Connect with us

GÜNCEL

TÜRKİYE’DE GENÇLERİN “SESSİZ İSTİFA” EĞİLİMİ YÜKSELİYOR

TÜRKİYE’DE GENÇLERİN “SESSİZ İSTİFA” EĞİLİMİ YÜKSELİYOR: ŞİRKETLER YETENEK AÇIĞI TEHLİKESİYLE KARŞI KARŞIYA

Yayınlanma:

|

Günümüz iş dünyasında yetenek yönetimi, şirketlerin karşılaştığı en büyük zorluklardan biri haline geldi. Özellikle belirli uzmanlık alanlarında yeteneklere olan bağımlılık artarken, yetenek açığının kapanması yakın gelecekte pek mümkün görünmüyor. Şirketlerin bu konuda stratejik adımlar atmaması, sahip oldukları yetenekleri kaybetmelerine ve bu kayıpların telafisinin giderek zorlaşmasına yol açabilir. Idea House Academy Kurucusu Hülya Çakıcı Hacıoğlu, bu konuya dair önemli değerlendirmelerde bulundu.

Gençlerin Yüzde 24’ü “Sessiz İstifa” Sürecinde

Türkiye’de gençler arasında “sessiz istifa” eğilimi hızla artıyor. Yapılan araştırmalara göre, gençlerin yüzde 24’ü şu an “sessiz istifa” sürecinde; yüzde 46,7’si ise bu kavrama yatkın. Çalışanların fiziksel olarak iş yerinde bulunmalarına rağmen motivasyon ve verimliliklerinin ciddi şekilde düştüğü bu durum, işverenler için büyük bir risk oluşturuyor. Hülya Çakıcı Hacıoğlu, bu sürecin iş dünyasında yarattığı sorunları şu sözlerle özetliyor: “Çoğu zaman çalışanlarının motivasyon kaybı yaşadığı fark edilemeyebiliyor. Bu durum da önemli yeteneklerin kaybedilmesine neden oluyor.’’

Yetenek Yönetimi Daha Önemli Hale Geldi

Hülya Çakıcı Hacıoğlu, yetenek yönetiminin şirketler için neden kritik hale geldiğine dair şu açıklamalarda bulundu: “Günümüzde belirli yeteneklere duyulan ihtiyaç giderek artıyor, ancak bu yetenekleri elde etmek ve elde tutmak her zamankinden daha zor. Özellikle pandeminin etkileriyle ve Z kuşağının iş dünyasına girmesiyle birlikte çalışanların tercihleri değişti. İnsanlar artık iş-yaşam dengesine, mutlu ve huzurlu bir çalışma ortamına daha fazla önem veriyor. İşi anlamlandırmak, değer görmek, takdir edilmek, pozitif ilişkiler ve gelişim fırsatları gibi değerler ön plana çıkmaya başladı. Bu da şirketlerin, çalışan memnuniyetini önceliklendirmelerini zorunlu kılıyor.”

Yetenekleri Elde Tutmanın Önemi

Şirketlerin yeteneklerini koruyabilmek adına yenilikçi ve çalışan dostu politikalar geliştirmesi gerektiğini belirten Hacıoğlu, “Bir çalışanı kaybetmek, sadece bir yeteneği kaybetmek anlamına gelmiyor. Aynı zamanda o yeteneğin yerine yenisini bulmak ve adaptasyon sürecini yönetmek de ciddi maliyetler getiriyor. Bu nedenle, şirketler yeteneklerini daha iyi anlamalı ve onları motive edecek adımlar atmalı, yeni nesil çalışan odaklı yönetim anlayışı benimsemeli” dedi.

Okumaya devam et

GÜNCEL

İran-ABD hattı sıcak: Polymarket fiyatlıyor, FED pas geçti, gözler TCMB’de

Yayınlanma:

|

Yazan:

İsrail-İran gerilimi sürerken, çatışmalar da tırmanmaya devam ediyor. ABD Başkanı Trump’ın ise nasıl bir adım atacağına dair belirsizlik hem uluslararası arenada hem de iç siyasette tansiyonu artırıyor. Bloomberg, ABD’li yetkililerin İran’a yönelik olası bir hafta sonu saldırısına hazırlandığını yazarken, Trump “yapabilirim de, yapmayabilirim de” diyerek kararını açıklamaktan kaçınıyor. Bu kararsızlık, Trump’ı iktidara taşıyan “MAGA” (Make America Great Again) hareketi içinde de görüş ayrılıklarına neden oluyor. Steve Bannon ve Tucker Carlson gibi isimler yeni bir Ortadoğu savaşına karşı çıkarken, Senatör Lindsey Graham gibi müttefikleri Trump’ın İsrail’e destek vermesi gerektiğini savunuyor. Trump ise destekçilerinin hâlâ arkasında olduğunu iddia ediyor.

