyüklükte İŞ BANKASI her zamanki gibi zirvede ve rakipsiz kaldı

Yıllardır Aktif büyüklükte zirveyi bırakmayan İŞ BANKASI takipçileri ile arayı açarak büyümeye devam ediyor. 2020 üçüncü çeyreğinde 129 milyar TL hacimsel büyüme ve % 27,6’lık büyüme oranı ile ilk sırada yer aldı. 2020’de İŞ BANKASI aynı zamanda yılın ilk yarısında Yerli Özel ve Yabancı bankalar arasında 500 milyar TL Aktif büyüklüğünü aşan ilk banka olmuştu  Aktif büyüklükte Garanti BBVA 479 milyar TL büyüklük ile 2. Sırada yer alırken, 468 milyar TL büyüklük ile YKB 3. Sırada yer aldı. AKBANK ise Aktif büyüklükte 453 milyar TL ile son sırada yer aldı. AKBANK’ın geçmiş yıllarda yer aldığı üst sıralardaki yerini tekrar alabilmek için stratejiler hazırlarken % 25,8’lik büyümeye rağmen bu çabasının üst sıralara çıkmak için yeterli gelmediği görüldü.

Nakdi kredilerde İŞ BANKASI Piyasada olmanın rahatlığı içinde yine zirvede

İŞ BANKASI Nakdi Kredilerde zirvedeki yerini korumaya devam etti. Piyasaya verdiği destek ile 2019 sonundaki 289 milyar TL’Lık kredi hacmini 75 milyar TL artırarak 364 milyar TL’ye taşırken büyüme oranı da % 25,9  ile en fazla oranda artıran banka da oldu. GARANTİ BBVA Kredilerini 63 milyar TL hacimsel,  % 25,2 büyüterek 314 milyar TL Kredi hacmi ile 2. Sıradaki yerini de korudu. YKB 53,5 milyar TL hacimsel, % 22,2 büyüme ile 3. Sırada yer alırken; AKBANK 18 milyar TL Kredilerini büyütmesi ile son sırada yer almaktan kurtulamadı gibi rekabetten oldukça uzak kaldı.

Mevduatın tercihi İŞBANK oldu

İŞBANK yılın üçüncü çeyreğinde Mevduatta izlediği büyüme Stratejisi ile artış Hacminde de, artış oranında da en yüksek artış ile ilk sıradaki yerini koruduğu gibi sıralamada arayı da açık ara açmış oldu. İŞBANK yılın ilk yarısında Mevduatını 76 milyar TL artırarak 372 milyar TL düzeyine taşırken % 25,9’lük bir büyüme gösterdi. Garanti BBBVA % 24,1’lik artış ile Mevduatını 309 milyar TL’ye yükseltirken; AKBANK 269 milyar TL düzeyine ulaşırken, YKB 264 milyar TL Mevduat hacmine ulaştı.

Gayri Nakdi Kredilerde İŞBANK farkı açtı

Nakdi Kredilerde olduğu gibi Gayri Nakdi Kredilerde de İŞ BANKASI Hacimsel olarak açık ara ilk sırada yerini koruduğu gibi rekabette ciddi bir fark attı. Yıllardır Dış Ticaret firmalarına öncelik ve ayrıcalıklı hizmet veren İŞ BANKASI durgunluğa rağmen Akreditif Kredilerde ( %27,8 )  ve toplam Gayri Nakdi Kredilerinde ( % 29,2 ) ciddi artışlar yaptı.  Bunu yaparken bankanın Rekabetten yeni müşteriler kazandığını tahmin temek zor değil. 2019 sonunda 92,9 milyar TL olan Gayri Nakdi Kredilerini % 29,2 artırarak 120 milyar TL düzeyine çıkardı. Gayri Nakdi Kredilerde İŞBANK arkasında 102 milyar TL kredi hacmi ile YKB yer alırken Garanti BBVA 71 milyar TL ile hacimsel yerlerini korurken AKBANK 48 milyar TL Gayri Nakdi kredi ile son sırada yer aldı. Yılın ilk yarısında dört banka arasında Gayri Nakdi Kredileri düşen tek banka olan AKBANK, üçüncü çeyrekteki atağı ile kayıplarının bir kısmını yerine koymayı başardığı görülüyor.

