Connect with us

BANKA HABERLERİ

ABD’den Mir kartı için bankalara gözdağı

ABD’den Mir kartı için yabancı bankalara gözdağı… ABD, Rus kurumu Ulusal Ödeme Kartı Sistemi (NSPK) ile yeni anlaşmalar yapan veya mevcut anlaşmaları genişleten ABD dışı finans kurumlarının, Rusya’nın ABD’yi atlatma çabalarını destekleme riski taşıdığı konusunda uyardı.

Yayınlanma:

|

ABD Hazinesi’nin yeni Rusya yaptırımları açıklamasının ayrıntıları medyaya yansıdı. Buna göre ABD, şimdilik Mir ödeme sisteminin sahibi olan Rus kurumu Ulusal Ödeme Kartı Sistemi’ne (NSPK) yaptırım uygulamadı, ancak “NSPK ile yeni anlaşmalar yapan veya mevcut anlaşmaları genişleten ABD dışı finans kurumlarının, Rusya’nın ABD’yi atlatma çabalarını destekleme riski taşıdığı” konusunda uyardı.

Turkrus.com’un haberine göre; bu uyarı cümlesi Rus uzmanlar tarafından, “Yurt dışında Mir kart ile çalışan yabancı bankalara verilmiş gözdağı” olarak yorumlandı.

ABD makamlarının açıklamasında, bu tür risklerin, “Mir ulusal ödeme sisteminin Rusya Federasyonu toprakları dışında kullanımının genişlemesi nedeniyle” ortaya çıktığı savunuldu.

Rusya vatandaşları tarafından kullanılan Mir kartları şu anda Türkiye, Vietnam, Güney Kore, Ermenistan, Özbekistan, Belarus, Kazakistan, Kırgızistan, Tacikistan, Güney Osetya ve Abhazya’da kabul ediliyor.      ABD’den Mir kartı için yabancı bankalara gözdağı

Önceki gelişmeler:

ABD Hazinesi, Mir ödeme sisteminin Rusya dışında kullanımına yönelik yaptırımların uygulanmasına izin verdi.

ABD Hazine Bakanlığı’nın Yabancı Varlıklar Kontrol Ofisi (OFAC), “Mir kart sistemi kullanılarak Rusya Federasyonu’na karşı uygulanan yaptırımları aşma girişimlerine yanıt vermeye hazır olduğunu” açıkladı.

OFAC, “Rusya’nın Ulusal Ödeme Kartı Sistemi (NSPK) ile anlaşma yapan finansal kuruluşların, yaptırımları delmeye yönelik eylemlerde bulunma riskiyle karşı karşıya olduklarını” duyurdu.

İngiliz Financial Times Gazetesi, “ABD ve AB’nin, Rusya bankacılık sektörünün yasadışı finansman için potansiyel bir çıkış olarak kullanıldığı endişeleri nedeniyle, Rusya’nın yaptırımlardan kaçınmasını engellemesi için Türkiye üzerindeki baskıyı artırdığını” yazdı.

Bu iddia üzerine Mir ödeme sistemleri Rusya’da bir açıklama yaptı ve kartın Türkiye’de çalışmaya devam ettiğini duyurdu.

Habere göre AB, endişelerini Türk yetkililere doğrudan iletmek için bir resmi heyet yollamaya hazırlanırken, ABD, Rusya’nın yerel ödeme sistemi Mir’e entegre olan Türk bankalarını yakın takibe aldı.

Habere göre Türkiye üzerindeki baskının nedeni, Batılı başkentlerin Rusya’ya karşı yeni önlemler almak yerine mevcut yaptırımların daha sıkı uygulanmasına odaklanması.

Bu politika değişimi, uygulanan ekonomik yaptırımların Rusya ekonomisine umulduğu kadar zarar vermemesiyle açıklanıyor. Ancak AB’de mevcut önlemlerdeki boşlukların kapatılmasının Kremlin’in finansman durumunu zora sokacağı düşüncesiyle Mir kartı takibe aldı.

