ALTIN - DÖVİZ - KRIPTO PARA
Mahfi EĞİLMEZ: Kur Niçin Yükseliyor?
Dövizdeki bayram hareketi yatırımcıların çıkışı ve faiz indirimi beklentisi USD/TL’yi yukarı çekti. Mahfi Eğilmez, faiz indirimi beklentisini ve Citibank’ın tavsiyesini çekmesini yazdı.

Yayınlanma:
11 ay önce|
Yazan:
BankaVitrini
Bayramın hemen öncesinde başlayan ve halen devam eden bir eğilimle USD/TL kuru yükselişe geçti. Aşağıdaki on günlük grafik bunu gösteriyor:
Normal koşullarda bayramların öncesinde ve bayram sırasında kur düşer. Çünkü bayramda, tatile gitmek ya da kurban kesmek isteyen ve o nedenle Türk Lirası ihtiyacı olan insanlar ellerindeki veya banka hesaplarındaki dövizleri bozdururlar. Bu eylem Türk Lirasına olan talebi artırdığı, dövize olan talebi düşürdüğü için de USD/TL kuru düşer ve Türk Lirası değer kazanır. Bayram sonrasında ise bu kez söz konusu Türk Liralarını ellerine geçirenler döviz talebinde bulunur ve kur yeniden yükselir. Normal koşullarda olan budur. Bu kez tam tersi oldu. USD/TL kuru düşmek bir yana yükselmeye başladı. Demek ki normal koşulların dışında gelişmeler oldu.
Önce bugünkü mekanizmayı kısaca bir kez daha özetleyeyim. Türkiye birkaç aydır carry trade denilen bir olgunun etkisinde bulunuyor. Yurtdışından düşük faizle kaynak bulup gelen fonlar burada dövizleri 1 USD = 32 TL kuruyla Türk Lirasına çevirip kısa vadeli (1 ay ile 3 ay arası) TL mevduat açıyorlar ya da devlet tahvili alıyorlar. Bu mevduatlarına alış satış farkları ve vergiler düşüldükten sonra yıllık kabaca yüzde 40 net (aylık yüzde 3,75, üç aylık 11,25) faiz alıyorlar. Gerçek enflasyonun, açıklanan enflasyonun çok üzerinde olduğunu kabul ettiğimizde bu faizin, hem bugünkü hem de gelecekteki enflasyona göre negatif reel faiz konumunda bulunduğunu söyleyebiliyoruz. Buna karşılık eğer kur bu düzeyde kalırsa vade sonunda elde edilen Türk Lirası faizi ve ana parayı dolara çevirince bu faiz aşağı yukarı dolar faizine dönüşüyor. Dolar mevduatına bu kadar kısa vadede bu kadar yüksek faiz dünyanın hiçbir yerinde bulmak mümkün değil. Benzer işi banka kasalarında, evlerindeki kasada döviz saklayanlar da yapıyor. Onlar da aynı şekilde dolar bozdurup Türk Lirası mevduat açıyor ve vade sonunda faizi alıp tekrar dövize döndüğünde aynı şekilde dolar faizi kazanmış oluyor. Hükümet, bu gelişmeye ses çıkarmıyor, hatta destekliyor. Çünkü bu sayede kur yükselmiyor, enflasyonun kurdan etkilenmesi bastırılmış oluyor, bankalar ellerine geçen dövizleri Merkez Bankası’na satıyor ve böyle Merkez Bankası’nın rezervleri hızla artıyor. Bu yöntemin en büyük riski kurun yükselmesi ve Türk Lirasına para yatıranların vade sonunda alacağı faizle, kurda çıkacak kaybı karşılayamaması.
Yabancıların, Türkiye’ye carry trade çerçevesinde para getirmesinde birkaç önemli yatırım bankasının Türkiye hakkında verdiği “Türkiye’ye yatırım yapılma zamanı” görüşü etkili oldu. Yabancılar buraya para getirdiler, Türkler de dövizlerini bozdurup Türk Lirası mevduata ve/veya devlet tahvillerine yöneldiler, bunun sonucunda Türk Lirasına talep artarken dövize talep düştü. Bu aşamada ekonominin en temel kanunu işlemeye başladı ve Türk Lirası, yabancı paralara karşı değer kazandı. Aslında Merkez Bankası bir yandan da ihracatçıyı korumaya çabalamasa kur daha da aşağıya gidecekti.
Bayramdan birkaç gün önce Citibank, yatırımcılara verdiği Türkiye’ye yatırım tavsiyesini kaldırdı. Bu gelişmeyle birlikte TL varlıklardan yavaş da olsa bir çıkış başladı ve kur da hafif hafif yükselmeye yöneldi. Bayram öncesi yaşanan ve kuru yukarı iten ilk gelişme buydu. Cumartesi günü de Cumhurbaşkanı, bir soru üzerine şöyle bir cümle kurdu: “Bütün mesele yine geliyor, faiz olayına dayanıyor. İnşallah faizde atacağımız adımlarla enflasyonu son çeyrekte çok daha olumlu bir konuma taşımış olacağız.” Bu sözler piyasada sonbaharda faiz indirimine gidileceği şeklinde anlaşıldı. Çünkü daha önce enflasyonun nedeninin faiz olarak gösterilmesi söz konusu olmuş ve faiz indirimlerine gidilmişti. Kurun yukarıya gitmesinin ardındaki ikinci neden budur. Böylece öteden beri kulaktan kulağa fısıldanan “Eylül Beklentisi” açık açık konuşulur oldu. Faizin düşürülmesi kuşkusuz bu yolla elde edilecek kazancı düşüreceği için alınan yüksek riske değip değmeyeceği tartışmasını gündeme getiriyor. Ne var ki yukarıda anlattığım mekanizmayla dolar faizine dönüşen Türk Lirası mevduat faizinin de uzun süre bu şekilde devam etmesi mümkün değil.
Enflasyon sorunu bugün geldiğimiz aşamada ne yazık ki tek başına faizle hatta onu da kapsayan ekonomik önlemlerle çözülebilir bir sorun olmaktan çıkmış durumda. Bu sorunun çözümü geleceğe ilişkin olumlu beklentiler yaratabilmekte. Türkiye, 2001 krizinden sonra, yüksek enflasyon sorununu geleceğe ilişkin olumlu beklentiler yaratarak çözmüştü. Çözüm bu şekilde gelince büyüme de olumsuz etkilenmemişti. O dönemde beklentileri düzeltmek için yapılan şeyler bankacılık reformu, kamu mali disiplininin sağlanması (bütçe açığının düşürülmesi), AB ile tam üyelik müzakeresine girilmesiydi. Bugün, çok daha kapsamlı yapısal reformlara o günkünden çok daha fazla ihtiyaç var. Ne kadar gecikirsek o kadar fazla faiz öderiz.
İlginizi Çekebilir
ALTIN - DÖVİZ - KRIPTO PARA
TCMB’nin net döviz pozisyonu güçlenirken TLREF sert geriledi

