Gizem Taşdelen
Mobbing dosyasını açıyoruz.
Mobbing yani psikolojik taciz. BankaVitrini mobbing dosyasını açıyor: Uzman Psikolog Gizem Taşdelen, her bankacının başının belası mobbingi her yönü ile ela alıyor. Elinizin altında olması gereken bir çalışma.
Yayınlanma:
5 yıl önce|
Yazan:
Gizem Taşdelen
Mobbing yani psikolojik taciz. BankaVitrini mobbing dosyasını açıyor: Uzman Psikolog Gizem Taşdelen, her bankacının başının belası mobbingi her yönü ile ela alıyor. Elinizin altında olması gereken bir çalışma.
MOBBİNG NEDİR?
“Çalışma hayatında psikolojik şiddet” konusu 1980’li yıllardan bu yana incelenen önemli bir konudur. Yapılan araştırmalar konuyla ilgili iki önemli sonucu ortaya koymuştur: İş yerlerinde uygulanan psikolojik şiddet çok yaygındır. Ve bu tür uygulamalar sadece bu duruma maruz kalan çalışanı değil; çalışanın iş yerini, iş arkadaşlarını, işverenini, ailesini, ülke ekonomisini ve dolayısıyla da toplumu olumsuz etkilemektedir (Palaz vd., 2008). Türkiye’de de 2000’lerin başından beri tartışmalara konu olan “işyerlerinde uygulanan psikolojik şiddet” tam olarak neyi ifade etmektedir?
Psikolojik şiddet kavramı günümüzde mobbing terimi ile ifade edilmektedir. Bu kavram, çalışma hayatında uzun dönemli düşmanca ve saldırgan davranışları tanımlamak, olguya yönelik süreci ve yol açtığı sorunları açıklamak için ilk kez 1984 yılında Heinz Leymann tarafından kullanılmıştır. Leymann, mobbingi; işyerinde çalışan bir veya birkaç kişi tarafından bir diğer çalışana yönelik düzenli, düşmanca ve etik olmayan bir iletişim biçimi olarak, davranışın/iletişimin yönlendirildiği çalışanı çaresiz ve savunmasız bırakan bir çeşit psikolojik terör olarak tanımlamıştır (Aşkın ve Aşkın, 2018). Mobbing, çalışanlara üstler, astlar ya da aynı düzeyde olanlar tarafından sistematik bir biçimde belli bir süre uygulanan ve tekrarlanan baskı, tehdit, şiddet, kötü muamele, aşağılama gibi anlamlara da gelmektedir (Einarsen, 2000; akt. Zengin ve Kaygın 2016).
Mobbing Davranışları ve Türleri Nelerdir?
Karşılaşılan mobbing davranışları genel olarak beş grupta ele alınmaktadır (Davenport vd., 2003; akt. Palaz vd., 2008):
Kendini ifade etmeye yönelik saldırılar: Kendinizi gösterme olanaklarınız kısıtlanır, sözünüz sürekli kesilir, yüzünüze bağırılır ve yüksek sesle azarlanırsınız, yaptıklarınız ve özel hayatınız sürekli eleştirilir, başka bölümlere gönderilmekle tehdit edilirsiniz vb.
Sosyal ilişkilere saldırılar: Çevrenizdeki insanlar sizinle konuşmazlar, kimseyle konuşturulmazsınız ve başkalarına ulaşmanız engellenir, sanki orada değilmişsiniz gibi davranılır, iş arkadaşlarınızla bir arada olamayacağınız bir odaya nakledilirsiniz vb.
İtibara yönelik saldırılar: İnsanlar arkanızdan kötü konuşur, asılsız söylentiler ortada dolaşır, gülünç durumlara düşürülürsünüz, bir özrünüz, özel yönleriniz, uyruğunuz ve dini ya da siyasi görüşünüz ile alay edilirsiniz, cinsel imalara maruz kalabilirsiniz vb.
Kişinin yaşam ve mesleki kalitesine yönelik saldırılar: Size hiçbir görev verilmez, elinizdeki işler ve vazifeler de geri alınır, işiniz sürekli değiştirilir ya da size kaldırabileceğinizin üstünde zor işler veya yeteneklerinizden çok daha düşük ve anlamsız görevler verilir vb.
Kişinin sağlığına yönelik saldırılar: Fiziksel olarak zor işler yapmaya zorlanırsınız, fiziksel şiddet tehditleri yapılır, fiziksel zarar, doğrudan cinsel taciz vb.
Yukarıda bahsedilen mobbing davranışları, örgütsel yapıda “Yatay” ve “Dikey” olarak iki şekilde uygulanabilmektedir. Yatay (Fonksiyonel) Mobbing: Konum olarak aynı düzeyde bulunan çalışanların birbirlerine mobbing uygulamalarıdır. Dikey (Hiyerarşik) Mobbing: Astlar ile üstler arasında gerçekleşen mobbing uygulamalarıdır. Dikey mobbing süreci iki yönlü gerçekleşebilir: Üstler statülerinden dolayı sahip oldukları gücü astlarına yönelik etik olmayan şekillerde kullanabilirler. Veya çalışanlar, kabullenemedikleri yöneticilerine psikolojik şiddet uygulayabilirler. Ancak astların üstlerine mobbing uygulaması nadir görülen bir durumdur. Yatay mobbingte ise, rekabet, kıskançlık, çalışanların çekememezliği söz konusu olabilir (Tutar, 2004).
Bu bağlamda; yaşı, cinsiyeti, statüsü ne olursa olsun her çalışan mobbing ile karşılaşabilmektedir. O halde, iş hayatındaki mobbing tam olarak nerede başmaktadır?
İş Yerinde Mobbing Nerede Başlar?
İşyerlerinde sergilenen kötü davranışları mobbing olarak nitelendirmeden önce dikkat edilmesi gereken bazı unsurlar vardır. Söz konusu davranışların mobbing olarak nitelendirilebilmesi için; bu davranışların belirli bir süreyi içermesi (haftada en az 1 kez gerçekleşmesi ve bunun da en az 6 ay boyunca devam etmesi), belirli bir hedefe yönelik olması ve bu davranışlara maruz kalan mağdurun durumla baş etmekte zorlanıyor olması gerekmektedir (Solmuş, 2005).
Mobbingin belirleyici özellikleri de vardır: Kasıtlı olarak yapılması, sistematik olarak tekrarlanması ve uzun bir zamandan beri (en azından 6 ay) devam ediyor olması (Laçiner, 2006; akt. Palaz vd., 2008). Yapılan araştırmalar; en kısa mobbing süresinin 6 ay, genelde ortalama uygulama süresinin 15 ay, sürecin kalıcı ağır etkilerinin ortaya çıktığı ana dönemin ise 29-46 ay olduğunu ortaya koymuştur (Tınaz, 2006; akt. Gültekin ve Deniz, 2016).
Tüm bunlar düşünüldüğünde; mobbing uygulamadaki yegâne amacın hedef alınan çalışanın işten çıkartılması olmadığı dikkati çekmektedir. Amaç, mağdurun uzaklaştırılması olup, söz konusu uzaklaştırma; işten, işyerinden, işyerindeki pozisyondan veya bir kısım haklardan olabilir (Taşkın, 2016). Peki yönetim böyle bir durum ile karşılaştığında ne yapmalıdır?
İş Hayatında Mobbing İle Karşılaşan Yönetim Ne Yapar? Ne Yapmalıdır?
İş hayatında mobbing; dört aşamadan oluşan bir süreçtir aslında: 1. Kritik olayın başlangıcı. 2. İş yerinde psikolojik taciz ve damgalanma. 3. Yönetimin devreye girmesi. 4. İşten ayrılma / Kovulma. Bu süreç baz alındığında; yönetim devreye, hedef seçilen kişi hakkında yönetime şikayetler gitmeye başladıktan bir süre sonra girer. Mağdur için yönetime daha önce iletilen söylentiler önyargılardan ibarettir. Bu aşamada mağdur, ciddi adalet ihlalleri ile karşı karşıya kalabilir. Yönetim, kurbanın iş arkadaşlarının önyargılarıyla hareket etmeye eğilimlidir. Bu, işyerinde mobbing durumunun sonuçlarından biridir ve artık birey etiketlenmiştir. İşyerinde psikolojik taciz kurbanının problemli davranışlarının altında onun kişiliğindeki sapkınlığın yattığı varsayılır (Kurbanın savunmacı davranışlarını dışarıdan gözlemleyen kişi onun kişilik sorunlarından dolayı acı çektiğini düşünebilir). Bu aşamada, yönetim ve mağdurun meslektaşları işyerinde psikolojik taciz sürecini açıklamada objektif olay ve durumlar yerine kişisel faktörleri esas almaya başlar. Yönetim, işyerinde psikolojik taciz ile ilgili sorumluluğu almak istemeyebilir. Sürecin sonraki aşamasında; kişinin işine son verilir ya da kişi kendi isteğiyle işten ayrılır. Hatta kişinin emeklilik zamanı gelmeden önce çalışma hayatından ayrılması bile söz konusu olabilir. Mağdurun tıbbi ya da psikolojik yardıma gereksinimi ortaya çıkabilir (Çivilidağ, 2015; Zengin ve Kaygın 2016).
Sürecin bu şekilde işlemesi, yönetimin hatalı tutumdan kaynaklanır ve ne yazık ki günümüzde karşılaşılan süreç, genelde budur. Yönetimin konuya yaklaşımının, mobbingin şiddetini azaltmada ve onu sonlandırmada son derece önemli olduğu düşünüldüğünde, aslında olması gereken; zamanında müdahale ile sürece objektif yaklaşmak ve mobbingin yol açacağı olumsuz sonuçları minimuma indirmektir (Gültekin ve Deniz 2016). Unutulmamalıdır ki; yöneticilerin tacizi görmezden gelmesi, teşhis ve müdahale konusunda yetersiz ve zayıf bir tutum sergilemesi, tacizin büyümesine ve olumsuz sonuçların daha da artmasına neden olur (Einarsen ve diğ., 1994; akt. İdiğ Çamuroğlu ve Minibas Poussard, 2017).
“Mobbing nedir?” sorusunun cevabı; mobbingin tanımı, mobbing davranışları ve türleri, mobbingin nerede başladığı ve yönetimin mobbing karşısındaki tavrı üzerinden yazı boyunca anlatılmaya çalışılmıştır. Ancak mobbingin ne olduğu kadar “mobbingin nedenlerinin ne olduğu” da önemlidir. Bu konu, bir sonraki yazıda ele alınmıştır.
Gizem TAŞDELEN
Uzman Psikolog
[email protected]
KAYNAKÇA
Aşkın, E. Ö. ve Aşkın, U. (2018). Çalışma yaşamında kadına yönelik mobbing: Bankacılık sektöründe bir araştırma. Gümüşhane Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Elektronik Dergisi, 9 (24), 255-282.
Çivilidağ, A. (2015). Farklı örgütsel yapılarda işyerinde psikolojik tacizin (mobbing) yaygınlığı, önlenmesi ve cinsiyet değişkeni üzerine nitel bir analiz. Dumlupınar Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, (46), 118-147.
Gültekin, N. ve Deniz, Z. (2016). İşyerinde mobbing: Çalışanlar üzerine yapılan bir araştırma. İktisadi İdari ve Siyasal Araştırmalar Dergisi, 1 (1), 1-11.
İdiğ Çamuroğlu, M, ve Minibas Poussard, J. (2017). Psikolojik Taciz: Türkiye genelinde bir araştırma. Finans Politik & Ekonomik Yorumlar, 54 (624), 53-68.
Palaz, S., Özkan, S., Sarı, N., Göze, F., Şahin, N. ve Akkurt, Ö. (2008). İş yerinde psikolojik taciz (mobbing) davranışları üzerine bir araştırma; Bandırma örneği. “İş, Güç” Endüstri İlişkileri ve İnsan Kaynakları Dergisi, 10 (4), 41-58.
Solmuş, T. (2005). İş yaşamında travmalar: Cinsel taciz ve duygusal zorbalık/taciz (mobbing). “İş, Güç” Endüstri İlişkileri ve İnsan Kaynakları Dergisi, 7 (2), 1-14.
Taşkın, A. (2016). Mobbing davalarında ispat sorunu. Gazi Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, 20 (2), 391-437.
Tutar, H. (2004). İşyerinde psikolojik şiddet sarmalı: Nedenleri ve sonuçları. Yönetim Bilimleri Dergisi, 2 (2), 101-128.
Zengin, Y. ve Kaygın, E. (2016). İşyerinde psikolojik tacizin (mobbing) örgütsel yabancılaşma ilişkisini belirlemeye yönelik bir araştırma. İnternational Journal of Academic Value Studies, 2 (4), 76-98.
İlginizi Çekebilir
-
İş Yerlerinde Psikolojik Tacizin (Mobbing) Önlenmesi Genelgesi yayınlandı
-
DOLANDIRICILARIN SIK KULLANDIĞI İKİZ KART NEDİR?
-
Erol TAŞDELEN yazdı: BANKA DOLANDIRICILIĞINDA GÜVENLİK AÇIĞI BÜYÜK, MAĞDURLAR ÇARESİZ
-
BASEL IV neler değiştirecek…
-
Erol TAŞDELEN yazdı: BANKACILIK SEKTÖRÜ 2024 İLK YARI PERFORMANSI
-
Erol TAŞDELEN yazdı: AKBANK, GARANTİ BBVA, İŞBANK, YKB 2024 İLK ÇEYREK PERFORMANSLARI
-
Serhat CAN yazdı: BANKA, İTİBAR, SUİSTİMAL VE DENETİM
ALTIN - DÖVİZ - KRIPTO PARA
TRUMP POLİTİKALARI DOLAR HAKİMİYETİNİ KURTARIR MI?