“AÇIKLARI KAPATMAMIZ GEREKİYOR”

Gazeteye konuşan iki Batılı kaynak, “Üçüncü ülke finans kurumlarının Mir ödeme ağıyla bağlantı kurmaması gerektiğine dair çok net bir mesaj göndereceğiz. Türkiye ana hedef. Açıkları kapatmamız gerekiyor” dedi.

Rusya Merkez Bankası’nın VISA ve Mastercard’a alternatif olarak geliştirdiği Mir ödeme sistemine Türkiye’nin en büyük beş bankasından Vakıfbank, Ziraat Bankası, İş Bankası, DenizBank ve Halkbank üye olmuştu.

Financial Times’a konuşan Türk banka yetkilileri, “yaptırımlı bankalarla işlem yapmadıklarını, Rusya’ya yönelik uluslararası yaptırımlara tam olarak uyduklarını” söylediler.

AB’nin finansal hizmetler komiseri Mairead McGuinness, yaptırımları güçlendirme çabalarının bir parçası olarak, önümüzdeki ay Türkiye’yi ziyaret etmeyi hedefliyor.

ABD Hazine Bakan Yardımcısı Wally Adeyemo, geçen ay Türk iş dünyasını “Rusya’nın ülkenizi yaptırımlardan kaçmak için kullanma girişimleri” ve “yaptırım uygulanan Rusya kuruluşlarıyla iş yapmanın” riskleri konusunda uyardı.

MİR’DEN AÇIKLAMA

Bu iddiaların ardından Mir sisteminin yönetim merkezinden RBC’ye verilen demeçte, “Mir kartlarının Türkiye’de normal şekilde çalıştığı” vurgulandı. Ancak Türkiye’deki bankaların, alt yaptırıma tabi bankaların kartlarından işlemleri reddedebilecekleri vurgulandı.

Mir kart operatörü Ulusal Ödeme Kartı Sisteminin (NSPK) temsilcisi, “Mir ödeme sistemi, yaptırımlar kapsamında Rus bankalarının kartlarıyla işlem yapmayı reddetme vakalarını not ediyor ve durumu izliyor” dedi.

Dünkü gelişmeler:

Bazı Rus turizm sitelerinde bugün yer alan, “ABD’nin baskısı üzerine Türkiye Mir kartlarının kabulünü kısıtladı. Türkiye’deki bankalar ve oteller, ABD Hazinesi’nin ülke yetkililerini Rusya’ya karşı yaptırımları ihlal etme uyarısının ardından Mir ödeme kartlarını reddetmeye başladı” haber üzerine Rusya Tur Operatörleri Birliği (ATOR) açıklama yaptı.

Mir ödeme sisteminin kartlarının Türkiye’deki Rus turistlerin ödemelerinde kabul edilmeye devam ettiği bildirildi.

Turizm sektörünün sitesi Tourdom’a göre, en az üç büyük otel zinciri Mir aracılığıyla yapılan ödemelerde sorun yaşadığını yazdı. Haberde bazı Türk bankalarının Mir kartı ile ödeme yapmaya son verdikleri de iddia edildi.

Bu haberin sosyal medyada yayılması üzerine ATOR İcra Direktörü Maya Lomidze, RIA Novosti’ye verdiği demeçte, Mir ödeme sisteminin kartlarının Türkiye’de kabul edilmeye devam ettiğini söyledi.

Lomizde, “Sorun varsa genel değil, sadece noktasal niteliktedir” dedi. Lomidze, “Yaptırım kapsamında olmayan bankaların kartlarıyla yaşanan bir sorun yok. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın Mir kartının kabulünü yasaklama talimatı olduğuna dair de hiçbir kanıt yok” dedi.

ATOR Başkanı, Türk Merkez Bankası’nın talimatının yaptırıma maruz kalan bankaların kartlarıyla ilgili olabileceğini kabul etti. Lomidze, bugüne kadar Sberbank, VTB, Gazprombank ve diğerleri dahil olmak üzere bu kapsamda olan 22 banka olduğunu kaydetti.

