Connect with us

ALTIN - DÖVİZ - KRIPTO PARA

Bundan sonra ne olacak?

Yayınlanma:

|

Bir filme başlandığında çoğu insanın aklında beliren ilk merak, filmin sonunun nasıl biteceğidir. Hikâyedeki karakterler, olayların akışı, kurgu boyunca zihnimizi meşgul eder, alternatif sonlar üretmemize ve olası gelişmeleri simüle etmemize yol açar. Hikâyedeki roller ve o rollere düşen eylemler, bu süreci anlamlandırmamıza yardımcı olur.

İçinden geçtiğimiz dönem de, Türkiye’nin tarihindeki birçok kırılma noktası gibi, adeta bir filme benziyor. Ben de bu filmdeki karakterleri genel hatlarıyla ele alarak, yaşananları ekonomik bir gözlükle değerlendirmeye ve uzun vadeli bir perspektiften nasıl bir sonuca ulaşabileceğimizin ipuçlarını ortaya koymaya çalışacağım. Zira yaşadığımız siyasi gelişmelerin toplum üzerindeki etkisi özellikle psikolojik anlamda oldukça derin oldu. Bu ruh hali içerisindeki bireyin ekonomik kararlardaki rolü kadar, dışarıdan Türkiye’ye bakan yatırımcının risk algısı da sürecin gidişatını belirleyecek temel faktörlerden biri olacaktır.

İşe önce aktörleri tanımlayarak başlayalım. Makroekonomiyi anlatırken eğitim sunumlarımda sıklıkla kullandığım bir görsel, bu analiz için de oldukça açıklayıcı olacak.

Makroekonominin büyük resmi

Ekonomiye içeriden baktığınızda üç temel aktör dikkat çeker: Hane halkı, İş dünyası ve Devlet. Elbette bu aktörlerin rolleri birbirine geçişkendir. Bu geçişkenlik iki temel piyasa aracılığıyla gerçekleşir: Kaynak piyasası ve Mal ve hizmet piyasası.

Devletin ideal işleyişte düzenleyici bir konumda olması beklenir; ancak yönetim tarzına göre daha aktif bir ekonomik rol de üstlenebilir. Eğitim, sağlık, altyapı, savunma gibi alanlarda sosyal devlet anlayışı çerçevesinde aldığı görevler, ekonomideki ağırlığını artırır.

Bu sistemin temelinde arz-talep dengesi yer alır. Kaynak piyasasında hane halkı iş gücünü arz ederken, iş dünyası bu arzı talep eder. Ücretler, arz ve talebin kesiştiği noktada belirlenir. Aynı denge mal ve hizmet piyasasında da geçerlidir: Hane halkının talep ettiği ürün ve hizmetlerle, iş dünyasının sundukları bu pazarda fiyatları belirler.

Devlet, hem mal ve hizmet piyasasında alıcı (örneğin kamu hizmetleri alımı), hem de kaynak piyasasında işveren (örneğin memurlar) olarak kritik bir oyuncudur. Gelirlerini ise ağırlıklı olarak gelir vergisi ve kurumlar vergisinden sağlar. Bunların yanı sıra, sosyal dengeyi gözeterek transfer harcamaları yapar, iş dünyasına teşvikler sunar ve ekonomik yatırımları destekler. Bütün bu faaliyetleri finanse ederken denk bütçe ilkesine riayet etmeye çalışır. Ancak denge bozulduğunda borçlanma devreye girer.

Makroekonomik faaliyetleri basitleştirdiğimizde, üç temel harcama kalemi ortaya çıkar:

* Hane halkı → Tüketim (Consumpiton)
* İş dünyası → Yatırım (Investment)
* Devlet → Kamu harcamaları (Government)

Kapalı bir ekonomide GSMH = C + I + G formülüyle tanımlanabilir. Türkiye gibi dışa açık bir ekonomide ise ihracat (X) ve ithalat (M) farkı da eklenir:
GSMH = C + I + G + (X – M)

Peki şimdi ne oluyor?

Son gelişmeler ışığında, toplumda birçok insanın tüketim alışkanlıklarını gözden geçirdiğini gözlemliyorum. Almayı planladığı ürünleri erteleyen, elzem olmayan harcamalarını sınırlayan büyük bir kitle var. Hatta kimi gruplar ve ürünler siyasi tepkilerin hedefi hâline gelerek boykotlarla karşılaşıyor.

