Connect with us

GÜNDEM

TÜGVA belgeleri tartışması

TÜGVA’nın eski yöneticisi “Gülencilerin devlete adam yerleştirdiğini söylüyorduk şimdi TÜGVA yapıyor” derken, belgelerin devlette bir “yapılanmaya” işaret ettiğini öne süren muhalefet iddiaların araştırılmasını istiyor.

Yayınlanma:

|

Büyükada’daki Şehir Hatları Vapur İskelesi’nin üst katından tahliye edilmek istendiğinde arkasına aldığı polis gücü ile dikkati çeken Türkiye Gençlik Vakfı (TÜGVA) devletteki kadrolaşmada payı olduğunu iddia eden belgelerle gündeme geldi.

Gazeteci Metin Cihan, TÜGVA’nın yargıdan, emniyete, orduya kadar devletin birçok birimindeki kadrolaşmada payı olduğunu iddia eden listeleri Twitter hesabından paylaştı.

Cihan’ın yayımladığı belgelerde kaymakamlık gibi kurumlara, yargı, ordu ve emniyete yapılacak atamalar için hazırlanmış isim listeleri yer alıyor. Başvuru yapılacak kurumların isimlerinin bulunduğu listelerde, TÜGVA’da değişik pozisyonlarda bulunan kişiler referans olarak gösteriliyor.

Belgelerdeki iddialara göre, 15 Temmuz darbe girişimi sonrası çıkartılan kanun hükmünde kararnameler (KHK) ile Fethullah Gülen yapılanmasından alınan yurtlar AKP’ye yakın Kadın ve Demokrasi Derneği (KADEM), TÜGVA, Türkiye Gençlik ve Eğitime Hizmet Vakfı (TÜRGEV), Ensar Vakfı, Önder İmam Hatipliler Derneği (ÖNDER), İlim Yayma Cemiyeti (İYC) gibi vakıf ve derneklere veriliyor.

Gazeteci Cihan’ın Twitter paylaşımında “Yapılanma TÜGVA’dan ibaret değil. Örneğin yurtlara çökmek için 7 oluşum toplantı yapıyor. Liste hazırlanıyor, talepler iletiliyor sonra aralarında paylaşım yapılıyor. İlk listede 821, ikincide 285 bina var. Yani öğrenciler yurt bulamazken meğer mevcut binalar bunlara dağıtılmış” ifadelerini kullanması dikkat çekti. Paylaşımında valilik ve belediyelerden TÜGVA’ya para aktarıldığını belirten Cihan, bu iddiasını belgeler içinde yer alan “Mali destek raporu”na dayandırıyor.

TÜGVA önce yalanladı, sonra “sızdırılmış” dedi

TÜGVA ise bu iddialar karşısında Twitter hesabından Salı günü bir video paylaştı ve iddiaları yalanladı. Videoda, belgelerin kurmaca olduğu iddia edilirken “Belgeler varsa yargıya başvurun” denildi.

TÜGVA Başkanı Enes Eminoğlu, Çarşamba günü gazeteci Cüneyt Özdemir’in YouTube kanalındaki canlı yayınında ise belgelerin “sızdırıldığını” söyledi. Eminoğlu, gazeteci Cihan’ın ortaya koyduğu belgelerin “manipüle edildiğini” öne sürerken, bu belgelerde doğru bilgilerin de olduğunu belirtti. Eminoğlu, Metin Cihan’a bunları aktaran kişiyi işaret ederek, “Belgeleri sızdırmış, kendine yedek yapmış ve ifşa ediyor. Yola buradan çıksak bile ne kadar sıkıntılı olduğunu görürüz. Şu anda Metin Bey’in ifşa ettiği çalışmaların bizim çalışmalarımız olduğu iddia ediliyor. Kendisinin evrakta düzenlediği yerler var, doğru bilgiler de var. Sistemimizden alınmış” ifadelerini kullandı.

Eski yönetici Tamer Özsoy’un açıklaması

2018-2019 yılları arasında TÜGVA’nın Van İl Temsilciliği görevini yapmış olan Tamer Özsoy da DW Türkçe’ye belgelerle ilgili olarak “Gazeteci Cihan, belgeleri açıkça yayınlamış. Bunların yanlış olduğunu söylemek akılla bağdaşmaz. Nasıl biz bir dönem Gülencilerin devlete adam yerleştirdiğini söylüyorsak, şimdi de TÜGVA’nın yerleştirdiği ortada. Benzer bir durum var. Her şey açık açık ortada” diye konuştu.

