Connect with us

EKONOMİ

Enflasyonun kontrolden çıktığı endişesi küresel paniğe dönüştü!

Yayınlanma:

|

  • Cuma günü ABD’de açıklanan ve beklentileri aşan enflasyon verisi ardından küresel mali piyasalarda büyük çaplı bir türbülans yaşanıyor. Paniğin arkasında elbette yüksek enflasyon, FED’in de buna paralel para politikasını sertleştirerek daha da agresifleşeceği ve sonuç olarak ekonomilerin resesyon (durgunluk) riski ile karşı karşı kalacağı endişesi, dolar hariç tüm varlık sınıflarında büyük çaplı kayıpların yaşanmasına neden oluyor. 
  • Risk-on döneminde (yani risk iştahının bol para ve düşük faizlerle yüksek olduğu) şaha kalkan kripto paralar, son haftalarda yaşanan panik satışları ile hasar tespit sıralamasından ilk sırada yer aldı. Programlanabilir para Ethereum, son 10 haftadır soluksuz düşüşünü devam ettirerek 3,580 dolardan bu hafta 1,000 doların kıyısına kadar gerileyerek %70 değerini kaybetti. Benzer bir şekilde, direnişin parası Bitcoin, 28bin dolar seviyesindeki destek seviyesini koruyamayarak benzer bir şekilde 21bin dolar seviyesine kadar gerileyerek Aralık 2020’den bu yana en düşük seviyesini test etti. Teknik mânâda daha da aşağıda 19bin dolar seviyesine dikkat edeceğiz. 
  • Kripto paralarda günlük bazda %20’ye varan kayıplar sonrası, coinmarketcap verilerine göre, kripto para piyasasının da toplam değeri 1 trilyon dolar seviyesinin altına sarktı. Hatırlanacağı üzere 2021’in son çeyreğinde, kripto paraların piyasa değeri 3 trilyon dolar seviyesine yaklaşmıştı. Bu bakış açısıyla, 2 trilyon doların buharlaştığını söyleyebiliriz! 
  • Hisse senetler, kripto parlalar derken, kıymetli madenler de dün dolar fırtınasından nasibini aldı. ABD enflasyon verisi ardından haftayı 1,871 dolar seviyesinde kapatan altın, dün havanın bozulmasına paralel teknik mânâda önemli bir seviye olan 1,865 doların altına sarkarak günü 1,818 dolardan tamamladı. Altında Cuma’dan Pazartesiye düşüş %3 seviyesinde gerçekleşti. 22 dolar seviyesindeki teknik bölgenin üzerinde bir türlü tutunamayan gümüş de, dün adeta havlu atarak 21 dolar seviyesine kadar satıldı.  
  • Petrolün varil fiyatı kritik teknik seviye olan 123 doların hemen altında işlem görmeye devam ederken, güvenli liman doların talep görmesi ile DXY süratle 105 dolar seviyesinin de üzerine çıkarak 2003 yılından bu yana en yüksek değere ulaştı. Doların tüm varlıkları âdeta ezmesi ile GBPUSD paritesi yeniden 1,21 ; EURUSD paritesi is ise 1,04 seviyesine gevşedi. Sterlin cephesinde 1,2080 seviyesinin altında haftalık kapanış durumunda, covid döneminde test edilen 1,14 seviyesine kadar grafiklerin boş olduğunun altını çizmemiz gerekiyor. 
  • Şirazesinden çıkan enflasyona paralel, piyasalar, FED’in yılın geriye kalan 5 toplantısının her birinde 50baz puan faiz artırımına gidebileceği beklentisi (hatta 75 baz puan bile konuşulmaya başlandı) ile âdeta büyük bir çöküş ile karşı karşıya kaldılar. En büyük 500 şirketinin işlem gördüğü S&P500 endeksi bir gecede %4 gerileyerek, Ocak zirvesi olan 4,800 puan seviyesinden %22,50 düşüşle ayı piyasasına girmiş oldu. Teknoloji hisselerinde düşüşün de ivme kazanması ile Nasdaq endeksi dün %4,7 geriledi.  
