EKONOMİ
Tarihi günler: Japonya YEN’e müdahale etti, TCMB faiz indirdi, dünya bindirdi!

Yayınlanma:
3 yıl önce|
Yazan:
BankaVitrini
- Dün oldukça ilginç bir o kadar da hareketli bir günü geride bıraktık. Ana eğilimin tersi yönünde para politikası duruşuna sahip Türkiye ve Japonya Merkez Bankaları hariç, dünyanın büyük bir bölümü enflasyonla mücadeleye seri faiz artırımları ile dün de devam ederken, finansal fiyatlamalar tarafında ise âdeta tarihi günlerden geçtiğimizi itiraf etmek gerekiyor!
- FED’in enflasyonu dizginlemek adına istihdam ve büyümeden feragat ederek daha fazla ‘acı’ kaçınılmaz sloganı ile faiz artırımına devam sinyali vermesi ardından sonucu merakla beklenen Japon Merkez Bankası (BoJ), dün sabah erken saatlerde sahneye çıkarak, para birimleri YEN’in dolar karşısında 24 yılın en zayıf seviyesine geldiği bir ortamda faiz oranlarını sabit tutma kararına imza attı. Gelişmiş ekonomiler içerisinde faiz artırımına gitmeyen tek ülkenin Japonya olduğunu not edelim. Hatırlanacağı üzere, geride bıraktığımız hafta açıklanan enflasyon son 8 yılın zirvesine yükselmişti. BoJ’un faiz oranlarını değiştirmeyerek % – 0,10 seviyesinde tutması reel anlamda oldukça sorunlu bir tabloya işaret ederken, amiral gemi dolar ile aradaki getiri makasının daha da açılması, Japon Yeni’ndeki değer kaybının daha da pekişmesine neden oldu.
- USDJPY paritesi dün sabah saatlerinde 146 seviyesine dayaranak 24 yılın yeni en düşük seviyesini test ertmesi ardından, BoJ piyasaya doğrudan müdahale etti. Okurlarımız bu ihtimale haftalardır bültenlerimizde yer verdiğimiz hatırlayacaklardır. 1998 yılından bu yana yapılan ilk müdahale ardından USDJPY paritesi 142 seviyesinin altına geriledi. Japonya Başbakanı Fumio Kishida, spekülasyonlar nedeniyle YEN cephesinde aşırı hareketin göz ardı edilemeyeceğini ve hükümetinin “yüksek düzeyde ihtiyatla” hareket edeceğini ve gerekirse para birimini desteklemek için tekrar müdahale edeceğini söyledi.
- Finansal piyasalarda aktif bir oyuncu ve 20 yılı aşkın bir tecrübe birikimine sahip biri olarak, çok rahatlıkla itiraf edebilirim ki, tarih finansal piyasalara yapılan gerek alım gerekse de satım yönünde müdahalelerin ekseriyetle başarısızlıkla sonuçlandığını yazmaktadır. Bunu en yakın örneğini Türk mali piyasalarında son bir yıllık zaman zarfında hep birlikte tecrübe ettik. Yüksek enflasyona karşı BoJ’un faiz artırmaması ya da artıramaması sonucunda doğrudan müdahale seçeneği ile sonuç almasının pek de mümkün olmadığını düşünüyoruz. Antibiyotik tedavisi bekleyen ağır hastaya aspirin vererek soruna sadece kısa bir süre çözüm sağlayabilirsiniz. BOJ’un da önde gelen merkez bankaları gibi enflasyona karşı faiz artırması gerekirken, TCMB gibi büyüme yanlısı para politikası tercihi, nihayetinde yerel para biriminin daha da değer kaybetmesine, enflasyonun daha da artmasına ve bunun da farkirleşmeye sebebiyet vereceğini düşünmeye devam ediyoruz.
- Öğle saatlerinde ise sahneye çıkan TCMB, Sn. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın düşük faiz talebinin yanı sıra, bu yıl enflasyon yerine büyümeyi ön plana alması ile beklentimize paralel dün de oyunu faiz indirim yönünde kullandı. Elbette, peşinen altını çizmekte fayda görüyorum ki, TCMB’nin dün atmış olduğu karara yönelik tahminimiz, olması gerekenden ziyade ne olacağına yönelik bir düşünce olarak okunmalıdır. Hûlasa, TCMB PPK, dün sonuçlanan olağan toplantısında, politika faizini 100 baz puan indirerek %12’ye getirdi. Karar ardından yayınlanan kısa politika metninde, faiz indirim kararının arkası iktisadi faaliyette ‘ivme kaybının’ devam ettiği gerekçesi ile doldurulmuş.
