Connect with us

GÜNDEM

Trump: Rusya’yı ‘faturayı’ ödemeyen NATO ülkelerine saldırmaya teşvik ederim

Yayınlanma:

|

Yurt dışı temaslar ve bir iki gün de dinlenme şansı yakaladığım geçen hafta siz değerli okurlarımızdan ayrı kaldık. Müsaadenizle geçen haftanın önemli gördüğüm satır başlarının üzerinden geçtikten sonra yeni haftaya konsantre olarak kolları yeniden sıvayayım.

Hisse senetleri cephesinden bakılırsa, piyasalar açısından oldukça iyimser bir haftanın geride kaldığını rahatlıkla söyleyebilirim. Dünyada jeopolitik riskler ve siyasi gelişmeler yoğun olsa da, mali piyasaların son yıllarda olduğu üzere ‘umursamaz’ tavırlarını korumaya devam ettiklerini not etmek fayda var. Şöyle ki, ABD’de en büyük 500 şirketin işlem gördüğü S&P500 endeksi tarihinde ilk defa 5bin puan seviyesinin üzerinden kapanış yaparak haftayı tamamladı. Yılın daha ilk 5 haftasını geride bırakmışken, S&P500’de getiri %5,4 oldu! Olumlu şirket finansallarının ana belirleyici olduğunu not düşelim lâkin yükselişin devamına yönelik endişelerimizin de olduğunun altını çizmete fayda görüyorum.

Hisse senetleri sadece ABD’de değil, Türkiye’de de rekorlar kırdı. Hatırlanacağı üzere, yüzünü Batıya yeniden dönen Türkiye için portföylerde hisse senetlerinin ağırlığının artırılabileceğini ve 9,200 puan seviyesinin radar menzilinde olduğunu söylemiştik. BIST100 endeksi haftayı 9,045 seviyesinde kapatarak tüm zamanların zirvesine yükseldi!

Öte yandan, son dönemlerde, özellikle ABD cephesinde açıklanan güçlü makro ekonomik veriler sonrasında, faiz indirim beklentilerinin de yeniden şekillendiğini hatta erken faiz indirim beklentisinin de tamamen ortadan kalktığını not etmek gerekiyor. Hatırlanacağı üzere, piyasalar neredeyse FED’in öngördüğü faiz indiriminin iki katı kadar faiz indirimi beklerken, bu ‘uçurumun’ er ya da geç kapanacağının altını çizmiştik.

FED’in yılın ilk toplantısında sergilediği güçlü duruş, akabinde her ayın ilk Cuması olduğu üzere ABD’de açıklanan güçlü istihdam verisi ve sonrasında hizmet sektörü ISM endeksinin de tahminlerin üzerinde sonuçlanması sonrasında piyasalar FED’den bu yıl 4,5 kez faiz indirimi bekliyorlar. 4,5 kez ne demek? Bu sabah itibari ile vadeli piyasalarda beklenti 113 baz puan seviyesine geriledi. Yani FED 5 kez 25 baz puan indirirse 125 baz puan edecek. Bu beklentinin kısa bir süre önce 7 kez indirime kadar çıktığını hatırlayacaksınızdır! Kanaatimiz piyasalar ile FED’in 4 faiz indiriminde el sıkışacağı yönünde.

Elbette, ABD cephesinden gelen güçlü veriler sonrasında bizim de beklediğimiz dolar lehine güçlenme ‘hayat’ buldu. EURUSD paritesi 1,0760 ; GBPUSD paritesi ise 1,2593 seviyesindeki hedef seviyelerimizi test etti. Piyasaların gösterge niteliğinde takip ettiği 10 yıllık ABD devlet tahvilinin faizi %4,20 seviyesine doğru yürüyünce, faiz getirisi olmayan altının ons fiyatı yükselmekte yaşadığı zorluğu daha da yoğun bir şekilde hissetti. Bitcoin ise, ETF haberleri sonrasında beklenti alınır gerçekleşme satılır stratejisinin kurbanı olmuş, beklentimize paralel 48,500 seviyesinin test ettikten sonra 38bin seviyelerine kadar geri çekilmişti. Yaşanan ‘bocalama’ eğilimini geride bırakan Bitcoin, haftayı yeniden 48bin seviyesinin üzerinden tamamladı 🙂 Ne demiştik. Var bir hayalimiz…