Bu durum doğal olarak talebi aşağı çekiyor. Bunu fark eden iş dünyası da yatırım kararlarını askıya alıyor. Zira yatırım yapmak için yalnızca siyasi atmosfer değil, aynı zamanda finansal koşullar (faiz seviyesi, döviz kuru, öngörülebilirlik) da belirleyici. Edindiğim izlenim, belirsizlik arttıkça firmalar yatırımları erteliyor, istihdamı donduruyor ya da azaltıyor.

Tüketim azaldığında ve yatırım yavaşladığında ekonominin büyüme ivmesi düşer. Bu da doğrudan devletin vergi gelirlerini etkiler. Son iki yılda gözlemlediğimiz gibi, devlet harcamalarında bir kısıntı eğilimi yok. Üstelik faiz giderleri de ciddi bir yük oluşturuyor. Şu anda dahi yaklaşık 1 trilyon TL’lik ek maliyet Hazine’nin omzuna binmiş durumda.

Nereye gidiyoruz?

Benim öngörüm, mevcut koşulların ekonomide beklenenden daha düşük büyümeye neden olacağı yönünde. Zaten sıkıntılı olan istihdam piyasasında daha da kötüleşme kaçınılmaz. Hane halkı tüketiminde düşüş hızlanabilir. Mevcut finansal sıkışıklıklar, kredi kartı ve tüketici kredilerinin geri ödemelerinde var olan sorunu daha da büyütmeye aday. Reel sektörde ise özellikle KOBİ’lerin krediye erişimde daha da zorlanacağı, hatta sorunlu kredilerin hızlarının daha da artabileceği bir dönem kapıda.

Kur bir süreliğine kontrol altına alınmış görünse de, devlet tahvili faizleri risk algısındaki artışı açıkça gösteriyor. 2 yıl vadede 8 puan, 5 yılda 6 puan, 10 yılda 5 puanlık faiz artışları, önümüzdeki dönemde Hazine’ye oldukça yüksek borçlanma maliyetleri yaratacaktır.

Sonuç

Siyaset ve ekonomi birbirinden bağımsız değildir. Bugünkü tablo, toplumun her kesimini doğrudan ve olumsuz biçimde etkiliyor. Ekonomik önlemlerle çözülmesi gereken dönemi çoktan geçmiş bir tabloyla karşı karşıyayız. Dolayısıyla artık çözüm, teknik değil siyasal çerçevede aranmalıdır. Güveni yeniden tesis etmek ve ekonominin çarklarının yeniden normal koşullarında çevrilmesini sağlayabilmek güveni yeniden tesis etmekle mümkün olacaktır. Siyasal olarak daha da gerginleşen ortamın sonucu, toplumun büyük bir kesiminin ekonomik olarak büyük kayıpları yaşayacağı ve daha da yoksullaşacağı bir dönemi beraberinde getirecektir.

Ömer GENCAL-Dünya

Okumaya devam et
Yorum Yazın

Yorum Yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

ALTIN - DÖVİZ - KRIPTO PARA

SPK’den kripto varlık platformlarına yönelik “rezerv kanıtı” düzenlemesi

Sermaye Piyasası Kurulu (SPK), kripto varlık platformlarının yapması gereken rezerv kanıtı denetimi sürecinde uygulanacak ilke ve esasları açıkladı.

Yayınlanma:

|

Yazan:

SPK, kripto varlık hizmet sağlayıcılar tarafından yapılacak faaliyet izni başvuruları öncesinde platformların yaptırması zorunlu olan rezerv kanıtı denetimi süreçlerinde uygulanması amacıyla bazı ilke ve esaslar belirlediğini duyurdu.

Haftalık bültende yer alan duyuruya göre, kripto varlık hizmet sağlayıcılar ile bilgi sistemleri bağımsız denetim kuruluşları arasında denetime tabi her 3 aylık dönemin en geç ilk ayı içerisinde rezerv kanıtı denetiminin yürütülmesine ilişkin sözleşme imzalanacak. Sözleşme, yılın diğer denetim dönemlerini de kapsayacak şekilde topluca da imzalanabilecek.

