BANKA HABERLERİ
TCMB: Para Politikası Kurulu Toplantı Özeti yayınlandı

Yayınlanma:
4 hafta önce|
Yazan:
BankaVitrini
Küresel Ekonomi
1. Küresel ticaret politikalarına ilişkin süregelen belirsizlikler, son dönemde atılan korumacı adımlar sonrasında artmış ve küresel ekonomi ile finansal piyasalar üzerindeki riskler belirginleşmiştir. Söz konusu gelişmeler küresel büyüme görünümünü olumsuz etkilemeye devam etmektedir. Birçok gelişmiş ve gelişmekte olan ülke için büyüme öngörüleri aşağı yönlü güncellenirken, Türkiye’nin dış ticaret ortaklarının ihracat paylarıyla ağırlıklandırılan küresel büyüme endeksinin büyüme oranı beklentisi 2025 yılı için yüzde 2,1’den yüzde 1,7’ye; 2026 yılı için ise yüzde 2,4’ten yüzde 1,9’a güncellenmiştir. Küresel talep görünümündeki bozulma nedeniyle doğalgaz ve petrolde daha belirgin olmak üzere emtia fiyatlarında hızlı düşüşler gözlenmiştir. ABD ticaret politikalarının önümüzdeki dönemde izleyeceği seyir ve buna diğer ülkeler tarafından verilebilecek karşılıklar, devam eden jeopolitik riskler ile birlikte küresel ticaret ve iktisadi faaliyetin seyri açısından öne çıkan risk faktörleri olarak görülmektedir.
2. Tarife artışlarının enflasyon üzerindeki beklenen etkileri ülkeden ülkeye farklılık gösterebilmekle birlikte, ABD başta olmak üzere gelişmiş ülkelerde enflasyon beklentileri bir miktar artmıştır. Bu çerçevede küresel enflasyondaki düşüşün yavaşlayacağı ve merkez bankalarının indirim süreçlerinde temkinli yaklaşımlarını sürdürecekleri beklenmektedir. Bu dönemde artan küresel belirsizlikler nedeniyle risk iştahı belirgin gerilemiş ve gelişmekte olan ülke piyasalarından portföy çıkışları devam etmiştir.
Parasal ve Finansal Koşullar
3. Türk lirası (TL) mevduat faizleri, 7 Mart haftasına kıyasla 275 baz puan artarak 11 Nisan haftası itibarıyla yüzde 51,9 seviyesinde gerçekleşmiştir. Aynı dönemde TL ticari kredi faizleri (Kredili Mevduat Hesabı ve Kredi Kartı hariç) 449 baz puan artarak yüzde 54,9; ihtiyaç kredisi (Kredili Mevduat Hesabı hariç) faizleri 555 baz puan artarak yüzde 69,7; konut kredisi faizleri 26 baz puan azalarak yüzde 39,6; taşıt kredisi faizleri ise 26 baz puan artarak yüzde 43,0 seviyesinde oluşmuştur.
4. Bireysel kredilerin 4 haftalık büyüme oranlarının ortalaması 7 Mart-11 Nisan döneminde yüzde 2,3 seviyesine gerilemiştir. Bu gerileme kredi kartı büyümesindeki yavaşlama kaynaklı olup, bu dönemde tüketici kredilerinin tüm alt kırılımlarının büyümesinde artış görülmüştür. TL ticari kredilerin 4 haftalık büyüme oranlarının ortalaması yüzde 1,7 seviyesinden yüzde 3,6’ya ulaşmıştır. Yabancı para (YP) krediler için uygulanan yüzde 0,5’lik büyüme sınırıyla uyumlu bir şekilde, kur etkisinden arındırılmış YP ticari kredilerdeki 4 haftalık büyüme oranlarının ortalaması, bir önceki PPK dönemindeki yüzde 2,0 seviyesinden yüzde 0,4’e gerilemiştir.
5. 28 Mart’ta alınan kararla kredi büyümesine dayalı zorunlu karşılık uygulamasında tüketicilere kullandırılan ihtiyaç kredilerinde istisna tutulan kredili mevduat hesabı kredilerinden üçten fazla taksitli olanlar (eğitim ve öğrenim ücretlerine ilişkin harcamalar hariç) kredi büyümesi sınırlarına dahil edilmiştir. Ayrıca, YP kredi büyüme sınırından istisna tutulan yatırım kredilerinin kapsamında değişiklik yapılmıştır.
6. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) brüt uluslararası rezervleri, 7 Mart’tan bu yana 22,4 milyar ABD doları azalarak 11 Nisan itibarıyla 147,5 milyar ABD dolarına gerilemiştir. Türkiye’nin 5 yıllık kredi risk primi (CDS) 5 Mart’tan bu yana yükselerek 16 Nisan itibarıyla 343 baz puan seviyesine gelmiştir. Türk lirasının 1 ay vadeli kur oynaklığı 16 Nisan itibarıyla yüzde 18,9 seviyesine, 12 ay vadeli kur oynaklığı yüzde 26,1 seviyesine yükselmiştir. Önceki PPK toplantı haftasından bu yana DİBS piyasasından 6,3 milyar ABD doları, hisse senedi piyasasından ise 1,1 milyar ABD doları olmak üzere toplam 7,5 milyar ABD doları net portföy çıkışı gerçekleşmiştir.
Talep ve Üretim
7. Şubat ayında perakende satış hacim endeksinde aylık bazda yüzde 1,1, çeyreklik bazda ise yüzde 3,7 oranında artış gerçekleşmiştir. Aynı dönemde ticaret satış hacim endeksi aylık bazda yüzde 2,5 oranında artarken çeyreklik yükseliş yüzde 0,8 olmuştur. Hizmet üretiminin yanı sıra talebi hakkında da bilgi sunan hizmet üretim endeksi şubat ayında yüzde 2,0 oranında azalmıştır. Çeyreklik bazda ise geçen yılın son çeyreğindeki yüzde 0,9 oranında yükselişinin ardından yılın ilk çeyreğinde yüzde 2,9 oranında artmıştır. Kartla yapılan harcamalar, ocak ayında geriledikten sonra şubat ayında sınırlı bir telafi sergilemiş, mart ayında ise, özellikle ayın ikinci yarısında bayram öncesi mevsimsel artan talep kaynaklı olarak yükselmiştir. Nisan ayının ilk haftasına ilişkin sınırlı düzeydeki veriler aylık bazda bir düşüş ile çeyreklik bazda yatay bir görünüm ima etmektedir. Beyaz eşya satışları ilk çeyrekte gerilerken otomobil satışlarındaki artış hız kaybetmekle birlikte devam etmiştir. Aynı dönemde, imalat sanayi firmalarına yönelik anket verileri, iç piyasa siparişlerinin bir önceki çeyrekteki yükselişinin altında sınırlı bir oranda arttığına işaret etmektedir. Bu çerçevede, öncü veriler yurt içi talebin ilk çeyrekte ivme kaybetmekle birlikte öngörülenin üzerinde seyrettiğini ve enflasyonu düşürücü etkisinin azaldığını ima etmektedir.
8. Şubat ayında sanayi üretim endeksi, mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış olarak aylık bazda yüzde 1,6 oranında, takvim etkilerinden arındırılmış olarak yıllık bazda yüzde 1,9 oranında azalmıştır. Çeyreklik bazda ise sanayi üretimi, şubat ayı itibarıyla ilk çeyrekte yüzde 0,9 oranında artmıştır. Ana eğilimi izlemek amacıyla tipik oynaklık sergileyen sektörler dışlandığında, sanayi üretiminde şubat ayındaki azalış yüzde 1,1 ile daha ılımlı olmuş, çeyreklik bazdaki yüzde 1,5 artış oranı da ana endeksin artışının üzerinde gerçekleşmiştir. İmalat sanayine yönelik anket göstergeleri, 2025 yılının ilk çeyreğinde sanayi üretiminin ana eğiliminde yatay bir görünüme işaret etmektedir. İmalat sanayi kapasite kullanım oranı bu dönemde bir önceki çeyreğe kıyasla 0,5 puan azalmıştır. İnşaat üretim endeksi ise deprem kaynaklı inşa faaliyetlerinin süren desteğiyle birlikte, şubat ayı itibarıyla yılın ilk çeyreğinde çeyreklik bazda yüzde 10,3 oranında, bir önceki yılın aynı dönemine göre ise yüzde 13,8 oranında artış kaydetmiştir.
9. Şubat ayında mevsimsellikten arındırılmış istihdam, 32,3 milyon kişi seviyesinde gerçekleşmiş ve çeyreklik bazda yüzde 1 oranında azalmıştır. Bu dönemde, işgücüne katılım oranı çeyreklik olarak 0,7 puan düşüş kaydetmiş, işsizlik oranı ise şubat ayı itibarıyla ilk çeyrekte 0,3 puan azalarak yüzde 8,3 seviyesine gerilemiştir. Anket göstergeleri, 2025 yılı ilk çeyreğinde imalat sanayi firmalarının geleceğe yönelik istihdam beklentilerinde tarihsel ortalamanın altında seyreden bir görünüme işaret etmiştir.
