Connect with us

GÜNCEL

Almanya çifte vatandaşlık hakkı tanıdı

Yayınlanma:

|

Federal Meclis Alman vatandaşlığına geçiş süresini kısaltacak ve çifte vatandaşlığa imkan verecek olan “Vatandaşlık Yasasının Modernizasyonu” tasarısını kabul etti.

Yasa tasarısının 2 Şubat’ta eyalet temsilcilerinden oluşan Federal Konsey oturumunda gündeme alınması ve onaylanması bekleniyor. Bu durumda yasa, Cumhurbaşkanı Frank-Walter Steinmeier’ın onayı sonrası Resmi Gazete’de yayımlanacak ve yürürlüğe girecek. Hazırlık ve uygulama sürecinin ise aylar alması bekleniyor.

Vatandaşlık yasası reformu, Sosyal Demokrat Parti (SPD), Yeşiller ve Hür Demokrat Partinin (FDP) oluşturduğu hükümetin koalisyon anlaşmasında da yer alıyordu.

Vatandaşlığa geçişin kolaylaştırılması ve hızlı entegrasyonun teşvikini amaçlayan reformun getirdiği en önemli değişiklik, çifte vatandaşlığın artık mümkün olması.

Almanya, mevcut yasa ile istisnai durumlar dışında çifte vatandaşlığa izin vermiyor.

Ancak yeni yasa ile Alman vatandaşlığını almak isteyenler, artık daha önce sahip olduğu vatandaşlığı bırakmak zorunda kalmayacak ve birden fazla ülkenin vatandaşı olma hakkına sahip olacak.

Yeni yasa ile birlikte, Alman vatandaşlığına başvurabilmek için istenen asgari “yasal ikamet süresi” 8 yıldan 5 yıla düşürülüyor.

5 yıldan daha kısa bir sürede vatandaşlığa geçiş de mümkün olacak.

Başarılı bir entegrasyon sağlayanlar 3 yıllık yasal ikamet süresi sonrasında Alman vatandaşlığı alabilecek.

Yasada eğitim veya mesleki başarılar, gönüllülük faaliyetleri, ileri düzeyde dil becerisi gibi örnekler özel çabalar olarak değerlendiriliyor.

Ayrıca vatandaşlığa geçiş için kişinin kendi ve bakmakla yükümlü olduğu kişilerin geçimini devlet kaynaklarını kullanılmadan, yani sosyal yardım almadan sağlıyor olması gerekiyor.

Yasa, yabancı anne-babanın Almanya’da doğan çocuklarının, ebeveynlerden birinin en az beş yıl Almanya’da yasal olarak ikamet etmesi şartıyla Alman vatandaşlığına sahip olmasına da imkan tanıyor.

Misafir işçi kuşağı unutulmadı

Yasa, koalisyon hükümetinin en önemli reformlarından biri olarak görülüyor.

Özellikle “Gastarbeiter”, yani “Misafir İşçi” kuşağı için.

Bu kuşağın, Almanya’nın ekonomik büyüme döneminde yaşadığı iş gücü eksikliği nedeniyle geçici olarak Almanya’da çalışmaları ve geri dönekleri varsayılıyordu.

Bu nedenle dil ve diğer entegrasyon fırsatları yeteri kadar sunulmamıştı.

Bu nedenlerle yeni yasa ile birlikte, bu kuşak için de vatandaşlığa geçiş koşullarında kolaylıklar sağlanacak.

Ayrıca Almanya’nın hukuk ve toplumsal düzeninin yanı sıra yaşam şartları hakkında soruların yer aldığı vatandaşlık testinden muaf tutulacaklar.

Günlük hayatlarını idame ettirebilecek düzeyde sözlü Almanca dil bilgisi de yeterli olacak.

Yeni yasaya göre, 1974 yılından önce Almanya Federal Cumhuriyeti’ne, 1990’dan önce de Demokratik Almanya Cumhuriyeti’ne gelenler kapsam içinde bulunuyor.

