Connect with us

BANKA HABERLERİ

Gündem : TCMB artık ‘şahin’ değilim

Yayınlanma:

|

  • Başkan Ağbal’ın apar topar görevinden alınması sonrası uzun bir süredir merakla beklenen karar dün açıklandı. TCMB, Nisan ayı olağan Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısında, yeni Başkanı Kavcıoğlu ve iki yeni PPK üyesi ile politika faizini %19 seviyesinde sabit bırakma kararı aldı. 
  • Lakin, günlerdir dikkat çektiğimiz üzere, kararla birlikte yayımlanacak ve ileriye dönük bir ‘yönlendirme’ (ingilizcede buna ‘forward guidance’ deniyor) olan ve Ağbal dönemini simgeleyen “gerekmesi durumunda ilave parasal sıkılaşma yapılacaktır” ifadesinin politika metninden çıkarıldığını görüyoruz. 
  • Bu yönü ile bakıldığında, bundan sonra yapılacak ilk hamlenin faiz indirimi yönünde olacağına kanaat getiren piyasalar, karar ardından yön bulmakta zorlandı. Metinden şahin kelime öbekleri çıkarılsa da, “politika faizi enflasyonun üzerinde oluşturulmaya devam edilecektir” ibaresi, hemen bir faiz indirimin de gündemde olmadığını gösterdi. 
  • Faizin %19’da sabit bırakılması ardından 8 seviyesinin diplerine kadar gelen USDTRY kuru, akabinde metnin şahin bir üslup içermediğinin anlaşılması ile 8,16 seviyesine varan bir yükseliş kaydetse de, günü yeniden 8,03 seviyelerine tamamladı. Dün de değindiğimiz üzere, teknik bir bakış açısı ile yukarıda 8,18 üzeri gecelik bir kapanış görmeden, yönün yukarıya döndüğüne kanaat getirmeyeceğiz. Aşağıda ise 7,99 ve 7,84 seviyelerini takip ediyoruz (bakınız grafik). 
  • Her hafta Perşembe günü olduğu üzere, TCMB para ve banka istatistiklerini yayımladı. Buna göre, 9 Nisan ile biten haftada, parite ve fiyat etkisinden arındırılmış DTH stoğu, gerçek kişilerde önceki haftaya nazaran 0,5 milyar dolar azalırken, tüzel kişilerde ise 0,9 milyar dolar arttı. 
  • Yurtdışı yerleşiklerin hisse senedi stoku 46 milyon dolar azalırken, 78 milyon dolar ise tahvil aldığını gözlemliyoruz. Bu bakış açısıyla, yabancı yatırımcının ‘ateşi’ düşmüş gibi görünüyor (hatırlayın Ağbal sonrası ilk tepki 1,9 milyar dolar çıkış yönünde olmuştu). Merkez Bankası rezervler ise 1,9 milyar dolar büyüdü. 
  • Hisse senedi cephesinde ise, BIST100 ana endeksi kazanımlarını dün koruyamayarak günü hafif sıyrıklarla tamamlasa da, XBANK endeksi günü %2,4 artıda tamamladı. Bu arada, HDP’nin kapatılması talebiyle Yargıtay Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianameyi oybirliğiyle iade etme kararı alan Anayasa Mahkemesi, kararı gerekçesiyle birlikte Yargıtay’a gönderdi. 
  • Küresel piyasalarda ise ılımlı hava korunmaya devam ediyor. ABD’de bu hafta açıklanan TÜFE enflasyonun dün de benzettiğimiz üzere beklenildiği/endişe edildiği kadar ‘ısırmaması’ sonrası, ABD 10 yıllık tahvil faizi dün bir günde 11 puan birden düşerek %1,53 seviyesine kadar gerilemesi, piyasalarda da adeta ‘bayram’ sevinci yaşanmasına neden oldu. 
  • Elbette, faizin gevşemesi ile akıllara gelen ilk varlık grubu da kıymetli metaller oldu. Risksiz faizin gevşemesi sonrası altın ve gümüşü tutmanın alternatif maliyeti azalınca, dün her iki emtia da yönünü yukarı çevirerek önemli direnç seviyelerine geldi. Gümüş cephesinde 100 ve 200 günlük ortalamaların geçilmesi sonrası, yükselişin devamı için, son engel 50 günlük ortalamaların aşılmasında kaldı (kabaca $26 seviyesi). Altında ise yükseliş eğiliminin 1,860-1,890 seviyesine kadar devam edeceğini öngörüyoruz (bakınız grafik). 
  • EURUSD paritesinde 1,1990 seviyesinden kısa pozisyondayız. Dün de belirttiğimiz üzere, kısa vadede 1,1850 seviyesine doğru bir geri çekilme kaydetmesini, akabinde ise ana hedefin 1,23 olacağını düşünüyoruz (bakını grafik).
  • Jeopolitik tarafta hava yumuşasa da, -ABD’de Karadeniz’e savaş gemilerini göndermekten vazgeçti- Rusya’ya yaptırım kararı aldı. Toplam 32 kişi ve kuruluşa yaptırım uygulanmasına karar verilirken, 10 diplomatın da sınır dışı edileceği duyuruldu. 
  • ABD borsaları, 10 yıllık tahvil faizinin gevşemesi ile geceyi %1’in üzerinde yükselişle tamamlarken, olumlu hava Çin’de açıklanan 1. çeyrek büyüme verisi ile bu sabah Asya piyasalarına da sirayet etti. 
  • Mali piyasaların gündeminde, Euro Bölgesi’nde TÜFE, ABD’de inşaat ruhsatları ve Michigan Üniversitesi tüketici güveni takip edilecek. 
  • Merkez Bankası’nın ödemelerde kripto varlıkların kullanılmamasına dair yönetmeliği Resmi Gazete’de yayımlandı. “Kripto varlıklar, ödemelerde doğrudan veya dolaylı şekilde kullanılamaz” ifadelerinin yer aldığı yönetmeliğin 30 Nisan 2021 tarihinde yürürlüğe gireceği açıklandı.

