EKONOMİ
Piyasada Teşhis ve tedavide arıza var

Yayınlanma:
3 yıl önce|
Yazan:
BankaVitrini
Ekonomist Ali Ağaoğlu ve Dünya Gazetesinden Hakan Güldağ, bu hafta Şans Sohbetleri’nde mevcut finansal koşulların sürdürülebilirliği üzerine konuştu. İkili, likidite ihtiyacı ve krediye erişimin önemine vurgu yaptı. Ağaoğlu, “Hedefli kredi için pek barış zamanında değiliz” yorumunda bulundu.
Güldağ ve Ağaoğlu, küresel çapta değer kazanmaya devam eden dolar ve emtia fiyatlarını da ele aldı. Dolar endeksinin kademeli olarak 120 seviyesine gideceği öngörüsünde bulunan Ağaoğlu, Fed baskısının en az 6 ay daha devam edeceğini dile getirdi.
Güldağ: Mevcut koşullarla ne kadar devam edilebileceği konusu oldukça önemli. Mevcut koşullardan kastım da; yüksek enfl asyon, artan risk primi, kredi arzındaki kesinti, borçlanma sorunu ve ödemelere dair kaygılar… Bu sürdürülebilir bir ortam mı ve bizim bekleyen olası riskler çerçevesinde başlayalım sohbetimize…
Ağaoğlu: Daha önce de bahsetmiştim, TOBB’daki istişare toplantısında 34 meclis başkanının tamamının yaptığı konuşmada bir şey vardı; “Sizde uygun maliyetli kredi var, onu bize de verin.” Ben beklerdim ki; “Bizim işletme sermayemizin bu kadar yükselmesinin sebebi sizin kontrol etmekte zorlandığınız enfl asyon. Siz bu enfl asyonu nasıl aşağı indireceksiniz ki bizim işletme sermayesi ihtiyacımız azalsın.” Böyle bir soru gelmedi. Bir kere güven kelimesi geçmedi, bir kere CDS kelimesi geçmedi. Bugün gelinen noktada çok net olan bir açmaz içindeyiz. Bugün gerçekten ödemeler sistemini tehdit edecek denli TL krediyi sıkıştıran önlemler alıyoruz.
Güldağ: Önlem demişken, ihracat kredilerinin dövize gitmemesi için yeni düzenlemeler de gelmeye devam ediyor. Bu hafta Merkez Bankası’ndan bankalara menkul kıymet tesisine ilişkin bir uygulama talimatı daha gitti.
Ağaoğlu: Kredi almaya o kadar çok engel var ki. Kredi içi fatura şartı da geldi. Peki daha önceden yapmış olduğum bir satın alma veya kredinin vadesi bugün geldi. Ben normalde bankadan kredi alacağım diye bunu planlamıştım, alamıyorum bu krediyi. Peki ben bunu ödeyemeyeceğim, ödeyemediğimde benden bu parayı bekleyen taraf ne yapacak? O da aynı problemle karşı karşıya kalacak. İki şeyi karıştırdık; teşhis ve tedavi. Bunu 2001 krizinde 7200 faizi veren kişi olarak söylüyorum. O gün de krizin çıkmasının sebebi kasımdaki teşhis yanlıştı, şubattaki teşhis de yanlıştı. Teşhis yanlış olunca tedavi de yanlış oldu ve biz krize girdik. Bugün de benzer bir durum var, teşhis ve tedavide bir arıza söz konusu. Bugün likiditeye ihtiyaç vardı KGF’ye değil. Hedefl i krediyi, mümkün olduğunca barış zamanında yaparsınız şu anda pek barış zamanında değiliz. Sürdürülebilirlik sorusunun yanıtı, seçime kadar sürecek. Sürdürülebilirliğin önündeki en önemli başlık ödeme sistemlerinde sıkışıklığa yol açmamak olmalı.
Güldağ: Seçime kadar çok da rahat bir süreç olmayacak. Çok net bir şekilde ekonominin yavaşlamaya başladığını görüyoruz. Bu daha da belirginleşecek öyle anlaşılıyor. Ama bu süreçte özellikle şirketlerin birbirleriyle olan borç alacak meselelerinde sıkıntılar yaşanma ihtimali var. Bence buna bir tedbir gerekiyor. Şirketlerin şu anda asıl ihtiyacı olan ayakta durmak, işlerine devam etmek için nefessiz kalmamak. Çünkü nefessiz kaldığın zaman yani nakit akışı problemleri ortaya çıktığı zaman, bu en sağlam bünyeyi bile 2-3 dakikada yere serme ihtimali olan bir şey. Şirketlerimizin devamlılığını sağlayacak birtakım finansal ürünlere ihtiyaç görünüyor.