  • Küresel mali piyasalarda dün yaşanan tarihi gün elbette daha da çeşitlendirilebilir. Lâkin, açık bir şekilde görüleceği üzere, büyük bir panik ortamı ile karşı karşıya olan piyasalarda her varlık sınıfında yüksek oranda kayıplar yaşanırken, yatırımcılar panik havasıyla ABD dolarına sığınmaya yani nakde dönmeye çalışıyor. Enflasyonun kontrolden çıktığı inancı ve elbette devam eden savaş, piyasaların karamsar/panik havasının arkasında maalesef itici güç olarak duruyor. 
  • Kripto paralar ve teknoloji hisselerinde yaşanan büyük çaplı kayıplar, kuşkusuz gelişmekte olan ülke para birimlerine de sirayet etti. Dolar, Hindistan Rupisi karşısında tüm zamanların zirvesine yükselirken, gelişmekte olan ülke paraları da büyük çapta kayıplar ile karşı karşıya kaldı. 
  • Dün gelişmiş ülke borsalarında %3-5 arasında yaşanan satışlar içeriye de olumsuz yansıdı. Enflasyona karşı güvenli liman olarak yurtiçi yerleşiklerin sığındığı Borsa 100 ana endeksi, günü %1,3 düşüşle tamamlarken, doların herşeye karşı değer kazancı, USDTRY kurunu da 17,30 seviyesinin kıyısına kadar itti. Aralık 2021’de yaşanan gün içi patlamayı bir kenara bırakırsak, dün akşam USDTRY kurunun kapanış değeri 17,27 ile tüm zamanların zirvesine işaret ediyor. Bu arada, kasko primi olarak görülen yabancı nezdinde Türkiye’nin 5 yıl vadeli CDS risk primi 850 baz puana kadar yükselerek 2008 küresel kriz döneminin de ötesine geçtiğini görüyoruz. Bu seviyeleri normal karşılamak mümkün görünmüyor! Reuters hesaplamasına göre, mevcut CDS oranları döviz cinsi dış borçlar için %42 iflas olasılığına işaret ediyor. Gelinen seviyeleri, ispatlanmış ekonomi biliminin aksine izlenen politikaların maalesef bir sonucu olarak okuyoruz. 
  • ABD’de uzun vadeli faizler (30 yıllık) %3,4 seviyesine yükselerek 2018 senesine geri dönerken, resesyonun öncü bir göstergesi olan kısa vadeli faizlerinin uzun vadeli faizlerinin önüne geçmesi de piyasalarda var olan resesyon endişesini adeta perçinledi. Faiz eğrisine bakıldığında, 10 yıllık gösterge tahvil getirisinin (%3,35) 2 yıllık faizin getirisinin (%3,40) altında kalması, resesyon riskini teyit ediyor. Geriye dönük olarak bakıldığında, faiz eğrisi ne zaman bu yönde terse dönmüş bir görünüm sergilese, akabinde resesyon pek de gecikmemiş.  
  • Küresel bazda enflasyonun kontrolden çıktığına yönelik artan endişeler ve önde gelen merkez bankalarının buna karşı faiz silahını daha da etkin bir şekilde kullanacağı yönünde beklenti, topyekûn piyasaları resesyona sürükleyeceği kaygısı ile karamsar hatta panik havasının bu sabah Asya borsalarına da taşındığını görüyoruz. Asya genelinde koyu kırmızı bir renk hâkim olurken, gösterge endeks Tokyo borsası %2 aşağıda işlem görüyor.  
  • FED’in bugün başlayacak ve yarın sonuçlanacak toplantısı öncesinde piyasalarda patlak veren panik havasını ne boyutta dikkate alacağını da kestirmek  mümkün görünmüyor. Bu bağlamda, yukarıda da belirttiğimiz üzere, FED’in yılın geriye kalan 5 toplantısının her birinde 50 baz puan faiz artırımına giderek faiz oranını %3,25 – 3,50 bandına çekeceği beklentisine paralel, yarın akşam toplantı ardından yapılacak açıklamalar ve yol haritası da önemle takip edilecektir. 

