Connect with us

SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK

Garanti BBVA ile İhracatta Sürdürülebilir Gelecek buluşmaları Gaziantep’te gerçekleştirildi

Garanti BBVA Genel Müdürü Recep Baştuğ, “Maddi ve manevi hasarlardan korunmak, ülkemizin ve üreticimizin süreçten başarıyla çıkmasına katkı sağlamak amacıyla ‘İhracatta Sürdürülebilir Gelecek’ başlığıyla bilinçlendirme toplantısını başlattı” dedi

Yayınlanma:

|

Garanti BBVA, Türkiye’yi Avrupa Yeşil Mutabakatı uyum sürecinde desteklemek, sürdürülebilir yatırımların önünü açmak amacıyla başlattığı İhracatta Sürdürülebilir Gelecek etkinliklerine devam ediyor.

Garanti BBVA’dan yapılan açıklamaya göre, ilkini geçen kasım ayında İstanbul’da düzenleyen bankanın ikinci durağı Türkiye’nin ihracatında ilk sıralarda yer alan Gaziantep oldu.

Garanti BBVA, bu etkinliklerde KOBİ’ler başta olmak üzere AB’ye ihracatta söz konusu süreçlerden etkilenecek sektör ve kurumlara, Avrupa Yeşil Mutabakatı ve Sınırda Karbon Düzenlemesi ile beraber konuyu somut önerilerle anlatmayı, akıllardaki sorulara cevap vermeyi ve sunacağı danışmanlıkla katkı sağlamayı amaçlıyor.

İhracatta Sürdürülebilir Gelecek buluşmasında, gazeteci, yazar Ilgaz Gürsoy’un moderatörlüğünde gerçekleşen Avrupa Yeşil Mutabakatına Hazırlanırken Türkiye Neler Yapmalı? konulu panele, Garanti BBVA Genel Müdürü Recep Baştuğ, Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı İklim Değişikliği Başkan Yardımcısı Dr. Tuğba Dinçbaş, Gaziantep Sanayi Odası Yönetim Kurulu Üyesi Cengiz Konukoğlu, Gama Recycle Yönetim Kurulu Başkanı Zafer Kaplan ile Boğaziçi Üniversitesi İklim Değişikliği ve Politikaları Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Levent Kurnaz katıldı.

İklim Değişikliği, Sınırda Karbon Düzenlemesi Mekanizması ve Sera Gazı Emisyonu temalı oturumda da Ticaret Bakanlığı Uluslararası Anlaşmalar ve AB Genel Müdürlüğü Ticaret Uzmanı Özge Öktem, Türk Standardları Enstitüsü Çevresel Gözetim ve Doğrulama Müdürü Mehmet Ergün ile Boğaziçi Üniversitesi İklim Değişikliği ve Politikaları Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Levent Kurnaz ihracatçı firmaları teknik konularda bilgilendirdi.

Gaziantep buluşmasında ayrıca Garanti BBVA’nın sera gazı emisyonlarını azaltmak isteyen müşterilerini desteklemek üzere geliştirdiği sürdürülebilirlik temalı yeni destek paketi hakkında bilgi verildi.

Karbon emisyonunu azaltmak isteyen Garanti BBVA müşterileri, destek ürün paketi kapsamında tecrübe ve iletişim ağından yararlanırken faiz avantajlı kredi paketinden de faydalanabilecek.

Kredi paketi kapsamında müşterilerine kapasite gelişimi konusunda destek sağlayacak banka, Türk Standardları Enstitüsü’yle de iş birliği yaptı. Garanti BBVA müşterileri bu sayede, sera gazı yönetimi konusunda bilgilenirken karbon emisyonlarını azaltacak.

Açıklamada görüşlerine yer verilen Garanti BBVA Genel Müdürü Recep Baştuğ, dünyanın ve geleceğin karşı karşıya kaldığı en büyük sorun olan iklim krizi kalıcı şekilde hayatı etkilemeye devam ettiğini belirtti.

Baştuğ, şunları kaydetti:

‘Bu sorunun çok uzun süredir farkındayız ve tüm iş yapış modellerimizi iklim kriziyle mücadele odağında değerlendirip, enerji verimliliği, yenilenebilir enerji, döngüsel ekonomi gibi farklı unsurları dikkate alarak ilerliyoruz. Bu yolda öğrendiklerimizden yola çıkarak, sürdürülebilirliğin ekonomimiz ve paydaşlarımıza yapacağı olumlu etkiyi basit ve anlaşılabilir şekilde aktarmak istedik.