Bloomberg’in haberini önemsiyoruz ancak daha dikkat çekici olan, ABD seçimlerini isabetle tahmin etmesiyle bilinen bahis platformu Polymarket’te oluşan fiyatlamalar: ABD’nin İran’ı ay sonuna kadar vurma ihtimali %60, Temmuz sonuna kadar ise %71 seviyesine yükselmiş durumda. Piyasa aktörlerinin bakmaya başladığı anket sonuçları da risk iştahı üzerinde hâliyle etkili oluyor. Finansal piyasalardaki fiyatlama eğilimine zemin tutan anket sonuçlarına, karar verirken sizlerin de bakmasında fayda görüyoruz. Rusya Devlet Başkanı Putin, İsrail ve ABD’nin İran’ın dini lideri Hamaney’e suikast planlarını kınarken, İsrail’in güvenliğinin de garanti altına alınması çağrısında bulundu. Rusya, krizi diplomatik yollarla çözmek için hem Tahran hem Tel Aviv hem de Washington’a çözüm önerilerini iletti.

Jeopolitik risklerin gölgesinde, gözler dün akşam FED’in olağan FOMC toplantısının sonucuna ve Başkan Powell’ın basın toplantısına çevrildi. FED beklentilere paralel politika faizini dördüncü ayda da %4,25-%4,50 aralığında sabit tutarken, 2025 sonuna kadar iki faiz indirimi öngörüsünü korudu. Ancak Başkan Powell, bu tahminlerin veri akışına bağlı olduğunu vurgulayarak Trump yönetiminin ithalat vergilerinin önümüzdeki aylarda enflasyonda “anlamlı” bir artışa neden olabileceğini söyledi. Powell’a göre, üreticiler ve perakendeciler bu maliyeti üstlenmek istemediği için sonuçta tüketiciler fiyat artışlarından doğrudan etkilenecek. FED’in yeni projeksiyonlarında, büyümenin %1,4’e yavaşlayacağı, işsizliğin %4,5’e yükseleceği ve yıl sonu enflasyonunun %3’e ulaşacağı öngörülüyor.

Powell, ekonomik görünümdeki belirsizliklerin sürdüğünü ve özellikle ithalat vergilerinin enflasyon üzerindeki etkilerinin tam olarak anlaşılması için beklemenin daha doğru olacağını belirtti. FED yetkilileri arasında faiz indirimi konusunda fikir ayrılıkları bulunurken, yedi üye 2025’te indirime gerek olmadığını düşünüyor. Trump’ın faizleri derhâl yarıya indirme çağrısı ise FED tarafından görmezden gelindi. Beyaz Saray’da gazetecilere konuşan Trump, “FED’e ben mi geçsem? Kendimi atayabilir miyim?” diyerek alaycı bir şekilde Powell’ın yerine geçme fikrini dile getirdi. Trump, Powell’ı “her zaman geç kalan” biri olarak nitelendirirken, onu asla yeniden atamayacağını ve görev süresi sona erdiğinde yerine başka birini getireceğini vurguladı. Powell, İsrail-İran çatışmasının olası enerji fiyat etkilerini de takip ettiklerini ancak bu tür şokların genellikle geçici olduğunu ifade etti. Fed toplantısının ardından, yıl sonuna kadar vadeli kontratlar bu sabah itibarıyla toplamda 48 baz puanlık faiz indirimi fiyatlıyor. Piyasa, ilk indirimin Eylül ya da Ekim toplantısında gerçekleşebileceği ihtimali üzerinde duruyor.

