Connect with us

BANKA HABERLERİ

BANKALARDA, ‘İHRACATIN YOKSA KREDİ DE YOK’ DÖNEMİ BAŞLADI

Yayınlanma:

|

Ticari Krediler ile ilgili Merkez Bankası ( MB ) 20.08.2022 – Cumartesi günü Resmi Gazete’nin 31929 sayısında yayınladığı 2022/23 nolu Tebliğ ile banka kredi faiz oranları etkileyecek teminat değişikliğe gitti ve bankalara bu yönde yeni teminat yükümlülükleri getirdi. Tebliğ’in ne anlama geldiğini ve piyasadaki karşılığının ne olacağını daha önce yazmıştık.   Tebliğe göre;

“Tebliğ yayımı tarihinden itibaren 2022 yıl sonuna kadar kullandırılacak ticari nitelikteki kredilerde Merkez Bankası tarafından yayımlanan yıllık bileşik referans oranın

  • 1,4 katı üzerinde yıllık bileşik faiz oranıyla kullandırılacak kredi tutarının yüzde 20’si
  • 1,8 katı üzerinde yıllık bileşik faiz oranıyla kullandırılacak kredi tutarının yüzde 90’ı nispetinde menkul kıymet tesis edilmesine karar verilmiştir” şeklinde düzenleme yaptı.

Pratikte bunun anlamı Ticari Kredi faiz oranları % 22,85-29,38 arasında yoğunlaşacağı anlamına geliyor. Kamu Bankaları komisyon dahil %21-22 arasında fiyatlama yaptığını belirtmek gerekir.

Merkez Banaksının Uygulamada faizlerin %50’lere dayandığı düşünüldüğünde faiz oranlarının %29 altına inmesine firmalar sevindirdi. Fakat bazı bankaları yasal olmayacak şekilde yüksek faiz uyguladığına yönelik şikayetler gelmeye başladı. Bu bankaların şubelerine TCMB’nin 10/2/2020 tarihli ve 31035 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan halen geçerli olan Bankalarca Ticari Müşterilerden Alınabilecek Ücretlere İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Tebliğ’in tekrar hatırlatmak isterim . Yok öyle keyfi komisyonlar biline. BDDK murakıpları bu hafta kullandırılan Ticari Kredilerde komisyon oranlarını incelesin lütfen. Tabi düzenleme eski kredileri kapsamadığı için bankaların kullandırdığı yüksek faizli krediler aynen devam ediyor. Bankalar da firmaları “bu kredileri kapatırsanız yeni kredi veremeyiz” şeklinde tehdit etmeye başladı.

Kredilerde %10 büyüme ciddi fren olacak

Merkez Bankası düzenlemesinde “30 Aralık 2022 tarihi itibarıyla 29 Temmuz 2022 tarihine göre yüzde 10 kredi büyüme oranını aşan kredi tutarı kadar menkul kıymetin bir yıl boyunca tesis edilmesi” cümlesi bankalar için ciddi fren göreceğe benziyor. Zira; Temmuz sonunda bankaların toplam Nakdi Kredileri 6 trilyon 494 milyar TL idi. %10’u yuvarlak 650 milyar TL yapar. 23 Ağustos itibarıyla Nakdi Krediler 6 trilyon 598 milyar TL seviyesine geldi. Başka bir ifade ile Merkez Bankasının baz aldığı sürenin ilk üç haftasında Nakdi Krediler 104 milyar TL büyüdü. Bu hızla gider ise %10 sınır bankalar için ciddi fren olacağı için firmaların bunu düşünerek ek kredi talebi yaratmasını da sağlayacak, kısa sürede kredi hızının devam etmesi muhtemel.