Ağaoğlu: Bu arada panel için bulunduğumuz Kahramanmaraşlı üreticilerimize de teşekkür etmek istiyorum. Problemler var ama yola devam ediliyor. Gördüğüm şirketlerin bir kısmı finansı da doğru yönetir hale gelmişler. Kendi başlarına bu işi yapmaya çabalıyorlar.
Güldağ: Enfl asyonda kasımda baz etkisiyle yavaşlama görmeye başlayacağız. Enfl asyondaki düşüş sana göre kredi piyasasında bir rahatlamaya yol açar mı?
Ağaoğlu: Enfl asyon 2023’te yüzde 50 bekleniyor diyelim. Yüzde 80’in üzerine yüzde 50’den bahsediyoruz. O gün yüzde 10’a yüzde 50 olduğunuzda halen daha 40 negatif reel faiz vereceksiniz. Merkez Bankası’nın izlemekte olduğu politika finansal sistemde çok ciddi sonuçlar doğuracak. Bana göre dünyaya müthiş bir deney hediye ediyoruz. İnşallah literatür bunu doğru şekilde kullanır ki bizden sonra çektiği bu eziyeti bir daha başka birileri çekmesin. Faizi indirdiğimiz için o enfl asyon ne yazık ki inmeyecek. Baz etkisinden dolayı evet ama 80’in üzerine 50, dediğim gibi bunun finansmana erişim ile ilgili herhangi bir kolaylık sağlaması mümkün görünmüyor.
Güldağ: Şu anda bence en yakın tehlikelerden biri de ekonomi yönetimin de en çok odaklandığı konu olan döviz likiditesi. Bir döviz krizi çıkamaz diyemem. Çünkü yeterince döviz girdisi sağlayamıyoruz. Evet Rusya biraz bizi ferahlatacak gibi görünüyor ama yeterli olmayabilir.
Ağaoğlu: Ruslardan gelen para bir tarafıyla rahatlatacak, bir tarafıyla da başımızı ağartacak. Buyurun MİR sistemi, çıkmak zorunda kaldık. Bu ve benzeri yaptırımlar olası. Dövizi bu kadar kontrol etmeye çalışmanızın arkasında mantık hatası var. Biz bunu şu anda bir stok problemi haliyle anlıyoruz. Akut yani bir seferlik bir sorun zannediyoruz. Yaşadığımız stok problemi değil fl ow problemi. Bizim bu problemi çözmemiz lazım. Aksi takdirde Ruslardan para geldi mi bu iş hallolacak, Dubai’den para geldi mi hallolacak, swap yaptık mı hallolacak… Geçenlerde bir soru geldi bana; 50 milyar dolar gelse kur ne olur? 15 liraya düşer diyelim. İki hafta sonra 19 olur. Ama 50 milyar dolarlık bir kaynakla 500 milyar dolarlık etki yaratacak bir programı bütün dünyayı ikna edecek şekilde ortaya koyarsanız ve adımları arka arkaya hata yapmadan atarsanız 50 milyar dolar size 5 trilyon dolarlık iş olarak döner. Yaptırımdan bahsetmişken şu avantajlı tarafını da söyleyeyim. Şu anda Türkiye’nin enerji konusunda Avrupa’ya göre büyük bir avantaj var. Arz güvenliğimizi de sağladığımız sürece Avrupa’ya ciddi mal satabilir durumdayız. Önümüzdeki sene Avrupa’da sanayi üretim tarafı da Türkiye’ye kayabilir.
