Connect with us

GÜNDEM

TÜSİAD : “Covid-19 Etkisinde Türkiye’de Eğitim” Raporu

Yayınlanma:

|

Covid-19 salgınının dünyada ve Türkiye’de eğitim üzerindeki çok boyutlu yansımalarına yönelik durum tespiti yapmak amacıyla hazırlanan “Covid-19 Etkisinde Türkiye’de Eğitim” Raporu tanıtıldı.

Raporda, salgınla beraber yüz yüze eğitime ara verilmesinin etkileri analiz edilirken; oluşan riskler okul terki, öğrenme kaybı, çocuğun iyi olma hali ve çocuk koruma sistemi konuları bağlamında inceleniyor. Raporda ayrıca, salgın döneminde eğitimde yaşanan kayıpların küresel rekabet gücüne olası etkilerine de değiniliyor.

TÜSİAD Eğitim Çalışma Grubu faaliyetleri kapsamında, Eğitim Reformu Girişimi (ERG) iş birliği ile hazırlanan “Covid-19 Etkisinde Türkiye’de Eğitim” Raporu’nun tanıtım toplantısında açılış konuşmalarını, TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Simone Kaslowski ve TÜSİAD Yönetim Kurulu Üyesi ve Sosyal Politikalar Yuvarlak Masa Başkanı Elvan Ünlütürk gerçekleştirdi.

Simone Kaslowski: Eğitim bir kriz anında dahi bir ülkenin feragat edemeyeceği en önemli konuların başında gelmeli.

Konuşmasında, COVID-19 salgınıyla beraber eğitim hayatının tüm dünyada büyük bir değişimin içinden geçtiğinin altını çizen TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Simone Kaslowski sözlerine şöyle devam etti:

“Salgın sürecinde önce “insan sağlığı” denilerek hızla kapanmaya yönelik önlemler alınırken, salgının seyriyle beraber öngörülenden daha uzun süre yüz yüze eğitime ara verildi. Türkiye, OECD ülkeleri arasında yüz yüze eğitimin yapılamadığı, okulların en uzun süre kapalı kaldığı ikinci ülke konumunda oldu. Araştırmalar yüz yüze eğitime uzunca bir süre ara verilmesinin okul terki ve öğrenme kayıplarında artışa neden olduğunu gösteriyor.

Öğrencilerin zihinsel, sosyal ve duygusal gelişimi, psikolojileri, öğrenme kayıpları, beslenme ve sağlık açısından takibi, ihmal ve istismarın tespiti ve müdahalesi ile gelecekteki işgücü potansiyeli gibi pek çok etkisi dikkate alındığında; eğitim bir kriz anında dahi bir ülkenin feragat edemeyeceği en önemli konuların başında gelmeli. Bu anlayışla, okuldan uzak kalınan bu sürecin yarattığı etkilerin en hızlı şekilde tespit edilmesi ve telafi edilmesi yolunda veriye dayalı şekilde kararlı adımlar atılması son derece önemli. Yeni eğitim dönemine başlarken önceliğimiz okulların açılması kadar, her önlem alınarak açık tutulması yönünde de olmalı. Milli Eğitim Bakanlığımızın da bu yönde kararlı olunduğunu her fırsatta dile getirmesinden memnuniyet duyuyoruz.

Eğitim hepimizin bildiği gibi geri dönüşünü uzun zaman sonra aldığımız, ama bir ülkenin geleceğini belirleyen en önemli yatırım. Bugün verilen eğitimin etkilerini bundan 15-20 yıl sonra gözlemleyeceğiz. O nedenle hata yapma lüksümüz bulunmuyor.”

Elvan Ünlütürk: Eğitimin tüm paydaşları olarak gerekli adımları atmamız, eğitimdeki kayıpların telafisi için büyük önem taşıyor.