Erdoğan ailesinin yönetimindeki vakıflar

Belgeler ve TÜGVA’nın yönetimi, işleyişi hakkında DW Türkçe’ye konuşan HalkTV.com.tr yazarı İsmail Saymaz da “Ben bu belgelerin doğruluğunun yüksek ihtimal olduğunu düşünüyorum. Yaptığım kimi görüşmeler de bu yönde sonuç verdi” dedi.

HalkTV.com.tr yazarı İsmail Saymaz
HalkTV.com.tr yazarı İsmail Saymaz

AKP iktidarının Gülen yapılanmasıyla 2010 sonrasında çatışmaya girdiğini ve Gülen yapılanmasının etkin olduğu alanlara kendi örgütlerini yerleştirmeye başladığını anlatan Saymaz, “Fethullahçılar ya da diğer tarikat ve cemaatler hangi alanda faaliyet gösterdiyse AKP, o olanlarda onların benzeri birçok dernek ve kuruluş açtı: TÜGVA, TÜRGEV, Ensar, İmam Hatipliler Derneği Önder, İlim Yayma Cemiyeti. TÜRGEV ve TÜGVA bizzat Erdoğan’ın ailesi tarafından kuruldu. TÜGVA’nın kurucusu zaten Erdoğan’ın oğlu Bilal Erdoğan, TÜRGEV’in kurucusu Erdoğan’ın kızı Esra Albayrak ve Berat Albayrak çifti” şeklinde konuştu.

Gazeteci İsmail Saymaz, bu dernek ve vakıfların finansmanının nasıl sağlandığını ve işlevlerini şöyle anlattı:

“Hemen hemen hepsi ya devletin ilgili kurum ve kuruluşları tarafından finanse ediliyor ya da ilgili belediyeler tarafından finanse ediliyor. Eğer belediye yoksa orada hangi kamu kuruluşu varsa, bazılarında örneğin üniversiteler, bazılarında yandaş sendika ya da kuruluşlar, bu vakıfları-dernekleri besliyor. AKP kendi sosyal ağları için kurduğu bu kuruluşları kamu kaynaklarıyla finanse ediyor. Kamu kaynaklarıyla AKP’nin ve cumhurbaşkanının siyasal İslamcı organizasyonu finanse ediliyor. Aynı zamanda bu havuzda yetiştirilen ya da bu havuza katılan gençler bürokraside öncelikli hale geliyorlar. Bunu biliyorduk yeni belgelerle biz bunu bir kez daha görmüş olduk.

AKP sessiz, muhalefet “araştırılsın” diyor

Gazeteci Metin Cihan, Twitter paylaşımlarında “TÜGVA belgelerini haber yapsaydım, -paralel devlet yapılanması- başlığı atardım” ifadesini kullanırken, siyasi muhalefet de belgelerin bu niteliğine dikkat çekiyor ve araştırılmasında ısrar ediyor.

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay’ın yanıtlaması isteğiyle TBMM’ye bir soru önergesi veren CHP Mersin Milletvekili Alpay Antmen DW Türkçe’ye önergesinde özellikle “TÜGVA, bir paralel devlet yapılanması mı kuruyor” sorusunu öne çıkardığını söyledi.

CHP Mersin Milletvekili Alpay Antmen
CHP Mersin Milletvekili Alpay Antmen

Gülen yapılanmasının devlet içinde paralel bir yapılanmaya gittiğine ilişkin gözlemleri 2016’dan önce AKP’nin reddettiğini belirten Antmen, ancak darbe girişiminden sonra AKP’nin Gülen yapılanmasını “paralel devlet” olarak tanımladığını hatırlattı.

Antmen, “2016 yılından sonra Gülenciler’in tasfiye edilmesiyle devlette boş kadrolara cemaatler adeta saldırdı, devlette onlar kadrolaşmaya başladılar. İşte TÜGVA da bunlardan biri. Ortada belgeler var AKP’den hiç ses yok. TÜGVA’nın bir paralel yapı kurduğu, devlet kadroları için liste verdiği doğru mudur? Bunun araştırılması gerekiyor. 14 milyon gencimiz işsiz. Aş bulamıyor. Ama beyefendiler daha önce Fethullahçı terör örgütünün yaptığını şimdi yapmaya çalışıyorlar. Yani; devlete sızıyorlar, kadrolarını oluşturuyorlar. Mecliste bir araştırma komisyonu kuralım. Yalansa ortaya çıksın, yalan değilse hesabını versinler” değerlendirmesini yaptı. 