Yayınlanma:
2 hafta önce|
16/04/2025Yazan:
Gülbeyaz Gergün
ABD Başkanı Trump, düzensiz tarife politikasıyla dolarda bir satışa neden oluyor – dünya rezerv para biriminin sonu şimdi yaklaşıyor mu? Bunun dramatik sonuçları olacaktır.
ABD’nin gümrük vergisi politikasının finans piyasalarında en büyük kaybedeni kim? Döviz uzmanlarına sorarsanız, cevap açıktır: dolar. Son zamanlarda kayıplarının önemli bir kısmını telafi edebilen hisse senedi piyasalarının aksine, şu ana kadar ABD para biriminde benzer bir toparlanma rallisine dair bir işaret yok.
Euro, dolar karşısında üç yılın en yüksek seviyesinde
ABD Başkanı Donald Trump’ın yeni gümrük vergilerini açıklaması, geçtiğimiz günlerde dolara gerçek bir satış getirmişti. Yatırımcılar euro, yen ve İsviçre frangı cinsinden kaçtı. Borsa tarihinde eşi benzeri olmayan dramatik bir gelişme.
Birkaç gün içinde euro, dolar karşısında tam altı sent arttı. Zaman zaman 1,14 doların üzerinde, Avrupa ortak para birimi üç yıldır olduğundan daha yüksekti. ABD para biriminin altı majör para biriminden oluşan sepete kıyasla değerini gösteren dolar endeksi, 2022’den bu yana ilk kez çift haneli rakamlara geriledi. Şu ana kadar önemli bir tepki gelmedi.
Resesyon riski nedeniyle daha fazla faiz indirimi mi?
Bunun arkasında, yatırımcıların Trump’ın düzensiz tarife politikasının sonuçlarından duyduğu korku var. Piyasa şu anda ABD ekonomisi için büyüme risklerini enflasyon risklerinden daha yüksek olarak değerlendiriyor. Uzmanlar, yüksek ithalat tarifelerinin büyük ölçüde artması nedeniyle ABD’nin resesyona girme riskini görüyor.
ABD Merkez Bankası’nın (Fed) bu senaryoya artan faiz indirimleriyle tepki vermesi muhtemel. Vadeli işlem tüccarları şimdi önümüzdeki on iki ay için dört önemli faiz indirimi bekliyor ve bu da yüzde 1,0 puana kadar çıkacak. Karşılaştırıldığında, Kurtuluş Günü’nden önce piyasa Fed’in sadece üç faiz indirimini fiyatlamıştı.
Trump güveni yerle bir etti
Doların güvenli liman statüsü hızla çöküyor. Piyasa, doların dünyanın rezerv para birimi olarak rolünü sorgulamaya başlıyor. Akıllı telefonlar ve dizüstü bilgisayarların yanı sıra otomobiller için yakın zamanda duyurulan istisnalar şimdilik bunu değiştirmeyecek. Çünkü şirketler hala planlama güvenliğine sahip değil. “Geçici” istisnalar ne kadar süreyle geçerli olmalıdır? Her şey ABD başkanının bir sonraki voltesine bağlı.
Görünüşe göre Trump ile bir öğrenme eğrisi var, Commerzbank döviz uzmanı Antje Praefcke’yi vurguluyor. “Ama zarar verildi, güven yok edildi.” Bu belirsizlik dünya ve ekonomik olaylara dahil olan herkes için devam ettiği sürece, doların önemli bir toparlanması beklenemez.
Trump neden doları zayıflatmak istiyor?
Trump’ın kendisinin, dünyanın rezerv para birimi olarak doların zayıflaması, tarife politikasının ilan edilen hedeflerinden biri olduğu için, ABD para biriminin satışını iyi niyetle gözlemlemesi muhtemeldir. Bunun arkasındaki mantık, daha zayıf bir yerel para biriminin devasa ulusal borcu ve aynı zamanda ABD’nin ticaret açığını azaltmasıdır.
Doların mevcut devalüasyonu, Trump ve danışmanlarının ABD tarife politikasının “planlanmamış” bir yan etkisidir. Daha ziyade amaç, ABD’li alacaklıları önümüzdeki günlerde ve haftalarda koordineli bir şekilde doları devalüe etmeye zorlamak ve böylece Amerikan ihracatını daha rekabetçi hale getirmektir. “Mar-a-Lago Anlaşması” anahtar kelimedir.
Doların değerini düşürmek için bir “anlaşma” mı?
Bunun arkasında, başkanın ekonomik danışma kurulunun yeni başkanı Stephen Miran’ın bir fikri var: 1985 tarihli “Plaza Anlaşması”na dayanarak, yabancı alacaklılar ABD devlet tahvillerini 100 yıl gibi son derece uzun vadeli ve faizi düşük veya hiç olmayan tahvillere dönüştürmelidir.
Hiçbir ülkenin gönüllü olarak girmeyeceği bir değiş tokuş – yüksek tarifeler veya ABD tarafından askeri korumanın geri çekilmesi tehdidi olmadıkça.