Türkiye cephesinde ise TCMB’de yaşanan bayrak değişiminin ve yılın ilk Enflasyon Raporu’nun gündeme damga vurduğunu rahatlıkla söyleyebilirim. Türkiye’nin rasyonel zemine geri dönmesi ve TCMB Başkanı Karahan’ın da güven telkin etmesi sonrasında Türkiye Varlık Fonu ve Hazine’nin oldukça başarılı geçen dolar cinsi eurobond ihracına gelen ciddi talep bu tabloyu daha da pekiştirdi. USDTRY kuru bebek adımları ile yükselmeye devam ederken, CDS risk priminin ise 307 baz puan seviyesine hafifçe de olsa gerilediğini not edelim.

USDTRY kurunun sakin bir şekilde yükselmeye devam edeceğinin altının çizmek gerekiyor. Uzun bir süredir uygulanan irrasyonel para politikasının yarattığı tahribatı toparlamak ve enflasyonu dizginlemek adına kurun enflasyonun bir tık da olsa altında artması gerekiyor. Geçen hafta, Enflasyon Raporu sunumunda, TCMB Başkan Yardımcısı Akçay geçmiş dönemle ilgili önemli açıklamalarda bulundu! Enflasyonla mücadele başarılı olunabilmesi için TL’nin reel anlamda değerlenmesi gerekiyor lâkin bunun da kısa vadede ihracat performansını olumsuz etkileyeceği aşikâr. Bu nedenle tek bir tedavi yöntemiyle tüm hastalığı tedavi etmek mümkün değil. Bu bağlamda enflasyon musibetinden kurtulmanın herkesin lehine olacağını düşünerek kısa vadede TL cephesine yaşanacak değerlenmeye (reel anlamda) göz yumulacağını düşünüyoruz.

USDTRY kuru için uçuk kaçık senaryolarımızın da olmadığının altını tekrar çizmek isterim. Sene sonu bilanço çalışma kurumuz psikolojik 40 seviyesinde olmaya devam ediyor. TCMB ekibinin kominikasyonundan, önümüzdeki haftalarda mevduat faiz oranlarının yeniden yükselişe geçeceğini anlıyoruz. Yılbaşı öncesi %50 seviyesini aşan mevduat faizlerinin gerilemesi para politikasının etkinliğini zayıflatırken, KKM cephesinde yaşanan çözülmenin de yeniden dövize yöneldiğini görüyoruz. Şöyle ki, 2 Şubat ile biten haftaya ilişkin TCMB ve BDDK verileri, döviz rezervleri yaklaşık 2,5 milyar dolar gerilediğini gösterirken, KKM hacmi 76 milyar TL azaldı. KKM dönüşlerinin dövize geçtiği yönünde düşüncemiz de böylelikle hayat buldu.

Yeni hafta başlangıcında, S&P500, BIST100 sonrası Asya piyasalarında da alıcılı bir seyir görüyoruz. MSCI Dünya Endeksi (1986 yılında başlatılan gelişmiş ülkelerdeki hisse senedi piyasalarının performansını ölçen, yaygın olarak tanınan bir ölçüt) tüm zamanların zirvesine yükseldi. Bu haftanın veri takvimi arasında en önemli gündem maddesinin ABD’de yarın açıklanacak olan Ocak ayı TÜFE enflasyonu olduğunu görüyoruz. Reuters anketine göre yıllık çekirdek enflasyonun %3,8 ile neredeyse son 3 yılın en düşük seviyesine gerilemesi bekleniyor. Enflasyonun gerilemeye devam etmesi, hâliyle FED’in de faiz indirim sürecinde elini rahatlatacaktır.