Bir kripto varlık hizmet sağlayıcı, arka arkaya en fazla 12 dönem rezerv kanıt denetimini aynı şirkete yaptırabilecek. Bir sorumlu bilgi sistemleri başdenetçisi ise aynı kripto varlık hizmet sağlayıcı için arka arkaya en fazla 4 dönem rezerv kanıt denetim raporu imzalayabilecek.

İmzalanan sözleşme kapsamında kripto varlık hizmet sağlayıcılar, denetime konu olan her türlü kayıt, bilgi ve belge ile denetimin yapılacağı sistemleri hazır hale getirmekle yükümlü olacak.

Denetim raporlarında yer alması gereken bilgiler

Sözleşme imzalandıktan sonra belirlenen süre içerisinde kripto varlık hizmet sağlayıcılar tarafından bazı bilgilerin bilgi sistemleri denetçisine sunulması ve denetim raporunda yer alması gerekecek.

Bu bilgiler arasında “kripto varlıkların listesi”, “müşterilere ait kripto varlıkların cari değeri”, “kripto varlıkların hangi ağlarda bulunduğu”, “saklama modeli ve erişim kontrol mekanizmalarına ilişkin bilgiler” ile “kripto varlıkların saklandığı cüzdanların listesi ve adresleri” bulunacak.

Platformlar, “müşterilere ait nakit bakiye büyüklüklerini”, “platforma ait kripto varlıkların cari değeri ile nakit bakiye büyüklüklerini”, “platformun çalıştığı saklama kuruluşlarının listesini” ve “nakit bakiyelere ilişkin banka ve hesap bilgilerini” de bilgi sistemleri denetçisine sunacak ve denetim raporunda bu bilgilere yer verecek.

Kripto varlık platformunun likit rezervinde tutulan varlıkların tamamı denetim kapsamına alınacak ve söz konusu varlıklar bakımından denetim sonuçlarına raporda ayrı bir başlık altında yer verilecek.

Denetimde, denetim kapsamına alınan kripto varlıkların yüzde 100’ünün varlığının teyit edilmesi gerekecek.

Denetim tarihi bir gün öncesine kadar paylaşılmayacak

Bilgi sistemleri denetçisi, denetim dönemi içerisinde denetim yapılacak rastgele iki farklı tarih belirleyecek ve seçilen tarihlerde gün içinde kripto varlık hizmet sağlayıcı nezdindeki kayıtlarda izlenen müşteri varlık bilgilerini dağıtık defter ağındaki varlıklarla karşılaştırmak üzere alabilecek.

Seçilen tarihler, denetim tarihinin bir gün öncesine kadar kripto varlık platformu ile paylaşılmayacak.

Denetçi, kripto varlık hizmet sağlayıcının ilettiği cüzdan adreslerinin kripto varlık hizmet sağlayıcıya ait olduğunun teyidini yapacak ve teyit metoduna denetim raporunda yer verecek.

Denetim sonuçlarını kripto varlık hizmet sağlayıcı nezdindeki kayıtlarda yer alan veriler ile karşılaştırarak raporlayacak.

Cüzdan bakiyelerinin sorgulanması ile cüzdan doğrulama süreçlerinde kullanılacak araçlara raporda yer verilecek.

Denetim raporu, sorumlu bilgi sistemleri başdenetçisi tarafından imzalandığında kesinleşecek ve denetim döneminin bitişini takip eden ilk 10 iş günü içinde kripto varlık hizmet sağlayıcının yönetim kurulu başkanlığına teslim edilecek.

Denetim döneminin bitimini takip eden 15 iş günü içerisinde raporun kabulüne yönelik yönetim kurulu kararıyla birlikte SPK’ye gönderilecek.

Denetim raporu, kripto varlık platformunun yönetim kuruluna hitaben hazırlanacak, yönetim kurulu ve SPK dışında herhangi bir taraf ile paylaşılmayacak.

Raporun giriş bölümünde denetimin amacı ve kapsamına, denetim sırasında kullanılan araç ve tekniklere, denetimin gerçekleştirildiği tarihlere, görevli bilgi sistemleri denetçilerinin ad, soyad, unvan ve iletişim bilgilerine, denetimin söz konusu bağımsız denetim şirketi ve sorumlu bilgi sistemleri başdenetçisi tarafından arka arkaya kaçıncı defa gerçekleştirildiğine yer verilecek.