Jeopolitik risklerin gölgesinde ve FED’in üyeleri enflasyon tahminlerini yukarı, büyüme tahminlerini aşağı yönde güncellediği, Powell’ın ise tarife artışları kaynaklı fiyat artışlarının kısa sürede ‘anlamlı’ bir şekilde gerçekleşeceğine vurgu yaptığı gecenin sabahında, fiyat davranışında keskin bir bozulmanın olmadığını gördük. Şöyle ki, Brent cinsi ham petrolün varil son günlerde kaydettiği keskin yükseliş sonrası 77 doların kıyısında gergin bir şekilde beklerken, altının ons fiyatı ise son günlerde yükselmekte zorlanarak 3,370 dolar seviyesine geriledi. Daha geniş bir pencereden bakarsak, petrol bu ay %20 artarken, altın ise sadece %2,5 yükseldi. Asıl hareketin ise, her ne kadar yüzdesel olarak önemli olmasa da, Trump sonrası güçlenen zayıf ABD doları temasının yerini yavaş da olsa değerlenmeye terk ettiğini görüyoruz Şöyle ki, doların önde gelen altı para birimine göre değerini gösteren sepet kur DXY, haftanın genelinde %1 yükseliş kaydetti. Dolar zayıflığından beslenen ve şaşırtıcı bir şekilde önemli yükselişlere imza atan EUR ve Sterlin gibi para birimlerinin hafif de olsa değer kaybetmeye başladıklarını görüyoruz. Kraliyet aslanı sterlin 1,36 seviyesinin üzerinden defalarda kırmızı kart görmesi ardından bu sabah son bir ayın en düşük seviyesini test ederek 1,3390 seviyesine geriledi!

Jeopolitik risklerin gölgesinde, gergin bir bekleyiş genel hatları ile korunurken, gözler bugün sahne sırası gelen TCMB’nin olağan Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısına çevrildi. Son günlerde mütemadiyen yazdığımız üzere, TCMB’nin izlediği likidite politikasına göre, üstü kapalı da olsa işgören faiz zaten 300 baz puan geriledi. Bayram öncesi %49 seviyesine dayanan TCMB’nin Ağırlıklı Ortalama Fonlama Maliyeti (AOFM) ile BIST repo faizi (TLREF) dün sırası ile %46,00 ve %46,13 seviyesine kadar geriledi. Bugün TSİ 14:00’de sonuçlanacak toplantıda politika faizinin %46 seviyesinde sabit bırakılacağına kesin gözüyle bakarken, faiz koridorunun üst bandının (gecelik borç verme faizi) %49’dan 150 baz puan indirim ile %47,50 seviyesine getirilerek koridorun simetrik bir hâl almasını bekliyoruz. Hatırlanacağı üzere, 19 Mart tarihinde Türkiye’nin siyasi ikliminin değişmesi ardından Türk Lirasını korumak adına TCMB politika faizini 350 baz puan artırmak zorunda kalırken, faiz koridorunun üst bandını ise 300 baz puan artırarak kendisine ilave manevra alanı yaratmıştı. TL’nin getirisinin döviz talebinin ateşini alması ardından, TCMB’nin de adım adım politika normalleşmesine gitmesini, politika faizinde direkt indirimin ise Temmuz toplantısında 350 baz puan ile geleceğini düşünmeye devam ediyoruz.

TCMB’nin analitik bilançosuna göre, 16 Haziran valörlü işlemlerde net yabancı para pozisyonu artan savaş riski nedeniyle 5,4 milyar dolar azalması ardından 17 Haziran tarihinde 1 milyar dolar iyileşti. Bu sonuçla manşet rakam 23,7 milyar dolar seviyesine geldi. Jeopolitik gerginlikten en çok etkilenen ekonomilerden birisinin Türkiye olduğunu not etmek gerekiyor. BİST100 endeksi dün günü %1,5 düşüşle tamamlarken, CDS risk primi 308 baz puan seviyesine yükseldi. İki yıl vadeli gösterge tahvilin basit faizi son günlerde yatay bir seyir izlerken, USDTRY kuru ise 39,50 seviyesinde yataylaştı. Pariteler cephesinde doların değer kazanması ile KKTC insanı için önemli bir gösterge olan GBPTRY kuru 53,00 seviyesinin altına gevşerken, gram altın da benzer bir şekilde 4,285 TL seviyesine geri çekildi.