Güldağ: Gerçekten bu dönem Türkiye’nin ayağına bir takım fırsatları getirdi. Tabii fırsatları kullanmak için o imkanlara da sahip olmak lazım. Türkiye bu topraklar üzerinde şu ana kadar inşa ettikleri ile 60 kadar sektörde ciddi bir üretim gücüne, bir imkan setine sahip. Ondan faydalanma imkanımız var. Belki bunu yeni sanayi devriminin ortaya çıkardığı yeni teknolojilerle hızla intibak ettirmek lazım. O yönde de çalışmalar var ama mesafe de kat etmemiz gerekiyor. Memleketin üretim dinamikleri son derece sağlam. 2035 yılına kadar fırsat penceresi önümüzde açık görünüyor nüfus genç nüfus açısından. Fırsat böyle bir şeydir zaten. Hani namazın kazası oluyor ama fırsatın kazası olmuyor. Onu bulduğun zaman mutlaka değerlendirmek lazım ve bizi sevmeyenlerin de bu konuda böyle bir ünlü lafı vardır, ta Osmanlı’nın son döneminden beri söyledikleri; “Türkler fırsatı kaçırma fırsatını asla kaçırmaz” diye. Her şeye rağmen, sıkıntılar olmasına rağmen bu ülke toprakları üzerinde yetişmiş insan gücümüz bizi ileriye doğru çekebilecek bir potansiyele bir imkana sahip, o potansiyeli kinetik enerjiye çevirme meselesi bizim sorunumuz onu da aşarız diye ümit ediyorum.
Fed baskısı en az 6 ay daha sürer
Güldağ: Özellikle Fed’in son mesajlarının ardından dolar endeksindeki yükselişin devam ettiğini görüyoruz. Haliyle diğer ülke kurlarını da etkiliyor… Bir de emtia cephesi için beklentilerini soracağım.
Ağaoğlu: Dolar endeksi mart ayından bu yana müthiş bir yükselişle 106’lardan 113’lere geldi. 120’ye gitme ihtimali var. Ama bunun tek solukta olması pek mümkün değil. Dolara müthiş bir iltifat oldu bu iltifat da bir süre sonra yerini sakinleşmeye bırakır. Euro/Dolar paritesinde 92,50’ye kadar ben bir düşüş olma ihtimali görüyorum. Ondan sonra bir toparlanma olacaktır ama Euro’nun başı orta, uzun vadede dertte. Amerikan 10 yıllıkları da şu anda 3,75’lerde 5’lere doğru bir hareket yapacak diye bekliyorum. Benim kişisel tahminim önümüzdeki 6 – 9 ay daha Fed baskısı devam edecek, emtia fiyatları baskı altında kalacak. İstisnası bunun petrol olacak, bakır ve diğer emtia tarafı 6-9 aylık bir baskılı veya yatay bir seyir izleyecek. Pamukta çok aşağıya gitme ihtimali yok, çelik endeksinde bunun böyle bir riski var ama onda da 2018 ve 2020’lerdeki gibi müthiş düşüşler olmayacak diye bekliyorum.
Altında düşüş devam edebilir
Güldağ: Altın ve gümüş hareketini nasıl yorumlarsın?
Ağaoğlu: Altın konusunda ben ve hatta bizim ekolün tamamı yanıldı. Enfl asyon bu kadar yukarı giderken ve ortada bir savaş varken nasıl olur da altın yükselmez? Tam enfl asyonun yükseliş döneminde kriptolar da yükseldiği için insanlar kendilerini enfl asyona karşı kriptoda koruyabileceklerini zannettiler. Fed’in yüksek faiz politikasının piyasalarda konuşulandan daha uzun süreceğini düşündüğüm için altın ve gümüşte geri çekilme ihtimali fazla. Ons altında 1,500- 1,520 seviyesine kadar geri çekilme ihtimali söz konusu. Arada yükselişler olabilir. Ama bu seviyeden sonra artık duruyor çünkü altının da şu an küresel olarak üretim maliyeti yaklaşık 765-795 ortalamasında. Daha fazla üretim ve ilgili kısıntıdan dolayı da altını daha fazla aşağı gitme ihtimali ons bazında azalacak diye düşünüyorum. Ama şu anda üzerindeki faiz baskısı daha devam ediyor ve bu kripto tarafında da devam ettiği için en azından altındaki düşüş biraz daha görece olarak sınırlı kalmış gibi görünüyor.
İlginizi Çekebilir
ALTIN - DÖVİZ - KRIPTO PARA
“Nasıl Yatırım Yapılır?” – Kitap Özeti