TÜSİAD Yönetim Kurulu Üyesi ve Sosyal Politikalar Yuvarlak Masası Başkanı Elvan Ünlütürk de konuşmasında salgın sürecinin sadece bir sağlık sorunu olarak kalmadığını, insana dokunan her alanı yakından ve derinden etkilediğini vurguladı. Ünlütürk konuşmasında ayrıca; “Hiç kuşkusuz bu süreçten her çocuk ve gencimiz aynı şekilde etkilenmedi. Ailelerin eğitim ve gelir düzeyi, çocuk sayısı bakımından farklılıkları, internete ve dijital araçlara erişim uzaktan eğitim sürecinde en önemli belirleyici faktörlerden oldu. Özel önlem gerektiren çocuklar, yine ülkemizde son yıllarda sayısı hızla artan sığınmacı çocuklar da bu süreçten olumsuz etkilendi. Bu süreçte edindiğimiz deneyimi, eğitimin geleceğini daha kapsayıcı ve eşitsizlikleri giderecek şekilde planlarken mutlaka göz önünde bulundurmalı; özel gereksinimleri de dikkate alarak eğitim sistemimizi gözden geçirmeli ve dayanıklılığını artırmalıyız. Salgının çocuklarımıza etkilerini ancak yıllar sonra görebileceğiz. Eğitimin tüm paydaşları olarak gerekli adımları atmamız, eğitimdeki kayıpların telafisi için büyük önem taşıyor” dedi.

Açılışın ardından, ERG Direktörü Işık Tüzün moderasyonunda gerçekleşen bölümde, rapor yazarlarından ERG Eğitim Gözlemevi Koordinatörü Burcu Meltem Arık ve ERG Politika Analisti Ekin Gamze Gencer rapordaki verileri paylaştı. ÖRAV Eğitim Koordinatörü Arzu Atasoy ve AÇEV Erken Çocukluk Eğitimleri Özel Projeler Direktörü Duygu Yaşar ise rapordaki bulguları yorumladı.

Rapor yazarlarından ERG Eğitim Gözlemevi Koordinatörü Burcu Meltem Arık konuyla ilgili değerlendirmesinde;

“Eğitim sisteminin kırılganlığının bertarafında, eğitim sisteminin krizlere karşı güçlenmesinde, bu kırılganlığın orta-uzun vadede ekonomide, sağlıkta, toplumsal cinsiyet eşitliğinde, toplumun üyelerinin esenliğinde daha başka krizlere yol açmamasını sağlamak için tüm paydaşlara düşen farklı roller var. Raporda ele aldığımız her alanda iş dünyası, akademi, sivil toplum ve diğer paydaşların katkı sunabileceği çalışmalar için önemli bulgular yer alıyor” dedi.

Rapor yazarlarından ERG Politika Analisti Ekin Gamze Gencer:

“COVID-19 tüm dünyayı ve hayatın her alanını etkiledi ama bu etkiler eşit dağılmadı. Kırılganlığı yüksek birey ve gruplar için COVID-19’un kesişimsel etkileri çok daha şiddetli oldu. Raporda yer verilen bulgular, öğrenciler ve öğretmenler başta olmak üzere ilgili tüm paydaşların etkin katılımıyla geliştirilecek araştırma ve politika önerilerinde değerlendirilebilir. Bu değerlendirmeler sonucunda, ulusal ölçeğin yanı sıra bölgesel, yerel ve hatta okul ölçeğinde planlamalar yapılması; salgının eğitime etkilerinin akademik ve ekonomik kayıpların ötesinde daha bütünsel ele alınması ve böylece eğitim sisteminin kırılganlığının önünde geçilmesi sağlanabilir. Bilim insanlarının önümüzdeki süreçte salgınların devam edeceği öngörüsü doğrultusunda, önümüzdeki belirsiz ve zorlu süreçler ancak eğitimin tüm paydaşlarının dayanıklılığının güçlenmesiyle aşılabilir. “

ÖRAV Eğitim Koordinatörü Arzu Atasoy rapora ilişkin şu ifadeleri kullandı:

“Raporda öne çıkan bulgulardan biri, öğretmenlerin dijital okuryazarlık ve uzaktan eğitim tasarımı konusunda bilgi ve becerilerini geliştirme ihtiyaçları oldu. Öğretmenler, öğrencilerine ulaşabilmek için daha önce kullanmadıkları teknolojik araçları keşfettiler. Aynı zamanda mesleklerinde yıllardır kullandıkları becerilerin ve bilgilerinin bir kısmının işe yaramayacağını, yeni bilgi ve beceriler öğrenmeleri, koşulların getirdiği duruma uyumlanmaları gerektiğini fark ettiler.

Raporda vurgulanan diğer bir önemli nokta da eğitimde ve öğrenmede en temel koşul olan, sosyal duygusal zemini sağlayamamak, çocukların öğrenme kaybını sadece akademik değil, gelişimsel olarak da destekleyememek oldu.”