>USDTRY

Aşağıda ilk takip edilecek bölge 7,99 olarak görülüyor. Geçilmesi durumunda, daha da aşağıda 7,84 seviyesine dikkat edeceğiz. Yukarıda 8,18 geçilmeden yatay ve aşağı yönlü hareketin devamını öngörüyoruz.

161854878680725418e5bd3706bc81a1d938ea97a7_1_1200.jpg

> EURUSD

1,1990 seviyesinden kısa pozisyondayız (EUR satıp USD aldık). Aşağıda 1,1850 seviyesine doğru gevşeme beklentimiz gerçekleşirse, 2 kademe uzun pozisyona geçip 1,23 seviyesinde olan TOBO (ters omuz baş omuz formasyonunu) hedefleyeceğiz. 1,2025 zarar kes seviyemiz. 

1618548787f8ef0d3518a5c9c5af36fa8837491881_2_1200.jpg

> XAGUSD

Sırası ile 200 ve 100 günlük ortalamaları egale eden gümüşün önünde, yükseliş kapısını açmak adına 26 dolar seviyesinde bulunan 50 günlük ortalamalar kaldığını görüyoruz. 50 günlük ortalamaların da üzerine çıkılması durumunda, uzun bir süredir hayalini kurduğumuz asıl yükseliş hareketinin başlayacağını düşünüyoruz. Takip ettiğimiz ana formasyon bu. Büyük resmi görürsen, patikalarda kaybolmazsın!

1618548787fe9a62278e0fdf961bfbb4d192d76b62_3_1200.jpg

> XAUUSD

ABD tahvil faizlerinin gevşemesi ile, kıymetli madenler de yönünü son günlerde yukarıya çevirdi. Altının zorlandığı 1,745-1,750 bölgesini aşması ardından, gücünü koruyabilmesi durumunda, daha da yukarıda 1,860-1,890 seviyesini hedeflemesini bekliyoruz.