- TCMB kararı sonrası USDTRY kuru 18,42 seviyesine kadar yükselerek tarihi zirvesini bir adım daha kuzeye taşırken, ilk tepkinin savuşturulması ardından, kurun günü 18,35’li seviyelerde tamamladığını not etmek gerekiyor. Dün de ele aldığımız üzere, kısa vadede kur cephesinde yukarı yönlü bir baskı görmüyoruz. Enflasyon ile politika faizi arasındaki makasın % – 67 ile % – 68 olması çok da bir mânâ ifade etmiyor. TCMB’nin politika faizini tek haneye indirene kadar yoluna devam edeceğini; TL’de değer kaybının kontrollü bir şekilde devam etmesi ise kısa vadede ana beklentimizi oluşturuyor.
- Dün sahneye TCMB ile aynı anda çıkan İngiltere Merkez Bankası (BoE), art arda 7. kez faiz artırımına imza atarak politika faiz oranını (50 baz puan artırarak) %2,25 seviyesine yükseltti. Gelişmiş ülkeler arasında en yüksek enflasyona sahip olması, ekonomisinin stagflasyona girmesi ve kıta Avrupasını bekleyen zor kışını (enerji krizi) bir araya getirdiğimizde, Sterlinin işinin hiç de kolay olmadığını dün de paylaşmış. Atılan adımı ekonomiyi soğutma yönünde ele alırken, GBPUSD paritesinde riski hâlen daha aşağı yönlü görüyoruz. Radar menzilinde ise 1,05 seviyesi görülüyor.
- EURUSD paritesi FED kararı ardından 0,98 seviyesinin diplerine kadar gerileyerek son 20 yılın en düşük seviyesini test ederken, doların güçlü seyri de korunmaya devam ediyor. FED’in para politikası beklentilerindeki değişimlere karşı oldukça hassas olan ABD’nin 2 yıl vadeli devlet tahvili getirisi %4,12 seviyesine ulaşarak son 15 yılın zirvesinde yer alırken, 10 yıl vadeli gösterge tahvil de bu sabah %3,72 seviyesine gelerek son 11 yılın zirvesini test etti. 2 ile 10 yıl vadeli tahviller arasındaki makas ise bu sabah – 0,40 baz puanda.
- FED’in kayda değer ölçüde daha yüksek işsizlik ve daha yavaş ekonomik büyüme pahasına faiz oranlarını enflasyon soğuyana kadar artırmadan çekinmeyeceği görüşünün artık iyice oturması ardından hisse senedi ve tahvil piyasalarında olumsuz hava korunmaya devam ediyor. FED’in aşırı şahin bir patika geçmesi ardından küresel mali piyasalarda pekişen satış baskısına paralel, ABD borsaları geceyi yine düşüşle tamamlarken (gösterge endeks Nasdaq %1,4 geriledi) yeni gün başlangıcında Asya piyasalarından da hava olabildiğince tatsız. Gösterge endeks Tokyo borsası %0,6 aşağıda işlem görürken, bölge borsalarında %1’in üzerinde kayıplar görülüyor. ABD borsalarının vadeli işlemlerinde de benzer bir tablo hâkim.
- Brent cinsi ham petrolün varil fiyatı teknik anlamda büyük bir öneme sahip 92,10 dolar seviyesini altında haftayı kapatmaya hazırlanıyor. Bu sabah 90 doları da altına sarktığını görüyoruz. Teknik bir bakış açısıyla, daha da aşağıda 78 dolar seviyesine varan büyük bir boşluğun bizleri beklediğini düşünüyoruz. Altın ise pandemi döneminden bu yana kritik bir destek görevi üstlenen 1,685 dolar seviyesinin altında ikinci haftayı da tamamlamaya aday görünüyor. Teknik mânâda aşağıda 1,600 dolar seviyesini hedefliyoruz. Kripto paralar cenahında ise, artan faiz ortamında, yatırımcıların küresel olarak riskli varlıklara karşı mesafeli davranması ile amiral gemi bitcoin üç ayın dip seviyesine yakın işlem görürken, teknik mânâda kısa bakış açısıyla 23bin; daha geniş çerçevede ise 28,800 seviyesi geçilmeden anlamlı bir hareket beklemediğimiz bir kez daha belirtmiş olalım.