AÇEV Erken Çocukluk Eğitimleri Özel Projeler Direktörü Duygu Yaşar’ın rapora ilişkin şu ifadeleri kullandı:

“Anne babalar okulların açılmasını hem istiyorlar hem de endişeleniyorlar. Buna endişeli ve çaresiz bir isteme hali diyebiliriz. Çünkü pandeminin çocukları üzerindeki etkilerini gördüler ve hem kendi ruh sağlıkları hem de çocuklarının gelişimsel sağlığı için çocuklarının okula gitmesini istiyorlar çünkü okul dışında riskleri azaltacak bir destek mekanizmaları yok.”

“Covid-19 Etkisinde Türkiye’de Eğitim Raporu”na ulaşmak için tıklayınız.

GÜNCEL

Kimliğe Tanımlı Ehliyet: Her Durumda Yeterli mi?

Yayınlanma:

|

Yazan:

Son yıllarda dijitalleşme adımlarıyla birlikte Türkiye’de birçok resmi işlem sadeleştirildi. Bu adımlardan biri de, sürücü belgesi bilgilerinin yeni nesil kimlik kartına tanımlanabilmesi uygulamasıdır. Peki, bu uygulama ile birlikte artık ehliyet taşımaya gerek kalmadı mı? Hukuki düzenlemeler ne diyor?

Yeni Uygulama Nedir?

İçişleri Bakanlığı’nın uygulamasıyla birlikte sürücüler, ehliyet bilgilerini çipli kimlik kartlarına entegre ettirebiliyor. Bu işlem Nüfus Müdürlüklerinde birkaç dakikada tamamlanabiliyor. Böylece iki kart yerine sadece tek bir kimlik kartı taşımanız yeterli hale geliyor.

Yasal Durum: Ehliyet Taşıma Zorunluluğu Hâlâ Var mı?

2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu ve Karayolları Trafik Yönetmeliği‘ne göre:

  • Sürücülerin, araç kullanırken ehliyet belgesini ibraz edebilmesi gerekmektedir.

Ancak yeni uygulama sayesinde:

  • Kimlik kartı üzerinde yer alan çipten ehliyet bilgileri anında sorgulanabiliyor.

  • Bu nedenle fiziksel ehliyet belgesi ibrazı zorunluluğu, uygulamada ortadan kalkmış sayılıyor.

Uygulamada Dikkat Edilmesi Gerekenler

Her ne kadar yasal düzenleme fiilen ehliyeti taşımayı gerektirmese de, uygulamada bazı önemli detaylar bulunmaktadır:

  1. Kimlik Kartınız Mutlaka Yanınızda Olmalı: Ehliyet bilgileriniz kimliğe tanımlı olsa bile, sistem sorgulaması için kimliğinizi ibraz etmeniz gerekir.

  2. Sistemsel Sorunlar Olabilir: Polis ekipleri anlık sistem sorunları yaşarsa, fiziksel ehliyet belgesi talep edebilir.

  3. Yurtdışı Kullanımı: Yurt dışında araç kullanacak olan kişiler için fiziksel ehliyet hâlâ gereklidir. Yeni kimlik kartı yurt dışında geçerli değildir.

Ehliyeti Taşımak Gerekli mi?

Eğer ehliyet bilgilerinizi kimlik kartınıza tanımlattıysanız, Türkiye içinde araç kullanırken fiziksel ehliyetinizi taşıma zorunluluğunuz yoktur. Ancak kimliğinizi yanınızda bulundurmanız şarttır.

Güvenliğiniz ve olası teknik aksaklıklara karşı hazırlıklı olmak adına, fiziksel ehliyetinizi yanınızda bulundurmak hâlâ önerilen bir uygulamadır.

Okumaya devam et

GÜNCEL

16 Milyar hesap bilgisi çalındı, şifreleri değiştirin

Dünyanın en büyük veri sızıntılarından biri yaşandı. Apple, Facebook ve Google dahil olmak üzere birçok büyük platformun yaklaşık 16 milyar hesap bilgisi sızdırıldı. Sızan bilgiler sadece bu platformlarla sınırlı kalmadı, Instagram, Microsoft, Netflix, PayPal, Roblox, Discord, Telegram, GitHub ve 29’dan fazla ülkede çeşitli devlet hizmetlerinin hesap bilgileri de açığa çıktı.

Yayınlanma:

|

Yazan:

Dünyanın en büyük veri sızıntılarından biri yaşandı. Apple, Facebook ve Google dahil olmak üzere birçok büyük platformun yaklaşık 16 milyar hesap bilgisi sızdırıldı. Uzmanlar, tüm kullanıcıların şifrelerini hemen değiştirmesi gerektiğini vurguluyor.