Yayınlanma:
19 saat önce|
23/05/2025Yazan:
BankaVitrini
Türk mali piyasalarında dün üç temel başlık ön plana çıktı. İlk olarak, TCMB’nin net döviz pozisyonu 21 Mayıs valörlü işlemlerde 2,8 milyar dolar daha iyileşti. İyileşmenin kompozisyonunda altın fiyatlarında yaşanan artışın etkili olduğunu görsek de, son iki günde doğrudan alımların da yardımı ile beş milyar dolar artan net pozisyon ile manşet rakam yeniden 21 milyar dolar seviyesine yaklaştı. Hatırlanacağı üzere, Türk siyasi ikliminde yaşanan değişiklik hemen öncesi bu rakam 59 milyar dolardan 28 Nisan’da 7,5 milyar dolara kadar gerilemişti.
Elbette TCMB’nin net döviz pozisyonunu iyileşmesi piyasadan döviz aldığı mânâsını da taşıyor. Otorite, nasıl ki volatilitenin düşmesini ve enflasyonla savaşta döviz kurunun olumsuz etki yapmamasını istediği günlerde döviz satabiliyorsa, iyimser günlerde de döviz biriktirmeyi tercih edebiliyor. Hulâsa, TCMB’nin piyasadan döviz alıp TL vermesi ve net pozisyonun son iki günde beş milyar dolar artması sonucu piyasada TL likiditesi de artış kaydetti. Bollaşan ‘malın’ da fiyatı düşer misali, TCMB’nin net fonlayıcı olmaktan çıkması ve döviz alım karşılığı verdiği TL’nin likidite açığını azaltması sonucu Türk Lirası referans faiz oranı ya da namı diğer işgören faiz (TLREF) %45,80 seviyesine kadar geriledi (bir önceki gün %48,62).
Hatırlanacağı üzere, TLREF 18 Nisan tarihinden bu yana TCMB’nin sıkı duruşu ile %48,99 seviyesine adeta demirlemişti. %49 seviyesinin de TCMB gecelik borç verme faizi (faiz koridorunun üst bandı) olduğunu hatırlatalım. Salı günü bültenimizde söz ettiğimiz üzere, bir sonraki olağan PPK toplantısının 19 Haziran tarihinde sonuçlanacak. Faiz oranlarında bir değişim beklemesek de, TCMB’nin fonlamayı %46 olan bir hafta vadeli repo ihalelerine döndürerek sıkı duruşunu bir nebze de olsun gevşetebileceğini düşünüyoruz. Türk Lirası referans faize göre bakılırsa böyle bir hamle üç puanlık bir indirimi anlamına geldiğinin de altını çizelim. Ilımlı havanın bozulmayacağı görüşünden hareketle, politika faizinde direkt indirim için ise Temmuz toplantısına ihtimâl veriyoruz.
Likidite koşulları TCMB’nin belirlediği kısa vadeli faiz oranlarının içerisinde belirlenirken, aşağıdaki grafikten de görüleceği üzere, son iki günde piyasa faizlerinde yaşanan gevşeme ilk nazardan Para Piyasası Fonlarına (PPF) akabinde de mevduat faizlerinde yansımasını bekliyoruz. Kredi maliyetlerinin daha yavaş tepki vereceğini düşünüyoruz. TCMB’nin reel sektörden gelen çığlığa sessiz kalmayacağını ve çarklar durma noktasına gelmeden ve krediye ulaşımın da en son açıklanan makro ihtiyati tedbirlerle daha da zorlaştığı bir ortamda, TCMB’nin de ilk fırsatta faiz indirimine yeniden yönelmek isteyeceğini öngörüyoruz.
Piyasa faizlerinde yaşanan gevşeme ve TCMB’nin döviz pozisyonunda yaşanan iyileşmenin cereyan ettiği günde, gözler bir diğer taraftan da TCMB’nin yılın ikinci Enflasyon Raporuna çevrildi. Enflasyon tahminlerinin 2025 sonu için orta nokta %24, 2026 sonu için %12 olarak sabit tutulduğunu görüyoruz. Küresel anlamdaki belirsizliklere atıfta bulunan Başkan Karahan, para politikasındaki ihtiyatlı duruşun devam edeceğine vurgu yaptı. 19 Mart sonrası siyasi iklimde yaşanan değişimin ekonomi ve finans piyasaları üzerindeki etkilerine de değinen Başkan, TCMB’nin proaktif önlemler alarak volatiliteyi sınırladığını ve beklentideki bozulmanın önüne geçtiklerini paylaştı. Kur geçişlenliğinin enflasyona etkisinin azaldığı ifade edilirken, yaşanan zirai don noktasında ise enflasyona etkisinin sınırlı olduğunun altı çizildi.
Enflasyon raporunun anlamlı bir piyasa yansıması olmadı. Bir önceki gün sert gerileyen Türk hisse senetleri dün günü göreceli olarak iyimser bir şekilde tamamladı. Ana endeks günü %0,8 yukarıda tamamlarken, bankacılık endeksi de benzer bir şekilde %1,4’e yakın yükseliş kaydetti. USDTRY kuru bu sabah hafta sonu fonlama etkisi ile ve TCMB’nin de dizginleri biraz gevşetmesi ile 39,00 seviyesine yükselirken, CDS risk primi 300 baz puan seviyesinde yatay bir seyir izleyerek risklerde anlamlı bir değişim olmadığına işaret etti.