Plaza Anlaşması, 22 Eylül 1985 tarihinde G5 ülkeleri Fransa, Federal Almanya Cumhuriyeti, Japonya, ABD ve Büyük Britanya tarafından New York’taki Plaza Hotel’de kabul edildi. Amaç, ABD’nin büyüyen ticaret açığını azaltmak için doları zayıflatmaktı. Uyumlu bir eylemle, merkez bankaları ellerindeki ABD devlet tahvillerini sattı. Plaza Anlaşması, yen ve Alman Markı’nın dolar karşısında dramatik bir şekilde değer kazanmasına yol açtı.
Trump ve Miran ateşle oynuyor
Uzmanlar ikna olmuş durumda: Miran ve Trump ateşle oynuyor. LBBW Baş Ekonomisti Moritz Kraemer “son derece tehlikeli bir fikirden” bahsediyor. Ona göre, dolara olan güveni sarsmanın daha kesin bir yolu yok.
“Tüm finansal krizlerde, ABD devlet tahvili güvenli liman oldu. Bu Mar-a-Lago Anlaşması limanı mayınlayacak,” diye uyarıyor Kraemer. “Sonuç, küresel oranlarda bir finansal kriz olacaktır.”
ABD’nin yeniden finansmanı tehlikede
Aslında, doların dünyanın rezerv para birimi olarak sona ermesi, ABD’nin kendisi için de dramatik sonuçlar doğuracaktır: dolara olan talep artık esnek olmayacak, ABD devlet tahvillerine olan talep önemli ölçüde düşecektir. Getiriler – ve dolayısıyla ABD devletinin alacaklılarına ödemek zorunda olduğu faiz – buna göre artacaktır.
ABD devlet borcunun mali piyasalar üzerindeki daha önce çok kolay bir şekilde yeniden finanse edilmesi, bu nedenle çöküşün eşiğinde olacaktı. ABD devleti artık kısıtlama olmaksızın borç para alamayacaktı – acil ihtiyacı olmasına rağmen, ABD neredeyse 37 trilyon dolar ile mutlak anlamda dünyanın en borçlu ülkesi.
ABD’li şirketler ve tüketiciler ve dolayısıyla Trump’ın seçmenleri de doların çöküşünden doğrudan etkilenecekti: refahta büyük kayıpları kabul etmek ve böylece başkanlarının kafa karıştırıcı ekonomi politikasının sonuçlarını üstlenmek zorunda kalacaklardı. Goldman Sachs’taki ekonomistler, cömert vergi indirimlerinin bile bunu telafi edemeyeceğini varsayıyorlar.
Trump’ın danışmanları borsa çöküşüne şaşırdı
Miran ve Trump bunu düşündü mü? Aslında, ABD hükümetinin ekonomi politikası konseptinin şimdiye kadar çok dar görüşlü olduğu ve birçok açıdan kötü düşünüldüğü kanıtlandı ve Miran’ın kendisi de beklentilerinin çoğuyla tamamen hedefin dışındaydı.
Örneğin Trump’ın danışmanı, 2024 yılının Kasım ayında kaleme aldığı makalesinde, ABD gümrük vergilerinin açıklanmasının ardından borsalarda neredeyse hiç türbülans yaşanmayacağını öngörmüştür. Gerçek farklıydı.
Gizem Taşdelen
Trump’ın radikal dönüşünün ardında ne var?
Trump, tarifeleriyle borsada bir çöküşe neden oldu. Şimdi tarifeleri askıya alacağını açıkladı ve böylece coşkuyu tetikledi. Dönüşünden önce, hisse satın almayı tavsiye etti. Eleştirmenler bu nedenle olası içeriden öğrenenlerin ticaretinden bahsediyor.