İŞBANK Net Faiz gelirlerinde ilk sırada yer aldı

İŞ BANKASI Net Faiz Gelirini % 32,1 yükselterek en fazla artış oranını yakaladı. Aynı zamanda 18,7 milyar TL ile en yüksek Net Faiz geliri de yakaladı. Garanti BBVA 17,2 milyar TL ile ikinci sırada yer alırken, AKBANK % 29’luk artışa rağmen 14,9 milyar TL düzeyinde kaldı, YKB’nin geliri ise 11,9 milyar TL oldu.

GARANTİ BBVA Net Ücret ve Komisyon Gelirinde ilk sırada yer aldı

BDDK’ya en fazla şikayet de bu konuda yapılıyordu. BBDK ve TCMB’nin Banka Ücret ve Komisyonlar ile ilgili  01.02.2020 tarihinde 31035 sayılı  Resmi Gazetede yayınlanması ile 01 Mart 2020 ( bazı maddelerin 01 Nisan 2020 )’de yürürlüğü gerilmesi ile 2400 adetlerde olan ücret ve komisyon adetini disipline edilerek bir tarifeye bağlanması ve 51 adete indirilmesi müşterileri / firmaları rahatlattığı gibi hiç kuşkusuz bankaların ücret ve komisyon kayıplarına neden olacaktı. Zira içlerinde benim de bulunduğum olaya dışardan bakan bağımsız yazarlar bankaların almış olduğu haksız ücret ve komisyonların haksızlığını ve piyasadan gelen tepkiler sık sık yazmıştık. TCMB’nin ve BDDK’nın bu yöndeki düzenlemelerinde geç kalmakla birlikte önemli bir düzenleme olduğunu da yazmış, karar alıcılara, “40 defa hacca gitseniz bu kadar sevap işleyemezdiniz” cümlesini kurmuştum. Firmaların bu düzenleme ile ne kadar kazandıklarını ( daha doğrusu bankalarca haksız yere alınırken ceplerinde kaldığını ) da önümüzdeki dönemde rakamlar ile ortaya koyacağım.  Bu kısa açıklamadan sonra konumuza dönelim.

Ücret ve Komisyon Gelirlerinde sektör yılın üçüncü çeyreğinde yukarıdaki açıkladığım nedenlerin de etkisi ile 5 milyar TL kayıp yaşadı. Bu kaybın önümüzdeki dönemlerde de devam edeceğini yazmak kahinlik olmayacaktır. 2019 üçüncü çeyreğinde 80 milyar TL Faiz Dışı Gelir sağlayan bankaların bu geliri 2020 aynı dönemde 75 milyar TL düzeyine düşmüş durumda. Sektörün kaybı % 5,9 düşüş ile 5 milyar TL oldu. Şimdilik, 5 milyar TL Vatandaşın, Esnafın, Sanayicinin cebinde kalmış oldu. Yılın ilk çeyreğinde sektör ücret ve komisyonunu son Altın Vuruş ile % 4,3 artış ile kapandığı düşünüldüğünde Ücret Komisyon kaybı daha fazla olduğu anlaşılıyor. GARANTİ BBVA yılın ilk yarısında Net Ücret ve Komisyon gelirini 2019 aynı dönemine göre 2,8 milyar TL’de 2,9 milyar TL’ye yükselttiği görüldü. GARANTİ BBVA 4,5 milyar TL ile aynı zamanda bankalar arasında  en yüksek Ücret ve Komisyon geliri sağlayan banka konumunu sürdürdü. İŞ BANKASI 4 milyar TL Gelir sağlarken; YKB 3,9 milyar TL gelir sağladı. AKBANK 2020 üçüncü çeyreğinde 2019’un aynı döneminde göre Ücret ve Komisyon Gelirini düşüren tek banka oldu. Kayıp %-12. Bilançoyu büyütmesine rağmen Ücret ve Komisyon gelirin artıramaması veya düşmesi uzmanlar tarafından “önceki dönemlerde haksız ücret ve komisyon almış olma ihtimalini yüksek olduğundan kaynaklandığı” yorumlarına neden oldu.  