Yurt dışı cephede ise ana tema pek de değişmedi. ABD’nin belirsiz ticaret politikaları, yüksek bütçe açığı ve borç stokuna bir de vergi indirimlerinin eklenmesi, bütçe disiplini konusundaki endişeleri körükleyerek mali piyasalarda satış baskısı yaratmaya devam ediyor. Bu da hâliyle, doların tabana yaygın bir şekilde değer kaybının devam etmesine neden oluyor. Değer saklama araçları ya da kral kaybederse endişesi ile son dönemlerde ön plana çıkan altın ve bitcoin bu sabah sırası ile 3,300 ve 111bin dolar seviyesinden işlem görüyor. Altın son dönemlerde güvenli liman özelliği ile ön plana çıkarken, direnişin parası bitcoin ise fiat para sistemine olan güvenin her geçen gün daha da azalması ile yatırımcı ilgisine mazhar oluyor. Özellikle kurumsal alımlarım yanı sıra, Bitcoin ETF’lerine yönelen yoğun para akışı ve düzenleyici otoritelerden gelen yumuşak mesajlar da ralliye zemin hazırlayan diğer etkenler olduğunu görüyoruz.
Para birimleri cephesinde ise doların piyasa kuru olan DXY dün bir miktar toparlanma kaydetmesine rağmen bu sabah yeniden değer kaybı ile güne başlıyor. EURUSD paritesi yeniden 1,13 seviyesinin üzerinde yükselirken, kraliyet aslanı Sterlin ise son iki yılın zirvesinden haftalık kapanış yapmaya aday görünüyor. Doların değer kaybı devam ederken, pek çok enstrümanın da aşırı alım bölgesine geldiği ya da yaklaştığını göz ardı etmiyoruz!
ABD borsaları geceyi yatay bir seyir izleyerek önemli bir değişim kaydetmeden tamamlarken, 30 yıllık ABD tahvil faizinin yeniden %5 seviyesinin üzerine yükseldiğini not edelim. Yeni gün başlangıcında Japonya’da çekirdek enflasyon Nisan ayında yıllık bazda %3,5’e yükselerek son iki yılın en hızlı artışını gösterdi. Özellikle gıda fiyatlarındaki artış dikkat çekerken, bu durum yıl sonuna doğru Japonya Merkez Bankası’nın (BOJ) faiz artırımı yapma ihtimalini güçlendirdi. ABD Başkanı Trump’ın tarifeleri nedeniyle büyüme baskı altındayken, BOJ’un bir sonraki faiz adımını ne zaman atacağı belirsizliğini koruyor.
Asya genelinde ise bu sabah ılımlı bir seyir görüyoruz. YEN’in dolar karşısında haftayı %1,5 değer kazanımı ile tamamlamaya aday olması, ihracat odaklı Japonya borsası üzerinde günlerdir baskı kurması ardından bu sabah tepki alımları ile Nikkei %0,6 yukarıda işlem görürken, diğer bölge borsalarında ise anlamlı bir değişim göremedik.
Haber akışında Trump yönetimi, Harvard Üniversitesi’nin uluslararası öğrenci kabul etme yetkisini iptal etti. İç Güvenlik Bakanı Kristi Noem, bu sert adımı antisemitizm ve Çin Komünist Partisi ile işbirliği iddialarıyla gerekçelendirdi. Ancak gerekçeler bunlarla sınırlı kalmadı. Harvard’ın kampüste şiddeti teşvik ettiği, yabancı öğrenci protestolarına dair bilgi paylaşımını reddettiği, Trump politikalarına karşı simgesel bir duruş sergilediği ve federal kaynakları kötüye kullandığı yönündeki suçlamalar da kararın arka planında yer aldı. Harvard, bu adımı yasadışı bir misilleme olarak nitelendirerek yabancı öğrencilere tam destek sözü verdi (yabancı öğrenci oranı %28). 2025-26 öğretim yılı itibarıyla yürürlüğe girecek karar binlerce öğrenciyi etkilerken, benzer yaptırımların diğer üniversiteleri de hedef alabileceği uyarısı yapıldı. Karara Demokratlar sert tepki gösterdi; öte yandan Harvard, dondurulan 3 milyar dolarlık federal hibe fonlarının iadesi için hukuki mücadelesini sürdürüyor.
Türk Lirası Referans Faiz Oranı ve Ağırlıklı Ortalama Fonlama Maliyeti
Emre Değirmencioğlu
ALTIN - DÖVİZ - KRIPTO PARA
TCMB Enflasyon Raporu 2025-II Bilgilendirme Toplantısı yapıldı
Yılın 2. Enflasyon Raporu sunumunu yapan TCMB Başkanı Fatih Karahan enflasyonun 2025’te yüzde 24’e, 2026’da yüzde 12’ye ve 2027’de yüzde 8’e gerileyeceğini tahmin ettiklerini açıkladı. Enflasyon tahminleri bir önceki rapor dönemine göre değişmedi. 2025 için yüzde 19-29’luk tahmin aralığı da korunurken Karahan “Belirsizliklerin geçmiş döneme göre daha yüksek olduğunu da göz önünde bulundurarak ihtiyatlı ve sıkı para politikası duruşumuzdan taviz vermeyeceğiz” ifadelerini kullandı

