Connect with us

ALTIN - DÖVİZ - KRIPTO PARA

MERHABA !

Tecrübeli Hazineci Erden Armağan ER, merak edilen Döviz, Hisse Senedi, DİBS, Eurobond gibi karışık konuları herkesin anlayacağı dil ile yazdı. ER’in yazılarının kıymeti de buradan kaynaklanıyor zaten. Ana Stratejik öngörülerinin sürekli doğru çıkan, Erden Armağan ER takipçileri ile yeniden buluşuyor.

Yayınlanma:

|

Sevgili BankaVitrini.com okurları,

Öncelikle yeni platformumuzun sektöre, çalışanlarına ve ülkemize hayırlı uğurlu olması temennisi ile başlamak istiyorum. Platformunu bana da açma nezaketini gösteren ve yeniden yazma fırsatı veren editörümüz sevgili dostum Erol TAŞDELEN’e de çok teşekkür ederim.

Editörümüzün, İsmimi köşe yazarları arasında duyurduğundan bu yana düşünüyorum “ne yazsam nereden başlasam acaba?” diye. Aslında kararsızlığım konu bulmak sıkıntısından ziyade, özellikle ülkemizde cereyan eden ekonomik ve siyasi olgu ve olayların hangi birinden söz edeceğimi bilememe şaşkınlığı. Zira, her gün öylesine büyük gündemler oluşturacak konular ortaya çıkıyor ki, hepsini yazmaya kalksak ne bu köşe yeter, ne de okurun okumaya sabrı yeter. Yukarıdaki tablodan da anlaşılacağı üzere, kararsızlığımı asıl uzmanlık alanım olan Para ve Sermaye Piyasalarının temelini oluşturan TCMB Haftalık Para, Mevduat ve Döviz İstatistiklerini yorumlayarak  başlamanın uygun olacağını düşündüm. Perşembe günleri TCMB tarafından düzenli olarak açıklanan bu tablodaki veriler sanırım “Hamlığımı Atabilmek” adına isabetli olacaktır.

Öncelikle bu tablo bize neyi anlatmaktadır, kısaca buna bir değinelim. Piyasalarımızda finansal yatırımlarda bulunan yerli yabancı kurumsal ya da bireysel yatırımcıların tercihlerini hangi finansal enstrümanlarda değerlendirdiklerini gösteren haftalık bir tablodur. Var olan tasarrufların ne kadarının Dövizde, Hisse Senetlerinde ya da Devlet İç Borçlanma Denetleri ( DİBS ) ile Eurobond cinsi dış borçlanma senetlerinde bulunduğunu göstermektedir. En nihayetinde de bu tercihlerin sonunda TCMB’deki Net Döviz Rezervlerindeki değişim izlenebilmektedir.

TCMB HAFTALIK MEVDUAT MENKUL KIYMET VE DÖVİZ İSTATİSTİKLERİ

27.11 – 04.12.2020 Haftasında Neler Olmuş?

Yurtiçi Yerleşiklerin Döviz Mevduatı: Haftalık bazda bakıldığında bireysel ve kurumsal yurt içi yerleşikler toplamda 3 milyar 237 milyon USD döviz alımı gerçekleştirmişler. Artış tutarının 2 milyar 247 milyon USD’lik kısmı “Gerçek Kişilerin” talebinden, 995 milyon USD’lik kısmının da “Tüzel Kişilerin” talebinden kaynaklandığı gözlenmektedir. Tabloyu neden öncelikle döviz mevduatlarındaki haftalık değişimden açıklamaya başladığımın sebebi gayet açıktır. Ekim Ayında TCMB’nın PPK Toplantısından “faiz arttırmama” kararının çıkması ile başlayan yükseliş ivmesinin, Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ın görevden affı, TCMB Başkanı’nın görevden alınmasının ardından ortaya çıkan iyimserlik döneminin yarattığı döviz fiyatlarındaki düşüş önemli miktarda kayıp ve kazançlara neden olmuştur ve ekonomideki öncelikli fiyat “döviz fiyatıdır” da ondan. Akabinde Cumhurbaşkanı’nın Ekonomi ve Adalet alanında vadettiği reformların neler olacağı izlenirken, piyasaların “hükümet” e olan güvensizliğinin ( TL’nin yılbaşından bu yana USD karşısında %44’lere varan değer kaybının gerçek sebebi budur ).  Güvene dönüşüp dönüşmeyeceği ve açılan kredinin (!) vadesinin ne olacağı bu haftaki döviz mevduatı rakamlarından açıkça anlaşılmaktadır. Vatandaşlarımız ve işletmelerimiz yılbaşından bu yana, toplamda 37,5 Milyar USD’lik Tasarruflarını “dövizde” tutmayı tercih etmiştir.

