Connect with us

GÜNDEM

TÖK: Eğitim/Öğretim Haktır ZAM Yapılarak Engellenemez!!

TÜKETİCİ ÖRGÜTLERİ KONFEDERASYONU (TÖK) bir açıklama yaparak eğitim kurumlarına yapılan anormal zammı protesto etti.

Yayınlanma:

|

2024-2025 Eğitim yılı yerleştirme sonuçlarının açıklandığı ve kayıtların yakında başlayacağı ülkemizde, yaşanmakta olan ve her geçen gün derinleşen ekonomik kriz nedeniyle, okuluna devam eden milyonlarca öğrenci barınma, beslenme sorunları yaşarken birde üstüne eğitime erişimde güçlükler ortaya çıkmaya başlamıştır.
Vakıf üniversitelerinin eğitim ücretlerine hayatın doğal akışına aykırı bir biçimde çok yüksek oranlarda zam yapmaya devam etmeleri yasa ve hukuk tanımaz uygulamadır.
TÜİK in açıkladığı enflasyon oranı yüzde 71,60 olurken, vakıf üniversitelerinin 2024-2025 eğitim yılı ücretine yüzde 100 den başlayarak, yüzde 228 lere varan oranlarda zam yapmaları kabul edilemez bir durumdur.
Her özel üniversite vakıf üniversitesidir ve kamu tüzel kişiliğine sahiptir. Kamuda olduğu gibi, Vakıf üniversiteleri de devletin denetimi altında olup Yükseköğretim Kurulu’na bağlı hareket etmek zorundadır.
Vakıf üniversiteleri gelirlerini sadece kendi üniversitelerini ve mülkiyeti olan üniversitelere ait kurum ve kuruluşları geliştirmek amacıyla harcama yapmak kaydıyla, vakıflar tarafından  kanunla kurulmuş bulunan, yüksek düzeyde araştırma, eğitim-öğretim, bilimsel araştırma, yayın ve danışmanlık yapması gereken, fakülte, enstitü, yüksekokul, meslek yüksekokul, hazırlık okulu, benzeri kuruluş ve birimlerden oluşan yükseköğretim kurumlarıdır.
Özel (Vakıf) üniversitelerinin kar amacı gütmelerine yönelik faaliyetleri yönetmelikle açıkça yasaklanmıştır. Bu bağlamda kar amacı güdemezler. Vakıflar kurmuş oldukları yükseköğretim kurumundan herhangi bir surette gelir, kazanç ve hak elde edemezler. Tamamen eğitim ve öğretim için kurulan üniversitelerdir.
Bu sebeple para kazanma amacıyla hareket etmeleri durumunda Anayasa’ya ve ilgili yönetmeliğe aykırı hareket etmiş olurlar.
Bu nedenle Vakıf Üniversiteleri bir ticari işletme gibi hareket etmemelidirler. Ancak vakıf üniversitelerinin çoğunun yüksek tutarlı reklam bütçeleri oluşturarak kendi aralarında rekabet ortamı yaratmaları nedeniyle oluşan reklam maliyetlerini de yeni dönem kayıt ücretlerine
yansıttıkları açıkça ortadadır.
Ayrıca, Vakıflar tarafından kurulmuş yükseköğretim kurumlarının giderlerine katkıda bulunmak amacıyla; Öğrencilerin en az %15’ine eğitim-öğretim masraflarını karşılayacak düzeyde tam burs veren vakıf üniversitelerine Devlet yardımı da yapılmaktadır.
Yapılan yüksek tutarlı zamlar, Vakıf üniversitelerinin öğrencilere burs vermelerinin gerekçesini ve/veya nedenini gösterilemez.

Üniversite ile öğrenci arasında imzalanmış olan eğitim sözleşmesinin dürüstlük kuralı aykırılık oluşturamayacağı, alınacak ücretlerin “Haklı – Makul ve belgeli” olması gerekliliği yanında en önemli unsurlardan birisi de öğrenciler açısından ödeme (ifa) güçlüğü yaratmaması olmalıdır. Yeni dönem kayıtlar için okul ödemelerinin (öğretim ücretlerinin)  %228 lere varan zam oranıyla sözleşmenin ifasını istemek dürüstlük kuralına aykırı olacaktır.
Eğitim Hakkı, Anayasa’nın 42’nci maddesinde; “Kimse, eğitim ve öğrenim hakkından yoksun bırakılamaz. Eğitim ve öğretim, Devletin başında gelen ödevlerindendir.” hükmüne yer verilmiştir. Ayrıca Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin ek protokol No.1’in 2’nci maddesinde; “Hiç kimse
eğitim hakkından yoksun bırakılamaz. Devlet, eğitim ve öğretim alanında yükleneceği görevlerin yerine getirilmesinde, ana ve babanın bu eğitim ve öğretimin kendi dini ve felsefi inançlarına göre yapılmasını sağlama haklarına saygı gösterir.” hükmüne yer verilmektedir.
Vakıf üniversitelerinin yaptığı/yapacağı yüksek orandaki zamlar, eğitimin öngörülemez bir biçimde kısıtlanmasına ve eğitim hakkının ihlaline yol açmaktadır. Eğitim hakkı, temel haklardan biri olarak, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları uyarınca tüm eğitim, öğrenim alanlarının kapsamaktadır.
Öğrencilerin enflasyon oranının çok üzerinde karşılaştıkları eğitim/öğretim ücret artış tutarını ödeyebilmeleri mümkün olamayacaktır.
Bu nedenle ortaya çıkacak eğitimi/öğretimi engelleyecek zamlardan kaynaklı uygulama karşısında eğitim haklarından mahrum kalmaları sonucunu doğuracağı da açıktır.
Devletin eğitime erişim hakkını ülkesinde yaşayan insanlara eşit ve uygun bir biçimde sağlaması için sürece müdahalesi zorunludur.
Bu nedenlerle üniversite eğitim/öğretim ücretlerine yapılan yüksek orandaki zamlar hayatın olağan akışına aykırı olduğu ve zaman geçirmeden fahiş orandaki zamlar geri çekilmelidir.
Yüksek Öğretim Kurulunu hukukun gereğini yapmak üzere göreve çağırıyoruz!