Zor dönemde,Büyüme stratejisi” meyvesini verdi, İŞBANK Net Karlılığı en fazla artıran banka oldu

Yılın ilk çeyreğinde dört banka da Brüt karlılık artışını Net Karlılığa taşıyamayarak kar düşmesi yaşamıştı.  Yılın 2. Çeyreğindeki bilanço büyümesi sayesinde Garanti BBVA hariç diğer üç banka Net karlılıkta 2019 ilk yarısına göre artış yaşadı. Yılın üçüncü çeyreğinde dört banka da Net Karlılığını artırmış durumda. 2020 üçüncü çeyreğinde Net Karlılığını en fazla artıran banka İŞBANK oldu. İŞBANK aynı zamanda bu dönemde uzun yıllar karlılıkta birinci olan Garanti Bankasından ilk sıradaki bayrağı da alarak 5,2 milyar TL Net Kar ile zirveye oturmuş durumda. Garanti Bankası 5,1 milyar TL Net Kar ile ikinci sırada yer alırken 4,4 milyar TL Net Kar ile AKBANK ve 4,3 milyar TL Net Kar ile YKB sıralamadaki yerlerini aldı. YKB % 29’lık büyüme oranı ile artış oranında ikinci sırada yer aldı. 2020 ikinci çeyreğe göre “çeyrek bazda” Net Karlılığı düşen tek banka ise % -4 ile AKBANK oldu. AKBANK’ın yılın son çeyreğinde karlılığı artırmak için ne gibi Aksiyon Planları uygulayacağı ve sonuçları ise yıl sonu mali verilerinde ortaya çıkacak.

Üst Yönetim ödemelerinde AKBANK ilk sıraya yükseldi

Bankavitrini.com takipçileri “banka üst yönetime yapılan ödemelere” özel bir ilgi duyduğumuzu bilir. Bu ilgi ilk başta bazı bankalarda ödemelerin banka karlılıkları ve bilanço başarıları ile doğru orantılı halde olmamasından kaynaklanmaktadır. Zira bu bankalar borsada işlem yapmakta ve küçük yatırımcıları da yakından ilgilendiriyor. BDDK’nın banka üst yöneticilerine ( bazı bankalar “kilit yönetici” diyor ) yönelik henüz bir düzenlemesi yok. Olmalı mı kesinlikle olmalı! Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın 2019’daki bir “Ekonomi Paketinde” bu yönde düzenleme yapılacağı yer almasına rağmen henüz netleşmiş bir düzenleme yok. Bu konuda asıl sorun Kamu ve bu dört bankada değil, yabancı ortaklı ( özellikle Arap sermayeli bankalarda ) olduğunu defalarca yazdık. Bazı bankalarda üst yöneticilere  ödeme Net Kardan daha fazla. Bazılarında ise tek başına nerede ise bu dört bankanın ödediği kadar ödeme yapması. Bankalar arasında bir standart yok yani. Keyfi bir uygulama olduğu kesin.  Konumuz olan dört büyük bankanın bu alandaki ilginç değişimlerine bakalım.

Daha önce alt ve orta sıralarda yer alan AKBANK bu çeyrekte olduğu gibi artışa devam ederek Üst Yönetime 53,3 milyon TL ödeme yaparak ilk sıraya, zirveye çıkmış durumda. Ödeme artış oranı % 32,3 oldu; ( evde çalıştırmaya başladığı personelin yemek parasını, mesaisini, kasa tazminatını kestiğine yönelik sık şikayetler gelen ve bu konuda dahi tasarruf yapan  banka üst yönetimi kendilerine kesenin ağzının açtığı görülüyordu. Banka üst yönetimi bu yönde gelen şikayetlere kayıtsız kalamadı ve 1 Kasım 2020’den itibaren evden çalışanlara yemek parası ve brüt 75.-TL’ye kadar internet ve elektrik destek ödeme yapma kararı aldı, geç de olsa tebrik ederiz örnek davranış ). Banka Üst Yönetim giderleri % 32,3 artırılmasına rağmen, aynı dönemde bankanın Personel Gideri % 10,2 arttığı görülüyor. Banka Üst Yönetim personel göre üç katından fazla kendilerine pozitif ayrımcılık yapmış belli ki.