- Reuters’in dün geçtiği habere göre, Sn. Cumhurbaşkanı Erdoğan bugün İstanbul’da ekonomi gündemi odağında bir toplantı düzenleyecek. Toplantıda Rusya ile mutabakatlar, ekonomideki genel durum, borsa, yaptırım ve Mir sistemi masada olacak. Ukrayna’nın Rusya ve Moskova yanlısı güçler tarafından kontrol edilen dört bölgesi, Cuma günü Rusya’ya katılmak için referandum düzenlemeye hazırlanıyordu, oylar Batı tarafından gayrimeşru ve yasadışı ilhakın habercisi olarak geniş çapta kınandı. Ukrayna topraklarının yaklaşık %15’ini temsil eden Luhansk, Donetsk, Kherson ve Zaporizhzhia eyaletlerinde oylama Cuma’dan Salı’ya yapılacak.
- Mali piyasaların gündeminde bugün Almanya, Euro Bölgesi ve ABD’de imalat PMI verileri takip edilebilir.
>TCMB Rezervleri
16 Eylül ile biten haftada, TCMB’nin brüt döviz rezervleri 1,14 milyar dolar artışla 74,8 milyar dolar; altın rezervlerinde ise fiyat hareketi kaynaklı olarak 0,1 milyar dolar azalışa 39,9 milyar seviyesine geriledi. Böylelikle toplam brüt döviz ve altın rezervleri 114,7 milyar dolara yükseldi.
>TCMB Net Rezervleri
Emanet dövizler düşüldükten sonra (swap), TCMB’nin net rezervlerinin yaklaşık eksi 61,2 milyar dolar ile son 6 haftanın zirvesinde.
>TCMB Net Uluslararası Rezervler
Net uluslararası rezervler yaklaşık 2 milyar dolar düşüşle 12,1 milyar dolar seviyesine geriledi.
>DTH
16 Eylül ile biten haftada, parite/fiyat etkisinden arındırılmış rakamlara göre, gerçek kişilerin döviz mevduatları (DTH) önceki haftaya göre 0,1 milyar dolar artış kaydederken, tüzel kişilerin ise 1,54 milyar dolar artış kaydetti. Arındırılmamış verilere göre ise, gerçek kişilerin DTH’i 1 milyar dolar azalırken, tüzel kişilerin ise 1,33 milyar dolar arttı. Toplam stok 213,2 milyar dolar ile bir önceki haftaya göre 0,35 milyar dolar artış kaydetti.
>Yabancı yine almamış!
16 Eylül ile biten haftada, yurtdışı yerleşikler 34 milyon dolar değerinde hisse senedi, 48,7 milyon dolar tutarında ise devlet tahvili satmışlar. Borsa İstanbul Bankacılık endeksinde (çöküş öncesi) son haftalarda yaşanan bayram havasını bu rakamların desteklemediğini zaten söylemiştik. Toplam hisse ve tahvil stoku: 19,8 milyar dolar.
>KKM’de ivme kaybı var
BDDK verisine göre KKM stoku 16 Eylül itibariyle 1,348 milyon TL seviyesine ulaştı. Artış hızında son 4 haftadır ivme kaybı görülse de, artış devam ediyor. KKM’nin de bir nevi yabancı para enstrümanı olduğu düşünülürse, toplam yabancı para mevduatın toplam mevduat içindeki payı ~ %71 ile rekor seviyelerde salınmaya devam ediyor.
>Fiili faiz oranları
TCMB’nin yüksek faizli ticari kredilere karşı menkul kıymet tesis etme zorunluluğu ardından ticari kredilerde (mavi kesik çizgi) sert düşüş devam ediyor.
>Tüketici Güven Endeksi
Türkiye İstatistik Kurumu ve Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası işbirliği ile yürütülen (mevsim etkilerinden arındırılmış) tüketici güven endeksi, Eylül ayında bir önceki aya göre %0,3 oranında arttı; Ağustos ayında 72,2 olan endeks, Eylül ayında 72,4 oldu. Tüketici güven endeksinin 100’den büyük olması tüketici güveninde iyimser durumu,100’den küçük olması tüketici güveninde kötümser durumu göstermektedir. Detaylara baktığımızda ise, 12 ay öncesine göre hanenin mevcut dönemde maddi durum beklentisi ve gelecek 12 aylık dönemde hanenin maddi durum beklentisinin bir miktar da olsun Ağustos ayına göre kötüleştiğini görüyoruz.
İKTİSATBANK
İlginizi Çekebilir
ALTIN - DÖVİZ - KRIPTO PARA
“Nasıl Yatırım Yapılır?” – Kitap Özeti