1618548787f32ed67ac65b4d0ee684e25dec93ecf2_4_1200.jpg

İKTİSATBANK – Emre Değirmencioğlu

Okumaya devam et

BANKA HABERLERİ

Garanti BBVA’dan 3,5 trilyon TL’lik sürdürülebilir finansman taahhüdü

Garanti BBVA belirlediği 400 milyar TL’lik sürdürülebilir finansman hedefini, 2025’in ilk yarısında tamamladığını yeni hedefinin ise 2029 yılının sonuna kadar 3,5 milyar dolar olarak açıkladı.

Yayınlanma:

|

Yazan:

Garanti BBVA, 2018–2025 dönemi için belirlediği 400 milyar TL’lik sürdürülebilir finansman hedefini, 2025’in ilk yarısında tamamladığını açıkladı. Bu başarının ardından banka, 2018–2029 yıllarını kapsayan yeni hedefini 3,5 trilyon TL olarak paylaştı.

Garanti BBVA bu taahhütle; iklim değişikliğiyle mücadele, doğal sermayenin korunması, döngüsel ekonomi, sosyal kalkınma ve finansal kapsayıcılık alanlarında güçlü etki yaratmayı amaçlıyor.

Bu rakam, Türkiye’de faaliyet gösteren bankalar arasında en yüksek sürdürülebilir finans taahhüdü oldu.

Garanti BBVA, 2029 yıl sonuna kadar yaklaşık 3,1 trilyon TL’lik yeni kaynağı sürdürülebilir yatırımlara yönlendireceğini taahhüt ediyor

Garanti BBVA Genel Müdürü Mahmut Akten, bu performansta, sürdürülebilirliği stratejik öncelik haline getirmelerinin önemli bir rol oynadığını vurguladı. Akten, yeşil/sosyal kredilerden çevreci taşıt kredilerine, sürdürülebilir tahvillerden, çevresel ve sosyal yatırımlarda aktif danışmanlık hizmetlerine ve su verimliliğiyle ilgili projelere yönelik “mavi finans” gibi sürdürülebilir finansman ürünü sunduklarını söyledi.

Mahmut Akten, yeni hedefi ise şu sözlerle değerlendirdi: “Şimdi, bu başarıyı daha ileri taşıyarak 2029 yılı sonuna kadar 3,5 trilyon TL’lik sürdürülebilir finansman sağlamayı taahhüt ediyoruz. Bu yeni hedef, yalnızca hacim açısından değil, sürdürülebilir finansman hızımız açısından da çarpıcı bir sıçrama anlamına geliyor. 2025’in ikinci yarısından 2029 sonuna kadar yaklaşık 3,1 trilyon TL’lik yeni kaynağı sürdürülebilir yatırımlara yönlendireceğiz. Bu taahhüdün büyüklüğü, Türkiye’nin düşük karbonlu ve kapsayıcı bir geleceğe geçişinde Garanti BBVA’nın giderek daha da etkin bir rol üstleneceğini gösteriyor.”

BBVA Grubu’nun küresel taahhüdü 1 trilyon euro

Garanti BBVA’nın ana hissedarı BBVA Grubu, 2018-2025 yılları için ilk etapta 100 milyar euro sürdürülebilir finansman hedefi koymuştu. Hedef önce 300 milyar euroya çıkarıldı ve 2024 yılı sonunda tamamlandı. Grup şimdi, 2025–2029 dönemi için 700 milyar euroluk yeni taahhütle toplam hedefini 1 trilyon euroya yükseltti.

BBVA’da Türkiye’nin Payı yüzde 9’a yükseldi

2025’in ilk dört ayında BBVA Grubu’nun sağladığı toplam sürdürülebilir finansmanın yaklaşık 140 milyar TL’si Garanti BBVA tarafından sağlandı. Bu rakamla Türkiye’nin BBVA Grubu içindeki payı sürdürülebilir finansman rakamların raporlanmaya başlandığı 2018 yıllarındaki yüzde 3 seviyesinden bugün yüzde 9’a yükselmiş durumda.