Yayınlanma:
2 hafta önce|
10/04/2025Yazan:
Gülbeyaz Gergün
Donald Trump’ın şaşırtıcı rota değişikliği ve yeni getirilen tarifelerin geçici olarak geri çekilmesi dünyayı gergin tutuyor. Dünya çapında hisse senedi ve finans piyasalarında yaşanan büyük çalkantıların ardından, ABD başkanı şaşırtıcı bir şekilde birçok ülkeye 90 gün boyunca belirli tarifelerden bir mola vermeye karar vermişti. Sadece Çin’e doğru rotayı sıkılaştırıyor.
Borsalar, ticaret kısıtlamalarının kaldırılmasına coşkuyla tepki gösterdi ve fiyatlar büyük ölçüde yükseldi. Tarifelerin getirilmesiyle, cumhurbaşkanı ilk etapta gerilemeyi tetiklemişti. Son zamanlarda, yatırımcıların ABD devlet tahvillerini satabilecekleri ortaya çıktı – Amerikan devlet maliyesinin geleceği için endişe verici bir gelişme. Piyasa gözlemcileri, bunun gümrük indirimine yol açmış olabileceğinden şüpheleniyor.
Trump’a baskı mı yapıldı?
Cumhurbaşkanı, şaşırtıcı yön değişikliğini haklı çıkarmak için “halkın” biraz huzursuz ve “biraz endişeli” hale geldiğini söyledi. Bununla birlikte, Trump’ın kendi gerginliği de, ABD hükümetinin tarifelerin günler veya haftalar içinde devrilebilecek veya müzakere edilebilecek bir şey olmadığını günlerce vurgulamasının ardından bir rol oynamış olabilir.
Alman Uluslararası ve Güvenlik İşleri Enstitüsü’nden ABD’li ticaret uzmanı Laura von Daniels, Trump’ın finansal piyasalardan ve aynı zamanda bireysel girişimcilerden büyük baskı aldığını söylüyor. Borsa fiyatları, Cumhuriyetçi’nin özellikle yakından takip ettiği ve onu harekete geçiren bir şey.
Başkandan belirleyici içeriden bir ipucu mu?
Borsalar, tarifelerin geri çekilmesine önemli bir artışla tepki gösterdi. Önde gelen 500 halka açık ABD şirketinin hisselerini içeren S&P 500 hisse senedi endeksi tarafından ölçülen piyasa, önceki dört işlem gününde kaybettiği değerin yaklaşık 4 trilyon dolarını veya yüzde 70’ini geri kazandı. Trump’ın yorumu: “Finans tarihinin en büyük günü olduğunu söylüyorlar.”
Ancak Trump’ın rota değişikliğine yönelik eleştiriler de var ve içeriden öğrenenlerin ticareti suçlaması da ortalıkta dolaşıyor. Trump, geri dönüşünü kamuoyuna açıklamadan kısa bir süre önce, sosyal medyada finansal bir ipucu verdi: “Bu satın almak için harika bir zaman!! DJT,” diye yazdı Truth Social platformunda Çarşamba sabahı (yerel saat). Dört saatten kısa bir süre sonra, Trump daha önce uyguladığı tarifelerin bir kısmını geri çekti.
Trump ile ilgili hisse senetleri muazzam kazançlar elde etti
Trump’ın baş harfleri olan DJT, aynı zamanda sosyal medya platformu Truth Social’ın ana şirketi olan Trump Media and Technology Group’un hisse senedi sembolüdür. Şirket, duyurunun ardından yüzde 22,67’lik bir kazançla kapandı. Trump’ın şu anda en büyük oğlu Donald Trump Jr.’ın kontrolü altındaki bir tröst tarafından tutulan şirketteki yüzde 53 hissesi o gün 415 milyon dolar arttı.
Trump Media’daki fiyat artışı, hükümet danışmanı Elon Musk’ın Tesla hissesi tarafından aşıldı. Tesla’nın Çarşamba günü yaklaşık yüzde 23’lük hisse fiyatı artışı, Musk’ın servetini 20 milyar ABD doları artırdı. Birkaç gün önce, Ticaret Bakanı Howard Lutnick, vatandaşları televizyonda canlı yayında Tesla hisselerini satın almaya çağırmıştı çünkü bir daha asla daha ucuz olmayacaklardı.
“Piyasayı etkin ve cezasız bir şekilde manipüle edebilir”
ABD Kongresi’nden bazı Demokratlar, tüm bunları bir tuzak olarak görüyor. Demokrat Senatör Adam Schiff, Platform X’te Trump’ın tarifeler ve piyasa oynaklığı konusunda ileri geri gitmesinin “içeriden öğrenenlerin ticareti için tehlikeli fırsatlar” sağladığını yazdı. Schiff sordu: “Yönetimde kim, Trump’ın tarifeler konusundaki son rota değişikliğini önceden biliyordu? Hisse alıp satan ve halkın zararına kâr eden var mı?” Diğer Demokratlar da açıklama talep etti.
Washington Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde hükümet etiği uzmanı olan Kathleen Clark, Trump’ın “piyasayı etkili ve cezasız bir şekilde manipüle edebileceği mesajını gönderdiğini” söyledi.
Trump eleştirmeni ve eski Beyaz Saray etik avukatı Richard Painter, menkul kıymetler yasasının içeriden bilgi alımını yasakladığına dikkat çekerek, “Bunu, piyasalar üzerindeki bu kontrolü seviyor, ancak dikkatli olsa iyi olur” dedi. Bu haberi gördüklerinde satın alan insanlar çok para kazandılar” dedi.
Gizem Taşdelen
Bankacılıkta mobbinge çözüm önerileri
Uzman Psikolog Gizem Taşdelen, bankacılık sektöründe mobbinge karşı ne yapılması gerektiğini anlatıyor.Rehber niteliğinde bir çalışma.
Yayınlanma:
5 yıl önce|
27/10/2020Yazan:
Gizem Taşdelen
BANKACILIK SEKTÖRÜNDE MOBBİNG VE ÇÖZÜM ÖNERİLERİ
Literatürde; sağlık, eğitim, turizm, sosyal hizmetler ve bankacılık gibi özellikle insanlarla iletişimin yoğun olduğu hizmet sektörlerinde, mobbing eylemlerinin daha yaygın olduğunu belirten pek çok çalışma mevcuttur (Aşkın ve Aşkın, 2018; Atman, 2012; Çivilidağ, 2015; Eroğlu, 2015; İdiğ Çamuroğlu ve Minibas Poussard, 2017; Korkmaz vd., 2016; Özbucak Albar ve Ofluoğlu, 2017). Bu araştırmalardan yola çıkarak; bankacılık sektöründe çalışanların, mobbing ile karşılaşma ihtimallerinin çok yüksek olduğunu söyleyebiliriz.
