Connect with us

EKONOMİ

HAZIR GİYİMDE KRİZ DERİNLEŞİYOR, AVRUPA’YA İHRACAT DÜŞÜŞÜ ENDİŞE VERİCİ

Yayınlanma:

|

Akdeniz Hazır Giyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği (AHKİB) Yönetim Kurulu Başkanı Gürkan Tekin, Türkiye’nin hazır giyim üretiminde dünyanın en pahalı ülkelerinden biri haline geldiğini, İspanya, Fransa, İtalya ve Almanya pazarlarında sektörün rekabetçiliğindeki zayıflamanın endişe verici boyutlara ulaştığını belirtti.

AHKİB Başkanı Gürkan Tekin, Türk hazır giyim ve konfeksiyon sektörünün son 7 aylık ihracatında yüzde 10 oranında düşüş yaşandığını, AHKİB’in ihracatında bu gerilemenin yüzde 1,1 düzeyinde oluştuğunu açıkladı. Gürkan Tekin, “Avrupa moda devleri, tedariklerini artık Uzak Doğu ülkeleri başta olmak üzere Pakistan, Hindistan ve Kuzey Afrika ülkelerine kaydırıyorlar. Kurun yatay seyrine karşı artan maliyetlerden dolayı bu ülkelere karşı rekabet etme imkanımız maalesef kalmadı.” dedi.

“Uygun maliyetli ve uzun vadeli kredilerin acilen hayata geçirilmesini bekliyoruz”
Başkan Gürkan Tekin, “Avrupa’nın büyük bir kısmında enflasyon ve ekonomik belirsizlikler nedeniyle tüketicilerin harcama alışkanlıklarında bir değişim gözlemleniyor. Özellikle Almanya, Fransa, İtalya gibi büyük pazarlarda ekonomik büyüme yavaşladıkça, tüketiciler daha temkinli davranıyor. Ortaya çıkan bu tabloda Türk hazır giyim ve konfeksiyon sektörü olarak 2024 yılı Ocak-Temmuz döneminde İspanya pazarında yüzde 25, Fransa ve İtalya pazarlarında yüzde 16, Almanya pazarında yüzde 10 düzeyinde ihracatımız geriledi. Son 7 aylık süreçte 10,4 milyar dolar ihracat gerçekleştiren sektörümüz, bu zaman diliminde geçen yılın aynı dönemine göre İspanya, Fransa, İtalya ve Almanya pazarlarında yaklaşık 723 milyon dolar kayıp yaşadı. Bu kayıplar firmalarımızın ayakta kalmasını ciddi şekilde zorlaştırıyor. Sektörümüzün ayakta kalması ve sürdürülebilir üretimine devam edebilmesi için Eximbank ve Kredi Garanti Fonu destekli uygun maliyetli ve uzun vadeli kredilerin acilen hayata geçirilmesini bekliyoruz.” dedi.

“İstihdam deposu hazır giyim ve konfeksiyon sektörüne pozitif ayrımcılık uygulanmalı”
Yaklaşık 1 milyon kişiye istihdam sağlayan, ihracatın öncü sektörlerinden hazır giyimde kapanmamak için direnen firmaların işçi çıkarmak zorunda kaldığını vurgulayan Başkan Gürkan Tekin, maliyet artışları, elektrik, akaryakıt ve doğal gaza yapılan zamlar karşısında çok sayıda şirketin kepenk kapattığına veya konkordato ilan ettiğine dikkat çekti. Başkan Gürkan Tekin, “Sektörümüzde gelinen noktayı ‘bıçak kemiğe dayandı’ diye yorumlayanların sayısı giderek artırıyor. Telafisi mümkün olmayan kayıpların önlenmesi adına vergi indirimleri, finansman kolaylıkları, kadın girişimciliği teşvikler, bölgesel kalkınma destekleri ve sürdürülebilir üretime yönelik teşviklerde istihdam deposu hazır giyim ve konfeksiyon sektörüne pozitif ayrımcılık uygulanması gerektiğine inanıyor, hükümetimizden bu yönde ivedilikle adımlar atmasını bekliyoruz.” diye konuştu.