Türkiye İşçi Partisi Genel Başkanı Erkan Baş da AKP’nin sessizliğini eleştirdi. Baş, TBMM’de Salı günü düzenlediği basın toplantısında “İddiaların üzerinin örtülmesi, görmezden gelinmesi ya da bu iddiaları kamuoyuyla paylaşan insanların susturulması çabası asla kabul edilemez. Belgelerde adı geçen kişilerin şu anda orada önerildikleri devlet kurumunda çalışıp çalışmadıkları, hangi sınavlardan, hangi mülakatlardan geçerek bu kadrolara yerleştirildikleri araştırılmalıdır” dedi.

Selçuk Özdağ
Gelecek Partisi Genel Başkan Yardımcısı Selçuk Özdağ

Gelecek Partisi Genel Başkan Yardımcısı Selçuk Özdağ

Eski AKP’li Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun başkanlığındaki Gelecek Partisi de yargıçların acilen devreye girip TÜGVA belgeleriyle ilgili iddiaları aydınlatması gerektiğini savunuyor. Gelecek Partisi Genel Başkan Yardımcısı Selçuk Özdağ “Devlette kimse paralel yapı kuramaz. Kim tersini yaptıysa, ortaya konulması gerekir. TÜGVA derhal bu belgeleri mahkemeye sunsun ve savcılar devreye girsin. Türkiye’de öyle savcılar var mı? Madem yargı bağımsız, o savcılar, bilirkişilerle bu belgelerin doğruluğunu, sahteliğini araştırsınlar” çağrısı yaptı.

Hilal Köylü / Ankara

© Deutsche Welle Türkçe

Okumaya devam et

GÜNCEL

Ateşkes rüzgârı, petrolü devirdi, dolar geriledi, FED’e fırsat doğdu!

Yayınlanma:

|

Yazan:

İsrail ve İran arasında 12 gün süren çatışmaların ardından ABD Başkanı Trump, iki tarafın ateşkes konusunda anlaştığını duyurdu. Trump, süreci doğrudan İsrail Başbakanı Netanyahu ile yaptığı telefon görüşmesiyle yönettiğini ve İran’ın da Katar Başbakanı aracılığıyla ikna edildiğini belirtti. Ancak İran Dışişleri Bakanı, İsrail’in saldırılarını durdurmaması hâlinde ateşkesi kabul etmeyeceklerini açıkladı. İsrail ordusu da ateşkese rağmen İran’dan yeni füze saldırıları tespit ettiklerini bildirdi. Bölgede tam anlamıyla bir sükûnet sağlanamasa da, piyasaların tepkisinin ise dünden bu yana olumsuz olmadığını zaten belirtmiştik.

İran’ın misilleme olarak ABD’nin Katar ve Irak’taki tesislerine yönelik dün akşam saatlerinde yapmış olduğu saldırı pratikte korkulanın aksine piyasalarda ciddi anlamda bir rahatlatma yarattı. Kulağa tuhaf gelse de, İran’ın üç nükleer tesisine yönelik saldırıda reaktörlerin özellikle hedef alınmadığı, İran’ın da cevabını çok zayıf kalması piyasalarda ciddi bir rahatlama yarattı. Artık Hürmüz boğazını bilmeyen kalmadığına göre ve dünyanın petrol arzının neredeyse dörtte birinin geçtiği kanalın da kapatılmayacağı anlaşılınca, azalan arz endişelerine paralel petrol fiyatları adeta çöktü. Şöyle ki, haftanın ilk işlem saatlerinde haber etkisi ve panik ile 81,40 dolar seviyesine kadar yükselen brent cinsi ham petrolün varil fiyatı bu sabah 69 dolarlı seviyelere kadar gerileyerek neredeyse %10 düştü.