Yayınlanma:
1 gün önce|
25/06/2025Yazan:
BankaVitrini
Kitap Künyesi
-
Kitap Adı: Nasıl Yatırım Yapılır?
-
Alt Başlık: Kişisel Yatırımın Cesur ve Yeni Dünyasına Yolculuk
-
Yazarlar:
-
Peter Stanyer
-
Masood Javaid
-
Stephen Satchell
-
-
Çevirmen: S. Cem Çiloğlu
-
Yayınevi: The Economist Books / Türkçe baskı: Epsilon yayınevi
-
Dil: Türkçe (Orijinal dil: İngilizce)
-
Kapsam: Yatırımın temellerinden başlayarak kişisel finans, portföy yönetimi, risk dağılımı ve yeni nesil yatırım araçlarına kadar geniş bir perspektif sunar.
-
Hedef Kitle: Yatırıma yeni başlayacak bireyler, kişisel finansına yön vermek isteyenler ve stratejik portföy oluşturmak isteyen yatırımcılar.
İçerik Özeti
-
Yatırımın Temel İlkeleri
-
Risk ve Getiri Dengesi
-
Portföy Teorisi
-
Fon Seçimi ve Dağılımı
-
Alternatif Yatırım Araçları (ETF’ler, tahviller, emtialar, kripto varlıklar)
-
Yatırım Psikolojisi ve Karar Alma Süreçleri
-
Güncel Piyasa Gelişmeleri ve Etkileri
“Nasıl Yatırım Yapılır?” – Kitap Özeti
1. Yatırımın Temelleri
Kitap, yatırımın amacını net şekilde tanımlayarak başlar: paranın zaman içindeki değerini korumak ve artırmak. Yatırımcılar için temel kavramlar olan risk, getiri, zaman ufku, likidite gibi konular ele alınır.
📌 Ana fikir: Her yatırım bir risk içerir; önemli olan bu riski bilinçli şekilde yönetebilmektir.
2. Portföy Oluşturma ve Risk Dağılımı (Diversifikasyon)
Yazarlar, yatırımcılara tüm yumurtaları aynı sepete koymamaları gerektiğini anlatır. Portföy oluştururken farklı varlık türleri arasında dağılım yapmanın önemi vurgulanır: hisse senetleri, tahviller, nakit, emtialar, alternatif yatırımlar gibi.
📌 Ana fikir: Sağlam bir yatırım stratejisi; çeşitlendirme, maliyet bilinci ve hedefe uygunlukla mümkündür.
3. Varlık Sınıfları ve Araçlar
Bu bölümde yatırım yapılabilecek başlıca varlıklar detaylı şekilde anlatılır:
-
Hisse senetleri: Uzun vadede büyüme sağlayan ama dalgalı ürünlerdir.
-
Tahviller: Daha düşük riskli, ama sınırlı getirili.
-
Nakit ve mevduat: Güvenli ama enflasyona karşı kırılgan.
-
Alternatif yatırım araçları: Gayrimenkul, hedge fonları, özel sermaye ve son zamanlarda kripto varlıklar gibi yeni trendler.
📌 Ana fikir: Her varlık sınıfının risk-profili farklıdır ve yatırımcının hedeflerine göre seçilmelidir.
4. Zaman ve Psikoloji Faktörü
Yatırımcıların en büyük düşmanlarından biri kendileridir. Korku, açgözlülük, sürü psikolojisi gibi duygusal faktörlerin yatırım kararlarını nasıl etkilediği anlatılır. Piyasa zamanlamasının zor olduğu, uzun vadeli düşünmenin önemi vurgulanır.
📌 Ana fikir: Duygusal kararlar yerine disiplinli bir yatırım stratejisi başarı getirir.
5. Yatırım Stratejileri ve Yaklaşımlar
Pasif ve aktif yatırım farkı, endeks fonlarının avantajları, değer ve büyüme yatırımcılığı gibi farklı yatırım stratejileri açıklanır. Ayrıca, yaşa ve gelir seviyesine göre yatırım stratejileri örneklenir.
📌 Ana fikir: Herkesin yatırım stratejisi kişisel durumuna, hedeflerine ve risk toleransına uygun olmalıdır.
6. Geleceğe Hazırlık ve Yeni Trendler
Kitabın son bölümleri geleceğin yatırım dünyasına odaklanır. ESG (çevresel, sosyal ve yönetişim kriterleri), yapay zeka destekli algoritmalar, robo-danışmanlar, fintech’ler gibi konular ele alınır.
📌 Ana fikir: Yatırım dünyası hızla değişiyor; bilgiye açık ve adapte olabilen yatırımcılar öne çıkacak.
Genel Değerlendirme
Bu kitap, yatırım dünyasına giriş yapmak isteyenler için bilimsel temellere dayalı, pratik ve anlaşılır bir kılavuzdur. Hem yeni başlayanlar hem de stratejisini geliştirmek isteyen yatırımcılar için değerli bilgiler sunar.

