Connect with us

GÜNCEL

Türkiye’nin BRICS yolculuğu, grubun ise diplomatik denge arayışı…

Yayınlanma:

|

Rusya’nın Kazan kentinde Salı günü başlayan ve liderlerin bir araya geldiği BRICS toplantısında, Hindistan’ın, Pakistan ile iyi ilişkilerinden ötürü Türkiye’nin üyeliğine onay vermediği iddiası basına yansıdı. Lâkin, Hindistan’ın Türkiye’nin BRICS üyeliğini veto etmediğini, Ankara’nın İslamabad’la olan ilişkilerinden ötürü mesafeli yaklaştığını belirtti. Ayrıca, Hindistan ve Brezilya gibi ülkelerin BRICS’ın hızlı bir genişlemesine karşı olduklarını, grup içerisinde de henüz bir mutabakat sağlanmadığını okuyoruz.

Brezilya, Rusya, Hindistan, Çin ve Güney Afrika’dan oluşan BRICS, son dönemde Mısır, Etiyopya, İran ve Birleşik Arap Emirlikleri’ni de bünyesine kattı. Bu grup, küresel düzeni Batı’dan uzaklaştırıp dengelemeyi amaçlasa da, üyeler arasında büyük farklılıklar bulunduğunu görüyoruz. Grup, ABD ve Batı hegemonyasına karşı birleşik bir cephe oluşturmak istese de, bazı üyelerin ABD’nin müttefiki veya ticari ortağı olduğunu da göz ardı etmemek gerekiyor. Özellikle Çin, genişlemeyi destekleyen ve BRICS içinde kilit bir rol oynayan ülke olarak öne çıkıyor. Ancak doların hâkimiyetini kırma ve ABD yaptırımlarına karşı bağışıklık kazanma hedefleri konusunda henüz somut bir alternatif geliştirilemedi. Her ne kadar ABD’nin öngörülemezliği karşısında jeopolitik bir sigorta olarak BRICS ön plana çıksa da, üyelerin farklı çıkarları ve stratejileri, grubu tam anlamıyla birleştiren bir ortak yol bulmayı zorlaştırıyor.

Dönemli mali piyasalara… Türkiye cephesine döviz, faiz ve CDS üçlüsü son dönemde sıklıkla olduğu üzere dün de göreceli olarak yatay bir eğilim kaydetti. USDTRY kuru gün boyu 34,25 etrafında sakin bir seyir izlerken, 5 yıllık Türkiye CDS primi hafif bir gerileme ile 271 baz puan civarında dengelendi. 2 yıl vadeli gösterge tahvil bileşik faizi ise hafif bir yükselişle %43 seviyesine yaklaştı. Borsa cephesi dün tepki alımlarına sahne olurken, BIST100 ana endeksi günü %1,8 yükselişle, lokomotif endeks bankacılık hisseleri ise %1,20 yükselişle günü tamamladı. Ana endeksin önemle takip ettiğimiz 8,700 destek seviyesinden tutunma çabalarının devam ettiğini görüyoruz. Son beş haftadır kesintisiz bir şekilde düşen ana endekste bugün haftalık kapanışın önemli olacağını düşünüyoruz. Yüksek faizlerin hisse senetlerini baskıladığı gerçeğini göz ardı etmesek de, bu düşüşün de bir noktada sonu olacağını unutmamak gerekiyor!

Hatırlanacağı üzere, dün biraz daha büyük resmi değerlendirmek adına, son zamanlarda oldukça popüler olan yatırım fonlarının dağılımı inceleyerek yılbaşına göre para piyasası fonlarının yaklaşık 6 kat arttığını dile getirmiştik. Para piyasası fonlarına yönelik ilgi ile büyüklüğü 1 trilyon TL’yi aşan fonun toplam fon havuzunun da dörtte birini temsil ettiğini, faizin cazip seviyesi ve getiri beklentisi ana etken gibi görünse de, 2025 yılı ile faizin yönünün aşağıya çevireceği bir ortamda, para piyasası fonlarından çıkacak paranın hisse senetlerine mi yoksa dövizli enstrümanlara mı yöneleceğinin cevabının ise milyon dolarlık soru olarak masanın üzerinde kalmaya devam ettiğini altını bir kez daha çizelim.