Bu sızıntı, tarih boyunca yaşanan en büyük veri ihlallerinden biri olarak kayıtlara geçti. Siber suçluların kişisel bilgilerinize ve çevrimiçi hesaplarınıza benzeri görülmemiş bir erişim sağladığı belirtiliyor. Üstelik sızan bilgiler eski değil, yakın zamanda ele geçirilmiş “güncel” verilerden oluşuyor.

Sızan bilgiler sadece Apple, Facebook ve Google hesaplarıyla sınırlı kalmadı. Instagram, Microsoft, Netflix, PayPal, Roblox, Discord, Telegram, GitHub ve 29’dan fazla ülkede çeşitli devlet hizmetlerinin hesap bilgileri de açığa çıktı. Türkiye dahil pek çok ülkeden kullanıcıların verilerinin de sızmış olabileceği belirtiliyor.

Uzmanlar, bu tür bilgilerin dolandırıcılık, banka hesaplarından para çalma, sahtekarlık ve spam saldırıları gibi tehlikeli amaçlarla kullanılabileceğini ifade ediyor.

Siber güvenlik araştırmacıları, sızan verilerin çoğunun “infostealer” adlı zararlı yazılımlar aracılığıyla toplandığını açıkladı. Bu tür kötü amaçlı yazılımlar, bilgisayarlara sızıp kullanıcıların giriş bilgilerini, finansal verilerini ve diğer kişisel bilgilerini çalıyor.

Verilerin büyük çoğunluğu çok sayıda kişinin hesaplarının en azından bir kısmının ele geçirilmiş olabileceğini gösteriyor. Bu da kullanıcıların artık siber saldırılara karşı daha savunmasız olduğunu ortaya koyuyor.

CyberNews adlı güvenlik platformunun araştırmacıları, kullanıcılara şu tavsiyelerde bulunuyor: Şifrelerinizi hemen değiştirin, iki faktörlü kimlik doğrulamayı (2FA) etkinleştirin ve hesaplarınızı düzenli olarak kontrol edin. Özellikle bazı sızan veri kümelerinde çerezler ve oturum bilgileri gibi yöntemlerle 2FA korumasının aşılabileceği uyarısı yapıldı.

Yubico web güvenlik firmasının İngiltere direktörü Niall McConachie ise bu sızıntının, klasik şifrelerin artık yeterli olmadığını gösterdiğini belirtti. Daha güvenli olan ve şifre kullanmadan giriş yapılmasını sağlayan “passkey” yöntemlerinin yaygınlaştırılması gerektiğini söyledi.

Sonuç olarak, milyonlarca kullanıcı için kritik bir güvenlik alarmı verilmiş durumda. Hesaplarınızın güvenliği için şifrenizi hemen değiştirip, mümkünse iki faktörlü koruma kullanmanız hayati önem taşıyor.

Okumaya devam et

ALTIN - DÖVİZ - KRIPTO PARA

Trump iki hafta süre verdi: İran’a ani saldırı riski ‘şimdilik’ azaldı

Yayınlanma:

|

Yazan:

FED Başkanı Powell’ın yüksek belirsizlik ortamında temkinli davranarak, Trump’ın tarifelerinin etkileri netleşmeden faiz indirimi yapmadığı hatta “şu an ne olacağını kimse bilmiyor, biz de bekleyip göreceğiz.” dedi olağan toplantısının ertesi günü, İsviçre Merkez Bankası politika faizini 25 baz indirerek üç yıl önceki %0 seviyesine geri çekti. Norveç Merkez Bankası ise dün sürpriz bir şekilde politika faizini 25 baz puan indirerek %4,00 seviyesine çekti. Bu, bankanın 2020’den bu yana gerçekleştirdiği ilk faiz indirimi oldu. İngiltere Merkez Bankası ise faizini beklendiği üzere %4,25 seviyesinde sabit bırakırken, gevşemeye açık kapı bırakması dikkat çekti.

Akabinde sahneye çıkan TCMB, jeopolitik gelişmeleri ve tarife savaşlarının getirdiği belirsizliğe işaret edere politika faizini %46 seviyesinde sabit bırakırken, beklentimizin aksine faiz koridorunu simetrik bir hâle de getirmedi. Mevcut belirsizlik ortamında, ihtiyaç olması durumunda, borç verme faizi oranını %49 seviyesinde bırakarak aslında 300 baz puan ilave sıkılaşma esnekliğini korudu. Son günlerde AOFM, TCMB’nin politika faizi olan %46 seviyesine gerilerken, dün BIST repo faizi (TLREF) ise %47 seviyesine yükseldi.