Dünya enerji güvenliğinin kalbinde yer alan Hürmüz Boğazı, küresel ticaretin ve petrol taşımacılığının en kritik geçitlerinden biridir. Ancak bu boğazın geçici dahi olsa kapanması, sadece bölgeyi değil, tüm dünya ekonomisini derinden etkileyebilecek bir kriz senaryosudur. Bu yazıda, Hürmüz Boğazı’nın önemi ve kapanmasının olası sonuçları detaylı bir şekilde incelenmektedir.
HÜRMÜZ BOĞAZI’NIN STRATEJİK ÖNEMİ
Hürmüz Boğazı, İran ile Umman arasında yer alır ve Basra Körfezi’ni Umman Denizi’ne bağlar.
Bu dar geçit, dünyanın en büyük petrol üreticilerinden olan Suudi Arabistan, Irak, Kuveyt, İran, BAE ve Katar’ın deniz yoluyla petrol ve doğalgaz ihracatında tek çıkış kapısı niteliğindedir.
-
Günlük yaklaşık 17-20 milyon varil petrol bu boğazdan taşınmaktadır.
-
Bu miktar, küresel petrol ticaretinin yaklaşık %20’sine denk gelir.
-
Ayrıca Katar’ın sıvılaştırılmış doğalgaz (LNG) ihracatının da büyük bölümü bu yoldan geçer.
ENERJİ VE EKONOMİK SONUÇLARI
1. Petrol Fiyatlarında Şok Artış
Hürmüz Boğazı’nın kapanması, arz şokuna yol açar.
-
Petrol fiyatları birkaç gün içinde 150-200 dolar/varil seviyelerine çıkabilir.
-
Enerji ithalatçısı ülkelerde enflasyonist baskılar oluşur.
-
Üretim maliyetleri artar, ekonomiler yavaşlar, stagflasyon riski doğar.
2. Küresel Tedarik Zincirinin Bozulması
-
Asya, Avrupa ve ABD’ye enerji taşıyan petrol tankerleri seferlerini durdurmak zorunda kalır.
-
Enerjiye bağımlı endüstriler (otomotiv, plastik, gübre vb.) ağır darbe alır.
-
Alternatif boru hatları kapasite olarak yetersizdir.
JEOPOLİTİK VE ASKERİ SONUÇLARI
1. ABD-İran Gerilimi Zirveye Çıkar
İran’ın boğazı kapatma tehdidi veya fiilî kapatma girişimi, ABD ve müttefiklerinin askerî karşılık verme ihtimalini doğurur.
Bölgedeki ABD Donanması’nın varlığı bu senaryo için hazırdır.
2. İsrail, Suudi Arabistan ve Körfez Ülkeleri Tetikte Olur
İran’ın bu hamlesi bölge ülkeleri tarafından ulusal güvenlik tehdidi olarak değerlendirilir.
Silahlanma hızlanır, bölgesel çatışma riski artar.
3. Askerî Müdahale ve Savaş Riski
Deniz yolunun açık tutulması için ABD önderliğinde çok uluslu bir askerî müdahale gündeme gelebilir.
Bu durum petrol bölgelerinde bombalamalara, deniz trafiğinin askıya alınmasına neden olabilir.
ALTERNATİF ENERJİ ROTALARI VAR MI?
-
Suudi Arabistan ve BAE, bazı petrolünü Hürmüz dışındaki boru hatlarıyla taşıyabilir.
Ancak bu yolların kapasitesi sınırlı ve tüm ihracatı karşılamaktan uzaktır. -
Katar LNG’si içinse alternatif güzergâh neredeyse yoktur.
TÜRKİYE’YE ETKİSİ NE OLUR?
-
Türkiye enerji ithalatının büyük kısmını bu bölgelerden sağlamaktadır.
-
Fiyatlar arttığında Türkiye’nin enerji faturası büyür → cari açık artar.
-
Bu durum TL üzerinde baskı oluşturur, enflasyon hızlanır.
Hürmüz Boğazı’nın kapanması, sadece bölgesel değil, küresel bir kriz anlamına gelir. Petrol ve gaz piyasasında arz şoku yaratır, küresel ekonomiyi durma noktasına getirebilir. Jeopolitik gerilimlerin zirveye çıktığı bir ortamda bu boğazın güvenliği, dünya düzeni açısından kırılma noktasıdır.
BANKA HABERLERİ
Limonlar Kredi Aldığında: Asimetrik Bilginin Finansal Sistemdeki Yankısı