İçişleri Bakanı Nancy Faeser, bunu “geç kalınmış bir takdirin ifadesi” olarak nitelendiriyor.

Alman vatandaşlığın önündeki engeller neler?

Yeni vatandaşlık yasası, ikamet süresi, ileri düzeyde Almanca bilgisi ve ekonomik özgürlük kanıtının yanı sıra “insan onurunun güvencesine” ve “özgürlükçü demokratik düzene” bağlılık şartı da getiriyor.

Bu kapsamda “antisemitizm, ırkçılık, cinsiyet veya cinsel yönelime yönelik veya diğer insanlık dışı motivasyona dayalı eylemler” Alman vatandaşlığının önündeki engeller arasında bulunuyor.

Kişinin bu gerekçelerle ceza alması durumunda vatandaşlığa kabul edilmeyecek. Bu konuda vatandaşlık daireleri ve savcılıklar yakın iş birliği içinde olacak.

Ayrıca çok eşli olanlar veya anayasada yer alan kadın-erkek eşitliğine aykırı davrananlar da vatandaşlığa alınmayacak.

Yeni vatandaşlık yasası ile ne amaçlanıyor?

Almanya, son yıllarda ülkeye nitelikli işçileri ülkeye çekmek için birtakım adımlar atıyor.

“Bir göçmen ülkesinin gereksinimlerini karşılamayı” amaçlayan “Vatandaşlık Yasasının Modernizasyonu” da bu adımlar biri.

Alman hükümeti geçen yıl da “Kalifiye İş Gücü Göçünü Geliştirme Yasasını” kabul etmişti.

Almanya, bu bir dizi yasa ile ülkeyi nitelikli iş gücü için daha cazip kılmayı hedefliyor.

İçişleri Bakanı Faeser, geçen yıl yaptığı bir açıklamada, bu adımların Almanya’nın “rekabet edilebilirliği” için de önemli olduğunu vurgulamıştı.

“En iyi beyinler için küresel bir rekabetin ortasında” olunduğunu söyleyen Faeser, “Alman ekonomisinin pek çok alanda acilen vasıflı çalışanlara ihtiyaç duyduğunu” ifade etmişti.

Yapılan araştırmalar da Alman ekonomisinin nitelikli iş gücüne ihtiyacını ortaya koyuyor.

Alman Ticaret ve Sanayi Odaları Birliği’nin (DIHK) geçtiğimiz aylarda açıkladığı ankette onlardan biri.

DIHK’nın 22 bin şirketle yaptığı ankete göre, şirketlerin yüzde 53’ü açık pozisyonları doldurmakta zorlanıyor.

Birlik ayrıca, vasıflı işçi eksikliği nedeniyle Alman ekonomisinin dönüşümünün risk altında olduğu uyarısında da bulunmuştu.

Manpower Group Küresel Yetenek Açığı araştırmaları da her geçen yıl küresel yetenek açığının arttığını, Almanya’nın da en çok yetenek açığı yaşayan ülkelerden biri olduğunu gösteriyor.

Göçmenlerin Alman siyasetinde söz hakları artacak

17 maddelik Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma 2030 Hedefleri de dikkate alınarak hazırlanan yasa, özellikle “Eşitsizliklerin Azaltılması” hedefini de gerçekleştirmeyi amaçlıyor.

“Ülkelerin içinde ve arasında bulunan eşitsizlikleri azaltmak” başlığını taşıyan 10. Madde, “Planlı ve iyi yönetilen göç politikaları” ve 2030’a kadar “yaş, cinsiyet, engel, ırk, etnik köken, soy, din veya ekonomik veya başka bir durumuna bakılmaksızın herkesin sosyal, ekonomik ve politik içermesinin sağlanması ve desteklenmesini” gibi hedefleri içeriyor.

Almanya’daki bazı göçmenler, geldikleri ülkenin vatandaşlığını bırakmak istemedikleri için Alman vatandaşlığına geçme konusunda istekli olmuyor.