Gelecekte oluşabilecek maddi ve manevi hasarlardan korunmak, ülkemizin ve üreticilerimizin bu süreçten başarıyla çıkmasına katkı sağlamak amacıyla ‘İhracatta Sürdürülebilir Gelecek’ başlığıyla bilinçlendirme toplantılarını başlattık. Bu kapsamda Anadolu’daki ilk toplantımızı da, ülke ihracatının lokomotif şehirlerinden Gaziantep’te gerçekleştirmekten büyük mutluluk duyuyoruz.’

‘Avrupa Birliği’nin sürdürülebilirlikle ilgili yol planı Yeşil Mutabakat ile ekonomimiz ve ülkemiz için yeni bir dönem başlıyor. Yeşil Mutabakat, alt başlıklarıyla birlikte iş yapış şekillerimizi, dolayısıyla hayatımızı fazlasıyla etkileyecek.’ diyen Baştuğ şunlara vurgu yaptı:

‘ Bu yüzden üretim tekniklerimizi hızla sürdürülebilirliğe uygun şekilde dönüştürmemiz, ülkece ticaretin kurallarını değiştirecek Avrupa Yeşil Mutabakatı’na en hızlı ve doğru şekilde hazırlanmamız gerekiyor. Gaziantep ülkemizin önde gelen ihracat merkezlerinden biri ve Gaziantepli sanayicilerin de Avrupa Yeşil Mutabakatı çerçevesinde oluşturulan kriterlere uygun üretim yapabilmeleri, buna bağlı olarak ihracat engelleriyle karşılaşmamaları çok önemli. Bu noktada işletmelerin kalıcı bir dönüşümle Avrupa Yeşil Mutabakatı’na uyumu Gaziantep’in küresel ihracattaki pazar payını daha da artıracak.

Yeşil Mutabakat kriterleri kapsamında, sera gazı emisyonlarını azaltmak isteyen müşterilerimizin çalışmalarını kolaylaştırmak için sürdürülebilirlik temalı yeni bir destek paketi geliştirdik. Bu destek paketi kapsamında Türk Standardları Enstitüsü’yle bir iş birliği yaptık. Türk standartları Enstitüsü müşterilerimize sera gazı hesaplamaları ve hesaplanan emisyonlarının azaltılması konusunda destek sağlayacak. Ülke ekonomisinin geleceğini şekillendirecek bu önemli yeşil dönüşüm sürecinde, tüm birikimimiz ve imkânlarımızla işletmelerimizin rehberi, yol arkadaşı ve destekçisi olmaya hazırız.’

Okumaya devam et

ŞİRKETLER

Modada yapay zeka devrimi: Perakendecilere ve tüketicilere heyecan veren gelişmeler

Yayınlanma:

|

Yazan:

Vincenzo Riili ve Linda Bezze Avrupa, Orta Doğu ve Afrika’da pazarlama uzmanı olarak görev yapıyor. Bu iki pazarlama uzmanı, Google ve Vogue Business’ın birlikte yürüttüğü yeni araştırmada, yapay zekanın moda dünyası ve lüks markalar için yarattığı en son fırsatları ve yeni teknolojilerin satın alma davranışlarını nasıl değiştirdiğini paylaşıyor.

Moda dünyasında bir yapay zeka devrimi yaşanıyor. Yapay zekadan güç alan yeni araçlar, perakendecilerin tüketicilerin hayatını kolaylaştırmak amacıyla alışveriş yolculuğunu kişiselleştirme biçiminde dönüşüm yaratıyor. Yapay zeka, moda markalarının yeni ürünler tasarlamasına ve atık miktarını azaltmasına da yardımcı oluyor.