Haber başlıkları arasında ise, ABD’nin bir önceki dönem Başkanı Trump, yeniden başkan seçilmesi durumunda, NATO’ya karşı finansal yükümlülüklerini (savunma harcaması) yerine getirmeyen müttefik ülkelere Rusya’nın saldırması durumunda ‘onları’ korumayacağını hatta Rusya’nın saldırması için teşvik edeceğini de söyledi! Beyaz Saray, Trump’ın NATO müttefiklerinin olası bir Rus işgalinden korunmaması yönündeki yorumlarını “korkunç ve mantıksız” bularak reddettiğini de not edelim. Başkan Biden’ın hafızasında ciddi sorunlar olduğu hatta ne zaman Başkan olduğunu hatırlayamadığı yönünde kendisini sorgulayan Savcının açıklamalarını da birlikte düşününce, Trump faktörünün dünyayı (ABD’de üst mahkeme Trump’ın seçimlere girip giremeyeceğine karar verecek) nereye sürükleyebileceğini kestiremiyorum. Hele bir de Ukrayna, Gaza ve Kızıldenizde cereyan eden gelişmeler birlikte düşünülürse…

Emre Değirmencioğlu

Okumaya devam et

Ali Coşkun

30 HAZİRAN: AY SONU UYARILARI

Yayınlanma:

|

Yazan:


Bugün ay sonu olup firmaların finansal sorumluluklarını eksiksiz yerine getirmesi gereken çok önemli bir gündür. Ayrıca yılın ikinci bilanço dönemidir.

Aşağıdaki hususlara azami dikkat edilmesi, firmanızın kredi notu ve bankalarla olan itibarınızın korunması açısından büyük önem taşımaktadır.

Bugüne özel firmaların yapması gerekenler;

1. Banka Borçlarının Kontrolü ve Ödemesi

Çalıştığınız tüm bankalarla sabah erkenden irtibata geçerek; kredi taksitleri, komisyonlar, BCH, KMH, Ek hesap, devre faizleri gibi ödenmesi gereken bir borç olup olmadığını mutlaka yazılı (e-posta) veya sözlü olarak teyit ediniz.

Varsa bu borçlar gün içinde acilen ödenmelidir.

Para transferi gerçekleştirilmiş olsa dahi saat 17.00’den önce banka hesapları kontrol edilmeli, sistemin bu borçları otomatik tahsil edip etmediği bizzat teyit edilmelidir. Sistemsel gecikmeler yaşanabilmektedir.

2. DBS Komisyonları (Doğrudan Borçlandırma Sistemi)

Bazı bankalarda DBS komisyonları manuel olarak tahsil edilmektedir.

Bu nedenle yalnızca para transferi yapmak yeterli olmayabilir.

İlgili komisyonların tahsil edilip edilmediği saat 17.00’den önce mutlaka kontrol edilmelidir.

3. Takas Çek Ödemeleri

Bugün bankalarda yoğunluk yaşanabileceğinden, takas çek ödemeleri son dakikaya bırakılmamalıdır.

Sistemsel problemler ya da personel hataları nedeniyle çek takası gecikebilir.

Takas saatinin 1 dakika geçilmesi bile çeklerin karşılıksız yazılmasına neden olabilir.

4. KMH (Kredili Mevduat Hesabı) Eksi Bakiyeler

KMH hesapları eksi bakiyede ise mutlaka artıya geçirilmelidir.

Bazı bankalarda bu hesapların sadece dışardan EFT ile kapatılması gerekmektedir.

Hesaptaki mevcut bakiye ile kapatılan durumlarda bile Merkez Bankası’na gecikme bildirimi yapılabilmektedir.

Her ay gecikmeli tahakkuk ödemeleri, firmanın Kredi Notunu olumsuz etkiler.

3.500 TL’lik bir tahakkuk kaydı dahi bazı firmaların kredi kullanamamasına neden olmuştur.

Bazen bu tür ödenmeyen borçların nedenini firmalara sorduğumuzda “ banka bize bilgi vermedi “ şeklinde bildirimler alıyoruz.