>Türkiye CDS

Türkiye’nin 5 yıl vadeli CDS risk primi 850 baz puana kadar yükselerek 2008 küresel kriz döneminin de ötesine geçti. Bu seviyeleri normal karşılamamak gerekiyor. Reuters hesaplamasına göre, mevcut CDS oranları döviz cinsi dış borçlar için %42 iflas olasılığına işaret ediyor. Gelinen seviyeleri, ispatlanmış ekonomi biliminin aksine izlenen politikaların maalesef bir sonucu olarak okuyoruz.  

16551809398fd734cda3ea571e8b2d0dddd5174160_1_1200.jpg

>Cari Denge

 Türk mali piyasalarında dün açıklanan ödemeler dengesi istatistikleri göre, cari denge Nisan ayında 2,7 milyar dolar açık verirken, yılın ilk dört ayında açık 21,1 milyar dolar; son 12 ayda ise açık 25,7 milyar dolar oldu. Geçen yılın aynı döneminde, 4 aylık açık 9,1 milyar dolar, 12 aylık açık ise 31,4 milyar dolar idi. Verinin alt kalemlerinde, bir uyarlama hesabı olan net hata ve noksan kalemini, açıkcası savaş nedeniyle (Rusya ve Ukrayna’dan nakit giriş) merak ediyorduk. Nisan’da 4,5 milyar dolar giriş, yılın ilk dört ayında 11,75 milyar dolar girişe tekabûl ediyor. Sisteme dışarıdan ciddi mânâda giriş olduğunu böylelikle teyit etmiş olduk.

16551809405bd3b2d91c0aae21d062332d57e566f4_2_1200.jpg

İKTİSATBANK

Okumaya devam et

ALTIN - DÖVİZ - KRIPTO PARA

“Nasıl Yatırım Yapılır?” – Kitap Özeti

Yayınlanma:

|

Yazan:

Kitap Künyesi

  • Kitap Adı: Nasıl Yatırım Yapılır?

  • Alt Başlık: Kişisel Yatırımın Cesur ve Yeni Dünyasına Yolculuk

  • Yazarlar:

    • Peter Stanyer

    • Masood Javaid

    • Stephen Satchell

  • Çevirmen: S. Cem Çiloğlu

  • Yayınevi: The Economist Books / Türkçe baskı: Epsilon yayınevi

  • Dil: Türkçe (Orijinal dil: İngilizce)

  • Kapsam: Yatırımın temellerinden başlayarak kişisel finans, portföy yönetimi, risk dağılımı ve yeni nesil yatırım araçlarına kadar geniş bir perspektif sunar.

  • Hedef Kitle: Yatırıma yeni başlayacak bireyler, kişisel finansına yön vermek isteyenler ve stratejik portföy oluşturmak isteyen yatırımcılar.

İçerik Özeti

  • Yatırımın Temel İlkeleri

  • Risk ve Getiri Dengesi

  • Portföy Teorisi

  • Fon Seçimi ve Dağılımı

  • Alternatif Yatırım Araçları (ETF’ler, tahviller, emtialar, kripto varlıklar)

  • Yatırım Psikolojisi ve Karar Alma Süreçleri

  • Güncel Piyasa Gelişmeleri ve Etkileri

“Nasıl Yatırım Yapılır?” – Kitap Özeti

1. Yatırımın Temelleri

Kitap, yatırımın amacını net şekilde tanımlayarak başlar: paranın zaman içindeki değerini korumak ve artırmak. Yatırımcılar için temel kavramlar olan risk, getiri, zaman ufku, likidite gibi konular ele alınır.

📌 Ana fikir: Her yatırım bir risk içerir; önemli olan bu riski bilinçli şekilde yönetebilmektir.

2. Portföy Oluşturma ve Risk Dağılımı (Diversifikasyon)

Yazarlar, yatırımcılara tüm yumurtaları aynı sepete koymamaları gerektiğini anlatır. Portföy oluştururken farklı varlık türleri arasında dağılım yapmanın önemi vurgulanır: hisse senetleri, tahviller, nakit, emtialar, alternatif yatırımlar gibi.

📌 Ana fikir: Sağlam bir yatırım stratejisi; çeşitlendirme, maliyet bilinci ve hedefe uygunlukla mümkündür.

3. Varlık Sınıfları ve Araçlar

Bu bölümde yatırım yapılabilecek başlıca varlıklar detaylı şekilde anlatılır:

  • Hisse senetleri: Uzun vadede büyüme sağlayan ama dalgalı ürünlerdir.

  • Tahviller: Daha düşük riskli, ama sınırlı getirili.

  • Nakit ve mevduat: Güvenli ama enflasyona karşı kırılgan.

  • Alternatif yatırım araçları: Gayrimenkul, hedge fonları, özel sermaye ve son zamanlarda kripto varlıklar gibi yeni trendler.

📌 Ana fikir: Her varlık sınıfının risk-profili farklıdır ve yatırımcının hedeflerine göre seçilmelidir.