Yayınlanma:
21 saat önce|
25/06/2025Yazan:
BankaVitrini
Kitap Künyesi
-
Kitap Adı: Nasıl Yatırım Yapılır?
-
Alt Başlık: Kişisel Yatırımın Cesur ve Yeni Dünyasına Yolculuk
-
Yazarlar:
-
Peter Stanyer
-
Masood Javaid
-
Stephen Satchell
-
-
Çevirmen: S. Cem Çiloğlu
-
Yayınevi: The Economist Books / Türkçe baskı: Epsilon yayınevi
-
Dil: Türkçe (Orijinal dil: İngilizce)
-
Kapsam: Yatırımın temellerinden başlayarak kişisel finans, portföy yönetimi, risk dağılımı ve yeni nesil yatırım araçlarına kadar geniş bir perspektif sunar.
-
Hedef Kitle: Yatırıma yeni başlayacak bireyler, kişisel finansına yön vermek isteyenler ve stratejik portföy oluşturmak isteyen yatırımcılar.
İçerik Özeti
-
Yatırımın Temel İlkeleri
-
Risk ve Getiri Dengesi
-
Portföy Teorisi
-
Fon Seçimi ve Dağılımı
-
Alternatif Yatırım Araçları (ETF’ler, tahviller, emtialar, kripto varlıklar)
-
Yatırım Psikolojisi ve Karar Alma Süreçleri
-
Güncel Piyasa Gelişmeleri ve Etkileri
“Nasıl Yatırım Yapılır?” – Kitap Özeti
1. Yatırımın Temelleri
Kitap, yatırımın amacını net şekilde tanımlayarak başlar: paranın zaman içindeki değerini korumak ve artırmak. Yatırımcılar için temel kavramlar olan risk, getiri, zaman ufku, likidite gibi konular ele alınır.
📌 Ana fikir: Her yatırım bir risk içerir; önemli olan bu riski bilinçli şekilde yönetebilmektir.
2. Portföy Oluşturma ve Risk Dağılımı (Diversifikasyon)
Yazarlar, yatırımcılara tüm yumurtaları aynı sepete koymamaları gerektiğini anlatır. Portföy oluştururken farklı varlık türleri arasında dağılım yapmanın önemi vurgulanır: hisse senetleri, tahviller, nakit, emtialar, alternatif yatırımlar gibi.
📌 Ana fikir: Sağlam bir yatırım stratejisi; çeşitlendirme, maliyet bilinci ve hedefe uygunlukla mümkündür.
3. Varlık Sınıfları ve Araçlar
Bu bölümde yatırım yapılabilecek başlıca varlıklar detaylı şekilde anlatılır:
-
Hisse senetleri: Uzun vadede büyüme sağlayan ama dalgalı ürünlerdir.
-
Tahviller: Daha düşük riskli, ama sınırlı getirili.
-
Nakit ve mevduat: Güvenli ama enflasyona karşı kırılgan.
-
Alternatif yatırım araçları: Gayrimenkul, hedge fonları, özel sermaye ve son zamanlarda kripto varlıklar gibi yeni trendler.
📌 Ana fikir: Her varlık sınıfının risk-profili farklıdır ve yatırımcının hedeflerine göre seçilmelidir.
4. Zaman ve Psikoloji Faktörü
Yatırımcıların en büyük düşmanlarından biri kendileridir. Korku, açgözlülük, sürü psikolojisi gibi duygusal faktörlerin yatırım kararlarını nasıl etkilediği anlatılır. Piyasa zamanlamasının zor olduğu, uzun vadeli düşünmenin önemi vurgulanır.
📌 Ana fikir: Duygusal kararlar yerine disiplinli bir yatırım stratejisi başarı getirir.
5. Yatırım Stratejileri ve Yaklaşımlar
Pasif ve aktif yatırım farkı, endeks fonlarının avantajları, değer ve büyüme yatırımcılığı gibi farklı yatırım stratejileri açıklanır. Ayrıca, yaşa ve gelir seviyesine göre yatırım stratejileri örneklenir.
📌 Ana fikir: Herkesin yatırım stratejisi kişisel durumuna, hedeflerine ve risk toleransına uygun olmalıdır.
6. Geleceğe Hazırlık ve Yeni Trendler
Kitabın son bölümleri geleceğin yatırım dünyasına odaklanır. ESG (çevresel, sosyal ve yönetişim kriterleri), yapay zeka destekli algoritmalar, robo-danışmanlar, fintech’ler gibi konular ele alınır.
📌 Ana fikir: Yatırım dünyası hızla değişiyor; bilgiye açık ve adapte olabilen yatırımcılar öne çıkacak.
Genel Değerlendirme
Bu kitap, yatırım dünyasına giriş yapmak isteyenler için bilimsel temellere dayalı, pratik ve anlaşılır bir kılavuzdur. Hem yeni başlayanlar hem de stratejisini geliştirmek isteyen yatırımcılar için değerli bilgiler sunar.