Bankaların bu tür borçlar ile ilgili olarak firmalara bildirim zorunluluğu bulunmamaktadır.

Ancak bu tür borçları mesela takasta çeki olduğunu firmalara yazılı veya sözlü olarak bildiren banka şubeleri de bulunmaktadır.

5. Merkez Bankası Memzuç Kayıtları

Bugün yapılmayan her ödeme, 30.06.2025 tarihli gecikmiş tahakkuk, temerrüt veya ödenmemiş kredi taksidi olarak Merkez Bankası kayıtlarına geçebilir.

Bu durum firmanızın finansal itibarını ve rating notunu ciddi şekilde düşürebilir.

Sonuç olarak; Ay sonu işlemleri ihmal edilmemeli, tüm banka hareketleri mesai bitiminden önce birebir takip edilmelidir.

Küçük görünen meblağlar uzun vadede büyük sorunlara yol açabilir.

Finansal disiplini sürdüren firmalar, güçlü banka ilişkileri ve yüksek rating ile her zaman bir adım öndedir.

Ay sonunda yapılan bir ihmal güvenilirliği sarsabilir.

Firmaların bugünü sorunsuz bir şekilde geçirmelerini diliyorum.

Okumaya devam et

GÜNCEL

Tüzel Kişilerde Mutlak Butlan

Yayınlanma:

|

Yazan:

Tüzel Kişilerde Mutlak Butlan: Şirket, Dernek, Vakıf ve Siyasi Partiler Açısından Hukuki Geçersizlik

Hukuk düzeninde bazı işlemler, baştan itibaren geçersiz sayılır. Bu tür işlemler “mutlak butlan” (yokluk) kavramı ile açıklanır. Türk hukuk sisteminde; şirketler, dernekler, vakıflar ve siyasi partiler gibi tüzel kişiler açısından da bu geçersizlik ciddi sonuçlar doğurur.

Mutlak Butlan Nedir?

Mutlak butlan; hukuka, kamu düzenine, ahlaka veya emredici şekil kurallarına aykırı bir hukuki işlemin başlangıçtan itibaren hükümsüz olması halidir. Bu işlemler sanki hiç yapılmamış gibi değerlendirilir. Mutlak butlan hâlinde:

  • Herkes geçersizliği ileri sürebilir.

  • Mahkemeler re’sen (kendiliğinden) dikkate alır.

  • Zamanaşımı söz konusu değildir.

  • Hukuki sonuç doğurmaz.

1. Şirketlerde Mutlak Butlan

Ticaret hayatında şirketler üzerinden gerçekleştirilen bazı işlemler, hukuki şekil şartlarına ve kanuni kurallara aykırıysa mutlak butlan gündeme gelir.

Örnekler:

  • Geçersiz Kuruluş: Asgari sermaye şartını taşımayan bir anonim şirketin kurulması.

  • Kanuna Aykırı Amaç: Yasa dışı işler (örneğin kaçakçılık) için kurulan şirketler.

  • Şekil Eksikliği: Genel kurul toplantısı, zorunlu çağrı ve nisap şartları olmadan yapılırsa alınan kararlar geçersizdir.

2. Derneklerde Mutlak Butlan

Dernekler Kanunu’na göre, bir derneğin hem kuruluş hem de faaliyet süreçlerinde kamu düzeni ve yasalara uygunluk esastır. Aksi hâlde mutlak butlan söz konusu olur.

Örnekler:

  • Kanunsuz Kuruluş: Dernek tüzüğü, yürürlükteki yasalara aykırıysa (örneğin yasadışı örgüt propagandası içeriyorsa).

  • Geçersiz Genel Kurul: Üyelerin haberi olmadan yapılan toplantıda alınan kararlar hükümsüzdür.

  • Amaç Ahlaka Aykırı: Toplumda nefret, ayrımcılık, ırkçılık gibi ahlaka aykırı fikirleri yayan dernekler geçersiz sayılır.