Yabancı Yatırımcı Hisse Senedi Payı: Kanımca, tablonun ikinci en önemli başlığı da yabancı yatırımcıların borsamızda sahip oldukları “hisse senedi” stoklarının oranı ve miktarıdır. Son birkaç haftadan bu yana hükümet kanadından yapılan “yabancıların” Türkiye’ye olan ilgilerinin artıp artmadığına ilişkin söylemlerinin doğruluğu bu kalemdeki değişimden izlenebilmektedir. Yılbaşından bu yana yabancı yatırımcılar nette 4,6 Milyar USD’lik Hisse Senedi satmışlar. 13 Kasım Haftasından bu yana giren miktar ise toplamda 1,5 Milyar USD ve Stok Oranı %50,1 yani  aslında Kasım ayını hariç tuttuğumuzda 6,1 Milyar USD tutarında satış yapmışlar son dönemde de 1,5 Milyar USD’lik kısmını geri almışlar diyebiliriz. %50 seviyesinin altını 2001 Yılından bu yana görülen en düşük seviyelerden biri olarak kabul edebiliriz. Peki ya yabancılar ülkemizden çıkarken borsadaki yükselişi neye bağlayacağız diye sormak aklınıza gelebilir. Cevabım yeni piyasaya giren 600 bin civarındaki yeni yatırımcıdır. Ortalama yaş aralığı 20-35 arasındaki bu yatırımcılar, faizlerin talimatla düşürüldüğü ve Pandemi nedeniyle yükselen para arzı döneminde, alternatif ve hızlı kazanç peşinde olan gençlerden oluşmaktadır. Şeffaflığın ve denetim eksikliğinin başta kamu kurumları olmak üzere, borsa şirketlerinde de var olduğu, birçok hisse senedinde oluşan piyasa dışı fiyatlamaların (manipülasyon) arkasının takip edilmediğinin bilindiği bir ortamda bu yükselişlere pek de şaşırmamak gerekir. Faizlerin yükselme eğilimine girdiği, Takipteki Alacak Sorununun sürekli ertelendiği bir ekonomide, borsa endeksinin %50’ye yakın kısmının “banka hisselerinden” oluşmasının borsanın yükselmesinde ne gibi bir mahsuru olabilir öyle değil mi? 

Yabancı Yatırımcı DİBS Payı: Yabancıların Türkiye yatırımları ve özellikle de TL’ye olan ilgilerini izleyebildiğimiz önemli başlıklardan birisi de DİBS yatırımlarıdır. Haliyle TL’deki önemli değer kaybının etkileri bu kalemde de belirgin bir biçimde gözlemlenmektedir. 04/12/2020 tarihi itibariyle DİBS Stok miktarı, T. C. Hazinesi’nin ihraç ettiği TL cinsi İç Borçlanma Senetlerinin sadece %3,5’i seviyesindedir. Bu oran geçtiğimiz yılın sonunda %9,5’la son 20 yılın en düşük değerine ulaşmış durumun dahi gerisindedir. 13-20 Kasım 2020 haftasındaki 1,8 milyar USD’lik tutarı saymazsak (Geçmişte görülen %20’lik paylar dikkate alındığında) 14-15 Milyar USD’lik bir yabancı çıkışının da bu kalemden olduğunu gözlenmektedir.

Yabancı Yatırımcı Kamu EUROBOND Payı: Yabancı yatırımcıların TL enstrümanlardaki dramatik çıkışlarının yanında açıkçası sisteme, olan inancımızı bir nebze olsun arttıran kalem Eurobondlar gibi durmaktadır. Şimdilik, yabancıların sahip oldukları Türk Varlıkları içerisinde en önemli pay bu kalemde yatmaktadır. Eurobondlarımıza hala %50’nin üzerinde bir payla sahip olmaya devam etmeleri , T.C Hazinesi’nin borçlarını döndürebileceğine ilişkin inançlarının var olduğuna işarettir. Eğer bir Ödemeler Krizine girmezsek başka bir tabirle Moratoryuma gitmezsek ( Cumhuriyet tarihi boyunca 1958 yılı hariç yaşanmamıştır) yabancıların Kamu Eurobondlarına ilgisinin daha da azalmasını beklememekteyiz.