10. Şubat ayında cari işlemler dengesi aylık bazda 4,4 milyar ABD doları açık vermiştir. 12 aylık birikimli cari açık ise 12,8 milyar ABD doları seviyesinde gerçekleşerek bir önceki aya kıyasla 1,1 milyar ABD doları artış göstermiştir. Söz konusu seyirde, hizmetler dengesi fazlasındaki artışa karşın, altın ve enerji dış ticaret açıklarındaki yükselişler etkili olmuştur. Nitekim bu dönemde, 12 aylık birikimli hizmetler dengesi fazlası güçlü seyrini sürdürmüş ve 62,0 milyar ABD doları seviyesinde gerçekleşmiştir. Nisan ayı başında ABD tarafından uygulanacağı açıklanan ilave gümrük tarifeleri ve sonrasındaki gelişmeler ticaret politikalarına ilişkin belirsizliği belirgin şekilde artırmıştır. Söz konusu gelişmeler Türkiye’de dış ticaret açığı üzerinde, küresel büyümedeki zayıflama, bununla bağlantılı olarak enerji ve emtia fiyatlarında düşüş, dış pazarlarda rekabetin artması ve paritede Euro lehine yükseliş gibi kanallar üzerinden bir miktar belirsizlik oluşturmuştur.
11. Mart ayında mevsimsellikten arındırılmış olarak ihracat ve ithalat artış kaydetmiştir. İhracattaki artışın, Ramazan Bayramı öncesi teslimatları öne çekme hareketiyle birlikte daha kuvvetli olduğu değerlendirilmektedir. 12 aylık birikimli olarak bakıldığında ise dış ticaret açığında bir önceki aya göre sınırlı bir azalış gerçekleşmiştir. Bu çerçevede, 12 aylık birikimli olarak cari açığın, mart ayında azalabileceği öngörülmektedir. Altın ithalatı, mart ayında 1,6 milyar ABD doları seviyesinde gerçekleşirken, birikimli olarak 18,5 milyar ABD doları olmuştur. Önceki iki ayda gerileyen mevsimsellikten arındırılmış tüketim malı ithalatı, mart ayında söz konusu kayıplarını telafi etmiş ve tarihsel ortalamaların üzerindeki seyrini sürdürmüştür. Son dönemde tüketim malı ithalatının artışına yüksek katkı veren mücevher kalemi dışlandığında da tüketim malı ithalatı bir önceki aya göre bir miktar artmıştır. Mart ayına ilişkin dış ticaret verileri nisan ayı için yüksek frekanslı öncü verilerle beraber değerlendirildiğinde, üç aylık ortalama eğilimler, ihracatta bayram kaynaklı oynaklığın ortadan kalkmasıyla yatay seyrin korunduğuna, ithalatın ise sınırlı artış kaydettiğine işaret etmektedir. Yüksek frekanslı veriler, nisan ayında mücevher ithalatında daha ılımlı bir seviyeyle beraber mücevher hariç tüketim malı ithalatında aylık bazda yatay bir seyir ima etmektedir.
12. Cari açığın finansmanı tarafında, bankacılık sektörünün 12 aylık birikimli uzun vadeli borç çevirme oranı, şubat ayında yüzde 152 civarında gerçekleşmiştir. Söz konusu oran, bankacılık sektörü dışındaki firmalarda yaklaşık yüzde 130 olmuştur. Bu çerçevede, yurt dışı borçlanma imkanlarının yüksek seviyelerini koruduğu, ancak gelecek dönemde YP cinsi borçlanmanın azalması ve iktisadi faaliyetin hız kesmesiyle borç çevirme oranlarının düşüş eğilimine girebileceği değerlendirilmiştir.
Enflasyon Gelişmeleri ve Beklentiler
13. Tüketici fiyatları mart ayında yüzde 2,46 oranında yükselmiş, yıllık enflasyon 0,95 puan azalarak yüzde 38,10 seviyesine gerilemiştir. B ve C endekslerinin yıllık enflasyonu sırasıyla 2,48 ve 2,79 puan azalarak yüzde 36,99 ve yüzde 37,42 olmuştur. Yıllık enflasyona katkılar gıda ve alkol-tütün-altın gruplarında artarken; hizmet, temel mallar ve enerji gruplarında gerilemiştir. Mevsimsel etkilerden arındırıldığında, aylık tüketici enflasyonu işlenmemiş gıda kaynaklı olarak bir önceki aya kıyasla yükselmiş; gıda dışı aylık tüketici enflasyonu ise sınırlı bir gerileme kaydetmiştir.
14. Mart ayında temel mal enflasyonu görece düşük bir seyir izlemiş, hizmet enflasyonundaki zayıflama eğilimi sürmüştür. Dayanıklı tüketim mallarında fiyat artışları ılımlı seyrini korumuştur. Hizmet sektöründe aylık enflasyon alt gruplar genelinde yavaşlamış, ulaştırma hizmetlerinde ise fiyatlar düşüş kaydetmiştir. Mart ayı tüketici fiyat gelişmelerinde gıda grubu öne çıkmış, grup aylık enflasyonu işlenmemiş gıda kaynaklı güçlenmiştir. Bu gelişmede olumsuz hava koşulları nedeniyle taze meyve sebze fiyatlarında görülen yükseliş belirleyici olurken, ramazan ayının da etkisiyle et fiyatlarında kaydedilen artış da dikkat çekmiştir. Enerji fiyatları mart ayında yatay seyretmiş, küresel ham petrol fiyatlarındaki düşüş kaynaklı akaryakıt fiyatlarında gerçekleşen gerileme şebeke suyu fiyatlarındaki artışla dengelenmiştir.
15. Enflasyonun ana eğilimi mart ayında gerilemiştir. Mevsimsellikten arındırılmış aylık artışlar B endeksinde zayıflarken C endeksinde yatay seyretmiştir. Bu dönemde fiyat artışları B endeksini oluşturan gruplardan temel mallarda yükselmiş, hizmet ve özellikle işlenmiş gıdada daha belirgin olmak üzere yavaşlamıştır. Dağılım ve model bazlı ana eğilim göstergeleri mart ayında medyan enflasyonda yatay seyre, diğer ana eğilim göstergelerinde ise gerilemeye işaret etmiştir.
16. Mart ayı itibarıyla son üç aylık dönemde mevsim etkilerinden arındırılmış ortalama fiyat artışı hem temel mallarda (yüzde 1,45) hem de hizmet sektöründe (yüzde 3,85) bir önceki aya kıyasla yavaşlamıştır. Kira hariç hizmetlerde ise bu oranın yüzde 3,48’e gerilediği izlenmiştir.
17. Hizmet sektöründe hâkim olan fiyatlama davranışı önemli bir atalete ve şokların enflasyon üzerindeki etkilerinin uzun bir zamana yayılmasına neden olmaktadır. Bu görünümle, hizmet enflasyonu mallara göre yüksek seyrini sürdürmektedir. Ocak ayında zamana bağlı etkilerle yükselen hizmet grubu fiyat artışları şubat ve mart aylarında önemli bir zayıflama eğilimi göstermiştir. Kira enflasyonu sözleşme yenileme oranındaki mevsimsel düşüşün yanı sıra sözleşmelerdeki artış oranının yavaşlamasıyla aylık bazda yüzde 3,39’a gerilemekle birlikte yüksek seyrederek hizmetler içinde öne çıkmıştır. Kira dışındaki hizmetlerde de aylık enflasyon yavaşlayarak yüzde 1,55 düzeyinde gerçekleşmiştir. Bu dönemde mevsimsel etkilerden arındırıldığında aylık enflasyonunun haberleşme, kira, ulaştırma ve lokanta otel gruplarında yavaşladığı, diğer hizmetler alt grubunda ise bir önceki aya kıyasla yükseldiği görülmüştür. Haberleşme hizmetleri aylık enflasyonu belirgin biçimde yavaşlamış, ulaştırma hizmetleri fiyatlarındaki gerilemede şehirlerarası taşımacılık öne çıkmıştır.
18. Perakende Ödeme Sistemi (PÖS) mikro verileri üzerinden takip edilen öncü göstergeler, nisan ayında aylık kira enflasyonunun yavaşlayacağına işaret etmektedir. Mevsimsel etkilerle düşüş gösteren sözleşme yenileme oranı yanında, yeni ve yenilenen sözleşmelerde referans alınan kira artış oranının yavaşlayarak da olsa, gerileme eğilimini koruduğu gözlenmektedir. Gerek PÖS mikro verilerinden elde edilen yeni ve yenilenen sözleşmelerde oluşan gerekse de konut değerleme raporları üzerinden takip edilen kira artış oranlarının TÜFE’deki mevcut yıllık kira enflasyonunun altında değerler aldığı ve gerilemeye devam ettiği izlenmektedir.
19. Yurt içi üretici fiyatları mart ayında yüzde 1,88 oranında artmış, yıllık enflasyon 1,71 puan düşerek yüzde 23,50 ile gerileme eğilimini sürdürmüştür. Böylelikle, yıllık üretici enflasyonunda 2021 yılından bu yana kaydedilen en düşük seviyelere ulaşılmıştır. Mart ayında ana sanayi grupları itibarıyla, enerji grubu manşet üretici enflasyonunu sınırlarken, diğer ana gruplarda temelde Türk lirasındaki gelişmelerin yansımasıyla aylık yüzde 2’nin üzerinde fiyat artışları kaydedilmiştir. Üretici enflasyonunda gözlemlenen görece düşük seyir, tüketici tarafında mal fiyatlarını olumlu yönde etkilemektedir.
