Connect with us

BANKA HABERLERİ

IMF Türkiye Raporu: Övgüler, eleştiriler, öneriler

Yayınlanma:

|

IMF 11 Haziran’da bir Türkiye Raporu yayımladı. Üye ülkeler için sık sık yayımlanan sıradan ekonomik raporlardan biri… Türkiye’ye ilişkin bir önceki Rapor, Aralık 2019 tarihini taşıyordu. 

11 Haziran Raporu ekonomi yönetimine övgüler, eleştiriler, öneriler içeriyor. Rapor’da yer alan nicel öngörülerle başlayalım; sürdürelim. 

Nicel öngörüler: 2021 ve sonrası…

IMF’nin Haziran 2021 Türkiye Raporu’nda yer alan (ss.53-55, Tablo 1-3) ekonomik öngörüler aşağıdadır.

  • Büyüme: Rapor, 2021 için %5,75 oranında büyüme öngörüyor. 2022 ve sonrasına ilişkin büyüme öngörüsü ise sürekli olarak %3,3’tür.  IMF’nin 2021 ve sonrası için önceki büyüme öngörüleri %6,04 ve %3,5 idi. Son Rapor’un Türkiye’nin orta dönemli (“potansiyel”) büyüme eğilimini %3,3’e indirmesine dikkat… 
  • Dolarlı millî gelir: Rapor, 2021 ve sonrası için doğrudan doğruya dolarlı GSYH tahmini vermiyor. Ancak, diğer değişkenlerden türetilen 2021-2023 yılları millî geliri 774 → 829 → 889 milyar dolardır. Dolarlı GSYH’nın bu üç yılda büyüme  oranları ise %7,5 → %7,1 →  %7,2… Buna göre aynı yılların sabit TL ile öngörülen büyüme hızları aşılacaktır. Nasıl mümkün olacak? Rapor’da her yıl yüksek tempolu sermaye girişleri tahmin edildiği için… Dolar göreli olarak ucuzlayacak; TL değerlenecek; dolarlı GSYH şişecek…
  • Dış açık /milli gelir oranı: Rapor’a göre Türkiye’nin cari açıkları kalıcıdır; ama,  millî gelire oranı 2021’de %2,7’ye inecektir. Sonraki yıllarda bu oran %2 civarında istikrar bulacaktır.
  • Yıllık dış finansman gereksinimi/milli gelir oranı: Bu oran, 2021’de %27,6 olarak tahmin edilmiş; bir önceki yıla göre 1,8 puan düşmüştür. Sonraki yıllarda  ılımlı bir tempoyla daha da düşecektir. Dış borçlar artmakta; ama millî gelire oranı 2020 sonrasında gerilemektedir. Nedenini açıkladım: Yüksek yabancı sermaye girişleri →  reel olarak ucuzlayan dolar →  dolarlı GSYH’nın daha hızlı büyümesi… 
  • İşsizlik oranı: Rapor’da dar anlamlı işsizlik oranı 2021’de %12,5 olarak öngörülüyor. TÜİK’in Ocak-Nisan ortalaması %13,4’tür; aylık hareketler olağan seyrederse yıllık ortalamanın %13 olması beklenmeliydi. Ufukta, tek haneli işsizlik oranı görünmüyor. İşsizliğin 2022’de %11,0, sonraki yıllarda (değişmeden) %10,5 oranlarında seyredeceği bekleniyor. 

Ekonomi yönetimine övgü…  

Haziran 2021 tarihli IMF Raporu, salgın arifesinde ve 2020’de ekonomi yönetiminin büyümeye öncelik verdiğini vurguluyor. “İzlenen politikalar, faiz indirimleri, kamu bankalarının sağladığı hızlı kredi akımları, idarî ve düzenleyici kuralların beslediği   büyük boyutlu likidite desteğidir. Bu politikalar Türkiye’yi benzer ülkelerden dikkat çekici biçimde farklılaştırmıştır.”

