Connect with us

BANKA HABERLERİ

Murat Batı : Kur Korumalı Mevduat’a Mayıs ayında Hazineden 4,8 milyar TL ödeme yapıldı

T24 yazarlarından Murat BATI Kur Korumalı Mevduatın bütçeye yükünü ele alan ve maliyetini ortaya koyan bir yazı yayınladı. İşte o yazı :

Yayınlanma:

|

Bütçe gideri Mayıs 2021’e nazaran yüzde 47,3 oranında, bütçe gelirleri yüzde 203,9 oranında, vergi gelirleri ise yüzde 213,9 oranında artmıştır

Hazine ve Maliye Bakanlığı kendi internet sitesinde 2022 yılı Ocak-Mayıs bütçe gerçekleşmelerini az önce yayımladı. Buna göre 2022 yılı Mayıs ayında merkezi yönetim bütçe giderleri 173,8 milyar TL, bütçe gelirleri 317,8 milyar TL ve bütçe fazlası 144 milyar TL olarak açıklandı. Ayrıca, faiz dışı bütçe giderleri 155,9 milyar TL ve faiz dışı fazla ise 161,9 milyar TL olarak açıklandı. 

Merkezi yönetim bütçesi 2021 yılı Mayıs ayında 13 milyar 371 milyon TL açık vermiş iken 2022 yılı Mayıs ayında 143 milyar 977 milyon TL fazla vermiştir. Faiz dışı fazla 2021 yılı Mayıs ayında 575 milyon iken 2022 yılı Mayıs ayında 161 milyar 888 milyon TL faiz dışı fazla verildiği görülmektedir. Aşağıdaki tabloda Mayıs 2021 ile Mayıs 2022 bütçe gerçekleşmeleri karşılaştırılmıştır. 

Yukarıdaki tabloda da görüldüğü üzere bütçe gideri Mayıs 2021’e nazaran yüzde 47,3 oranında, bütçe gelirleri yüzde 203,9 oranında, vergi gelirleri ise yüzde 213,9 oranında artmıştır. 

Ocak-Mayıs dönemi bütçe gider gerçekleşmeleri

2022 yılında merkezi yönetim bütçe giderleri için öngörülen 1 trilyon 750 milyar 957 milyon TL ödenekten Mayıs ayında 173 milyar 777 milyon TL gider gerçekleştirilmiştir. Geçen yılın aynı ayında ise 117 milyar 940 milyon TL harcama yapılmıştır. Mayıs ayı bütçe giderleri geçen yılın aynı ayına göre yüzde 47,3 oranında artmıştır. Giderlerin bütçe ödeneklerine göre gerçekleşme oranı ise 2021 yılında yüzde 8,8 iken 2022 yılında yüzde 9,9 olmuştur. Faiz hariç bütçe giderleri geçen yılın aynı ayına göre yüzde 49,9 oranında artarak 155 milyar 865 milyon TL olarak gerçekleşmiştir. Faiz hariç giderlerin bütçe ödeneklerine göre gerçekleşme oranı ise 2021 yılında yüzde 8,9 iken 2022 yılında yüzde 10,3 olmuştur.

Kur Korumalı Mevduata (KKM) Mayıs ayında Hazineden 4,8 milyar TL ödeme yapıldı. KKM için 3 ayda hazineden yapılan ödeme toplam 21,1 milyar tl oldu

Ocak-Mayıs dönemi gelir gerçekleşmeleri

Merkezi yönetim bütçe gelirleri Ocak –Mayıs itibarıyla 317 milyar 753 milyon TL olarak gerçekleşmiştir. Vergi gelirleri 289 milyar 718 milyon TL, genel bütçe vergi dışı gelirleri ise 24 milyar 477 milyon TL olmuştur.

Aşağıdaki tabloda 2022 Ocak-Mayıs dönemi vergi gelirleri ve bu vergilerin toplam vergi gelirleri içindeki payı gösterilmiştir. 

Ocak-Mayıs dönemi bütçe gerçekleşmeleri içinde KDV ve ÖTV’nin toplam vergi gelirleri içindeki payı yüzde 44,5, dolaylı vergilerin payı yüzde 56 ve dolaysız vergilerin payı ise yüzde 44 olarak gerçekleşmiş. Dolaysız vergilerin Ocak-Mayıs 2022’de bu kadar yüksek çıkmasının temel sebebi hem kurumlar vergisinin genel beyan dönemi olması hem kurum/gelir geçicinin Mayıs ayında verilmesi hem de gelir vergisinin ilk taksitinin ödenmesinden kaynaklıdır. Yıl sonuna doğru dolaysız vergilerin payı düşecektir. 