20. Mart ayında uluslararası emtia fiyatları düşüş kaydetmiştir. Alt gruplar bazında bakıldığında enerji grubunda belirgin olmak üzere hem enerji hem de enerji dışı emtia fiyatlarının gerilediği görülmektedir. Enerji dışı emtia fiyatlarında yüzde 6’ya yakın gerileme gösteren tarımsal emtia fiyatları öne çıkmıştır. Öte yandan, FAO gıda fiyatları endeksi mart ayında nispeten yatay seyretmiştir. Nisan ayının ilk yarısına bakıldığında emtia fiyatlarındaki gerilemenin enerji grubu öncülüğünde oldukça hızlandığı görülmektedir. Tarifelerdeki artış ve buna eşlik eden belirsizlik ortamında küresel ekonomide beklenen yavaşlamanın etkisiyle başta ham petrol olmak üzere emtia fiyatları önemli bir düşüş kaydetmiştir. Mart ayında ortalama 72,6 ABD doları seviyesinde olan Brent ham petrol fiyatları, 4 Nisan sonrasında 65 dolar seviyelerinde dalgalanmıştır. Küresel ticarette artan korumacı eğilimlerin küresel iktisadi faaliyet, emtia fiyatları ve sermaye akımları kanalıyla dezenflasyon sürecine olası etkileri yakından takip edilmektedir.
21. Küresel Arz Zinciri Baskı Endeksi mart ayında tarihsel ortalamasının bir miktar altında gerçekleşmiştir. Küresel ve Çin’e yönelik konteyner endeksleri mart ayında gerilerken, kuru yük taşımacılık fiyat endeksleri aynı dönemde yükseliş göstermiştir. Döviz kuru sepeti, Euro kurunda daha belirgin olmak üzere, mart ayında yükselmiştir. Mart ayında mevsimsel etkilerden arındırılmış imalat sanayi PMI verileri hem girdi fiyatlarında hem de ürün fiyatlarında zayıflamaya işaret etmiştir.
22. Son dönemde finansal piyasalarda yaşanan gelişmeler enflasyon beklentilerini olumsuz yönde etkilemiştir. Nisan ayı Piyasa Katılımcıları Anketi sonuçlarına göre 2025 yıl sonu enflasyon beklentisi 1,9 puan yükselerek yüzde 30,0 seviyesine ulaşmıştır. 2026 yıl sonu enflasyon beklentisi 1,2 puanlık yukarı yönlü bir güncelleme ile yüzde 20,3 düzeyinde gerçekleşmiş ve diğer vadelerdeki beklentilerde de yükselme görülmüştür. Gelecek on iki ay ve yirmi dört ay sonrasına ilişkin enflasyon beklentileri sırasıyla 1,0 puan ve 0,6 puan güncellenerek yüzde 25,6 ve yüzde 17,7 seviyesinde gerçekleşmiştir. 5 yıl sonrasına ilişkin enflasyon beklentisi ise 0,1 puan yükselişle yüzde 11,1 düzeyinde ölçülmüştür. Reel sektör beklentilerine bakıldığında, şubat ayında yüzde 41,9 olarak ölçülen firmaların on iki ay sonrasına ilişkin yıllık enflasyon beklentisi, mart ayında 0,8 puan azalarak yüzde 41,1 seviyesine gerilemiştir. Aynı dönemde hane halkının on iki ay sonrasına ilişkin enflasyon beklentileri yatay bir görünümle yüzde 59,3 seviyesinde seyretmiştir. Enflasyon beklentileri ve fiyatlama davranışları dezenflasyon süreci açısından risk unsuru olmaya devam etmektedir.
23. Öncü veriler nisan ayında enflasyonun ana eğiliminde yükselişe işaret etmektedir. Aylık temel mal enflasyonunun finansal piyasalardaki gelişmelerin etkisiyle nisan ayında bir miktar yükseleceği, hizmet enflasyonunun ise görece yatay seyredeceği öngörülmektedir. Kur geçişkenliği yüksek olan otomobil gibi dayanıklı tüketim mallarında fiyat artışları izlenmektedir. Son dönemde zayıflama eğilimi sergileyen mevsimsellikten arındırılmış hizmet enflasyonu ise görece yatay seyretmektedir. Hizmet grubunda, ulaştırma hizmetlerinin bir önceki aydaki düşüşü takiben nisan ayında artması beklenmektedir. Mart ayında yüksek seyreden işlenmemiş gıda fiyat artışları nisan ayının ilk haftalarında sebze fiyatlarında gerçekleşen düzeltme kaynaklı daha ılımlı seyretmiştir. Ancak nisan ayında yurt geneline yaygın bir biçimde gerçekleşen zirai don hadisesi önümüzdeki döneme dair başta meyve olmak üzere taze meyve ve sebze fiyatları üzerinde yukarı yönlü riskleri artırmıştır. Öncü veriler diğer işlenmemiş gıda grubundaki fiyat artışlarının kırmızı et ve yumurta kalemleri kaynaklı sürdüğüne işaret etmektedir. Enerji grubunda mesken elektrik fiyat tarifelerine yapılan artışın etkileri gözlenirken, küresel gelişmelerle belirgin şekilde gerileyen ham petrol fiyatlarının akaryakıt fiyatlarını düşürmesi, grup fiyat artışını bir miktar sınırlamaktadır.
Para Politikası
24. 20 Mart tarihinde, ilgili haftada finansal piyasalarda yaşanan gelişmeleri değerlendirmek üzere Para Politikası Kurulu (Kurul) Ara Toplantısı yapılmıştır. Söz konusu gelişmelerin enflasyon görünümü açısından oluşturabileceği riskler değerlendirilerek, sıkı parasal duruşu destekleyici tedbirler alınmıştır. Bu doğrultuda Merkez Bankası gecelik vadede borç verme faiz oranının yüzde 44’den yüzde 46’ya yükseltilmesine, bir hafta vadeli repo ihale faizi ve gecelik borçlanma faiz oranlarının sırasıyla yüzde 42,5 ve yüzde 41 oranında sabit tutulmasına karar verilmiştir. Ayrıca, 27 Mart tarihli Ara Toplantı Özetinde belirtildiği üzere piyasadaki oynaklığı sınırlamak üzere TL ve döviz likiditesine yönelik tedbirler alınmıştır. Döviz piyasasının sağlıklı çalışması, döviz kurlarında gözlenebilecek oynaklıkların engellenmesi ve döviz likiditesinin dengelenmesi amacıyla Türk lirası uzlaşmalı vadeli döviz satım işlemlerine başlanmıştır. Bunların yanı sıra, depo ihalelerinin vadesi 8 haftaya kadar uzatılmış ve likidite araçlarının çeşitliliği artırılarak vadesi 91 güne kadar likidite senetleri ihraç edilmesine karar verilmiştir. Ayrıca, 1 hafta vadeli repo ihalelerine bir süreliğine ara verilip fonlama ağırlıklı olarak gecelik vadede yapılmıştır. Bu doğrultuda, TCMB fonlama maliyeti gecelik borç verme faiz oranına yakın oluşması sağlanmıştır.
25. 17 Nisan toplantısında Kurul, politika faizi olan bir hafta vadeli repo ihale faiz oranının yüzde 42,5’ten yüzde 46’ya yükseltilmesine karar vermiştir. Kurul ayrıca, Merkez Bankası gecelik vadede borç verme faiz oranını yüzde 46’dan yüzde 49’a, gecelik vadede borçlanma faiz oranını ise yüzde 41’den yüzde 44,5’e yükseltmiştir.
26. Para politikasındaki kararlı duruş; yurt içi talepte dengelenme, Türk lirasında reel değerlenme ve enflasyon beklentilerinde düzelme vasıtası ile dezenflasyon sürecini güçlendirmektedir. Maliye politikasının artan eşgüdümü de bu sürece önemli katkı sağlayacaktır. Enflasyonda kalıcı düşüş ve fiyat istikrarı sağlanana kadar sıkı para politikası duruşu sürdürülecektir. Bu doğrultuda, politika faizi; enflasyon gerçekleşmeleri, ana eğilimi ve beklentileri göz önünde bulundurularak öngörülen dezenflasyon sürecinin gerektirdiği sıkılığı sağlayacak şekilde belirlenecektir. Kurul politika faizine ilişkin atılacak adımları enflasyon görünümü odaklı, ihtiyatlı ve toplantı bazlı bir yaklaşımla belirleyecektir. Enflasyonda belirgin ve kalıcı bir bozulma öngörülmesi durumunda para politikası duruşu sıkılaştırılacaktır.
27. Finansal piyasalarda son dönemde yaşanan gelişmeler neticesinde parasal aktarım mekanizmasını destekleyen ilave adımlar ivedilikle atılmıştır. Likidite koşulları yakından izlenmeye ve likidite yönetimi araçları etkili şekilde kullanılmaya devam edilecektir.
28. 20 Mart tarihinde ara verilen bir hafta vadeli repo ihalelerine tekrar başlanmasına karar verilmiştir.
29. Kurul, politika kararlarını parasal sıkılaştırmanın gecikmeli etkilerini de dikkate alarak, enflasyonun ana eğilimini geriletecek ve enflasyonu orta vadede yüzde 5 hedefine ulaştıracak parasal ve finansal koşulları sağlayacak şekilde belirleyecektir. Bu doğrultuda, tüm para politikası araçları kararlılıkla kullanılacaktır. Kurul, kararlarını öngörülebilir, veri odaklı ve şeffaf bir çerçevede alacaktır.
İlginizi Çekebilir
BANKA HABERLERİ
Yeni KGF Krediler çözüm olur mu?

