Connect with us

BANKA HABERLERİ

Yüzde 65 faizle firmalar nasıl döner: İflaslar ve işsizlik patlar!

Merkez Bankası’nın politika faizini yüzde 50’ye çıkarmasının ardından ticari ve bireysel kredi faizleri de arttı. İhtiyaç kredilerindeki artış, 40-200 baz puan arasında kalırken, ticari kredi faizleri 700 baz puana kadar çıktı.

Yayınlanma:

|

Merkez Bankası’nın Para Politikası Kurulu toplantısında yaptığı faiz artışı sonrası bankacılık sektörü de kredi faiz oranlarını yeniden düzenledi. Zaten geçen hafta ihtiyaç ve ticari kredi faizlerini artıran bankacılık sektörü yeni haftaya da tüm kredi kanallarında faiz artışıyla başladı.

Ekonomim’de yer alan Şebnem Turhan habere göre, Merkez Bankası’nın geçen haftaki 500 baz puanlık faiz artırımı kredi faiz oranlarına hemen yansıdı. Bankalar ihtiyaç kredi faizlerini 40-200 baz puan arasında yükseltirken ticari kredi faizlerinde de 700 baz puanlık artırımlar gerçekleşti. İhtiyaç kredisinde aylık yüzde 6 seviyeleri ticari kredi faizinde ise yıllık yüzde 59-75 seviyeleri artık normalleşti. Merkez Bankası, ihtiyaç ve ticari kredilerde bankalara büyüme sınırı uyguluyor. İhtiyaç ve taşıt kredilerinin yanı sıra yeni haftaya konut ve taşıt kredi faiz oranları da artışla başladı.

Bir haftada faiz artışı yüzde 13,5

Merkez Bankası’nın sıkı para politikasının gecikmesiz ilk yansıdığı alan daima kredi faizleri oluyor. Merkez Bankası’nın mart ayı Para Politikası Kurulu toplantısında yüzde 45 olan politika faizini yüzde 50’ye çıkarmasının hemen ardından bankacılık sektörü tüm kredi faizlerinde ayarlamaya gitti. Bankacılık sektörü kaynaklarının verdiği bilgiye göre bazı bankalarda yüzde 52 seviyesinde olan ticari kredi faizi yeni haftaya yüzde 59 seviyesinden başladı. Bu 7 puanlık artış neredeyse bir haftada ticari kredi faizinin yüzde 13,5 artışa uğradığını gösteriyor. Bazı bankaların internet sitelerinde yer alan bilgilere göre ise ticari kredi faizinde yüzde 75’e kadar çıkan oranlar göze çarpıyor. Bankacılık sektörü kaynakları ortalamada ise yüzde 59-65 arasında ticari kredi faizleri ağırlıklı.

Belli miktarlar üst yönetime soruluyor

Merkez Bankası mart ayı başında ticari kredilerde bankaların aylık büyüme sınırını yüzde 2,5’ten yüzde 2’ye indirdi. Ancak ticari kredide sınırlar bununla kalmıyor. Şirketler yüksek ticari kredi faizi oranlarını kabul etse de bankacılık sektörü kaynaklarının verdiği bilgiye göre banka banka farklılık göstermekle birlikte yüzde 2 aylık kredi büyüme sınırının yanı sıra banka üst yönetimlerinin uyguladığı kısıtlar da bulunuyor. Bazı bankalarda 500 bin – 1 milyon arası ticari kredi talepleri banka üst yönetimine sorulmadan onaylanamazken, en fazla 200-300 milyon lira seviyesinde kredilere şubeler karar verebiliyor.