“Güven” sorunu hala askıda!

TCMB Haftalık Para Mevduat İstatistikleri Tablosunun bize vermiş olduğu verilerin ne anlam taşıdıklarına ilişkin detayları açıklamaya çalıştığımız bu yazının mesajı şudur: Yurttaşların ve yerli şirketlerin TL’ye güvenleri hala çok zayıf seyretmekte ve geleceğe yönelik Enflasyon, Faiz ve dolayısıyla Döviz fiyatlarındaki kötüleşmenin süreceğine ilişkin beklentileri kötüleşmektedir.

Aynı şekilde yabancı yatırımcılar da TL’ye ve dolayısıyla hükümet politikalarına inançlarını yitirmiş görünmektedirler. Türkiye’nin potansiyeline olan inançları ise döviz cinsi borçlanma senetlerinin sunduğu cazibe nedeniyle ( dünyada %6,5-%7,5 ABD Doları faizi başka yerde yok ) sürmektedir. Ancak 2021 ve sonrasında yaşanabilecek bir bankacılık sistemi batık kredi sorununun ( olasılık giderek artmakta) bu güvenin sürdürülebilmesine katkısı ne olur? Onu da hep birlikte göreceğiz.

Saygılarımla

Erden Armağan ER   [email protected]

ALTIN - DÖVİZ - KRIPTO PARA

Ripple, sabit kripto parası için onay aldı: XRP hızlı toparlandı

Yayınlanma:

|

Yazan:

Ripple, RLUSD adlı sabit kripto para birimi için New York Finansal Hizmetler Departmanı’ndan (NYDFS) nihai onayı alarak önemli bir dönüm noktasına ulaştı.

Ripple CEO’su Brad Garlinghouse, X üzerinden yaptığı açıklamada, yakın zamanda RLUSD’nin borsalarda ve anlaşmalı platformlarda listelenmeye başlayacağını duyurdu. Garlinghouse, sabit kripto paranın resmi lansmanı hakkında güncel bilgilerin, Ripple’ın resmi kanalları aracılığıyla paylaşılacağını belirtti.

Bu onay, Ripple için önemli bir adım olup, RLUSD’yi büyüyen sabit kripto para pazarında anlamlı bir etki yaratacak hale getiriyor. sabit kripto paralar, genellikle fiat para birimlerine bağlı dijital varlıklar olarak ödeme sektöründe dönüşüm yaratıyor. Ripple ise RLUSD ile bu trendden yararlanarak işletmeler ve tüketiciler için güvenli, düzenlenmiş ve ölçeklenebilir bir çözüm sunmayı hedefliyor.

Ripple’ın RLUSD için planları piyasayı nasıl etkileyebilir?

Ripple’ın Başkanı Monica Long, CNBC ile yaptığı bir röportajda, RLUSD’nin potansiyelini vurguladı. Long, sabit kripto para pazarının yüksek büyüme potansiyeli taşıdığını ve bu alandaki büyümenin, ödemeler ve sınır ötesi işlemlere olan talebin artmasıyla ilişkili olduğunu belirtti. Long ayrıca, düzenleyici uyumun RLUSD’nin başarısı için kritik öneme sahip olduğuna dikkat çekti.

NYDFS onayı, Ripple’ın kripto para birimi XRP’ye olan yatırımcı güvenini de artırdı. XRP, bu gelişmeyle birlikte günü %7 bandında yükselişle 2,37 dolardan kapattı. Kripto para, dünkü volatilitede 1,9 dolara kadar geriledikten sonra bu noktadan gelen hızlı alımlarla ise %20’nin üzerinde bir toparlanma kaydetmiş oldu. XRP, bugün daha sakin hareket ederken yarım puanlık kısmi düşüşle 2,35 dolar seviyesinde işlem görüyor.

XRP’nin değeri, Ripple’ın dijital ödeme alanındaki yenilikçi yaklaşımlarını desteklerken ürün portföyünü de genişletmesine olanak tanıyor. RLUSD’nin piyasaya sürülmesi, Ripple’ın diğer sabit kripto paralara karşı rekabet avantajını artırabilir.