Vogue Business’ın yürüttüğü yeni araştırma, yapay zekanın Avrupa’da tüketicilerin satın alma davranışlarını nasıl değiştirdiğini ortaya koyuyor. Tüketicilerin üçte ikisi, yapay zekayla desteklenen bir alışveriş deneyimi yaşamak istediğini belirtiyor. Tüketiciler ürünleri kişiselleştirmek, online alışveriş deneyimini iyileştirmek ve sürdürülebilir uygulamalar geliştirmek için yapay zeka araçlarından yararlanan perakendecilerde daha fazla zaman geçirmek istediklerini de vurguluyor. 10 tüketiciden yaklaşık üçü (%29), yapay zeka uygulamaları kullanan bir markayla ekstra %20 veya daha fazla zaman geçirme konusunda istekli.

Perakendecilerin günümüzde tüketici ihtiyaçlarını karşılamak için bu araçları nasıl başarıyla kullanıma alabileceğini ve aynı zamanda nasıl daha yüksek getiri sağlayabileceğini sizlerle paylaşıyoruz.

Müşteri deneyimi yapay zekayla güç kazanıyor

Online alışverişin hayatımıza girmesinden bu yana moda sektörü, tüketicilerin mağaza rafları arasında gezinerek en uygun seçeneği bulmak üzere ürünleri fiziksel olarak deneyebildiği mağaza deneyimiyle online deneyim arasındaki boşluğu kapatmanın yollarını arıyor. Tüketicilerin yüzde kırk üçü, kişiselleştirilmiş bir online alışveriş deneyimi için en az %10 daha uzun zaman harcamaya hazır olduğunu belirtiyor.

Yapay zeka, müşteri yolculuğunun çeşitli temas noktalarında şimdiden yerini aldı. Pazarlamacılar yapay zeka araçlarından yararlanarak online tüketicilere mağazadakine benzer bir alışveriş deneyimi yaşatabiliyor. Google Lens gibi görsel arama araçları sayesinde tüketiciler artık belirli bir ürünü açıklayan terimlere bağlı kalmadan istedikleri ürünün görselini kullanarak arama yapabiliyor.

Tüketici bir moda tasarımcısının imzasını taşıyan mükemmel elbiseyi bulduğunda, perakendecilerin sunduğu artırılmış gerçeklik (AR) özellikli ürün deneme araçlarından yararlanarak mükemmel uyumu ve tarzı yakaladığından emin olabiliyor. Bu araçlar tüketici tarafında da karşılık buluyor: Lüks tüketicilerin %49’u, yapay zekadan yararlanan markaların daha iyi bir deneyim sunduğu kanısında. Ancak yapay zeka araçlarının daha da ileri düzeyde kullanılmasını sağlayacak olağanüstü bir potansiyel bulunuyor.

Tommaso Vaccarella, yapay zekayla desteklenen reklam öğesi kişiselleştirme platformu Connected-Stories’in kurucu ortağı ve genel müdürü. Connected-Stories, çok sayıda hedeflenen sektör genelinde çeşitli moda markalarının da aralarında bulunduğu markalar için reklam öğesi üretim sürecini optimize etmek amacıyla üretken yapay zeka modellerinden yararlanıyor.

Vaccarella şöyle söylüyor: “Sektör, yalnızca ilk temas noktasında değil, müşteri yolculuğunun tamamı boyunca tüketici deneyimini kişiselleştirmek için üretken yapay zeka modellerinden yararlanabilir.”

Lüks markaların tüketicileri çok özel bir deneyim yaşamak istiyor. Bu tüketiciler fiziksel mağazalarda kişisel alışveriş uzmanları ve göz kamaştırıcı satış alanları görmeye alışkın. Günümüzde yapay zeka, pazarlamacıların online müşteriler için de aynı düzeyde kişiselleştirme olanağı sağlamasına yardımcı oluyor.

Yapay zeka e-ticaretin kişiselleştirilmesinde önemli rol oynuyor

Araştırmaya göre, üretken yapay zeka araçlarından yararlanarak kişiselleştirilmiş fırsatlar, teklifler ve ürün önerileri oluşturmak, satın alma motivasyonu üzerinde olumlu bir etkiye sahip. On tüketicinin üçünden fazlası (%31), yapay zeka araçlarından yararlanan bir markayla %20 daha uzun zaman geçirebileceğini belirtiyor.

Üretken yapay zekadan yararlanarak pazarlama iletişimlerinde ilgi çekici bir hikaye anlatımı yaratabilen veya platformlar genelinde kişiselleştirilmiş reklamlar oluşturmak üzere yapay zekayı kullanabilen perakendeciler, artık tüketicilerle bağlantı kurmak ve gelirleri artırmak için daha geniş fırsatlara sahip.

