BORSA
Bankalar dört büyüklerin 8,4 milyar TL’lık kredisini yapılandırdı
FENERBAHÇE, BEŞİKTAŞ, TRABZON ve GALATASARAY’dan oluşan 4 büyükler kredilerini 2 yıl ödemesiz 9 yıl yapılandırarak rahat bir nefes aldı.

Yayınlanma:
4 yıl önce|
Yazan:
BankaVitrini
Pandemi sürecinde gelirleri azalan kulüpler Banka Kredilerini ödemekte zorlanırken; takibe atılamayacak kadar büyük olmanın da avantajı ile kredilerini 2,5+7 ( 2,5 yıl ödemesiz 9 yıl vadede ) yapılandırarak kredi stresini azalmış oldular. Yapılandırma ile birlikte krediler sorunlu kredilerden çıkıp canlı kredilere dönemsi ise banka bilançolarına olumlu yansıyacağı biliniyor.
Hangi Banka Kredileri yapılandırıldı
T.C. Ziraat Bankası ve Denizbank 4 kulüpte de kredisini yapılandırırken; Yapı ve Kredi Bankası FENERBAHÇE ‘deki; T.Halk Bankası ise FENERHAHÇE, TRABZON ve BEŞİKTAŞ’daki kredilerini yapılandırdı. Kulüpler ilk ana para ödemesini 31.08.2023 tarihinde yaparken son ödemeyi 31.05.2030 yılında yapacak.
Kredi büyüklüğü ne kadar?
Ziraat Bankası, Halkbank, DenizBank ve Yapı Kredi ile Türkiye’nin 4 büyük kulübü arasında 8,4 milyar TL‘lık büyüklüğe sahip Finansal Yeniden Yapılandırma sözleşmesi imzalandı. Bildirim ve sunumlarda yapılandırma faiz oranının belirtilmemesi ise kafalarda soru işaretleri oluşturdu. Zira 2021 Eylül ayından sonra faizlerin düşme trendine gireceği beklentileri artarken bu tip anlaşmalarda erken kapama opsiyonu, faiz oranlarda borçlu lehine iyileştirme maddelerinin olması büyük önem taşırken bu tür bilgilerin kamuoyu ile paylaşılmaması ise merak konusu oldu.