2019-2020’da izlenen bu yöntemler, önceki yıllar ve “yükselen ekonomiler” ile karşılaştırılıyor. Örneğin, benzer ülkelere göre  Türkiye’de kredi genişlemesi para arzını fazlasıyla aşmıştır (ss.5-8). 

Salgın döneminin politikaları 2020’de başarılı olmuştur. Türkiye’nin büyüme temposu Çin’den sonra ön sıradadır. Bu ivme 2021’de de sürmektedir. 

Türkiye bulgularının IMF Yürütme Kurulu’nda görüşülmesinin özeti Rapor’un başında (s.2) yer alıyor. Aktarıyorum: “Direktörler (Yürütme Kurulu Üyeleri), COVID-19 salgınının Türkiye üzerindeki maliyetinin çok ağır olduğunu vurguladı. Ekonomik hayattaki ilk çöküntü, diğer ülkelere benzedi; ama Türkiye’deki canlanma istisnaî oldu. Yönetim Kurulu Üyeleri bu çarpıcı canlanma nedeniyle Türkiye’yi takdir etmektedir.” 

Övgüyü izleyen uyarılar; ağır eleştiriler…

Ne var ki, IMF Direktörleri’nin bu övgüsünü ciddi uyarılar izliyor: “Güçlü bir canlanmayı destekleyen politikalar aynı zamanda enflasyonu tırmandırdı; dış dengesizlikleri artırdı. Düşük rezervler, yüksek dış finansman gereksinimleri ve dolarlaşma biçimi alan kırılganlıklar ağırlaştı.” 

Bu uyarılar Rapor’da ayrıntılara girilerek ağır eleştirilere dönüşecektir. Bazılarını özetleyeyim (ss.5-14): 

  • Döviz fiyatlarındaki tırmanma, rezervler eritilerek önlenmeye çalışıldı. Rezervlerin bileşimi de niteliksel olarak bozuldu; yüzde 60’ı “convertible” olmayan paralardan ve altından oluşmaktadır.  
  • Döviz işlemlerine uygulanan idarî kurallar ve ticari bankalar ile yabancı bankalar arasındaki swap işlemelerinin kısıtlanması, sermaye hareketleri serbestliğini (enflasyon hedeflemesinin temel dayanağını) zedelemiştir. 
  • Ekonomi yönetiminde Kasım 2020’deki değişiklik olumluydu; Mart’taki “geriye dönüş” ise bu adımı baltalamıştır. Rapor, Ocak 2020-Nisan 2021 arasında TCMB yönetiminde ve çeşitli politika kararlarında gerçekleşen çalkantıların nominal döviz fiyatları üzerindeki etkisini ayrıntılı bir tabloyla betimliyor. Ekonomi yönetiminde istikrarsızlığın sonuçları vurgulanmış oluyor. 
  • Mart 2021’de ilan edilen Ekonomik Reform Programı, TCMB’yi marjinalleştiren bir “Finansal İstikrarı Komitesi” kurduğu ve ekonomik sorunları teşhis edemediği için eleştirilmektedir. 
  • Salgına karşı uygulanan politikalarda kamu maliyesinin doğrudan katkısı sınırlı kalmıştır. Bütçe aktarımlarının millî gelire oranı yüzde 1,9’dur; Türkiye, 26 “yükselen piyasa ekonomisi” içinde sondan altıncı sıradadır. Kamu dengeleri artan kaynak aktarımlarına imkân vermekteydi. 

Geleneksel öneriler tekrarlanıyor. 

Eleştirileri, IMF’nin önerileri izliyor (s.16-30). Direktörler’in vurguladığı öğelere ağırlık vereceğim (ss.2-3). 

