Connect with us

BANKA ANALİZLERİ

ŞARLATAN BANKACILAR

Kaç türlü bankacı var? Şarlatan, despot, herşeyi bilen, kendini guru sanan, tacizciler, iş kolik görünenler ve dahası.. Peki sizin çevrenizdeki bankacı tipi hangisi?

Yayınlanma:

|

Sektör İnsan Kalitesinde özellikle bazı bankalarda o kadar dejenere oldu ki  bir daha düzelmez. Kötü iyiyi bozdu maalesef. Pis kokular artık engellenemez bu sektörde.  Çevrenize dikkat edin “Bankacıyız” diye dolaşanların şarlatanlar (*) Bankacı olmayan Bankacılardır.  Kimler mi bunlar hadi bakalım.
Her şeyi ben bilirimciler : Bu grup şarlatanlar kendilerinden başkasının görüşlerine değer vermezler. Bankacılığı sadece kendileri bilir, Strateji ve Taktik uzmanıdırlar. Dedikleri  yapılır ise başarı kaçınılmazdır. Siz başarısız iseniz bu grubun dediklerini yapmadığınız içindir. Su yüzüne zeytinyağı gibi çıkmayı pekiyi becerirler.  Aslında bilgi düzeyinin yetersizliğini fark edersiniz ama üst amir konumunda oldukları için susar idare edersiniz.
Despotlar : Bu grup bilgi düzeyinin ve yönetim becerilerinin yetersizliğini despot bir ortam oluşturarak kamufle etmeye çalışırlar. İletişime kapalıdırlar. Soru bile soramazsınız. Kaza ile sorarsanız bu soru ilk ve son sorunuz olur. Cevabınızı alamadığınız için sorduğunuza da pişman olursunuz. Bu grup ile aranızda iletişim değil sadece tek taraflı “iletileri” vardır. Seçeneğiniz yok, dinliyormuş gibi yapın geçin.
Kendini Guru sananlar : Bu grubu yürüyüşünden tanırsınız vücut dilleri çok komiktir. Toplantılarda iki elini göğüs hizasında, vücuttan 30 cm uzakta, parmakları açık şekilde birleştirirler, kafaları 220 derece yukarı bakar hali ile sağa sola radar gibi çevirerek yürürler, bakışları da kısık ve donuk olur. Botokslardan dolayı yüz ifadesinde mimik yoktur. Konuşurken ağır ve sakin kalırlar. Her şeyi bilmiş bilmiş ortalıkta dolaşırlar, konuşmayı pek tercih etmezler sadece kafa ile selam vermeyi tercih ederler.
Tacizciler : Ruh hastası kompleksli tiplerdir. Amaçlarına ulaşmak için koltuk araçtır. Kaza ile Bölge müdürü olduklarında ilk işi bölgedeki erkek elemanları bayan elemanları ile değiştirirler. Bölgeyi kümesleri gibi görürler. Bölgelerinde de pek erkek müdür istemezler. Ortamı hazırladıktan sonra yok toplantıymış, yok  firma ziyaretiymiş, yok dosya değerlendirmeymiş bir yolunu bulup sürekli yanınızda olup, taciz haldedirler. En iğrenç grupturlar. Kendilerini görmezden gelenleri işten atma dahil her türlü pisliği yaparlar. Tam anlamı ile kompleksli ruh hastası tiplerdir. Bölge dışına kendiniz atamadıysanız yeni bir banka ya da iş arayın derim. Bunların bayan versiyonunu hiç yazmayayım.
İş Kolik  Görünenler: İşine kendini adamış görünürler. Alkolik tipler olmaya adaydırlar.  Çevresinde yalaka insanları pek severler.  İş dışında hiçbir şey ağzından duyamazsınız. Böyle tipleri şube ya da bölge müdürü yaparsanız saatlerce toplantıya hazırlıklı olun. Yetersizliklerini unvanı kullanarak insanları saatlerce  şubede toplantı halinde ya da telekonferansta tutmaktan hoşlanırlar.  Genel Müdürlüğe yaranmak ve “fark yaratıyor” izlenimi vermek için kafasına göre personele hedef dağıtıp “gerekirse ailenize satın bu ürünü” demekten geri durmazlar. 
Vurdum Duymazlar : Bu grup dünya yıkılsa umurunda olmaz. Stresmiş, Mobbingmiş, Hedefmiş, Müşteriymiş sorun etmezler. Rölantide çalışan tiplerdir. Genelde sorumlulukları az bekar tipler ve gelecek kaygısı yaşamayan çalışanlardır.
Mobbingciler  :  Bu grup Psikolojik klinik vaka oldukları için Mobbing yazı dizisinde en iyi tanımlamayı da Psikologlar yapmıştı. Takip ettiyseniz Paramedya Mobbing yazı dizisinde Psikolog Gizem Taşdelen bu gurubu şöyle tanımlamıştı. “Genel olarak ilgi açlığı çeken, övgüye aşırı muhtaç, şişirilmiş benlik algısı içinde olan, narsist, kendi eksikliklerinin telafisi için yıldırmaya başvuran güçsüz, güvensiz, korkak ve önyargılı kişilikteki insanlardır”. Ek bir şey yazmaya gerek yok.