Yayınlanma:
2 gün önce|
22/05/2025Yazan:
BankaVitrini
TCMB Başkanı Fatih Karahan, yılın 2. Enflasyon Raporu’nun tanıtımı amacıyla, İstanbul Finans Merkezi’ndeki Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Yerleşkesi’nde düzenlenen bilgilendirme toplantısında konuştu.
İşte Karahan’ın konuşmasından önemli satır başları:
-Sıkı para politikamızın sonuçlarını kademeli bir şekilde almaya devam ediyoruz.
-Mart ve Nisan aylarında finansal piyasalarda yaşanan hareketlilik karşısında, TCMB olarak proaktif bir biçimde gerekli adımları attık.
-Önümüzdeki dönemde de para politikasındaki kararlı duruşumuzu sürdürerek, dezenflasyonun devamını sağlayacak şekilde hareket edeceğiz.
-Küresel ticaret ve ekonomi politikalarına dair belirsizlik yüksek seviyelerini koruyor.
“TARİFE ADIMLARI KÜRESEL ENFLASYON BEKLENTİLERİNİ ARTIRDI”
-Tarife adımları küresel enflasyon beklentilerini bir miktar artırmıştır.
-Sıkı para politikası sonucu talep kompozisyonu daha dengeli hale gelmiştir.
-Sanayi ve hizmet üretimi ilk çeyrekte artmıştır.
-İşgücü piyasası manşet işsizlik oranının ima ettiğine kıyasla daha az sıkıdır.

