Connect with us

EKONOMİ

18 yaş altı sigortanın emeklilikte faydası var mıdır?

Çocuk sahibi anne babalar, geçmişte 18 yaşından önce sigortalı çalışmaya başlamış olanların erken emekli olduğunu gördükçe evlatlarının yaşıtlarına göre daha erken emekli olabilmesi için çareler arıyorlar. 2008 yılında sosyal güvenlik mevzuatında kapsamlı değişiklikler yapıldı. Peki, şimdi çocukları sigortalı göstermenin bir faydası var mıdır? 18 yaş öncesinde yaptırılan sigorta erken emekli eder mi? Habertürk’ten Ahmet Kıvanç, milyonlarca kişinin merak ettiği bu soruya yanıt aradı

Yayınlanma:

|

Emeklilikte yaşa takılanların (EYT) bir kısmı çok uzun süredir çalışmalarına rağmen emekli olamaz iken, anne babası tarafından çocuk iken yaz tatilinde bir iki ay sigortalı gösterilmiş olan kişiler erken yaşta emekli olabiliyorlar. Bu kişiler 1999 ve 2008 yılındaki yasa değişikliklerinden etkilenmediler. Çocuk sahibi anne babalar, evlatlarının ileride mağdur olmaması, yapılacak bir şey varsa yapmamış olmak için çözüm arıyorlar.

Ayrıntılara geçmeden önce, konunun kolay anlaşılabilmesi için bazı kavramlara açıklık getirmek gerekir. Sosyal güvenlikte sigorta başlangıcı, ilk defa uzun vadeli sigorta kollarına tabi prim ödenmek suretiyle çalışmaya başlanan tarih olarak kabul edilir. 2008 öncesi çalışmaya başlayanların emekliliği için prim günü, sigortalılık süresi ve yaşa bakılıyor. Örneğin kadınlar için 20, erkekler için 25 “sigortalılık süresi” ve 5000 prim günü gibi. Genellikle sigortalılık süresi ile prim günü karıştırılıyor. Sigortalılık süresi, ilk defa sigortalı çalışmaya başlandığı tarihten emekli aylığı bağlanıncaya kadar olan tüm süreyi kapsar. Prim günü ise 4/a’lılar için prim bildirimi yapılan, 4/b’liler için ise primi ödenen sürelerdir.

5510 Sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’na göre, uzun vadeli sigorta olarak adlandırılan malullük, yaşlılık ve ölüm (MYÖ) sigortasına tabi çalışmak, sigorta başlangıcı olarak kabul ediliyor. 18 yaşından önce sigortalı çalışmaya başlayanların sigortalılık sürelerinin 18 yaşını doldurdukları tarihte başladığı kabul edilir. Bu tarihten önceki süreler için ödenen sigorta primleri, sadece prim ödeme gün sayılarının hesabına eklenir.

4/b (BAĞ-KUR) ve 4/c (Emekli Sandığı) kapsamındakilerden bir meslek veya sanat okulunu bitirerek mahkemece ergin kılınmak suretiyle öğrenimleriyle ilgili görevlerde çalışanlar için 18 yaşın bitirilmiş olması şartı aranmaz. Bu kapsamda 18 yaşın altında kazai rüşt kararı tarihinden itibaren başlayan sigortalılık başlangıç tarihleri, aynı zamanda sigortalılık süresinin başlangıç tarihi olarak esas alınır.

5510 Sayılı Kanun’un yürürlüğe girdiği 1 Ekim 2008 tarihinden önce sigortalı olan 4/a (SSK) ve 4/b (BAĞ-KUR) kapsamındaki kişiler için yalnızca yaşlılık aylığı bağlanmasında geçerli olan 18 yaş uygulaması, malullük ve ölüm aylıklarında uygulanmaz.

Sigortalılık süresinin 18 yaşın doldurulduğu tarihten başlayacağına ilişkin hüküm, 1 Nisan 1981 tarihinden önce sigortalı çalışmaya başlamış olan SSK’lıları etkilemez. Buna göre, SSK’lıların sigortalılık süresinin başlangıcı 1 Nisan 1981 tarihinden önce ise yaşa bakılmaksızın sigortalılık süresinin başlangıç tarihi olarak; 1 Nisan 1981 tarihinden sonra ise 18 yaşın doldurulduğu tarih olarak dikkate alınır. Ancak, 18 yaş öncesinde geçen çalışma süreleri prim ödeme gün sayısına ilave edilir.