Yayınlanma:
19 saat önce|
22/05/2025Yazan:
BankaVitrini
Türkiye’nin mevcut ekonomik koşullarında, yeni Kredi Garanti Fonu (KGF) kredileri belirli alanlarda çözüm sunabilir; ancak bu kredilerin etkisi, uygulama şekline ve kapsamına bağlı olarak değişkenlik gösterebilir.
KGF Kredilerinin Potansiyel Faydaları
-
Teminat Sorununun Aşılması: KGF, teminat yetersizliği nedeniyle kredi alamayan KOBİ’lere ve KOBİ dışı işletmelere kefil olarak, bu işletmelerin finansmana erişimini kolaylaştırır.
-
Nakit Akışının Desteklenmesi: KGF destekli krediler, işletmelerin nakit akışını güçlendirerek olası finansal riskleri azaltabilir. Bu sayede işletmeler, yatırımlarını planlayarak likidite sorunlarının önüne geçebilir.
-
Öncelikli Sektörlerin Desteklenmesi: KGF kredileri, ihracat, yeşil dönüşüm ve dijitalleşme gibi stratejik alanlarda faaliyet gösteren işletmelere yönelik özel destek paketleri sunarak, bu sektörlerin gelişimini teşvik edebilir.
Mevcut Kısıtlamalar ve Zorluklar
-
Sıkı Para Politikası: Son dönemde uygulanan sıkı para politikaları nedeniyle, yeni KGF destekli kredi paketlerinin devreye alınması ertelenmiş olabilir. Bu durum, işletmelerin finansmana erişimini zorlaştırabilir.
-
Yüksek Faiz Oranları: KGF destekli kredilerde faiz oranları, kredi türüne, işletmenin yapısına ve bankaların uyguladığı politikalara göre farklılık göstermektedir. Bu durum, bazı işletmeler için kredi maliyetlerini artırabilir.
-
Sınırlı Kapsam: KGF kredileri, genellikle belirli sektörler veya projeler için sunulmaktadır. Bu nedenle, tüm işletmelerin ihtiyaçlarını karşılamayabilir.
Geçmiş KGF’lede yapılan hatalar
Geçmiş KGF Kredilerde ciddi hatalar yapıldı. Özellikle ilk KGF Paketinde özensizlik söz konusuyd ve nerede ise yeterince değerlendirmeden her firmaya verildi. Diğer bir hata bazı bankacılar tarafından istismar edildi ve bu kredile rsuç olmasına rağmen komisyon alınarak dağıtıldı. Bankalar bu istismarcılara karşılık tespit ettikleri hakkında suç duyurusunda bulunmadı işten atmakla yetindi. Diğer bir hata da protokolde takip sonrası bu kreid dosyalar VARLIK YÖNETİM Şirketlerine satılmaması gerekiyordu. Protokole bu yönde bir madde konmadığı için bazı bankalarda %80’ni KGF’den alınıp %10’lık pay ile de Varlık Yönetim Şirketlerine satıldı. KGF ciddi zarar etti batan kredilerde. Üstelik KGF’nin ortakları Hazine, TOBB v eBankaalr olmasına rağmen yapıldı bu. Bazı bankaların bazı bölge ve şubelerinde KGF Kredilerde yoğunlaşma tesadüf oalmaz. İstismar edilen kredilerde KGF ödeme yapmamalıydı.
Sonuç
KGF kredileri, özellikle teminat sorunu yaşayan KOBİ’ler için önemli bir destek mekanizmasıdır. Ancak, bu kredilerin ekonomiye olan katkısı, uygulama kapsamı, faiz oranları ve erişim kolaylığı gibi faktörlere bağlıdır. Dolayısıyla, KGF kredileri tek başına ekonomik sorunların çözümü olmayabilir; ancak doğru politikalar ve uygulamalarla birlikte, ekonomiye olumlu katkılar sağlayabilir.
ALTIN - DÖVİZ - KRIPTO PARA
TCMB Enflasyon Raporu 2025-II Bilgilendirme Toplantısı yapıldı
Yılın 2. Enflasyon Raporu sunumunu yapan TCMB Başkanı Fatih Karahan enflasyonun 2025’te yüzde 24’e, 2026’da yüzde 12’ye ve 2027’de yüzde 8’e gerileyeceğini tahmin ettiklerini açıkladı. Enflasyon tahminleri bir önceki rapor dönemine göre değişmedi. 2025 için yüzde 19-29’luk tahmin aralığı da korunurken Karahan “Belirsizliklerin geçmiş döneme göre daha yüksek olduğunu da göz önünde bulundurarak ihtiyatlı ve sıkı para politikası duruşumuzdan taviz vermeyeceğiz” ifadelerini kullandı