Okumaya devam et

ALTIN - DÖVİZ - KRIPTO PARA

Gözler FED’in faiz kararına ışık tutacak enflasyon verisinde

Yayınlanma:

|

Yazan:

Son dönemlerde yaşanan iyimser havanın aksine Türk mali piyasaları dün keyifsiz bir günü geride bıraktı. Her ne kadar elle tutulur somut bir neden göremesek de, jeopolitik anlamda tırmanan risklerin ön planda olduğunu düşünüyoruz. Bu bağlamda, bir önceki gün Suriye’nin yeniden inşası veya yapılandırılmasını fiyatlayan borsa istanbul, özelinde de çimento, demir-çelik, taş toprak endeksi dün kazanımlarını geri vermek suretiyle günü düşüşle tamamladı. Ana endeks dokuz günlük kesintisiz yükseliş ardından %1,5 gerilerken, son dönemlerin lokomotif endeksi bankacılık hisseleri %2,7 düştü. USDTRY bebek adımları ile 34,85 seviyesine yükselirken, tahvil piyasası da benzer bir şekilde baskı altında kaldı.

Hazine’nin dün düzenlendiği iki tahvil ihracından dokuz ay vadeli olan kısa vadeli tahvilde ortalama yıllık bileşik faiz %45,25 seviyesine gerçekleşerek beklentilerin üzerinde yer aldı. SPK’nın geçen ay yatırım fonlarına ilişkin rehberliğini değiştirmesi ve Şubat 2025’ten itibaren Para Piyasası Fonları’na (toplam büyüklüğü 1 trilyon TL’den fazla) portföyün en az %10’unu devlet tahvillerine yatırma zorunluluğu getirmesi sonrasında dünkü ihaleye talep gelmesini bekliyorduk. Dün ihalede oluşan faizin beklentinin biraz üzerinde gelmesi ardından ikincil piyasada da faizleri yükseldiğini gördük. İki yıl vadeli gösterge tahvilin bileşik faizi dün tam bir puandan fazla yükselirken, SPK açıklamasının geldiği 22 Kasım tarihine göre bakılırsa, faiz neredeyse üç tam puan yükseldi!

Dün yaşanan olumsuz seyrin Suriye ekseninde artan jeopolitik risklere yönelik olduğunun düşünmekle birlikte, sene sonu nedeniyle kâr realizasyonu ihtimâlini de göz ardı etmiyoruz. Önümüzdeki günlerde gidişatı daha sağlıklı bir şekilde değerlendirmeye çalışacağız. CDS risk primi neredeyse önemli bir değişim göstermeden 244 baz puandan ve pandemi döneminden bu yana en düşük seviyede salınırken, TCMB’nin olağan PPK toplantısının 26 Aralık tarihinde olduğunu not edelim. Görüşümüzde pek de bir değişiklik yok: TCMB’nin bebek adımları ile faiz indirimine başlayacağını daha doğrusu başlaması gerektiğini düşünüyoruz.

Görüşümüz hemen kuvvetlendirelim: Sanayi cephesinde çarkların durma noktasına doğru gittiğini gösteren verisi dün TÜİK tarafından açıklandı. Ekim ayında sanayi üretimi yıllık bazda %3,1 aylık bazda ise %0,9 azaldı. Daha geniş bir açıdan bakarsak, yıllık değişimin art arda beş aydır ekside olduğunu görüyoruz. Öte yandan dün yine TÜİK tarafından açıklanan Ekim ayı işsizlik oranı 0,1 puan artarak %8,8 seviyesinde gerçekleşmek suretiyle iyi bir noktada olsa da, atıl işsizlik oranının Haziran ayından bu yana zirvede olması kafaları karıştırdı. Türkiye’de asgari ücret maratonunun da başladığını hazır yeri gelmişken not edelim. Asgari ücret artışının işverene yük olacağına kesin gözüyle baksak da, ya da enflasyonla mücadele kapsamında etkisi olacağını göz ardı etmesek de, enflasyona ezilen kesimlerin kayıplarının da telafi edilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Yaşamak için zorlanan asgari ücretli kesime faturanın kesilmemesi gerektiğini peşinen not etmek isteriz. Neresinden bakarsak bakalım zor bir süreç!