İlke ve esasların açıklandığı duyuruda, denetim raporunun giriş, değerlendirme ve sonuç bölümlerinde asgari bulunması gereken bilgi, görüş, beyan ve tablolar da yer aldı.

Okumaya devam et

ALTIN - DÖVİZ - KRIPTO PARA

Ticaret umudu: Risk iştahı arttı, bitcoin kükredi, DXY toparladı!

Yayınlanma:

|

Yazan:

Küresel mali piyasalar dün günü uzun bir aradan sonra iyimser bir seyir izleyerek tamamladı. ABD ve İngiltere arasında varılan yeni ticaret anlaşması, ABD borsalarının geceyi %1’in üzerinde yükselişle tamamlamasına neden oldu. Risk iştahı denince akla gelen teknoloji hisselerini şemsiyesi altında barındıran Nasdaq Bileşik endeksi son altı haftanın zirvesini test etti. İngiltere, ABD mallarına yönelik gümrük vergisini %5,1’den %1,8’e indirirken, Rolls-Royce’un uçak parçaları tarifelerden muaf tutuldu. Ayrıca İngiltere’nin Boeing’den 10 milyar dolarlık uçak alacağı haberiyle Boeing hisseleri geceyi sert yükselişle tamamladı.

ABD Başkanı Trump’ın İngiltere ile açıkladığı sınırlı ticaret anlaşması sonrası küresel hisse senetleri, ABD tahvil faizleri ve dolar yükseldi. Anlaşma, Trump’ın geçen ay başlattığı doksan günlük tarife ateşkesi sonrası duyurulan ilk resmî ticaret hamlesi oldu. Bu gelişmeyi, ABD-Çin arasında hafta sonu İsviçre’de yapılacak görüşmeler öncesi olumlu bir adım olarak karşılıyoruz. Kripto paralarda Bitcoin %6 artışla 104bin dolar seviyesine yükselirken, bir diğer büyük kripto para birimi olan Ethereum ise %20’den daha fazla yükselerek 2,250 dolar seviyesine dayandı. Petrol fiyatları Çin-ABD görüşmelerine yönelik iyimserlikle hafta başı test ettiği 58,50 dolar seviyesine nazaran neredeyse beş dolar yükselerek 63 dolar seviyesini aştı.

Para birimleri cephesinde ise, dün gözler FED ardından İngiltere Merkez Bankası’na (BoE) çevrilmişti. FED’in tarife kaynaklı belirsizliklere dikkat çekip faizleri düşürmekte hiç acele edilmeyeceğine vurgu yapması ardından BoE para politikası kurulu üyeleri, borçlanma maliyetlerini çeyrek puan indirerek %4,25 seviyesine çekme yönünde 5’e karşı 4 oyla karar aldı. Kararın büyük bir çoğunlukla alınmaması Haziran ayına yönelik faiz indirim beklentisini azaltırken, ilk nazardan değer kazanan kraliyet aslanı sterlin, tarife anlaşması ve doların tabana yaygın değerlenmesi ile gece saatlerinde 1,3200 seviyesinin diplerine kadar geriledi. Dün bültenimizde GBPUSD paritesinin aşırı alım bölgesine gediğini paylaşarak aşağı yöne işaret etmiştik! Bir süredir kısa pozisyon taşıdığımız GBPUSD ve GBPTRY kurlarında kâr al noktasına geldik!

Trump’ın bilinçli hamleleri ile gözden düşen ve risk off modunda ezber bozarcasına değer kaybeden dolar, dün yerini önde gelen para birimleri karşısında toparlanmaya terk etti. Dolar endeksi (DXY) son bir ayın en yüksek seviyesine gelirken, ABD 10 yıllık tahvil faizi %4,37 seviyesine yükseldi. Doların elinin güçlendiği günde, faiz getirisi olmayan altının ons fiyatı 3,300 dolar seviyesine geri çekildi. Tam 24 saat önce, sabahın erken saatlerinde aynı satırları yazarken, sarı metalin fiyatının 3,400 dolar seviyesinin hemen üzerinde olduğunu not edelim: volatilite gerçekten baş döndürüyor. Enflasyon verilerinin açıklanmasının ardından TÜİK tarafından açıklanan finansal araçların söz konusu aya ilişkin reel getiri hesaplarında altının yatırımcısını mutlu ettiğini not etmemiz gerekiyor. Bu tablonun bir süre daha korunmasını bekliyoruz. Gram altın bu sabah 4,100 TL civarından işlem görürken, ons altının üç gündür yönünü aşağıya çevirdiğini, bitcoinin ise alımlara sahne olduğunu gözden kaçırmayalım! Sahne sırası eğer bitcoine geldiyse, yeni zirvelerin yolda olduğunu düşünüyoruz. Sırada 125-130 bin dolar hedefimizin radar menziline tekrar girmiş olabileceğini düşünüyoruz (bakınız grafik).