  • Enflasyon hedeflemesine güvenilir, kesin bir dönüş… TCMB özerkliğinin güçlendirilmesi, rezervlerin yükseltilmesi, bileşiminde niteliksel düzelme…  
  • Salgından etkilenen katmanlara bütçe kaynaklarından daha fazla aktarım;  ancak bütçe-dışı kamu harcamalarında disiplin, denetim… Rapor’da Varlık Fonu ve KÖİ garantilerinin yükleri ve sorunları vurgulanıyor.
  • Devlet bankalarının sürüklediği kredi şişkinliğinin frenlenmesi ve bankaların dış yükümlülüklerinde etkili denetim…  Salgın hafifledikçe, kredi yapılandırmaları azaltılmalı; hastalıklı şirketlerin tasfiyesi göze alınmalıdır. Bankaların sağlık durumunu değerlendirecek “dışarıdan” bir denetim öneriliyor. 
  • İşgücü piyasasında esnekliği artırmayı hedefleyen  yapısal reformlar… (IMF Direktörleri insafa davet edilmeli: 2021 Türkiyesi’nde işgücü piyasasında fiilen gerçekleşmiş, yaşanmakta  olan esneklik daha nasıl artırılabilir?)  

Saray, uyarıları niçin ciddiye alsın?  

Rapor’da yer alan uyarılar, eleştiriler yeni, özgün  değildir; IMF’nin Nisan 2018, Aralık 2019 tarihli raporlarında da benzerleri sıralanmıştı.

Bu dönemde üç kere (Ağustos 2018, Kasım 2020, Mart 2021) ekonomi yönetimi değişti; IMF önerileri nadiren dikkate alındı; ekonomi çalkantılı, çelişik kararlarla yönetildi. Sonuç ne oldu? Döviz piyasalarında gerilimler patlak verdi; ama, bunlar dış borç krizlerine dönüşmedi; büyüme sürdürüldü. 

Önceki IMF önerileri çiğnendi; olumsuz beklentiler ise gerçekleşmedi. IMF bu tuhaf durumu nasıl açıklayabilecek? Rapor’un bir köşesinde (ss.18-19) bu soru geçiştiriliyor: “Gözlemcilerin çoğu, mevcut güçlükleri içinde Türkiye’nin kendine-özgü olduğu görüşündedir. Risk iştahının zayıflamadığı koşullarda uygulanan finansal gevşeme, büyümeyi enflasyonu, cari açığı hep birlikte yükseltebilir. Nitekim Mart’taki yön değiştirmenin olumsuz yansımaları sınırlı kalmıştır.” 

2020-2021’de gerçekleşen “Türkiye’ye özgü” durum budur. Öyleyse Saray, IMF önerilerini niçin sineye çeksin? Öncelikleri farklıdır. Gerekli gördüğünde muslukları açmakta, istediklerini elde etmekte; başı sıkıştığında ekonomi yönetimini değiştirerek zaman kazanmaktadır. 

***

Halk sınıfları ise, bu ortamda çaresizdir; korumasız, kendi başına kalmıştır.  IMF’nin son Türkiye Raporu, 2020’de istihdamdaki, işgücüne katılımdaki gerilemeleri karşılaştırıyor. Türkiye uluslararası istatistiklerde en kötü durumdadır (s.33). 

2020’nin ve Ocak-Mart 2021’in ücret/milli gelir oranlarını, birer yıl öncesi ile karşılaştırın; işçi sınıfının payında olağan-dışı bir düşme gözleyeceksiniz. Ekonomi büyürken emekçiler mutlak olarak yoksullaşmıştır. Yoksulluktaki tırmanmayı Dünya Bankası daha önce açıklamıştı. 

IMF’nin 2022 ve sonrası için öngördüğü yüzde 3,3’lük büyüme, bir durgunlaşma senaryosudur; Türkiye’nin gerçek işsizlik oranını aşağı çekemez; halk sınıflarının toplumsal bunalımını ağırlaştırır; o kadar…

Bugünkü ekonomik öncelik, dış bağımlılık, azgelişmişlik cenderesini zorlayarak toplumsal bunalımı aşmaktır. IMF ile Saray arasındaki görüş ayrılıkları değil… 

Korkut BORATAV – sol.org.tr

Okumaya devam et

ALTIN - DÖVİZ - KRIPTO PARA

QNB Finansbank’tan 500 milyon dolarlık ilk sürdürülebilir eurobond ihracı

QNB Finansbank Genel Müdürü Ömür Tan, “İlk sürdürülebilir eurobond ihracımız olma özelliğini taşıyan 500 milyon dolar tutarındaki ihracımızı başarıyla gerçekleştirdiğimiz için mutluyuz” dedi.