Dönelim yurt dışına. Bugün ABD’de açıklanacak resmî enflasyon verisinin büyük bir önem arz edeceğini düşünüyoruz. KKTC saati ile 15:30’da açıklanacak enflasyon verisi FED’in 18 Aralık tarihinde sonuçlanacak olağan FOMC toplantısında ışık tutacaktır. Reuters anketine göre, Kasım ayında yıllık manşet artışın %2,7’ye yükselmesi; çekirdek artışın ise %3,3’te kalması bekleniyor. Beklenti dışında bir verinin piyasa yansımasına neden olacağını göz ardı etmemek gerekiyor. Bu sabah itibariyle, faiz vadeli kontratlar, 18 Aralık toplantısına yönelik  25 baz puan faiz indirimine %85 ihtimal tanıdığının altını çizelim.

On yıllık gösterge ABD tahvil faizi geride bıraktığımız hafta %4,15 seviyesine kadar gerilemesi ardından bu sabah %4,24 seviyesine yükselirken, doların bir dizi para birimine göre değerini gösteren sepet kur DXY’nin ise son üç gündür yükseliş kaydettiğini görüyoruz. Avrupa Merkez Bankası’nın yarın sonuçlanacak olağan toplantısından da 25 baz puan indirime %84 ihtimal tanınırken, EURUSD paritesinin 1,05 seviyesinin diplerine yakın işlem görüyor. EUR cephesinde, Kıta Avrupasında yaşanan yapısal ve siyasi risklerin de ötesinde Trump 2.0 dönemi politikaları ile aşağı yönlü seyrin devam etmesini bekliyoruz.

Altının ons fiyatı son günlerde artan jeopolitik risklere paralel yukarı yönlü bir seyir izliyor. Bu sabah erken saatlerde 2,704 dolar seviyesini test etmesi ardından 2,690 seviyelerinden günü karşıladığını görüyoruz. Kripto para cenahında da kâr satışlarının etkili olduğunu not edelim. Sert ve soluksuz bir yükseliş ardından bu yıl %140’dan fazla yükselen Bitcoin, bu sabah 98bin dolar seviyelerinde işlem görüyor. Teknik mânâda soluklanma isteğinin tamamlanması ardından 125-130bin dolar hedefimize doğru devam edeceğini düşünüyoruz. Bitcoin/Altın rasyosunun ise kritik bir direnç olan 37,50 seviyesinden zorlanarak 36,50 seviyesine geri çekildi not edelim.

Bugün açıklanacak kritik enflasyon verisi öncesinde ABD borsaları dün geceyi %0,25 civarında kayıplarla tamamladı. Yeni gün başlangıcında Asya cephesinde de Güney Kore borsası hâriç kırmızı rengin hâkim olduğunu görüyoruz. Tayvan borsası %1 düşüşle başı çekiyor. ABD enflasyon verisine kadar sakin, devamında da verinin işaret ettiği yöne doğru bir seyir bekliyoruz.

ABD Enflasyon

173389434751953138610795d70465ed77098408eb_1_1200.jpg

Emre Değirmencioğlu

Okumaya devam et

ALTIN - DÖVİZ - KRIPTO PARA

Suriye’nin yeniden inşası: Türkiye’nin rolü ve beklentiler

Yayınlanma:

|

Yazan:

Dün dünyanın gündeminde, altmış bir yıllık Baas rejiminin sona erdiği ve Beşar Esad’ın Moskova’ya sığındığı Suriye yer aldı. HTŞ liderliğindeki rejim karşıtı gruplar kontrolü ele geçirirken, bu değişim, Türkiye için önemli soru işaretlerini gündeme taşıdı: Suriyeli sığınmacıların ülkelerine dönüşü ve bu dönüşün ekonomik etkileri gün boyu tartışıldı. Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Suriyelilerin güvenli dönüşü ve ülkenin yeniden imarı için çalışmaların sürdüğünü vurgularken, Hatay’daki sınır kapısında dönüş yoğunluğu yaşandığı bildiriliyor.

Doğum oranlarının düştüğü ve işgücü piyasasının sıkıntılı olduğu bir ekosistemde, Suriyelilerin ‘evlerine’ dönüşünün Türkiye’de işgücü ve kira piyasasında kuşkusuz etkiler yaratacağını düşünüyoruz. Şöyle ki, milyonlarca sığınmacıya ev sahipliği yapan Türkiye’de kiralık ev talebinin düşmesi, kira fiyatları üzerinde var olan baskının azalmasına, bunun da kiracılara ve dolayısı ile enflasyona olumlu etki yarayacağını düşünüyoruz. Öte yandan, göreceli olarak ucuz işgücü olarak görülen bir kesimin piyasadan çekilmesi ile işgücü maliyetlerini artması da beraberinde enflasyona olumsuz etki yaratacağını düşünüyoruz. Türkiye’nin bu dönüşü doğru yönetmesi, hem ekonomik hem de diplomatik kazanımları beraberinde getirebileceğinden de kuşku duymuyoruz.