Her hafta Perşembe günü olduğu üzere dün de TCMB ve BDDK’nın haftalık bültenlerini yakından takip ettik. 18 Ekim ile biten haftada BDDK verisine göre KKM’de son haftaların en hızlı düşüşü gerçekleşmiş. KKM’nin TL bakiyesi bir haftada 58 milyar TL düşerken, yabancı para cinsi anaparası 1,7 milyar dolar düşüş ile 41,6 milyar dolar seviyesine geriledi. KKM’den çıkan paranın ise dövize gitmiş olabileceğini düşünüyoruz keza yabancı para mevduatlar söz konusu haftada 2,8 milyar dolar artışla 195,9 milyar dolar seviyesine çıkmış. TCMB verilerine göre, ticari müşterilerin mevduatı 2,3 milyar dolar, bireysellerin ise 0,8 milyar dolar artış kaydetmiş. Böylelikle TL’nin toplam mevduat havuzundaki payı %55, yabancı para mevduat payı %37, KKM payı ise yaklaşık %8 seviyesinde kalmış (KKM zirvesinin %25 olduğunu hatırlatalım). Yurtdışı yerleşikler hisse senedi portföyü 73 milyon dolar azalırken, devlet tahvili portföyü ise 115 milyon dolar artmış. TCMB’nin toplam rezervleri altın fiyatlarını da yardımı ile 159,4 milyar dolar ile rekor kırarken, net döviz pozisyonu ise 33,9 milyar dolar işe son yılların zirvesine yükseldi. Tablo genel hatları ile olumlu.

TCMB Para Politikası Kurulu son toplantısı tutanaklarını dün yayımladı. Tutanaklarda piyasa yansıması yapacak yeni bir şey göremedik. TCMB enflasyonla ‘savaşta’ üzerine düşeni yapmaya devam ederken, Eylül ayı verisi ile birlikte devam eden katılığın da bir nebze de olsun kafa karıştırıcı olduğunu görüyoruz. Buna rağmen, yılın son aylarında enflasyonun gevşeyeceği eğiliminin de tahmin edildiğini not edelim. Bültenlerimizi takip eden okurlarımız, enflasyonu kansere, faizi ise kemoterapiye benzetirsek, ilacın bünyede artık hastalığı kurutmada tek başına yeterli olmadığını savunduğumuzu hatırlayacaktır. Bu minvalde, enflasyonla savaşta tüm yükün TCMB’nin omuzlarına yıkmanın da çok da doğru olmadığını savunuyoruz. Kamu küçülmeden, maliye politikası daralmadan, toplumsal konsensus sağlanmadan, bozulan dengelerin tekrar yerine oturması çok zor görünüyor!

Madem ki vücut kemoterapiye alıştı ve artık ilaç çok da işe yaramıyor, bu durumda hastaya hâlen daha aynı tedaviyi vermeye gerek var mı bazen de bunu düşünerek, yüksek faizin reel sektör üzerinde yarattığı tahribat ve beraberinde kârsızlık sorununa da birlikte düşündüğümüzde, TCMB’nin her ne kadar Kasım ayı toplantısında politika faizini %50 seviyesinde tutmaya devam edeceğini öngörsek de, reel sektörden gelen ‘çığlığı’ da duyarak faiz indirimlerini geciktirmemesi gerektiğini düşünüyoruz. Son bir not olarak TCMB Başkanı Karahan, ABD’de yatırımcılara %25 asgari ücret artışının enflasyon görünümüyle tutarlı olduğu mesajını verdiğini not edelim. KKTC’den konuya bakarsak, asgari ücretin artması ile tüm fiyatların birlikte arttığını, maaş bordrolarının büyüdüğünü, alışveriş poşetlerinin ise küçülmeye devam ettiğini hep birlikte tecrübe ediyoruz.