McKinsey Prens ve Prensesleri : Bankacılıkta normal bir kariyer planı vardır. Gişeden yada MT / MİY olarak pazarlamadan başlar, Şube Müdürü, Bölge Müdürü, Grup Müdürü, MGY, GM kariyer planı devam eder. Sahadan gelinir yani. McKinseyciler sahadan gelmez. Bu nedenle sahada ne olup bitiyor hakim değillerdir. Paraşütleme sektöre monte edilmişlerdir. Direkt GMY veya Yönetim Kuruluna üstelik. CEO olanlar bile var. O nedenle mecburen delegasyonu ihmal etmezler. “Bölge müdürleri benim temsilcim” derler. Yetkiyi kapan Bölge Müdürünün Mobbing yapmama şansı var mı?  Öyle ya sektör dünya ile bütünleşmiş bankalar yabancılaşmıştır. Global dilden konuşan iş etik kuralları vs gibi yerel düzenlemeler de neymiş Kar Kar Kar. Millete de “eski köye yeni adet” diye yutturmaya çalışırlar. Müşteri de köyde yolunacak tavuktur aslında. Bankacılık formatı değişmiştir artık. McKinsey Prens ve Prenseslerini ayrı bir yazıda detaylı ele alacağız, hikaye uzun çünkü.

Bankacılık sektörü hak etmediği, olmaması gereken insan tipleri ile doldu. Aslında bu tiplemeleri biz yapmıyoruz herkes gidip kendi koltuğuna oturuyor. Hangi tipte yer aldığını kendi belirliyor. Bizler sadece ayna tutup siz böylesiniz diyoruz. Buradaki olumsuz tiplerde kendinizi bulamadıysanız üzülmeyin doğru yoldasınız, akıl sağlığınız yerinde demektir.
(*) Şarlatan :  Kendi bilgi ve niteliklerini veya mallarını överek karşısındakini kandıran, dolandıran kimse ( TDK – Türk Dil Kurumu ).  Bilim, vicdan, etik ve deontoloji vb. her türlü değer sistemini yok sayarak kısa zamanda ün ve varlığa ulaşmak için her türlü yola başvurarak hekimlik pratiği yapan kişi. (Veteriner Hekimliği Terimleri Sözlüğü  ) 
Erol TAŞDELEN
[email protected]

BANKA ANALİZLERİ

DenizBank, Dünya Çiftçiler Günü’nü Tarıma Özel Kampanyalarla Kutluyor

Tarımın finansmanı ve çiftçinin üretiminin devamlılığı için çalışan DenizBank, 14 Mayıs Dünya Çiftçiler Günü’nü, Üretici Kart ile yapılan alışverişlerde nakit avans fırsatı ve toplamda altı aya varan vade avantajı gibi çiftçinin hayatını kolaylaştıran kampanyalarla kutluyor.

Yayınlanma:

|

Yazan:

DenizBank, tarımın finansmanı için geliştirilmiş yenilikçi ürünü Üretici Kart ile MobilDeniz üzerinden 1 ay faizsiz 25.000 TL nakit avans imkânının yanı sıra, anlaşmalı iş yerlerinden yapılan alışverişlerde Mayıs sonuna kadar geçerli 5 aya varan vade avantajı sunuyor. Ayrıca çiftçiler, MobilDeniz uygulaması aracılığıyla banka şubesine gitmeden, doğrudan bayiden 4 milyon TL’ye kadar traktör kredisi başvurusunda bulunabiliyor.

“Çiftçilerimiz ülkemizin geleceğidir”

DenizBank KOBİ Bankacılığı, Tarım Bankacılığı ve Kamu Finansmanı Grubu Genel Müdür Yardımcısı Engin Eskiduman, konuyla ilgili değerlendirmesinde şunları söyledi: “DenizBank olarak çiftçilerimizin ülkemiz ve geleceğimiz için taşıdığı değeri biliyor; üretim güçlerini desteklemeyi öncelikli görevimiz kabul ediyoruz. Bu özel günde de, tüm şubelerimizde onlarla bir araya geliyor, ziraat odalarımızla etkinlikler düzenleyerek Dünya Çiftçiler Günü’nü coşkuyla kutluyoruz. Bugün itibarıyla 300 tarım şubemizde, çoğunluğu ziraat mühendisi ve çiftçi ailelerinin çocuklarından oluşan 1500 kişilik ekibimizle sahadayız; tüm ihtiyaçlarında üreticilerimizin yanında olmaktan büyük gurur duyuyoruz. Önümüzdeki dönemde de, ülkemizin her köşesinde, özellikle kırsal bölgelerde üretimin sürekliliğini sağlamak amacıyla gerekli finansal desteği sağlamak üzere kararlılıkla çalışmaya devam edeceğiz. Emekleriyle tarımı ayakta tutan tüm çiftçilerimizin 14 Mayıs Dünya Çiftçiler Günü’nü içtenlikle kutluyor, verdikleri emek için teşekkürlerimizi sunuyoruz.”

