Bu yıl çift haneli büyüme beklenen beyaz metal için en yüksek tahmin 55 dolarla değerli metal işlemcisi Degussa’dan geldi. Londra merkezli Sharp Pixley de fiyatların 43 doları test edeceği tahmininde bulundu
ABD Doları’nın önemli para birimleri karşısında değer kaybetmesi ve ABD’de yeni koronavirüs yardım paketinin yakın zamanda Kongre gündemine geleceği beklentisi gümüşün ons fiyatını 27.50 doların üzerine taşıdı. Ancak ünlü analistlere göre fiyatlar burada kalmayacak. Bu yıl çift haneli artış göstererek gümüş 2021’in en iyi oyuncularından biri olacak.
Geçen yıla oranla %38.7 artış bekleniyor
Londra Külçe Piyasası Birliği (LBMA), son birkaç gün içinde bireysel yatırımcının ilgisinin artmaya başladığı gümüşte ortalama fiyatın geçen yılın yüzde 38 üzerine çıkacağını öngörüyor. LBMA’nın dünyanın dört bir köşesinden 38 analistten alınan tahminler doğrultusunda hazırlanan raporunda, beyaz metalin bu yıl ortalama 28.5 dolardan işlem görmesi bekleniyor. Bu, geçen yıla kıyasla yüzde 38.7 artış anlamına geliyor. Gümüşün görebileceği en yüksek seviye 55 dolar, en düşük seviye ise 16.51 dolar olarak tahmin edildi. Fiyat tahmin aralığının bu kadar geniş olması, gümüşün hareketli günlerin beklediğini ortaya koyuyor.
Görüşleri alınan analistler arasında en yüksek tahmin Frankfurt merkezli Degussa’nın analisti Thorsten Polleit’ten geldi. Analist bu yıl gümüşün 55 doları test edeceğini öngörüyor, ortalama fiyatı da 47 dolar olarak öngörüyor. Londra’da Sharp Pixley analisti Andy Habluetzel, 2021 içinde fiyatların 43 doları test edeceği tahmininde bulundu ve gümüşün ortalama işlem fiyatını 38 dolar olarak tahmin etti. MKS Pamp Group’tan Frederic Panizzutti ve Afriforesight’dan Pearson Mururi fiyatların bu yıl 40 doları göreceğini düşünüyor. Punizzutti’nin yıllık ortalama fiyat tahmini 32.50 dolarken, Muriri ortalama fiyatı 27.50 dolar olarak tahmin etti. Hong Kong merkezli Precious Metals Insight analisti Philip Klapwick de bu yılki en yüksek fiyat beklentisini 39.03 dolar, ortalama fiyat beklentisinin ise 32.13 dolar olduğunu söylüyor. Capitalight Research’den Chantelle Schieven’ın tahminleri ise yıl 38.25 ve 30.50 dolar. Bu isimlerin dışında raporda görüşleri alınan analistlerin 17’si bu yıl fiyatların 30 ile 37 dolar arasında seviyeleri görmesini bekliyor. Yıl içinde fiyatlarda beklenen en düşük ortalama fiyat beklentisi ise 21.50 dolar oldu.
Tarih tekerrür ederse birkaç ay içinde fiyat 50 dolara çıkabilir!
Gümüş vadeli işlemleri ve spot piyasa arasında oluşan fark, birkaç ay içinde fiyatların neredeyse yüzde 80 artarak 50 dolara fırlayabileceğine işaret ediyor. Nasıl mı? Gümüş piyasalarında en son Mart 2020’de yaşanan ve kısa vadede talebin uzun vadeli talebin üzerine çıktığını gösteren ‘backwardation’ yeniden gündemde. Vadeli işlem fiyatları spot piyasanın altında kaldığı gibi, 2022 fiyatları 2021 fiyatlarının bile gerisinde. Bu da analistlere göre parasal genişlemenin fiyatlanmadığı ve 8 yılın zirvesinde olan fiziki talebe yatırım tarafından güçlü talep de eklendiğinde fiyatların artacağını gösteriyor.
2020’den önceki son üç backwardation örneklerine bakıldığında, fiyat artışının çok uzun sürmediği görülüyor. Her seferinde sadece birkaç ay içinde fiyatlar fırlamış. 2011 Şubat’ta oluşan ‘backwardation’ sonrasında fiyatlar sadece üç ayda 27.50 dolardan 49.82 dolara yükseldi. Eylül 2015’te ise gümüş 14.25 dolardan işlem görürken, 10 ay sonra Temmuz 2016’ya kadar yaklaşık 21 dolara yükseldi. Mart 2020’de gümüş 11 dolar civarındaydı ve 5 ay sonra neredeyse üç katına çıkarak 30 dolara yükseldi.
SeekingAlpha’da yer alan bir analizde şu anki backward sürecinin en çok Şubat 2011 ile benzerlik gösterdiğini belirtiliyor. Zira o dönemde fiyatlarda 31 dolardan 26 dolara kadar yaşanan bir düzeltmenin sonrasında backwardation gelişmiş ve takip eden aylarda 50 doların hemen altına ulaşılmıştı. Tarih tekerrür ederse, analistlere göre 50 doları test etmek çok da zor olmayacak.