Okumaya devam et

BANKA HABERLERİ

Tahvil Yerine Kredi: Türk Şirketlerinin Finansman Kaderi

Yayınlanma:

|

Yazan:

Türkiye’de reel sektörün finansman ihtiyacını karşılamak için en çok başvurduğu yöntem banka kredileridir. Oysa gelişmiş finansal sistemlerde şirketler, uzun vadeli ve daha uygun maliyetli fon sağlamak için sermaye piyasalarında borçlanma araçlarına, özellikle tahvil ihraçlarına yönelmektedir. Peki Türkiye’de reel sektör neden bu imkândan yeterince yararlanamıyor?

Tahvil İhracının Önündeki Ekonomik Engeller

Tahvil piyasasının gelişmesi; makroekonomik istikrar, faiz oranlarının öngörülebilirliği, düşük enflasyon, istikrarlı döviz kuru, düşük kamu borçlanma ihtiyacı ve yüksek kredi notu gibi birçok değişkene bağlıdır. Ancak:

  • Türkiye’nin ülke kredi notu düşüktür ve bu doğrudan özel sektörün notunu da sınırlamaktadır.

  • Yüksek enflasyon ve faiz oranları, borçlanma maliyetlerini tahvil piyasasında da yükseltmektedir.

  • Kamu kesiminin sürekli yüksek borçlanma ihtiyacı, özel sektörün tahvil ihraçlarını piyasadan dışlama etkisi (crowding out) ile sınırlamaktadır.

Hukuki ve Kurumsal Güven Eksikliği

Sadece ekonomik değil, hukuki ve politik güvensizlik de yabancı ve yerli yatırımcıların özel sektör tahvillerine ilgi göstermemesine yol açıyor. Güçlü bir ikinci el tahvil piyasası oluşmadığı için yatırımcılar uzun vadeli bağlayıcı enstrümanlara mesafeli durmaktadır.

Banka Kredilerine Bağımlılığın Sonuçları

Bu nedenlerle reel sektör, finansmana erişimde tek kanal olarak bankaları kullanmak zorunda kalıyor:

  • Yüksek maliyetli ve kısa vadeli kaynaklara mahkûm olunuyor.

  • Kredi sınırlamaları, özellikle ekonomik kriz dönemlerinde işletmeleri zorluyor.

  • Kredi vadelerinin kısalığı ve esneklik eksikliği, uzun vadeli yatırım planlarını zorlaştırıyor.

Finansman Araçlarında Çeşitlilik Şart

Türkiye’de reel sektörün daha güçlü, sağlıklı ve uzun vadeli kaynaklara erişebilmesi için:

  • Makroekonomik göstergelerin iyileştirilmesi,

  • Sermaye piyasalarının derinleştirilmesi,

  • Hukuki güven ortamının sağlanması,

  • Tahvil piyasası için ikincil piyasa likiditesinin artırılması büyük önem taşımaktadır.

Onur ÇELİK-CFO/YMM

 

Okumaya devam et

Ali Coşkun

YÜKSEK BANKA KREDİLERİ

Yayınlanma:

|

Yazan:

Bankalar ekonomik sistemin en önemli finansal aktörleri olarak faaliyet gösterir. Her banka özünde kâr amacı güden bir ticari kuruluştur.

Kredi verirken öncelikle kendi risklerini ve menfaatlerini gözetmek zorundadır. Kullandırdıkları kredilerin faiz oranı veya kar payı, komisyon yapısı, vade şartları da bu doğrultuda belirlenmektedir.

Bugün piyasada bileşik faiz oranları TL cinsi kredilerde %60-65, döviz cinsi kredilerde ise %14-16 bandındadır.

Ayrıca bankaların sigorta, dosya masrafı, kredi tahsis ücreti ve banka ürün satışları gibi birçok kalemi kredi paketine dahil ettiği görülüyor.

Yani faiz veya kar payı dışında çok sayıda gizli maliyetle karşı karşıya kalınıyor.

Firmalar bu şartlar altında yalnızca finansmana erişmekle kalmıyor aynı zamanda ağır bir maliyet yükünü de sırtlanıyorlar.