İnsanlarla yüz yüze çalışmayı gerektiren, hedef baskısı gibi yoğun stres kaynaklarını içinde barındıran, ekonomik riskler taşıyan ve yoğun iş temposuna sahip olan bankacılık sektöründe; iş ortamında yaşanan strese bağlı birtakım olumsuzlukların yaşanması oldukça olasıdır. Özellikle son yıllarda bu sektörde yaşanan hızlı değişimler, bankaların kapatılması, birleştirilmesi, el değiştirmesi, küresel krizler ve bunların istihdama etkileri çalışanlar üzerinde aşırı baskı ve stres yaratmaktadır (Gürbüz ve Karapınar, 2014; akt. Palaz, 2016).
Bankacılık sektöründeki hiyerarşik yapılanma, hedef baskısı, yoğun iş temposu ve rekabet ortamı düşünüldüğünde; mobbing süreci açısından “örgütsel sisteme dayanan nedenler” in bankacılık sektöründe daha fazla dikkat çektiği söylenebilir. Ancak mağdurun ve failin kişilik özelliklerine dayanan nedenler ile sosyal sisteme dayanan nedenler de göz ardı edilemez.
Bankacılık sektöründe uygulanan mobbing pek çok araştırmada ele alınmıştır:
- Çivilidağ (2015), Türkiye’deki ulusal veri tabanlarının yer aldığı ULAKBİM ve Dergi Park veri tabanlarında bulunan ve mobbingi konu alan 65 araştırmayı incelemiştir. Yaptığı inceleme sonucunda; mobbingin banka ve finans çalışanlarında yaygınlığının %25 ile %47 arasında değişmekte olduğunu belirtmiştir.
- Banka çalışanları ile gerçekleştirilen bir çalışmada; Bireysel, örgütsel ve toplumsal düzeyde sonuçlarıyla dikkat çeken mobbingin araştırmada ortaya çıkan temel nedeni “örgütsel faktörler” olarak tespit edilmiştir (Bayrak Kök, 2006).
- Kars ilinde yer alan kamu, özel ve katılım bankaları çalışanları üzerinde yapılan bir araştırmada, mobbing ile örgütsel yabancılaşma arasında orta düzeyde pozitif yönlü ve doğrusal bir ilişki olduğu tespit edilmiştir. Mobbing arttıkça örgütsel yabancılaşma da buna bağlı olarak artmaktadır (Zengin ve Kaygın, 2016).
- Bankacılık alanında yapılan başka bir araştırmanın sonuçları şöyledir: Bankacıların genel tükenmişlik düzeyleri ve genel psikolojik şiddet algıları işten ayrılma niyetlerini, genel psikolojik şiddet algısı da genel tükenmişlik düzeyini etkilemektedir. Banka çalışanlarının maruz kaldıklarını düşündükleri psikolojik şiddete ilişkin algıları arttıkça tükenmişliğin duygusal boyutunun da arttığı ve böylece artan duyarsızlıklarının yol açtığı etkilerin işten ayrılma niyeti ile ilişkili olduğu sonucu ortaya konmuştur (Tanrıverdi, Koçaslan ve Osmanoğlu Taştan, 2018).
- Benzer bir çalışmada; Mobbinge maruz kalma ile iş doyumu arasında negatif, tükenmişlik düzeyi ve işten ve meslekten ayrılma niyetleri arasında ise pozitif yönde ilişki olduğu bulunmuştur (Palaz, 2016). Araştırma sonucuna dayanarak; mobbinge maruz kalma düzeyi arttıkça iş doyumunun azaldığı, tükenmişlik düzenin ve işten ayrılma niyetinin ise arttığı söylenebilir.
- Bankacılık sektöründe mobbingdeki artışın, iş tatminini azalttığını gösteren başka bir çalışma ise, Özdemir, Ünsar ve Oğuzhan (2011)’a aittir. Çalışmada; bankacılık sektöründe çalışan ve mobbinge maruz kalan bireylerin işteki tatminlerinin azaldığı ve verimliliklerinin düştüğü sonucuna ulaşılmıştır.
- Banka çalışanlarında iş tatmini ile örgütsel bağlılık arasındaki ilişkiyi inceleyen bir araştırmada; iki değişken arasında yükseğe yakın, pozitif yönlü bir ilişki olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Banka çalışanlarının işlerinden tatmin olmalarını sağlamak onların örgüte olan bağlılıklarını arttıracaktır (İzci, Örücü ve Süren, 2015).
- Bankacılıkta mobbing ile örgütsel bağlılığı inceleyen bir araştırmanın sonuçları; mobbing ile örgütsel bağlılık arasında ters yönlü bir ilişki olduğunu göstermektedir. Çalışanların mobbing algıları örgüte olan bağlılıklarını özellikle de duygusal bağlılıklarını ters yönde etkilemektedir (Karcıoğlu ve Çelik, 2012).
- Poyraz ve Aksoy (2012), banka çalışanları ile gerçekleştirdikleri bir araştırmada; mobbinge uğrama düzeyi ile örgütsel vatandaşlık davranışı arasında ters yönlü anlamlı bir ilişki olduğu sonucuna ulaşmışlardır. Başka bir deyişle, mobbinge maruz kalan çalışanların zamanla örgütsel vatandaşlık davranışı gösterme eğilimleri azalmaktadır.
- Banka personelleri ile gerçekleştirilen başka bir araştırma sonucunda; mobbing ile tükenmişlik arasında pozitif, mobbing ile algılanan örgütsel adalet arasında ise negatif yönlü ilişkiler tespit edilmiştir. Algılanan örgütsel adaletin tükenmişlik ile negatif doğrusal ilişki içerisinde olduğu sonucuna da ulaşılmıştır. İlave olarak mobbing ve algılanan örgütsel adaletin de tükenmişlik üzerinde anlamlı düzeyde etkide bulunduğu tespit edilmiştir (Şimşek, Emhan, Demirtaş ve Topuz, 2018).
- Kesebir (2018), banka çalışanlarının mobbing düzeylerinin algılanan performans ve stresi etkileyip etkilemediğini araştırdığı çalışmasında; mobbing düzeylerinin algılanan performans ve stresi etkilediğini saptamıştır. Mobbing ile performans arasında zıt yönlü bir ilişki ortaya çıkarken; algılanan stres ile mobbing arasında pozitif yönlü bir ilişki bulunmuştur. Bu sonuca dayanarak; mobbing düzeyi arttıkça stresin arttığı ve performansın düştüğü söylenebilir.