Dün Financial Times (FT) gazetesi de, yeni dönemin, Türkiye için yeni fırsatlar ve riskler doğurduğunu kaleme aldı. FT, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, Suriye muhalefetini uzun yıllar desteklemesinin ardından, rejim değişikliği sonrası bölgede en etkili yabancı lider konumuna geldiğini, bu durumun, Türkiye’ye Suriyeli mültecilerin geri dönüşü, sınır ticaretinin canlanması ve inşaat sektörü için büyük bir ekonomik fırsat sunarken, aynı zamanda Kürt grupların gelecekteki rolü ve bölgesel istikrar konularında belirsizlikleri de beraberinde getirdiğini yazdı.

Türkiye’nin bu dönemi nasıl yöneteceği, hem ekonomik hem de diplomatik kazançları belirleyecek olsa da, Esad sonrası Türkiye’nin, yeniden yapılandırmada etkin bir rol oynayacağı beklentisiyle dün Borsa İstanbul cephesinde, özellikle de alt endekslerinde sert yükselişler yaşandı. Suriye’nin yeniden yapılandırma aşamasına Türk şirketlerinin önemli bir pay alacakları beklentisi ile inşaat ve çimento şirket hisselerinden tutun yapı malzemeleri ve demir-çelik üreticilerinin hisselerinde varana kadar kuvvetli artışlar görüldü. Ortada fol yok yumurta yok demeyelim. Piyasa, genellikle beklentileri önceden fiyatlamaktadır. Bu nedenle de alınan beklenti gerçekleşince satılır. BİST100 ana endeksi dün günü %1,75 yükselişle tamamladı. Son dönemlerin lokomotif endeksi bankacılık hisseleri %1,65 yükselirken, BIST İnşaat endeksi %3,36 yükselişle başı çekti. Çimento şirketlerinin hisseleri tavan yaptı.

Kur, faiz ve CDS cephesi ise yatay seyretti. CDS risk primi neredeyse son beş yılın en düşük seviyesinde kalırken, USDTRY kuru 34,80 seviyesinin hemen üzerinde gün boyu salındı. TCMB’nin her geçen gün daha da güçlenen döviz pozisyonunun da kurun sakinliğinin arkasında yatan en önemli faktör olduğunu düşünüyoruz. TCMB’nin swap ve hazine dövizleri hâriç net yabancı para pozisyonu son iki iş gününde 1,7 milyar dolar iyileşerek 37,4 milyar dolar seviyesine yükselirken, hazine dövizi dâhil rezervler ise neredeyse son dört yılın zirvesi olan 50 milyar dolar seviyesini aştı (bakınız grafik). Rezervlerin güçlenmeye devam etmesi, kurun da daha öngörülebilir bir patikada ilerlemesine neden olacaktır. Bu da hâliyle, yabancı yatırımcıların TL ve TL cinsi varlıklara olan talebini artıracak bir unsur olurken, reel anlamda güçlü TL’nin de enflasyonla mücadeleye katkı sağlayacağını düşünüyoruz. Mayıs ayında açmış olduğumuz TL uzun pozisyonlarımızı korumaya 2025 yılında da gayret edeceğiz.

Küresel hisse senetleri, ABD enflasyon verileri öncesindeki belirsizlik ve çip sektöründeki gerileme nedeniyle düşüş yaşarken, Suriye’de Esad rejiminin çöküşüyle artan jeopolitik riskler petrol ve altın fiyatlarını yükseltti. Çin’in ekonomik teşvik vaatleri Avrupa ve Asya piyasalarında olumlu bir hava yaratsa da ABD hisse senetleri, Nvidia’nın rekabet soruşturması ile sarsıldı. Çin hisse senetleri ve tahvilleri, Çin’in önümüzdeki yıl “ihtiyatlı” bir para politikası yerine “uygun şekilde gevşek” bir para politikası uygulayacağını söylemesinin ardından yükseldi. Metinde yer alan politika değişikliğinin on dört yıl sonra bir ilk olduğunu not edelim.