Söz konusu anlaşmaya ilişkin Denizbank Genel Müdürlüğü binasında gerçekleşen imza törenine; Türkiye Bankalar Birliği (TBB) Yönetim Kurulu Başkanı ve Ziraat Bankası Genel Müdürü Hüseyin Aydın, Halkbank Genel Müdürü Osman Arslan, DenizBank Genel Müdürü Hakan Ateş, Yapı Kredi Üst Yöneticisi (CEO) Gökhan Erün, Beşiktaş Başkanı Ahmet Nur Çebi, Fenerbahçe Başkanı Ali Koç, Galatasaray Başkanı Mustafa Cengiz ve Trabzonspor Başkanı Ahmet Ağaoğlu katıldı.
Törende konuşan TBB Yönetim Kurulu Başkanı ve Ziraat Bankası Genel Müdürü Hüseyin Aydın, taraflara teşekkür ederek, zor süreci güzel bir şekilde atlattıklarını söyledi.
Aydın, “Umarım ülkemiz için en doğrusunu yaptık, hayırlı uğurlu olsun” ifadesini kullandı.
“Finansman paketi 8,4 milyar liraya ulaşacak”
DenizBank Genel Müdürü Hakan Ateş ise Türkiye’de sporun gelişimi ve kitlelere ulaşmasının milli görev olmasından hareketle, kamu bankalarının öncülüğünde başladıkları finansal yeniden yapılandırma sürecinde en üst düzeyde sorumluluk hissederek ellerini taşın altına koyduklarını söyledi.
Bugün bir sözleşmenin ötesinde, Türk sporunun geleceğine imza attıklarını dile getiren Ateş “Konsorsiyumun lider bankası Ziraat Bankası koordinasyonunda, Halk Bankası, DenizBank ve Yapı Kredi’nin katılımlarıyla toplam 8,4 milyar liraya ulaşacak finansman paketini hayata geçiriyoruz. Futbolumuzun çınarları 4 büyüklerin yanında durmayı vazife addediyoruz” açıklamasında bulundu.
Ateş, konsorsiyuma dahil bankalar olarak, Türkiye’de 100 binlerce kişinin geçimini sağladığı, 1 milyar doların üzerinde büyüklüğe sahip, gençlerin sporla buluşmasına ve sporu sevmesine vesile olan kulüpleri desteklemeyi her zaman topluma karşı vazife olarak addettiklerini anlattı.
Türk sporunun lokomotifi ve çınarları 4 büyük kulübün elde ettiği başarılarda finansal çözüm ortağı olarak daima yanlarında durduklarını ifade eden Ateş, şu açıklamalarda bulundu:
“Sağladığımız finansmanlar, sponsorluk anlaşmalarımız ve iş birliklerimizle, Türkiye’ye mal olmuş kulüplerimize ve sporun genel anlamda gelişimine katkı sunduk. Biliyoruz ki kulüplerimize sağladığımız destek, sosyal sorumluluk yaklaşımıyla Türk sporuna verilen destek demek. Bu kaynak sayesinde, A takımların yanı sıra sportif geleceğimiz olan amatör ve olimpik branşlar da finanse ediliyor. Böylece ülkemize uluslararası platformlarda sayısız başarı kazandıran sporcularımız yetişmeye devam ediyor.”
Hakan Ateş, global olarak içinden geçtikleri zorlu dönem ve koşulların, kulüplerin azalan gelirleri ve değişen ihtiyaçlarıyla şekillenen taleplerini karşılamak üzere bankalar olarak omuzlarına yeni bir sorumluluk yüklediğini belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Mevcut borçların yapılandırılmasının yanında, kulüplerimizin futbol ailesi ve 3. taraflara kısa vadede ödemekle yükümlü oldukları bedellerin finansmanını ve böylece ulusal ve uluslararası kurum ve kuruluşlar nezdindeki taahhütlerini de yerine getirmesini sağlamak üzere güçlerimizi birleştirdik. İmza attığımız, Finansal Yeniden Yapılandırma Sözleşmesi ile bir kez daha futbol ekonomisini desteklemekten, sporun ve sporcunun yanındaki tereddütsüz duruşumuzu sürdürmekten gurur duyuyoruz.”
“2,5 yılı ödemesiz toplam 9,5 yıllık finansman modeli”
DenizBank Genel Müdürü Ateş, sözleşmenin imzalanmasıyla işleyecek yeni sürece ilişkin, “Geçtiğimiz sene salgın koşullarından dolayı yumuşak geçişe imkan tanımak amacıyla geçirilen 1 yıllık ödemesiz döneme ilave ilk 1,5 yıl, kulüplerimiz konsorsiyum bankalarına herhangi bir ödeme gerçekleştirmeyecek. Böylece toplamda 2,5 yıllık bir ödemesiz dönem oluşacak. Sonraki dönemlerde ise gelir performansına dayalı, toplam 9,5 yıllık bir finansman modeli oluşturulacak” dedi.
Spor kulüplerinin sahadaki başarısının mali güçleriyle birebir bağlantılı olduğunu ve mali gücün mali disiplin gerektirdiğini dile getiren Ateş, şöyle devam etti:
“Ödemesiz dönem ile başlayacak geçiş sürecinde de denk bütçenin oluşturulması, kulüplerimiz için hayati öneme sahip olacak. Dolayısıyla kulüp başkanları, yöneticileri ve profesyonellerine, mali disiplinin sağlanması ve sürdürülebilirliği konusunda her zamankinden fazla sorumluluk düşecek. Diğer yandan Türkiye Futbol Federasyonumuz da buradaki süreçlerin gözetilmesinde aktif rol alarak, kulüplerimizi yakından denetleyecek.”
Ateş, DenizBank olarak ilk günden bu yana futbolu, futbolcuları ve kulüpleri, gençlerin ve ülkenin geleceğini sahiplenmek misyonuyla desteklediklerinin altını çizdi.
Şimdi de konsorsiyum üyeleri olarak aynı ülkü etrafında kenetlendiklerini vurgulayan Ateş, “Kulüplerimizin mali sorunlarını çözmek ve onları mali disipline kavuşturmak sorumluluğuyla, Türkiye futbol tarihine iz bırakır nitelikte bir adım atıyoruz.” şeklinde konuştu.
“Spor kulüplerini güçlü bir mali yapıya kavuşturmuş olmaktan mutluyuz”
Halkbank Genel Müdürü Osman Arslan da yoğun bir çalışma göstererek süreci yürüttüklerini belirterek, spor endüstrisinin öneminden bahsetti.
Arslan “Biz de bankalar olarak bu tür büyük yapıları ve önemli endüstrileri desteklemekten ve güçlü bir mali yapıya kavuşturmuş olmaktan mutluyuz. Hayırlı olmasını diliyorum” dedi.
Yapı Kredi Üst Yöneticisi (CEO) Gökhan Erün de konsorsiyumda olmaktan çok mutlu olduklarını belirterek, anlaşmanın hayırlı olması temennisinde bulundu.
Açıklamalar sonrası banka genel müdürleri ile spor kulüplerinin başkanları anlaşmaya imza attı ve toplu fotoğraf çektirdi.
FENERBAHÇE :
Şirketimiz, Finansal Yeniden Yapılandırma Çerçeve Anlaşması tahtında T.C. Ziraat Bankası A.Ş., Türkiye Halk Bankası A.Ş., Yapı ve Kredi Bankası A.Ş. ve DenizBank A.Ş.‘den oluşan konsorsiyum ile Finansal Yeniden Yapılandırma Sözleşmesi imzalamıştır. Yapılan sözleşme uyarınca ilk anapara ödemesi 31 Ağustos 2023, son anapara ödemesi ise 31 Mayıs 2030 tarihinde yapılacaktır. Bu sözleşme uyarınca, Şirketimizin tüm finansal borçları Türk Lirası olarak belirlenmiştir.
TRABZONSPOR :
Şirketimiz, Finansal Yeniden Yapılandırma Çerçeve Anlaşması tahtında T.C. Ziraat Bankası A.Ş., Türkiye Halk Bankası A.Ş. ve DenizBank A.Ş.’den oluşan konsorsiyum ile Finansal Yeniden Yapılandırma Sözleşmesi imzalamıştır. Yapılan sözleşme uyarınca ilk anapara ödemesi 31 Ağustos 2023, son anapara ödemesi ise 31 Mayıs 2030 tarihinde yapılacaktır. Bu sözleşme uyarınca, Şirketimizin finansal borçları Türk Lirası olarak belirlenmiştir.
GALATASARAY :
“Şirketimiz, Finansal Yeniden Yapılandırma Çerçeve Anlaşması tahtında T.C. Ziraat Bankası A.Ş. ve DenizBank A.Ş.’den oluşan konsorsiyum ile Finansal Yeniden Yapılandırma Sözleşmesi imzalamıştır. Yapılan sözleşme uyarınca ilk anapara ödemesi 31 Ağustos 2023, son anapara ödemesi ise 31 Mayıs 2030 tarihinde yapılacaktır. Bu sözleşme uyarınca, şirketimizin tüm finansal borçları Türk Lirası olarak belirlenmiştir. Kamuoyunun bilgisine sunulur.”
BEŞİKTAŞ :
Şirketimizin 23.12.2020 tarihinde gerçekleşen Genel Kurul Toplantı’sında Finansal Yeniden Yapılandırma Sözleşmesinin Yönetim Kurulu tarafından müzakere edilmesi ve Şirketimiz tarafından imzalanması Genel Kurul tarafından onaylanmıştı.
Şirketimiz, Finansal Yeniden Yapılandırma Çerçeve Anlaşması tahtında T.C. Ziraat Bankası A.Ş., Türkiye Halk Bankası A.Ş. ve DenizBank A.Ş.’den oluşan konsorsiyum ile Finansal Yeniden Yapılandırma Sözleşmesi imzalamıştır. Yapılan sözleşme uyarınca ilk anapara ödemesi 31 Ağustos 2023, son anapara ödemesi ise 31 Mayıs 2030 tarihinde yapılacaktır. Bu sözleşme uyarınca, şirketimizin tüm finansal borçları Türk Lirası olarak belirlenmiştir.
Kamuoyunun bilgisine sunulur.
İlginizi Çekebilir
-
MobilDeniz, Türkiye’nin Apple Vision Pro’ya entegre edilen ilk bankacılık uygulaması oldu
-
DENİZBANK CEO’SU RECEP BAĞTUĞ PERSONEL İLE BULUŞTU
-
DENİZBANK’TA HAKAN ATEŞ DÖNEMİ BİTİYOR
-
DENİZBANK 1,6 milyar TL batık kredisini sattı
-
Erol TAŞDELEN yazdı: AKBANK, GARANTİ BBVA, İŞBANK, YKB 2024 İLK ÇEYREK PERFORMANSLARI
-
Yapı Kredi’den taksitli alışverişlerde temassız ödeme imkanı
-
Denizbank sendikasyon sağladı
ALTIN - DÖVİZ - KRIPTO PARA
Krizler sıradanlaştı mı? Yatırımcı artık şok olmuyor!