YKB 2019 yılında Üst Yönetim ödemelerini ciddi şekilde tırpanlayınca GARANTİ BBVA’da yılın 2. yarısında buna uydu ve üst yönetim ödemelerinde ciddi kesintiler yaptı. GARANTİ BBVA % 38’lik tasarrufa rağmen 51,8 milyon TL ödeme ile 2. sırada yer aldı. İŞ BANKASI 30,3 milyon TL ödeme yaparken; 2020 yılına kadar  üst yöneticilerine uçuk rakamlar ödeyen YKB % 50 tasarruf yaparak ödemeyi 29,9 milyon TL’ye indirerek dört banka arasında en az ödeme yapan banka oldu. Önümüzdeki dönemlerde bu stratejiye diğer bankaların da dönmesi beklenmekte. Zira 2000 ve 2008 Krizlerinde AB ülkelerinde ve ABD’de Banka Üst Yönetime verilen primleri Kamu otoritesi düzenlemeler ile engellemiş hatta bazı CEO’lara yüksek primler nedeni ile davalar açılmıştı.

2020 Bankalar için  Nasıl geçiyor

Aslında 2020 özellikle ilk iki ay bankalar için müthiş başlamıştı. Bilançoda ( özellikle kredilerde ) büyüme söz konusu idi. Piyasalar 2018-19 şokunu atlatmış faiz oranları tahminlerin ötesinde hızla düşmüş, piyasa güven endeksi artmış, sanayiciler yatırım yapabilecek düzeye gelmiş, Leasingciler tekrar ortaya çıkmıştı. Hatta çoğu sanayici yeni yatırım sözleşmelerini yapmış, yatırım kredileri için limitler hazır hale gelmişti. Ta ki 2020 Mart ilk haftasında büyü bozulana kadar. Covid-19 ile tanışan Türkiye için tam bir kaos başladı. Yurt dışından da iyi haberler gelmemesi; hava yolu taşımacılığının durması, seyahat serbestliğinin kaldırılması; ihracat – ithalat kanallarının tıkanmaya başlaması gerçekten bizim için de yeni bir deneyimdi. Bu süreci Kredilerdeki sert fren BDDK tarafından Aktif Rasyosu ( AR ) çözümü ile tekrar zorlayıcı / itici etkisi oldu. Rasyoyu tutturmak ve ceza yememek için bankalar özellikle TL kredilerde piyasaya döndü, bu süreçte YP Mevduatlara Kamu dışındaki bankalar faizi sert düşürerek veya vadeli hesap açmayarak YP Mevduatın Kamu bankalarına gittiği görüldü. Kredi vermektense YP mevduatı kovmak daha kestirme ve pratikti. Her banka süreci farklı “Strateji ve öncelikler” ile yönetirken yılın 2. Yarısının da Genişleyici Para Politikasının terk edilip Sıkı Para Politikası etkisi ile bankalar açısından ilginç ve zorlu bir süreç geçeceğe benziyor. 2020 sonunda Aktif Rasyonun kaldırılması ve “Normalleşme” adı ile atılan adımlar sonucu bankaların kredi musluklarını kısması sürpriz olmayacaktır. Önümüzdeki dönemlerde yükselen faiz, enflasyona karşı, uygulanacak döviz kuru politikaları, 2021’in de nasıl geçeceğini şekillendirecek.