AHKİB’in temmuz ayı ihracatı 31,8 milyon dolar,
Sektör olarak ayakta kalabilmek için mevcut pazarlarda oluşan fırsatları en iyi şekilde değerlendirmeye çalışırken yeni pazarlara açılarak ihracatı artırabilmek için olağanüstü çaba gösterdiklerini dile getiren Başkan Gürkan Tekin, AHKİB’in temmuz ayı ihracat performansını da değerlendirerek şunları kaydetti: “Birlik olarak yılın 7’inci ayında 31,8 milyon dolar dış satım gerçekleştirdik. Bu dönemde 3 bin 809 ton ürünü uluslararası pazarlarda değerlendiren Birliğimiz, en çok bayan dış giyim, bay dış giyim ve diğer hazır eşya ihraç etti. Bu üç ürün grubu bölge ihracatımızın yüzde 85’ini oluşturdu. Bayan dış giyimde 16,2 milyon dolar, bay dış giyimde 6,5 milyon dolar ve diğer hazır eşyada 3,2 milyon dolar ihracat gerçekleştirdik. Söz konusu dönemde en fazla ihracat yaptığımız ülkeler listesinde Hollanda, İspanya ve Fransa ilk üç sırada yer aldı. Hollanda pazarında 11 milyon dolar, İspanya pazarında 5,8 milyon dolar ve Fransa pazarında 1,9 milyon dolar ihracat değerine ulaştık. Ukrayna, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, Hollanda, Polonya ve Irak, temmuz ayında ihracat hacminde anlamlı artışlar sağladığımız ülkeler oldu.”

Okumaya devam et

EKONOMİ

YEŞİL MUTABAKAT VE SINIRDA KARBON VERGİSİNE (SKV) HAZIRMIYIZ ?

Yayınlanma:

|

Yazan:

Dünya ithalatının % 29,6’sını Avrupa gerçekleştiriyor. Türkiye’nin ihracatının da % 50′ si Avrupa Bölgesine yapılıyor.

Ülkenin en büyük sanayi kollarından olan ÇELİK ve ÇİMENTO sektörünün yeşil mutabakata ve sınırda karbon vergisine hazırlanabilmesi için dönüşüm ve uyum maliyetleri her ikisi için ayrı ayrı 30 MİLYAR DOLAR… Toplam 60 Milyar DOLAR..

Sınırda Karbon Vergisini (SKV) ya biz toplayacağız ya onlar. Biz toplarsak sanayi yaşar aksi var olan sanayiyi de eritmek demek…

Onur ÇELİK-CFO/YMM

Okumaya devam et

BANKA HABERLERİ

Türkiye Borçlarını IMF’siz Atlatabilir mi?

Yayınlanma:

|

Küresel ekonomide borç stoku rekor seviyelere ulaşmışken, gelişmekte olan ülkeler için “borç yönetimi” artık yalnızca mali bir konu değil, doğrudan egemenlik meselesine dönüşmüştür. Türkiye de bu çerçevede, bir yandan borç baskısı altında kalırken, diğer yandan IMF’siz çözüm yolları aramaktadır.

Türkiye’nin Borç Yönetimi Stratejileri

➤ İç/Dış Borç Dengesi:

Türkiye’nin kamu borcunun yaklaşık %40’ı dış borçlardan oluşuyor. Bu durum kur riskini sürekli gündemde tutarken, iç borçlanmada faiz baskısı ciddi bütçe yükü yaratıyor.

➤ TCMB ve Maliye Politikaları:

  • Ortalama Vade Uzatma: Yeniden borçlanma riskini azaltmak için süre uzatımı hedefleniyor.

  • Kur Riski Azaltımı: Dış borç oranı düşürülmeye çalışılıyor.

  • KKM ve Liralaşma Stratejisi: TL’ye dönüş teşvik edilerek dolarizasyon azaltılmak isteniyor.

➤ Temel Riskler:

  • Yüksek faiz yükü → Borç servis maliyetleri artıyor.

  • Kısa vadeli dış borç oranı yüksek → Kur şoklarında kırılganlık artıyor.

  • Reform eksikliği → Yapısal dönüşüm yavaş kalıyor.

IMF’siz Borç Krizi Çıkışı Mümkün mü?