Yurtdışı piyasalarda ise ABD’de yaklaşan başkanlık seçimleri takip edilirken, dün ABD borsaları bir önceki gece kaydettiği sert düşüş ardından yara sarmaya çalıştı. Tesla hisseleri, CEO Elon Musk’un satışların artacağı yönündeki cesur tahmininin, yatırımcılara hâlâ elektrikli otomobil satışı olan ana işini büyütmek istediğine dair güvence vermesiyle, dün gece %22 düzeyinde bir artışla geceyi kapatarak on yıldan fazla bir süredir tek günlük en büyük kazancını elde etti! Nasdaq endeksi geceyi %0,8 oranında yükselişle tamamlaması ardından bu sabah pasifiği diğer ucunda karmaşık bir seyrin hâkim olduğunu görüyoruz. Japonya’da pazar günü yapılacak seçimlerde iktidar koalisyonu parlamentodaki çoğunluğunu kaybedebileceği ve bunun da getireceği potansiyel siyasi istikrarsızlık Japon hisseleri üzerinde baskı kurdu: gösterge endeks Tokyo borsası %1 düşerken, Hong Kong ve Şangay borsaları ise %1 yükseldi. Gelecek hafta, her ayın ilk cuması olduğu üzere yayınlanacak ABD istihdam raporu, 5 Kasım ABD başkanlık seçimleri ve 7 Kasım FED faiz kararı önemle takip edilecektir. Ayrıca Alphabet, Amazon, Apple, Meta ve Microsoft gibi mega büyük teknoloji isimlerinin de bilançolarını takip edeceğiz.

10 yıllık ABD devlet tahvil faizi son bir ayda 60 baz puandan daha fazla artış kaydederek %4,23 seviyesine gelerek son üç ayın zirvesine yükselmesi ardından bu sabah %4,18 seviyesine hafif de olsa geri çekildiğini görüyoruz. Doların bir dizi para birimine göre değerini gösteren sepet kur da benzer bir şekilde dün 104,4 seviyesine dayanarak son dört haftadır devam eden yükselişi arından 104 seviyesine geri çekilmesi ile EUR ve Sterlin çapraz kurların bir nebze de olsun soluklandıklarını not edelim. Kıymetli madenler cephesinde önemli teknik seviyelerden beklediğimiz kâr satışları devam ederken, bitcoin yeniden 68bin dolar seviyesine yükseldi. Herkese güzel bir hafta sonu dilerim.

TCMB net döviz pozisyonu

1729831139e1826622225e24309e7f8c6c177a5c8d_1_1200.jpg

Emre Değirmencioğlu

Okumaya devam et

GÜNCEL

Şirketlerde Bağımsız Yönetim Kurulu Üyeliği Neden Şart Olmalı?

Yayınlanma:

|

Yazan:

Şirketlerin kâr ederek sürdürülebilir şekilde büyümek ve marka değerlerini artırabilmeleri için, kurumsal yönetim ilkelerini benimseyerek kurumsallaşma yolculuğuna çıkmaları artık bir zorunluluk.

Bu süreçte en önemli sermaye ise şüphesiz kaliteli insan kaynağı. İnsan kaynağı deyince şirketin her departmanında görev yapan çalışanlar akla gelse de, bu yazımda şirketin geleceğine yön verecek vizyon ve stratejiler ortaya koyması gereken, icra kuruluna hedef belirleyecek ve bu hedeflerin takibini yapacak Yönetim Kurulu üyeleri özelinde bağımsız üyelere değinmek istiyorum.

Bağımsız Yönetim Kurulu Üyeliği Nedir?

Malum şirketlerde genelde hissedar üyeler, işin doğası gereğince yönetim kurulu üyeleri olurlar. Hissedarların, şirket yönetim kurulu üyesi olabilmeleri için taşımaları gereken belirlenmiş özel şartlar yok. Ancak şirketin geleceğine yön verecek böylesine önemli bir kurulda yer alacak kişilerin günümüzün zorlu rekabet şartlarında asgari üniversite mezunu olması, en az bir yabancı dil konuşabilmesi, işin gerektirdiği deneyim ve bilgiye sahip olması beklenir.