Yayınlanma:

|

Yazan:

QNB Finansbank, uluslararası piyasalarda 500 milyon dolarlık ilk sürdürülebilir eurobond ihracını gerçekleştirdi.

Şirketten yapılan açıklamaya göre, yurt dışı yerleşik yatırımcılara yönelik 5 yıl vadeli yapılan ihraca dünyanın farklı bölgelerindeki 100’ün üzerinde yatırımcıdan, ihraç tutarının 3,5 katından fazla talep geldi. 1,8 milyar doları aşan taleple işlemin getiri oranı yüzde 7,375, kupon oranı ise yüzde 7,250 olarak belirlendi.

Gerçekleştirilen ihraçla QNB Finansbank, Türk bankaları arasında 2015’den bu yana 5 yıl vadeli, ABD hazine bonosuna en yakın getiri oranıyla borçlanan banka oldu. Aynı zamanda banka, Eylül 2021’den bu yana Türk bankacılık sektöründe gerçekleştirilen ihraçlar arasında en düşük borçlanma oranına sahip ihraca da imza attı.

Eurobond ihracından elde edilecek kaynağın ‘QNB Grup Sürdürülebilir Finans ve Ürün Çerçevesi’ kapsamında yer alan ve uygunluk kriterlerini karşılayan Yenilenebilir Enerji, Temiz Ulaşım ve Temel Hizmetlere Erişim başta olmak üzere yeşil ve sosyal projelerde kullanılması hedefleniyor.

Açıklamada görüşlerine yer verilen QNB Finansbank Genel Müdürü Ömür Tan, ihracın kendi içinde birçok başarıları ve ilkleri kapsadığının altını çizerek, ilk sürdürülebilir eurobond ihraçları ile dünyanın geleceğini korumaya olan taahhütlerini güçlendirdiklerini belirtti.

Tan, elde edilen bu kaynağı, düşük karbonlu ekonomiye geçişi ve sosyal kalkınmayı destekleyecek projelerin finansmanına yönlendireceklerini vurgulayarak, ‘Bu işlem özelinde gelen yoğun ilgi ile beraber son dönemlerdeki en düşük borçlanma oranına sahip eurobond ihracını gerçekleştirdik. İşlemde gerçekleşen borçlanma faiz marjı Türkiye’nin uluslararası derecelendirme kuruluşlarınca yatırım yapılabilir seviyede olduğu zamanlardaki oranlar seviyesinde. Bu sonuç, global piyasalarda Türkiye ekonomisine ve QNB Finansbank’a duyulan güvenin önemli bir göstergesi.’ ifadelerini kullandı.

Bankacılık faaliyetlerinde sürdürülebilirlik konusunda öncü olmayı ilke edinen bir banka olduklarını ve bu kapsamda tüm iş süreçlerini ve stratejilerini ‘Dünyayla1’ vizyonu altında bütünleştirerek, sürdürülebilirlik odaklı, güçlü ve kapsayıcı bir yapı oluşturduklarını vurgulayan Tan, şunları kaydetti:

‘İlk sürdürülebilir eurobond ihracımız olma özelliğini taşıyan 500 milyon dolar tutarındaki ihracımızı başarıyla gerçekleştirdiğimiz için mutluyuz. QNB Finansbank olarak bankacılıktan doğan etki alanımız ve dönüştürücü gücümüzün farkındalığıyla hareket ediyoruz. Bu doğrultuda sürdürülebilir eurobond ihracımızla elde edilen kaynağı, çevreci ve sosyal yatırımlara yönlendirerek, öncelikle kendimizden başlattığımız değişim ve dönüşüm yolculuğunda müşterilerimiz ve tüm paydaşlarımızı destekleyerek uzun vadede sürdürülebilir kalkınma amaçlarının ulaşılmasına katkı sağlamayı hedefliyoruz.’