Dönelim Türk mali piyasalarına… Her hafta perşembe günü olduğu üzere, TCMB ve BDDK’nın haftalık bültenlerini enine boyun yine irdeledik. 2 Mayıs ile sona eren haftada, yurt içi yerleşiklerin parite etkisinden arındırılmış seriye göre döviz mevduatları (DTH) 0,8 milyar dolar azalırken, bunun 0,7 milyar dolarlık kısmı tüzel kişilerde gerçekleşti. TCMB’nin brüt döviz ve altın rezervleri 14 Şubat haftasında 173 milyar dolar seviyesini aşarak zirve seviyesine ulaşması ardından 138,5 milyar dolar seviyesine kadar geriledi. Günlük olarak takip ettiğimiz net döviz pozisyonu ise 7 Mayıs valörlü işlemlerde yaklaşık 1 milyar dolar artış kaydetti. Son günlerde net rezervlerde erimenin bir miktar da olsun duraksadığını ve ılımlı bir eğilimin hâkim olmaya başladığını görüyoruz (aman nazar değmesin). Manşet rakam yaklaşık +13milyar dolar.

TCMB verisine göre, yabancı yatırımcının menkul kıymet pozisyonu DİBS kesin alım ve eurobond olmak üzere toplam 1,3 milyar dolar azalırken, hisse senetlerine ise 173 milyon dolar giriş olduğunu gördük. BDDK verilerine göre ise bir nevi yabancı para enstrümanı olan KKM stoğu ilgili haftada 25,4 milyar TL azalırken, KKM’nin toplam mevduat stokundaki payı %3 seviyesinin dibine kadar geriledi. TCMB’nin 2025 yılında KKM stoğunu eritmekte kararlı olduğunu not edelim. Son bir not olarak, TL’nin toplam mevduat havuzundaki payı yaklaşık %58, dövizin ise %42 seviyesinde…

Son günlerde TCMB’nin net döviz pozisyonunun dengelenmesi ya da bir diğer deyişle ordunun cephanesinin güçlenmesi ile USDTRY kuru da dün gün boyu sakin bir seyir izleyerek 38,62 seviyelerine hafif de olsa gevşedi. Bu sabah pazartesi valörlü işlemlerin hafta sonu fonlama etkisi ile 38,70 seviyesinden eşleştiğini görüyoruz. CDS primi 337 baz puan seviyesine hafif de olsa geri çekilirken, TCMB’nin sıkı duruşuna paralel iş göre faiz (TL ref) %48,99 seviyesinde yer almaya devam etti. Hisse senetlerinde ise bir gün aşağı bir gün yukarıya derken dün ılımlı güne paralel BIST100 endeksi günü %2,3 yükselişle tamamladı.

Yeni güne, ABD-İngiltere tarife anlaşmasının getirdiği iyimserlikle başlıyoruz. Piyasa fiyatlamalarının da normalleşme sürecine girmesi ile EURUSD paritesi 1,12 seviyesinin hemen altını test edip son bir ayın en düşük seviyesini test etti. Gözler artık hafta sonu başlayacak ABD-Çin ticaret görüşmelerine çevrilirken, görüşmelerin -zor da olsa- tarife indirimi ile sonuçlanacağı beklentisinin fiyatlandığını görüyoruz. ABD borsalarının geceyi iyimser bir şekilde tamamlaması ardından bu sabah pasifiğin diğer ucunda da ılımlı tablonun korunduğunu görüyoruz. Doların güçlenip YEN’in değer kaybetmesi ile ihracat odaklı Tokyo borsası %1,5 yükselişle başı çekiyor. Şangay borsası ise hafif de olsa geriledi. Gözler her ne kadar hafta sonu Çin ile ABD arasında ‘bilek güreşine’ çevrilmiş olsa da, makro cephede bugün Türkiye cephesinde sanayi üretimi (ekonominin gidişatı hakkında önemli bir gösterge) takip edilebilir.