Peki ama şirketi başarılı bir şekilde yönetmek, kurumsal bir yapıya evirerek daha da büyütmek, gelecek nesillere devredebilmek için sadece hissedar yönetim kurulu üyeleri yeterli mi? Maalesef hayır. Okuyucularımızın akıllarına, şirketlerin zaten profesyonel icra kurulları, genel müdürleri, direktörleri yok mu düşüncesi gelebilir. Tabi ki çoğu şirkette bu kişiler mevcut ama icra organları ile yönetim kurulunun görevlerinin net bir şekilde ayrılması ve icrada yer alan kişilerin aynı zamanda yönetim kurulu üyeliği şapkasını taşımaması gerektiğini artık hepimiz biliyoruz diye düşünüyorum. İşte bu nedenle şirketlerde bağımsız yönetim kurulu üyesi şart.

Her ne kadar Türk Ticaret Kanun’una göre bağımsız yönetim kurulu üyeliği yasal bir zorunluluk olmasa da Sermaye Piyasası Kanun’una göre halka açık şirketlerde bu bir zorunluluk. Nitekim, SPK tarafından yayımlanan Kurumsal Yönetim Tebliğinde de yönetim kurulu içerisindeki bağımsız üye sayısı toplam üye sayısının üçte birinden az ve her durumda bağımsız üye sayısı ikiden az olamayacağı düzenlenmiştir.

Konunun özüne değindiğimize göre, bağımsız yönetim kurulu üyesi nedir bu soruya cevap verecek olur isek, icrada görevli olmayan, üyelik haricinde şirkette başkaca herhangi bir idari görevi veya kendisine bağlı icrai mahiyette faaliyet gösteren bir birim bulunmayan ve şirketin günlük iş akışına ve olağan faaliyetlerine müdahil olmayan kişi olarak tanımlanabilir.

Kimler Bağımsız Yönetim Kurulu Üyesi Olabilir?

Kurumsal Yönetim Tebliğine göre özetle aşağıdaki kriterlerin tamamını taşıyan yönetim kurulu üyesi bağımsız üye olarak nitelendirilir:

  • Şirket hissedarı olmamalı
  • Son beş yıl içerisinde, şirkete önemli ölçüde hizmet ve ürün sağlayan firmaların herhangi birisinde ortak, çalışan veya yönetim kurulu üyesi olmamalı
  • Son beş yıl içerisinde, başta şirketin denetimi (vergi denetimi, kanuni denetim, iç denetim de dahil), derecelendirilmesi ve danışmanlığı olmak üzere, yapılan anlaşmalar çerçevesinde şirketin önemli ölçüde hizmet veya ürün satın aldığı veya sattığı şirketlerde, hizmet veya ürün satın alındığı veya satıldığı dönemlerde, ortak (%5 ve üzeri), önemli görev ve sorumluluklar üstlenecek yönetici pozisyonunda çalışan veya yönetim kurulu üyesi olmaması.
  • Bağımsız yönetim kurulu üyesi olması sebebiyle üstleneceği görevleri gereği gibi yerine getirecek mesleki eğitim, bilgi ve tecrübeye sahip olması.
  • Bağlı oldukları mevzuata uygun olması şartıyla üniversite öğretim üyeleri hariç, kamu kurum ve kuruluşlarında üye olarak seçildikten sonra tam zamanlı çalışmıyor olması.
  • Gelir Vergisi Kanunu’na göre Türkiye’de yerleşik olması.
  • Şirket faaliyetlerine olumlu katkılarda bulunabilecek, şirket ortakları arasındaki çıkar çatışmalarında tarafsızlığını koruyabilecek, menfaat sahiplerinin haklarını dikkate alarak özgürce karar verebilecek güçlü etik standartlara, mesleki itibara ve tecrübeye sahip olması.
  • Şirket faaliyetlerinin işleyişini takip edebilecek ve üstlendiği görevlerin gereklerini tam olarak yerine getirebilecek ölçüde şirket işlerine zaman ayırabiliyor olması.
  • Şirketin yönetim kurulunda son on yıl içerisinde altı yıldan fazla yönetim kurulu üyeliği yapmamış olması.
  • Aynı kişinin, şirketin veya şirketin yönetim kontrolünü elinde bulunduran ortakların yönetim kontrolüne sahip olduğu şirketlerin üçten fazlasında ve toplamda borsada işlem gören şirketlerin beşten fazlasında bağımsız yönetim kurulu üyesi olarak görev almıyor olması