Almanya İçişleri Bakanlığı verilerine göre, ülkede 12 milyondan fazla yabancı ülke vatandaşı bulunuyor.

Bunların yaklaşık yarısının ise 10 yıldan uzun bir süredir Almanya’da yaşamasına karşın vatandaşlığa geçmedikleri belirtiliyor.

Almanya’daki en büyük göçmen topluluklarından birini de Türkiye’den gelenler oluşturuyor.

Başta aşırı sağcı parti AfD olmak üzere Birlik partileri CDU/CSU partileri ise yasaya tepki gösteriyor.

“Alman vatandaşlığının değersizleştiğini” belirten muhalefet partileri, aynı zamanda “başka ülkelerin siyasetlerinin” Almanya içine taşınacağı eleştirilerinde bulunuyorlar.

Tasarının Federal Meclis’teki Aralık ayındaki ilk oturumunda konuşan CDU/CSU Milletvekili Alexander Throm, “Birkaç yıl içinde Erdoğan’ın AKP’sinin bir Alman şubesinin burada, Alman Federal Meclisi’nde oturmasına kimse şaşırmamalı. Sizin koltuklarınıza” demişti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, önceki yıllarda yaptığı açıklamalarda özellikle “Avrupalı Türkler üzerinde önemle durduklarını” belirtmiş, Türkiye’den göç etmiş kişilerin “mümkünse yaşadıkları ülkelerin vatandaşlığını almaları” çağrısında bulunmuştu.

Erdoğan, 2018 yılında Bosna Hersek’te Avrupalı Türk Demokratlar Birliği’nin bir toplantısında Avrupa’da yaşayan vatandaşların bulundukları ülkelerdeki siyasi partilerde aktif şekilde rol almalarını da isteyerek, “O parlamentolarda ülkemize hainlik edenler değil, sizler yer almalısınız” demişti.

İltica başvurusu reddedilenlere hızlı sınır dışı

Alman Federal Meclisi dün ise iltica başvurusu reddedilenlerin sınır dışı işlemlerinin hızlandırılmasını öngören yasa tasarısını kabul etti.

Polisin arama yetkilerini genişleten “Geri Dönüşü İyileştirme Yasası” ile sınır dışı öncesi gözaltı merkezine yerleştirilmiş kişilerin gözaltı süresinin 10 günden 28 güne çıkarılmasını da içeriyor.

Yasa ile aynı zamanda insan kaçakçılarının da sınır dışı edilmesi kolaylaştırılıyor.

Rudaw

Okumaya devam et

ALTIN - DÖVİZ - KRIPTO PARA

Bankalara Kara Para Cezası yağdı

Yayınlanma:

|

Singapur, küresel finans dünyasını sarsan tarihi bir kara para aklama soruşturmasını tamamladı. UBS Group, Citigroup, Julius Baer ve Credit Suisse gibi dünyanın önde gelen finans devlerinin de aralarında bulunduğu dokuz kuruluşa toplam 21,5 milyon dolar para cezası kesildi. En yüksek ceza 4,5 milyon dolarla Credit Suisse’e verildi.

Singapur Tarihinin En Büyük Mali Operasyonu

2023 yılında başlatılan soruşturma kapsamında; yaklaşık 2,3 milyar dolarlık yasa dışı varlık tespit edildi, 10 yabancı uyruklu kişi tutuklandı. Bu kapsamda gerçekleştirilen operasyonlar, Singapur tarihindeki en büyük finansal suç dosyası olarak kayıtlara geçti.