Okumaya devam et

Ali Coşkun

Patrona Uyarı: Banka Kredileri, Özkaynak Değildir

Yayınlanma:

|

Yazan:

Bir çok şirkette hâkim olan bir anlayış var. Sipariş varsa satış vardır, satış varsa büyüme vardır, büyüme varsa işler yolundadır. Bu durum umut verici görünse de arka plandaki finansal gerçekler çoğu zaman ihmal ediliyor. Özellikle büyümenin tamamen banka kredileriyle finanse edildiği şirketlerde bu durum ilerleyen dönemlerde ciddi sorunlara yol açıyor.

Bilançoların %70’i banka borçlarından oluşmaktadır. Şirketlerin çoğu kısa vadeli banka kredileriyle günlük operasyonlarını döndürmeye, uzun vadeli yatırımları ise işletme sermayesiyle karşılamaya çalışıyor. Bu yapısal sorun, finansmana erişimin iyice kısıtlandığı, bugünkü gibi yüksek faizli bir ortamda daha da riskli hale geliyor.

Bugün TL faiz oranları basitte %55 – 60’lara dayanmış durumdadır. Bileşiği ise tefeci faizlerine gelmektedir. Bu faiz oranlarıyla mevcut kredi borçlarının çevrilmesi, ödenmesi neredeyse imkânsız hale gelmiştir.

Peki, neden şirketler bu kadar fazla banka kredisi kullanıyor?

Çünkü çoğu patron için kredi bir tür “ öz sermaye ” gibi görülüyor. Oysa bu en büyük ve en tehlikeli yanılgılardan biridir.

Kredi, bir finansman aracıdır. Örneğin tedarikçiden alınan vadeli mal gibi bir gün ödenmesi gereken bir borçtur. Sermaye değildir. Ortakların koyduğu, özkaynak hiç değildir.

Kredi riski, şirkete değil bankaya aittir sanılıyor ama durum tam tersidir.

Üstelik bu kredi bağımlılığı, iş dünyasında “büyüme tutkusu” ile birleşince daha da tehlikeli hale geliyor. Patron sipariş almanın heyecanıyla yeni yatırımlara koşuyor, üretim kapasitesini artırıyor, yeni makineler alıyor ama bu harcamaların tamamı krediyle finanse ediliyor.

Satışlar artsa da kârlılık aynı oranda artmıyor. Çünkü artan faiz yükü, nakit çıkışlarını eritiyor. Firma büyüdükçe özkaynağı zayıflıyor, borç/özsermaye oranı bozuluyor ve finansal yapı kırılgan hale geliyor.

Bugün konkordato ilan eden firmaların çoğu “büyüme dönemlerinde” kontrolsüz borçlanan firmalardır. İşler iyi giderken alınan kredilerin geri ödemesi, ekonomi yavaşladığında ya da faizler bugünkü gibi yükseldiğinde imkânsız hale gelir. Aslında ortada bir krizden çok kötü yönetilen bir finansman yapısı vardır.

Büyüme ciro ile ölçülmemelidir. Karlılık, nakit akışı, özkaynak karlılığı, borç çevirme oranı gibi göstergelerde önemlidir. Aksi halde bilançosu hormonlu şişmiş, borç yükü altında ezilen firmalarla dolu bir ekonomik yapı oluşur.

Ve bunun en temel sebebi şudur:

Kredinin, özkaynak olmadığı gerçeğinin farkında olunmamasıdır.

Patronlar artık şunu net bir şekilde anlamalı ;

Kredi bir borçtur. Bir gün geri ödenmek zorundadır. Kâr etmeyen, nakit sağlamayan bir yapının borçla büyümesi sürdürülebilir değildir.

Bu yolun sonu konkordatodur, iflastır.

Finansal disiplini olmayan bir büyüme çöküşün habercisidir.

İş dünyasının yaşaması için “krediye değil, kârlılığa” odaklanan bir zihniyet değişimi şarttır.

Özkaynak olmadan büyümek temelsiz bina yapmaya benzer. İlk sarsıntıda yıkılır.