Okumaya devam et

BANKA HABERLERİ

Garanti BBVA’dan 3,5 trilyon TL’lik sürdürülebilir finansman taahhüdü

Garanti BBVA belirlediği 400 milyar TL’lik sürdürülebilir finansman hedefini, 2025’in ilk yarısında tamamladığını yeni hedefinin ise 2029 yılının sonuna kadar 3,5 milyar dolar olarak açıkladı.

Yayınlanma:

|

Yazan:

Garanti BBVA, 2018–2025 dönemi için belirlediği 400 milyar TL’lik sürdürülebilir finansman hedefini, 2025’in ilk yarısında tamamladığını açıkladı. Bu başarının ardından banka, 2018–2029 yıllarını kapsayan yeni hedefini 3,5 trilyon TL olarak paylaştı.

Garanti BBVA bu taahhütle; iklim değişikliğiyle mücadele, doğal sermayenin korunması, döngüsel ekonomi, sosyal kalkınma ve finansal kapsayıcılık alanlarında güçlü etki yaratmayı amaçlıyor.

Bu rakam, Türkiye’de faaliyet gösteren bankalar arasında en yüksek sürdürülebilir finans taahhüdü oldu.

Garanti BBVA, 2029 yıl sonuna kadar yaklaşık 3,1 trilyon TL’lik yeni kaynağı sürdürülebilir yatırımlara yönlendireceğini taahhüt ediyor

Garanti BBVA Genel Müdürü Mahmut Akten, bu performansta, sürdürülebilirliği stratejik öncelik haline getirmelerinin önemli bir rol oynadığını vurguladı. Akten, yeşil/sosyal kredilerden çevreci taşıt kredilerine, sürdürülebilir tahvillerden, çevresel ve sosyal yatırımlarda aktif danışmanlık hizmetlerine ve su verimliliğiyle ilgili projelere yönelik “mavi finans” gibi sürdürülebilir finansman ürünü sunduklarını söyledi.

Mahmut Akten, yeni hedefi ise şu sözlerle değerlendirdi: “Şimdi, bu başarıyı daha ileri taşıyarak 2029 yılı sonuna kadar 3,5 trilyon TL’lik sürdürülebilir finansman sağlamayı taahhüt ediyoruz. Bu yeni hedef, yalnızca hacim açısından değil, sürdürülebilir finansman hızımız açısından da çarpıcı bir sıçrama anlamına geliyor. 2025’in ikinci yarısından 2029 sonuna kadar yaklaşık 3,1 trilyon TL’lik yeni kaynağı sürdürülebilir yatırımlara yönlendireceğiz. Bu taahhüdün büyüklüğü, Türkiye’nin düşük karbonlu ve kapsayıcı bir geleceğe geçişinde Garanti BBVA’nın giderek daha da etkin bir rol üstleneceğini gösteriyor.”

BBVA Grubu’nun küresel taahhüdü 1 trilyon euro

Garanti BBVA’nın ana hissedarı BBVA Grubu, 2018-2025 yılları için ilk etapta 100 milyar euro sürdürülebilir finansman hedefi koymuştu. Hedef önce 300 milyar euroya çıkarıldı ve 2024 yılı sonunda tamamlandı. Grup şimdi, 2025–2029 dönemi için 700 milyar euroluk yeni taahhütle toplam hedefini 1 trilyon euroya yükseltti.

BBVA’da Türkiye’nin Payı yüzde 9’a yükseldi

2025’in ilk dört ayında BBVA Grubu’nun sağladığı toplam sürdürülebilir finansmanın yaklaşık 140 milyar TL’si Garanti BBVA tarafından sağlandı. Bu rakamla Türkiye’nin BBVA Grubu içindeki payı sürdürülebilir finansman rakamların raporlanmaya başlandığı 2018 yıllarındaki yüzde 3 seviyesinden bugün yüzde 9’a yükselmiş durumda.