İtalyan moda perakendecisi BenettonRecommendations AI‘dan yararlanarak müşterilere kişiselleştirilmiş ürün önerileri sunmak için göz atma ve satın alma verilerini kullanıyor. Benetton bu aracı kullanan müşterilerin ortalama harcama değerinin, araçla etkileşim kurmayan müşterilere göre %7 daha yüksek olduğunu ve bu müşterilerin sitede geçirdiği zamanın neredeyse üç katına çıktığını belirledi.

Connected-Stories, Google Cloud’u temel alarak geliştirildi. Platform, aralarında çeşitli moda markalarının da bulunduğu müşterileri için makine öğrenimi modellerinden yararlanarak reklam öğelerinin otomatikleştirilmesini, kişiselleştirilmesini ve kullanıcılara gerçek zamanlı olarak sunulmasını sağlıyor.

Vaccarella şöyle açıklıyor: “Tüketicinin alışveriş alışkanları ve ilgi alanları, günün saati, hatta coğrafi konum ve hava durumu gibi verilere dayanarak doğru kitleye doğru reklam öğesi gösteriliyor. Bu reklam öğeleri, markaların renk, üslup, görsel stilleri, grafik kullanımı ve benzeri reklam öğesi kurallarına uygun şekilde yapay zeka tarafından oluşturuluyor.

Örneğin, reklamınızda belirli bir kullanıcı türünde daha iyi karşılık bulan özel bir arka plan kullanıldığını görebilirsiniz. Bu yaklaşım, müşterilerimizin hem marka bilinirliğini artırmasına hem de tüketiciye marka üzerinde düşünmesi için ilham vermesine olanak tanıyor.”

Araştırmamız, yapay zekanın bu şekillerde kullanılmasının markalar için önemli olanaklar sunduğunu gösteriyor. Lüks tüketiciler ürünlerle ilgili kişiselleştirilmiş fırsat ve teklifler için ortalama %17’ye kadar, kişiselleştirilmiş öneriler için ise %16 daha fazla ödeme yapmaya hazır.

Yapay zeka ve sürdürülebilir modanın birbiriyle mükemmel uyumu

Yapay zekanın moda sektöründe yarattığı potansiyel, tüketici yolculuğunun çok ötesine uzanıyor. Yapay zekanın etkisi ürünün yolculuğunda da hissedilebiliyor.

Araştırmamızda, kullanıcıların tasarım moda ürünlerini değerli bulmasının nedenlerinin yüksek kaliteli materyaller ve üretim (%52), her döneme uygun stil ve şıklık (%50) ve dayanıklılık (%51) olduğu belirlendi.

Bu değerlere önem veren kullanıcılar “daha az satın al, daha iyisini satın al” mottosunu benimseyerek daha az ürün satın alıyor ancak alışverişlerinde daha fazla harcama yapıyor. Tüketicilerin yarısından fazlası, sürdürülebilir ve sosyal sorumluluk sahibi markalar için %20 daha fazla ödeme yapmaya hazır.

Tüketiciler sürdürülebilirlik özelliğine daha çok önem verdikçe markalar da atık miktarını ve emisyonları azaltmaya yönelik fırsatları araştırıyor.

Yavaş moda” zihniyetini benimseyen moda perakendecileri, sürdürülebilirliği artırmak için tedarik zincirlerinde yapay zeka araçlarından yararlanabiliyor. Söz konusu fırsatlar arasında belirli giyim ürünlerinin fazla sayıda üretilmesini önlemek için tahmin analizlerinin kullanılmasını ve yapay zeka çözümlerinden yararlanarak ürünlerdeki kumaşları analiz edip üretilen atık materyal miktarının minimuma indirilmesini sayabiliriz.

10 tüketiciden üçü, daha sürdürülebilir kumaşlar geliştirmek üzere yapay zekadan yararlanan markalar için %20 daha fazla harcama yapabileceğini söylüyor. Bu amaçla yapay zekaya yatırım yapan markalar, %18 daha yüksek gelir elde etme potansiyeline sahip. 