KADEMELİ YAŞTA İLK ÇALIŞMA TARİHİ DİKKATE ALINIR

SSK’lıların emekli aylığına hak kazanma koşullarının belirlenmesinde 18 yaş uygulamasına bakılmaksızın, ilk işe giriş tarihine göre yaş, prim ödeme gün sayısı ve sigortalılık süresi koşulları tespit edilir. Sigortalılık süresi koşulunun yerine gelip gelmediği incelenirken ise 18 yaş uygulamasına bakılır.

Daha anlaşılır olması için bir örnekle anlatalım. 10 Ocak 1969 tarihli bir kadın 17 yaşında iken 20 Mart 1986 tarihinde 4/a kapsamında (SSK) sigortalı çalışmaya başlamış olsun. Bu kadının emeklilik koşulları 20 Mart 1986 tarihli girişine göre 20 yıl, 42 yaş, 5075 gün olarak uygulanır. Emeklilik koşullarının belirlenmesi sırasında sigortalı çalışmaya 18 yaşından önce başlayıp başlamadığının bir önemi yok.

Ancak, 20 yıllık sigortalılık süresi şartının yerine gelip gelmediğinin tespitinde 18 yaşını doldurduğu 10 Ocak 1987 tarihi başlangıç kabul edilir.

18 YAŞ ALTI SİGORTA MALULLÜK VE ÖLÜM AYLIĞI BAĞLATIR

18 yaş altı çalışmalar sigortalıya malullük aylığı bağlanmasında ve sigortalının ölümü halinde eş ve çocuklarına ölüm aylığı bağlanmasında rol oynar. Örneğin, 1997 doğumlu bir kişi 2013 yılında 16 yaşında iken 4/a kapsamında sigortalı çalışmaya başlamış ve 1000 gün primi olsun. Bu kişi çalışma gücünü yüzde 70 oranında kaybettiğinde 10 yıl sigortalılık süresi ve 1800 prim günüyle malullük aylığına hak kazanır. Bu kişinin ölümü halinde hak sahiplerine ise 5 yıl sigortalılık süresi ve 900 prim gün sayısı ile ölüm aylığı bağlanır.

Buna göre, söz konusu kişi çalışma gücünü bugün yüzde 70 oranında kaybetse malullük aylığını prim gününü 1800’e tamamlamak şartıyla 2023 yılında bağlatabilir. Aynı kişi, çalışmakta iken bugün yaşamını yitirse 5 yıl sigortalılık süresi ve 900 prim günü koşulunu yerine getirmiş olduğu için hak sahiplerine ölüm aylığı bağlanır.

ÇOCUĞU 18 YAŞIN ALTINDA SİGORTA ETTİRMEK ERKEN EMEKLİ EDER Mİ?

Emeklilik koşulları 2000 öncesi, 2000-2008 arası ve 2008 sonrası olmak üzere üç ayrı döneme göre değişmektedir. 2008 öncesinde küçük yaşta sigortalı gösterilenler bugün erken yaşta emekli olabiliyorlar.

8 Eylül 1999 öncesi sigortalı gösterilmiş olan kadınlar 56, erkekler 58 yaşında SSK’dan emekli aylığı bağlatabilir.

8 Eylül 1999 – 30 Nisan 2008 tarihinden önce sigorta girişi yapılan kadınlar 58, erkekler 60 yaşını doldurmaları ve en az 7000 prim günüyle SSK’dan emekli olabilirler. Bu dönemde çalışmaya başladığında 18 yaşın altında olan kişiler prim günü ve yaşı doldurduklarında emekli aylığı bağlatabilecekler.

30 Nisan 2008 tarihinden sonra sigortalı çalışmaya başlayanlar 4/a statüsünde 7200 prim gününü; 4/b ve 4/c statüsünde ise 9000 prim gününü doldurdukları tarihe göre belirlenen kademeli yaşa tabi olacaklar.

4/a kapsamında 7200 prim gününü 31 Aralık 2035 tarihine kadar dolduran kadınlar 58, erkekler 60 yaşında emekli olabilecek. Aynı şekilde 9000 prim gününü bu tarihe kadar tamamlayan 4/b ve 4/c’li kadınlar 58, erkekler 60 yaşında emekli olacaklar.

Ancak, prim gününü doldurdukları tarih uzadıkça emekli yaşları da uzayacak. Örneğin, 4/a’lı bir erkek 7200 günü 2039 yılında doldurursa 62 yaşında, 2044 yılında doldurursa 65 yaşında emekli olabilecek.