Yayınlanma:
6 gün önce|
21/06/2025Yazan:
Serhat Can
Bankaların kredi sistemlerinde giderek daha sık karşılaştığımız bir tablo var: Gerçek kredi değerliliği taşımayan birey veya işletmelere, sistemsel boşluklar nedeniyle kredi limitleri açılıyor. Kredi puanı iyi görünüyor, limit mevcut—ama geri ödeme kabiliyeti yok. Neye benziyor, biliyor musunuz? George Akerlof’un 1970’te yazdığı kendisine Nobel iktisat ödülü aldıran “limon piyasası”na.
Asimetrik Bilgi Sorunu:
Akerlof’un teorisinde, alıcı ve satıcı arasındaki bilgi dengesizliği nedeniyle kaliteli ürünler (iyi arabalar) piyasadan çekilir, yerine “limonlar” (kötü arabalar) kalır. Bugünün kredi sisteminde ise:
- Banka, müşterinin gerçek riskini göremiyor (ya da görmek istemiyor).
- Müşteri, sistemin sunduğu limitlere ulaşıyor, kredi kullanıyor.
- Böylece finansal piyasada “limon” krediler çoğalıyor: riskli, sürdürülemez, görünürde aktif.
Sonuç Ne Olur?
- Gerçek değerliliğe sahip kullanıcılar daha pahalı krediye ulaşır.
- Sistem, kendi içindeki çürüklüğü fark edemez.
- Uzun vadede bu asimetrik bilgi, toplu bir güven krizine dönüşür. Tıpkı Akerlof’un uyardığı gibi…
- Finansal sistemler gelişiyor, algoritmalar daha sofistike hale geliyor—ama hâlâ “insanı” göremeyen modellerle çalışıyoruz. Kredi vermek sadece matematik değil; güvenin, bağlamın ve davranışsal içgörünün birleşimidir.
- “Kredi sadece bir limit değil, bir güven oyudur.”
Kredi sistemleri giderek daha sofistike hale geliyor. Algoritmalar, puanlama sistemleri, dijitalleştirilmiş değerlendirme modelleri… Peki ama hâlâ “insanı” göremeyen bu sistemler gerçekten güvenli mi?
George Akerlof, 1970’te “limon piyasası” teorisini ortaya attığında otomobil piyasasını örnek gösteriyordu. Bugün ise aynı teoriyi bizzat kredi piyasasının içinde yaşıyoruz: asimetrik bilgi, yani tarafların eşit derecede bilgi sahibi olmaması, sistemi yavaş yavaş çürütüyor.
Gözlemlerimden İki Sessiz Hikâye
Firma kârlı göründü, konkordatoya girdi. Bir yıl önce denetimini yaptığım bir firmayla denetim sırasında yaşadığımız bir anlaşmazlık yüzünden yollarımız ayrılmıştı. Geçtiğimiz günlerde konkordato ilan ettiklerini öğrendim. İlginçtir: Banka kredileri denetim sonrası son bir yılda ciddi oranda artmıştı. Bilanço ise temizdi—görünürde. Ama içini bilen biri olarak şunu söylemeliyim: stoklar şişirilmişti. Sayım tutanakları arasındaki fark 3 milyon dolar kadardı.