Yayınlanma:
1 gün önce|
22/05/2025Yazan:
BankaVitrini
TCMB Başkanı Fatih Karahan, yılın 2. Enflasyon Raporu’nun tanıtımı amacıyla, İstanbul Finans Merkezi’ndeki Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Yerleşkesi’nde düzenlenen bilgilendirme toplantısında konuştu.
İşte Karahan’ın konuşmasından önemli satır başları:
-Sıkı para politikamızın sonuçlarını kademeli bir şekilde almaya devam ediyoruz.
-Mart ve Nisan aylarında finansal piyasalarda yaşanan hareketlilik karşısında, TCMB olarak proaktif bir biçimde gerekli adımları attık.
-Önümüzdeki dönemde de para politikasındaki kararlı duruşumuzu sürdürerek, dezenflasyonun devamını sağlayacak şekilde hareket edeceğiz.
-Küresel ticaret ve ekonomi politikalarına dair belirsizlik yüksek seviyelerini koruyor.
“TARİFE ADIMLARI KÜRESEL ENFLASYON BEKLENTİLERİNİ ARTIRDI”
-Tarife adımları küresel enflasyon beklentilerini bir miktar artırmıştır.
-Sıkı para politikası sonucu talep kompozisyonu daha dengeli hale gelmiştir.
-Sanayi ve hizmet üretimi ilk çeyrekte artmıştır.
-İşgücü piyasası manşet işsizlik oranının ima ettiğine kıyasla daha az sıkıdır.