TL tahvil stoku 385 milyar lirayı aştı

Bankaların ticari kredi iştahı oldukça düşük iken reel sektörün de bu faizlerle talebi artırması da çok beklenmiyor. Bankacılık sektörü kaynaklarının verdiği bilgiye göre çok sıkışık durumda olan şirketler kredi kanallarına başvuruyor yapabilen şirketler ise tahvil ihracına yöneliyor. Oldukça zayıf olan tahvil sektörü son dönemdeki sıkılaştırmanın etkisiyle hızlı büyüyor. TL cinsi tahvil ihraçları kredi kanallarının açık faiz oranlarının düşük olduğu 2022 yılında sadece 12 milyar lira iken 2023 yılında 229 milyar liraya yükseldi. 2024 yılının ilk iki ayında ise tahvil ihraçları 127.3 milyar liraya ulaştı. Toplam TL tahvil stoku da 385 milyar lirayı geçti.

Bankalar sübvansiyonsuz tarımsal kredi faizlerini de yükseltti. Bazı kamu bankalarında yüzde 47 olan çiftçi kredi faiz oranı da yüzde 51’e çıkarken bazı özel bankalarda ise yüzde 60’a kadar ulaştı.

İhtiyaç kredi faizi de artışla başladı

İhtiyaç kredi faizini bankacılık sektörü daha geçen hafta artırmıştı. Bu yeni haftaya da yine artışla girildi. Geçen hafta yüzde 4,3 olan bir özel bankanın ihtiyaç kredi faizi bu hafta yüzde 6’ya çıkarken, bazı kamu bankalarında yüzde 4,94 olan ihtiyaç kredi faizi yeni haftaya yüzde 5,34 ile başladı. Bazı bankalarda 2 puana yakın artış yapılırken bazı bankalarda da 0.5 puanlık artışlar görüldü. İhtiyaç kredi faizinin yanı sıra konut ve taşıt kredi faiz oranlarında da yükselişler var. Bazı kamu bankalarında konut kredi faizi yüzde 4,29’a kadar çıktı. Aylık yüzde 2 büyüme sınırı olan taşıt kredisinde de faiz oranları geçen hafta sert yükselmiş ve yüzde 3,99 seviyelerinden yüzde 4,29’a çıkarılmıştı bu haftaya ise en düşük yüzde 4,5 seviyesinden taşıt kredisi kullandırımı gerçekleştiriliyor.

Kredi kartıyla ödemeler yüzde 166 arttı

Parasal sıkılaştırma kredi kartı faizlerine yansıtılmıyor. Merkez Bankası sadece kredi kartından nakit çekim ve kredili mevduat hesapları faiz oranlarının yüzde 5’e çıkarılmasını düzenledi. Ancak kredi kartı faiz oranı halen yüzde 3,66, gecikme faiz oranı da yüzde 3,96 seviyesinde. Bu oranlar kredi kartı kullanımının artış hızının kesilmemesi sonucunu da doğuruyor.

Bankalararası Kart Merkezi (BKM) verilerine göre, kredi kartları, banka kartları ve ön ödemeli kartlarla şubat ayında yapılan toplam ödeme tutarı geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 152 artarak 1,01 trilyon lira oldu. BKM, şubat ayına ilişkin verilerini açıkladı. Buna göre, şubat ayı itibarıyla Türkiye’de kredi kartı sayısı 120.4 milyon, banka kartı sayısı 191.2 milyon ve ön ödemeli kart sayısı 91.8 milyona çıktı. Geçen yılın şubat ayı ile kıyaslandığında kredi kartı sayısında yüzde 18, banka kartı sayısında yüzde 11, ön ödemeli kart sayısında ise yüzde 23’lük artış yaşandı. Toplam kart sayısı ise yüzde 15 artarak 403,4 milyona ulaştı. Kartlı ödemelerin 843.1 milyar lirası kredi kartları ile yapılırken, 150,3 milyar lirasında banka kartları, 19 milyar lirasında ise ön ödemeli kartlar kullanıldı. Ödemelerde büyüme oranı, kredi kartlarında yüzde 166, banka kartlarında yüzde 94, ön ödemeli kartlarda ise yüzde 184 oldu. İnternetten kartlı ödemeler ise geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 177 artarak 294 milyar liraya yaklaştı. İnternetten yapılan kartlı ödemelerin toplam içindeki payı yüzde 26 oldu.