Okumaya devam et

BANKA HABERLERİ

Türkiye Finans’tan ülke ekonomisine 175,6 milyar liralık katkı

Türkiye Finans Genel Müdürü Murat Akşam: “Güçlü sermaye yapısını 2024 yılının ilk çeyreğinde de sürdüren kurumumuz, milli ekonomiye toplamda 175,6 milyar liralık katkı sağladı” dedi

Yayınlanma:

|

Yazan:

Türkiye Finans, ülke ekonomisine 138,6 milyar lira nakdi ve 37,0 milyar lira gayri nakdi olmak üzere toplam 175,6 milyar liralık katkı sağladı.

Şirketten yapılan açıklamaya göre Türkiye Finans, 2024 yılı ilk çeyrek döneminin mali sonuçlarını Kamuyu Aydınlatma Platformu’nda (KAP) duyurdu.

Ülke ekonomisine 138,6 milyar lira nakdi ve 37,0 milyar lira gayri nakdi olmak üzere toplam 175,6 milyar liralık katkı sağlayan Türkiye Finans, topladığı fonları geçen yıl sonuna göre yüzde 6 artışla 187,6 milyar liraya çıkardı.

Türkiye Finans’ın yasal özkaynakları 2023’ün 4’üncü çeyreğine göre 2024’ün ilk üç ay sonunda yüzde 7,8 artarak 30,1 milyar lira olarak gerçekleşti.

– ‘Hayat Mobil Bankan Mobil’

2024’e ‘Hayat Mobil Bankan Mobil’ kampanyasıyla giren Türkiye Finans, ilk çeyrekte mobilden kazanılan müşteri sayısını 2023’ün ilk çeyreğine göre yüzde 54 artırarak 2024’ün ilk çeyreğinde banka çapında tüm segmentlerde ve başvuru kanalları arasında, yeni müşterilerinin yüzde 29’unu mobil bankacılıktan kazandı.

Geçen yılın aynı dönemine göre mobil oturum adedi de yüzde 20’lik artış gösterdi.

– Ülke ekonomisine güçlü finansman desteği

Açıklamada görüşlerine yer verilen Türkiye Finans Genel Müdürü Murat Akşam, bankanın sürdürülebilir ve karlı büyüme stratejisini 2024’ün birinci çeyrek döneminde de koruduğunu belirterek, hem bireysel hem de ticari tarafta ülke ekonomisine güçlü biçimde finansman desteği verdiklerini kaydetti.

Akşam, finansal sonuçlara ilişkin yaptığı değerlendirmede, ‘Güçlü sermaye yapısını 2024 yılının ilk çeyreğinde de sürdüren kurumumuz, milli ekonomiye toplamda 175,6 milyar liralık katkı sağladı. Türkiye Finans olarak topladığımız fonları geçen yıl sonuna göre yüzde 6 artışla 187,6 milyar liraya ulaştırdık. Bankamız 2024 yılının ilk üç ayında artan fon kaynağını finansman hacmini büyütmek için kullandı ve toplanan fonlarla ekonominin can damarı olan KOBİ’leri, üretimi ve ihracatı finanse etti.’ ifadelerini kullandı.

İlk çeyrekte 2024’e insan odaklı bankacılık anlayışıyla kurguladıkları ‘Hayat Mobil Bankan Mobil’ kampanyasıyla başlayarak dijital bankacılığın farklı nesilleri kapsayan ve ortak paydada buluşturan yönlerine odaklandıklarına vurgu yapan Akşam, öncü dijital bankacılık uygulamalarıyla ticareti desteklemeye devam ederek, ‘Dijital Teminat Mektubu’nu devreye aldıklarını ve müşterilerine hızlı, kolay ve güvenilir bir kullanım sunduklarına dikkati çekti.