ABD Başkanı Trump, İsrail ve İran’ın ateşkeste anlaştığını duyurması, küresel piyasalarda ilave olumlu bir hava estirdi. Yeni gün başlangıcında risk iştahını arttığını görüyoruz. Eski sükseli günlerinin hatrına, son günlerde biraz da olsun güvenli liman edası ile toparlanmaya çalışan dolar (DXY) bu sabah artan risk iştahının da yardımı ile 98 seviyesinin diplerine kadar geriledi. Bir başka açıdan bakarsak, dolar, 1986’dan bu yana en kötü ilk yarı performansına doğru emin adımlarla ilerlerken, herkes koşar adım dolardan (Trump etkisi ile) uzaklaşmaya çalışıyor. Diğer bir taraftan, jeopolitik risklerin azalması ve enerji fiyatlarında yaşanan geri çekilmenin de FED’in elini rahatlatarak faiz indirimlerinin önüne açacağı beklentisi güçleniyor. Japonya ve Avrupa gibi enerji ithalatçısı ülkelerin para birimleri olan YEN ve EUR da düşen petrol fiyatlarından destek buldu. Durum böyle olunca, EURUSD paritesi 1,16 seviyesinin üzerine yükselerek son dönemin zirvesini bir kez daha test ederken, dün bir ara 148 seviyelerine kadar giden USDJPY paritesi de bu sabah düşük 145 seviyelerine kadar geriledi.

Altının ons fiyatı risk-on moduna paralel 3,350 dolar seviyesine hafif de olsa gerilerken, gümüş 36 dolar seviyelerinin üzerinde kalmaya devam etti. Risk iştahını azalması ile hafta sonu 98bin dolar seviyesine kadar gerileyen ve son altı haftanın dibini test eden bitcoin yeniden 106bin dolar seviyesini dayandı. Büyük resmi tekrar hatırlamak gerekirse, günlük iniş çıkışların ötesinde, altın, gümüş ve bitcoin için, fiat para sistemine yönelik endişelerin arttığı bir ekosistemde, her anlamlı geri çekilmenin alım fırsatı yaratacağını düşünmeye devam ettiğimizin altını bir kez daha çizmek istiyoruz.

ABD borsaları geceyi %1 civarında yükselişle tamamlarken, bu sabah Pasifik’in diğer ucunda borsalar sert bir şekilde yükseldi. Kore borsası %3’e yakın yükselişle başı çekerken, Hong Kong borsası %2, gösterge endeks Tokyo ve Çin borsaları ise %1 yükseliş kaydetti. Borsa İstanbul’un da bugün güne yükselişle başlayacağını düşünüyoruz. Genel hatları ile, net enerji ithalatçısı olan Türkiye’nin 65 dolar seviyelerine kadar gerileyen petrol fiyatları ile olumlu ayrıştığı, savaş günlerinde ise tam tersi etki ile olumsuz ayrışması ardından bugün yeniden olumlu bir seyir izlemeye başlayacağını düşünüyoruz. Kafamızda deli sorular bile dolaşmaya başladı. Öyle ki, jeopolitik risklerin tırmanmasının gölgesinde geçen hafta faiz indirimini istemese de pas geçen TCMB’nin, belki de 45 gün beklemeden erken bir PPK toplantısı ile faiz indirimine soyunabileceğini düşünüyoruz. Bu minvalde, Türk tahvillerinin de bugün iyimser bir seyir izleyeceğini düşünüyoruz. Faiz ile ters korelasyona sahip hisse senetlerine de, özellikle lokomotif görevi üstlenen bankacılık hisselerine alıcı gözle bakmak gerekebilir! TCMB’nin likidite politikasına paralel TLREF 46,44 seviyesinde ve %46 olan politika faizinin biraz üzerinde dünkü günü bitirirken, AOFM ise %46’da kalmaya devam etti. CDS risk primi bu sabah 310 baz puan seviyesinde….

Ortadoğu’da gerginliğin hızla sona ermesini olumlu karşılayan piyasaların dikkati şimdi iki hafta içinde sona erecek olan küresel gümrük tarifesi müzakerelerine çevrildi. Yukarıda da değindiğim üzere, FED Başkan Yardımcısı Bowman’ın, istihdam piyasasındaki risklere dikkat çekerek Waller’ın ardından faiz indiriminin yaklaştığına işaret etmesi, gözlerin bugün Kongre’de konuşma yapacak olan FED Başkanı Powell’a çevrilmesine neden oldu. Bugün menüde ayrıca ECB Başkanı Lagarde’nin de konuşmasının bulunduğunu not edelim. Bu gelişmeler cereyan ederken, ABD 10 yıllık tahvil faizi dün %4,30 seviyesinin altını test ederek son yedi haftanın dibini gördü!