-Yurt içi talep ivme kaybetmekle beraber öngörülenin üzerinde seyretmiştir.
“TALEP KOŞULLARININ ENFLASYONU DÜŞÜRÜCÜ ETKİSİ AZALDI”
-İlk çeyrekte talep koşullarının enflasyonu düşürücü etkisi azalmıştır.

-2025 yılında cari açığın milli gelire oranının, 2024 yılına kıyasla bir miktar daha yüksek olmakla birlikte, uzun dönem ortalamalarının altında kalacağını tahmin ediyoruz.

“DEZENFLASYON SÜRECİ KESİNTİSİZ DEVAM EDİYOR”
-2024 haziran ayında başlayan dezenflasyon süreci kesintisiz bir şekilde devam ediyor.
-Son üç aylık veriler ana eğilimde yatay bir seyre işaret etmektedir.
-Ana eğilim göstergeleri dezenflasyon sürecinin devamına işaret etmektedir.
-Mal enflasyonundan sonra hizmet enflasyonundaki düşüş de belirginleşmektedir.
-Temel mal enflasyonu nisan ayında güçlenmiştir.
“KUR ETKİSİ GEÇMİŞE GÖRE DAHA SINIRLI”
-Mevcut veriler kur etkisinin geçmişe göre daha sınırlı olduğunu ima etmektedir.
-Emtia fiyatlarındaki düşüşün dezenflasyonu desteklemesi beklenmektedir.
-Son yaşanan zirai don hadisesinden en çok etkilenen 16 ürünün tüketici sepetindeki payı yüzde 1,5 civarında.
-Enflasyon beklentileri dezenflasyon patikamızın üzerinde seyretmeye devam ediyor. Bu görünüm para politikasındaki sıkı ve kararlı duruşumuzu korumayı gerekli kılıyor.
-Piyasa işleyişi içinde attığımız proaktif adımlar sıkı para politikası duruşunu destekledi.
-Alınan tedbirlerin etkisiyle finansal piyasalarda oynaklık azalmıştır.
-Finansal koşullardaki sıkılık devam etmektedir.
-Portföy tercihlerinde dövize yönelim sınırlı olmuştur.
“MART AYININ İKİNCİ YARISINDAN SONRA ÇIKIŞLAR HIZLANDI”
Ocak ayından itibaren belirginleşen dezenflasyon süreciyle birlikte Türkiye’ye yönelik sermaye girişleri pozitif ayrışmıştı.
Bununla birlikte, finansal piyasalarda son dönemde yaşanan gelişmeler ve azalan risk iştahıyla, gelişmekte olan ülkelerden ve Türkiye’den sermaye çıkışları belirginleşti.
Mart ayının ikinci yarısından sonra Türkiye’den çıkışların tarife adımlarının açıklanmasıyla hızlandığını görüyoruz.
Diğer yandan, son haftalarda gelişmekte olan ülkeler ve Türkiye’ye yönelik sermaye akımlarında çıkışların durduğu ve ılımlı bir sermaye girişi yaşandığı dikkat çekiyor.
“SIKI DURUŞ REZERVLERİ DESTEKLİYOR”
-Sıkı para politikası duruşumuz rezervleri desteklemektedir.