Akşam, ‘ CIPS (The Chartered Institute of Procurement & Supply) tarafından yürütülen, CIPS Satın Almada Mükemmellik Programı’nı başarıyla tamamlayarak, dünya çapında saygın bir akreditasyon olan CIPS Kurumsal Satın Alma Sertifikası’nı almaya hak kazanan, Türkiye’deki tek finans kuruluşu olduk. Başarıyla aldığımız bu değerli sertifika ile uluslararası satın almada, mükemmellik programına uyum sergilediğimizi, satın alma fonksiyonları, süreçleri ve uygulamalarında ise uluslararası standartları yakaladığımızı belgelendirmiş olduk.’ değerlendirmesinde bulundu.

Okumaya devam et

BANKA HABERLERİ

Emlak Katılım ülke ekonomisine 98.3 milyar TL kaynak sağladı

Yayınlanma:

|

Yazan:

Emlak Katılım’ın 2024 yılı birinci çeyreği itibarıyla ülkemiz ekonomisine sağladığı nakdi ve gayri nakdi finansman toplamı 98.3 milyar TL olarak gerçekleşti.

Ekonomik büyümeye ve istihdama katkısı yüksek olan sektörlere, sürdürülebilir ve erişilebilir finansman modelleri sunmak üzere çalışmalarını sürdüren Emlak Katılım, 2024 yılı birinci çeyrek finansal sonuçlarını açıkladı.

Emlak Katılım, reel sektöre sunduğu katkılar ile geçtiğimiz yılın aynı dönemine göre yüzde 114 oranında artışla 2024 yılının birinci çeyreğinde net 2 Milyar TL kâr sağlayarak istikrarlı büyümesini sürdürdü.

Aktif büyüklüğü 199.3 milyar TL’ye yükseldi

Emlak Katılım, yılın birinci çeyreği itibarıyla; aktif büyüklüğünü 199.3 Milyar TL, toplanan fonlarını da 157.3 Milyar TL seviyesine yükselterek emin adımlarla yoluna devam ediyor.

Emlak Katılım’ın 2024 yılı birinci çeyreği itibarıyla ülkemiz ekonomisine sağladığı nakdi ve gayri nakdi finansman toplamı ise 98.3 milyar TL olurken kullandırılan fon büyümesi yüzde 12 düzeyinde gerçekleşti.

Emlak Katılım, 2024 yılı birinci çeyrek sermaye yeterlilik oranı yasal yükümlülük seviyesinin çok üzerinde yüzde 19 olarak gerçekleşti.

Emlak Katılım, kaynaklarını etkin ve verimli bir şekilde kullanarak sadece ekonomiye değil; yaşadığımız dünyaya, çevremize ve sürdürülebilirliğe de katkı sunmanın öneminin bilinciyle çalışmalarını şekillendirmeye devam ediyor.

Okumaya devam et

KATEGORİ

FARK YARATANLAR

FARK YARATANLAR

FARK YARATANLAR

ALTIN – DÖVİZ

Altın Fiyatları

KRIPTO PARA PİYASASI

BORSA

TANITIM

FACEBOOK

Popüler

www bankavitrini com © "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan, BANKA VİTRİNİ'nde yer alan yazar ve çevirmenlerine ait herhangi bir yazı, çeviri, makale ve haber izin alınmadan basılı olarak ya da internet ortamında kullanılamaz, çoğaltılamaz, yayınlanamaz. İzinsiz kullananlar hakkında hukuki yollara başvurulacaktır. "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan tüm özgün yazıların içeriğinden yazarları sorumludur. www.bankavitrini.com'da yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti, aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler, mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Yer alan yazılarda herhangi bir yatırım aracı; Hisse Senedi, kripto para biriminin veya dijital varlığın alım veya satımını önermiyor. Bu nedenle sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi, beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Lütfen transferlerinizin ve işlemlerinizin kendi sorumluluğunuzda olduğunu ve uğrayabileceğiniz herhangi bir kaybın sizin sorumluluğunuzda olduğunu unutmayın. © www.paravitrini.com Copyright © 2020 -UŞAK- Tüm hakları saklıdır. Özgün haber ve makaleler 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu korumasındadır.