Öte yandan, yapay zekânın ağır sikleti ve dünyanın en değerli şirketi olan çip üreticisi Nvidia, Çin piyasa düzenleyicisinin, ülkenin anti-tekel yasasını ihlal ettiği şüphesiyle şirket hakkında soruşturma başlattığını açıkladı. Bu hamle, ABD’nin Çin’in yarı iletken sektörüne yönelik son ihracat kısıtlamalarına karşı bir misilleme olarak görülüyor. Nvidia, özellikle yapay zekâ ve oyun çipleriyle Çin pazarında lider konumunda yer alırken, ABD’nin kısıtlamaları ve yerel rekabetin artması şirketin Çin gelirlerini azalttı. Çin, ayrıca Nvidia’nın 2020’de Mellanox Technologies’i satın alırken belirttiği şartlara uyup uymadığını da inceleme aldı. Nvidia hisseleri %2,5’in üzerinde düşerken, soruşturmanın kısa vadede Nvidia üzerinde büyük bir etki yaratmasını da beklemediğimizi hazır yeri gelmişken not edelim.

FED’in faiz indirimi beklentileri güçlenirken, Avrupa Merkez Bankası’nın (ECB) yanı sıra, bu hafta İsviçre ve Kanada merkez bankalarının da faiz indirimine gitmesi öngörülüyor. Jeopolitik gerilimler ve Orta Doğu’daki belirsizliklere paralel altının ons fiyatı 2,675 doları aşarken, gümüş dün bir ara %4 yükselişle 32,20 dolar seviyesine kadar yükselerek son beş haftanın zirvesine yerleşti. Kambersiz düğün olmaz misali, brent cinsi ham petrolün de varil fiyatı %2’ye yakın yükselişle 72,50 dolar seviyesine kadar geldi. Büyük resimde altın ve gümüş için tonumuz pozitif olmaya devam ederken, petrol için ise herhangi bir iştahımızın olmadığını bir kez daha not edelim.

Yukarıda da değindiğimiz üzere, Çin’in on dört yıl ardından ilk kez parasal duruşunu değiştirerek daha güvercin bir noktaya ilerlemesi sonrası yeni gün başlangıcında Asya piyasalarında oldukça iyimser bir seyir görüyoruz. Çin’den gelen duruş değişikliği, olası faiz indirimlerinin, mali genişlemenin ve varlık alımının devam ettiğinin sinyalini içeriyor. Amaç: yavaşlayan harcamaları artırmak ve ekonomik büyüme. Bu sabah Çin tahvil getirisi rekor düzeye inerken, Şangay borsası %1,5 yükselişe geçti. Dünyanın büyüme motorunda yaşanan bu gelişme ardından baz metal fiyatları da yükselişe geçti.

Mali piyasaları gündeminde bugün Türkiye’de sanayi üretimi ve işsizlik oranı takip edilebilir. Yurt dışında ise gözler yarın ABD TÜFE verisine çevrilse de, bugün Kıta Avrupası’nın bir zamanlar büyüme motoru olan Almanya’da açıklanacak enflasyon verilerini de ECB faiz kararı öncesinde takip edilebilir.

TCMB Net Döviz Pozisyonu

1733806376024bdf418cf9594c0a2327e61fb8dc0f_1_1200.jpg

Emre Değirmencioğlu

Okumaya devam et

FARK YARATANLAR

FARK YARATANLAR

ALTIN – DÖVİZ

Altın Fiyatları

BORSA

KRIPTO PARA PİYASASI

TANITIM

FACEBOOK

Popüler

www bankavitrini com © "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan, BANKA VİTRİNİ'nde yer alan yazar ve çevirmenlerine ait herhangi bir yazı, çeviri, makale ve haber izin alınmadan basılı olarak ya da internet ortamında kullanılamaz, çoğaltılamaz, yayınlanamaz. İzinsiz kullananlar hakkında hukuki yollara başvurulacaktır. "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan tüm özgün yazıların içeriğinden yazarları sorumludur. www.bankavitrini.com'da yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti, aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler, mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Yer alan yazılarda herhangi bir yatırım aracı; Hisse Senedi, kripto para biriminin veya dijital varlığın alım veya satımını önermiyor. Bu nedenle sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi, beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Lütfen transferlerinizin ve işlemlerinizin kendi sorumluluğunuzda olduğunu ve uğrayabileceğiniz herhangi bir kaybın sizin sorumluluğunuzda olduğunu unutmayın. © www.bankavitrini.com Copyright © 2020 -UŞAK- Tüm hakları saklıdır. Özgün haber ve makaleler 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu korumasındadır.