Okumaya devam et

BANKA HABERLERİ

Garanti BBVA’dan 3,5 trilyon TL’lik sürdürülebilir finansman taahhüdü

Garanti BBVA belirlediği 400 milyar TL’lik sürdürülebilir finansman hedefini, 2025’in ilk yarısında tamamladığını yeni hedefinin ise 2029 yılının sonuna kadar 3,5 milyar dolar olarak açıkladı.

Yayınlanma:

|

Yazan:

Garanti BBVA, 2018–2025 dönemi için belirlediği 400 milyar TL’lik sürdürülebilir finansman hedefini, 2025’in ilk yarısında tamamladığını açıkladı. Bu başarının ardından banka, 2018–2029 yıllarını kapsayan yeni hedefini 3,5 trilyon TL olarak paylaştı.

Garanti BBVA bu taahhütle; iklim değişikliğiyle mücadele, doğal sermayenin korunması, döngüsel ekonomi, sosyal kalkınma ve finansal kapsayıcılık alanlarında güçlü etki yaratmayı amaçlıyor.

Bu rakam, Türkiye’de faaliyet gösteren bankalar arasında en yüksek sürdürülebilir finans taahhüdü oldu.

Garanti BBVA, 2029 yıl sonuna kadar yaklaşık 3,1 trilyon TL’lik yeni kaynağı sürdürülebilir yatırımlara yönlendireceğini taahhüt ediyor

Garanti BBVA Genel Müdürü Mahmut Akten, bu performansta, sürdürülebilirliği stratejik öncelik haline getirmelerinin önemli bir rol oynadığını vurguladı. Akten, yeşil/sosyal kredilerden çevreci taşıt kredilerine, sürdürülebilir tahvillerden, çevresel ve sosyal yatırımlarda aktif danışmanlık hizmetlerine ve su verimliliğiyle ilgili projelere yönelik “mavi finans” gibi sürdürülebilir finansman ürünü sunduklarını söyledi.

Mahmut Akten, yeni hedefi ise şu sözlerle değerlendirdi: “Şimdi, bu başarıyı daha ileri taşıyarak 2029 yılı sonuna kadar 3,5 trilyon TL’lik sürdürülebilir finansman sağlamayı taahhüt ediyoruz. Bu yeni hedef, yalnızca hacim açısından değil, sürdürülebilir finansman hızımız açısından da çarpıcı bir sıçrama anlamına geliyor. 2025’in ikinci yarısından 2029 sonuna kadar yaklaşık 3,1 trilyon TL’lik yeni kaynağı sürdürülebilir yatırımlara yönlendireceğiz. Bu taahhüdün büyüklüğü, Türkiye’nin düşük karbonlu ve kapsayıcı bir geleceğe geçişinde Garanti BBVA’nın giderek daha da etkin bir rol üstleneceğini gösteriyor.”

BBVA Grubu’nun küresel taahhüdü 1 trilyon euro

Garanti BBVA’nın ana hissedarı BBVA Grubu, 2018-2025 yılları için ilk etapta 100 milyar euro sürdürülebilir finansman hedefi koymuştu. Hedef önce 300 milyar euroya çıkarıldı ve 2024 yılı sonunda tamamlandı. Grup şimdi, 2025–2029 dönemi için 700 milyar euroluk yeni taahhütle toplam hedefini 1 trilyon euroya yükseltti.

BBVA’da Türkiye’nin Payı yüzde 9’a yükseldi

2025’in ilk dört ayında BBVA Grubu’nun sağladığı toplam sürdürülebilir finansmanın yaklaşık 140 milyar TL’si Garanti BBVA tarafından sağlandı. Bu rakamla Türkiye’nin BBVA Grubu içindeki payı sürdürülebilir finansman rakamların raporlanmaya başlandığı 2018 yıllarındaki yüzde 3 seviyesinden bugün yüzde 9’a yükselmiş durumda.