İhracatı olmayana kredi çok zor

Merkez Bankasının ilk haftasında bankalar da nasıl davranacağı yönünde zorlandılar ve haftanın ilk 2-3 günü bekleme ile geçti. Krediler bıçak gibi kesildi. Son iki günü bir kıpırdanma yaşandı ama bu sefer de kredi veren bankalar firmalardan “İhracat Taahhüdü” istedi. Kısaca, ihracatınız yok ise kredi de yok dediler. Genelde banka kaynaklı kredilerde daha çok Döviz Krediler için talep edilen İhracat Taahhütlü krediler yoğun bir şekilde TL Krediler için de istenmeye başlandı. Hayırlı olsun!

İhracat  taahhütlü kredilerde nelere dikkat etmeli ?

İhracatçı firmalar krediye ulaşmada ihracat taahhüdü vererek sorunu çözmeye çalıştı fakat firmalara bu konuda açıklamaların yeterli yapılmadığını gördüm. Zira, firma örneğin bir ay vadeli bir milyon dolar karşılığı ihracat için 18 milyon TL spot kredi kullandığını var sayalım. Bir ay sonra faizi ile birlikte krediyi kapatacakları gibi ana paranın faizi ile birlikte ihracat taahhüdü de başlamış oluyor. İkici ay aynı krediyi tekrar bir ay kullandığında bir taahhüt daha oluşuyor. Var sayalım 6 ay boyunca aylık spot krediler kullandınız. Kullanılan kredi 18 milyon TL ama bunu 6 katı faizi ile birlikte karşılığı kadar ihracat yapmak zorundasınız. Saçmalık da burada zaten. “Bir yıl vadeli spot kredi kullanayım; yıllık 1 defa taahhüdüm oluşsun” diye düşünen firmalara kötü haber; şu an piyasada bir yıl vadeli spot kredi fiyatlama yapan banka yok maalesef.  Nereden tutsanız elinizde kalıyor. “Faizler düştü” diye sevinen firmalar bu sefer de kredilere ulaşmakta zorlanıyor, faiz düşse ne yazar.

Rotatif / BCH Krediler için de ihracat taahhüdü isteniyor

Faiz oranı kısmen düşük olan Spot kredi kullanamayan firmalar; faiz oranlarının yüksek olmasına ve her zaman faiz oranı bankanın inisiyatifinde olan Rotatif / BCH kredi kullanan firmalardan da “İhracat Taahhüdü” istenmeye başlandı. Aslında kısa vadeli Rotatif  / BCH krediler için ihracat taahhüdü talebi sık uygulanan bir yöntem değil. Bankalar bu durumu “yeni karşılıklar” ile açıklamaya çalışıyor. Zira, İhracat Taahhütlü kredilerde daha az karşılık yatıracaklar.  Firma açısından kolay yerine getirilecek bir taahhüt de değil.  Burada firmaların ( aslında bankaların ) dikkat etmesi gereken kullanılan kredinin bir yılda tamamen kapanmaması; zira kullandırılan kredi kapandığında o kredi için ihracat taahhüdü kredinin en yüksek seviyesine ulaştığı kredi tutarına kadar oluşuyor. Var sayalım bir hafta sonra krediniz kapandı yeni kredi kullanacaksınız tekrar yeni taahhüt doğacak. O nedenle eski kredi üzerinden ( aynı referans no’dan) yeni kredi kullanmak defalarca ihracat taahhüdü oluşmasını da engelleyecek; yoksa farkında olmadan kullanılan her krediler için farklı kredi referansı oluşması halinde kat ve kat ihracat taahhüdü altına girmiş olursunuz. Banka sistemini firma bilemeyeceğine göre bu konuya bankaların çok dikkat etmesi gerekir yoksa ilerde ihracat taahhüdünü kapatamayan firma listesi uzayacağı gibi firmaların yeni kredi kullanmak istemelerinde zorluk yaşamasına neden olur. Kısaca; Merkez Bankasının düzenlemesinden sonra ihracatı olmayan firmaların krediye ulaşması çok zor hale geldi.

Erol TAŞDELEN – Ekonomist    www.bankavitrini.com

 

 

Okumaya devam et

BANKA HABERLERİ

Garanti BBVA’dan 3,5 trilyon TL’lik sürdürülebilir finansman taahhüdü

Garanti BBVA belirlediği 400 milyar TL’lik sürdürülebilir finansman hedefini, 2025’in ilk yarısında tamamladığını yeni hedefinin ise 2029 yılının sonuna kadar 3,5 milyar dolar olarak açıkladı.