Yayınlanma:
1 gün önce|
21/06/2025Yazan:
Erol Taşdelen
Günümüz finans dünyasında yatırımcılar adeta birer kriz savaşçısı haline geldi. Son 30 yılda yaşanan ekonomik, jeopolitik ve finansal sarsıntılar, yatırımcıların reflekslerini keskinleştirdi, risk algılarını yeniden şekillendirdi. Ancak bu “alışma” hali bir bağışıklık mı yoksa rehavet mi, tartışmaya açık.
Şoklara bağışıklık mı kazandık?
Yatırımcılar artık krizleri sadece endişe verici gelişmeler olarak değil, fırsat alanları olarak da görebiliyor. Bunun başlıca nedenleri:
-
Merkez bankalarının krize müdahale refleksleri güçlendi. “FED put” olarak adlandırılan politika sayesinde yatırımcılar diplerde alım yapma cesaretini artırdı.
-
Davranışsal finans bilgisi yayıldı; sürü psikolojisi daha bilinçli değerlendiriliyor.
-
Portföy çeşitliliği arttı: Hisse senetleri, altın, kripto, emtia gibi alternatif yatırım alanlarına yönelim yükseldi.
Ancak bu bağışıklık yanıltıcı olabilir. Tarih defalarca gösterdi ki her yeni kriz kendi doğasını taşır ve eski çözümler her zaman işe yaramaz.
Yakın tarihteki büyük piyasa şokları
Aşağıdaki tablo, son 35 yılda yatırımcıların karşı karşıya kaldığı önemli piyasa şoklarını özetliyor:
Yıl | Olay | Etkisi |
---|---|---|
1987 | Kara Pazartesi | Dow Jones %22 düştü. Panik satışlar algoritmik işlemleri tetikledi. |
1997 | Asya Krizi | Tayland’dan başlayan kriz Asya borsalarını çökertti. |
1998 | Rusya Krizi – LTCM | Hedge fonların sistemik riski ortaya çıktı. FED müdahale etti. |
2000 | Dot-com Balonu | Teknoloji hisseleri %70’ten fazla düştü. Nasdaq çakıldı. |
2008 | Küresel Finansal Kriz | Lehman Brothers battı, dünya resesyona girdi. |
2010–2012 | Avrupa Borç Krizi | Yunanistan ve Güney Avrupa ekonomileri sarsıldı. |
2016 | Brexit | Sterlin tarihi düşüş yaşadı. Avrupa’da birlik tartışıldı. |
2020 | COVID-19 | Piyasalar çöktü. Petrol negatife indi. Genişlemeci politikalar devreye girdi. |
2022 | Ukrayna-Rusya Savaşı | Enerji ve tarım fiyatları patladı, küresel enflasyon başladı. |
2023 | Bankacılık Krizi (SVB, Credit Suisse) | Bankacılık sistemine güven sorgulandı. Risk iştahı azaldı. |
2024–2025 | İran-İsrail Gerginliği | Orta Doğu kaynaklı jeopolitik risk yeniden fiyatlandı. |
Yatırımcının yeni refleksleri
Günümüz yatırımcısı geçmişe kıyasla daha stratejik davranıyor:
-
“Buy the dip” (düşüşte al) mantığı benimsendi.
-
Hızlı portföy rotasyonu ve likiditeye yönelim arttı.
-
Algoritmik işlemler sayesinde tepkiler daha hızlı ancak daha volatil.
Tehlike: krizlere alışmak
Yatırımcılar krizlere alıştıkça, bazı tehlikeli eğilimler de doğuyor:
-
Rehavet: “Nasıl olsa merkez bankaları kurtarır” düşüncesi hâkim olabilir.
-
Aşırı risk alma: Kriz sonrası sert yükselişler beklentisiyle riskli varlıklara aşırı yönelim.
-
Gerçek risklerin göz ardı edilmesi: Jeopolitik ya da yapısal riskler yeterince fiyatlanmıyor olabilir.
Bağışıklık mı, körlük mü?
Yatırımcılar şoklara karşı daha hazırlıklı olabilir ancak bu hazırlık, rehavete dönüşmemeli. Finansal sistem her zaman yeni riskler üretmeye devam eder. Bugün yaşanabilecek bir jeopolitik kriz, iklim krizi, siber saldırı veya küresel borç sorunu, piyasaları yeniden sarsabilir.
Bu nedenle yatırımcı için en önemli kural hâlâ geçerli:
“Geçmişteki krizleri hatırla, ama bir sonrakinin farklı olacağını unutma.”
Erol TAŞDELEN-Ekonomist www.bankavitrini.com
ALTIN - DÖVİZ - KRIPTO PARA
Savaş, petrol ve Trump piyasaları kilitledi; gözler bu akşam FED’de