Bültenimizi Vatikan’da beyaz duman ile tamamlayalım. Chicago doğumlu Kardinal Robert Prevost, Katolik Kilisesi’nin 267. papası seçildi ve Leo XIV adını aldı. Böylece Katolik tarihinde ilk kez bir ABD vatandaşı papa görev başına geçmiş oldu. Peru’da uzun yıllar misyonerlik yapan ve sosyal adalet konularında öne çıkan Prevost, balkon konuşmasında selefi Francis’e teşekkür ederek onun modernleşme ve kapsayıcılık vizyonunu sürdüreceğini belirtti. Geleneksel kırmızı papalık cübbesiyle yaptığı ilk konuşmasında kalabalığa “Hepinize barış diliyorum” mesajı verdi. Prevost’un seçtiği “Leo” ismi, Katolik tarihinde güçlü bir simge taşıyor. Son olarak 1878-1903 yılları arasında görev yapan Papa Leo XIII, sosyal adalet odaklı yaklaşımlarıyla modern Katolik sosyal öğretilerinin temellerini atmıştı. Yeni Papa’nın bu isimle yoksullara, dışlanmışlara ve insan haklarına duyarlı bir misyon üstleneceği mesajı verdiği düşünülüyor. ABD Başkanı Trump gelişmeyi “ülkemiz için büyük bir onur” olarak değerlendirdi. Herkese güzel bir hafta sonu dilerim.

BTCUSD

17467639920de3a1daeb97ebea965506dc63363275_1_1200.jpg

Emre Değirmencioğlu

Okumaya devam et

ALTIN - DÖVİZ - KRIPTO PARA

FED beklemede, BoE ise indirime hazır. Risk iştahı kısmen canlandı

Yayınlanma:

|

Yazan:

ABD Merkez Bankası (FED), politika faizini %4,25-%4,50 aralığında sabit tutarken, Başkan Powell belirsizliklerin arttığını ve enflasyon ile işsizliğin aynı anda yükselebileceği riskine dikkat çekti. Powell, Trump yönetiminin tarifeleri nedeniyle ekonomik görünümün ciddi ölçüde bulanıklaştığını ve şu aşamada para politikasının ne yöne evrilmesi gerektiğinin net olmadığını vurguladı. “Hangi yöne gideceğimizi şu anda söyleyemem” diyen Powell, FED’in mevcut durumda kenarda beklediğini ima etti. Bu durum, politika cephesindeki belirsizlikler çözüme kavuşmadan FED’in net bir adım atmakta zorlanacağını gösteriyor.

Her ne kadar FED, ekonominin hâlen “sağlam bir hızda” büyüdüğünü ifade etse de, tarife artışı beklentisi nedeniyle erkene çekilen siparişlerin verilerin doğru anlamda yorumlanmasında sorunlar yarattığına işaret etti. Son günlerde ABD’den gelen makro veriler tarife savaş çılgınlığının neden olduğu anomalileri yansıttığını bizzat gözlemliyoruz. Bu hafta mesela dış ticaret açığında adeta patlama gördük! FED’in işgücü piyasasında zayıflama olmadan faiz indirimlerine devam etmeme ihtimalinin arttığını düşünüyoruz. Vadeli faiz kontratlarına göre ya da piyasa tahmincileri yılın geriye kalan kısmında yaklaşık 75 baz puan (3 kez 25 baz puan) indirim beklediklerini not edelim. Elbette FED’in faizleri sabit tutmasından Başkan Trump’ın pek de mutlu olmayacağını düşünsek de, görev süresinin sonuna kadar Powell’a dokunmayacağını belirtmesi nedeniyle olası eleştirilerinin piyasa yansıması yaratmayacağını da düşünüyoruz.