Dünya enerji güvenliğinin kalbinde yer alan Hürmüz Boğazı, küresel ticaretin ve petrol taşımacılığının en kritik geçitlerinden biridir. Ancak bu boğazın geçici dahi olsa kapanması, sadece bölgeyi değil, tüm dünya ekonomisini derinden etkileyebilecek bir kriz senaryosudur. Bu yazıda, Hürmüz Boğazı’nın önemi ve kapanmasının olası sonuçları detaylı bir şekilde incelenmektedir.
HÜRMÜZ BOĞAZI’NIN STRATEJİK ÖNEMİ
Hürmüz Boğazı, İran ile Umman arasında yer alır ve Basra Körfezi’ni Umman Denizi’ne bağlar.
Bu dar geçit, dünyanın en büyük petrol üreticilerinden olan Suudi Arabistan, Irak, Kuveyt, İran, BAE ve Katar’ın deniz yoluyla petrol ve doğalgaz ihracatında tek çıkış kapısı niteliğindedir.
-
Günlük yaklaşık 17-20 milyon varil petrol bu boğazdan taşınmaktadır.
-
Bu miktar, küresel petrol ticaretinin yaklaşık %20’sine denk gelir.
-
Ayrıca Katar’ın sıvılaştırılmış doğalgaz (LNG) ihracatının da büyük bölümü bu yoldan geçer.
ENERJİ VE EKONOMİK SONUÇLARI
1. Petrol Fiyatlarında Şok Artış
Hürmüz Boğazı’nın kapanması, arz şokuna yol açar.
-
Petrol fiyatları birkaç gün içinde 150-200 dolar/varil seviyelerine çıkabilir.
-
Enerji ithalatçısı ülkelerde enflasyonist baskılar oluşur.
-
Üretim maliyetleri artar, ekonomiler yavaşlar, stagflasyon riski doğar.
2. Küresel Tedarik Zincirinin Bozulması
-
Asya, Avrupa ve ABD’ye enerji taşıyan petrol tankerleri seferlerini durdurmak zorunda kalır.
-
Enerjiye bağımlı endüstriler (otomotiv, plastik, gübre vb.) ağır darbe alır.
-
Alternatif boru hatları kapasite olarak yetersizdir.
JEOPOLİTİK VE ASKERİ SONUÇLARI
1. ABD-İran Gerilimi Zirveye Çıkar
İran’ın boğazı kapatma tehdidi veya fiilî kapatma girişimi, ABD ve müttefiklerinin askerî karşılık verme ihtimalini doğurur.
Bölgedeki ABD Donanması’nın varlığı bu senaryo için hazırdır.
2. İsrail, Suudi Arabistan ve Körfez Ülkeleri Tetikte Olur
İran’ın bu hamlesi bölge ülkeleri tarafından ulusal güvenlik tehdidi olarak değerlendirilir.
Silahlanma hızlanır, bölgesel çatışma riski artar.
3. Askerî Müdahale ve Savaş Riski
Deniz yolunun açık tutulması için ABD önderliğinde çok uluslu bir askerî müdahale gündeme gelebilir.
Bu durum petrol bölgelerinde bombalamalara, deniz trafiğinin askıya alınmasına neden olabilir.
ALTERNATİF ENERJİ ROTALARI VAR MI?
-
Suudi Arabistan ve BAE, bazı petrolünü Hürmüz dışındaki boru hatlarıyla taşıyabilir.
Ancak bu yolların kapasitesi sınırlı ve tüm ihracatı karşılamaktan uzaktır. -
Katar LNG’si içinse alternatif güzergâh neredeyse yoktur.
TÜRKİYE’YE ETKİSİ NE OLUR?
-
Türkiye enerji ithalatının büyük kısmını bu bölgelerden sağlamaktadır.
-
Fiyatlar arttığında Türkiye’nin enerji faturası büyür → cari açık artar.
-
Bu durum TL üzerinde baskı oluşturur, enflasyon hızlanır.
Hürmüz Boğazı’nın kapanması, sadece bölgesel değil, küresel bir kriz anlamına gelir. Petrol ve gaz piyasasında arz şoku yaratır, küresel ekonomiyi durma noktasına getirebilir. Jeopolitik gerilimlerin zirveye çıktığı bir ortamda bu boğazın güvenliği, dünya düzeni açısından kırılma noktasıdır.
BANKA HABERLERİ
Limonlar Kredi Aldığında: Asimetrik Bilginin Finansal Sistemdeki Yankısı