Yayınlanma:
4 gün önce|
18/06/2025Yazan:
BankaVitrini
İsrail ile İran arasındaki hava savaşı altıncı gününe girerken, karşılıklı füze saldırıları ve siber saldırılar artarak sürüyor. İsrail, Tahran’daki askeri tesisleri hedef alırken, İran, Tel Aviv’i vurdu. Hava saldırılarının yanı sıra, İsrail’in İran’a yönelik büyük çaplı bir siber savaş başlattığı, İran’ın ise üst düzey güvenlik danışmanlarının kaybıyla ciddi bir istihbarat zafiyeti yaşadığını okuyoruz. Ülkede resmî görevlilerin cep telefonu kullanımı yasaklanırken, dijital altyapıya yönelik saldırıların devam ettiği aktarılıyor. İsrail, İran’ın nükleer silaha çok yaklaştığını öne sürerek saldırıları başlatırken, Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı Natanz’daki zenginleştirme tesisinin vurulduğunu doğruladı. İran ise nükleer programının barışçıl amaçlı olduğunu savunuyor.
Öte yandan, ABD Başkanı Trump’ın krize yönelik söylemleri ise belirsizliği derinleştiriyor. Sosyal medya hesabından yaptığı açıklamalarda İran lideri Hamaney’in saklandığı yeri bildiklerini ve “şimdilik” onu ortadan kaldırma niyetlerinin olmadığını belirten Trump, üç dakika sonra “KOŞULSUZ TESLİMİYET!” çağrısıyla gerginliği zirveye taşıdı. Trump’ın açıklamaları, askerî tehditler ile diplomatik mesajlar arasında gidip gelen çelişkili bir çizgi izliyor.
Her ne kadar Trump ve ekibi ABD’nin İsrail’e destek vererek İran’ın nükleer tesislerine yönelik saldırılara katılması dâhil olmak üzere çeşitli senaryoları değerlendirse de, ABD’nin savaşa girmesine ancak Kongre’nin karar verebileceğini unutmamak gerekiyor! ABD şu ana kadar doğrudan müdâhil olmamakla birlikte, bölgeye ilave savaş uçakları sevk etti ve İran’dan İsrail’e yönelen bazı füzelerin düşürülmesine yardımcı oldu. Bu gelişmeler, sadece iki ülke arasındaki savaşı değil, aynı zamanda bölgedeki jeopolitik dengeyi ve enerji piyasalarını da ciddi biçimde tehdit ediyor. Özellikle İran ve Katar’ın ortak olduğu Güney Pars doğalgaz sahasına yönelik saldırıların ardından, küresel enerji piyasaları yüksek alarm seviyesine geçti.
ABD’nin çatışmaya doğrudan müdâhil olma ihtimaline dair artan endişeler hisse senetleri üzerinden baskı kurarken, petrol fiyatları ise %4’ün üzerinde yükseliş kaydetti (son üç haftalık performans +%20). Özellikle Hürmüz Boğazı’nda iki petrol tankerinin çarpışıp yangın çıkarması ve bölgedeki elektronik müdahalelerle deniz trafiğinin aksaması, arz kesintisi endişelerini tırmandırarak petrol fiyatlarını yukarı çekti. Bu gelişmeler, küresel enerji piyasalarında yeni bir enflasyon baskısı yaratıyor. ABD tahvilleri ve dolar gibi güvenli limanlara yönelim güç kazanırken, son dönemlerde dolar zayıflığı ile güçlenen kraliyet aslanı sterlin ve EUR gibi para birimleri ise (nihayet) değer kaybetti! Özellikle dört haftadır 1,36 seviyesinin hemen üzerinden kırmızı kart gören Sterlin bu sabah 1,34 seviyelerinin diplerine kadar gevşedi. Hatırlanacağı üzere kalabalık işlemlerin içinde yer almak istemediğimiz savunarak dolara şans tanımıştık! Dolar endeksinin haftayı 99 seviyesinin üzerinde kapatması durumunda, değer kazanımlarını artıracağını düşünüyoruz (bakınız grafik).
Yaşanan gelişmelere rağmen güvenli liman altının ons fiyatı yükselmekte zorluk yaşayarak 3,385 dolar seviyesinde yatay kalırken, arkadan dolu dizgin gelen gümüş ise %2,5 değer kazanarak 37,25 dolar seviyesine yükseldi. Risk iştahının zayıf kalmasına paralel bitcoin dün %4 gerileyerek 104bin dolar seviyelerine çekildi. Bitcoin cephesinde yükseliş için 108bin dolar seviyesinin üzerinde haftalık kapanış görmemiz gerekiyor.
Tüm bu belirsizliklerin gölgesinde piyasalar bu akşam sonuçlanacak FED’in olağan Haziran ayı FOMC toplantısının kararını bekliyor. Her ne kadar son haftalarda açıklanan zayıf veriler (mesela perakende satışlarının %0,9 düşmesi ekonomik zayıflık sinyallerini güçlendirdi) faiz indirimi için zemin hazırlasa da, Powell-Trump gerginliği, tarifelerin yaratacağı enflasyonist baskılara şimdi de savaş nedeniyle enerji piyasasının eklenmesi, FED’in politika faizini sabit bırakma ihtimalini güçlendiriyor. Vadeli kontratlara göre, sene sonuna kadar 45 baz puan (bir veya iki kez 25 baz puan) faiz indirimi bekleniyor. FED’in faiz kararının yanı sıra, üyelerin yeni ekonomik projeksiyonlarında büyümenin zayıfladığı, ancak enflasyonun daha dirençli kalabileceğine işaret etmesini bekliyoruz.
Türkiye cephesinde ise savaş tamtamlarının yarattığı riskten kaçışa paralel TCMB’nin net yabancı para pozisyonu baskı altında kaldı. 16 Haziran valörlü işlemlerde net pozisyon 5,4 milyar dolar gibi ciddi mânâda azaldı. Cuma günü 28,1 milyar dolar seviyesine kadar yükselen net yabancı para pozisyonunun bir günde bu denli gerilemesini biraz da olsun kırılganlık göstergesi olarak okuduk! Bu minvalde, USDTRY kuru günlerdir devam eden sakin seyrini yurt dışı gerginliğe paralel bozarak bu sabah 39,50 seviyesinin üzerine yerleşti. CDS risk primi 298 baz puanda ve yatay seyrini korurken, iki yıl vadeli gösterge tahvilin basit faizi %40 seviyesinin yeniden altına geriledi. Borsa cephesi yurt dışı gelişmelere paralel satıcılı seyrini korudu.
FED sonrası yarın sahne sırasını bekleyen TCMB’den ise politika faizini sabit tutmasını beklerken, faiz koridorunun simetrik bir hâl alacağını ve üst bandın %49 seviyesinden %47,50 seviyesine getirileceğini düşünüyoruz. Bayram öncesi %49 seviyesinde olan TCMB Ağırlıklı Ortalama Fonlama Maliyeti (AOFM) %46’ya, BIST Repo faizi (TLREF) ise %46,11 seviyesine geldi. Yani? TCMB üstü kapalı da olsa 300 baz puan faizi indirdi. %46 olan politika faizinde ise direkt indirimin Temmuz toplantısında 350 baz puan ile yapılmasını bekliyoruz. Böylelikle 19 Mart öncesi döneme de (%42,50) tekrar gelmiş olacağız. Hazır siyasi iklimin değiştiği 19 Mart demişken, Zafer Partisi lideri Özdağ’ın beş aydır devam eden tutukluğu ardından tahliyesine dün karar verildi.
Dün geceyi %1’e yakın düşüşle tamamlayan ABD borsaları, yeni gün başlangıcında (vadeli endeksler) yatay bir seyir izlerken, Pasifik’in diğer ucunda ise Japonya’nın Nikkei endeksi, zayıflayan YEN’in desteğiyle dört ayın en yüksek seviyesine ulaştı. Lâkin, İsrail-İran arasında tırmanan çatışma ve ABD’nin askerî müdahâleye yaklaşması yatırımcıların temkinli kalmasına neden oldu. Hong Borsası %1,2 düşüşle olumsuz ayrıştı. İran petrolünün en büyük alıcısı olan Çin’in ise gelişmelere nasıl tepki vereceğini merakla takip ediyoruz! Ara ara gündeme gelen Tayvan konusuna bu noktada dikkat çekmek isteriz. Her ne kadar Çin’in Tayvan’a tam ölçekli bir askerî harekât başlatma ihtimali düşük görünse de, bölgesel krizlerin yoğunlaştığı bu dönemde Pekin’in Tayvan üzerindeki askerî ve psikolojik baskısını artırmasını muhtemel görüyoruz.
TCMB Net Yabancı Para Pozisyonunda Günlük Değişim
Emre Değirmencioğlu
ALTIN - DÖVİZ - KRIPTO PARA
Trump’tan Tahran’ı boşaltın çağrısı: Risk iştahı yeniden geriledi