FED sonrası bugün gözler İngiltere Merkez Bankası’nın (BoE) olağan faiz toplantısında olacaktır. BoE’nin politika faizini 25 baz puan indirerek %4,25 seviyesine çekmesine kesin gözüyle bakıyoruz. Bu, geçen yıl Ağustos’tan bu yana yapılan dördüncü faiz indirimi olacak. BoE, FED ve Avrupa Merkez Bankası’na kıyasla daha temkinli bir patikada ilerlemeyi tercih ediyor. Bunun başlıca nedeni, istihdam piyasasındaki enflasyonist baskıların hâlâ kayda değer olması. Ancak küresel ticaret gerilimlerinin artması, özellikle de Trump’ın 2 Nisan’da açıkladığı yeni gümrük tarifeleri, BoE’nin tahminlerini ve tonunu etkilemeye başladı. Her ne kadar genel beklenti bundan sonraki dönemde çeyrek puanlık faiz indirim temposunun korunacağını yönünde olsa da, daha hızlı bir gevşeme ihtimalini de dışlamıyoruz.

Vadeli faiz kontratlarına göre, 2025 sonuna kadar üç kez daha faiz indirimi olacağı ve politika faizinin de %3,50 seviyesine ineceği yönünde şekillense de, Çin’den gelen ucuz ithalatın ABD tarifeleri nedeniyle Avrupa’ya yönelmesiyle enflasyonun beklenenden düşük seyredebileceği ihtimâlini ve bu bağlamda BoE’nin sene sonuna kadar dört kez de indirime gidebileceğini de düşünüyoruz. Bankanın karar ve yeni tahminler, Avrupa’da II. Dünya Savaşı’nın sona erişinin 80. yılı anısına saygı duruşunun ardından bugün 11.02’de açıklanacak.

ABD Başkanı Trump, büyük bir ticaret anlaşması müjdesi vereceğini söylemişti. Bu sabah Reuters haberlerinde, New York Times’ın haberine dayandırılarak bu müjdenin İngiltere ile olduğunu okuyoruz. Trump, sosyal medya platformu Truth Social’da yaptığı açıklamada, “önemli bir ticaret anlaşması” hakkında Oval Ofis’te basın toplantısı düzenleyeceğini belirtirken, bunun “birçok anlaşmanın ilki” olacağını vurguladı. Anlaşmanın, özellikle çelik ve otomotiv sektörlerinde tarifelerin düşürülmesini içermesi bekleniyor. Dün gece FED kararı ardından 1,3290 seviyesine kadar gerileyen GBPUSD paritesi bu sabah 1,3350 seviyesine toparlandı. 1,3440 seviyesinin üzerinde GBPUSD cephesinde yukarı yönlü ivmenin hız kazanmasını beklesek de,  teknik göstergeler aşırı alım bölgesine geçildiğine işaret ediyor…

FED kararı sonrası bir nebze de olsun değer kazanan doların kazanımlarını koruyamadığını görüyoruz. Mesela dün sabah güne 3,430 dolar seviyesinden başlayan ons altının günü 3,360 dolar seviyesinde kapatması ardından bu sabah yeniden 3,400 dolar seviyesinin üzerine yükselmiş. Temel ya da teknik mânâda beğendiğimiz altında yükselişin isteğinin devam etmesini bekliyoruz. Altın gümüş rasyosu altını desteklemeye devam ederken, son beş haftadır sessiz ve kesintisiz bir şekilde yükseliş kaydeden bitcoin ise yeniden 100bin dolar seviyesinin kıyısına kadar dayandı. Direnişin parası bitcoinin de yükselmeye devam edeceğini, her anlamlı düşüşte portföylerde yer alması gerektiğinin altının bir kez daha çizmiş olalım.

ABD borsaları geceyi ılımlı yükselişle tamamlarken, on yıllık gösterge hazine tahvil getirisi yaklaşık on baz puan geriledi. Doların önde gelen para birimlerine göre değerini gösteren sepet kur (DXY), FED kararı sonrası diğer para birimleri karşısında sınırlı da olsa değer kazansa da, bu sabah kazanımlarının bir kısmını geri verdiğini görüyoruz. Yeni gün başlangıcında, ABD borsalarının vadeli işlemlerinde %1 civarında yükseliş isteği açık bir şekilde görünüyor. Pasifiği diğer ucunda da benzer bir tablonun hâkim olduğunu görüyoruz. Asya borsalarında topyekûn yeşil renk göze çarparken, Hong Kong ve Tayvan borsaları %1 yükselişle başı çekiyor; Çin’in mavi çip endeksi CSI300’de de %0,8 yükseliş görüyoruz. Teknoloji hisselerinde yaşanan yükselişin arka planında ABD’nin yapay zekâ çiplerine yönelik kısıtlamaları gevşetme planının yattığını görüyoruz.