4. Zaman ve Psikoloji Faktörü

Yatırımcıların en büyük düşmanlarından biri kendileridir. Korku, açgözlülük, sürü psikolojisi gibi duygusal faktörlerin yatırım kararlarını nasıl etkilediği anlatılır. Piyasa zamanlamasının zor olduğu, uzun vadeli düşünmenin önemi vurgulanır.

📌 Ana fikir: Duygusal kararlar yerine disiplinli bir yatırım stratejisi başarı getirir.

5. Yatırım Stratejileri ve Yaklaşımlar

Pasif ve aktif yatırım farkı, endeks fonlarının avantajları, değer ve büyüme yatırımcılığı gibi farklı yatırım stratejileri açıklanır. Ayrıca, yaşa ve gelir seviyesine göre yatırım stratejileri örneklenir.

📌 Ana fikir: Herkesin yatırım stratejisi kişisel durumuna, hedeflerine ve risk toleransına uygun olmalıdır.

6. Geleceğe Hazırlık ve Yeni Trendler

Kitabın son bölümleri geleceğin yatırım dünyasına odaklanır. ESG (çevresel, sosyal ve yönetişim kriterleri), yapay zeka destekli algoritmalar, robo-danışmanlar, fintech’ler gibi konular ele alınır.

📌 Ana fikir: Yatırım dünyası hızla değişiyor; bilgiye açık ve adapte olabilen yatırımcılar öne çıkacak.

Genel Değerlendirme

Bu kitap, yatırım dünyasına giriş yapmak isteyenler için bilimsel temellere dayalı, pratik ve anlaşılır bir kılavuzdur. Hem yeni başlayanlar hem de stratejisini geliştirmek isteyen yatırımcılar için değerli bilgiler sunar.

Okumaya devam et

EKONOMİ

HÜRMÜZ BOĞAZI KAPANIRSA NE OLUR?

Yayınlanma:

|

Yazan:

Dünya enerji güvenliğinin kalbinde yer alan Hürmüz Boğazı, küresel ticaretin ve petrol taşımacılığının en kritik geçitlerinden biridir. Ancak bu boğazın geçici dahi olsa kapanması, sadece bölgeyi değil, tüm dünya ekonomisini derinden etkileyebilecek bir kriz senaryosudur. Bu yazıda, Hürmüz Boğazı’nın önemi ve kapanmasının olası sonuçları detaylı bir şekilde incelenmektedir.

HÜRMÜZ BOĞAZI’NIN STRATEJİK ÖNEMİ

Hürmüz Boğazı, İran ile Umman arasında yer alır ve Basra Körfezi’ni Umman Denizi’ne bağlar.
Bu dar geçit, dünyanın en büyük petrol üreticilerinden olan Suudi Arabistan, Irak, Kuveyt, İran, BAE ve Katar’ın deniz yoluyla petrol ve doğalgaz ihracatında tek çıkış kapısı niteliğindedir.

  • Günlük yaklaşık 17-20 milyon varil petrol bu boğazdan taşınmaktadır.

  • Bu miktar, küresel petrol ticaretinin yaklaşık %20’sine denk gelir.

  • Ayrıca Katar’ın sıvılaştırılmış doğalgaz (LNG) ihracatının da büyük bölümü bu yoldan geçer.

ENERJİ VE EKONOMİK SONUÇLARI

1. Petrol Fiyatlarında Şok Artış

Hürmüz Boğazı’nın kapanması, arz şokuna yol açar.

  • Petrol fiyatları birkaç gün içinde 150-200 dolar/varil seviyelerine çıkabilir.

  • Enerji ithalatçısı ülkelerde enflasyonist baskılar oluşur.

  • Üretim maliyetleri artar, ekonomiler yavaşlar, stagflasyon riski doğar.

2. Küresel Tedarik Zincirinin Bozulması

  • Asya, Avrupa ve ABD’ye enerji taşıyan petrol tankerleri seferlerini durdurmak zorunda kalır.

  • Enerjiye bağımlı endüstriler (otomotiv, plastik, gübre vb.) ağır darbe alır.

  • Alternatif boru hatları kapasite olarak yetersizdir.

JEOPOLİTİK VE ASKERİ SONUÇLARI

1. ABD-İran Gerilimi Zirveye Çıkar

İran’ın boğazı kapatma tehdidi veya fiilî kapatma girişimi, ABD ve müttefiklerinin askerî karşılık verme ihtimalini doğurur.
Bölgedeki ABD Donanması’nın varlığı bu senaryo için hazırdır.