Yayınlanma:
5 gün önce|
17/06/2025Yazan:
BankaVitrini
İsrail ve İran arasındaki karşılıklı saldırılar beşinci gününe girerken, ABD Başkanı Trump, İran’ın nükleer silah programına son vermemesi nedeniyle Tahran’ın derhâl tahliye edilmesi çağrısı yaptı. Trump, G7 Zirvesinden erken ayrılarak Ulusal Güvenlik Konseyi’ni toplama kararı aldı. Bu süreçte Beyaz Saray, ABD’nin İran’a doğrudan saldırmadığını açıklarken, İran’ın nükleer tesislerinden Natanz’a yönelik İsrail saldırısı sonucunda 15bin santrifüjün imha edildiği bildirildi. İran’ın ABD’nin sunduğu nükleer programı sınırlandırma anlaşmasını imzalamayı reddetmesi sonrası Tahran’a yönelik saldırıların hızla arttığını görüyoruz. İran kayıtsız şartsız anlaşmayı imzalamazsa, ABD’nin de saldırılara dâhil olacağı bir senaryoyu göz ardı etmemek gerekiyor.
Brent cinsi ham petrolün varil fiyatı, arzın etkileneceği Hürmüz Boğazı endişesi ile Cuma günü 78,50 dolar seviyesini test ederek altı ayın zirvesine yükselmesi arından dün bir ara 70,50 dolar seviyesine kadar gerileme kaydetmişti. Bu sabah, Trump’ın Tahran’ı tahliye yönünde sert açıklaması, Çin’in ise vatandaşlarına İsrail’i terk etme çağrısı yapması sonrası petrol fiyatları yeniden 73,50 dolar seviyesine yükseldi.
Her ne kadar barometre olarak petrol fiyatlarına baksak da, Ortadoğu’da artan gerilim ve Trump’ın tahliye çağrısı sonrası küresel piyasalarda riskten kaçınma isteğini yeniden arttığını görüyoruz. Halbûki dün, Fransa Cumhurbaşkanı Macron, ABD’nin arabuluculuğunda bir ateşkes ve kapsamlı müzakere önerisinde bulunurken, İran da Umman, Katar ve Suudi Arabistan üzerinden Trump’a mesaj ileterek, İsrail’in saldırılarını durdurması hâlinde nükleer görüşmelere esneklik göstereceğini bildirmişti. Bu gelişmeler sonrası geceyi %1 civarında yükselişle kapatan ABD borsaları, bu sabah vadeli işlemlerde yönünü hafif de olsa aşağıya çevirdi. Önde gelen borsaların vadeli endekslerinde %0,5 civarında düşüş görülürken, Asya borsalarında ise ılımlı seyrin korunduğunu görüyoruz.
Güvenli liman altının dün olumlu gelişmeleri fiyatlayarak %1,4 gerilmek suretiyle 3,385 dolar seviyesini test etmesi ardından bu sabah yatay bir başlangıç yaptığını görüyoruz. ABD 10 yıllık tahvil faizleri hafif de olsa gerilerken, her ne kadar Trump ile tahtı biraz sallansa da, böyle zamanları amiral gemisi dolar Euro ve Sterlin karşısında benzer şekilde hafif de olsa güç kazandı. Kalabalık cümlelerin özeti olarak, ABD’nin askerî müdahalesi endişesiyle piyasalarda temkinli hareketlerin yoğunlaştığını not etmemiz gerekiyor.
3. Dünya Savaşı ihtimaline dair sert söylemler ve manşetlerin ise gündemi meşgul ettiğini görüyorum. Ancak piyasaların tepkisine baktığımızda, bu endişelerin fiyatlamalara yansımadığını net bir şekilde söylememiz gerekiyor. Böyle bir risk söz konusu olsaydı, herhâlde S&P 500 endeksi tüm zamanların zirvesinin kıyısında olmaz ya da güvenli liman olarak görülen altının ons fiyatı rahatlıkla geçen haftalarda test ettiği 3,500 dolar zirvesini aşar ve dört beş bin dolar seviyelerine koşar adım giderdi. Petrolün ise varil fiyatı 5-10 dolar değil, parabolik bir şekilde artardı! Şimdilik manşetler kuvvetli olsa da, piyasalar 3. Dünya Savaşı gibi bir senaryoyu fiyatlamak yerine, gelişmeleri ‘kontrollü bir tırmanma’ olarak okumayı tercih ederek diplomasinin çalışacağını fiyatlıyor.
Biz ise gelişmeleri biraz daha sakin ve büyük resmi okuyarak ele almaya çalışıyoruz. Dün de bültenimizde belirttiğimiz üzere, herkes jeopolitik risklere veya 3. dünya savaşına odaklanırken, İsrail’in son dönemde Hamas ve Hizbullah gibi örgütlere yönelik artan operasyonel baskısı, İran’ın askerî ve nükleer altyapısına doğrudan saldırılarla yeni bir safhaya taşındı. Bu gelişmeler, uzun süredir beklenen ancak ertelenen rejimi devirme sürecinin fiilen başladığına işaret ediyor. İran’ın zayıflaması yalnızca bölgedeki dengeleri değil, aynı zamanda Suriye, Lübnan ve Irak gibi ülkelerdeki güç boşluklarını da yeniden şekillendirebilir. Bu yeni tablo Türkiye açısından hem risk hem de fırsat barındırıyor. Kısa vadede bölgesel gerilimlerin artması, enerji fiyatları ve güvenlik politikaları üzerinde baskı yaratabilir. Ancak İran’ın etkisinin zayıflaması, Türkiye’nin diplomatik ve jeopolitik manevra alanını genişletebilir. Suriye’nin kuzeyindeki terör yapılarının tasfiyesi, PKK’nın silah bırakma sürecinin hızlanması ve belki de Kıbrıs’a kadar uzanacak daha dengeli bir diplomasi ortamının oluşması gibi olumlu gelişmelerin de önünü açılabileceğini düşündüğümüzü bir kez daha yazmış olalım.