Trump yönetimi, Biden döneminde oluşturulan ve yapay zekâ çiplerinin ihracatını sınırlayan kuralı iptal etmeye ve yerine daha sade bir düzenleme getirmeye hazırlandığını okuyoruz. Biden döneminde geliştirilen kural, ülkeleri üç kategoriye ayırarak Çin gibi rakiplerin gelişmiş çiplere erişimini engellemeyi amaçlıyordu. Ancak Trump yönetimi bu katmanlı sistemin uygulanamaz olduğunu belirterek küresel lisanslama ile ikili hükûmet anlaşmalarına dayanan yeni bir model getirmeyi planlıyor. Haber sonrası ihracat potansiyeli artma eğilimi gösteren Nvidia hisseleri %3 kadar yükseliş kaydetti.

TCMB’nin net döviz pozisyonu uzun bir aradan sonra ilk kez anlamlı tutarda bir artış kaydetti. Analitik bilanço verilerine göre, 6 Mayıs valörlü işlemlerde 2,4 milyar dolar iyileşme ile swap hâriç rezervler 11,7 milyar dolar seviyesine yükseldi. Lâkin, bu iyileşmenin arkasında altın rezervlerinin fiyat artışı nedeniyle yükseldiğin, altın fiyat etkisinin hâriç olarak bakıldığında ise rezervlerde erimenin devam ettiğini anlıyoruz. TCMB’nin son yapmış olduğu faiz hamlesine ve açıkladığı makro ihtiyati tedbirlere rağmen rezerv biriktirmekte güçlük yaşaması canımızı sıkıyor!

Piyasada iş gören faiz oranı %48,99 seviyesinde kalmaya devam ederken, dün yabancı banka raporları (Bank of America), yüksek faiz oranlarının çok uzun bir süredir korunmaya devam etmesi nedeniyle sert bir durgunluk riskine dikkat çekip resesyon uyarısında bulundu. Uzun bir süredir bizler de yabancı raporlar ile aynı noktadayız. TCMB’nin Türkiye ekonomisi olarak tek başına görülmemesi gerektiğini düşünürken, son dönemde piyasalarda türbülansa neden olan sebepler giderilmedikçe yüksek faizin tek başına güven ortamını tesis etmekte yetersiz kalacağını düşünüyoruz. USDTRY kuru güne 38,64 seviyesinden başlarken, CDS risk primi ise 343 baz puan seviyesine yatay bir seyir izliyor.

FED’in ardından bugün başta İngiltere devamında ise Norveç ve İsveç merkez bankalarının toplantılarını takip edeceğiz. Makro cephede ise Türkiye’de hazine nakit dengesi, Almanya sanayi üretimi, her hafta perşembe günü olduğu üzere ABD’de haftalık işsizlik maaşı başvurularını yakından takip edeceğiz.

Emre Değirmencioğlu

Okumaya devam et

FARK YARATANLAR

FARK YARATANLAR

KATEGORİ

ALTIN – DÖVİZ

Altın Fiyatları

BORSA

KRIPTO PARA PİYASASI

TANITIM

FACEBOOK

Popüler

www bankavitrini com © "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan, BANKA VİTRİNİ'nde yer alan yazar ve çevirmenlerine ait herhangi bir yazı, çeviri, makale ve haber izin alınmadan basılı olarak ya da internet ortamında kullanılamaz, çoğaltılamaz, yayınlanamaz. İzinsiz kullananlar hakkında hukuki yollara başvurulacaktır. "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan tüm özgün yazıların içeriğinden yazarları sorumludur. www.bankavitrini.com'da yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti, aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler, mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Yer alan yazılarda herhangi bir yatırım aracı; Hisse Senedi, kripto para biriminin veya dijital varlığın alım veya satımını önermiyor. Bu nedenle sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi, beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Lütfen transferlerinizin ve işlemlerinizin kendi sorumluluğunuzda olduğunu ve uğrayabileceğiniz herhangi bir kaybın sizin sorumluluğunuzda olduğunu unutmayın. © www.bankavitrini.com Copyright © 2020 -UŞAK- Tüm hakları saklıdır. Özgün haber ve makaleler 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu korumasındadır.