Sorunlu Krediler” ana ve öncelikli sorun olarak bankaların kucağında

Kredi Takip sürelerinin 90 günden 180 güne çıkarılması nedeni ile bekletilen dosyalar şu an için bankaların korku kabusu olurken, burada yüzdürülen alacak kalitesi düşmüş kredi hacmi de banka bilançolarını tehdit eden ana unsur haline gelmiş durumda.  Zira 2020 üçüncü çeyreğinde Takip tutarları 150 milyar TL‘lerde sabitlenmiş gibi görülmesine rağmen; Yakın İzlemedeki Kredi dosya tutarları 360 milyar TL‘ye çıkmış Toplan Sorunlu Kredilerin 510 milyar TL düzeyine çıktığı TCMB’nin Kasım Ayı “Finansal İstikrar Raporunda” da yer almıştı.  Bankaların Toplam Kredi tutarı 3,5 Trilyon TL olduğu düşünüldüğünde Toplam Kredinin % 14,30’luk kısmı bilançolarında akıbetinin ne olacağı bilinmeden bekliyor durumda. “Zombi Şirketlerin” adeti bile bilinmiyor. Bu fotoğraf önümüzdeki dönemlerde bankaların birinci öncelikli konusu olmaya aday. Şahsi görüşüm 2000’li yıllarda olduğu gibi yeni bir İSTANBUL YAKLAŞIMI programı yapılması ve bu tür kredilerin zamana yayılarak tahsilatların yapılma yollarının aranması. Tabi uzun vadede bankaların fon yaratabilme kabiliyetlerini de görmüş olacağız.

Erol TAŞDELEN Ekonomist – Siyaset Bilimci, www.bankavitrini.com yazarı

BANKA ANALİZLERİ

DenizBank, Dünya Çiftçiler Günü’nü Tarıma Özel Kampanyalarla Kutluyor

Tarımın finansmanı ve çiftçinin üretiminin devamlılığı için çalışan DenizBank, 14 Mayıs Dünya Çiftçiler Günü’nü, Üretici Kart ile yapılan alışverişlerde nakit avans fırsatı ve toplamda altı aya varan vade avantajı gibi çiftçinin hayatını kolaylaştıran kampanyalarla kutluyor.

Yayınlanma:

|

Yazan:

DenizBank, tarımın finansmanı için geliştirilmiş yenilikçi ürünü Üretici Kart ile MobilDeniz üzerinden 1 ay faizsiz 25.000 TL nakit avans imkânının yanı sıra, anlaşmalı iş yerlerinden yapılan alışverişlerde Mayıs sonuna kadar geçerli 5 aya varan vade avantajı sunuyor. Ayrıca çiftçiler, MobilDeniz uygulaması aracılığıyla banka şubesine gitmeden, doğrudan bayiden 4 milyon TL’ye kadar traktör kredisi başvurusunda bulunabiliyor.

“Çiftçilerimiz ülkemizin geleceğidir”

DenizBank KOBİ Bankacılığı, Tarım Bankacılığı ve Kamu Finansmanı Grubu Genel Müdür Yardımcısı Engin Eskiduman, konuyla ilgili değerlendirmesinde şunları söyledi: “DenizBank olarak çiftçilerimizin ülkemiz ve geleceğimiz için taşıdığı değeri biliyor; üretim güçlerini desteklemeyi öncelikli görevimiz kabul ediyoruz. Bu özel günde de, tüm şubelerimizde onlarla bir araya geliyor, ziraat odalarımızla etkinlikler düzenleyerek Dünya Çiftçiler Günü’nü coşkuyla kutluyoruz. Bugün itibarıyla 300 tarım şubemizde, çoğunluğu ziraat mühendisi ve çiftçi ailelerinin çocuklarından oluşan 1500 kişilik ekibimizle sahadayız; tüm ihtiyaçlarında üreticilerimizin yanında olmaktan büyük gurur duyuyoruz. Önümüzdeki dönemde de, ülkemizin her köşesinde, özellikle kırsal bölgelerde üretimin sürekliliğini sağlamak amacıyla gerekli finansal desteği sağlamak üzere kararlılıkla çalışmaya devam edeceğiz. Emekleriyle tarımı ayakta tutan tüm çiftçilerimizin 14 Mayıs Dünya Çiftçiler Günü’nü içtenlikle kutluyor, verdikleri emek için teşekkürlerimizi sunuyoruz.”

Okumaya devam et

Ali Coşkun

Patrona Uyarı: Banka Kredileri, Özkaynak Değildir

Yayınlanma:

|

Yazan:

Bir çok şirkette hâkim olan bir anlayış var. Sipariş varsa satış vardır, satış varsa büyüme vardır, büyüme varsa işler yolundadır. Bu durum umut verici görünse de arka plandaki finansal gerçekler çoğu zaman ihmal ediliyor. Özellikle büyümenin tamamen banka kredileriyle finanse edildiği şirketlerde bu durum ilerleyen dönemlerde ciddi sorunlara yol açıyor.