Alternatif Stratejiler:

Strateji Açıklama
Borç Yeniden Yapılandırması Vade uzatma, faiz indirimi veya swap anlaşmalarıyla borç servisi hafifletilebilir.
Gelir Artırıcı Reformlar Kayıt dışının azaltılması, etkin vergi toplama ve sadeleştirilmiş kamu harcamaları ile bütçe dengelenebilir.
Yatırıma Dayalı Kredi Politikası Tüketim yerine sanayi ve ihracat odaklı kredi genişlemesi sağlanmalı.
Döviz Harcamasını Azaltma Lüks ithalatın kısıtlanması, yerli üretimle ikame politikaları öne çıkarılmalı.
Güven ve Saydamlık Reformları Bağımsız kurumlar, öngörülebilir politika ve yolsuzlukla mücadeleye dayalı yapı kurulmalı.

IMF’ye muhtaç olmadan borç krizinden çıkmak mümkündür. Ancak bu, ciddi bir politika kararlılığı, şeffaflık, yapısal reform ve toplumsal güven gerektirir. Türkiye’nin potansiyeli bu yönde vardır; önemli olan “doğru yoldan sapmadan” stratejik ilerlemeyi sürdürebilmektir.

Türkiye Özelinde Borç Krizi Riski (2024 İtibarıyla)

Türkiye’nin Borç Görünümü:

Borç Türü 2023 Sonu Değeri GSYH’ye Oranı Not
Kamu Borcu ~5,5 trilyon TL %40 civarı AB kriterlerine göre düşük ama artış hızı yüksek
Özel Sektör Dış Borcu ~160 milyar USD Yüksek kur riski taşıyor Bankalar ve reel sektör etkileniyor
Hanehalkı Borcu GSYH’ye göre düşük Ama faiz artışlarıyla kırılganlaştı
Toplam Dış Borç ~475 milyar USD GSYH’nin %45-50’si Kırılganlık göstergesi

Türkiye özelinde ve tarihsel örneklerle Borç Krizleri

Risk Faktörleri:

  • Kur Riski: Dolar/TL arttıkça dış borç çevrim maliyeti ağırlaşıyor.

  • Faiz Riski: TCMB faiz artışları → kredi faizlerini yukarı çekti → hanehalkı ve reel sektör borç baskısı arttı.

  • Enflasyon: Gerçek borç yükünü artırıyor, şirketlerin nakit akışlarını bozuyor.

Türkiye’nin Kırılganlık Alanları:

  • Kısa vadeli dış borç oranı yüksek (çoğunlukla 1 yıl içinde çevrilmesi gereken borç).

  • Dış ticaret açığı kronikleşmiş durumda.

  • İhracatçı şirketler yüksek maliyet + düşük kur getirisi ile sıkışmış durumda.

  • Kamu maliyesi baskı altında: Artan faiz yükü ve bütçe açıkları (2024 bütçesi -2,6 trilyon TL açık).

Türkiye Özelinde Borç Krizi Riski (2024 İtibarıyla)

Türkiye’nin Borç Görünümü:

Borç Türü 2023 Sonu Değeri GSYH’ye Oranı Not
Kamu Borcu ~5,5 trilyon TL %40 civarı AB kriterlerine göre düşük ama artış hızı yüksek
Özel Sektör Dış Borcu ~160 milyar USD Yüksek kur riski taşıyor Bankalar ve reel sektör etkileniyor
Hanehalkı Borcu GSYH’ye göre düşük Ama faiz artışlarıyla kırılganlaştı
Toplam Dış Borç ~475 milyar USD GSYH’nin %45-50’si Kırılganlık göstergesi

📜 1980’ler Latin Amerika Borç Krizi:

  • ABD’nin faiz artırımları sonrası Meksika, Brezilya gibi ülkeler dış borçlarını çeviremedi.

  • IMF reçeteleri (kemer sıkma, özelleştirme) toplumsal krizlere yol açtı.

📜 1997 Asya Krizi:

  • Tayland, Güney Kore, Endonezya gibi ülkelerde özel sektör dövizle borçlanmıştı.

  • Kur şokları → borçlar ödenemedi → büyük iflaslar → IMF müdahalesi.

📜 2010 Yunanistan Krizi:

  • Kamu borcu/GSYH %180’e çıktı.

  • Euro Bölgesi’nin içindeydi ama kendi para politikası yoktu.

  • AB + IMF kurtarma paketi → ama sosyal harcamalar kısıldı → derin resesyon.