Vincenzo Riili ve Linda Bezze Avrupa, Orta Doğu ve Afrika’da pazarlama uzmanı olarak görev yapıyor. Bu iki pazarlama uzmanı, Google ve Vogue Business’ın birlikte yürüttüğü yeni araştırmada, yapay zekanın moda dünyası ve lüks markalar için yarattığı en son fırsatları ve yeni teknolojilerin satın alma davranışlarını nasıl değiştirdiğini paylaşıyor.

Moda dünyasında bir yapay zeka devrimi yaşanıyor. Yapay zekadan güç alan yeni araçlar, perakendecilerin tüketicilerin hayatını kolaylaştırmak amacıyla alışveriş yolculuğunu kişiselleştirme biçiminde dönüşüm yaratıyor. Yapay zeka, moda markalarının yeni ürünler tasarlamasına ve atık miktarını azaltmasına da yardımcı oluyor.

Vogue Business’ın yürüttüğü yeni araştırma, yapay zekanın Avrupa’da tüketicilerin satın alma davranışlarını nasıl değiştirdiğini ortaya koyuyor. Tüketicilerin üçte ikisi, yapay zekayla desteklenen bir alışveriş deneyimi yaşamak istediğini belirtiyor.1 Tüketiciler ürünleri kişiselleştirmek, online alışveriş deneyimini iyileştirmek ve sürdürülebilir uygulamalar geliştirmek için yapay zeka araçlarından yararlanan perakendecilerde daha fazla zaman geçirmek istediklerini de vurguluyor.  tüketiciden yaklaşık üçü (%29), yapay zeka uygulamaları kullanan bir markayla ekstra %20 veya daha fazla zaman geçirme konusunda istekli.

Perakendecilerin günümüzde tüketici ihtiyaçlarını karşılamak için bu araçları nasıl başarıyla kullanıma alabileceğini ve aynı zamanda nasıl daha yüksek getiri sağlayabileceğini sizlerle paylaşıyoruz.

www.thinkwithgoogle.com

Okumaya devam et

SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK

COP 28’E GİRERKEN: İKLİM!

Yayınlanma:

|

Yazan:

İklim aktivistlerinin, politika yapıcıların, sivil toplumun ve ilgili tüm paydaşların bir yıl boyunca beklediği dönem, yani 2023 yılı Taraflar Konferansı’nın (Conference of the Parties – COP) zamanı yaklaştı. 28. Taraflar Konferansı yani kısaca COP 28, 30 Kasım – 12 Aralık tarihleri arasında Dubai, Birleşik Arap Emirlikleri’nde gerçekleşecek. Bu konferansların gündemi bir önceki COP’ta yürütülen müzakereler ve alınan kararlar üzerine inşa edildiğinden bu sene COP 28’de bizi bekleyen gündemi anlamak için geçtiğimiz yıl yaşananları da hatırlamak gerek.

Geçtiğimiz yıl bu dönemlerde Şarm El Şeyh’teki 27. Taraflar Konferansı’ndan ayrılanlar; karbondioksit harici sera gazlarına yönelik yaptırımların altının çizildiği, kayıp ve zararlara yönelik bir fon yaratılmasına yönelik taahhütlerin verildiği, özel sektörün iklim değişikliğiyle mücadele konusunda daha adanmış/iddialı girişimlerde ve taahhütlerde bulunduğu, iklim uyumu için şimdiye kadar olması gerektiği ölçüde finansmanın kanalize edilemediği hususunda bir mutabakatın sağlandığı, bu doğrultuda kalkınma finansmanı kaynaklarının iklim eylemi perspektifinde çeşitlendirilmesi konusunda ortak taahhütler verildiği müzakerelerle geçen bir konferansı geride bırakmıştı. İlave olarak geçtiğimiz yıl yapılan Taraflar Konferansı, devam eden bölgesel çatışmalar ve enerji tedarik zincirlerini tehdit eden diğer küresel gelişmelerin ışığında nükleer enerjinin temiz ve güvenilir bir enerji arz kaynağı olarak konumlandırıldığı, temiz hidrojenin ve karbon yakalama teknolojilerinin önceliklendirildiği, iklim temelli raporlama uygulama ve standartlarının öne çıktığı bir buluşma oldu. Fosil yakıtlardan çıkışın önemi hep olduğu gibi geçen seneki toplantıda da vurgulandı. Diğer yandan, büyük kirletici ülkelerin bağlayıcı taahhütlerden kaçınmaları 1,5 derece hedefine ulaşılması kararlılığını gölgeleyen gelişmeler olarak nitelendirildi.