Ceza Alan Kurumlar ve Gerekçeler

Singapur Para Otoritesi (MAS) tarafından yürütülen denetimlerde, aşağıdaki eksikliklerin tespit edildiği bildirildi:

  • Müşteri risk analizlerinin yetersiz yapılması

  • Servet kaynaklarının izlenmemesi

  • Şüpheli işlemlerin zamanında raporlanmaması

Cezaya çarptırılan finansal kurumlar ve ceza miktarları şöyle:

  • Credit Suisse: 4,5 milyon dolar

  • UOB Kay Hian: 2,85 milyon Singapur doları

  • Blue Ocean Invest: 2,4 milyon Singapur doları

  • Trident Trust Company Singapore: 1,8 milyon Singapur doları

  • UBS Group, Citigroup, Julius Baer, UOB ve LGT Bank: toplam 27,5 milyon Singapur doları (yaklaşık 20 milyon USD)

Sanıklara Hapis ve Sınır Dışı Kararı

Tutuklanan şüphelilere 13 ila 17 ay arasında değişen hapis cezaları verildi. Cezalarını tamamlayan bu kişiler kalıcı şekilde Singapur’dan sınır dışı edildi. Yetkililer, tekrar ülkeye girişlerinin yasaklandığını açıkladı.

Kara Paranın Kaynağı: Dolandırıcılık ve Bahis

Reuters’ın ulaştığı bilgilere göre, suç gelirleri büyük ölçüde yurtdışı dolandırıcılık şebekeleri ve online yasa dışı bahis siteleri üzerinden elde edildi. Aklanan paraların bir kısmı Singapur bankalarında tutuldu, bir kısmı ise lüks gayrimenkul, spor otomobil ve mücevher gibi alanlara yatırıldı.

Denetim Süreci Sıkılaşıyor

Singapur Para Otoritesi (MAS), finans kuruluşlarının dahili denetim sistemlerini güçlendirdiğini ve sürecin yakın takibe alındığını açıkladı. Ayrıca şeffaflığın artırılması ve kara paranın önlenmesi amacıyla yeni yükümlülükler getirileceği bildirildi.

Küresel bankacılık sistemi açısından Singapur gibi düzenleme konusunda sert tutum sergileyen finans merkezlerinin etkisi büyüyor. Özellikle Asya-Pasifik bölgesinde kara para aklamaya karşı yürütülen bu tür operasyonlar, yalnızca yerel değil, uluslararası finansın denetim reflekslerini de yeniden şekillendiriyor.

Kaynak:
MAS (Monetary Authority of Singapore), Reuters, bankavitrini.com araştırma birimi

Okumaya devam et

BANKA HABERLERİ

Konkordato Alan Firmalar Reel Piyasayı Nasıl Bozuyor?

Yayınlanma:

|

Türkiye’de artan konkordato başvuruları ve kolay alınabilen kararlar, sadece borçlu firmaları değil, tüm ekonomik sistemi derinden olumsuz etkilemektedir. Konkordato sürecine giren bir firma, reel piyasada zincirleme etkiler yaratarak tedarik zincirini bozar, fiyat dengesini sarsar ve güven ortamını zedeler. Bu bozulmalar hem konkordato öncesi hem de sonrası süreçte farklı şekillerde ortaya çıkar.

Konkordato Öncesi: Gizli Kriz Dönemi

Konkordato başvurusundan önceki süreçte firmalar mali sıkıntılarını genellikle gizler. Ancak piyasada dikkatli gözlerden kaçmayan bazı davranışlar bu sıkıntının sinyallerini verir:

1. Ödemelerde Gecikmeler ve Yapılandırma Talepleri

Firma, tedarikçilerine olan ödemelerini geciktirmeye başlar. Çek ve senetlerini döndürür, vadeleri uzatmak ister, borçlarını yeniden yapılandırma teklifleri sunar.

➡️ Bu durum piyasada güveni sarsar ve ticaret yavaşlamaya başlar.

2. Dampingli Satışlar ve Fiyat Bozulması

Nakit ihtiyacıyla firma, elindeki malları normal piyasa değerinin çok altında satar. Bu agresif fiyatlama, sektördeki diğer oyuncuları zararına satışa zorlar ve rekabeti bozar.

➡️ Piyasa fiyat dengesi altüst olur.