Okumaya devam et

BANKA HABERLERİ

Tahvil Yerine Kredi: Türk Şirketlerinin Finansman Kaderi

Yayınlanma:

|

Yazan:

Türkiye’de reel sektörün finansman ihtiyacını karşılamak için en çok başvurduğu yöntem banka kredileridir. Oysa gelişmiş finansal sistemlerde şirketler, uzun vadeli ve daha uygun maliyetli fon sağlamak için sermaye piyasalarında borçlanma araçlarına, özellikle tahvil ihraçlarına yönelmektedir. Peki Türkiye’de reel sektör neden bu imkândan yeterince yararlanamıyor?

Tahvil İhracının Önündeki Ekonomik Engeller

Tahvil piyasasının gelişmesi; makroekonomik istikrar, faiz oranlarının öngörülebilirliği, düşük enflasyon, istikrarlı döviz kuru, düşük kamu borçlanma ihtiyacı ve yüksek kredi notu gibi birçok değişkene bağlıdır. Ancak:

  • Türkiye’nin ülke kredi notu düşüktür ve bu doğrudan özel sektörün notunu da sınırlamaktadır.

  • Yüksek enflasyon ve faiz oranları, borçlanma maliyetlerini tahvil piyasasında da yükseltmektedir.

  • Kamu kesiminin sürekli yüksek borçlanma ihtiyacı, özel sektörün tahvil ihraçlarını piyasadan dışlama etkisi (crowding out) ile sınırlamaktadır.

Hukuki ve Kurumsal Güven Eksikliği

Sadece ekonomik değil, hukuki ve politik güvensizlik de yabancı ve yerli yatırımcıların özel sektör tahvillerine ilgi göstermemesine yol açıyor. Güçlü bir ikinci el tahvil piyasası oluşmadığı için yatırımcılar uzun vadeli bağlayıcı enstrümanlara mesafeli durmaktadır.

Banka Kredilerine Bağımlılığın Sonuçları

Bu nedenlerle reel sektör, finansmana erişimde tek kanal olarak bankaları kullanmak zorunda kalıyor:

  • Yüksek maliyetli ve kısa vadeli kaynaklara mahkûm olunuyor.

  • Kredi sınırlamaları, özellikle ekonomik kriz dönemlerinde işletmeleri zorluyor.

  • Kredi vadelerinin kısalığı ve esneklik eksikliği, uzun vadeli yatırım planlarını zorlaştırıyor.

Finansman Araçlarında Çeşitlilik Şart

Türkiye’de reel sektörün daha güçlü, sağlıklı ve uzun vadeli kaynaklara erişebilmesi için:

  • Makroekonomik göstergelerin iyileştirilmesi,

  • Sermaye piyasalarının derinleştirilmesi,

  • Hukuki güven ortamının sağlanması,

  • Tahvil piyasası için ikincil piyasa likiditesinin artırılması büyük önem taşımaktadır.

Onur ÇELİK-CFO/YMM

 

Okumaya devam et

Ali Coşkun

YÜKSEK BANKA KREDİLERİ

Yayınlanma:

|

Yazan:

Bankalar ekonomik sistemin en önemli finansal aktörleri olarak faaliyet gösterir. Her banka özünde kâr amacı güden bir ticari kuruluştur.

Kredi verirken öncelikle kendi risklerini ve menfaatlerini gözetmek zorundadır. Kullandırdıkları kredilerin faiz oranı veya kar payı, komisyon yapısı, vade şartları da bu doğrultuda belirlenmektedir.

Bugün piyasada bileşik faiz oranları TL cinsi kredilerde %60-65, döviz cinsi kredilerde ise %14-16 bandındadır.

Ayrıca bankaların sigorta, dosya masrafı, kredi tahsis ücreti ve banka ürün satışları gibi birçok kalemi kredi paketine dahil ettiği görülüyor.

Yani faiz veya kar payı dışında çok sayıda gizli maliyetle karşı karşıya kalınıyor.

Firmalar bu şartlar altında yalnızca finansmana erişmekle kalmıyor aynı zamanda ağır bir maliyet yükünü de sırtlanıyorlar.