-Orta vadeli tahminler oluşturulurken, enflasyon görünümünde belirgin ve kalıcı bir iyileşme sağlanana kadar, para politikasındaki sıkı duruşun sürdüreceğimizi esas aldık.
AŞAĞI VE YUKARI YÖNLÜ ETKİLER BİRBİRİNİ DENGELEDİ

-2025 gıda enflasyonu tahmini yüzde 24,5’ten yüzde 26,5’e çıktı. 2025 ortalama petrol fiyatı tahmini 76,5 dolardan 65,8 dolara çekildi.
-Orta vadeli tahminlerimizi oluştururken, enflasyon görünümünde belirgin ve kalıcı bir iyileşme sağlanana kadar, para politikasındaki sıkı duruşu sürdüreceğimizi esas aldık. Ayrıca, ekonomi politikalarındaki eşgüdümün de artarak devam edeceğini tahminlerimize yansıttık.
-Bu çerçevede, bir önceki Rapor dönemiyle aynı şekilde, 2025 yıl sonunda enflasyonun yüzde 24 seviyesinde gerçekleşeceğini tahmin ediyoruz. 2026 yıl sonu için yüzde 12 olan enflasyon tahminimizi de koruduk.
-Enflasyonun 2027 yılında yüzde 8’e geriledikten sonra orta vadede yüzde 5 seviyesinde istikrar kazanmasını hedefliyoruz.
-Yıl sonunun yaklaşması nedeniyle, 2025 tahmin aralığının mekanik olarak daralması gerekirdi. Ancak, son dönem artan belirsizlikler nedeniyle, tahmin aralığımızı yüzde 19 ile 29 olarak koruduk. Tahmin aralığı 2026 yıl sonu için ise yüzde 6 ve 18’e karşılık gelmektedir.
-Politika tepkisiyle tahminler üzerindeki yukarı ve aşağı yönlü etkiler birbirini dengelemiştir.
-Belirsizliklerin geçmiş döneme göre daha yüksek olduğunu da göz önünde bulundurarak ihtiyatlı ve sıkı para politikası duruşumuzdan taviz vermeyeceğiz.
HATİCE KARAHAN: REZERVLER SAKİNLEŞEN ORTAMDA ARTIŞA GEÇTİ

Toplantının soru-cevap kısmında Fatih Karahan’ın yanında TCMB Başkan Yardımcıları Hatice Karahan ve Cevdet Akçay da basın ve sektör temsilcilerinin sorularını yanıtladı.
Hatice Karahan rezervlerle ilgili soruya “Rezervler sakinleşen bir ortamda artışa geçti. Geldiğimiz noktada bazı ölçülere göre rezervler yeterli, ama bazılarında ilerlememiz gerekiyor. Piyasa koşulları elverdiği sürece rezerv biriktirmeyi düşünüyoruz” ifadelerini kullandı.
“19 MART’TA YURT DIŞI BANKALARIN İŞLEM LİMİTLERİ DOLDU”
Fatih Karahan 19 Mart’ta kurda yaşanan hareketliliğin nedeninin sorulması üzerine şu cevabı verdi:
“19 Mart’ta döviz işlem hacmi tarihsel ortalamanın üzerindeydi, 10-15 yılın birkaç katı üzerindeydi. O gün yurt dışı bankaların Türk bankalarıyla belirlediği işlem limitleri çok hızlı doldu. O gün hızlı bir şekilde adım attık.”
“HAFTALIK REPOYA DÖNEBİLİRİZ”
Para politikası sıkılığını değerlendirirken tek bir göstergeye bakmanın doğru olmadığını belirten TCMB Başkanı Karahan “Risklerin dengeli olduğunu değerlendirdiğimizde fonlamada haftalık repoya dönebiliriz” dedi.
Önümüzdeki süreçte rezerv seviyesinin ne kadar önemli olup olmadığının sorulması üzerine Karahan “Herhangi bir rezerv hedeflememiz yok, herhangi bir rezerv seviyesini faiz indirimine bağlamak doğru değil” cevabını verdi.
“SON SIKILAŞMANIN ETKİSİ BİRAZ DAHA FAZLA OLABİLİR”
Karahan ‘sert iniş’ ihtimalinin sorulması üzerine ise “Son dönemde yaptığımız sıkılaşma indirim döngüsünde geldiği için etkisi biraz daha fazla olabilir. Büyüme yavaşlayabilir ama enflasyon düşüşünü de etkileyebilir” diye konuştu.
Başkanımız Dr. Fatih Karahan’ın Enflasyon Raporu 2025-II Bilgilendirme Toplantısı
Sunumu: https://tcmb.tl/BM065fe
Enflasyon Raporu 2025-II: https://tcmb.tl/BRf7b00
BANKA HABERLERİ
SÜRDÜRÜLEBİLİR UYGULAMALAR BANKACILIK SEKTÖRÜNDE NELERİ DEĞİŞTİRDİ?