- Hedef baskısının banka sektöründe çalışan kişiler üzerindeki etkisini inceleyen bir çalışmanın sonuçlarına göre: Hedef baskısı çalışanlarda tükenmişlik hissini ve seviyesini artırmaktadır. Hedef baskısı artışı iş stresi düzeyini artırmamakta tam tersine azaltmaktadır. Hedef baskısındaki artış iş tatmin düzeyini olumsuz etkileyerek işten elde edilen tatmin düzeyinin düşmesine neden olmaktadır (Soygür ve Aydın, 2018). Hedef baskının iş stresini azaltması ilginç bir sonuçtur. Bu durum, hedeflerin özelliklerine göre çalışanlar üzerinde olumlu veya olumsuz etkilere sahip olabilmeleri ile açıklanabilir. Seçilen hedefler; ulaşılabilir, gerçekçi ve kişiyi etkin bir biçimde yönlendirerek onu motive edecek hedefler ise, bu hedefler kişinin yaşadığı stresi azaltarak olumlu bir sonuç yaratabilir.
Çözüm Önerileri
Mobbing ile en iyi mücadele aracının “önleyici tedbirler” olduğu söylenebilir. Bu bağlamda; işyerlerinde seminer ve bilgilendirme toplantıları düzenlenerek mobbing hakkında bilgi verilebilir. İşletmelerde mobbing alanında uzmanlaşmış psikolog ya da hakemler görevlendirilebilir. Toplu iş sözleşmelerine mobbing hakkında hükümler konulabilir (Bozbel ve Palaz, 2007; akt. Palaz vd., 2008).
Mobbingin önlenmesi konusunda yasal düzenlemeler ve cezai yaptırımlar oldukça önemlidir. Ancak bugün hala daha mobbing hakkındaki yasal düzenlemeler ve cezai yaptırımlar yeterli değildir. Çalışmak zorunda olan insan, zor koşullar altında bulduğu işi kaybetmemek adına doğasına aykırı birtakım tutum ve davranışlara maruz kalmaktadır. Bireyi korumakla mükellef olan devlet mekanizması, bireye yönelik koruyucu önlemler almak ve yeni iş sahaları oluşturmak durumundadır. Bu bağlamda devlet; iş alanları açan özel veya kamu kurumlarını denetleyici politikalarını artırmalı, kurum ve kuruluşların mevzuatında mobbing kavramına detaylı şekilde yer vermelerine neden olacak düzenlemeler yapmalıdır. Resmi ve ilgili kurumlar bireylerin haklarını teminat altına alacak kanun ve yönetmelikleri ivedilikle çıkartmalı, patron ve çalışan arasındaki haklar ilişkisi sosyal adalet ilkeleri bağlamında tekrar gözden geçirilmelidir (Çakır, 2016).
Mobbingden korunmak ve kurtulmak için alınabilecek önlemler ve uygulanabilecek iyileştirici çalışmalar şöyle sıralanabilir:
- Kurum içi statü ve görev dağılımı gibi hassas konularda belirsizliklere yer verilmemeli, her şeyin tanımı açık yapılmalı ve böylece mobbingin doğmasına engel teşkil edecek bir ortam oluşturulmalıdır. Ayrıca, şikâyet ve performans değerlendirme mekanizmalarının sağlıklı çalışmasına özen gösterilerek adaletsizlik olduğu inancına dayalı mobbing hareketlerinin de önüne geçilebilir (Atman, 2012).
- İşe alım süreçlerinde, adayların yeterliliklerine bakılırken; kişilik özelliklerine ve duygusal zekalarına da önem verilmeli, iş ortamında sorun çıkaracak kişilik özellikleri olup olmadığına dikkat edilmelidir (Miller, 2000; akt. Atman, 2012).
- Mobbinge maruz kalanlar, yaşadıklarının tanımlanmış bir iş yeri sendromu olduğunu ve uğradıkları tacizin kendi suçları olmadığını bilerek bu konuda mücadeleye devam etmelidirler. Psikolojik destek almanın, onları verecekleri mücadelede, daha bilinçli ve güçlü kılacağını unutmamalıdırlar (Atman, 2012).
- Kadınların karşı karşıya kaldığı mobbing sorununun çözümünde, mobbingin genel nedenlerine yönelik önlemlere ek olarak; toplumsal cinsiyet eşitliğini temel alan politikaların geliştirilmesi ve uygulanması da gerekmektedir (Aşkın ve Aşkın, 2018).
- Yöneticiler mobbingin ortaya çıkmasında önemli bir etken olan stresli çalışma ortamını iyileştirebilmek için; stres kaynakları ve stres yönetimi hakkında çalışanların eğitimini sağlamalıdırlar. Ayrıca yöneticiler; işi zenginleştirmek, rol çatışmalarını önlemek ve çalışanların ihtiyaçlarına önem vererek onların ihtiyaçlarını gidermek için çaba sarf etmelidirler. Mobbing nedenlerinden biri olan kıskançlığı önleyebilmek adına, işletmeler; terfi, yetki ve ücret gibi çatışma yaratacak konularda adil olmalıdırlar (Karcıoğlu ve Çelik, 2012).
Örgütlerin mobbing ile etkin bir şekilde mücadele edebilmeleri adına aşağıdaki öneriler ise, örgüt yöneticilerine faydalı olabilir (Poyraz ve Aksoy, 2012):
- İşyeri ve çalışan psikolojisi konusunda uzman kişiler örgütlerde istihdam edilmeli; firmalar yöneticilerini kriz ve kaos yönetimi, iş etiği gibi konularda eğitmelidirler.
- Çalışanlar, mobbinge maruz kaldıklarında, bu durumu üstlerine iletebilecekleri konusunda bilgilendirilerek cesaretlendirilmeli ve böylece mobbing süreci daha başlardayken hemen sonlandırılabilmelidir. İşletmelerin mobbing uygulamalarından bir an önce haberdar olabileceği sistemler geliştirilmeli ve mobbing uygulayanlara yönelik işten atmaya kadar gidebilecek cezalandırma prosedürleri getirilmelidir.
- Mobbingi önlemek konusunda şirketlerin insan kaynakları departmanlarına önemli sorumluluklar düşmektedir. Öncelikle çalışanlar arası iletişimin daha sağlıklı ve çalışma ortamının daha samimi olması için; çalışanların kaynaşıp birlikte vakit geçirebileceği sosyal aktiviteler sıkça düzenlenmelidir. Takım ruhunun oluşturulması için gereken etkinlikler arttırılmalıdır.
- Mobbingin hem oluşma aşamasında hem de sonuçlarında yer alan çatışma konusunda; insan kaynakları departmanı, çatışmanın nedenlerini araştırılmalı ve çatışmanın yönetilebilmesi için çözüm yolları aramalıdır. Çatışmanın kaynağı bulunmalı, daha sonra taraflar bir araya getirilerek duruma çözüm önerileri sunulmalı ve çatışmanın her iki tarafını da memnun edecek bir çözüm üretilerek çatışma sonlandırılmalıdır.
