Connect with us

ALTIN - DÖVİZ - KRIPTO PARA

QNBFİNANSBANK: Yastık altı Altınlar piyasaya dönüyor

Yıllardır bir türlü kayıtlı ekonomiye dahil edilemeyen yastık altı altınlarda 2024 Ocak ayında düşüş yaşandı. QNB Finansbank ekonomistlerinin yaptığı hesaplara göre ocak ayında yastık altı altın stokunda 1.1 milyar dolarlık düşüş gerçekleşti.

Yayınlanma:

|

Türkiye ekonomisinde her zor dönemde gündeme gelen ve yastık altından çıkıp ekonomiye kazandırılması istenilen altınlarda uzun süredir ilk kez bir değişim yaşanıyor.

QNB Finansbank Hazine Bölümü ekonomistlerinin yaptığı hesaplamalara göre Mayıs 2022’den Eylül 2023’e kadar 45 milyar dolar artan yastık altı altın stoku geçen yılın son çeyreğinde belirgin yavaşlamanın ardından Ocak 2024’te ilk kez 1.1 milyar dolar düşüş gösterdi.

QNB Finansbank ekonomistleri, bunun da önceki dönemde yastık altına kayan altın yatırımlarının, istikrar odaklı politikaların etkisi ile finansal sisteme geri dönme eğilimine geçtiğini gösterdiğini vurguladı.

QNB Finansbank Ekonomistleri Erkin Işık, Deniz Çiçek ve Kaan Özçelikkale imzalı raporda, Türkiye’de büyük kısmı yastık altında olan, önemli miktarda altın yatırımı olduğu hatırlatılarak bunun boyutu ile ilgili yayınlanan resmi bir veri bulunmamakla birlikte, dış ticaret ve yurtiçi üretim verilerini kullanarak tahmini bir rakama ulaşılabildiği dile getirildi. Raporda hesaplama için Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) aylık bazda yayınladığı ve dolar bazındaki altın ithalat/ihracat rakamları ile aylık ortalama altın fiyatlarını kullanarak ton bazında altın verilerini hesapladıklarına yer verildi.

Toplam altın stoku 5.096 ton

Ekonomistler, bu şekilde hesaplanan net altın ithalat miktarına da aylık bazda yayınlanan yurtiçi altın üretimini eklediklerini belirterek bu şekilde, 1992 yılından itibaren yaptıkları hesaplamaya göre yurtiçindeki toplam altın stoku ocak sonunda 5.096 ton yani 333 milyar dolar düzeyinde bulunuyor. Bu tarihin öncesinde de yurtiçinde belli bir miktar altın stoku olduğunu da düşünülürse raporda, gerçek tutar muhtemelen bunun biraz daha üzerinde olduğu kaydedildi.

Raporda, 1992 yılından itibaren yaptığımız hesaplamada, 2007 yılına kadar altın yatırımlarının artış eğiliminde kalmaya devam ettiğine dikkat çekilerek sonrasında, yurtiçindeki ters dolarizasyon eğilimine paralel olarak altın yatırımlarında artışın durulduğu vurgulandı. Ayrıca 1992’den 2007’ye kadar olan dönemde, altın ihracatının da belirgin olarak yüksek seyrettiğine yer verildi. 2017 yılından itibaren altın ihracatının azalması ve dolarizasyon eğiliminin güçlenmesi ile yurt içindeki altın stoku tekrar artış gösterdiği ifade edilen raporda, geçen senenin ikinci yarısında bu eğilimin yavaşladığının izlendiğine vurgu yapıldı.

Ekim 2023’ten itibaren artış hızı yavaşladı

2023 yılında altın stokunda 451 tonluk yani 28 milyar dolarlık artış olmakla birlikte, Ekim 2023’ten itibaren aylık artış hızının 20 ton civarına düştüğüne dikkat çekilen raporda, hesaplanan bu altın stokunun tamamının kayıt dışı olmadığına ise işaret edildi.

Raporda, “Bu yatırımları finans sistemine çekmek için özellikle son 10 yılda birçok girişim ve düzenleme olmuştur. TCMB’nin altın karşılığı swap imkanı, Hazine’nin altına endeksi tahvil ve kira sertifikası ihraçları, KKM’de altından dönüşüm imkanı ilk akla gelen düzenlemelerdir. Böylece bankalardaki değerli maden hesapları geçen sene nisan ayında 527 ton seviyesine yükselmiştir. Sonrasında altın yatırımlarının yastık altına kayması ve KKM işlemleri sonucunda düşüş yaşanmıştır ve Ocak itibariyle 473 tonluk bir bakiye vardır” ifadelerine yer verildi.

Okumaya devam et

ALTIN - DÖVİZ - KRIPTO PARA

TCMB son sürat rezerv biriktiriyor; iyimser haberlerle hava TL pozitif!