Ocak-Mayıs dönemi-2021 ile Ocak-Mayıs dönemi 2022 vergi tahsilatı karşılaştırılması

2021 yılı Mayıs ayında bütçe gelirleri 104 milyar 569 milyon TL iken 2022 yılının aynı ayında yüzde 203,9 oranında artarak 317 milyar 753 milyon TL olarak gerçekleşmiştir. Bütçe tahminine göre bütçe gelirlerinin Mayıs ayı gerçekleşme oranı 2021 yılında yüzde 9,5 iken 2022 yılında yüzde 21,6 olmuştur.

2022 yılı Mayıs ayı vergi gelirleri tahsilatı geçen yılın aynı ayına göre yüzde 213,9 oranında artarak 289 milyar 718 milyon TL olmuştur. Vergi gelirlerinin bütçe tahminine göre gerçekleşme oranı ise 2021 yılında yüzde 10 iken 2022 yılında yüzde 23 olmuştur.

Aşağıdaki tabloya göre 2021 Ocak-Mayıs dönemine göre tahsilat oranı en fazla olan gelir kalemi kurumlar vergisidir. 2021 Ocak-Mayıs döneminde 67 milyar 913 milyon TL tahsilatı olan kurumlar vergisi, 2022 Mayıs ayında yüzde 281,92 artarak 259 milyar 379 milyon TL’ye yükselmiştir. 

Geçen yıl aynı döneme göre ÖTV’nin tahsilatında yüzde 63 artış görüldü. Özellikle son zamlarla birlikte, enflasyondan kaynaklı petrol ve doğal gazdan alınan ÖTV yüzde 63 oranında artış göstermiş.

Okumaya devam et

BANKA HABERLERİ

Garanti BBVA’dan 3,5 trilyon TL’lik sürdürülebilir finansman taahhüdü

Garanti BBVA belirlediği 400 milyar TL’lik sürdürülebilir finansman hedefini, 2025’in ilk yarısında tamamladığını yeni hedefinin ise 2029 yılının sonuna kadar 3,5 milyar dolar olarak açıkladı.

Yayınlanma:

|

Yazan:

Garanti BBVA, 2018–2025 dönemi için belirlediği 400 milyar TL’lik sürdürülebilir finansman hedefini, 2025’in ilk yarısında tamamladığını açıkladı. Bu başarının ardından banka, 2018–2029 yıllarını kapsayan yeni hedefini 3,5 trilyon TL olarak paylaştı.

Garanti BBVA bu taahhütle; iklim değişikliğiyle mücadele, doğal sermayenin korunması, döngüsel ekonomi, sosyal kalkınma ve finansal kapsayıcılık alanlarında güçlü etki yaratmayı amaçlıyor.

Bu rakam, Türkiye’de faaliyet gösteren bankalar arasında en yüksek sürdürülebilir finans taahhüdü oldu.

Garanti BBVA, 2029 yıl sonuna kadar yaklaşık 3,1 trilyon TL’lik yeni kaynağı sürdürülebilir yatırımlara yönlendireceğini taahhüt ediyor

Garanti BBVA Genel Müdürü Mahmut Akten, bu performansta, sürdürülebilirliği stratejik öncelik haline getirmelerinin önemli bir rol oynadığını vurguladı. Akten, yeşil/sosyal kredilerden çevreci taşıt kredilerine, sürdürülebilir tahvillerden, çevresel ve sosyal yatırımlarda aktif danışmanlık hizmetlerine ve su verimliliğiyle ilgili projelere yönelik “mavi finans” gibi sürdürülebilir finansman ürünü sunduklarını söyledi.

Mahmut Akten, yeni hedefi ise şu sözlerle değerlendirdi: “Şimdi, bu başarıyı daha ileri taşıyarak 2029 yılı sonuna kadar 3,5 trilyon TL’lik sürdürülebilir finansman sağlamayı taahhüt ediyoruz. Bu yeni hedef, yalnızca hacim açısından değil, sürdürülebilir finansman hızımız açısından da çarpıcı bir sıçrama anlamına geliyor. 2025’in ikinci yarısından 2029 sonuna kadar yaklaşık 3,1 trilyon TL’lik yeni kaynağı sürdürülebilir yatırımlara yönlendireceğiz. Bu taahhüdün büyüklüğü, Türkiye’nin düşük karbonlu ve kapsayıcı bir geleceğe geçişinde Garanti BBVA’nın giderek daha da etkin bir rol üstleneceğini gösteriyor.”