Yayınlanma:

|

Yazan:

Garanti BBVA, 2018–2025 dönemi için belirlediği 400 milyar TL’lik sürdürülebilir finansman hedefini, 2025’in ilk yarısında tamamladığını açıkladı. Bu başarının ardından banka, 2018–2029 yıllarını kapsayan yeni hedefini 3,5 trilyon TL olarak paylaştı.

Garanti BBVA bu taahhütle; iklim değişikliğiyle mücadele, doğal sermayenin korunması, döngüsel ekonomi, sosyal kalkınma ve finansal kapsayıcılık alanlarında güçlü etki yaratmayı amaçlıyor.

Bu rakam, Türkiye’de faaliyet gösteren bankalar arasında en yüksek sürdürülebilir finans taahhüdü oldu.

Garanti BBVA, 2029 yıl sonuna kadar yaklaşık 3,1 trilyon TL’lik yeni kaynağı sürdürülebilir yatırımlara yönlendireceğini taahhüt ediyor

Garanti BBVA Genel Müdürü Mahmut Akten, bu performansta, sürdürülebilirliği stratejik öncelik haline getirmelerinin önemli bir rol oynadığını vurguladı. Akten, yeşil/sosyal kredilerden çevreci taşıt kredilerine, sürdürülebilir tahvillerden, çevresel ve sosyal yatırımlarda aktif danışmanlık hizmetlerine ve su verimliliğiyle ilgili projelere yönelik “mavi finans” gibi sürdürülebilir finansman ürünü sunduklarını söyledi.

Mahmut Akten, yeni hedefi ise şu sözlerle değerlendirdi: “Şimdi, bu başarıyı daha ileri taşıyarak 2029 yılı sonuna kadar 3,5 trilyon TL’lik sürdürülebilir finansman sağlamayı taahhüt ediyoruz. Bu yeni hedef, yalnızca hacim açısından değil, sürdürülebilir finansman hızımız açısından da çarpıcı bir sıçrama anlamına geliyor. 2025’in ikinci yarısından 2029 sonuna kadar yaklaşık 3,1 trilyon TL’lik yeni kaynağı sürdürülebilir yatırımlara yönlendireceğiz. Bu taahhüdün büyüklüğü, Türkiye’nin düşük karbonlu ve kapsayıcı bir geleceğe geçişinde Garanti BBVA’nın giderek daha da etkin bir rol üstleneceğini gösteriyor.”

BBVA Grubu’nun küresel taahhüdü 1 trilyon euro

Garanti BBVA’nın ana hissedarı BBVA Grubu, 2018-2025 yılları için ilk etapta 100 milyar euro sürdürülebilir finansman hedefi koymuştu. Hedef önce 300 milyar euroya çıkarıldı ve 2024 yılı sonunda tamamlandı. Grup şimdi, 2025–2029 dönemi için 700 milyar euroluk yeni taahhütle toplam hedefini 1 trilyon euroya yükseltti.

BBVA’da Türkiye’nin Payı yüzde 9’a yükseldi

2025’in ilk dört ayında BBVA Grubu’nun sağladığı toplam sürdürülebilir finansmanın yaklaşık 140 milyar TL’si Garanti BBVA tarafından sağlandı. Bu rakamla Türkiye’nin BBVA Grubu içindeki payı sürdürülebilir finansman rakamların raporlanmaya başlandığı 2018 yıllarındaki yüzde 3 seviyesinden bugün yüzde 9’a yükselmiş durumda.