-Yurt içi talep ivme kaybetmekle beraber öngörülenin üzerinde seyretmiştir.
“TALEP KOŞULLARININ ENFLASYONU DÜŞÜRÜCÜ ETKİSİ AZALDI”
-İlk çeyrekte talep koşullarının enflasyonu düşürücü etkisi azalmıştır.

-2025 yılında cari açığın milli gelire oranının, 2024 yılına kıyasla bir miktar daha yüksek olmakla birlikte, uzun dönem ortalamalarının altında kalacağını tahmin ediyoruz.

“DEZENFLASYON SÜRECİ KESİNTİSİZ DEVAM EDİYOR”
-2024 haziran ayında başlayan dezenflasyon süreci kesintisiz bir şekilde devam ediyor.
-Son üç aylık veriler ana eğilimde yatay bir seyre işaret etmektedir.
-Ana eğilim göstergeleri dezenflasyon sürecinin devamına işaret etmektedir.
-Mal enflasyonundan sonra hizmet enflasyonundaki düşüş de belirginleşmektedir.
-Temel mal enflasyonu nisan ayında güçlenmiştir.
“KUR ETKİSİ GEÇMİŞE GÖRE DAHA SINIRLI”
-Mevcut veriler kur etkisinin geçmişe göre daha sınırlı olduğunu ima etmektedir.
-Emtia fiyatlarındaki düşüşün dezenflasyonu desteklemesi beklenmektedir.
-Son yaşanan zirai don hadisesinden en çok etkilenen 16 ürünün tüketici sepetindeki payı yüzde 1,5 civarında.
-Enflasyon beklentileri dezenflasyon patikamızın üzerinde seyretmeye devam ediyor. Bu görünüm para politikasındaki sıkı ve kararlı duruşumuzu korumayı gerekli kılıyor.
-Piyasa işleyişi içinde attığımız proaktif adımlar sıkı para politikası duruşunu destekledi.
-Alınan tedbirlerin etkisiyle finansal piyasalarda oynaklık azalmıştır.
-Finansal koşullardaki sıkılık devam etmektedir.
-Portföy tercihlerinde dövize yönelim sınırlı olmuştur.
“MART AYININ İKİNCİ YARISINDAN SONRA ÇIKIŞLAR HIZLANDI”
Ocak ayından itibaren belirginleşen dezenflasyon süreciyle birlikte Türkiye’ye yönelik sermaye girişleri pozitif ayrışmıştı.
Bununla birlikte, finansal piyasalarda son dönemde yaşanan gelişmeler ve azalan risk iştahıyla, gelişmekte olan ülkelerden ve Türkiye’den sermaye çıkışları belirginleşti.
Mart ayının ikinci yarısından sonra Türkiye’den çıkışların tarife adımlarının açıklanmasıyla hızlandığını görüyoruz.
Diğer yandan, son haftalarda gelişmekte olan ülkeler ve Türkiye’ye yönelik sermaye akımlarında çıkışların durduğu ve ılımlı bir sermaye girişi yaşandığı dikkat çekiyor.
“SIKI DURUŞ REZERVLERİ DESTEKLİYOR”
-Sıkı para politikası duruşumuz rezervleri desteklemektedir.

-Orta vadeli tahminler oluşturulurken, enflasyon görünümünde belirgin ve kalıcı bir iyileşme sağlanana kadar, para politikasındaki sıkı duruşun sürdüreceğimizi esas aldık.
AŞAĞI VE YUKARI YÖNLÜ ETKİLER BİRBİRİNİ DENGELEDİ

-2025 gıda enflasyonu tahmini yüzde 24,5’ten yüzde 26,5’e çıktı. 2025 ortalama petrol fiyatı tahmini 76,5 dolardan 65,8 dolara çekildi.
-Orta vadeli tahminlerimizi oluştururken, enflasyon görünümünde belirgin ve kalıcı bir iyileşme sağlanana kadar, para politikasındaki sıkı duruşu sürdüreceğimizi esas aldık. Ayrıca, ekonomi politikalarındaki eşgüdümün de artarak devam edeceğini tahminlerimize yansıttık.
-Bu çerçevede, bir önceki Rapor dönemiyle aynı şekilde, 2025 yıl sonunda enflasyonun yüzde 24 seviyesinde gerçekleşeceğini tahmin ediyoruz. 2026 yıl sonu için yüzde 12 olan enflasyon tahminimizi de koruduk.
-Enflasyonun 2027 yılında yüzde 8’e geriledikten sonra orta vadede yüzde 5 seviyesinde istikrar kazanmasını hedefliyoruz.
-Yıl sonunun yaklaşması nedeniyle, 2025 tahmin aralığının mekanik olarak daralması gerekirdi. Ancak, son dönem artan belirsizlikler nedeniyle, tahmin aralığımızı yüzde 19 ile 29 olarak koruduk. Tahmin aralığı 2026 yıl sonu için ise yüzde 6 ve 18’e karşılık gelmektedir.
-Politika tepkisiyle tahminler üzerindeki yukarı ve aşağı yönlü etkiler birbirini dengelemiştir.
-Belirsizliklerin geçmiş döneme göre daha yüksek olduğunu da göz önünde bulundurarak ihtiyatlı ve sıkı para politikası duruşumuzdan taviz vermeyeceğiz.
HATİCE KARAHAN: REZERVLER SAKİNLEŞEN ORTAMDA ARTIŞA GEÇTİ