ABD borsaları kararsız bir seyir izleyerek geceyi önemli bir değişim kaydetmeden tamamlarken, yeni gün başlangıcında, İsrail-İran hattındaki çatışmaların tırmanması ve Trump’ın ABD’nin müdâhil olup olmayacağına dair “yapabilirim de yapmayabilirim de” sözleri, yatırımcıların jeopolitik riskleri fiyatlamasına neden oldu. Yeni gün başlangıcında, Asya cephesinde borsaların düştüğünü görüyoruz. Hong Kong borsası %2 düşüşle başı çekerken, Tokyo %0,7, Tayvan borsası ise %1,4 geriledi. Her ne kadar FED toplantısı ardından gözler TCMB’ye çevrilse de, bugün ayrıca İngiltere Merkez Bankası (BoE) ve İsviçre Merkez Bankası’nın (SNB) faiz kararlarını da takip edeceğiz. BoE’nin politika faizini sabit tutmasını beklerken, SNB’nin ise 25 baz puan  faiz indirimine gitmesine kesin gözüyle bakılıyor.

Emre Değirmencioğlu

Okumaya devam et

ALTIN - DÖVİZ - KRIPTO PARA

FATF’ten Kara Para Aklamaya Karşı Net Hamle

Dijital Para Transferlerinde Yeni Dönem Başladı
Kimin Para Gönderdiği Artık Saklanamayacak

Yayınlanma:

|

Uluslararası Mali Eylem Görev Gücü (FATF), küresel finansal sistemin güvenliğini artırmak amacıyla Tavsiye 16’yı güncelledi. Bu değişiklikler, özellikle sınır ötesi ödemelerde şeffaflığın artırılması, dolandırıcılığın önlenmesi ve hatalı transferlerin azaltılması gibi kritik alanlarda büyük değişimlere işaret ediyor.

Neden Tavsiye 16 Güncellendi?

Geleneksel ödeme sistemleri, özellikle sınır ötesi para transferlerinde, gönderici ve alıcı bilgilerini eksiksiz ve doğru bir şekilde aktarmakta yetersiz kalabiliyor. Bu durum:

  • Dolandırıcılık vakalarının artmasına,

  • Terörizmin finansmanına olanak tanıyan açıkların oluşmasına,

  • Hatalı transferlerin geri alınamamasına yol açıyordu.

FATF, bu sorunların önüne geçmek amacıyla Tavsiye 16’yı yeniden yapılandırarak “gözetim, doğrulama ve şeffaflık” esaslarını merkezine aldı.

Yeni Tavsiyenin Ana Unsurları

1. Zorunlu Bilgi Paylaşımı

Artık tüm sınır ötesi ödeme işlemlerinde, gönderen ve alıcı hakkında tanımlayıcı bilgiler eksiksiz olarak iletilmek zorunda. Eksik bilgi içeren transferler kabul edilmeyecek.

2. “Travel Rule” Uygulaması

Bu kural, müşteri bilgilerinin ödeme işlemi boyunca tüm aracılarla birlikte “seyahat etmesini” zorunlu kılıyor. Böylece her aşamada veri izlenebilirliği sağlanıyor.

3. Gerçek Zamanlı Kimlik Doğrulama

Bankalar ve ödeme kuruluşları, girilen alıcı bilgilerinin doğruluğunu gerçek zamanlı olarak kontrol etmekle yükümlü hale geldi. Bu sistem hatalı ödemeleri büyük oranda engelleyecek.

4. Sanal Varlık (Kripto) Transferlerine Genişleme

Yapılan güncellemeler, kripto para borsaları ve sanal varlık hizmet sağlayıcılarını da kapsıyor. Artık bu kuruluşlar da aynı şeffaflık ve bilgi paylaşımı yükümlülüklerine tabi olacak.

Küresel Finansal Sisteme Etkileri

Bu yeni çerçeve, sadece bankaları değil, tüm finansal teknoloji firmalarını ve aracı ödeme kuruluşlarını kapsıyor. Özellikle:

  • Kripto para işlemleri artık daha izlenebilir olacak.

  • Fintech şirketleri, müşteri bilgilerini anlık doğrulama sistemleri kurmak zorunda kalacak.

  • Bankalar, daha fazla operasyonel uyum ve teknoloji yatırımı yapmak zorunda olacak.

Türkiye İçin Ne Anlama Geliyor?