Yeni gün başlangıcında, Japonya Merkez Bankası (BoJ) kısa vadeli faiz oranlarını %0,5 seviyesinde sabit bırakırken, tahvil alımlarındaki azaltım temposunun yavaşlatılma kararı aldı. Bu adım, BoJ’un ultra gevşek para politikasından çıkışı oldukça temkinli bir şekilde sürdürmeyi ve ekonomideki kırılgan toparlanmayı desteklemeyi tercih ettiğini gösteriyor. YEN dolar karşısında hafif de olsa değer kazandı. BoJ sonrası gözler yarın FED’in perşembe günü ise TCMB’nin olağan PPK toplantılarına çevrilmiş durumda. FED’in faizleri sabit tutması beklenirken, Başkan Powell’ın ileriye dönük mesajları piyasaların yönü açısından belirleyici olacağını düşünüyoruz. Perşembe günü sonuçlanacak TCMB’nin olağan PPK toplantısında ise, politika faizinin %46 seviyesinde korunacağını, lâkin gecelik borç verme faiz oranının ise (faiz koridorunun üst bandı) daha simetrik hâle getirilerek %49,00’dan %47,50 seviyesine çekileceğini tahmin ediyoruz. Türkiye siyasetinde veya jeopolitik arenada işler yolunda giderse, politika faizinde 350 baz puan indirimin ise Temmuz toplantısında geleceğini ve 19 Mart öncesi seviyelere (%42,50) dönüleceğini düşünüyoruz.
Dün ağırlıklı ortalama fonlama maliyeti (AOFM) %46 seviyesine gerilerken, BIST repo piyasasında iş gören faiz (TLREF) de benzer bir şekilde %46,33 seviyesine geriledi. Hatırlanacak olursa, her iki gösterge faiz de bayram öncesi neredeyse %49 seviyesine idi. TCMB’nin piyasalara yön tayin eden faiz oranlarında yaşanan gerilemenin yakında mevduat ve kredi faizlerinde de yansıyacağını düşünüyoruz. TCMB’nin bir an önce normalleşmeye dönerek faiz oranlarını indirmesini bekliyoruz. Dün açıklanan cari işlemler dengesi Nisan ayında 7,9 milyar dolar ile oldukça yüksek tutarda açık verdi. Bu sonuçla Ocak-Nisan dönemi açık miktarı 20,3 milyar dolar oldu (geçen yılın aynı döneminde açık miktarı 14,6 milyar dolar). Altın hariç cari denge 5,7 milyar dolar açık verdi. Türk Lirasında reel değerlenme politikasını yavaş yavaş cari işlemler dengesi üzerinde olumsuz mânâda etki yaratmaya başladığını görüyoruz! Rezerv varlıklarda ise net olarak 25 milyar dolar gibi tüm zamanların zirvesinde bir azalış oldu! Türkiye’nin siyasi ikliminde yaşanan değişimin (19 Mart) dış dengeler açısından ne kadar sert olduğunun bir yansıması bir kez daha görmüş olduk!
TCMB dün piyasa katılımcıları anketinin Haziran ayı sonuçlarını açıkladı. Ankete göre yıl sonu TÜFE enflasyon beklentisi %30,35’ten %29,86’ya gerilerken, 12 ay sonrasına ilişkin beklenti %25,06’dan %24,56’ya geriledi. Yıl sonu USDTRY kuru beklentisi 43,70’ten 43,57’ye, 12 ay sonrası beklenti ise 47,04’e yükseldi. 19 Mart sonrası beklentilerde oluşan bozulmanın yavaş da olsa düzelmeye başladığını görüyoruz.
TCMB piyasa katılımcıları anketi
Emre Değirmencioğlu
FARK YARATANLAR
FARK YARATANLAR
KATEGORİ
- ALTIN – DÖVİZ – KRIPTO PARA (844)
- BANKA ANALİZLERİ (139)
- BANKA HABERLERİ (3.139)
- BASINDA BİZ (60)
- BORSA (450)
- CEO PERFORMANSLARI (36)
- EKONOMİ (2.852)
- GÜNCEL (3.213)
- GÜNDEM (3.192)
- RÖPORTAJLAR (48)
- SİGORTA (133)
- ŞİRKETLER (2.243)
- SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK (475)
- VİDEO Vitrini (19)
- YAZARLAR (1.054)
- Ali Coşkun (23)
- Arif Öztan (7)
- Ayşe Muzaffer Sunguroğlu (7)
- ChatGPT (26)
- Dr. Abbas Karakaya (64)
- Erden Armağan Er (45)
- Erol Taşdelen (569)
- Gizem Taşdelen (7)
- Gülbeyaz Gergün (63)
- Kemal Emirhan Mendi (1)
- Murat Şenol (26)
- Mustafa Akpınar (41)
- Onur ÇELİK (34)
- Prof. Dr. Binhan Elif Yılmaz (80)
- Serhat Can (7)
- Süleyman Çembertaş (16)
- Tungay Dere (18)
- Uğur Durak (33)
- Zuhal KARABULUT (5)
YAZARLAR