Tansiyonun artmadığı günlerde iş gören faizin %46’ya yeniden gerileyeceğini düşünüyoruz. TCMB’nin şahin bir duruş sergilemesine rağmen, eğer işler önümüzdeki 45 gün içerisinde ‘çirkinleşmezse’, Temmuz toplantısında kuvvetli bir faiz indirim ihtimalinin oldukça yüksek olduğunu düşünüyoruz! Biraz daha büyük resimden bakarsak, Temmuz’da en az 350 baz puan faiz indirimi beklerken, sene sonu politika faizinin %35 seviyesine gerilemesini bekliyoruz.

Dönelim kararın piyasa yansımasına…  USDTRY kuru dün gün 39,25 seviyelerinde tamamlaması ardından bu sabah, pazartesi valörlü işlemlerde, gerek üç günlük fonlama maliyet gerekse de hafta sonu riski almak istenmemesi nedeniyle ilk işlemlerin 39,65 seviyelerinden eşleştiğini görüyoruz. Yüksek faiz ortamının şirketler üzerinde baskı kurması, finansman maliyetlerinde artışın yarattığı kârsızlık sorunu, üzerine tuz biber olan jeopolitik gelişmeler ve petrol fiyatlarının yüksek seyri, hisse senedi cephesinde havanın bozulmasına neden oldu: BİST100 endeksi günü %1 düşüle tamamlarken, haftanın genelinde şimdilik %2,25 düşüş sergiledi. Ana endekste aşağıda 9,000 yukarıda ise 9,700 oyun sahasının çizgilerini temsil ediyor. Kırdığı yöne doğru hareketin ivme kazanmasını bekliyoruz. CDS risk primi bebek adımları ile 315 baz puan seviyesine yükselirken, TCMB’nin şahin duruşuna paralel iki yıl vadeli gösterge tahvil basit faizi yeniden %40 seviyesinin altına geriledi.

Türkiye ile ilgili paragrafı kapatmadan, TCMB ve BDDK’nın haftalık verilerine de bakmak isterim. 13 Haziran ile sona eren haftada, yurt içi yerleşiklerin parite etkisinden arındırılmış döviz hesapları (DTH) 2,9 milyar dolar artış kaydetti. Bu rakam bir önceki hafta yine kurumsal müşteriler kaynaklı 2,6 milyar dolar azalmıştı. Bu nedenle çok fazla anlam yüklemek istemedik. BDDK verisine göre, KKM hacmi 5,2 milyar TL azalışla 566 milyar TL seviyesine geriledi. KKM hacmi çok küçüldüğünden azalış hızı da iyice ivme yitirdi. KKM’nin toplam mevduat stokundaki payı %2,5 seviyesine gerilerken, DTH ve KKM’nin toplamdaki payı ise önceki haftaya göre önemli bir değişim göstermeden %41 oldu (TL payı ise ~ %59). TCMB’nin 18 Haziran valörlü işlemlerinde net yabancı para pozisyonu yaklaşık 0,6 milyar dolar artışla manşet rakam 24,3 milyar dolar seviyesine geldi (bakınız grafik). Daha geniş bir açıdan bakarsak, sene sonunu ile siyasi iklimin değiştiği 19 Mart arasında 22 milyar dolar biriktiren TCMB, 19 Mart ile 28 Nisan arasında 50 milyar dolar rezerv kaybetmesi ardından yeniden yavaş yavaş rezerv biriktirmeye çabaladığını görüyoruz. Yabancıların menkul kıymet pozisyonu net anlamda 1,1 milyar dolar iyileşirken, hisse senetlerine ilginin yeniden tırmandığını da not edelim.

ABD piyasalarının Juneteenth tatili nedeniyle kapalı olması, Asya seansına net yön vermedi. Bu sabah ABD vadeli işlemlerinde %0,25 oranında düşüşler göze çarparken, yeni gün başlangıcında Pasifik’in diğer ucunda ise iyimser bir seyrin hâkim olduğunu görüyoruz. Kore ve Hong Kong borsaları %1’in üzerinde yükselirken, gösterge endeks Tokyo borsası, güçlenen YEN nedeniyle yatay bir seyir izliyor. Japonya’da Mayıs ayında çekirdek enflasyon gıda fiyatlarının öncülüğünde yıllık %3,7’ye yükselerek son iki yılın zirvesine çıktığını ve merkez bankasının hedefinin üstünde kalmaya devam ettiği görüyoruz.