Toplantının soru-cevap kısmında Fatih Karahan’ın yanında TCMB Başkan Yardımcıları Hatice Karahan ve Cevdet Akçay da basın ve sektör temsilcilerinin sorularını yanıtladı.
Hatice Karahan rezervlerle ilgili soruya “Rezervler sakinleşen bir ortamda artışa geçti. Geldiğimiz noktada bazı ölçülere göre rezervler yeterli, ama bazılarında ilerlememiz gerekiyor. Piyasa koşulları elverdiği sürece rezerv biriktirmeyi düşünüyoruz” ifadelerini kullandı.
“19 MART’TA YURT DIŞI BANKALARIN İŞLEM LİMİTLERİ DOLDU”
Fatih Karahan 19 Mart’ta kurda yaşanan hareketliliğin nedeninin sorulması üzerine şu cevabı verdi:
“19 Mart’ta döviz işlem hacmi tarihsel ortalamanın üzerindeydi, 10-15 yılın birkaç katı üzerindeydi. O gün yurt dışı bankaların Türk bankalarıyla belirlediği işlem limitleri çok hızlı doldu. O gün hızlı bir şekilde adım attık.”
“HAFTALIK REPOYA DÖNEBİLİRİZ”
Para politikası sıkılığını değerlendirirken tek bir göstergeye bakmanın doğru olmadığını belirten TCMB Başkanı Karahan “Risklerin dengeli olduğunu değerlendirdiğimizde fonlamada haftalık repoya dönebiliriz” dedi.
Önümüzdeki süreçte rezerv seviyesinin ne kadar önemli olup olmadığının sorulması üzerine Karahan “Herhangi bir rezerv hedeflememiz yok, herhangi bir rezerv seviyesini faiz indirimine bağlamak doğru değil” cevabını verdi.
“SON SIKILAŞMANIN ETKİSİ BİRAZ DAHA FAZLA OLABİLİR”
Karahan ‘sert iniş’ ihtimalinin sorulması üzerine ise “Son dönemde yaptığımız sıkılaşma indirim döngüsünde geldiği için etkisi biraz daha fazla olabilir. Büyüme yavaşlayabilir ama enflasyon düşüşünü de etkileyebilir” diye konuştu.
Başkanımız Dr. Fatih Karahan’ın Enflasyon Raporu 2025-II Bilgilendirme Toplantısı
Sunumu: https://tcmb.tl/BM065fe
Enflasyon Raporu 2025-II: https://tcmb.tl/BRf7b00
ALTIN - DÖVİZ - KRIPTO PARA
ABD’nin borç yükü ve mali belirsizlikler: Bitcoin ve altın el ele…