Küresel borç krizi; sadece ekonomik değil jeopolitik ve sosyal sonuçlar da doğurabilecek bir tehdit haline geldi. Türkiye gibi gelişmekte olan ülkeler açısından yüksek dış borç + kur şoku + faiz baskısı birleşimi büyük bir risk. Eğer bu baskılar büyüme sağlayacak üretken yatırımlarla dengelenmezse, kriz kaçınılmaz hale gelebilir.

Erol TAŞDELEN-Ekonomist      www.bankavitrini.com

 

Okumaya devam et

EKONOMİ

Prof.Dr.KORKMAZ: Maliye kümesteki kazı bağırtarak yoluyor!..

Yayınlanma:

|

Yazan:

2023 yılı ortasında yeni ekonomi yönetimi geldi, öncelikle mali disiplin dedi ve fakat kamu harcamalarında tasarruf lafta kalınca be defa tersine bütçe açıkları arttı. Hazine ve Maliye Bakanlığı vergi oranlarını artırdı ve fakat yine de bütçe açıkları devam etti.

2023 yılında KDV genel oranları yüzde 18’den yüzde 20’ye, indirimli KDV oranları yüzde 8’den yüzde 10’a çıkarıldı.

Daha önce 2020 yılında gelir vergisinde yüzde 35 olan üst dilim yüzde 40’a çıkarılmıştı. Şimdi Maliye’nin vergi reform planında yüzde 25’e çıkarılacağı önerilmektedir.

Temettü (kar payı) gelirlerinde stopaj oranı yüzde 10’dan yüzde 15’e çıkarıldı. Uluslararası şirketlere yüzde 15 kurumlar vergisi uygulaması getirildi.

2022 yılında yüzde 23 oranı olarak uygulanan Kurumlar vergisi oranı 2023’te yüzde 25’e çıkarıldı.

KURUMLAR VERGİSİ ORANLARI (YÜZDE)

dd.png

1- Bu yapılanlara vergi reformu denildi.

Bazı vergilerde artış gerekli olabilir ama vergi reformu değildir. Zira vergi reformu kümesteki kazları yolmak değildir. Vergi reformu; ekonomide kaynakların özel sektör elinde veya devlet elinde daha verimli ve daha etkin şekilde kullanılmasını sağlayacak ve atıl üretim faktörlerinin üretime katılmasını destekleyecek şekilde vergilerin yeniden organize edilmesidir.

Öte yandan, geçmiş iki yıl için servet vergisi alınmalıydı diyenler de var … Bunlar da çok yanlıştır; zira, servet gelir ve kurumlar vergisi ödenmiş tasarruftur. Ayrıca aynı tasarruftan servet vergisi almak, mükerrer vergi almak demektir. Dahası böyle bir servet vergisi daralma döneminde tasarrufların azalmasına ve yurt dışına çıkmasına neden olur. Yatırımları engeller.

2- Ekonomik kriz ve daralma dönemlerinde vergileri artırmak, daralmayı hızlandırır ve krizin ömrünü uzatır.

Aşırı vergi yükü teknik anlamda hesaplanan vergi yükünden daha farklı bir anlam taşır. Vergi sadece kamu harcamalarının finansman aracı değildir. Aynı zamanda iktisadi ve sosyal yapı üzerinde de etkileri vardır. Üretim ve tüketim kararlarını etkiler. Üretim ve tüketimde veya üretim ve tüketim arasında, marjinal ikame oranlarını değiştirir. Yani, vergiler aynı zamanda maliye politikasının bir aracıdır.

Verginin ortaya çıkardığı olumsuz etkiler nedeniyle, verginin ekonomi üzerindeki yükü, mükelleflerin yaptıkları vergi ödemesini aşıyorsa, o zaman aşırı bir yük var demektir.

Söz gelimi; gelir ve kurumlar vergisi büyük oranda tasarruflardan ödenir. Vergi artışı daha fazla tasarrufu, daha çok kamu harcamasına dönüştürmek demektir. Türkiye’de etkin kullanılmayan, yatırımlara gitmeyen, kamu harcamalarının talep artırıcı etkisi yüksektir. Bu nedenle enflasyonla mücadele zorlaşmıştır.