Sonuç

Günümüz dünyasında eğer bir şirketin yönetim kurulu, şirketin yeni ufuklara yelken açmasını sağlayabilecek vizyona sahip, hızlı ve rasyonel kararlar alabilen, icra kuruluna şirketin vizyonu doğrultusunda yön verebilen, strateji belirleyen, tabiri caiz ise şirketin beyni olabilecek insanlardan oluşuyor ise o şirketin bir geleceği olması mümkün. Bu kurulun üyelerinin sadece hissedarlardan oluşması ise maalesef yeterli olmamakta. Mutlaka alanında uzman profesyonel yönetici, mali işler & finans uzmanı, hukukçu, mühendis veya akademisyen olan bağımsız üyelerin şirket yönetim kurulunda yer almaları bu anlamda son derece önemli ve değerli bir kazanım. Bu kişiler, çıkar çatışmasından uzak kalarak, icrada görevli olmayan yönetim kurulu üyeleri içerisinde görevlerini hiçbir etki altında kalmaksızın yapabilme olanağı ile de tüm paydaşlara ayrıca güven verebilirler.

Son söz olarak, gerek hissedar kökenli gerekse bağımsız olsun, şirketlerimizde kadın yönetim kurulu üyelerimizin sayısının artması da en büyük temennimiz.

Onur ÇELİK-CFO/YMM

Okumaya devam et

GÜNCEL

CGTN: Çin ve Orta Asya ülkeleri iş birliğini pekiştirme sözü verdi

Yayınlanma:

|

Yazan:

CGTN, Astana’da düzenlenen ikinci Çin-Orta Asya Zirvesi’yle ilgili Çin ve beş Orta Asya ülkesinin Ebedî İyi Komşuluk ve Dostane İş Birliği Anlaşması’nı imzalamasının önemini vurgulayan, ortak kalkınmayı ve bölgesel iş birliğini teşvik etmek amacıyla Kuşak ve Yol Girişimi aracılığıyla aralarındaki ortaklıkları güçlendirmeye yönelik ortak taahhüde dikkat çeken bir makale yayımladı.

Tarihte ilk defa, bir Orta Asya ülkesi Çin-Orta Asya Zirvesi’ne ev sahipliği yaparken Çin ve beş Orta Asya ülkesinin liderleri salı günü Kazakistan’ın başkenti Astana’da düzenlenen ikinci zirve için bir araya geldi.

Altı ülkenin zirvede Ebedî İyi Komşuluk ve Dostane İş Birliği Anlaşması’na imza atması yeni bir dönüm noktası oldu.

Çin Devlet Başkanı Xi Jinping açılış konuşmasında anlaşmanın amacının ülkeler arasındaki ebedî dostluk ilkesini hukuki bir zemine oturtarak güvence altına almak olduğunu belirtti.

Başkan Xi Kazakistan, Kırgızistan, Tacikistan, Türkmenistan ve Özbekistan cumhurbaşkanlarının katıldığı zirveye değinerek “Bu anlaşma bugün için bir dönüm noktası, yarın içinse bir temel taşı.” diye belirtti.