Talebin yüzde 50’si endüstriyel kullanım
Analistlerin güçlü yükseliş beklentisi, daha iyi bir ekonomik ortam ve hükümetlerin yenilenebilir enerjiye ve dolayısıyla güneş panellerine yatırımı teşvik etmelerinden kaynaklanıyor. Endüstriyel talep, toplam gümüş talebinin yaklaşık yüzde 50’sini oluşturuyor. Endüstriyel kullanım ise esas olarak otomotiv ve güneş enerjisine dayanıyor. Hibrit ve bataryalı elektrikli araç satışlarındaki artış gümüş talebinde önemli bir artış yarabilir çünkü her ikisi de içten yanmalı motora sahip araçlardan daha yüksek gümüş kullanımın gerektiriyor. Gümüşün güneş enerjisinde kullanımı endüstriyel talebin yüzde 20’sini veya toplam talebin de yüzde 10’unu oluşturuyor.
LMBA raporunda şöyle deniyor: “Gümüş, altındaki çıkışı takip ederken, küresel büyümedeki canlanma, endüstriyel aktivitenin artması, mücevher talebinin güçlenmesi, yeşil yatırımların artmasından fayda sağlayacak. Özellikle güneş panellerinin çoğalması, elektrikli otomobil piyasasındaki büyüme ve 5G ağalarının genişlemesi gibi teknolojik gelişmeler gümüş için pozitif. Gümüşe yatırımcı ilgisini sıcak tutacak makroekonomik zemin de korunuyor.”
Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın, yasa dışı bahis ve dolandırıcılık gibi suçlardan elde edilen gelirlerin kripto varlıklar aracılığıyla aklanmasını önlemeye yönelik aldığı yeni önlemler şu şekilde özetlenebilir:
İşlem Açıklaması Zorunluluğu:
Kripto varlık transferlerinde işlem yapan kullanıcılardan en az 20 karakterlik işlem açıklaması alınması zorunlu hale getirilecek.
Platformlar, kullanıcıların fon kaynakları ve transfer amaçları hakkında daha fazla bilgi edinmeye çalışacak.
Seyahat Kuralı Uygulanmayan Çekimlere Zaman Sınırlaması:
Suç gelirlerinin hızlıca sistem dışına çıkarılmasını engellemek amacıyla:
İlk defa yapılacak çekimlerde 72 saatlik bir bekleme süresi uygulanacak.
Diğer işlemlerde ise en erken 48 saat sonra çekim yapılabilecek.
Stabil Kripto Paralara Limit Getirilmesi:
Sabit değere sahip stabil coin’ler için yeni kısıtlamalar uygulanacak:
Günlük transfer limiti 3.000 dolar,
Aylık transfer limiti 50.000 dolar olacak.
Seyahat kuralı uygulayan platformlarda bu limitler iki katına kadar artırılabilecek.
Meşru Kullanıcılar İçin Esneklik:
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, düzenlemelerin kripto varlık ekosistemini zorlamadan suç gelirlerine karşı mücadeleyi güçlendireceğini vurguladı.
Likidite sağlayıcıları, piyasa yapıcıları ve işlem kaynaklarını belgeleyen kullanıcılar için transfer limitleri uygulanmayacak.
Uyum Sağlamayan Platformlara Yaptırımlar:
Yeni kurallara uymayan platformlar için ciddi idari yaptırımlar, lisans iptali ve mali cezalar uygulanabilecek.
Bakan, platformların yükümlülüklerini yerine getirmesinin hem kullanıcıların korunması hem de finansal sistemin güvenliği açısından hayati önem taşıdığını belirtti.
Bu önlemler, kripto varlıklarla yapılan suç gelirlerinin aklanmasını engellemeye yönelik adımlar olup, yasal çerçeveye uyan kullanıcılar için esneklik sağlarken, düzenlemelere uymayan platformlar için ciddi yaptırımlar öngörülmektedir.
21 Haziran 2025 tarihli Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) basın duyurusu ile makroihtiyati çerçevede yapılan değişiklikleri ve bunların Türk lirasına geçişi destekleme amacı ile değişikliğe gitti:
Düzenlemelerin anlamını madde madde şöyle açıklayabiliriz:
1. TL Mevduat Payı Hedefleri
Gerçek kişi TL mevduat oranı %60’ın altında olan bankalar için hedef artırıldı.
%60-%65 arasında olan bankalara ise aylık %0,4 puan artış hedefi getirildi.
Bu düzenleme, bankaların TL mevduat toplamını artırmalarını teşvik ediyor. TL’ye geçiş hızlandırılmak isteniyor.
2. KKM Zorunlu Karşılık Oranı Arttırıldı
Kur Korumalı Mevduat (KKM) için zorunlu karşılık oranı %33’ten %40’a çıkarıldı.
Yani bankalar artık daha fazla karşılık ayırmak zorunda, bu da KKM’yi daha maliyetli hale getiriyor.
Dolayısıyla KKM’den çıkış teşvik ediliyor, TL vadeli mevduata geçiş isteniyor.