Okumaya devam et

BANKA HABERLERİ

KGF KREDİLERİ ÖNCEKİLER GİBİ BANKALARIN ZOMBİ FİRMALARINA GİTMESİN

Yayınlanma:

|

KGF Desteği Görünümlü Risk Devrinin Yeniden Sahne Almaması Umuduyla

Yakında açıklanması beklenen yeni KGF kefaletli kredi paketi, reel sektör için umut olsa da, geçmiş deneyimler ciddi bir temkin gerektiriyor. Çünkü daha önceki KGF uygulamaları, amacından sapmış, gerçek bir destek yerine bankalar için bir “risk tahliye operasyonuna” dönüşmüştü.

O dönemde birçok banka, daha önce teminatsız ya da düşük teminatla verdiği mevcut kredileri, yeni açılan KGF paketleriyle kapatmıştı. Yani şirketlerin kasasına yeni bir para girmemiş, sadece mevcut krediler kapatılarak yerlerine KGF destekli krediler kullandırılmıştı. Bu yolla bankalar kendi risklerini kamuya devretmiş, reel sektöre ise sadece kâğıt üzerinde bir “kredi desteği” sunulmuştu.

Sonuç olarak kamu eliyle verilen destek, ekonomiye yeni bir kaynak olarak değil, bankaların bilançosundaki sorunlu kredilerin güvenceye alınması için kullanılmıştı.

Şimdi yeni bir KGF dönemi başlarken, aynı oyunun yeniden sahneye konmaması için dikkatli olunmalı. Gerçek destek, yeni kaynağın reel sektöre ulaşmasıdır. Kredi destekleri, bankaların teminat oyunlarına değil, üretim ve istihdama can suyu olacak projelere yönelmelidir.

Bankalar kurnaz olabilir, ama kamunun görevi uyanık olmaktır.

Yokse geçmiş deneyimlerdeki gibi Zombi firmaların Zombi kredilerini finans edilerek yükü KGF üstüne yüklemek için kullanılmaması dileğiyle…

Erol TAŞDELEN-Ekonomist       www.bankavitrini.com

Okumaya devam et

GÜNCEL

İmalatçı KOBİ’lere 30 milyar liralık KGF geliyor….

Hazine ve Maliye Bakanlığı, imalatçı KOBİ’lerin yararlanabilmesi için 30 milyar liralık yeni destek paketini devreye alacak, kefalet limiti 25 milyar lira olacak.

Yayınlanma:

|

Yazan:

AA’nın Hazine ve Maliye Bakanlığı’ndan edindiği bilgiye göre yeni kefalet paketiyle imalatçı KOBİ’lere yaklaşık 30 milyar lira kredi imkanı sağlanacak.

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, KGF aracılığıyla 17,5 milyar lirası işletme, 7,5 milyar lirası yatırım harcamalarında kullanılmak üzere toplam 25 milyar lira kefalet limitli destek paketini yürürlüğe alacaklarını bildirdi.

Destek paketinin kefalet oranının yüzde 85 olacağı bilgisini veren Şimşek, “Yararlanıcı başına kredi üst limitlerini, işletme harcamaları için 15 milyon lira, yatırım harcamaları için 30 milyon lira olarak belirledik. Protokol aşaması tamamlanan destek paketini kısa süre içinde kullanıma açacağız.” dedi.

Şimşek, KOBİ’lerin ekonomideki önemine dikkati çekerek, şunları kaydetti:

“Seçici politikalarla reel sektörü desteklemeye devam ediyoruz. Enflasyonla kararlı mücadelemizi sürdürürken makroekonomik istikrarı koruma hedefiyle eş zamanlı olarak reel sektörün ihtiyaçlarını da yakından takip ediyoruz. Bu itibarla üretim ve istihdamın temel taşı KOBİ’lerimizin desteklenmesi, bizim önceliklerimiz arasında yer alıyor. İmalatçı KOBİ’lerimizin büyümeye katkısını ve rekabet güçlerini artırmak için finansman imkanlarını destekleme çalışmalarımızı titizlikle yürütüyoruz. Uygun maliyetli ve erişilebilir finansman kaynakları ile KOBİ’lerimizin gücüne güç katacağız.”