Gerek enflasyonla mücadele ve gerekse güven sorunu nedeni ile ekonomi daralma trendindedir. GSYH büyüme düştü. Sanayi sektörü daraldı. Tasarrufu vergilemek özel sektörde yatırımları engelledi ve bu nedenle 2024 ikinci çeyrek çeyrekte sabit sermaye yatırımlarında büyüme yüzde 0,8 ve üçüncü çeyrekte eksi 0,1 oldu.

3- Vergi mükellefi verdiği vergilere karşılık kamu hizmeti alamıyorsa, neden vergi vereyim diyecektir.

Anayasamıza göre vatandaşın vergi ödevi var… Buna karşılık devletin de kamu hizmeti yapmak görevi var… Falan vergi falan hizmetin karşılığı değildir… Harçlar ise bir hizmet karşılığıdır… Ancak genel anlamda toplum vergi verir… Devlet de topladığı vergi ile hizmet yapar…

Eğer vergi mükellefi, kamu hizmetlerinin doğru yapılmadığını, bütçe kaynaklarının, lüks ve şatafata gittiğini, devlet imkânlarının seçim popülizminde kullanıldığını görürse, hastahanelerde aylarca sıra beklerse, vergiye tepkili olur. Vergi bilinci zedelenir. Vergi kayıp ve kaçağı artar.

4- Kayıt dışı ve vergi dışı ekonomi yaygın ise, haksız rekabete karşı tepki oluşacaktır.

AB Komisyonunun raporunda, Türkiye’nin yolsuzlukla mücadele konusunda hazırlıkların erken bir aşamasında kaldığı, yolsuzluk davalarının kovuşturulması ve karara bağlanmasında yasal çerçevenin yanı sıra kamu kurumlarının hesap verebilirliği ve şeffaflığının iyileştirilmesi gerektiği savunuldu.

Merkez Bankası ödemeler bilançosunda yüksek miktarda kaynağı belirsiz döviz çıkışı, kayıt dışı ekonominin yüksek olduğunu gösterir.

Kayıt dışı ekonomi ile vergi kaçağı farklıdır. Kayıt dışı ekonomide hiç kayıt olmadığı için, vergi kaçırmak ta söz konusu olmaz. Devletin işi Kayıt dışı ekonomiyi ortadan kaldırmaktır.

Kaldı ki; Maliye vergi kayıp ve kaçağını yanlış yerlerde arıyor.

Milyonlarca sığınmacı kaçak çalışıyor. Devlet te buna göz yumuyor. Bu uygulama vergi mükellefi nezdinde yanlışa çanak tutmak olarak algılanıyor.

Odalar Birliği Başkanı ‘’kayıt dışılıkla mücadele, her fabrikanın kapısına bir vergi memuru koymak değildir.’’ diye tepki gösterdi.

Kamu harcamalarında tasarruf yerine, maliyenin elinin altındaki mükelleflerin üstüne gitmesi, vergi kayıp ve kaçağını daha çok artırır. Yükümlüleri vergi dışılığa iter.

Prof. Dr. Esfender KORKMAZ – esfenderkorkmaz.com

Okumaya devam et

FARK YARATANLAR

FARK YARATANLAR

KATEGORİ

ALTIN – DÖVİZ

Altın Fiyatları

BORSA

KRIPTO PARA PİYASASI

TANITIM

FACEBOOK

Popüler

www bankavitrini com © "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan, BANKA VİTRİNİ'nde yer alan yazar ve çevirmenlerine ait herhangi bir yazı, çeviri, makale ve haber izin alınmadan basılı olarak ya da internet ortamında kullanılamaz, çoğaltılamaz, yayınlanamaz. İzinsiz kullananlar hakkında hukuki yollara başvurulacaktır. "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan tüm özgün yazıların içeriğinden yazarları sorumludur. www.bankavitrini.com'da yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti, aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler, mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Yer alan yazılarda herhangi bir yatırım aracı; Hisse Senedi, kripto para biriminin veya dijital varlığın alım veya satımını önermiyor. Bu nedenle sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi, beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Lütfen transferlerinizin ve işlemlerinizin kendi sorumluluğunuzda olduğunu ve uğrayabileceğiniz herhangi bir kaybın sizin sorumluluğunuzda olduğunu unutmayın. © www.bankavitrini.com Copyright © 2020 -UŞAK- Tüm hakları saklıdır. Özgün haber ve makaleler 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu korumasındadır.