3. KKM Faiz Sınırlaması Gevşetildi
KKM hesaplarında uygulanabilecek asgari faiz oranı, politika faizinin %50’si yerine %40’ı olarak belirlendi.
Bankaların KKM’ye uygulayacağı faiz düşürülebilecek. Yine KKM’nin cazibesi azaltılıyor.
4. KKM’den TL’ye Geçiş
KKM’den TL mevduata geçişi teşvik için hedef korunurken, KKM’nin yenilenmesi sınırlandırılıyor.
Bu, KKM’den TL’ye dönüşü zorunlu ve sürekli hale getirmeye yönelik bir adım.
5. TL Mevduata Geçişi Kolaylaştırıcı Adım
1 aydan uzun vadeli ve değişken faizli TL mevduat açılmasına izin verildi.
Günümüz finans dünyasında yatırımcılar adeta birer kriz savaşçısı haline geldi. Son 30 yılda yaşanan ekonomik, jeopolitik ve finansal sarsıntılar, yatırımcıların reflekslerini keskinleştirdi, risk algılarını yeniden şekillendirdi. Ancak bu “alışma” hali bir bağışıklık mı yoksa rehavet mi, tartışmaya açık.
Şoklara bağışıklık mı kazandık?
Yatırımcılar artık krizleri sadece endişe verici gelişmeler olarak değil, fırsat alanları olarak da görebiliyor. Bunun başlıca nedenleri:
Merkez bankalarının krize müdahale refleksleri güçlendi. “FED put” olarak adlandırılan politika sayesinde yatırımcılar diplerde alım yapma cesaretini artırdı.
Davranışsal finans bilgisi yayıldı; sürü psikolojisi daha bilinçli değerlendiriliyor.
Portföy çeşitliliği arttı: Hisse senetleri, altın, kripto, emtia gibi alternatif yatırım alanlarına yönelim yükseldi.
Ancak bu bağışıklık yanıltıcı olabilir. Tarih defalarca gösterdi ki her yeni kriz kendi doğasını taşır ve eski çözümler her zaman işe yaramaz.
Yakın tarihteki büyük piyasa şokları
Aşağıdaki tablo, son 35 yılda yatırımcıların karşı karşıya kaldığı önemli piyasa şoklarını özetliyor:
Yıl
Olay
Etkisi
1987
Kara Pazartesi
Dow Jones %22 düştü. Panik satışlar algoritmik işlemleri tetikledi.
1997
Asya Krizi
Tayland’dan başlayan kriz Asya borsalarını çökertti.
1998
Rusya Krizi – LTCM
Hedge fonların sistemik riski ortaya çıktı. FED müdahale etti.
2000
Dot-com Balonu
Teknoloji hisseleri %70’ten fazla düştü. Nasdaq çakıldı.
2008
Küresel Finansal Kriz
Lehman Brothers battı, dünya resesyona girdi.
2010–2012
Avrupa Borç Krizi
Yunanistan ve Güney Avrupa ekonomileri sarsıldı.
2016
Brexit
Sterlin tarihi düşüş yaşadı. Avrupa’da birlik tartışıldı.
2020
COVID-19
Piyasalar çöktü. Petrol negatife indi. Genişlemeci politikalar devreye girdi.
2022
Ukrayna-Rusya Savaşı
Enerji ve tarım fiyatları patladı, küresel enflasyon başladı.
2023
Bankacılık Krizi (SVB, Credit Suisse)
Bankacılık sistemine güven sorgulandı. Risk iştahı azaldı.
2024–2025
İran-İsrail Gerginliği
Orta Doğu kaynaklı jeopolitik risk yeniden fiyatlandı.
Yatırımcının yeni refleksleri
Günümüz yatırımcısı geçmişe kıyasla daha stratejik davranıyor:
“Buy the dip” (düşüşte al) mantığı benimsendi.
Hızlı portföy rotasyonu ve likiditeye yönelim arttı.
Algoritmik işlemler sayesinde tepkiler daha hızlı ancak daha volatil.
Tehlike: krizlere alışmak
Yatırımcılar krizlere alıştıkça, bazı tehlikeli eğilimler de doğuyor:
Rehavet: “Nasıl olsa merkez bankaları kurtarır” düşüncesi hâkim olabilir.
Aşırı risk alma: Kriz sonrası sert yükselişler beklentisiyle riskli varlıklara aşırı yönelim.
Gerçek risklerin göz ardı edilmesi: Jeopolitik ya da yapısal riskler yeterince fiyatlanmıyor olabilir.
Bağışıklık mı, körlük mü?
Yatırımcılar şoklara karşı daha hazırlıklı olabilir ancak bu hazırlık, rehavete dönüşmemeli. Finansal sistem her zaman yeni riskler üretmeye devam eder. Bugün yaşanabilecek bir jeopolitik kriz, iklim krizi, siber saldırı veya küresel borç sorunu, piyasaları yeniden sarsabilir.
Bu nedenle yatırımcı için en önemli kural hâlâ geçerli:
“Geçmişteki krizleri hatırla, ama bir sonrakinin farklı olacağını unutma.”