Bilançoların %70’i banka borçlarından oluşmaktadır. Şirketlerin çoğu kısa vadeli banka kredileriyle günlük operasyonlarını döndürmeye, uzun vadeli yatırımları ise işletme sermayesiyle karşılamaya çalışıyor. Bu yapısal sorun, finansmana erişimin iyice kısıtlandığı, bugünkü gibi yüksek faizli bir ortamda daha da riskli hale geliyor.

Bugün TL faiz oranları basitte %55 – 60’lara dayanmış durumdadır. Bileşiği ise tefeci faizlerine gelmektedir. Bu faiz oranlarıyla mevcut kredi borçlarının çevrilmesi, ödenmesi neredeyse imkânsız hale gelmiştir.

Peki, neden şirketler bu kadar fazla banka kredisi kullanıyor?

Çünkü çoğu patron için kredi bir tür “ öz sermaye ” gibi görülüyor. Oysa bu en büyük ve en tehlikeli yanılgılardan biridir.

Kredi, bir finansman aracıdır. Örneğin tedarikçiden alınan vadeli mal gibi bir gün ödenmesi gereken bir borçtur. Sermaye değildir. Ortakların koyduğu, özkaynak hiç değildir.

Kredi riski, şirkete değil bankaya aittir sanılıyor ama durum tam tersidir.

Üstelik bu kredi bağımlılığı, iş dünyasında “büyüme tutkusu” ile birleşince daha da tehlikeli hale geliyor. Patron sipariş almanın heyecanıyla yeni yatırımlara koşuyor, üretim kapasitesini artırıyor, yeni makineler alıyor ama bu harcamaların tamamı krediyle finanse ediliyor.

Satışlar artsa da kârlılık aynı oranda artmıyor. Çünkü artan faiz yükü, nakit çıkışlarını eritiyor. Firma büyüdükçe özkaynağı zayıflıyor, borç/özsermaye oranı bozuluyor ve finansal yapı kırılgan hale geliyor.

Bugün konkordato ilan eden firmaların çoğu “büyüme dönemlerinde” kontrolsüz borçlanan firmalardır. İşler iyi giderken alınan kredilerin geri ödemesi, ekonomi yavaşladığında ya da faizler bugünkü gibi yükseldiğinde imkânsız hale gelir. Aslında ortada bir krizden çok kötü yönetilen bir finansman yapısı vardır.

Büyüme ciro ile ölçülmemelidir. Karlılık, nakit akışı, özkaynak karlılığı, borç çevirme oranı gibi göstergelerde önemlidir. Aksi halde bilançosu hormonlu şişmiş, borç yükü altında ezilen firmalarla dolu bir ekonomik yapı oluşur.

Ve bunun en temel sebebi şudur:

Kredinin, özkaynak olmadığı gerçeğinin farkında olunmamasıdır.

Patronlar artık şunu net bir şekilde anlamalı ;

Kredi bir borçtur. Bir gün geri ödenmek zorundadır. Kâr etmeyen, nakit sağlamayan bir yapının borçla büyümesi sürdürülebilir değildir.

Bu yolun sonu konkordatodur, iflastır.

Finansal disiplini olmayan bir büyüme çöküşün habercisidir.

İş dünyasının yaşaması için “krediye değil, kârlılığa” odaklanan bir zihniyet değişimi şarttır.

Özkaynak olmadan büyümek temelsiz bina yapmaya benzer. İlk sarsıntıda yıkılır.

Ali ÇOŞKUN-Finans Danışmanı
0 530 787 84 39
[email protected]

Okumaya devam et

BANKA ANALİZLERİ

HSBC TÜRKİYE RAPORU

Yayınlanma:

|

Yazan:

• Türkiye hisse senetleri, İBB Başkanı İmamoğlu’nun tutuklanmasının ardından artan iç siyasi belirsizlik nedeniyle önemli bir oynaklık yaşamıştır.
• Ekonomik reformlara olan bağlılığa dair son güvenceler, uzun vadeli tezi desteklemektedir.
• HSBC, Türkiye’ye yönelik “ağırlığını artır” tavsiyesini koruyor ve altı “en iyi fikir” hisseyi vurgulamaktadır: Türk Hava Yolları, Akbank, BİM, Turkcell, Migros ve Torunlar.
• Yakın vadeli zorluklara rağmen, Türkiye hisse senetleri için temel uzun vadeli katalizörün, geleneksel ekonomik politikaya olan güçlü bağlılık olduğuna inanılmaktadır.
• Türkiye hisse senetleri için en büyük risk, döviz çıkışlarından kaynaklanan sürekli baskılardır.
• TCMB’nin temel öncelikleri, dolar talebini kontrol altına almak ve döviz istikrarını korumaktır.
• Yabancı yatırımcı pozisyonları yılbaşından bu yana artsa da, nispeten küçüktür ve bu da daha fazla çıkışın sınırlı olabileceğini göstermektedir.
• 14 Mart’a kadar, yılbaşından bugüne Türkiye hisse senetlerine 860 milyon USD giriş olmuştur, ancak 2024 boyunca 2,6 milyar USD çıkış yaşanmıştır.
• Türkiye’nin öz sermaye piyasasındaki yabancı sahipliği, 2020 öncesindeki %65 seviyesinden %37’ye düşmüştür.
• Türk bankaları, makroekonomik gelişmelerle yakından ilişkili oldukları ve yüksek yabancı pozisyonlarına sahip oldukları için, devam eden gelişmelerden en çok etkilenen sektör olarak görülmektedir.
• Bununla birlikte, bankaların yıl sonuna kadar faiz indirimlerinin gerçekleşmesiyle olumlu etkileneceği düşünülmektedir.
• Türkiye ekonomisinin temelleri sağlamdır ve 2025’in başındaki veriler, kurumsal kazançlara önemli bir destek sağlayacak şekilde ekonominin dirençli olduğunu göstermektedir.
• Yüksek enflasyon ortamında, Türk tüketicileri fiyat konusunda daha hassas hale geldikçe, temel tüketim malları ve indirimli perakendeciler iyi performans göstermektedir.
• Türkiye’de havacılık sektörü, güçlü büyüme görünümüyle öne çıkmaktadır.
• Ülke, 2024’teki 62,3 milyon ziyaretçiye kıyasla bu yıl 65 milyon ziyaretçi ağırlamayı beklemektedir.
• Türkiye, Ukrayna, Gazze, Lübnan ve Suriye gibi bölgelerdeki potansiyel yeniden yapılanma çabalarından faydalanabilecek stratejik bir konuma sahiptir.
• Savunma sektörü, AB’nin savunma bütçelerini artırma yönündeki önemli çabasından yararlanmaya hazırlanmaktadır. Aselsan tavsiye edilmektedir.
• Türk savunma ve havacılık ihracatı 2024’te %29 artarak 7,1 milyar USD’ye ulaşmıştır.

RAPORUN TAMAMI: 1743143694653

Okumaya devam et

FARK YARATANLAR

FARK YARATANLAR

KATEGORİ

ALTIN – DÖVİZ

Altın Fiyatları

BORSA

KRIPTO PARA PİYASASI

TANITIM

FACEBOOK

Popüler

www bankavitrini com © "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan, BANKA VİTRİNİ'nde yer alan yazar ve çevirmenlerine ait herhangi bir yazı, çeviri, makale ve haber izin alınmadan basılı olarak ya da internet ortamında kullanılamaz, çoğaltılamaz, yayınlanamaz. İzinsiz kullananlar hakkında hukuki yollara başvurulacaktır. "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan tüm özgün yazıların içeriğinden yazarları sorumludur. www.bankavitrini.com'da yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti, aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler, mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Yer alan yazılarda herhangi bir yatırım aracı; Hisse Senedi, kripto para biriminin veya dijital varlığın alım veya satımını önermiyor. Bu nedenle sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi, beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Lütfen transferlerinizin ve işlemlerinizin kendi sorumluluğunuzda olduğunu ve uğrayabileceğiniz herhangi bir kaybın sizin sorumluluğunuzda olduğunu unutmayın. © www.bankavitrini.com Copyright © 2020 -UŞAK- Tüm hakları saklıdır. Özgün haber ve makaleler 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu korumasındadır.