Okumaya devam et

BANKA HABERLERİ

Tahvil Yerine Kredi: Türk Şirketlerinin Finansman Kaderi

Yayınlanma:

|

Yazan:

Türkiye’de reel sektörün finansman ihtiyacını karşılamak için en çok başvurduğu yöntem banka kredileridir. Oysa gelişmiş finansal sistemlerde şirketler, uzun vadeli ve daha uygun maliyetli fon sağlamak için sermaye piyasalarında borçlanma araçlarına, özellikle tahvil ihraçlarına yönelmektedir. Peki Türkiye’de reel sektör neden bu imkândan yeterince yararlanamıyor?

Tahvil İhracının Önündeki Ekonomik Engeller

Tahvil piyasasının gelişmesi; makroekonomik istikrar, faiz oranlarının öngörülebilirliği, düşük enflasyon, istikrarlı döviz kuru, düşük kamu borçlanma ihtiyacı ve yüksek kredi notu gibi birçok değişkene bağlıdır. Ancak:

  • Türkiye’nin ülke kredi notu düşüktür ve bu doğrudan özel sektörün notunu da sınırlamaktadır.

  • Yüksek enflasyon ve faiz oranları, borçlanma maliyetlerini tahvil piyasasında da yükseltmektedir.

  • Kamu kesiminin sürekli yüksek borçlanma ihtiyacı, özel sektörün tahvil ihraçlarını piyasadan dışlama etkisi (crowding out) ile sınırlamaktadır.

Hukuki ve Kurumsal Güven Eksikliği

Sadece ekonomik değil, hukuki ve politik güvensizlik de yabancı ve yerli yatırımcıların özel sektör tahvillerine ilgi göstermemesine yol açıyor. Güçlü bir ikinci el tahvil piyasası oluşmadığı için yatırımcılar uzun vadeli bağlayıcı enstrümanlara mesafeli durmaktadır.

Banka Kredilerine Bağımlılığın Sonuçları

Bu nedenlerle reel sektör, finansmana erişimde tek kanal olarak bankaları kullanmak zorunda kalıyor:

  • Yüksek maliyetli ve kısa vadeli kaynaklara mahkûm olunuyor.

  • Kredi sınırlamaları, özellikle ekonomik kriz dönemlerinde işletmeleri zorluyor.

  • Kredi vadelerinin kısalığı ve esneklik eksikliği, uzun vadeli yatırım planlarını zorlaştırıyor.

Finansman Araçlarında Çeşitlilik Şart

Türkiye’de reel sektörün daha güçlü, sağlıklı ve uzun vadeli kaynaklara erişebilmesi için:

  • Makroekonomik göstergelerin iyileştirilmesi,

  • Sermaye piyasalarının derinleştirilmesi,

  • Hukuki güven ortamının sağlanması,

  • Tahvil piyasası için ikincil piyasa likiditesinin artırılması büyük önem taşımaktadır.

Onur ÇELİK-CFO/YMM

 

Okumaya devam et

Ali Coşkun

YÜKSEK BANKA KREDİLERİ

Yayınlanma:

|

Yazan:

Bankalar ekonomik sistemin en önemli finansal aktörleri olarak faaliyet gösterir. Her banka özünde kâr amacı güden bir ticari kuruluştur.

Kredi verirken öncelikle kendi risklerini ve menfaatlerini gözetmek zorundadır. Kullandırdıkları kredilerin faiz oranı veya kar payı, komisyon yapısı, vade şartları da bu doğrultuda belirlenmektedir.

Bugün piyasada bileşik faiz oranları TL cinsi kredilerde %60-65, döviz cinsi kredilerde ise %14-16 bandındadır.

Ayrıca bankaların sigorta, dosya masrafı, kredi tahsis ücreti ve banka ürün satışları gibi birçok kalemi kredi paketine dahil ettiği görülüyor.

Yani faiz veya kar payı dışında çok sayıda gizli maliyetle karşı karşıya kalınıyor.

Firmalar bu şartlar altında yalnızca finansmana erişmekle kalmıyor aynı zamanda ağır bir maliyet yükünü de sırtlanıyorlar.

Bankalar, firmalara kredi limitleri oluştururken sektörel karlılık oranlarına azami dikkat ederler. Ancak burada ciddi bir çelişki var. Bankalar kredi tahsisinde sektörün brüt kâr marjlarını esas alırken, mevcut kredi maliyetleri bu oranları çoktan aşmış durumdadır.