- Yöneticiler tüm çalışanlarına her zaman adil davranmalıdırlar. Yöneticilerin sık sık bölümleri ziyaret etmesi ve çalışanlarla yakın diyaloglar kurması çalışanların kendilerini daha değerli hissederek işlerine daha sıkı bağlanmalarına neden olacaktır.
- Çalışanlar arasındaki işbirliği desteklenmeli, çalışanların toplantılara aktif katılımı sağlanmalı, çalışanlar teklif ve önerilerde bulunmaya teşvik edilmeli, yenilikçilik desteklenmeli, başarısız sonuçlansa da yeni fikirlerin uygulanmasına imkân tanınmalı; böylece çalışanların kendini örgütün bir parçası olarak hissetmeleri sağlanmalıdır.
Gizem TAŞDELEN
Uzman Psikolog
[email protected]
KAYNAKÇA
Aşkın, E. Ö. ve Aşkın, U. (2018). Çalışma yaşamında kadına yönelik mobbing: Bankacılık sektöründe bir araştırma. Gümüşhane Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Elektronik Dergisi, 9 (24), 255-282.
Atman, Ü. (2012). İşyerinde psikolojik terör: Mobbing. Sağlıkta Performans ve Kalite Dergisi, (3), 157-174.
Bayrak Kök, S. (2006). İş yaşamında psiko-şiddet sarmalı olarak yıldırma olgusu ve nedenleri. Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, (16), 433-448.
Çakır, M. (2016). Sosyal problemler sosyolojisi bağlamında mobbing’i yeniden düşünmek. Akademik Bakış Dergisi, (55), 584-603.
Çivilidağ, A. (2015). Farklı örgütsel yapılarda işyerinde psikolojik tacizin (mobbing) yaygınlığı, önlenmesi ve cinsiyet değişkeni üzerine nitel bir analiz. Dumlupınar Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, (46), 118-147.
Eroğlu, O. (2015). Türk yönetim ve organizasyon yazınında mobbing: Yönetim ve organizasyon kongresi bildirileri ve lisansüstü tezler üzerine bir inceleme. Eskişehir Osmangazi Üniversitesi İİBF Dergisi, 10 (1), 269-286.
İdiğ Çamuroğlu, M, ve Minibas Poussard, J. (2017). Psikolojik Taciz: Türkiye genelinde bir araştırma. Finans Politik & Ekonomik Yorumlar, 54 (624), 53-68.
İzci, Ç., Örücü, E. ve Süren, S. (2015). Bankacılık sektöründe çalışanların iş tatminleri ve örgütsel bağlılıkları arasındaki ilişkinin incelenmesi. AKÜ İİBF Dergisi, 17 (1), 157-166.
Karcıoğlu, F. ve Çelik, Ü. H. (2012). Mobbing (yıldırma) ve örgütsel bağlılığa etkisi. Atatürk Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Dergisi, 26 (1), 59-75.
Kesebir, M. (2018). Mobbing’in çalışanların performansı üzerine etkisi: İstanbul’da bankacılık sektörü üzerine bir uygulama. Uşak Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, 11 (2), 154-169.
Korkmaz, S., Soylu, E., Gök, Z. B., Yiğit, G., Kocalmış, A., Harputlugil, N., Temizkan, G. ve Önalan, E. (2016). Çalışan bireylerde mobbing sıklığı ve depresyonla olan ilişkisi. Fırat Tıp Dergisi, 21 (2), 91-95.
Özbucak Albar, B. ve Ofluoğlu, G. (2017). Çalışma hayatında mobbing ve tükenmişlik ilişkisi. HAK-İŞ Uluslararası Emek ve Toplum Dergisi, 6 (16), 538-550.
Özdemir, E., Ünsar, A. S. ve Oğuzhan, A. (2011). İşyerinde psikolojik yıldırmanın iş tatminine etkisi: Bankacılık sektöründe bir uygulama. Yalova Sosyal Bilimler Dergisi, (3), 129-148.
Palaz, S., Özkan, S., Sarı, N., Göze, F., Şahin, N. ve Akkurt, Ö. (2008). İş yerinde psikolojik taciz (mobbing) davranışları üzerine bir araştırma; Bandırma örneği. “İş, Güç” Endüstri İlişkileri ve İnsan Kaynakları Dergisi, 10 (4), 41-58.
Palaz, S. (2016). Psikolojik taciz ve yıldırma davranışları üzerine bir araştırma: Banka çalışanları örneği. KARATAHTA İş Yazıları Dergisi, (5), 19-36.
Poyraz, K. ve Aksoy, Ş. E. (2012). Mobbing ile örgütsel vatandaşlık davranışı arasındaki ilişkinin belirlenmesi ve Kütahya il merkezi özel banka işletmelerinde uygulama. DPUJSS, 32 (1), 183-202.
Soygür, İ. C. ve Aydın, S. Z. (2018). Bankacılık sektöründe pazarlama ve satış yönlü hedef baskısının banka personeli üzerindeki etkisinin analizi. Süleyman Demirel Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi, 23 (2), 347-371.
Şimşek, M. Ş., Emhan, A., Demirtaş, Ö. ve Topuz, G. (2015). Mobbing, algılanan örgütsel adalet ve tükenmişlik ilişkileri üzerine bir alan araştırması. Bartın Üniversitesi İ.İ.B.F. Dergisi, 6 (11), 199-214.
Tanrıverdi, H., Koçaslan, G. ve Osmanoğlu Taştan, N. (2018). Psikolojik şiddet algısı, tükenmişlik sendromu ve işten ayrılma niyeti arasındaki ilişki: Banka çalışanları üzerinde bir araştırma. Yönetim ve Ekonomi, 25 (1), 113-131.
Zengin, Y. ve Kaygın, E. (2016). İşyerinde psikolojik tacizin (mobbing) örgütsel yabancılaşma ilişkisini belirlemeye yönelik bir araştırma. İnternational Journal of Academic Value Studies, 2 (4), 76-98.
3. Bölüm:
2. Bölüm:
1 Bölüm:
FARK YARATANLAR
FARK YARATANLAR
KATEGORİ
- ALTIN – DÖVİZ – KRIPTO PARA (812)
- BANKA ANALİZLERİ (137)
- BANKA HABERLERİ (3.047)
- BASINDA BİZ (58)
- BORSA (433)
- CEO PERFORMANSLARI (36)
- EKONOMİ (2.815)
- GÜNCEL (2.944)
- GÜNDEM (3.085)
- RÖPORTAJLAR (47)
- SİGORTA (131)
- ŞİRKETLER (2.113)
- SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK (447)
- VİDEO Vitrini (19)
- YAZARLAR (944)
- Ali Coşkun (13)
- Arif Öztan (7)
- Ayşe Muzaffer Sunguroğlu (6)
- ChatGPT (22)
- Dr. Abbas Karakaya (63)
- Erden Armağan Er (45)
- Erol Taşdelen (507)
- Gizem Taşdelen (6)
- Gülbeyaz Gergün (60)
- Kemal Emirhan Mendi (1)
- Murat Şenol (26)
- Mustafa Akpınar (36)
- Onur ÇELİK (20)
- Prof. Dr. Binhan Elif Yılmaz (76)
- Serhat Can (6)
- Süleyman Çembertaş (16)
- Tungay Dere (18)
- Uğur Durak (33)
YAZARLAR