Bu çerçeve ışığında, COP 28’de müzakerelerin ve odak noktalarının neler olacağını düşünürsek, özellikle aşağıdaki başlıklar etrafında şekillenecek tartışmaların bizi beklediğini söylemek mümkün:

– Birleşmiş Milletler, küresel sıcaklık artışını 1,5 dereceyle sınırlama hedefine ulaşmak için küresel sera gazı emisyonlarının 2030’a kadar 2010 seviyelerine kıyasla %45 oranında düşmesi gerektiğini söylüyor. Ancak yine Birleşmiş Milletler’in yaptığı çalışmalar, mevcut ulusal iklim değişikliği eylem planları ile ilerlenmesi durumunda, emisyonların 2030 yılında 2010 yılına oranla %9 artacağını gösteriyor.1 Yani acil eylem alınmasının şart olduğunun tekrar altının çizileceği bir müzakere sürecine giriyoruz.
– İklim finansmanı ihtiyacı öne çıkan bir tema olmaya devam ediyor. Bu sene gelişmiş ülkelerin, gelişmekte olan ülkelere 100 milyar ABD doları finansman taahhüdü üzerinden daha somut adımlar atmaya yönlendirildiği bir yıl olacak. Özellikle iklim uyum finansmanındaki açık devam ediyor. İklim uyumundaki finansman açığının (yani iklim uyumu için yapılması gereken yatırımların maliyeti ve bu konulara sağlanan finansman miktarı arasındaki farkın) yıllık 194 ile 366 milyar dolar mertebesinde olduğu hesaplanıyor. Buna ilave olarak, gelişmekte olan ülkelerin uyum finansmanı açığının daha önceki hesaplamalardan %50 daha fazla olduğu, yani uluslararası finansman akışlarının 10-18 katı üzerinde kaldığı görülüyor.2 Geçtiğimiz yıl Dünya Bankası Grubu başta olmak üzere kalkınma finansmanı kuruluşlarının iklim finansmanı konusunda önemli bir rolleri olduklarını kabul edip bu konuda somut adımlar atma taahhütlerini de hatırladığımızda, bu sene özellikle uyum finansmanı konusunda yeni somut uygulamaların geliştirilmesi bekleniyor.


– Finansmanla ilgili tartışılması beklenen bir diğer başlık kayıp ve zarar fonu. COP 27’nin öne çıkan gelişmelerinden biri, kayıp ve zarar fonunun kurulması kararıydı. Geçtiğimiz yıl içinde tarafların bu fonun uygulama ve faydalanma esasları üzerine çalışarak şekillendirmesi gerekiyordu. İklim konusunda kırılganlık yaşayan ada ülkeleri başta olmak üzere tüm gelişmekte olan ülkeler bu fonun hayata geçmesini bekliyor. Fonun detaylarını şekillendireceği düşünülen 24 ülkenin, COP 28 öncesinde fonun işleyiş esasları hakkında temel kriterleri oluşturması öngörülüyordu. Ancak hala fonun nasıl işleyeceği, finansmanın nasıl ve kime hangi koşullarla sağlanacağı gibi başlıklar tam olarak tanımlanamamış durumda. Bu nedenle kayıp ve zarar fonunun uygulamaya geçirilmesi COP 28’in önemli başlıklarından biri olacak.
– Son dönemde ABD ve Çin arasında gerçekleşen iklim müzakereleri de COP 28’de gündemi belirleyecek gelişmeler arasında yer alıyor. Küresel enerji tüketimi ve emisyonlar konusunda önemli etkileri olan ve iklim politikaları nedeniyle farklı sebeplerle eleştirilen iki ülkenin iklim elçileri, Temmuz ve Kasım aylarında bir araya gelerek iklim değişikliği politikaları konusunda ortak yaklaşımlarını belirlediler. Yayımladıkları ortak deklarasyonda iki ülke; Paris Anlaşması kararları ve 1,5 derece hedefi doğrultusunda hareket etmeye devam edeceklerini, bu doğrultuda küresel yenilenebilir enerji kapasitesinin 2030 yılına kadar 3 katına çıkması için çalışacaklarını, yine 2030 yılına kadar ortak 5 büyük çaplı karbon yakalama projesi geliştireceklerini, metan emisyonları konusunda ulusal eylem planları oluşturacaklarını ve COP 28’de ortaklaşa bir metan ve CO2 harici sera gazları zirvesi organize edeceklerini ilan etti.3 İklim değişikliği politikaları konusunda gündemde olan ABD ve Çin’in bu ortak taahhütleri ve özellikle fosil yakıtların azaltımına yönelik yaklaşımları küresel iklim değişikliği politikalarının olumlu yönde tetiklenmesi ve diğer ülkelerin bu yaklaşımları takip etmesi için umut verici olmakla birlikte, her iki ülkenin kömür kullanımını ve termik elektrik üretimini azaltma yönünde somut adımlar atmamasının bir eleştiri unsuru olarak COP 28 gündeminde yer bulması bekleniyor.