NATO Zirvesi bugün Lahey’de başlıyor. NATO Genel Sekreteri Mark Rutte (Hollanda eski başbakanı), görevdeki ilk zirvesinde ittifakı bir arada tutma sınavı verirken, savunma harcamalarının GSYH’nin %5’ine çıkarılması hedefi zirveye damgasını vurdu. ABD Başkanı Trump’ın güçlü baskısıyla şekillenen bu hedef, Avrupa ülkeleri için ciddi bütçe artışları anlamına gelirken, İspanya son dakikada bu taahhüde açıkça itiraz ederek istisna aldı. Rutte, krizi tırmandırmadan yönetmeye çalışsa da, zirve Trump’ın agresif tutumu ve Avrupalı liderlerle olası sürtüşmeleri nedeniyle tartışmalı geçmeye aday.

Emre Değirmencioğlu

Okumaya devam et

GÜNCEL

Türkiye’nin Kafkaesk Manzarasında Genç Olmak

“Suçum, Umut Etmekti”

Yayınlanma:

|

Yazan:

“Bir sabah, genç bir birey hiçbir neden belirtilmeden susturulduğunu fark etti.”
Kafka’nın Davası, Josef K.’nın bilinmeyen bir suçlamayla sürüklendiği karanlık bir sistemin hikâyesiydi. Bugünse Türkiye’de binlerce genç, kendi adalet arayışında görünmez duvarlara çarpıyor. Tek fark: Buradaki suçlama çoğu zaman “bir şey istemek” kadar belirsiz, ceza ise “hiçbir şey elde edememek” kadar sessiz.

Kafkaesk Hukuksuzluk
Türkiye’de hukuk artık adaletin değil, itaati garanti altına almanın aracı. Mahkeme salonları gerçeğin değil, niyetin sorgulandığı sahnelere dönüşmüş durumda. Tıpkı Dava’daki gibi, kimse neyle suçlandığını tam olarak bilmiyor ama süreç başlıyor. Ve başlarsa da durmuyor. Gençler yargılanmasa da yorgun düşüyor; çünkü herkes bir gün “sıra bana gelir mi?” kaygısıyla yaşamaya başlıyor.

Ekonomik Çöküşün Sessizliği
Üniversite diploması, artık bir umut değil; çoğu zaman boş bir cüzdanın eki. Bir kuşak, mesleksizlikle, işsizlikle ve çaresizlikle cezalandırılıyor. Diplomalı ama üretime katılamayan, eğitimli ama geleceği çizilemeyen yüz binlerce genç, sanki “gelecek inşa etme” suçu işlemiş gibi toplum dışına itiliyor. Ebeveynlerine yük olmamak için geçici işlerde boğuluyor, göç fikrini içinden sesli telaffuz ediyor.

Sosyal Medyanın Sahte Tesellisi
Gerçek mutsuzlukların üzerine filtre çekiliyor. Instagram’da kariyer yapıyor gibi gözüken birçok genç, aslında annesinin evinde sabaha
kadar iş ilanı kovalıyor. LinkedIn’de “network” peşinde koşarken özgeçmişinin son satırına yeni bir şey yazamamanın ağırlığıyla eziliyor. Gerçek başarıların sesi duyulmuyor çünkü sistem “gösteriyi” ödüllendiriyor.

Serhat CAN

Okumaya devam et

GÜNCEL

Yapay Zekâ Beyninizi Sessizce Ele Geçiriyor Olabilir!

Yayınlanma:

|

Yazan:

Yapay Zekânın Beyne Zararları: Fark Edilmeyen Tehditler

Yapay zekâ (YZ), hayatımızın her alanına entegre olmaya devam ederken, insan psikolojisi ve beyin sağlığı üzerindeki etkileri giderek daha fazla sorgulanıyor. Doğrudan fiziksel bir tehdit oluşturmamakla birlikte, YZ’nin dolaylı yollarla beyin fonksiyonlarını olumsuz etkileyebileceği düşünülüyor. Özellikle yoğun dijital etkileşim, bireyin bilişsel işleyişini ve psikolojik dengesini tehdit edebiliyor.