Okumaya devam et

Erol Taşdelen

PARKINSON YASASI: ZAMAN YÖNETİMİNİN ALTIN KURALI

Yayınlanma:

|

“Bir iş, tamamlanması için ayrılan süre kadar genişler.”
Cyril Northcote Parkinson

Günümüzde iş hayatında verimlilik ve zaman yönetimi her zamankinden daha kritik bir hâle geldi. Toplantıların uzaması, projelerin sürüncemede kalması ve gün içinde ertelediğimiz basit görevler… Tüm bunların temelinde Parkinson Yasası yatıyor olabilir.

Parkinson Yasası Nedir?

İngiliz tarihçi ve yazar Cyril Northcote Parkinson, 1955 yılında The Economist dergisinde yayımladığı bir makalede bu kavramı ortaya attı. Parkinson Yasası’na göre:

“Bir görev, ona ayrılan süre kadar genişler.”

Yani bir işe ne kadar süre verirseniz, o iş kendini o kadar yayar. İşin doğası gereği belki 1 saat yeterliyken, siz 1 gün verirseniz, bilinçli ya da bilinçsiz şekilde o iş bir günü doldurur.

İş Hayatında Parkinson Yasasının Önemi

1. Verimsizlikle Mücadele Aracı

Çoğu çalışan ve yönetici, bir işe gereğinden fazla zaman tanıdığında detaylara takılır, mükemmeliyetçilik tuzağına düşer ya da işi sürekli erteler. Bu durum, verimliliğin düşmesine yol açar. Parkinson Yasası, gereksiz zaman tüketimini azaltarak verimliliği artırma fırsatı sunar.

2. Zaman Yönetiminde Kullanımı

Parkinson Yasası’nın sunduğu bakış açısıyla kısa ama gerçekçi teslim süreleri belirlemek, işlerin daha odaklı ve hızlı yapılmasını sağlar. “Zaman kısıtı”, dikkat dağınıklığını azaltır ve işin özüne odaklanmayı teşvik eder.

3. Toplantı ve Proje Planlamasında Etkisi

Belirsiz süreli toplantılar genellikle konu dışına sapar ve verimsiz hâle gelir. Aynı şekilde, proje teslim sürelerinin gereğinden uzun olması, motivasyonu düşürür. Bu nedenle Parkinson Yasası ışığında, net ve kısa zaman aralıklarıyla planlama yapmak, kurumsal disiplini artırır.

4. Yapay Yoğunlukların Fark Edilmesini Sağlar

Kurumsal yapılarda sıkça karşılaşılan “meşgul görünme” çabası, aslında Parkinson Yasası’nın bir yansımasıdır. Çalışanlar kendilerine ayrılan süreyi doldurmak için bazen gereksiz iş üretir. Bu durum, organizasyonel verimliliği düşürür.

Uygulamada Ne Yapılmalı?

Öneri Açıklama
Kısa teslim süreleri koyun Aynı iş daha kısa sürede bitirilebilir.
Zaman blokları oluşturun Her iş için ayrı süre blokları belirleyin.
Toplantılara zaman sınırı koyun 15-30 dakikalık odaklı toplantılar etkili olur.
Gereksiz detaylardan kaçının “Yeterince iyi” olanı üretin, mükemmeliyetçilik zaman kaybıdır.

Zamanı yönetmek, iş süreçlerini sadeleştirmek ve gereksiz yükleri ortadan kaldırmak isteyen herkes için Parkinson Yasası güçlü bir rehberdir.

Okumaya devam et

FARK YARATANLAR

FARK YARATANLAR

KATEGORİ

ALTIN – DÖVİZ

Altın Fiyatları

BORSA

KRIPTO PARA PİYASASI

TANITIM

FACEBOOK

Popüler

www bankavitrini com © "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan, BANKA VİTRİNİ'nde yer alan yazar ve çevirmenlerine ait herhangi bir yazı, çeviri, makale ve haber izin alınmadan basılı olarak ya da internet ortamında kullanılamaz, çoğaltılamaz, yayınlanamaz. İzinsiz kullananlar hakkında hukuki yollara başvurulacaktır. "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan tüm özgün yazıların içeriğinden yazarları sorumludur. www.bankavitrini.com'da yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti, aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler, mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Yer alan yazılarda herhangi bir yatırım aracı; Hisse Senedi, kripto para biriminin veya dijital varlığın alım veya satımını önermiyor. Bu nedenle sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi, beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Lütfen transferlerinizin ve işlemlerinizin kendi sorumluluğunuzda olduğunu ve uğrayabileceğiniz herhangi bir kaybın sizin sorumluluğunuzda olduğunu unutmayın. © www.bankavitrini.com Copyright © 2020 -UŞAK- Tüm hakları saklıdır. Özgün haber ve makaleler 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu korumasındadır.