BBVA Grubu’nun küresel taahhüdü 1 trilyon euro

Garanti BBVA’nın ana hissedarı BBVA Grubu, 2018-2025 yılları için ilk etapta 100 milyar euro sürdürülebilir finansman hedefi koymuştu. Hedef önce 300 milyar euroya çıkarıldı ve 2024 yılı sonunda tamamlandı. Grup şimdi, 2025–2029 dönemi için 700 milyar euroluk yeni taahhütle toplam hedefini 1 trilyon euroya yükseltti.

BBVA’da Türkiye’nin Payı yüzde 9’a yükseldi

2025’in ilk dört ayında BBVA Grubu’nun sağladığı toplam sürdürülebilir finansmanın yaklaşık 140 milyar TL’si Garanti BBVA tarafından sağlandı. Bu rakamla Türkiye’nin BBVA Grubu içindeki payı sürdürülebilir finansman rakamların raporlanmaya başlandığı 2018 yıllarındaki yüzde 3 seviyesinden bugün yüzde 9’a yükselmiş durumda.

Okumaya devam et

BANKA HABERLERİ

Tahvil Yerine Kredi: Türk Şirketlerinin Finansman Kaderi

Yayınlanma:

|

Yazan:

Türkiye’de reel sektörün finansman ihtiyacını karşılamak için en çok başvurduğu yöntem banka kredileridir. Oysa gelişmiş finansal sistemlerde şirketler, uzun vadeli ve daha uygun maliyetli fon sağlamak için sermaye piyasalarında borçlanma araçlarına, özellikle tahvil ihraçlarına yönelmektedir. Peki Türkiye’de reel sektör neden bu imkândan yeterince yararlanamıyor?

Tahvil İhracının Önündeki Ekonomik Engeller

Tahvil piyasasının gelişmesi; makroekonomik istikrar, faiz oranlarının öngörülebilirliği, düşük enflasyon, istikrarlı döviz kuru, düşük kamu borçlanma ihtiyacı ve yüksek kredi notu gibi birçok değişkene bağlıdır. Ancak:

  • Türkiye’nin ülke kredi notu düşüktür ve bu doğrudan özel sektörün notunu da sınırlamaktadır.

  • Yüksek enflasyon ve faiz oranları, borçlanma maliyetlerini tahvil piyasasında da yükseltmektedir.

  • Kamu kesiminin sürekli yüksek borçlanma ihtiyacı, özel sektörün tahvil ihraçlarını piyasadan dışlama etkisi (crowding out) ile sınırlamaktadır.

Hukuki ve Kurumsal Güven Eksikliği

Sadece ekonomik değil, hukuki ve politik güvensizlik de yabancı ve yerli yatırımcıların özel sektör tahvillerine ilgi göstermemesine yol açıyor. Güçlü bir ikinci el tahvil piyasası oluşmadığı için yatırımcılar uzun vadeli bağlayıcı enstrümanlara mesafeli durmaktadır.

Banka Kredilerine Bağımlılığın Sonuçları

Bu nedenlerle reel sektör, finansmana erişimde tek kanal olarak bankaları kullanmak zorunda kalıyor:

  • Yüksek maliyetli ve kısa vadeli kaynaklara mahkûm olunuyor.

  • Kredi sınırlamaları, özellikle ekonomik kriz dönemlerinde işletmeleri zorluyor.

  • Kredi vadelerinin kısalığı ve esneklik eksikliği, uzun vadeli yatırım planlarını zorlaştırıyor.

Finansman Araçlarında Çeşitlilik Şart

Türkiye’de reel sektörün daha güçlü, sağlıklı ve uzun vadeli kaynaklara erişebilmesi için:

  • Makroekonomik göstergelerin iyileştirilmesi,

  • Sermaye piyasalarının derinleştirilmesi,

  • Hukuki güven ortamının sağlanması,

  • Tahvil piyasası için ikincil piyasa likiditesinin artırılması büyük önem taşımaktadır.

Onur ÇELİK-CFO/YMM

 

Okumaya devam et

Ali Coşkun

YÜKSEK BANKA KREDİLERİ

Yayınlanma:

|

Yazan:

Bankalar ekonomik sistemin en önemli finansal aktörleri olarak faaliyet gösterir. Her banka özünde kâr amacı güden bir ticari kuruluştur.

Kredi verirken öncelikle kendi risklerini ve menfaatlerini gözetmek zorundadır. Kullandırdıkları kredilerin faiz oranı veya kar payı, komisyon yapısı, vade şartları da bu doğrultuda belirlenmektedir.

Bugün piyasada bileşik faiz oranları TL cinsi kredilerde %60-65, döviz cinsi kredilerde ise %14-16 bandındadır.