Sonuç olarak, çocuklarını bugün sigortalı yapmak isteyen anne babalar onlara erken emeklilik hakkı sağlayamayacaklar. Bununla birlikte, 18 yaşın altında veya üstünde olsun, çocuk veya genç yaşta sigortalı çalışmak maluliyet aylığı ve ölüm aylığı bakımından avantaj sağlar.

AİLE İŞLETMESİNDE SİGORTALI GÖSTERMEK KABUL EDİLİR Mİ?

SGK, 18 yaşından küçük iken çalışma anne veya babanın işyerinde geçmişse, bu çalışmanın geçerli sayılabilmesi için kayyumun katılımı ile bir yazılı hizmet akdi bulunmasını ve bu hizmet akdinin hakim tarafından tasdik edilmesini şart koşuyor. SGK’nın 2013/11 Sayılı Genelgesi ile yapılan bu uygulamanın yasal dayanağı olmadığı değerlendirilmektedir. Nitekim, Kamu Denetçiliği Kurumu (Ombudsman) geçen yıl bu konuda verdiği bir kararında SGK’yı haksız buldu.

Okumaya devam et

BANKA HABERLERİ

EKREM İMAMOĞLU TUTUKLANMASI PİYASADA NE ETKİ YAPAR?

Yayınlanma:

|

Yazan:

Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanması gibi olağanüstü bir siyasi gelişme, Türkiye ekonomisi ve piyasaları üzerinde kısa ve orta vadede önemli etkiler yaratabilir. Bu tür bir gelişmenin piyasalara etkisi, hem iç siyasi tansiyon hem de dış yatırımcıların algısı açısından değerlendirilmelidir.

Olası etkileri şöyle özetleyebiliriz:

📉 1. Borsa İstanbul (BIST) Üzerindeki Etkiler

  • Negatif Etki Beklenir: Özellikle banka ve holding hisselerinde sert satışlar görülebilir.

  • Yatırımcı Güveni Sarsılabilir: Siyasi belirsizlik, yerli ve yabancı yatırımcının risk algısını yükseltir.

  • Yabancı Çıkışı Hızlanabilir: Zaten sınırlı olan yabancı yatırımcı oranı daha da azalabilir.

💵 2. Döviz Kurları (USD/TRY, EUR/TRY)

  • Kur Şokları Görülebilir: Politik risk primi artar, bu da dövize yönelimi artırır.

  • Merkez Bankası Baskı Altında Kalır: Döviz talebindeki ani artışa müdahale gerektirebilir.

📈 3. Faiz ve Tahvil Piyasaları

  • Faizler Yükselebilir: Risk algısı arttıkça TL cinsi varlıklardan çıkış olur, bu da faizlerde yükselişe yol açar.

  • Tahvil Satışları Artar: Devlet tahvillerine olan güven azalabilir.

🌍 4. CDS (Kredi Risk Primi) ve Dış Yatırımcı Algısı

  • CDS Yükselir: Türkiye’nin risk primi artar, bu da borçlanma maliyetlerini artırır.

  • Yatırım Notları ve Raporlar Değişebilir: Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşları bu gelişmeyi raporlarında olumsuz değerlendirebilir.

🏦 5. Bankacılık ve Finans Sektörü

  • Kredilerde Yavaşlama: Artan belirsizlik nedeniyle kredi taleplerinde azalma görülebilir.

  • Bankaların Risk Algısı Artar: Özellikle yerli özel bankalar temkinli davranmaya başlar.

🔍 6. Orta Vadeli Etkiler

  • Ekonomik Reformlar Gölge Altında Kalır: Siyasi tartışmalar ekonomi gündeminin önüne geçer.

  • Seçim Güvenliği ve Demokratik Görünüm Tartışılır: Bu durum Türkiye’nin “yatırım yapılabilir ülke” imajını zedeler.

İmamoğlu gibi kamuoyunda güçlü desteği olan bir siyasi figürün tutuklanması, sadece ekonomik değil sosyal ve toplumsal tansiyonu da yükseltebilir. Bu da piyasaların kırılganlığını artırır.

BANKACILIK FİNANS SEKTÖRÜNÜ NASIL ETKİLER

Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanması, bankacılık ve finans sektörü, siyasi belirsizlik nedeniyle doğrudan ve dolaylı birçok etkiye maruz kalabilir. Bu tür siyasi şoklar, özellikle sermaye hareketlerinin serbest olduğu, dışa açık ve kırılgan ekonomilerde bankacılık sektörü üzerinde hızlı ve ciddi baskılar yaratabilir.