Stoklar yalansa, bilanço da yalandır. En kolay oynanan kalem de budur çünkü. “Stoklarda 3 milyon dolarlık yapay bir değerleme vardı—bu, bilanço üzerinde kar gibi görünse de gerçekte zarardı.” Bankalar ne yaptı? Kağıt üstündeki görüntüye bakıp kredi verdiler. Mali analizlerin yapamadığı tek şey stok denetimidir, stoklarda ne yazıyorsa kabul edilir. Şu sorularla meşgul olduklarını da hiç zannetmiyorum: Stok sayım tutanak raporu mevcut stoklarla karşılaştırıldı mı? Stok sayım tutanağını kim hazırlamış? Bağımsız denetim mi yoksa şirket personeli mi? Firma son yıllarda matrah artırmış mı? Tedarikçi bakiye hareketleri stok değer hareketleriyle uyumlu mu? Stoklarda dikkat çekici bir durum var mı? Hammadde stoğu mamül stoğundan fazla mı? Şirket ERP sisteminden stok değerleme raporu alındı mı? Sorular çoğaltılabilir.
Çalışanlarına maaşlarını ödemeyen firma, kredi kullanıyor.
Geçenlerde eski bir öğrencim aradı: Çalıştığı firma 3 aydır maaş ödemiyormuş ama aynı zamanda bankalardan kredi kullanmaya devam ediyormuş. Hatta patronunun yeni bir konut satın aldığını duymuş. Bana sorduğu soruya gelirsek: “İş davası açarsam banka hesaplarına bloke konulur mu?
Banka sistemleri SGK kayıtlarını kontrol etse, firmanın 3 aydır sigorta ödemediğini görecekti. Ama görmedi. Çünkü sistem, sadece rakama ve geçmiş skora bakıyor—insan hikâyesine değil.
Sonuç: Algoritmalar Belki Zekidir, Ama Kördür
Bugünün kredi algoritmaları geçmiş veriye dayanır, davranışı anlamaz, öyküyü okumaz. Böylece sistem, Akerlof’un tarif ettiği gibi, limonlarla doluyor: Gerçekte riskli olan ama kâğıt üstünde sorunsuz gözüken kredilerle. Sonuç? Gerçekten sağlıklı, krediye erişimi hak eden işletmeler bu gölgelerin altında kalıyor.
Serhat CAN
FARK YARATANLAR
FARK YARATANLAR
KATEGORİ
- ALTIN – DÖVİZ – KRIPTO PARA (848)
- BANKA ANALİZLERİ (139)
- BANKA HABERLERİ (3.144)
- BASINDA BİZ (60)
- BORSA (453)
- CEO PERFORMANSLARI (36)
- EKONOMİ (2.853)
- GÜNCEL (3.234)
- GÜNDEM (3.199)
- RÖPORTAJLAR (48)
- SİGORTA (133)
- ŞİRKETLER (2.251)
- SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK (475)
- VİDEO Vitrini (19)
- YAZARLAR (1.059)
- Ali Coşkun (24)
- Arif Öztan (7)
- Ayşe Muzaffer Sunguroğlu (7)
- ChatGPT (26)
- Dr. Abbas Karakaya (65)
- Erden Armağan Er (45)
- Erol Taşdelen (569)
- Gizem Taşdelen (7)
- Gülbeyaz Gergün (63)
- Kemal Emirhan Mendi (1)
- Murat Şenol (26)
- Mustafa Akpınar (41)
- Onur ÇELİK (36)
- Prof. Dr. Binhan Elif Yılmaz (80)
- Serhat Can (8)
- Süleyman Çembertaş (16)
- Tungay Dere (18)
- Uğur Durak (33)
- Zuhal KARABULUT (5)
YAZARLAR