Brüt kâr marjı sektörlere göre ortalama %25-30 arasında değişirken, firmalar %65’in üzerinde bileşik faizle TL borçlanıyor.

Bu koşullarda, kâr eden değil borcunu çevirebilen firma başarılı kabul ediliyor. Bu ne finansal sürdürülebilirliğe ne de sağlıklı bir ekonomiye hizmet eder.

Şu an firmalar yalnızca yüksek faizle değil aynı zamanda yüksek enflasyon, düşük iç talep, yüksek maliyetler, düşük kâr, kur baskısı, iç ve dış pazarlardaki daralma, krediye erişim ve jeopolitik risklerle mücadele etmek zorunda kalıyor.

İhracatçı firmalar için döviz kuru reel anlamda destekleyici olmaktan çıkmış, rekabet gücünü zayıflatıcı bir unsura dönüşmüştür.

Bu koşullar altında firmaların ayakta kalması tesadüf değil direnç ve stratejik yönetimin bir sonucudur. Ama bu direncin ne kadar sürdürülebileceği ise meçhuldür.

Bugün konkordato alan, iflas eden şirketlere şaşırmak yerine bu ortamda hâlâ üretmeye, istihdam yaratmaya, ihracat yapmaya devam eden firmalara hayranlık duymalıyız.

Asıl konuşulması gereken, bu firmaların nasıl hayatta kaldığı ve ne tür stratejiler geliştirdiğidir. Zira bu firmalar sadece kendi faaliyetlerini değil aynı zamanda ekonominin can damarlarını da ayakta tutmaktadır.

Enflasyonla mücadele elbette gereklidir.Ancak bunu yaparken reel sektörü göz ardı etmek hastayı tedavi ederken organlarını iflas ettirmek gibidir.

Faiz politikaları ve sıkılaşma adımları kısa vadede enflasyonu aşağı çekebilir ama ardında üretim yapamayan, borç yükü altında ezilen ve finansmana erişemeyen bir özel sektör kalırsa bu başarı neye yarar?

Bugün geldiğimiz noktada reel sektörün sesine daha fazla kulak verilmesi gerekiyor.

Kredi maliyetlerinin düşürülmesi, finansmana erişimin kolaylaştırılması ve firmaların üzerindeki dolaylı maliyetlerin azaltılması şarttır.

Aksi takdirde sadece bugünü değil yarının üretim kapasitesini ve ekonomik bağımsızlığını tehlikeye atmış oluruz.

Ali COŞKUN-Finans Danışmanı
0 530 787 84 39
[email protected]

Okumaya devam et

FARK YARATANLAR

FARK YARATANLAR

KATEGORİ

ALTIN – DÖVİZ

Altın Fiyatları

BORSA

KRIPTO PARA PİYASASI

TANITIM

FACEBOOK

Popüler

www bankavitrini com © "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan, BANKA VİTRİNİ'nde yer alan yazar ve çevirmenlerine ait herhangi bir yazı, çeviri, makale ve haber izin alınmadan basılı olarak ya da internet ortamında kullanılamaz, çoğaltılamaz, yayınlanamaz. İzinsiz kullananlar hakkında hukuki yollara başvurulacaktır. "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan tüm özgün yazıların içeriğinden yazarları sorumludur. www.bankavitrini.com'da yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti, aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler, mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Yer alan yazılarda herhangi bir yatırım aracı; Hisse Senedi, kripto para biriminin veya dijital varlığın alım veya satımını önermiyor. Bu nedenle sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi, beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Lütfen transferlerinizin ve işlemlerinizin kendi sorumluluğunuzda olduğunu ve uğrayabileceğiniz herhangi bir kaybın sizin sorumluluğunuzda olduğunu unutmayın. © www.bankavitrini.com Copyright © 2020 -UŞAK- Tüm hakları saklıdır. Özgün haber ve makaleler 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu korumasındadır.