Ayrıca bankaların sigorta, dosya masrafı, kredi tahsis ücreti ve banka ürün satışları gibi birçok kalemi kredi paketine dahil ettiği görülüyor.

Yani faiz veya kar payı dışında çok sayıda gizli maliyetle karşı karşıya kalınıyor.

Firmalar bu şartlar altında yalnızca finansmana erişmekle kalmıyor aynı zamanda ağır bir maliyet yükünü de sırtlanıyorlar.

Bankalar, firmalara kredi limitleri oluştururken sektörel karlılık oranlarına azami dikkat ederler. Ancak burada ciddi bir çelişki var. Bankalar kredi tahsisinde sektörün brüt kâr marjlarını esas alırken, mevcut kredi maliyetleri bu oranları çoktan aşmış durumdadır.

Brüt kâr marjı sektörlere göre ortalama %25-30 arasında değişirken, firmalar %65’in üzerinde bileşik faizle TL borçlanıyor.

Bu koşullarda, kâr eden değil borcunu çevirebilen firma başarılı kabul ediliyor. Bu ne finansal sürdürülebilirliğe ne de sağlıklı bir ekonomiye hizmet eder.

Şu an firmalar yalnızca yüksek faizle değil aynı zamanda yüksek enflasyon, düşük iç talep, yüksek maliyetler, düşük kâr, kur baskısı, iç ve dış pazarlardaki daralma, krediye erişim ve jeopolitik risklerle mücadele etmek zorunda kalıyor.

İhracatçı firmalar için döviz kuru reel anlamda destekleyici olmaktan çıkmış, rekabet gücünü zayıflatıcı bir unsura dönüşmüştür.

Bu koşullar altında firmaların ayakta kalması tesadüf değil direnç ve stratejik yönetimin bir sonucudur. Ama bu direncin ne kadar sürdürülebileceği ise meçhuldür.

Bugün konkordato alan, iflas eden şirketlere şaşırmak yerine bu ortamda hâlâ üretmeye, istihdam yaratmaya, ihracat yapmaya devam eden firmalara hayranlık duymalıyız.

Asıl konuşulması gereken, bu firmaların nasıl hayatta kaldığı ve ne tür stratejiler geliştirdiğidir. Zira bu firmalar sadece kendi faaliyetlerini değil aynı zamanda ekonominin can damarlarını da ayakta tutmaktadır.

Enflasyonla mücadele elbette gereklidir.Ancak bunu yaparken reel sektörü göz ardı etmek hastayı tedavi ederken organlarını iflas ettirmek gibidir.

Faiz politikaları ve sıkılaşma adımları kısa vadede enflasyonu aşağı çekebilir ama ardında üretim yapamayan, borç yükü altında ezilen ve finansmana erişemeyen bir özel sektör kalırsa bu başarı neye yarar?

Bugün geldiğimiz noktada reel sektörün sesine daha fazla kulak verilmesi gerekiyor.

Kredi maliyetlerinin düşürülmesi, finansmana erişimin kolaylaştırılması ve firmaların üzerindeki dolaylı maliyetlerin azaltılması şarttır.

Aksi takdirde sadece bugünü değil yarının üretim kapasitesini ve ekonomik bağımsızlığını tehlikeye atmış oluruz.

Ali COŞKUN-Finans Danışmanı
0 530 787 84 39
[email protected]

Okumaya devam et

FARK YARATANLAR

FARK YARATANLAR

KATEGORİ

ALTIN – DÖVİZ

Altın Fiyatları

BORSA

KRIPTO PARA PİYASASI

TANITIM

FACEBOOK

Popüler

www bankavitrini com © "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan, BANKA VİTRİNİ'nde yer alan yazar ve çevirmenlerine ait herhangi bir yazı, çeviri, makale ve haber izin alınmadan basılı olarak ya da internet ortamında kullanılamaz, çoğaltılamaz, yayınlanamaz. İzinsiz kullananlar hakkında hukuki yollara başvurulacaktır. "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan tüm özgün yazıların içeriğinden yazarları sorumludur. www.bankavitrini.com'da yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti, aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler, mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Yer alan yazılarda herhangi bir yatırım aracı; Hisse Senedi, kripto para biriminin veya dijital varlığın alım veya satımını önermiyor. Bu nedenle sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi, beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Lütfen transferlerinizin ve işlemlerinizin kendi sorumluluğunuzda olduğunu ve uğrayabileceğiniz herhangi bir kaybın sizin sorumluluğunuzda olduğunu unutmayın. © www.bankavitrini.com Copyright © 2020 -UŞAK- Tüm hakları saklıdır. Özgün haber ve makaleler 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu korumasındadır.