Şirketlerde Bağımsız Yönetim Kurulu Üyeliği Neden Şart Olmalı?

CGTN: Çin ve Orta Asya ülkeleri iş birliğini pekiştirme sözü verdi

“Nasıl Yatırım Yapılır?” – Kitap Özeti

KÜÇÜKLERE/BÜYÜKLERE YAZ OKUMALARI-II

Ateşkesle petrol geriledi. Faiz indirim umuduyla Türk piyasaları canlandı

Veri Okumayan Yönetici, Karanlıkta Yürür

Piyasa Beklemiyordu! Bitcoin Neden Patlama Yaşadı?

Dolandırıcılık Davasında Şok Rapor: Banka Kusurlu!

DENİZBANK: Bir GMY istifası daha!

İsrail İran’a Neden Saldırdı?

Papara’dan açıklama: Özür diledi

Firma Finans Bilinci Neden Stratejik Bir Güçtür?

Finansın En Önemli 10 Formülü ve Önemi

Firmanızı Kurtaracak Bilmeniz Gereken 10 Finansal Formül
- SON DAKİKA | Borsa günü düşüşle tamamladı 26/06/2025
- İkinci el araçta 6 ay 6 bin km ve ilan kısıtlaması 2026’ya uzatıldı 26/06/2025
- TEMMUZ ASGARİ ÜCRET ZAMMI: Asgari ücrete ara zam gelecek mi? Asgari ücret ara zammı ne kadar olacak? 26/06/2025
- Diyarbakır Türkiye’nin enerji arz gücüne katkı sağlıyor 26/06/2025
- İnşaat malzemesi sanayi bileşik endeksi yılın ilk artışını gösterdi 26/06/2025
- SON DAKİKA | Kamu işçilerinin zam pazarlığında ikinci teklif tarihi belli oldu 26/06/2025
- TCMB rezervlerinde 7 haftanın ardından ilk gerileme 26/06/2025
- İkinci el otoda 6 ay-6 bin kilometre kısıtlaması uzatıldı 26/06/2025
- İkinci el otomobil satışında '6 ay-6 bin km' düzenlemesi uzatıldı 26/06/2025
- "Türkiye'nin maliyet bazlı rekabet gücü 2015 yılı seviyesinin altına indi" 26/06/2025
- H&M'den ürün tedariğinde pazara yakınlık planı 26/06/2025
- ABD'de işsizlik maaşı başvurularında sert düşüş 26/06/2025
- Kredilerde büyüme yeniden hızlandı 26/06/2025
- Hatice Karahan: Dünyadaki merkez bankalarıyla sınır ötesi ödemeler konusunda çalışıyoruz 26/06/2025
ALTIN – DÖVİZ
BORSA
KRIPTO PARA PİYASASI
Popüler
-
GÜNDEM4 yıl önce
Sedat Peker’in bahsettiği otel: Günlüğü 106 bin TL
-
GÜNCEL2 yıl önce
Zara Ve Mango’ya Üretim Yapın Tekstil Devi Konkordato Talep Etti
-
BANKA HABERLERİ2 yıl önce
TCMB Başkanı için ismi geçen GAYE ERKAN First Republic Bank’tan ayrılma süreci
-
BANKA HABERLERİ4 yıl önce
AKBANK çöktü : Dijital Bankacılık sorumlusu GMY CİVELEK ortada yok!
-
BANKA HABERLERİ4 yıl önce
HSBC terbiyesizliği : “Sabancı alana “AKBANK bedava”
-
BANKA ANALİZLERİ3 yıl önce
YILIN İLK YARISINDA İŞBANK RAKİPSİZ LİDER AKBANK SONUNCU SIRADAN KURTULAMIYOR
-
GÜNDEM2 yıl önce
Bankacılığı bırakıp eskortluk yapmaya başladı: Haftalık kazancı dudak uçuklattı