Türkiye gibi yüksek hacimli dış ticaret yapan ve uluslararası para akışına açık ülkeler için bu değişiklikler:

  • Kara para aklamaya karşı mücadelede etkinliği artıracak,

  • Yatırımcı güvenini ve finansal sistemin itibarını güçlendirecek,

  • Bankaların dijitalleşme ve veri yönetimi altyapılarını yenilemeye zorlayacak.

Ana Yenilikler ve Etkileri

Madde Açıklama Etkisi
1. Gönderen ve Alıcının Tanımlanması Artık tüm ödemelerde gönderici ve alıcı bilgileri eksiksiz iletilmek zorunda 🔐 Kimlik doğruluğu artar
2. “Travel Rule” (Seyahat Kuralı) Güçlendirildi Gönderiyle birlikte müşteri bilgileri de “taşınmak” zorunda 🔎 İzlenebilirlik artar
3. Gerçek Zamanlı Veri Doğrulama Bankalar ve ödeme kuruluşları bilgileri doğrulamakla yükümlü 🛡️ Hatalı transferler azalır
4. Sanal Varlık Transferlerine Uygulama Kripto para transferlerinde de aynı kurallar geçerli 💻 Kripto dolandırıcılığı azalır

FATF’nin Tavsiye 16’da yaptığı güncellemeler, yalnızca bir düzenleme değişikliği değil, aynı zamanda finansal sistemlerin geleceğine yönelik bir güvenlik reformudur. Bu reform, hem uluslararası finansal güvenliği artıracak hem de tüketicileri hatalı işlemlerden ve dolandırıcılıktan koruyacaktır.

Finansal kurumların, bu yeni döneme hazırlıklı olması artık bir tercih değil, zorunluluktur.

Erol TAŞDELEN-Ekonomist      www.bankavitrini.com

Okumaya devam et

BANKA HABERLERİ

Tek bakışla alışveriş: İş Bankası “yüz tanıma teknolojisi” ile ödeme dönemini başlatıyor

Yayınlanma:

|

Yazan:

İnsan odaklı teknoloji tasarımlarıyla müşterilerinin hayatlarını kolaylaştıran çözümler geliştirmeyi sürdüren Türkiye İş Bankası, Visa iş birliğiyle yüz tanıma teknolojisini ödeme yöntemleri arasına dâhil ederek, Türkiye bankacılık sektöründe bir ilki daha hayata geçirdi. İlk aşamada CarrefourSA mağazalarında kullanılmaya başlanan bu yenilikçi hizmetin, önümüzdeki dönemde yaygınlaştırılması planlanıyor.

“İş Bankası Yüz ile Ödeme” yöntemini kullanan Banka müşterileri, anlaşmalı mağazalardaki alışverişlerinde yüzlerini taratarak ödemelerini; şifre tuşlamadan, fiziki kart veya cep telefonu taşımak zorunda kalmadan, hızlı ve kolayca tamamlayabiliyor.

“Ödeme sistemlerindeki teknolojik yeniliklere katkı sağlamaya devam edeceğiz”

İş Bankası Genel Müdür Yardımcısı Sezgin Lüle, ödeme sistemleri çalışmalarının odağına yenilikçi çözümler geliştirmeyi ve kusursuz müşteri deneyimini aldıklarını belirtti. Lüle, “Güçlü altyapımız ve gelişen teknolojilere erken adapte olma yeteneğimiz sayesinde geleneksel ödeme alışkanlıklarını dönüştürerek dünyadaki yeni nesil ödeme çözümlerini müşterilerimize hızla sunabiliyoruz. Türkiye’de bir ilk olan ve yakın zamanda yaygınlaşacak olan ‘İş Bankası Yüz ile Ödeme’ teknolojisi ile beraber geleceğin ödeme sistemlerini bugünden hayata geçirerek müşterilerimize temassız, yenilikçi bir alışveriş deneyimi yaşatacağız ve ödeme sistemlerindeki teknolojik yeniliklere katkı sağlamaya devam edeceğiz” dedi.