Yayınlanma:
5 gün önce|
21/06/2025Yazan:
Serhat Can
Bankaların kredi sistemlerinde giderek daha sık karşılaştığımız bir tablo var: Gerçek kredi değerliliği taşımayan birey veya işletmelere, sistemsel boşluklar nedeniyle kredi limitleri açılıyor. Kredi puanı iyi görünüyor, limit mevcut—ama geri ödeme kabiliyeti yok. Neye benziyor, biliyor musunuz? George Akerlof’un 1970’te yazdığı kendisine Nobel iktisat ödülü aldıran “limon piyasası”na.
Asimetrik Bilgi Sorunu:
Akerlof’un teorisinde, alıcı ve satıcı arasındaki bilgi dengesizliği nedeniyle kaliteli ürünler (iyi arabalar) piyasadan çekilir, yerine “limonlar” (kötü arabalar) kalır. Bugünün kredi sisteminde ise:
- Banka, müşterinin gerçek riskini göremiyor (ya da görmek istemiyor).
- Müşteri, sistemin sunduğu limitlere ulaşıyor, kredi kullanıyor.
- Böylece finansal piyasada “limon” krediler çoğalıyor: riskli, sürdürülemez, görünürde aktif.
Sonuç Ne Olur?
- Gerçek değerliliğe sahip kullanıcılar daha pahalı krediye ulaşır.
- Sistem, kendi içindeki çürüklüğü fark edemez.
- Uzun vadede bu asimetrik bilgi, toplu bir güven krizine dönüşür. Tıpkı Akerlof’un uyardığı gibi…
- Finansal sistemler gelişiyor, algoritmalar daha sofistike hale geliyor—ama hâlâ “insanı” göremeyen modellerle çalışıyoruz. Kredi vermek sadece matematik değil; güvenin, bağlamın ve davranışsal içgörünün birleşimidir.
- “Kredi sadece bir limit değil, bir güven oyudur.”
Kredi sistemleri giderek daha sofistike hale geliyor. Algoritmalar, puanlama sistemleri, dijitalleştirilmiş değerlendirme modelleri… Peki ama hâlâ “insanı” göremeyen bu sistemler gerçekten güvenli mi?
George Akerlof, 1970’te “limon piyasası” teorisini ortaya attığında otomobil piyasasını örnek gösteriyordu. Bugün ise aynı teoriyi bizzat kredi piyasasının içinde yaşıyoruz: asimetrik bilgi, yani tarafların eşit derecede bilgi sahibi olmaması, sistemi yavaş yavaş çürütüyor.
Gözlemlerimden İki Sessiz Hikâye
Firma kârlı göründü, konkordatoya girdi. Bir yıl önce denetimini yaptığım bir firmayla denetim sırasında yaşadığımız bir anlaşmazlık yüzünden yollarımız ayrılmıştı. Geçtiğimiz günlerde konkordato ilan ettiklerini öğrendim. İlginçtir: Banka kredileri denetim sonrası son bir yılda ciddi oranda artmıştı. Bilanço ise temizdi—görünürde. Ama içini bilen biri olarak şunu söylemeliyim: stoklar şişirilmişti. Sayım tutanakları arasındaki fark 3 milyon dolar kadardı.