3. Yoğun Mal Alımı – Ödeme Geleceğe Yayılır

Firma, riskini çevreye yaymak için piyasadan vadeli mal toplamaya çalışır. Ödemeler geleceğe yayılırken, alacaklılar bu durumu genellikle fark edemez.

➡️ Risk, domino etkisiyle başka firmalara taşınır.

Konkordato Sonrası: Yasal Koruma Dönemi

Firma konkordato ilan ettiğinde borçları dondurulur ve alacaklılar tahsilat yapamaz. Bu durum reel piyasada yeni kırılmalara neden olur.

1. Tahsilat Zinciri Kırılır

Alacaklı firmalar tahsilat yapamayınca kendi ödeme dengeleri bozulur. Bu durum tedarik zincirinde domino etkisi yaratır.

➡️ Sağlıklı firmalar bile bu zincirleme etkiyle darboğaza girer.

2. Bankacılık Riski Artar

Alacaklı firmaların bilançolarında tahsili geciken alacaklar artar. Bankalar bu firmaların kredi riskini artırır, kredi derecelendirme notları düşer.

➡️ Sadece borçlu firma değil, alacaklılar da finansal olarak cezalandırılır.

3. Mal Temini Zorlaşır

Konkordato ilan eden firma, piyasadan artık vadeli mal alamaz. Çoğu firma peşin çalışmak ister, bu da konkordato sürecindeki firmanın toparlanmasını daha da zorlaştırır.

➡️ Üretim ve ticaret hacmi daralır, istihdam riske girer.

Reel Piyasada Bozulma Nasıl Yayılıyor?

Etki Alanı Bozulma Şekli
Ticari Güven Şirketler arasında temkinli ve daralan ilişkiler
Nakit Akışı Tahsilatlar aksar, ödemeler gecikir
Fiyat Mekanizması Damping nedeniyle maliyetin altında satışlar
Bankacılık Sistemi Kredi riskleri yükselir, yeni kredi muslukları kapanır
Tedarik Zinciri Zincirleme iflas ve daralma etkisi

Konkordato, yalnızca batmakta olan bir firmayı kurtarma süreci değildir. Yanlış kullanıldığında, reel sektörde ciddi güven kayıplarına, fiyat bozulmalarına ve ödeme zinciri krizlerine yol açar. Konkordato sürecinin şeffaf, denetimli ve gerçekten “iyi niyetli borçlular” tarafından kullanılması, sistemin sürdürülebilirliği için hayati önemdedir.

Konkordato; sadece borçlu firmayı değil, doğrudan ve dolaylı olarak onlarca firmayı, yüzlerce çalışanı, bankacılık sistemini ve genel piyasa dengelerini sarsar. Özellikle öncesinde sessiz ilerleyen kriz, piyasada açık yara haline gelir. Her konkordato, aslında güven ekonomisinin kırılma noktasıdır.

Erol TAŞDELEN – Ekonomist    www.bankavitrini.com

Okumaya devam et

GÜNCEL

BİLANÇO NEYİ ANLATIR NASIL OKUNMALI?

Yayınlanma:

|

Yazan:

Finansal tablolar, bir şirketin performansını değerlendirmenin temel yollarından biridir. Bu tabloların en önemlilerinden biri de bilançodur. Peki, bilanço nedir, neyi anlatır ve nasıl okunmalı?

Bilanço Nedir?

Bilanço, bir şirketin belirli bir tarihteki mali durumunu özetleyen mali tablodur. Şirketin neye sahip olduğunu (varlıklar), ne kadar borcu olduğunu (yükümlülükler) ve bu borçlar çıktıktan sonra ortaklara kalan kısmı (özkaynak) gösterir.

Bilanço denkliği şu temel formüle dayanır:

Varlıklar = Yükümlülükler + Özkaynaklar

Bu formül, bir şirketin tüm kaynaklarının nasıl finanse edildiğini gösterir: ya borç alınarak ya da özkaynaklarla.