2. İsrail, Suudi Arabistan ve Körfez Ülkeleri Tetikte Olur

İran’ın bu hamlesi bölge ülkeleri tarafından ulusal güvenlik tehdidi olarak değerlendirilir.
Silahlanma hızlanır, bölgesel çatışma riski artar.

3. Askerî Müdahale ve Savaş Riski

Deniz yolunun açık tutulması için ABD önderliğinde çok uluslu bir askerî müdahale gündeme gelebilir.
Bu durum petrol bölgelerinde bombalamalara, deniz trafiğinin askıya alınmasına neden olabilir.

Irak Dışişleri Bakanı'ndan “Hürmüz Boğazı kapanırsa küresel enerji  piyasasında kriz çıkar” uyarısı

ALTERNATİF ENERJİ ROTALARI VAR MI?

  • Suudi Arabistan ve BAE, bazı petrolünü Hürmüz dışındaki boru hatlarıyla taşıyabilir.
    Ancak bu yolların kapasitesi sınırlı ve tüm ihracatı karşılamaktan uzaktır.

  • Katar LNG’si içinse alternatif güzergâh neredeyse yoktur.

TÜRKİYE’YE ETKİSİ NE OLUR?

  • Türkiye enerji ithalatının büyük kısmını bu bölgelerden sağlamaktadır.

  • Fiyatlar arttığında Türkiye’nin enerji faturası büyür → cari açık artar.

  • Bu durum TL üzerinde baskı oluşturur, enflasyon hızlanır.

Hürmüz Boğazı’nın kapanması, sadece bölgesel değil, küresel bir kriz anlamına gelir. Petrol ve gaz piyasasında arz şoku yaratır, küresel ekonomiyi durma noktasına getirebilir. Jeopolitik gerilimlerin zirveye çıktığı bir ortamda bu boğazın güvenliği, dünya düzeni açısından kırılma noktasıdır.

www.bankavitrini.com

Okumaya devam et

BANKA HABERLERİ

Limonlar Kredi Aldığında: Asimetrik Bilginin Finansal Sistemdeki Yankısı

Yayınlanma:

|

Yazan:

Bankaların kredi sistemlerinde giderek daha sık karşılaştığımız bir tablo var: Gerçek kredi değerliliği taşımayan birey veya işletmelere, sistemsel boşluklar nedeniyle kredi limitleri açılıyor. Kredi puanı iyi görünüyor, limit mevcut—ama geri ödeme kabiliyeti yok. Neye benziyor, biliyor musunuz? George Akerlof’un 1970’te yazdığı kendisine Nobel iktisat ödülü aldıran “limon piyasası”na.

Asimetrik Bilgi Sorunu:

Akerlof’un teorisinde, alıcı ve satıcı arasındaki bilgi dengesizliği nedeniyle kaliteli ürünler (iyi arabalar) piyasadan çekilir, yerine “limonlar” (kötü arabalar) kalır. Bugünün kredi sisteminde ise:

  • Banka, müşterinin gerçek riskini göremiyor (ya da görmek istemiyor).
  • Müşteri, sistemin sunduğu limitlere ulaşıyor, kredi kullanıyor.
  • Böylece finansal piyasada “limon” krediler çoğalıyor: riskli, sürdürülemez, görünürde aktif.

Sonuç Ne Olur?

  • Gerçek değerliliğe sahip kullanıcılar daha pahalı krediye ulaşır.
  • Sistem, kendi içindeki çürüklüğü fark edemez.
  • Uzun vadede bu asimetrik bilgi, toplu bir güven krizine dönüşür. Tıpkı Akerlof’un uyardığı gibi…
  • Finansal sistemler gelişiyor, algoritmalar daha sofistike hale geliyor—ama hâlâ “insanı” göremeyen modellerle çalışıyoruz. Kredi vermek sadece matematik değil; güvenin, bağlamın ve davranışsal içgörünün birleşimidir.
  • “Kredi sadece bir limit değil, bir güven oyudur.”

Kredi sistemleri giderek daha sofistike hale geliyor. Algoritmalar, puanlama sistemleri, dijitalleştirilmiş değerlendirme modelleri… Peki ama hâlâ “insanı” göremeyen bu sistemler gerçekten güvenli mi?

George Akerlof, 1970’te “limon piyasası” teorisini ortaya attığında otomobil piyasasını örnek gösteriyordu. Bugün ise aynı teoriyi bizzat kredi piyasasının içinde yaşıyoruz: asimetrik bilgi, yani tarafların eşit derecede bilgi sahibi olmaması, sistemi yavaş yavaş çürütüyor.