Stoklar yalansa, bilanço da yalandır. En kolay oynanan kalem de budur çünkü. “Stoklarda 3 milyon dolarlık yapay bir değerleme vardı—bu, bilanço üzerinde kar gibi görünse de gerçekte zarardı.” Bankalar ne yaptı? Kağıt üstündeki görüntüye bakıp kredi verdiler. Mali analizlerin yapamadığı tek şey stok denetimidir, stoklarda ne yazıyorsa kabul edilir. Şu sorularla meşgul olduklarını da hiç zannetmiyorum: Stok sayım tutanak raporu mevcut stoklarla karşılaştırıldı mı? Stok sayım tutanağını kim hazırlamış? Bağımsız denetim mi yoksa şirket personeli mi? Firma son yıllarda matrah artırmış mı? Tedarikçi bakiye hareketleri stok değer hareketleriyle uyumlu mu? Stoklarda dikkat çekici bir durum var mı? Hammadde stoğu mamül stoğundan fazla mı? Şirket ERP sisteminden stok değerleme raporu alındı mı? Sorular çoğaltılabilir.
Çalışanlarına maaşlarını ödemeyen firma, kredi kullanıyor.
Geçenlerde eski bir öğrencim aradı: Çalıştığı firma 3 aydır maaş ödemiyormuş ama aynı zamanda bankalardan kredi kullanmaya devam ediyormuş. Hatta patronunun yeni bir konut satın aldığını duymuş. Bana sorduğu soruya gelirsek: “İş davası açarsam banka hesaplarına bloke konulur mu?
Banka sistemleri SGK kayıtlarını kontrol etse, firmanın 3 aydır sigorta ödemediğini görecekti. Ama görmedi. Çünkü sistem, sadece rakama ve geçmiş skora bakıyor—insan hikâyesine değil.
Sonuç: Algoritmalar Belki Zekidir, Ama Kördür
Bugünün kredi algoritmaları geçmiş veriye dayanır, davranışı anlamaz, öyküyü okumaz. Böylece sistem, Akerlof’un tarif ettiği gibi, limonlarla doluyor: Gerçekte riskli olan ama kâğıt üstünde sorunsuz gözüken kredilerle. Sonuç? Gerçekten sağlıklı, krediye erişimi hak eden işletmeler bu gölgelerin altında kalıyor.
Serhat CAN
FARK YARATANLAR
FARK YARATANLAR
KATEGORİ
- ALTIN – DÖVİZ – KRIPTO PARA (848)
- BANKA ANALİZLERİ (139)
- BANKA HABERLERİ (3.144)
- BASINDA BİZ (60)
- BORSA (453)
- CEO PERFORMANSLARI (36)
- EKONOMİ (2.853)
- GÜNCEL (3.232)
- GÜNDEM (3.198)
- RÖPORTAJLAR (48)
- SİGORTA (133)
- ŞİRKETLER (2.250)
- SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK (475)
- VİDEO Vitrini (19)
- YAZARLAR (1.058)
- Ali Coşkun (24)
- Arif Öztan (7)
- Ayşe Muzaffer Sunguroğlu (7)
- ChatGPT (26)
- Dr. Abbas Karakaya (65)
- Erden Armağan Er (45)
- Erol Taşdelen (569)
- Gizem Taşdelen (7)
- Gülbeyaz Gergün (63)
- Kemal Emirhan Mendi (1)
- Murat Şenol (26)
- Mustafa Akpınar (41)
- Onur ÇELİK (35)
- Prof. Dr. Binhan Elif Yılmaz (80)
- Serhat Can (8)
- Süleyman Çembertaş (16)
- Tungay Dere (18)
- Uğur Durak (33)
- Zuhal KARABULUT (5)
YAZARLAR