3. Vakıflarda Mutlak Butlan

Vakıflar, kuruluşlarında sıkı şekil şartlarına tabidir. Bu şartlara uyulmaması hâlinde vakıf tüzel kişiliği oluşmaz.

Örnekler:

  • Resmî Senet Eksikliği: Noter huzurunda düzenlenmeyen vakıf senedi geçersizdir.

  • Mal Varlığı Devri Yoksa: Kurucu tarafından belirtilen taşınmazın vakfa devri yapılmamışsa kuruluş yok hükmündedir.

  • Kamu Düzenine Aykırı Amaç: Terör finansmanı veya ayrımcı amaç güden vakıflar geçersizdir.

4. Siyasi Partilerde Mutlak Butlan

Siyasi partiler, Anayasa’ya ve Siyasi Partiler Kanunu’na uygun olarak faaliyet yürütmek zorundadır. Anayasa Mahkemesi, bu konuda nihai denetim merciidir.

Örnekler:

  • Anayasa’ya Aykırılık: Laiklik, insan hakları, devletin bütünlüğü gibi ilkelere aykırı partiler kapatılır ve işlemleri mutlak butlanla geçersiz sayılır.

  • Usulsüz Kurultay: Parti tüzüğüne aykırı yapılan seçimler geçersizdir.

  • Tüzük ve Program İhlalleri: Toplumsal barışa tehdit oluşturan ifadeler taşıyan programlar yok hükmündedir.

Tüzel Kişilerde Hukuki Ciddiyet Şart

Mutlak butlan, yalnızca bireysel sözleşmelerde değil; kurumların varlığını ve işlemlerini de doğrudan etkileyen bir hükümsüzlük türüdür. Şirketler, dernekler, vakıflar ve siyasi partiler; kuruluş ve faaliyet süreçlerinde şekil, içerik ve amaç yönünden hukuka uygun davranmadıklarında, yaptıkları işlemler geçersiz sayılır. Bu durum, hem kamu düzeninin korunması hem de hukuki güvenliğin sağlanması açısından kritik öneme sahiptir.

Okumaya devam et

Erol Taşdelen

ZENGİNLİK İLLÜZYONU: Gerçek Zenginlik mi, Borçla Alınmış Bir Hayal mi?

Yayınlanma:

|

Günümüzde birçok birey, şirket ve hatta ülke; sahip olduğundan çok daha fazla zenginmiş gibi davranıyor. Lüks arabalar, büyük evler, gösterişli tatiller ve sosyal medyada sergilenen “refah dolu” hayatlar… Ancak tüm bu görüntülerin arkasında çoğu zaman borçla finanse edilen bir tüketim yatıyor.

Bu duruma ekonomi literatüründe “Zenginlik İllüzyonu” adı veriliyor. Yani kişi ya da kurumlar gerçek zenginlik yerine, borçla veya geçici gelirlerle sürdürülen bir refah algısı içinde yaşıyorlar.

BİREYSEL DÜZEYDE ZENGİNLİK İLLÜZYONU

Nasıl oluşur?

  • Kredi kartıyla yapılan lüks harcamalar

  • Taksitle alınan araba, ev, tatil vb.

  • Sosyal medyada sergilenen “lüks yaşam” gösterileri

Gerçek: Sahip olunan varlık değil, borçla finanse edilmiş bir tüketimdir.

Kredi kartıyla alınan pahalı telefonlar, taksitle gidilen lüks tatiller ve gösteriş için yapılan harcamalar… Tüm bu tüketim örnekleri, zenginlik illüzyonunun bireysel düzeydeki tezahürüdür. Kişi, aslında gelecek gelirini bugünden harcamakta, ama kendini “zengin” hissetmektedir.

ŞİRKETLERDE ZENGİNLİK İLLÜZYONU

Nasıl oluşur?

  • Sürekli borçlanarak yapılan yatırımlar

  • Gerçekleşmemiş kârlar üzerinden yapılan büyüme planları

  • Finansal tablolarda şişirilmiş varlıklar

Gerçek: Firmanın nakit akışı sorunlu olabilir, ancak dışarıdan “büyüyen ve zenginleşen şirket” algısı yaratılır.