Okumaya devam et

BANKA HABERLERİ

Tahvil Yerine Kredi: Türk Şirketlerinin Finansman Kaderi

Yayınlanma:

|

Yazan:

Türkiye’de reel sektörün finansman ihtiyacını karşılamak için en çok başvurduğu yöntem banka kredileridir. Oysa gelişmiş finansal sistemlerde şirketler, uzun vadeli ve daha uygun maliyetli fon sağlamak için sermaye piyasalarında borçlanma araçlarına, özellikle tahvil ihraçlarına yönelmektedir. Peki Türkiye’de reel sektör neden bu imkândan yeterince yararlanamıyor?

Tahvil İhracının Önündeki Ekonomik Engeller

Tahvil piyasasının gelişmesi; makroekonomik istikrar, faiz oranlarının öngörülebilirliği, düşük enflasyon, istikrarlı döviz kuru, düşük kamu borçlanma ihtiyacı ve yüksek kredi notu gibi birçok değişkene bağlıdır. Ancak:

  • Türkiye’nin ülke kredi notu düşüktür ve bu doğrudan özel sektörün notunu da sınırlamaktadır.

  • Yüksek enflasyon ve faiz oranları, borçlanma maliyetlerini tahvil piyasasında da yükseltmektedir.

  • Kamu kesiminin sürekli yüksek borçlanma ihtiyacı, özel sektörün tahvil ihraçlarını piyasadan dışlama etkisi (crowding out) ile sınırlamaktadır.

Hukuki ve Kurumsal Güven Eksikliği

Sadece ekonomik değil, hukuki ve politik güvensizlik de yabancı ve yerli yatırımcıların özel sektör tahvillerine ilgi göstermemesine yol açıyor. Güçlü bir ikinci el tahvil piyasası oluşmadığı için yatırımcılar uzun vadeli bağlayıcı enstrümanlara mesafeli durmaktadır.

Banka Kredilerine Bağımlılığın Sonuçları

Bu nedenlerle reel sektör, finansmana erişimde tek kanal olarak bankaları kullanmak zorunda kalıyor:

  • Yüksek maliyetli ve kısa vadeli kaynaklara mahkûm olunuyor.

  • Kredi sınırlamaları, özellikle ekonomik kriz dönemlerinde işletmeleri zorluyor.

  • Kredi vadelerinin kısalığı ve esneklik eksikliği, uzun vadeli yatırım planlarını zorlaştırıyor.

Finansman Araçlarında Çeşitlilik Şart

Türkiye’de reel sektörün daha güçlü, sağlıklı ve uzun vadeli kaynaklara erişebilmesi için:

  • Makroekonomik göstergelerin iyileştirilmesi,

  • Sermaye piyasalarının derinleştirilmesi,

  • Hukuki güven ortamının sağlanması,

  • Tahvil piyasası için ikincil piyasa likiditesinin artırılması büyük önem taşımaktadır.

Onur ÇELİK-CFO/YMM

 

Okumaya devam et

Ali Coşkun

YÜKSEK BANKA KREDİLERİ

Yayınlanma:

|

Yazan:

Bankalar ekonomik sistemin en önemli finansal aktörleri olarak faaliyet gösterir. Her banka özünde kâr amacı güden bir ticari kuruluştur.

Kredi verirken öncelikle kendi risklerini ve menfaatlerini gözetmek zorundadır. Kullandırdıkları kredilerin faiz oranı veya kar payı, komisyon yapısı, vade şartları da bu doğrultuda belirlenmektedir.

Bugün piyasada bileşik faiz oranları TL cinsi kredilerde %60-65, döviz cinsi kredilerde ise %14-16 bandındadır.

Ayrıca bankaların sigorta, dosya masrafı, kredi tahsis ücreti ve banka ürün satışları gibi birçok kalemi kredi paketine dahil ettiği görülüyor.

Yani faiz veya kar payı dışında çok sayıda gizli maliyetle karşı karşıya kalınıyor.

Firmalar bu şartlar altında yalnızca finansmana erişmekle kalmıyor aynı zamanda ağır bir maliyet yükünü de sırtlanıyorlar.

Bankalar, firmalara kredi limitleri oluştururken sektörel karlılık oranlarına azami dikkat ederler. Ancak burada ciddi bir çelişki var. Bankalar kredi tahsisinde sektörün brüt kâr marjlarını esas alırken, mevcut kredi maliyetleri bu oranları çoktan aşmış durumdadır.