Özetle, iklim eylemlerine yönelik aciliyetin farkında olunan ancak uygulama esasları konusunda müzakerelerin devam edeceği bir Konferans gündemi bizleri bekliyor. Ayrıca Paris Anlaşması’ndan sonra yayımlanan ilk durum değerlendirmesinin sonuçlarının da gündemi etkilemesi beklentiler arasında. Ekim ayında duyurulan durum değerlendirmesinin (global stocktake) çıktıları, Paris hedefleriyle uyumlu bir yolda ilerlenmediği yönünde. Tarafların Konferans’ta bu konuyu gündeme almaları ve çalışmanın bulgularını cevaplamaları bekleniyor.

Dipnotlar:
1) https://www.unep.org/news-and-stories/news/spotlight-climate-action
2) https://www.unep.org/resources/adaptation-gap-report-2023
3) https://www.state.gov/sunnylands-statement-on-enhancing-cooperation-to-address-the-climate-crisis/

Okumaya devam et

SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK

Türkiye Bankalar Birliği Sürdürülebilirlik Politikası yayınlandı

Yayınlanma:

|

Yazan:

Türkiye Bankalar Birliği, paydaşlarının ihtiyaçlarına duyarlı, kapsayıcı, araştırmacı ve yenilikçi yaklaşımlara, finans sektörünün hak ve menfaatlerini korumaya, rekabet gücünü artırmaya, haksız rekabeti önlemeye ve bankacılık mesleğinin gelişmesine katkıda bulunmak amacıyla faaliyetlerini devam ettirmektedir. Birlik faaliyet amaçları doğrultusunda finansal istikrara, sürdürülebilir büyümeye ve toplumsal kalkınmaya destek olmaktadır.

Birlik, bankacılık sektöründe sürdürülebilirlik uygulamalarının yaygınlaşması, sektörün sorumlu uygulamaları benimsemesi amacını da üstlenmekte, bu konudaki çalışmalarını sürekli geliştirmektedir.

Bu vizyon doğrultusunda Birlik;