Çin-Orta Asya Ruhunu Yaşatmak

Başkan Xi salı günü yüksek nitelikli kalkınma sayesinde ortak modernleşme arayışına yönelik karşılıklı saygı, karşılıklı güven, karşılıklı çıkar ve karşılıklı yardımlaşma ilkelerini simgeleyen Çin-Orta Asya Ruhunu övdü.

Çin, bir Çin-Orta Asya Mekanizması kurulmasını 2020’de teklif etti. 2022’de aralarındaki diplomatik ilişkilerin 30. yıl dönümünü kutlamak için düzenlenen sanal zirvede, ülkeler mekanizmanın devlet başkanları düzeyine yükseltilmesi teklifinde bulundu.

Bu teklif Çin’in kuzeybatısındaki Xi’an şehrinde düzenlenen ilk Çin-Orta Asya Zirvesi’yle 2023’te hayata geçirildi. Liderler, bu üst düzey toplantının iki yılda bir Çin ve Orta Asya Ülkeleri arasında dönüşümlü olarak yapılmasını kararlaştırdı.

İki yılın ardından, birinci zirvede varılan mutabakatın her alanda hayata geçirildiğini belirten Başkan Xi, iş birliği yolunun istikrarlı bir şekilde genişlediğini ve dostluğun her zamankinden daha güçlü filizlendiğini ekledi.

CGTN’nin yakın zamanda yaptığı bir ankete göre katılımcıların %90’ı Çin-Orta Asya Mekanizması’nın çekişmeyle veya rekabetle ilgili olmadığını, iki taraf için de istikrar, kalkınma ve geleceğe odaklanan iş birliği arayışı için kurulan bir çerçeve olduğunu düşünüyor.

Çin bugüne dek geniş kapsamlı stratejik ortaklıklar kurdu, Kuşak ve Yol iş birliği belgeleri imzaladı ve ortak bir geleceği paylaşan bir topluluk inşa etme vizyonunu ikili ilişkiler düzeyinde beş Orta Asya ülkesinin tümüyle hayata geçirdi.

Çin-Orta Asya Mekanizması Genel Sekreteri Sun Weidong bunun, yüksek düzeyli stratejik karşılıklı güveni ve karşılıklı yarar sağlayan iş birliğini derinleştirme konusundaki kararlılığı her yönüyle gözler önüne serdiğini ifade etti.

Kuşak ve Yol Girişimi’nin sağladığı yüksek nitelikli kalkınma

Başkan Xi Astana zirvesinde ülkelere Çin-Orta Asya Ruhu doğrultusunda hareket etme, yepyeni bir enerjiyle ve daha pratik önlemlerle iş birliğini pekiştirme, Kuşak ve Yol Girişimi’nin (BRI) sağladığı yüksek nitelikli kalkınmayı teşvik etme ve bölge için ortak bir geleceği paylaşan bir topluluk inşa etme amacı doğrultusunda hızla ilerleme çağrısında bulundu.

Başkan Xi, Kuşak ve Yol Girişimi’nin temel unsurlarından biri olan İpek Yolu Ekonomik Kuşağı’nı ortaklaşa inşa etme hayalini ilk kez 2013’te Kazakistan’ın başkentinde açıklamıştı.

Çin ve bölge ülkeleri bu girişim sayesinde ticaret, dijital ekonomi ve bağlanabilirlik alanlarında güçlü iş birliklerine imza attı. Çin, bölgenin en büyük ticaret ortağı ve önemli bir yatırım kaynağı oldu. Gümrükler Genel Müdürlüğü verilerine göre Çin-Orta Asya arasındaki ticaret hacmi 2024’te rekor seviyeyle 94,8 milyar dolara ulaştı; Çin’in bölgeye yaptığı toplam yatırım ise 30 milyar doları aştı.

CGTN anketine göre katılımcıların %92,4’ü Kuşak ve Yol Girişimi’nin Çin ve Orta Asya arasındaki yüksek düzeyli iş birliğini destekleyen, kamu yararına hizmet eden önemli bir uluslararası proje olduğunu kabul ediyor.