Brüt kâr marjı sektörlere göre ortalama %25-30 arasında değişirken, firmalar %65’in üzerinde bileşik faizle TL borçlanıyor.

Bu koşullarda, kâr eden değil borcunu çevirebilen firma başarılı kabul ediliyor. Bu ne finansal sürdürülebilirliğe ne de sağlıklı bir ekonomiye hizmet eder.

Şu an firmalar yalnızca yüksek faizle değil aynı zamanda yüksek enflasyon, düşük iç talep, yüksek maliyetler, düşük kâr, kur baskısı, iç ve dış pazarlardaki daralma, krediye erişim ve jeopolitik risklerle mücadele etmek zorunda kalıyor.

İhracatçı firmalar için döviz kuru reel anlamda destekleyici olmaktan çıkmış, rekabet gücünü zayıflatıcı bir unsura dönüşmüştür.

Bu koşullar altında firmaların ayakta kalması tesadüf değil direnç ve stratejik yönetimin bir sonucudur. Ama bu direncin ne kadar sürdürülebileceği ise meçhuldür.

Bugün konkordato alan, iflas eden şirketlere şaşırmak yerine bu ortamda hâlâ üretmeye, istihdam yaratmaya, ihracat yapmaya devam eden firmalara hayranlık duymalıyız.

Asıl konuşulması gereken, bu firmaların nasıl hayatta kaldığı ve ne tür stratejiler geliştirdiğidir. Zira bu firmalar sadece kendi faaliyetlerini değil aynı zamanda ekonominin can damarlarını da ayakta tutmaktadır.

Enflasyonla mücadele elbette gereklidir.Ancak bunu yaparken reel sektörü göz ardı etmek hastayı tedavi ederken organlarını iflas ettirmek gibidir.

Faiz politikaları ve sıkılaşma adımları kısa vadede enflasyonu aşağı çekebilir ama ardında üretim yapamayan, borç yükü altında ezilen ve finansmana erişemeyen bir özel sektör kalırsa bu başarı neye yarar?

Bugün geldiğimiz noktada reel sektörün sesine daha fazla kulak verilmesi gerekiyor.

Kredi maliyetlerinin düşürülmesi, finansmana erişimin kolaylaştırılması ve firmaların üzerindeki dolaylı maliyetlerin azaltılması şarttır.

Aksi takdirde sadece bugünü değil yarının üretim kapasitesini ve ekonomik bağımsızlığını tehlikeye atmış oluruz.

Ali COŞKUN-Finans Danışmanı
0 530 787 84 39
[email protected]

Okumaya devam et

FARK YARATANLAR

FARK YARATANLAR

KATEGORİ

ALTIN – DÖVİZ

Altın Fiyatları

BORSA

KRIPTO PARA PİYASASI

TANITIM

FACEBOOK

Popüler

www bankavitrini com © "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan, BANKA VİTRİNİ'nde yer alan yazar ve çevirmenlerine ait herhangi bir yazı, çeviri, makale ve haber izin alınmadan basılı olarak ya da internet ortamında kullanılamaz, çoğaltılamaz, yayınlanamaz. İzinsiz kullananlar hakkında hukuki yollara başvurulacaktır. "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan tüm özgün yazıların içeriğinden yazarları sorumludur. www.bankavitrini.com'da yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti, aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler, mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Yer alan yazılarda herhangi bir yatırım aracı; Hisse Senedi, kripto para biriminin veya dijital varlığın alım veya satımını önermiyor. Bu nedenle sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi, beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Lütfen transferlerinizin ve işlemlerinizin kendi sorumluluğunuzda olduğunu ve uğrayabileceğiniz herhangi bir kaybın sizin sorumluluğunuzda olduğunu unutmayın. © www.bankavitrini.com Copyright © 2020 -UŞAK- Tüm hakları saklıdır. Özgün haber ve makaleler 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu korumasındadır.