Gözlemlerimden İki Sessiz Hikâye

Firma kârlı göründü, konkordatoya girdi. Bir yıl önce denetimini yaptığım bir firmayla denetim sırasında yaşadığımız bir anlaşmazlık yüzünden yollarımız ayrılmıştı. Geçtiğimiz günlerde konkordato ilan ettiklerini öğrendim. İlginçtir: Banka kredileri denetim sonrası son bir yılda ciddi oranda artmıştı. Bilanço ise temizdi—görünürde. Ama içini bilen biri olarak şunu söylemeliyim: stoklar şişirilmişti. Sayım tutanakları arasındaki fark 3 milyon dolar kadardı.

Stoklar yalansa, bilanço da yalandır. En kolay oynanan kalem de budur çünkü. “Stoklarda 3 milyon dolarlık yapay bir değerleme vardı—bu, bilanço üzerinde kar gibi görünse de gerçekte zarardı.” Bankalar ne yaptı? Kağıt üstündeki görüntüye bakıp kredi verdiler. Mali analizlerin yapamadığı tek şey stok denetimidir, stoklarda ne yazıyorsa kabul edilir. Şu sorularla meşgul olduklarını da hiç zannetmiyorum: Stok sayım tutanak raporu mevcut stoklarla karşılaştırıldı mı? Stok sayım tutanağını kim hazırlamış? Bağımsız denetim mi yoksa şirket personeli mi? Firma son yıllarda matrah artırmış mı? Tedarikçi bakiye hareketleri stok değer hareketleriyle uyumlu mu? Stoklarda dikkat çekici bir durum var mı? Hammadde stoğu mamül stoğundan fazla mı? Şirket ERP sisteminden stok değerleme raporu alındı mı? Sorular çoğaltılabilir.

Çalışanlarına maaşlarını ödemeyen firma, kredi kullanıyor.

Geçenlerde eski bir öğrencim aradı: Çalıştığı firma 3 aydır maaş ödemiyormuş ama aynı zamanda bankalardan kredi kullanmaya devam ediyormuş. Hatta patronunun yeni bir konut satın aldığını duymuş. Bana sorduğu soruya gelirsek: “İş davası açarsam banka hesaplarına bloke konulur mu?

Banka sistemleri SGK kayıtlarını kontrol etse, firmanın 3 aydır sigorta ödemediğini görecekti. Ama görmedi. Çünkü sistem, sadece rakama ve geçmiş skora bakıyor—insan hikâyesine değil.

Sonuç: Algoritmalar Belki Zekidir, Ama Kördür

Bugünün kredi algoritmaları geçmiş veriye dayanır, davranışı anlamaz, öyküyü okumaz. Böylece sistem, Akerlof’un tarif ettiği gibi, limonlarla doluyor: Gerçekte riskli olan ama kâğıt üstünde sorunsuz gözüken kredilerle. Sonuç? Gerçekten sağlıklı, krediye erişimi hak eden işletmeler bu gölgelerin altında kalıyor.

Serhat CAN

Okumaya devam et

FARK YARATANLAR

FARK YARATANLAR

KATEGORİ

ALTIN – DÖVİZ

Altın Fiyatları

BORSA

KRIPTO PARA PİYASASI

TANITIM

FACEBOOK

Popüler

www bankavitrini com © "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan, BANKA VİTRİNİ'nde yer alan yazar ve çevirmenlerine ait herhangi bir yazı, çeviri, makale ve haber izin alınmadan basılı olarak ya da internet ortamında kullanılamaz, çoğaltılamaz, yayınlanamaz. İzinsiz kullananlar hakkında hukuki yollara başvurulacaktır. "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan tüm özgün yazıların içeriğinden yazarları sorumludur. www.bankavitrini.com'da yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti, aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler, mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Yer alan yazılarda herhangi bir yatırım aracı; Hisse Senedi, kripto para biriminin veya dijital varlığın alım veya satımını önermiyor. Bu nedenle sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi, beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Lütfen transferlerinizin ve işlemlerinizin kendi sorumluluğunuzda olduğunu ve uğrayabileceğiniz herhangi bir kaybın sizin sorumluluğunuzda olduğunu unutmayın. © www.bankavitrini.com Copyright © 2020 -UŞAK- Tüm hakları saklıdır. Özgün haber ve makaleler 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu korumasındadır.