Ali ÇOŞKUN-Finans Danışmanı
0 530 787 84 39
[email protected]

Okumaya devam et

BANKA ANALİZLERİ

HSBC TÜRKİYE RAPORU

Yayınlanma:

|

Yazan:

• Türkiye hisse senetleri, İBB Başkanı İmamoğlu’nun tutuklanmasının ardından artan iç siyasi belirsizlik nedeniyle önemli bir oynaklık yaşamıştır.
• Ekonomik reformlara olan bağlılığa dair son güvenceler, uzun vadeli tezi desteklemektedir.
• HSBC, Türkiye’ye yönelik “ağırlığını artır” tavsiyesini koruyor ve altı “en iyi fikir” hisseyi vurgulamaktadır: Türk Hava Yolları, Akbank, BİM, Turkcell, Migros ve Torunlar.
• Yakın vadeli zorluklara rağmen, Türkiye hisse senetleri için temel uzun vadeli katalizörün, geleneksel ekonomik politikaya olan güçlü bağlılık olduğuna inanılmaktadır.
• Türkiye hisse senetleri için en büyük risk, döviz çıkışlarından kaynaklanan sürekli baskılardır.
• TCMB’nin temel öncelikleri, dolar talebini kontrol altına almak ve döviz istikrarını korumaktır.
• Yabancı yatırımcı pozisyonları yılbaşından bu yana artsa da, nispeten küçüktür ve bu da daha fazla çıkışın sınırlı olabileceğini göstermektedir.
• 14 Mart’a kadar, yılbaşından bugüne Türkiye hisse senetlerine 860 milyon USD giriş olmuştur, ancak 2024 boyunca 2,6 milyar USD çıkış yaşanmıştır.
• Türkiye’nin öz sermaye piyasasındaki yabancı sahipliği, 2020 öncesindeki %65 seviyesinden %37’ye düşmüştür.
• Türk bankaları, makroekonomik gelişmelerle yakından ilişkili oldukları ve yüksek yabancı pozisyonlarına sahip oldukları için, devam eden gelişmelerden en çok etkilenen sektör olarak görülmektedir.
• Bununla birlikte, bankaların yıl sonuna kadar faiz indirimlerinin gerçekleşmesiyle olumlu etkileneceği düşünülmektedir.
• Türkiye ekonomisinin temelleri sağlamdır ve 2025’in başındaki veriler, kurumsal kazançlara önemli bir destek sağlayacak şekilde ekonominin dirençli olduğunu göstermektedir.
• Yüksek enflasyon ortamında, Türk tüketicileri fiyat konusunda daha hassas hale geldikçe, temel tüketim malları ve indirimli perakendeciler iyi performans göstermektedir.
• Türkiye’de havacılık sektörü, güçlü büyüme görünümüyle öne çıkmaktadır.
• Ülke, 2024’teki 62,3 milyon ziyaretçiye kıyasla bu yıl 65 milyon ziyaretçi ağırlamayı beklemektedir.
• Türkiye, Ukrayna, Gazze, Lübnan ve Suriye gibi bölgelerdeki potansiyel yeniden yapılanma çabalarından faydalanabilecek stratejik bir konuma sahiptir.
• Savunma sektörü, AB’nin savunma bütçelerini artırma yönündeki önemli çabasından yararlanmaya hazırlanmaktadır. Aselsan tavsiye edilmektedir.
• Türk savunma ve havacılık ihracatı 2024’te %29 artarak 7,1 milyar USD’ye ulaşmıştır.

RAPORUN TAMAMI: 1743143694653

Okumaya devam et

FARK YARATANLAR

FARK YARATANLAR

KATEGORİ

ALTIN – DÖVİZ

Altın Fiyatları

BORSA

KRIPTO PARA PİYASASI

TANITIM

FACEBOOK

Popüler

www bankavitrini com © "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan, BANKA VİTRİNİ'nde yer alan yazar ve çevirmenlerine ait herhangi bir yazı, çeviri, makale ve haber izin alınmadan basılı olarak ya da internet ortamında kullanılamaz, çoğaltılamaz, yayınlanamaz. İzinsiz kullananlar hakkında hukuki yollara başvurulacaktır. "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan tüm özgün yazıların içeriğinden yazarları sorumludur. www.bankavitrini.com'da yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti, aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler, mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Yer alan yazılarda herhangi bir yatırım aracı; Hisse Senedi, kripto para biriminin veya dijital varlığın alım veya satımını önermiyor. Bu nedenle sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi, beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Lütfen transferlerinizin ve işlemlerinizin kendi sorumluluğunuzda olduğunu ve uğrayabileceğiniz herhangi bir kaybın sizin sorumluluğunuzda olduğunu unutmayın. © www.bankavitrini.com Copyright © 2020 -UŞAK- Tüm hakları saklıdır. Özgün haber ve makaleler 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu korumasındadır.