Yayınlanma:
2 gün önce|
22/05/2025Yazan:
BankaVitrini
Yeni güne ABD tahvil faizlerinde yaşanan yükselişle başlıyoruz. ABD’nin uzun vadeli (otuz yıllık tahvil) borçlanma faizi %5’in üzerine çıkarak son 1,5 yılın zirvesine ulaşırken, on yıllık gösterge faiz de bu sabah %4,6 ile son üç ayın zirvesine yükseldi. Bu yükselişin arkasında iki büyük gelişme var: İlki, Başkan Trump’ın hayata geçirmeyi planladığı vergi indirimi ve harcama paketinin 3,8 trilyon dolarlık ek borç yaratacağı beklentisi. İkincisi ise, geçen hafta Moody’s’in ABD’nin kredi notunu düşürmesi. Şu an ABD’nin toplam borcu 36 trilyon doların üzerinde ve bu da yatırımcıları tedirgin etmeye devam ediyor. Daha da basit bir anlatımla, ABD’nin belirsiz ticaret politikaları, yüksek bütçe açığı ve borç stokuna bir de vergi indirimlerinin eklenmesi, bütçe disiplini konusundaki endişeleri körükleyerek mali piyasalarda satış baskısı yarattı.
Bu gelişmelerin gölgesinde, yatırımcılar dolardan uzaklaşmaya devam ederek daha güvenli ve farklı varlıklara yönelmeye devam ettiklerini görüyoruz. Altın ve bitcoin gibi güvenli limanlar talep görmeye devam ederken, bu sabah bitcoin beş gündür devam eden aralıksız yükselişini 110 bin doların üzerine taşıyarak yeni bir rekor kırdı! Felsefesine hayran olduğumuz ve teknik mânâda da beğendiğimiz bitcoinde uzun bir süredir 125-130bin dolar seviyesindeki hedefimize işaret ederek her anlamlı düşüşün uzun pozisyon açmak için fırsat yaratacağını savunuyorduk.
Netice itibariyle itibarlı paraların ya da fiat para sisteminin hatta daha da basit bir şekilde arkasında devlet olan kağıt para sistemine yönelik güvenin kaybolduğu bir ekosistemde, yatırımcılar değer saklama araçlarına sığınmaya devam ediyor. Altın fiyatları, özellikle dün patlak veren CNN haberi ardından jeopolitik riskleri de fiyatlayarak son dört gündür devam eden yükseliş trendini koruyarak 3,350 dolar seviyesine kadar yükseldi. İçinde bulunduğumuz bu hassas dönemde, tıpkı bitcoinde olduğu üzere, anlamlı her düşüşü altın için de fırsat olarak görmeye devam edeceğiz. Türk insanı için bir numaralı yatırım aracı olan gram altın bu sabah 4,170 TL seviyesine geldi.
Dün İngiltere’de açıklanan enflasyon verileri Nisan ayında %3,5 seviyesine yükselerek hem piyasa hem de Merkez Bankası beklentilerinin üzerine çıktı. Mart ayında %2,6 olan enflasyondaki bu sert artış, 2022’den bu yana aylık bazda en büyük sıçrama oldu. Hizmet sektöründe yıllık enflasyon %5,4 ile son otuz dört yılın en yüksek aylık artışını gösterdi. Paskalya dönemine denk gelen hava yolu fiyatlarındaki keskin artış, elektrik, su ve vergi artışları enflasyonist baskı yarattı. Veri sonrası, İngiltere Merkez Bankası’nın (BoE) yaz aylarında faiz indirimine gideceğine yönelik beklentiler geri çekilse de, yıl sonunda toplam 37 baz puanlık faiz indirimi öngörüsünde ise şimdilik büyük bir değişiklik olmadı. Veri ardından ilk etapta 1,3470 seviyesine kadar yükselerek son iki yılın zirvesini test eden GBPUSD paritesi, akabinde bir miktar da olsa geri çekildi. GBPUSD paritesinde yaşanan yükseliş ile KKTC insanı için önemli bir barometre görevi üstlenen GBPTRY kuru 52,20 seviyesinin üzerine yerleşti. GBPUSD paritesinin aşırı alım bölgesine geldiğini görsek de, ana itici faktörün dolar zayıflığı olduğunu da unutmuyoruz!
Türkiye cephesinde ise hisse senetleri özelinde tatsız seyrin dün de korunduğunu gördük. Ana endeks dün satış baskısına boyun eğerek günü %1,2 düşüşle tamamlarken, bankacılık endeksi de benzer bir şekilde %1’e yakın geriledi. USDTRY kuru TCMB’nin kontrol sahasında ve 38,80 seviyelerinde işlem görürken, CDS risk primi 300 baz puanın hemen altında yatay bir seyir izleyerek risklerde herhangi bir değişim olmadığına işaret etti. Öte yandan, 20 Mayıs valörlü işlemlerinde, TCMB’nin net döviz pozisyonu 2,3 milyar dolar daha iyileşirken, manşet rakam da 17,8 milyar dolar düzeyine geldi. Zirve seviyesinin Şubat 2025 ortası 61 milyar dolar ile görüldüğü, 19 Mart tarihinde Türkiye siyasi iklimde yaşanan değişiklik sonrasında rezervlerde erimenin kuvvetlenerek 28 Nisan tarihinde 7,5 milyar dolar ile dip sevilere indiğini hatırlatalım. TCMB’nin yavaş da olsa yeniden rezerve biriktirmeye başlaması, Türkiye cephesinde ılımlı havanın korunmasına imkân tanıyacağını düşünüyoruz. İş gören faiz, TCMB’nin gecelik borç verme faiz oranı olan %49’un hemen altında (%48,61) kalmaya dün de devam etti.
ABD borsaları geceyi %2’ye varan ve sert sayılabilecek düşüşlerle tamamlarken, olumsuz hava yeni gün başlangıcında pasifiğin diğer ucunda da hissediliyor. Güvenli liman YEN’in sekiz gündür kesintisiz bir şekilde dolar karşısında değer kazanması, ihracat odaklı Japonya şirketlerini zorlayacağı beklentisi ile gösterge endeks Tokyo borsası %1 değer kaybetti. Kore ve Hong Kong borsalarında da kırmızı rengin hâkim olduğunu görüyoruz. Mali piyasaların gündeminde bugün Türkiye cephesinde reel kesim güven endeksi, kapasite kullanım oranı, yurt dışında ise Almanya IFO endeksi, ABD yeni konut satışları, Almanya, Euro Bölgesi ve ABD’de PMI verileri, her hafta perşembe günü olduğu üzere ABD’de haftalık işsizlik maaşı başvuruları takip edilecektir.
Emre Değirmencioğlu
FARK YARATANLAR
FARK YARATANLAR
KATEGORİ
- ALTIN – DÖVİZ – KRIPTO PARA (829)
- BANKA ANALİZLERİ (139)
- BANKA HABERLERİ (3.097)
- BASINDA BİZ (58)
- BORSA (445)
- CEO PERFORMANSLARI (36)
- EKONOMİ (2.837)
- GÜNCEL (3.080)
- GÜNDEM (3.131)
- RÖPORTAJLAR (48)
- SİGORTA (132)
- ŞİRKETLER (2.188)
- SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK (466)
- VİDEO Vitrini (19)
- YAZARLAR (995)
- Ali Coşkun (19)
- Arif Öztan (7)
- Ayşe Muzaffer Sunguroğlu (7)
- ChatGPT (26)
- Dr. Abbas Karakaya (63)
- Erden Armağan Er (45)
- Erol Taşdelen (532)
- Gizem Taşdelen (7)
- Gülbeyaz Gergün (63)
- Kemal Emirhan Mendi (1)
- Murat Şenol (26)
- Mustafa Akpınar (37)
- Onur ÇELİK (29)
- Prof. Dr. Binhan Elif Yılmaz (78)
- Serhat Can (6)
- Süleyman Çembertaş (16)
- Tungay Dere (18)
- Uğur Durak (33)
YAZARLAR