Bazı firmalar; sürekli kredi kullanarak yatırım yapmakta, borçla büyümektedir. Finansal tablolarda görülen “kâr” çoğu zaman nakit akışıyla desteklenmeyen hayali bir kârdır. Böyle firmalar dışarıdan güçlü görünse de içeride ciddi risk taşır.

DEVLETLERDE ZENGİNLİK İLLÜZYONU

Nasıl oluşur?

  • Aşırı borçlanmayla finanse edilen büyük altyapı projeleri

  • Yapay şekilde düşük faizle genişleyen ekonomi

  • Kısa vadeli döviz girişleriyle büyüyen cari açık

Gerçek: Ekonominin temelleri zayıftır ama halk kendini refah içinde hisseder. Bu, genellikle krizle sonuçlanır (örneğin 2001 Türkiye krizi, 2008 ABD mortgage krizi).

Makroekonomik düzeyde, bazı devletler büyük projeler yaparak vatandaşlarına “refah” algısı yaratır. Ancak bu projelerin finansmanı borçla sağlanıyorsa ve üretim-tasarruf dengesi bozulmuşsa, bu durum sadece geçici bir illüzyondur. Ekonomik kriz kaçınılmaz hale gelir.

Zenginlik İllüzyonunun Nedenleri

  • Tüketim kültürü ve reklamlar

  • Sosyal medya ve gösteriş toplumu

  • Finansal okuryazarlık eksikliği

  • Yatırım yerine tüketimin teşvik edilmesi

  • Kısa vadeli politikalar

ZENGİNLİK İLLÜZYONUNUN SONUÇLARI VE ZARARLARI

  • Gerçek olmayan refah, tasarrufları azaltır.

  • Aşırı borçlanma ekonomiyi kırılgan hale getirir.

  • Kriz anlarında bu illüzyon bir anda dağılır.

  • Sosyal huzursuzluk ve gelir adaletsizliği artar.

GÖSTERİŞ DEĞİL GERÇEK ZENGİNLİK

Gerçek zenginlik; üretim, tasarruf ve sürdürülebilir gelir artışıyla mümkündür. Tüketim ve borçla sürdürülen bir yaşam tarzı, sadece zenginlik illüzyonu yaratır. Bu yanılsamadan kurtulmak için finansal bilinçlenme ve sadeleşme şarttır. Zenginlik illüzyonu, finansal gerçeklerden kopmuş bir algı oyunudur. Ekonomide sürdürülebilir refah; gerçek gelir artışı, üretim gücü ve tasarruf ile olur, borç ve gösterişle değil.

Erol TAŞDELEN-Ekonomist

Okumaya devam et

FARK YARATANLAR

FARK YARATANLAR

KATEGORİ

ALTIN – DÖVİZ

Altın Fiyatları

BORSA

KRIPTO PARA PİYASASI

TANITIM

FACEBOOK

Popüler

www bankavitrini com © "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan, BANKA VİTRİNİ'nde yer alan yazar ve çevirmenlerine ait herhangi bir yazı, çeviri, makale ve haber izin alınmadan basılı olarak ya da internet ortamında kullanılamaz, çoğaltılamaz, yayınlanamaz. İzinsiz kullananlar hakkında hukuki yollara başvurulacaktır. "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan tüm özgün yazıların içeriğinden yazarları sorumludur. www.bankavitrini.com'da yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti, aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler, mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Yer alan yazılarda herhangi bir yatırım aracı; Hisse Senedi, kripto para biriminin veya dijital varlığın alım veya satımını önermiyor. Bu nedenle sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi, beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Lütfen transferlerinizin ve işlemlerinizin kendi sorumluluğunuzda olduğunu ve uğrayabileceğiniz herhangi bir kaybın sizin sorumluluğunuzda olduğunu unutmayın. © www.bankavitrini.com Copyright © 2020 -UŞAK- Tüm hakları saklıdır. Özgün haber ve makaleler 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu korumasındadır.