HÜRMÜZ BOĞAZI KAPANIRSA NE OLUR?

İsrail-İran Savaşı: Tezler, Stratejiler, Dersler ve Uluslararası Kurumların Sınavı

Trump: ABD’nin saldırıları İran’ın nükleer tesislerini yok etti

Kentsel dönüşüm müteahhiti yaptığı daire ve dükkanları satıp ‘İflas ettim’ dedi

İran’ın İsrail’e Yönelik Saldırılarında Hedef Alınan Noktalar

DİYARBAKIRDA bir ATM 3. kez saldırıya uğradı

Türkiye’de Ekmek Üretimi: Katkı Maddeleri, Genetik Müdahaleler ve Kimyasal İşlemler

UŞAK’ın en köklü Market Zinciri EGEŞOK Konkordato aldı

Siyasi Gerginlik Ekonomiyi Geriyor: Reel Sektör Nefes Alamıyor!

KİL VE BENTONİT TESİSLER NE İŞE YARAR?

Dolandırıcılık Davasında Şok Rapor: Banka Kusurlu!

Ekonomik Programın “Geçici Yan Etkileri”: Gerçekten Geçici mi?

TOBB Başkanı: KOBİLER AYLIK KREDİ BÜYÜME SINIRI DIŞINA ALINMALI

Tennis Istanbul Open 2025 Şirketler Arası Tenis Turnuvası başladı
- SON DAKİKA ÇILGIN SAYISAL LOTO SONUÇLARI 21 HAZİRAN 2025 | 377.594.169 TL büyük ikramiyeli Çılgın Sayısal Loto sonuçları nasıl öğrenilir? 21/06/2025
- Bakan Kurum açıkladı: Deprem konutları teslimatında 250 bini aştık, asrın imar seferberliği hızla sürüyor 21/06/2025
- Bakan Bayraktar: Enerji sektörümüz oldukça güçlü ve dayanıklı durumda 21/06/2025
- Borsada en çok kazandıran ve kaybettiren hisseler belli oldu 21/06/2025
- Bakan Uraloğlu: Türkiye, Orta Koridor ve Kalkınma Yolu ile lojistik gücünü artırıyor 21/06/2025
- Milyonlarca emekli ve memur yeni maaş zammı için geri sayımda: Promosyon ödemeleri değişiyor! 21/06/2025
- Ticaret Bakanlığı’ndan iki şirkete daha dış ticaret sermaye şirketi statüsü 21/06/2025
- Resmi Gazete'de bugün (22.06.2025) 21/06/2025
- JPMorgan'dan İran rejimiyle ilgili petrol fiyatı uyarısı 21/06/2025
- Türkiye ile Mısır enerji alanında kapsamlı ve çok yönlü işbirliği hedefliyor 21/06/2025
- Çin’de yabancı sermayeli işletme sayısı yüzde 10,4 arttı 21/06/2025
- Macron: İran nükleer silah edinmemeli, güvence vermeli 21/06/2025
- Akaryakıta bir zam daha 21/06/2025
- Rosneft CEO’su Seçin: Altın ve kripto paralara yönelim artıyor 21/06/2025
ALTIN – DÖVİZ
BORSA
KRIPTO PARA PİYASASI
Popüler
-
GÜNDEM4 yıl önce
Sedat Peker’in bahsettiği otel: Günlüğü 106 bin TL
-
GÜNCEL2 yıl önce
Zara Ve Mango’ya Üretim Yapın Tekstil Devi Konkordato Talep Etti
-
BANKA HABERLERİ2 yıl önce
TCMB Başkanı için ismi geçen GAYE ERKAN First Republic Bank’tan ayrılma süreci
-
BANKA HABERLERİ4 yıl önce
AKBANK çöktü : Dijital Bankacılık sorumlusu GMY CİVELEK ortada yok!
-
BANKA HABERLERİ4 yıl önce
HSBC terbiyesizliği : “Sabancı alana “AKBANK bedava”
-
BANKA ANALİZLERİ3 yıl önce
YILIN İLK YARISINDA İŞBANK RAKİPSİZ LİDER AKBANK SONUNCU SIRADAN KURTULAMIYOR
-
GÜNDEM2 yıl önce
Bankacılığı bırakıp eskortluk yapmaya başladı: Haftalık kazancı dudak uçuklattı