Başkan Xi salı günü Çin ve Orta Asya ülkelerine aralarındaki iş birliği çerçevesini daha sonuç odaklı, verimli ve fazlasıyla entegre hâle getirmek amacıyla optimize etme çağrısında bulundu.

İş birliğinde ticareti kolaylaştırmaya, endüstri yatırımlarına, bağlantısallığa, yeşil madenciliğe, tarımda modernleşmeye ve personel değişimine odaklanmak ve daha fazla projeyi hayata geçirmek konularında çaba gösterilmesi gerektiğini belirtti.

Başkan Xi, söz konusu iş birliğini teşvik etmek amacıyla Çin’in yoksullukla mücadeleye, eğitim alanında değişim programlarına, çölleşmeyi önlenme ve kontrol etmeye odaklanan üç iş birliği merkezinin yanı sıra ticareti kolaylaştırmaya yönelik bir iş birliği platformu kuracağını duyurdu.

Liaoning Üniversitesi’nin Rusya, Doğu Avrupa ve Orta Asya Ülkeleri Araştırma Merkezi Müdürü Cui Zheng, CGTN’de yayımlanan bir görüş yazısında şu anki uluslararası ortam ışığında iş birliği modelinin önemini vurguladı.

Cui, yükselişteki korumacılığın damga vurduğu bir küresel ortamda Çin-Orta Asya ortaklığının bağımsızlığa saygı gösteren, karşılıklı çıkarı gözeten ve Küresel Güney’in sesini güçlendiren yeni bir diplomatik iş birliği modelini temsil ettiğini dile getirdi.

Okumaya devam et

ALTIN - DÖVİZ - KRIPTO PARA

“Nasıl Yatırım Yapılır?” – Kitap Özeti

Yayınlanma:

|

Yazan:

Kitap Künyesi

  • Kitap Adı: Nasıl Yatırım Yapılır?

  • Alt Başlık: Kişisel Yatırımın Cesur ve Yeni Dünyasına Yolculuk

  • Yazarlar:

    • Peter Stanyer

    • Masood Javaid

    • Stephen Satchell

  • Çevirmen: S. Cem Çiloğlu

  • Yayınevi: The Economist Books / Türkçe baskı: Epsilon yayınevi

  • Dil: Türkçe (Orijinal dil: İngilizce)

  • Kapsam: Yatırımın temellerinden başlayarak kişisel finans, portföy yönetimi, risk dağılımı ve yeni nesil yatırım araçlarına kadar geniş bir perspektif sunar.

  • Hedef Kitle: Yatırıma yeni başlayacak bireyler, kişisel finansına yön vermek isteyenler ve stratejik portföy oluşturmak isteyen yatırımcılar.

İçerik Özeti

  • Yatırımın Temel İlkeleri

  • Risk ve Getiri Dengesi

  • Portföy Teorisi

  • Fon Seçimi ve Dağılımı

  • Alternatif Yatırım Araçları (ETF’ler, tahviller, emtialar, kripto varlıklar)

  • Yatırım Psikolojisi ve Karar Alma Süreçleri

  • Güncel Piyasa Gelişmeleri ve Etkileri

“Nasıl Yatırım Yapılır?” – Kitap Özeti

1. Yatırımın Temelleri

Kitap, yatırımın amacını net şekilde tanımlayarak başlar: paranın zaman içindeki değerini korumak ve artırmak. Yatırımcılar için temel kavramlar olan risk, getiri, zaman ufku, likidite gibi konular ele alınır.

📌 Ana fikir: Her yatırım bir risk içerir; önemli olan bu riski bilinçli şekilde yönetebilmektir.

2. Portföy Oluşturma ve Risk Dağılımı (Diversifikasyon)

Yazarlar, yatırımcılara tüm yumurtaları aynı sepete koymamaları gerektiğini anlatır. Portföy oluştururken farklı varlık türleri arasında dağılım yapmanın önemi vurgulanır: hisse senetleri, tahviller, nakit, emtialar, alternatif yatırımlar gibi.