Aşağıda, bu gelişmenin bankacılık ve finans sektörüne olası etkilerini başlıklar halinde detaylandırmak gerekirse:

🏦 1. Bankalara Güven ve Mevduat Davranışı

  • TL Mevduatlarda Çıkış Olabilir: Siyasi belirsizlik, vatandaşın dövize yönelmesine neden olabilir.

  • Kur Korumalı Mevduatlarda (KKM) Artış: Kur şoklarına karşı bireyler KKM’ye yönelebilir.

  • Bankaların Liralaşma Hedefi Zarar Görebilir.

📉 2. Bankacılık Hisseleri (BIST Bankacılık Endeksi)

  • BIST-BANK Sert Düşebilir: İlk günlerde yabancı satışlarıyla ciddi değer kaybı görülebilir.

  • Halka açık özel bankalar daha çok etkilenir.

  • Devlet bankaları da siyasi yönlü baskılar nedeniyle kırılgan olabilir.

📊 3. Kredi ve Finansman Faaliyetleri

  • Kredi Talebinde Düşüş: Belirsizlik ortamı yatırımları yavaşlatır, işletmeler kredi taleplerini erteler.

  • Bankalar Riskli Sektörlere Kredi Vermekten Kaçınır.

  • Kredi Geri Ödemelerinde Sorunlar Başlayabilir.

💰 4. Likidite ve Fonlama Kanalları

  • Bankaların Fonlama Maliyetleri Artar: CDS primindeki artışla yurt dışı borçlanmalar pahalı hale gelir.

  • Swap Kanalları Daralabilir: Merkez Bankası swap ihtiyacını artırabilir.

  • Yurt dışı borç çevirme oranlarında düşüş olabilir.

🔍 5. BDDK ve TCMB Üzerindeki Baskı

  • Yeni düzenleme ve müdahaleler gündeme gelebilir.

  • Piyasa istikrarı için geçici tedbirler alınabilir (örneğin likidite enjeksiyonu, döviz satışı).

  • Sermaye kontrolleri ya da TL likidite kısıtlamaları speküle edilebilir.

🌐 6. Yabancı Yatırımcı İlgisi

  • Bankacılık sektörü doğrudan yabancı yatırımcıların radarında olduğundan ilk çıkışlar burada yaşanır.

  • Sendikasyon kredilerine erişim zorlaşır.

  • Türkiye’nin “hukuk devleti” imajının zedelenmesi, uzun vadeli finansal istikrarı tehdit eder.

⚠️ 7. Reel Sektörün Bankalara Yansıması

  • Firmalar döviz kurlarındaki artış nedeniyle zor duruma düşerse, bankaların tahsilât riski yükselir.

  • Takipteki krediler oranı (NPL) artabilir.

  • Bankalar daha muhafazakâr davranarak kredi musluklarını kısabilir.

SONUÇ:

Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanması gibi siyasi bir kriz, bankacılık sektöründe güven, kredi akışı, yabancı ilgisi ve fonlama kaynakları üzerinde ciddi baskı yaratır. İlk şok dalgası özellikle borsa ve kur tarafında hissedilirken, orta vadede aktif kalitesi, kârlılık ve büyüme gibi temel göstergeleri de zayıflatır.

Chat GPT

Okumaya devam et

ALTIN - DÖVİZ - KRIPTO PARA

TCMB’nin Likidite Senet İhracı ne anlama geliyor?

Yayınlanma:

|

Yazan:

1. Bankacılık Sektörü Üzerindeki Etkiler

• Bankaların likiditesi azalır: Bankalar bu senetlere yatırım yaptığında, ellerindeki fazla nakdi TCMB’ye park etmiş olur. Bu da piyasadaki toplam likiditenin azalmasına neden olur.
• Mevduat faizleri yükselebilir: Bankalar, TCMB’nin çektiği likiditeyi yerine koymak için mevduat faizlerini artırabilir.

2. Faiz ve Kredi Piyasaları

• Kredi faizleri yükselebilir: Piyasadaki para azaldığı için bankalar kredi vermekte daha temkinli davranabilir ve kredi faizlerini artırabilir.
• Ters repo alternatifi olarak görülebilir: Bankalar için TCMB’nin sunduğu faiz oranı, ters repo piyasasında oluşan faizlerle rekabet edebilir ve piyasada faizlerin yönü üzerinde etkili olabilir.