Bankalara Zorunlu karşılıklar yeni ayarı

KMH hesaplarda Vatandaşa tuzaklar

KGF KREDİLERİ ÖNCEKİLER GİBİ BANKALARIN ZOMBİ FİRMALARINA GİTMESİN

Halkbank 87. yaşını kutluyor

Linyi, Kuşak ve Yol Girişimi (BRI) sayesinde ticaret bağlarını güçlendiriyor

İmalatçı KOBİ’lere 30 milyar liralık KGF geliyor….

Krediye Ulaşamayan Sanayici Batıyor…

GAREMDER ilk Yönetim Kurulu Başkanı’ndan Kamuoyuna Açıklama

Garanti BBVA’da Mobil Sistem çöktü, gece 00:00’ye kadar ve Cumartesi Şubeler açık olacak

DenizBank’tan Zirai Don Afetinden Etkilenen Üreticilere Destek

MASAK’tan POS ile Kara Para aklama ile ilgili iddialara açıklama geldi

Kamu bankaları yönetiminde değişiklikler yapıldı

Liyakatsız terfi sonuçları ne olur?

Türkiye’de enflasyon niçin düşmüyor?
- ON NUMARA SONUÇLARI 23 MAYIS 2025 | Milli Piyango Online 531.558 TL büyük ikramiyeli On Numara sonuçları açıklandı mı, saat kaçta açıklanır? 23/05/2025
- DOĞUM YARDIMI ÖDEME TARİHİ BELLİ OLDU! 2025 5 Bin TL Doğum Yardımı Ne Zaman Yatacak? Erdoğan Açıkladı 23/05/2025
- KURBAN BAYRAMI EMEKLİ İKRAMİYESİ: Kurban Bayramı Emekli İkramiyesi Ne Zaman Yatacak? Bayram Emekli İkramiyesi Ne Kadar Olacak? 2025 Ödeme Takvimi 23/05/2025
- İŞLETMELERE KGF KREDİSİ: Kredi Garanti Fonu (KGF) Nedir, Nasıl Kullanılır? 30 Milyar TL Destek Verilecek! 23/05/2025
- Tarım Bakanlığı'ndan çiftçilere 3,3 milyar liralık destek ödemesi 23/05/2025
- KKM'de gerileme sürüyor: 600 Milyar TL'nin altına indi 23/05/2025
- Merkez Bankası rezervlerinde artış: Döviz yükseldi, altın geriledi (16 Mayıs 2025 Haftası) 23/05/2025
- ABD'de yeni konut satışları beklentileri aştı 23/05/2025
- Ticari kredi faizi bir haftada 5 puan düştü 23/05/2025
- Kordsa'nın yeni CEO'su belli oldu 23/05/2025
- Ticari kredilerde büyüme hızı 4 ayın en düşüğünde 23/05/2025
- Trump'tan AB'ye ve Apple'a vergi tehdidi 23/05/2025
- Kadınlardan küresel ekonomiye 5 yılda 13 trilyon dolar ekleme potansiyeli 23/05/2025
- Reel sektörün döviz yükümlülükleri 7 yılın zirvesinde 23/05/2025
ALTIN – DÖVİZ
BORSA
KRIPTO PARA PİYASASI
Popüler
-
GÜNDEM4 yıl önce
Sedat Peker’in bahsettiği otel: Günlüğü 106 bin TL
-
GÜNCEL2 yıl önce
Zara Ve Mango’ya Üretim Yapın Tekstil Devi Konkordato Talep Etti
-
BANKA HABERLERİ2 yıl önce
TCMB Başkanı için ismi geçen GAYE ERKAN First Republic Bank’tan ayrılma süreci
-
BANKA HABERLERİ4 yıl önce
AKBANK çöktü : Dijital Bankacılık sorumlusu GMY CİVELEK ortada yok!
-
BANKA HABERLERİ4 yıl önce
HSBC terbiyesizliği : “Sabancı alana “AKBANK bedava”
-
BANKA ANALİZLERİ3 yıl önce
YILIN İLK YARISINDA İŞBANK RAKİPSİZ LİDER AKBANK SONUNCU SIRADAN KURTULAMIYOR
-
GÜNDEM1 yıl önce
Bankacılığı bırakıp eskortluk yapmaya başladı: Haftalık kazancı dudak uçuklattı