Yayınlanma:
1 gün önce|
22/05/2025Yazan:
Erol Taşdelen
Küresel iklim değişikliği, çevresel riskler ve toplumsal beklentiler, sadece üretim ve enerji sektörünü değil, finansal sistemi ve bankacılık sektörünü de derinden etkilemeye başladı. Bu bağlamda, sürdürülebilirlik ilkeleri bankaların strateji, risk yönetimi ve kredi politikalarında köklü dönüşümler yarattı.
1. KREDİ VERME KRİTERLERİ DEĞİŞTİ
Eskiden yalnızca finansal performansa bakılarak verilen krediler, artık çevresel ve sosyal etkiler (ESG kriterleri) üzerinden de değerlendiriliyor.
Bankalar:
-
Yüksek karbon salımı yapan projelere daha temkinli yaklaşıyor,
-
Çevresel riski yüksek sektörlere kredi verirken daha fazla teminat ve detaylı etki analizi talep ediyor,
-
Yeşil projelere özel düşük faizli finansman ürünleri sunuyor.
2. YATIRIM STRATEJİLERİ DÖNÜŞTÜ
Bankalar, artık sadece kısa vadeli kâr hedeflerine değil, uzun vadeli sürdürülebilir büyümeye odaklanıyor.
-
Portföy yönetiminde yeşil tahviller, sürdürülebilir fonlar ve ESG odaklı hisse senetleri ön plana çıkıyor.
-
Yatırımcılar, bankalardan şeffaf sürdürülebilirlik raporlaması talep ediyor.
3. DİJİTALLEŞME VE KAĞITSIZ BANKACILIK
Sürdürülebilirlik uygulamaları, bankacılıkta dijitalleşmeyi hızlandırdı.
-
Fiziksel şube operasyonları azalırken, çevrimiçi bankacılık yükselişe geçti.
-
E-imza, dijital sözleşme ve uzaktan müşteri edinimi gibi uygulamalarla kağıt kullanımı büyük oranda azaldı.
4. YEŞİL BANKACILIK ÜRÜNLERİ
Bankalar artık sürdürülebilirliği bir ürün stratejisi haline getiriyor:
-
Yeşil kredi kartları: Karbon ayak izi izleme, sürdürülebilir harcama önerileri
-
Çevre dostu konut kredileri: Enerji verimli binalara özel faiz oranları
-
Elektrikli araç kredileri, yenilenebilir enerji yatırımlarına özel krediler
5. KURUMSAL SOSYAL SORUMLULUK & RAPORLAMA ZORUNLULUĞU
Bankalar artık sadece kâr amacı güden kurumlar değil, aynı zamanda sosyal ve çevresel etki sahibi aktörler olarak konumlanıyor.
-
Her yıl sürdürülebilirlik raporu yayınlamak zorunlu hale geliyor.
-
Sürdürülebilirlik komiteleri kuruluyor, yönetim kurulları bu konuda aktif sorumluluk alıyor.
6. RİSK YÖNETİMİNDE YENİ PARAMETRELER
Sürdürülebilir bankacılık, risk yönetimini de yeniden şekillendirdi.
-
İklim kaynaklı finansal riskler (fiziksel ve geçiş riskleri) artık kredi riski kadar önem taşıyor.
-
Bankalar, stres testlerinde iklim senaryolarını da dikkate alıyor.
Sürdürülebilirlik, bankacılık sektörü için sadece bir “trend” değil; iş yapış biçiminde köklü bir paradigma değişimidir.
Geleceğin bankaları, çevresel sorumluluk, toplumsal fayda ve ekonomik verimlilik ekseninde yeniden tanımlanıyor.
FARK YARATANLAR
FARK YARATANLAR
KATEGORİ
- ALTIN – DÖVİZ – KRIPTO PARA (829)
- BANKA ANALİZLERİ (139)
- BANKA HABERLERİ (3.093)
- BASINDA BİZ (58)
- BORSA (445)
- CEO PERFORMANSLARI (36)
- EKONOMİ (2.836)
- GÜNCEL (3.075)
- GÜNDEM (3.130)
- RÖPORTAJLAR (48)
- SİGORTA (132)
- ŞİRKETLER (2.187)
- SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK (465)
- VİDEO Vitrini (19)
- YAZARLAR (993)
- Ali Coşkun (19)
- Arif Öztan (7)
- Ayşe Muzaffer Sunguroğlu (7)
- ChatGPT (26)
- Dr. Abbas Karakaya (63)
- Erden Armağan Er (45)
- Erol Taşdelen (530)
- Gizem Taşdelen (7)
- Gülbeyaz Gergün (63)
- Kemal Emirhan Mendi (1)
- Murat Şenol (26)
- Mustafa Akpınar (37)
- Onur ÇELİK (29)
- Prof. Dr. Binhan Elif Yılmaz (78)
- Serhat Can (6)
- Süleyman Çembertaş (16)
- Tungay Dere (18)
- Uğur Durak (33)
YAZARLAR

İmalatçı KOBİ’lere 30 milyar liralık KGF geliyor….

Krediye Ulaşamayan Sanayici Batıyor…

PARKINSON YASASI: ZAMAN YÖNETİMİNİN ALTIN KURALI

TCMB’nin net döviz pozisyonu güçlenirken TLREF sert geriledi

İNSAN BEYNİNİN 6 VİTESİ

BORÇLANAMIYORSAN HALKA AÇIL..

Yeni KGF Krediler çözüm olur mu?

GAREMDER ilk Yönetim Kurulu Başkanı’ndan Kamuoyuna Açıklama

Garanti BBVA’da Mobil Sistem çöktü, gece 00:00’ye kadar ve Cumartesi Şubeler açık olacak

DenizBank’tan Zirai Don Afetinden Etkilenen Üreticilere Destek

MASAK’tan POS ile Kara Para aklama ile ilgili iddialara açıklama geldi

Kamu bankaları yönetiminde değişiklikler yapıldı

Liyakatsız terfi sonuçları ne olur?

Türkiye’de enflasyon niçin düşmüyor?
- Son dakika: Bugünkü Süper Loto çekilişi sonuçları belli oldu! 22 Mayıs 2025 Perşembe akşamı Süper Loto bilet sonucu sorgulama ekranı! 22/05/2025
- İstanbul Havalimanı Avrupa'nın zirvesinde 22/05/2025
- SON DAKİKA | Bakan Bayraktar: Suriye'ye gaz ihracatı kısa sürede başlayacak 22/05/2025
- Yıl sonu enflasyonda beklenen rakam ne? 22/05/2025
- Bakan Şimşek: Enflasyon düşmeye devam edecek 22/05/2025
- 137 yıllık şirketin yeni sahibi Bacacı Yatırım Holding oldu 22/05/2025
- 2025 ilk çeyrek LNG piyasasında hareketli dönem 22/05/2025
- Resmi Gazete'de bugün (23.05.2025) 22/05/2025
- G7 ülkeleri, küresel ekonomide "aşırı dengesizliklere" karşı uyardı 22/05/2025
- Meta, 650 megavatlık güneş enerjisi yatırımı yapıyor 22/05/2025
- Trump yönetiminden Harvard Üniversitesi kararı 22/05/2025
- ABD Darphanesi 1 sentin üretimini sonlandırıyor 22/05/2025
- IMF: Suriye'nin yeni ekonomi yönetimiyle faydalı görüşmeler yapıldı 22/05/2025
- Commerzbank'tan enflasyon raporu yorumu 22/05/2025
ALTIN – DÖVİZ
BORSA
KRIPTO PARA PİYASASI
Popüler
-
GÜNDEM4 yıl önce
Sedat Peker’in bahsettiği otel: Günlüğü 106 bin TL
-
GÜNCEL2 yıl önce
Zara Ve Mango’ya Üretim Yapın Tekstil Devi Konkordato Talep Etti
-
BANKA HABERLERİ2 yıl önce
TCMB Başkanı için ismi geçen GAYE ERKAN First Republic Bank’tan ayrılma süreci
-
BANKA HABERLERİ4 yıl önce
AKBANK çöktü : Dijital Bankacılık sorumlusu GMY CİVELEK ortada yok!
-
BANKA HABERLERİ4 yıl önce
HSBC terbiyesizliği : “Sabancı alana “AKBANK bedava”
-
BANKA ANALİZLERİ3 yıl önce
YILIN İLK YARISINDA İŞBANK RAKİPSİZ LİDER AKBANK SONUNCU SIRADAN KURTULAMIYOR
-
GÜNDEM1 yıl önce
Bankacılığı bırakıp eskortluk yapmaya başladı: Haftalık kazancı dudak uçuklattı