İsrail-İran savaşının şiddetlenmesi ve Trump’ın olası ABD müdahâlesine yönelik kararını iki hafta içinde açıklayacak olması, küresel piyasalarda temkinli iyimser bir seyre yol açtı. Petrol fiyatları jeopolitik risklerle desteklense de, Brent bu sabah %2,5 düşüşle 76,80 dolar seviyesine geriledi (son üç haftada yükseliş %19). Benzer bir etkinin kıymetli madenler cephesinde de etkili olduğunu görüyoruz. Altının ons fiyatı hafta genelinde %2,25 düşüşle 3,350 dolar seviyesine gerilerken, gümüşün ons fiyatı ise hafta başı 37,30 dolar seviyesine kadar yükselmesi ardından 35,80 seviyesine geri çekildi. Benzer bir şekilde riskin arttığı son günlerde değer kazanan dolar da (DXY) bu sabah kazanımlarını geri verdi.

Bu arada haftaya yapacağım sunum için çalışırken, Hürmüz Boğazı’nı ve İran’ın ihracatı hakkında derinlemesine araştırma yaptım. ABD ile Çin arasında başlayan jeostratejik rekabetin tetiklediği tarife savaşları tüm haşmetiyle devam ederken, İran’ın ihraç ettiği petrolün %90’ını kim alıyor biliyor musunuz? Evet, Çin! Büyük resimde, daha önce de değindiğim üzere, İsrail’in son dönemde Hamas ve Hizbullah gibi örgütlere yönelik artan operasyonel baskısı, İran’ın askeri ve nükleer altyapısına doğrudan saldırı ile uzun süredir beklenen ancak ertelenen rejimi devirme sürecinin fiilen başlaması, Suriye, Lübnan ve Irak gibi ülkelerdeki güç boşluklarını hep birlikte geniş bir açıdan değerlendirmek gerekiyor. Bu yeni tablonun şimdilik enerji fiyatları ve güvenlik politikaları üzerinden Türkiye’ye olumsuz etkisi ön planda olsa da, İran’ın etkisinin zayıflaması, Türkiye’nin diplomatik ve jeopolitik manevra alanını genişletebilir. Suriye’nin kuzeyindeki terör yapılarının tasfiyesi, PKK’nın silah bırakma sürecinin hızlanması ve belki de Kıbrıs’a kadar uzanacak daha dengeli bir diplomasi ortamının oluşması gibi olumlu gelişmelerin de önünü açabileceğini düşündüğümüzün altını bir kez daha çizmek istiyoruz. Tüm bu gelişmelerin belki de en dikkat çekici sonuçlarından biri ise, Çin’in enerji arz güvenliği açısından daha kırılgan ve dışa bağımlı hâle gelmesidir.

Mali piyasaların gündeminde bugün Türkiye cephesinde tüketici güven endeksi ve merkezi yönetim borç stoku, dışarıda ise İngiltere’de perakende satışlar ve ABD Philadelphia FED endeksi takip edilebilir. Herkese güzel bir hafta sonu dileriz.

TCMB net döviz pozisyonu (tüm swaplar ve hazine dövizleri hâriç)

1750393777de952173ce1360eb447297a426318bf9_1_1200.jpg

Emre Değirmencioğlu

Okumaya devam et

FARK YARATANLAR

FARK YARATANLAR

KATEGORİ

ALTIN – DÖVİZ

Altın Fiyatları

BORSA

KRIPTO PARA PİYASASI

TANITIM

FACEBOOK

Popüler

www bankavitrini com © "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan, BANKA VİTRİNİ'nde yer alan yazar ve çevirmenlerine ait herhangi bir yazı, çeviri, makale ve haber izin alınmadan basılı olarak ya da internet ortamında kullanılamaz, çoğaltılamaz, yayınlanamaz. İzinsiz kullananlar hakkında hukuki yollara başvurulacaktır. "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan tüm özgün yazıların içeriğinden yazarları sorumludur. www.bankavitrini.com'da yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti, aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler, mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Yer alan yazılarda herhangi bir yatırım aracı; Hisse Senedi, kripto para biriminin veya dijital varlığın alım veya satımını önermiyor. Bu nedenle sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi, beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Lütfen transferlerinizin ve işlemlerinizin kendi sorumluluğunuzda olduğunu ve uğrayabileceğiniz herhangi bir kaybın sizin sorumluluğunuzda olduğunu unutmayın. © www.bankavitrini.com Copyright © 2020 -UŞAK- Tüm hakları saklıdır. Özgün haber ve makaleler 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu korumasındadır.