Bankalar, firmalara kredi limitleri oluştururken sektörel karlılık oranlarına azami dikkat ederler. Ancak burada ciddi bir çelişki var. Bankalar kredi tahsisinde sektörün brüt kâr marjlarını esas alırken, mevcut kredi maliyetleri bu oranları çoktan aşmış durumdadır.

Brüt kâr marjı sektörlere göre ortalama %25-30 arasında değişirken, firmalar %65’in üzerinde bileşik faizle TL borçlanıyor.

Bu koşullarda, kâr eden değil borcunu çevirebilen firma başarılı kabul ediliyor. Bu ne finansal sürdürülebilirliğe ne de sağlıklı bir ekonomiye hizmet eder.

Şu an firmalar yalnızca yüksek faizle değil aynı zamanda yüksek enflasyon, düşük iç talep, yüksek maliyetler, düşük kâr, kur baskısı, iç ve dış pazarlardaki daralma, krediye erişim ve jeopolitik risklerle mücadele etmek zorunda kalıyor.

İhracatçı firmalar için döviz kuru reel anlamda destekleyici olmaktan çıkmış, rekabet gücünü zayıflatıcı bir unsura dönüşmüştür.

Bu koşullar altında firmaların ayakta kalması tesadüf değil direnç ve stratejik yönetimin bir sonucudur. Ama bu direncin ne kadar sürdürülebileceği ise meçhuldür.

Bugün konkordato alan, iflas eden şirketlere şaşırmak yerine bu ortamda hâlâ üretmeye, istihdam yaratmaya, ihracat yapmaya devam eden firmalara hayranlık duymalıyız.

Asıl konuşulması gereken, bu firmaların nasıl hayatta kaldığı ve ne tür stratejiler geliştirdiğidir. Zira bu firmalar sadece kendi faaliyetlerini değil aynı zamanda ekonominin can damarlarını da ayakta tutmaktadır.

Enflasyonla mücadele elbette gereklidir.Ancak bunu yaparken reel sektörü göz ardı etmek hastayı tedavi ederken organlarını iflas ettirmek gibidir.

Faiz politikaları ve sıkılaşma adımları kısa vadede enflasyonu aşağı çekebilir ama ardında üretim yapamayan, borç yükü altında ezilen ve finansmana erişemeyen bir özel sektör kalırsa bu başarı neye yarar?

Bugün geldiğimiz noktada reel sektörün sesine daha fazla kulak verilmesi gerekiyor.

Kredi maliyetlerinin düşürülmesi, finansmana erişimin kolaylaştırılması ve firmaların üzerindeki dolaylı maliyetlerin azaltılması şarttır.

Aksi takdirde sadece bugünü değil yarının üretim kapasitesini ve ekonomik bağımsızlığını tehlikeye atmış oluruz.

Ali COŞKUN-Finans Danışmanı
0 530 787 84 39
[email protected]

Okumaya devam et

FARK YARATANLAR

FARK YARATANLAR

KATEGORİ

ALTIN – DÖVİZ

Altın Fiyatları

BORSA

KRIPTO PARA PİYASASI

TANITIM

FACEBOOK

Popüler

www bankavitrini com © "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan, BANKA VİTRİNİ'nde yer alan yazar ve çevirmenlerine ait herhangi bir yazı, çeviri, makale ve haber izin alınmadan basılı olarak ya da internet ortamında kullanılamaz, çoğaltılamaz, yayınlanamaz. İzinsiz kullananlar hakkında hukuki yollara başvurulacaktır. "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan tüm özgün yazıların içeriğinden yazarları sorumludur. www.bankavitrini.com'da yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti, aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler, mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Yer alan yazılarda herhangi bir yatırım aracı; Hisse Senedi, kripto para biriminin veya dijital varlığın alım veya satımını önermiyor. Bu nedenle sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi, beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Lütfen transferlerinizin ve işlemlerinizin kendi sorumluluğunuzda olduğunu ve uğrayabileceğiniz herhangi bir kaybın sizin sorumluluğunuzda olduğunu unutmayın. © www.bankavitrini.com Copyright © 2020 -UŞAK- Tüm hakları saklıdır. Özgün haber ve makaleler 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu korumasındadır.