“İnovasyon gücümüzü, tüketicilerin hayatını kolaylaştıran ve daha güvenli hale getiren çözümler sunmak için kullanıyoruz”

Visa Türkiye Genel Müdürü Samile Mümin de şu görüşleri paylaştı:
“Zamanın en değerli para birimlerinden biri haline geldiği günümüzde, tüketiciler hayatın her alanında olduğu gibi ödemelerde de hızlı ve pratik çözümler arıyor. Biz de Visa olarak inovasyon gücümüzü tam da bu ihtiyaçlara yanıt vermek için kullanıyoruz. Tüketicilerin hayatını kolaylaştıran çözümler sunarak, zamanlarını daha verimli kullanmalarına yardımcı oluyoruz. Bu vizyon doğrultusunda, Türkiye’de bir ilki gerçekleştirmenin mutluluğunu yaşıyor; İş Bankası iş birliğiyle yüz tanıma ile ödeme çözümünü kullanıcılarla buluşturuyoruz.
Bu yenilikçi çözüm sayesinde, kredi kartlarını İşCep üzerinden biyometrik kimlik verileriyle eşleştiren kullanıcılar, cüzdan ya da QR koda ihtiyaç duymadan, yalnızca yüzlerini tanıtarak saniyeler içinde güvenli ve temassız ödeme yapabiliyor. Visa olarak, 40 yılı aşkın süredir Türkiye’de güvenli ağımız ve ileri teknolojimizle dijital ödemelerin gelişimine destek veriyoruz. Ülkemizde dijital ödeme deneyimini daha da ileri taşımak ve bu alanın gelişimine katkı sağlamak için çalışmalarımıza kararlılıkla devam edeceğiz.”

Müşteri deneyimini ileri taşıyan her teknolojiyi CarrefourSA’da hayata geçirmeye kararlıyız”

CarrefourSA Dijital Teknolojiler ve Pazarlama Genel Müdür Yardımcısı Burçin Çelik, konuya ilişkin değerlendirmesinde şu ifadeleri kullandı:
“30 yılı aşkın süredir Türkiye perakende sektöründe müşteri deneyimini geliştiren yenilikçi uygulamaların öncüsü olarak, teknolojiyi her zaman stratejik bir kaldıraç olarak konumlandırıyoruz. İş Bankası ve Visa iş birliğiyle CarrefourSA mağazalarında hayata geçirdiğimiz yüz tanıma ile ödeme teknolojisi, müşterilerimize sadece yüzlerini okutarak saniyeler içinde temassız, güvenli ve zahmetsiz ödeme imkânı sunuyor. Bu çözüm, alışveriş deneyimini daha da akıcı hale getirirken, ödeme sürecinde fiziksel temasa duyulan ihtiyacı da ortadan kaldırıyor. Müşteri memnuniyetini odağımıza alan her uygulamada olduğu gibi, bu projede de yeniliğin öncüsü olmaktan büyük bir mutluluk duyuyoruz.”

“Yüz ile ödeme” nasıl yapılıyor?

Banka müşterileri, İşCep üzerinden yüzlerini tanımlıyor ve ödemelerinin yansıtılacağı kredi kartını belirliyor. Böylece belirlenen kredi kartına, alışveriş tutarının yansıması sağlanıyor. Bu işlemlerin ardından müşteriler kredi kartına ve telefona ihtiyaç duymaksızın “İş Bankası Yüz İle Ödeme” kabul eden işyerlerinden alışveriş yapabiliyor.

Okumaya devam et

FARK YARATANLAR

FARK YARATANLAR

KATEGORİ

ALTIN – DÖVİZ

Altın Fiyatları

BORSA

KRIPTO PARA PİYASASI

TANITIM

FACEBOOK

Popüler

www bankavitrini com © "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan, BANKA VİTRİNİ'nde yer alan yazar ve çevirmenlerine ait herhangi bir yazı, çeviri, makale ve haber izin alınmadan basılı olarak ya da internet ortamında kullanılamaz, çoğaltılamaz, yayınlanamaz. İzinsiz kullananlar hakkında hukuki yollara başvurulacaktır. "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan tüm özgün yazıların içeriğinden yazarları sorumludur. www.bankavitrini.com'da yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti, aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler, mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Yer alan yazılarda herhangi bir yatırım aracı; Hisse Senedi, kripto para biriminin veya dijital varlığın alım veya satımını önermiyor. Bu nedenle sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi, beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Lütfen transferlerinizin ve işlemlerinizin kendi sorumluluğunuzda olduğunu ve uğrayabileceğiniz herhangi bir kaybın sizin sorumluluğunuzda olduğunu unutmayın. © www.bankavitrini.com Copyright © 2020 -UŞAK- Tüm hakları saklıdır. Özgün haber ve makaleler 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu korumasındadır.