📌 Ana fikir: Sağlam bir yatırım stratejisi; çeşitlendirme, maliyet bilinci ve hedefe uygunlukla mümkündür.

3. Varlık Sınıfları ve Araçlar

Bu bölümde yatırım yapılabilecek başlıca varlıklar detaylı şekilde anlatılır:

  • Hisse senetleri: Uzun vadede büyüme sağlayan ama dalgalı ürünlerdir.

  • Tahviller: Daha düşük riskli, ama sınırlı getirili.

  • Nakit ve mevduat: Güvenli ama enflasyona karşı kırılgan.

  • Alternatif yatırım araçları: Gayrimenkul, hedge fonları, özel sermaye ve son zamanlarda kripto varlıklar gibi yeni trendler.

📌 Ana fikir: Her varlık sınıfının risk-profili farklıdır ve yatırımcının hedeflerine göre seçilmelidir.

4. Zaman ve Psikoloji Faktörü

Yatırımcıların en büyük düşmanlarından biri kendileridir. Korku, açgözlülük, sürü psikolojisi gibi duygusal faktörlerin yatırım kararlarını nasıl etkilediği anlatılır. Piyasa zamanlamasının zor olduğu, uzun vadeli düşünmenin önemi vurgulanır.

📌 Ana fikir: Duygusal kararlar yerine disiplinli bir yatırım stratejisi başarı getirir.

5. Yatırım Stratejileri ve Yaklaşımlar

Pasif ve aktif yatırım farkı, endeks fonlarının avantajları, değer ve büyüme yatırımcılığı gibi farklı yatırım stratejileri açıklanır. Ayrıca, yaşa ve gelir seviyesine göre yatırım stratejileri örneklenir.

📌 Ana fikir: Herkesin yatırım stratejisi kişisel durumuna, hedeflerine ve risk toleransına uygun olmalıdır.

6. Geleceğe Hazırlık ve Yeni Trendler

Kitabın son bölümleri geleceğin yatırım dünyasına odaklanır. ESG (çevresel, sosyal ve yönetişim kriterleri), yapay zeka destekli algoritmalar, robo-danışmanlar, fintech’ler gibi konular ele alınır.

📌 Ana fikir: Yatırım dünyası hızla değişiyor; bilgiye açık ve adapte olabilen yatırımcılar öne çıkacak.

Genel Değerlendirme

Bu kitap, yatırım dünyasına giriş yapmak isteyenler için bilimsel temellere dayalı, pratik ve anlaşılır bir kılavuzdur. Hem yeni başlayanlar hem de stratejisini geliştirmek isteyen yatırımcılar için değerli bilgiler sunar.

Okumaya devam et

FARK YARATANLAR

FARK YARATANLAR

KATEGORİ

ALTIN – DÖVİZ

Altın Fiyatları

BORSA

KRIPTO PARA PİYASASI

TANITIM

FACEBOOK

Popüler

www bankavitrini com © "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan, BANKA VİTRİNİ'nde yer alan yazar ve çevirmenlerine ait herhangi bir yazı, çeviri, makale ve haber izin alınmadan basılı olarak ya da internet ortamında kullanılamaz, çoğaltılamaz, yayınlanamaz. İzinsiz kullananlar hakkında hukuki yollara başvurulacaktır. "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan tüm özgün yazıların içeriğinden yazarları sorumludur. www.bankavitrini.com'da yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti, aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler, mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Yer alan yazılarda herhangi bir yatırım aracı; Hisse Senedi, kripto para biriminin veya dijital varlığın alım veya satımını önermiyor. Bu nedenle sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi, beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Lütfen transferlerinizin ve işlemlerinizin kendi sorumluluğunuzda olduğunu ve uğrayabileceğiniz herhangi bir kaybın sizin sorumluluğunuzda olduğunu unutmayın. © www.bankavitrini.com Copyright © 2020 -UŞAK- Tüm hakları saklıdır. Özgün haber ve makaleler 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu korumasındadır.