Finansçılar ne işe yarar?

Gösterişten Deneyime: Eğitimle Değişen Lüks Anlayışı…

ASO Başkanı Ardıç: Dayanacak gücümüz kalmadı, yatırımı bırak üretim yapamıyoruz

Türkiye’de enflasyon niçin düşmüyor?

KÜRESEL EKONOMİDE DURGUNLUK ENDİŞESİ ARTTI

ABD pazarında tıkanan Çin nasıl bir dış ticaret stratejisi izler?

Türkiye Kalkınma ve Yatırım Bankası, 2025’in ilk çeyreğine mali verileri açıklandı

Hintli Mukesh Ambani: Bedava Mobil uygulaması dağıtıp nasıl milyarder oldu?

İKLİM KANUNU NEDİR, TARIM VE HAYVANCILIĞA OLUMSUZ ETKİLERİ OLUR MU?

Bankalar kredileri niçin durdurur

Merkez Bankası’nın 18 yıl sonra çıkardığı “likidite senedi” nedir?

İş Bankası’ndan sosyal medyadaki iddialara ilişkin açıklama

Uluslararası Büyük Şirketler Ulusal Devletlere Neden Karşı?

HSBC TÜRKİYE RAPORU
- SON DAKİKA ÇILGIN SAYISAL LOTO SONUÇLARI AÇIKLANDI 26 NİSAN 2025: Çılgın Sayısal Loto sonuçları nasıl öğrenilir? Sonuç sorgulama ekranı! 26/04/2025
- Hazine ve Maliye Bakanı Şimşek, ABD temaslarını değerlendirdi: "Türkiye'ye ilgi çok yoğun" 26/04/2025
- Ekonomik İşbirliği Teşkilatı Turizm Bakanları Erzurum’da bir araya geldi 26/04/2025
- Bakan Şimşek: Kalkınma finansmanını en etkin kullanan ülkeler arasındayız 26/04/2025
- Bakan Yumaklı: TMO tarafından 2025 yılı alım kampanyası hazırlıkları devam ediyor 26/04/2025
- Selçuk Bayraktar'dan TB3 mesajı: Diğer yaptığı görevlerle de tarih yazmaya devam edecek 26/04/2025
- HAFTA SONU ALTIN FİYATLARI 26 NİSAN: Gram altın, çeyrek altın, yarım ve cumhuriyet altını ne kadar? 26/04/2025
- Resmi Gazete'de bugün (27.04.2025) 26/04/2025
- Çin'den yapay zeka için ulusal seferberlik çağrısı 26/04/2025
- İran'dan ABD ile müzakerelerle ilgili açıklama 26/04/2025
- Çin'den müzakerelerin sürdüğü iddiasına yeniden yalanlama 26/04/2025
- Bakan Şimşek'ten 3 yılda 41 milyar dolarlık finansman hedefi 26/04/2025
- ABD Sırbistan petrol sektörüne yaptırımları 2 ay erteledi 26/04/2025
- "250 milyon dolarlık yatırımla Kapadokya'da 4 tesis kuruyoruz" 26/04/2025
ALTIN – DÖVİZ
BORSA
KRIPTO PARA PİYASASI
Popüler
-
GÜNDEM4 yıl önce
Sedat Peker’in bahsettiği otel: Günlüğü 106 bin TL
-
GÜNCEL2 yıl önce
Zara Ve Mango’ya Üretim Yapın Tekstil Devi Konkordato Talep Etti
-
BANKA HABERLERİ2 yıl önce
TCMB Başkanı için ismi geçen GAYE ERKAN First Republic Bank’tan ayrılma süreci
-
BANKA HABERLERİ4 yıl önce
AKBANK çöktü : Dijital Bankacılık sorumlusu GMY CİVELEK ortada yok!
-
BANKA HABERLERİ4 yıl önce
HSBC terbiyesizliği : “Sabancı alana “AKBANK bedava”
-
BANKA ANALİZLERİ3 yıl önce
YILIN İLK YARISINDA İŞBANK RAKİPSİZ LİDER AKBANK SONUNCU SIRADAN KURTULAMIYOR
-
GÜNDEM1 yıl önce
Bankacılığı bırakıp eskortluk yapmaya başladı: Haftalık kazancı dudak uçuklattı