3. Döviz Kuru Üzerindeki Etkiler

• TL güçlenebilir: Piyasadaki TL miktarı azaldığı için döviz talebi düşebilir ve TL’nin değer kazanmasına yol açabilir. Ancak bu etki, yabancı yatırımcı girişleri ve diğer makroekonomik faktörlere bağlı olarak değişebilir.

4. Borsa Üzerindeki Etkiler

• BIST’te satış baskısı olabilir: Eğer likidite azalır ve faizler yükselirse, yatırımcılar borsadan çıkarak daha güvenli ve getirisi yüksek enstrümanlara (örneğin TCMB’nin ihraç ettiği likidite senetlerine) yönelebilir.

5. Enflasyon Üzerindeki Etkiler

• Enflasyonist baskılar azalabilir: Parasal sıkılaştırma devam ettiği için talep tarafında bir daralma olabilir. Bu da enflasyonu düşürmeye yardımcı olabilir.

Genel Değerlendirecek olursak;

Bu adım, TCMB’nin sıkı para politikasına devam ettiğinin bir işareti. Eğer likidite etkili bir şekilde çekilirse:
✔ TL’nin değeri korunabilir veya güçlenebilir.
✔ Enflasyon baskısı azalabilir.
✔ Kredi faizleri yükselerek ekonomik aktivite bir miktar yavaşlayabilir.

Ancak, piyasaların tepkisi birçok faktöre bağlı olarak değişebilir. Özellikle yabancı yatırımcı ilgisi, küresel piyasalardaki gelişmeler ve TCMB’nin faiz politikası belirleyici olacaktır.

Bu resim için alternatif metin açıklaması yok

Cüneyt TEMİZER – Linkedin

Okumaya devam et

ALTIN - DÖVİZ - KRIPTO PARA

FİRMALAR İÇİN KUR RİSKİ NE ANLAMA GELİYOR?

Yayınlanma:

|

Yazan:

KUR RİSKİ ortadan kalktı mı yoksa kısa bir ara mı verdik ?

Bilindiği üzere döviz açığı, şirketlerin döviz cinsinden ve dövize endeksli borçları ile döviz cinsinden veya dövize endeksli alacakları arasındaki farkı ifade eder. Haliyle döviz açığı taşımak demek de kur riski taşımak anlamına gelir.

Şirketlerin kullanmış olduğu toplam kredileri içindeki döviz cinsinden kredilerinin payına bakıldığında, Büyük şirketlerin toplam kredilerinin % 64’ünün, KOBİ’lerin ise % 18’inin döviz cinsinden olduğu görülüyor.

İhracatın yapabilmenin giderek zorlaştığı da göz önüne alındığında, gerek küresel siyasi ve ekonomik belirsizliklerin (ticaret savaşları, kotalar, ek vergiler, kur savaşları) ulusal ekonomilerde yaratacağı finansal risklerden, gerekse ülkemizin kendi dinamikleri çerçevesinde oluşabilecek finansal risklerden korunmak amacıyla, şirketlerin vadeli işlem yapma felsefesine dayanan türev ürün (forward, opsiyon, swap vb.) kullanımına daha da önem vermeleri faydalı olacaktır.

Bu resim için alternatif metin açıklaması yok

Onur ÇELİK-CFO/YMM

Okumaya devam et

FARK YARATANLAR

FARK YARATANLAR

KATEGORİ

ALTIN – DÖVİZ

Altın Fiyatları

BORSA

KRIPTO PARA PİYASASI

TANITIM

FACEBOOK

Popüler

www bankavitrini com © "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan, BANKA VİTRİNİ'nde yer alan yazar ve çevirmenlerine ait herhangi bir yazı, çeviri, makale ve haber izin alınmadan basılı olarak ya da internet ortamında kullanılamaz, çoğaltılamaz, yayınlanamaz. İzinsiz kullananlar hakkında hukuki yollara başvurulacaktır. "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan tüm özgün yazıların içeriğinden yazarları sorumludur. www.bankavitrini.com'da yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti, aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler, mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Yer alan yazılarda herhangi bir yatırım aracı; Hisse Senedi, kripto para biriminin veya dijital varlığın alım veya satımını önermiyor. Bu nedenle sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi, beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Lütfen transferlerinizin ve işlemlerinizin kendi sorumluluğunuzda olduğunu ve uğrayabileceğiniz herhangi bir kaybın sizin sorumluluğunuzda olduğunu unutmayın. © www.bankavitrini.com Copyright © 2020 -UŞAK- Tüm hakları saklıdır. Özgün haber ve makaleler 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu korumasındadır.