  • Kurumsal yönetim prensiplerini önemser, kurum kültürüne kurumsal yönetim ilkelerinin entegre edilmesine yönelik sürekli ve düzenli çalışmalar gerçekleştirir,
  • Faaliyetlerini rüşvet ve yolsuzluğa karşı sıfır tolerans prensibi ile yürütür. İnsan haklarına saygılı ve çalışanların iş sağlığı ve güvenliğini gözeten çalışma koşulları sağlamayı önemser, ilgili yasal mevzuat doğrultusunda çalışanlara sağlıklı ve güvenli bir iş ortamı sağlar,
  • Çalışma ortamında cinsiyet ve fırsat eşitliği uygulamalarını gözetir, ırk, cinsiyet, cinsel yönelim, din, siyasi düşünce, köken, mezhep, engel, yaş gibi kişisel özelliklere ilişkin her türlü negatif ayrımcılığı reddeder,
  • Kadınların iş dünyasındaki rollerinin güçlenmesini önemser, bu doğrultuda çalışan ve üst yönetim kademelerinde kadın oranının artmasını teşvik edici faaliyetler yürütür,
  • Çalışanların kişisel ve profesyonel gelişimlerini destekleyici fırsatlar sunar, çalışanları eğitim programları ile destekler,
  • Sendikalaşma ve toplu sözleşme haklarına saygı duyar. Satın alma ve tedarik süreçlerini kurumsal kurallar çerçevesinde yürütürken sürdürülebilirlik ilkelerinin dikkate alınmasını gözetir,
  • Faaliyette bulunduğu iş ortaklarının ve tedarikçilerinin de sürdürülebilirlik konularında farkındalığının artması için çalışır,
  • Operasyonlarının kaynakları çevresel etkilerini düzenli olarak takip eder, raporlar ve olumsuz etkilerini azaltmaya yönelik çalışmalar gerçekleştirir,
  • Dijitalleşme ve teknolojik gelişmeleri yakından takip ederek kendi iş süreçlerine entegre eder,
  • İklim değişikliği ile mücadele ve iklim risklerinin yönetimi konularında bilinçli kurumsal kimliği ile kaynak tüketiminde verimlilik uygulamalarını ve atık geri dönüşümü faaliyetlerini önemser,
  • Sürdürülebilirlik konusunun kurum kültürünün bir parçası haline gelmesi için sürdürülebilirlik temelli hedefler belirler ve bu hedeflerin gerçekleşmesini Sürdürülebilirlik Komitesi aracılığıyla izler,
  • Sürdürülebilirlik bilincinin sadece kurum bünyesinde değil üyelerinde de gelişimini desteklemeyi önemser, bu konuda hem eğitim programları hem çalışma grubu faaliyetleri aracılığıyla ülkemizde sürdürülebilir ve sorumlu bankacılık yaklaşımının gelişmesine destek olur,
  • 2009 yılından bu yana faaliyet gösteren “Sürdürülebilirlik Çalışma Grubu” ile bankalara çevresel ve sosyal konuların öngörülebilirliğini, saydamlığını ve izlenebilirliğini sistematik bir şekilde yönetilmesi için rehberlik eder,
  • Bankacılık sektöründe dijitalleşme ve veri güvenliği konularında sektördeki trendleri ve mevzuattaki gelişmeleri takip eder ve bu alanda çalışma grupları ile faaliyetler yürütür,
  • Toplumda finansal okuryazarlık bilincinin gelişmesi için paydaşlarıyla bilinçlendirme çalışmaları yürütür,
  • Öğrencilere ve engelli bireylere yönelik yetiştirme programları ile gençlerin gelişimine ve istihdam olanaklarının artmasına destek olur.

Sürdürülebilirlik Komitesi tarafından gerekli görülen güncelleme ve değişiklikler, Sürdürülebilirlik Komitesi’nin önerisiyle Yönetim Kurulu tarafından onaylanarak yürürlüğe girer.

Bu Politika, Yönetim Kurulu tarafından onaylanarak 21 Eylül 2023 tarihinde yürürlüğe girmiştir.

Okumaya devam et

KATEGORİ

FARK YARATANLAR

FARK YARATANLAR

FARK YARATANLAR

FARK YARATANLAR

ALTIN – DÖVİZ

Altın Fiyatları

KRIPTO PARA PİYASASI

BORSA

TANITIM

FACEBOOK

Popüler

www bankavitrini com © "BANKAVİTRİNİ Portal"da yayımlanan, BANKAVİTRİNİ'nde yer alan yazar ve çevirmenlerine ait herhangi bir yazı, çeviri, makale ve haber izin alınmadan basılı olarak ya da internet ortamında kullanılamaz, çoğaltılamaz, yayınlanamaz. İzinsiz kullananlar hakkında hukuki yollara başvurulacaktır. "BANKAVİTRİNİ Portal"da yayımlanan tüm özgün yazıların içeriğinden yazarları sorumludur. www.bankavitrini.com'da yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti, aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler, mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Yer alan yazılarda herhangi bir yatırım aracı; Hisse Senedi, kripto para biriminin veya dijital varlığın alım veya satımını önermiyor. Bu nedenle sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi, beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Lütfen transferlerinizin ve işlemlerinizin kendi sorumluluğunuzda olduğunu ve uğrayabileceğiniz herhangi bir kaybın sizin sorumluluğunuzda olduğunu unutmayın. © www.paravitrini.com Copyright © 2020 -UŞAK- Tüm hakları saklıdır. Özgün haber ve makaleler 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu korumasındadır.