“Nasıl Yatırım Yapılır?” – Kitap Özeti

KÜÇÜKLERE/BÜYÜKLERE YAZ OKUMALARI-II

Ateşkesle petrol geriledi. Faiz indirim umuduyla Türk piyasaları canlandı

Veri Okumayan Yönetici, Karanlıkta Yürür

Piyasa Beklemiyordu! Bitcoin Neden Patlama Yaşadı?

Finans Koltuğundan CEO Masasına

Hazine’den Kripto Para ile Suç Gelirlerine Sıkı Denetim Geliyor

Dolandırıcılık Davasında Şok Rapor: Banka Kusurlu!

DENİZBANK: Bir GMY istifası daha!

İsrail İran’a Neden Saldırdı?

Papara’dan açıklama: Özür diledi

Firma Finans Bilinci Neden Stratejik Bir Güçtür?

Finansın En Önemli 10 Formülü ve Önemi

Firmanızı Kurtaracak Bilmeniz Gereken 10 Finansal Formül
- Son dakika: Bugünkü Sayısal Loto çekilişi sonuçları belli oldu! 25 Haziran 2025 Çılgın Sayısal Loto bilet sonucu sorgulama ekranı! 25/06/2025
- Son dakika: Bugünkü Şans Topu çekilişi sonuçları belli oldu! 25 Haziran 2025 Şans Topu bilet sonucu sorgulama ekranı! 25/06/2025
- SON DAKİKA | Borsa günü düşüşle tamamladı 25/06/2025
- Bakan Kurum'dan İstanbul için müjde: Kiralık sosyal konut yapılacak 25/06/2025
- Türk Eximbank Genel Müdürlüğü yeni binasına taşındı 25/06/2025
- Garanti BBVA’dan 3,5 trilyon TL’lik sürdürülebilir finansman hedefi 25/06/2025
- İran-İsrail gerilimi: Türk gemileri güvende mi? Bakan Uraloğlu açıkladı... 25/06/2025
- Resmi Gazete'de bugün (26.06.2025) 25/06/2025
- SPK'dan 2 şirketin sermaye artırımına onay 25/06/2025
- Fed'den bankaların sermaye gereksinimlerini gevşetecek değişiklik teklifine onay 25/06/2025
- Powell: Stagflasyon temel senaryomuz değil 25/06/2025
- Trump Powell'a eleştirilerini sürdürdü: Zeka seviyesi yaptığı iş için düşük 25/06/2025
- Erdoğan: F-35'ler konusunda Trump'ın iyi niyetli olduğunu gördük 25/06/2025
- Yapı Kredi'ye uluslararası piyasalardan 710 milyon dolarlık yeni kaynak 25/06/2025
ALTIN – DÖVİZ
BORSA
KRIPTO PARA PİYASASI
Popüler
-
GÜNDEM4 yıl önce
Sedat Peker’in bahsettiği otel: Günlüğü 106 bin TL
-
GÜNCEL2 yıl önce
Zara Ve Mango’ya Üretim Yapın Tekstil Devi Konkordato Talep Etti
-
BANKA HABERLERİ2 yıl önce
TCMB Başkanı için ismi geçen GAYE ERKAN First Republic Bank’tan ayrılma süreci
-
BANKA HABERLERİ4 yıl önce
AKBANK çöktü : Dijital Bankacılık sorumlusu GMY CİVELEK ortada yok!
-
BANKA HABERLERİ4 yıl önce
HSBC terbiyesizliği : “Sabancı alana “AKBANK bedava”
-
BANKA ANALİZLERİ3 yıl önce
YILIN İLK YARISINDA İŞBANK RAKİPSİZ LİDER AKBANK SONUNCU SIRADAN KURTULAMIYOR
-
GÜNDEM2 yıl önce
Bankacılığı bırakıp eskortluk yapmaya başladı: Haftalık kazancı dudak uçuklattı