Varlıkları Anlamak

Varlıklar, şirketin sahip olduğu her türlü ekonomik değeri ifade eder. İki ana gruba ayrılır:

  • Dönen Varlıklar: Nakit, alacaklar, stoklar gibi kısa sürede paraya çevrilebilen kalemler.

  • Duran Varlıklar: Makine, bina, taşıt gibi uzun vadeli ve işletmenin üretim kapasitesini artıran yatırımlar.

Varlıkların dağılımı, şirketin likidite durumu ve yatırım stratejileri hakkında fikir verir.

Ödenmemiş Yükümlülükler

Yükümlülükler, şirketin dış kaynaklardan sağladığı finansal yükümlülüklerdir.

  • Kısa Vadeli Yükümlülükler: 1 yıl içinde ödenmesi gereken borçlar (ticari borçlar, banka kredi taksitleri).

  • Uzun Vadeli Yükümlülükler: 1 yıldan uzun sürede ödenecek borçlar (tahviller, uzun vadeli krediler).

Şirketin borç yapısı, finansal risk düzeyi hakkında önemli ipuçları sunar.

Eşitliği Anlamak

Bilançodaki “eşitlik” ilkesi, şirketin varlıklarının tamamının bir kaynağı olduğunu ifade eder:

Varlıklar = Borçlar + Özkaynak

Bu, şirketin tüm mal varlığının ya dış borçlarla (yükümlülükler) ya da ortakların yatırımlarıyla (özkaynaklar) finanse edildiği anlamına gelir.

Anahtar Bilanço Oranları

Bilançoyu daha anlamlı kılmak için bazı finansal oranlara bakmak gerekir. İşte en çok kullanılanlar:

  • Cari Oran
    = Dönen Varlıklar / Kısa Vadeli Borçlar
    🔹 Şirketin kısa vadeli borçlarını ödeme kapasitesini gösterir.

  • Borç / Özkaynak Oranı
    = Toplam Yükümlülükler / Özkaynak
    🔹 Şirketin borçla mı, özkaynakla mı finanse edildiğini gösterir. Risk düzeyini anlamak için önemlidir.

  • Aktif Karlılık Oranı
    = Net Kâr / Toplam Varlıklar
    🔹 Şirketin sahip olduğu varlıkları ne kadar verimli kullandığını gösterir.

Bilanço; yatırımcılar, yöneticiler ve kredi verenler için kritik bilgiler sunar. Şirketin sağlığını, borçlarını, likiditesini ve büyüme potansiyelini anlamanın en güçlü yoludur.

Bilançoyu sadece rakamlar yığını olarak değil; şirketin mali fotoğrafı olarak görmek gerekir.

Okumaya devam et

FARK YARATANLAR

FARK YARATANLAR

KATEGORİ

ALTIN – DÖVİZ

Altın Fiyatları

BORSA

KRIPTO PARA PİYASASI

TANITIM

FACEBOOK

Popüler

www bankavitrini com © "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan, BANKA VİTRİNİ'nde yer alan yazar ve çevirmenlerine ait herhangi bir yazı, çeviri, makale ve haber izin alınmadan basılı olarak ya da internet ortamında kullanılamaz, çoğaltılamaz, yayınlanamaz. İzinsiz kullananlar hakkında hukuki yollara başvurulacaktır. "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan tüm özgün yazıların içeriğinden yazarları sorumludur. www.bankavitrini.com'da yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti, aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler, mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Yer alan yazılarda herhangi bir yatırım aracı; Hisse Senedi, kripto para biriminin veya dijital varlığın alım veya satımını önermiyor. Bu nedenle sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi, beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Lütfen transferlerinizin ve işlemlerinizin kendi sorumluluğunuzda olduğunu ve uğrayabileceğiniz herhangi bir kaybın sizin sorumluluğunuzda olduğunu unutmayın. © www.bankavitrini.com Copyright © 2020 -UŞAK- Tüm hakları saklıdır. Özgün haber ve makaleler 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu korumasındadır.