Bankalar, firmalara kredi limitleri oluştururken sektörel karlılık oranlarına azami dikkat ederler. Ancak burada ciddi bir çelişki var. Bankalar kredi tahsisinde sektörün brüt kâr marjlarını esas alırken, mevcut kredi maliyetleri bu oranları çoktan aşmış durumdadır.

Brüt kâr marjı sektörlere göre ortalama %25-30 arasında değişirken, firmalar %65’in üzerinde bileşik faizle TL borçlanıyor.

Bu koşullarda, kâr eden değil borcunu çevirebilen firma başarılı kabul ediliyor. Bu ne finansal sürdürülebilirliğe ne de sağlıklı bir ekonomiye hizmet eder.

Şu an firmalar yalnızca yüksek faizle değil aynı zamanda yüksek enflasyon, düşük iç talep, yüksek maliyetler, düşük kâr, kur baskısı, iç ve dış pazarlardaki daralma, krediye erişim ve jeopolitik risklerle mücadele etmek zorunda kalıyor.

İhracatçı firmalar için döviz kuru reel anlamda destekleyici olmaktan çıkmış, rekabet gücünü zayıflatıcı bir unsura dönüşmüştür.

Bu koşullar altında firmaların ayakta kalması tesadüf değil direnç ve stratejik yönetimin bir sonucudur. Ama bu direncin ne kadar sürdürülebileceği ise meçhuldür.

Bugün konkordato alan, iflas eden şirketlere şaşırmak yerine bu ortamda hâlâ üretmeye, istihdam yaratmaya, ihracat yapmaya devam eden firmalara hayranlık duymalıyız.

Asıl konuşulması gereken, bu firmaların nasıl hayatta kaldığı ve ne tür stratejiler geliştirdiğidir. Zira bu firmalar sadece kendi faaliyetlerini değil aynı zamanda ekonominin can damarlarını da ayakta tutmaktadır.

Enflasyonla mücadele elbette gereklidir.Ancak bunu yaparken reel sektörü göz ardı etmek hastayı tedavi ederken organlarını iflas ettirmek gibidir.

Faiz politikaları ve sıkılaşma adımları kısa vadede enflasyonu aşağı çekebilir ama ardında üretim yapamayan, borç yükü altında ezilen ve finansmana erişemeyen bir özel sektör kalırsa bu başarı neye yarar?

Bugün geldiğimiz noktada reel sektörün sesine daha fazla kulak verilmesi gerekiyor.

Kredi maliyetlerinin düşürülmesi, finansmana erişimin kolaylaştırılması ve firmaların üzerindeki dolaylı maliyetlerin azaltılması şarttır.

Aksi takdirde sadece bugünü değil yarının üretim kapasitesini ve ekonomik bağımsızlığını tehlikeye atmış oluruz.

Ali COŞKUN-Finans Danışmanı
0 530 787 84 39
[email protected]

Okumaya devam et

FARK YARATANLAR

FARK YARATANLAR

KATEGORİ

ALTIN – DÖVİZ

Altın Fiyatları

BORSA

KRIPTO PARA PİYASASI

TANITIM

FACEBOOK

Popüler

www bankavitrini com © "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan, BANKA VİTRİNİ'nde yer alan yazar ve çevirmenlerine ait herhangi bir yazı, çeviri, makale ve haber izin alınmadan basılı olarak ya da internet ortamında kullanılamaz, çoğaltılamaz, yayınlanamaz. İzinsiz kullananlar hakkında hukuki yollara başvurulacaktır. "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan tüm özgün yazıların içeriğinden yazarları sorumludur. www.bankavitrini.com'da yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti, aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler, mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Yer alan yazılarda herhangi bir yatırım aracı; Hisse Senedi, kripto para biriminin veya dijital varlığın alım veya satımını önermiyor. Bu nedenle sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi, beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Lütfen transferlerinizin ve işlemlerinizin kendi sorumluluğunuzda olduğunu ve uğrayabileceğiniz herhangi bir kaybın sizin sorumluluğunuzda olduğunu unutmayın. © www.bankavitrini.com Copyright © 2020 -UŞAK- Tüm hakları saklıdır. Özgün haber ve makaleler 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu korumasındadır.