1. Aşırı Ekran Kullanımı ve Dijital Bağımlılık

YZ destekli sosyal medya, video uygulamaları ve içerik algoritmaları kullanıcıları ekran başında daha uzun süre tutmak üzere tasarlanıyor. Bu durum, dikkat dağınıklığı, uyarıcıya bağımlılık, hatta dopamin sisteminin bozulması gibi sonuçlar doğurabiliyor. Bilimsel araştırmalar, uzun süreli dijital maruziyetin beynin karar alma, öğrenme ve hafıza merkezlerini olumsuz etkileyebileceğini ortaya koyuyor.

2. Karar Verme Yetisinin Zayıflaması

Yapay zekâdan sürekli destek alınması, bireyin kendi karar verme mekanizmasını kullanma sıklığını azaltıyor. Bu durum zamanla bilişsel atalete (tembelliğe) yol açabiliyor. Kendi düşünme süreçlerini devre dışı bırakma eğilimi, uzun vadede analitik düşünme becerilerinin zayıflamasına neden olabilir.

3. Yaratıcılığın Azalması

YZ araçları, yazı yazma, görsel üretme ve içerik tasarlama gibi birçok alanda kullanıcıyı destekliyor. Ancak bu destek zamanla insan beyninin yaratıcı merkezlerini yeterince çalıştırmama riskini de doğurur. Rutinleşmiş ve hazır içeriklerle çalışan beyin, yeni fikirler üretme konusunda daha az zorlanır ve zamanla yaratıcılık kabiliyetini köreltebilir.

4. Bilgi Tembelliği

“Nasıl olsa yapay zekâdan öğrenirim” düşüncesiyle hareket eden bireyler, öğrenme motivasyonlarını kaybedebilir. Bu, özellikle öğrenciler ve genç kullanıcılar için tehlikeli bir zihinsel konfor alanı oluşturur. Uzun vadede bilgiye ulaşma becerisi gelişir, fakat bilgiyi işleme ve içselleştirme becerisi geriler.

5. Stres ve Kaygı

YZ’nin iş gücünü tehdit etmesi, sosyal medyada tetiklediği karşılaştırma kültürü ve gelecekteki bilinmezlikler, bireylerde kaygı ve stres düzeylerini artırabilir. Özellikle genç nesilde “yerini yapay zekâya kaptırma korkusu” giderek yaygınlaşmaktadır.

Araç mı, Tehdit mi?

Yapay zekâ, doğru kullanıldığında bireyin bilişsel yetilerini destekleyebilir. Ancak aşırı bağımlılık, pasif kullanım alışkanlıkları ve yaratıcılıktan uzaklaşma, beynin uzun vadeli sağlığı için tehdit oluşturabilir. Bu nedenle, YZ ile olan ilişkimizi bilinçli, sınırlı ve dengeleyici şekilde kurmak hayati önem taşır.

Okumaya devam et

FARK YARATANLAR

FARK YARATANLAR

KATEGORİ

ALTIN – DÖVİZ

Altın Fiyatları

BORSA

KRIPTO PARA PİYASASI

TANITIM

FACEBOOK

Popüler

www bankavitrini com © "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan, BANKA VİTRİNİ'nde yer alan yazar ve çevirmenlerine ait herhangi bir yazı, çeviri, makale ve haber izin alınmadan basılı olarak ya da internet ortamında kullanılamaz, çoğaltılamaz, yayınlanamaz. İzinsiz kullananlar hakkında hukuki yollara başvurulacaktır. "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan tüm özgün yazıların içeriğinden yazarları sorumludur. www.bankavitrini.com'da yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti, aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler, mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Yer alan yazılarda herhangi bir yatırım aracı; Hisse Senedi, kripto para biriminin veya dijital varlığın alım veya satımını önermiyor. Bu nedenle sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi, beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Lütfen transferlerinizin ve işlemlerinizin kendi sorumluluğunuzda olduğunu ve uğrayabileceğiniz herhangi bir kaybın sizin sorumluluğunuzda olduğunu unutmayın. © www.bankavitrini.com Copyright © 2020 -UŞAK- Tüm hakları saklıdır. Özgün haber ve makaleler 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu korumasındadır.