Yayınlanma:

|

Yazan:

  • Küresel mali piyasalar dün günün her iki yarısıda farklı bir eğilim kaydetti. ABD’de açıklanan zayıf istihdam raporu ardından yeşeren faiz indirim beklentilerine paralel haftaya moralli başlayan piyasalar, İsrail’in Refah’a kara harekâtı başlatması ile kazanımlarının bir kısmını geri verdi. Saldırıda Refah Sınır Kapısı’nı ele geçiren İsrail ordusu insani yardımların geçişi ve giriş çıkışları durdurması, jeopolitik risklerin kısmen de olsa hatırlanmasına neden oldu.
  • Dışarıda Ortadoğu riski ile tetiklenen satıcı hava, günün ilk yarısında Türk mali piyasalarında da sirayet etti. TCMB’nin kararlı duruşu ile döviz piyasasında dinamikler tamamen lehe dönerken, USDTRY kuru dünkü günü de 32,25 seviyesinde tamamladı. Borsa İstanbul ise jeopolitik risklerin gölgesinde beliren kâr alma ihtiyacının da yardımı ile günün ilk yarısını satıcılı tamamlarken, günün sonlarına doğru rüzgârın yeniden yön değiştirdiğini gördük.
  • Özellikle, haftabaşı Türk Lirasına yönelik olumlu bir ton ile kaleme aldığımız “Türk Lirası ‘sahalara’ geri dönüyor” başlıklı yazımızda da belirttiğim üzere, yabancı yatırımcıların Türkiye gelmesinin önünde son sorun olarak görülen Türkiye’nin gri listede olmasına yönelik dün bazı gelişmeler yaşandı. Şöyle ki, Reuters, Kara Paranın Önlenmesine İlişkin Mali Çalışma Grubu (FATF) Türk yetkililerle Türkiye’nin gri listede kalmasına neden olan kara para aklama ve yasa dışı finansmanla ilgili gelişmeleri ele aldığı görüşmelerin önümüzdeki ay yayımlanacak rapor öncesinden geçen hafta yapıldığını yazdı. Hatırlanacağı üzere, Uluslararası mali suçlarla mücadelede ülkelerin performanslarını değerlendiren FATF, kara para aklama ve terörizmin finansmanı ile mücadelede geride kaldığı için Türkiye’yi 2021 yılında gri liste olarak tabir edilen listeye almıştı. Reuters, görüşmeyi, FATF’nin 28 Haziran’daki genel kurul toplantısında alınacak karara temel oluşturacağını da yazdı.
  • FATF haberinin oldukça önemserken ve Türkiye’nin Haziran sonu gri listeden çıkmasını beklerken, dün ayrıca, TCMB’nin swap sınırlamalarını gevşeteceğinin de konuşulması iyimser havayı daha da artırdı. Nedir bu swap kısıtlaması? Özelinde yabanıcını Türk Lirasına erişiminin kısıtlaması anlamına geliyor. Yani, yabancının TL satıp döviz almasının önüne geçilmek isteniyor. Yabancı hâliyle TL bulamayınca, kur üzerinden spekülasyon yapamıyor. BDDK, bu bağlamda, çok seneler önce, Türk Lirası’nda yaşanan hızlı değer kaybının ve oynaklığın önüne geçmek için bankaların yurt dışı yerleşikler ile yaptığı bir bacağı döviz, diğer bacağı TL olan para swaplarının ve swap benzeri işlemlerinin, bankaların yasal özkaynaklarının çok küçük bir yüzdesi ile sınırlamış, hatta, bankaların vadede TL alım yönünde gerçekleştirecekleri forward, opsiyon ve benzeri swap dışındaki türev işlemlerin de dâhil edildiğini belirmişti. Bu kısıtlamaların da gevşetilmesi, ‘normalleşme’ anlamında ele alınarak Türk mali piyasalarında var olan iyimser havayı daha da destekledi.
  • Hulâsa, jeopolitik riskler nedeniyle tatsız başlaya dünkü gün, swap ve FATF haberleri ile yerine iyimserliğe terk etti. Sabah saatlerinde kırmızılara bürünen Borsa İstanbul günü %0,7 oranında artışa tamamlayarak kapanış rekoru kırdı. TCMB, ılımı havadan nemalanmaya devam ederken, USDTRY  kurunda 32,25 seviyesine ‘baraj’ kurmak suretiyle son sürat rezerv biriktirmeye devam ediyor. Sayıların dili ile konuşursak,analitik bilançoda yayımlanan 6 Mayıs verisine göre, net döviz pozisyonu 3 milyar dolar daha iyileşerek swap ve kamu dövizleri hariç net rezervleri (eksi) 44,8 milyar dolar seviyesine taşıdı. Yerel seçimler öncesi -74,6 milyar dolar olan net rezervlerin son veriye göre -44,8 milyar dolar seviyesine iyileşmesi, TCMB’nin yaklaşık 30 milyar dolar biriktirdiğini bizlere anlatıyor! Bu seviyenin 2024 yılının en olumlu seviyesi olduğunu peşinen not düşelim. TCMB’nin her gün 2-3 milyar dolar daha rezerv biriktirme trendi şayet devam ederse, önümüzdeki ay net rezervlerin artıya döndüğüne şahit olacağız! Burası önemli ve oldukça da iyi! Öte yandan, Hazine’nin dün düzenlediği tahvil ihraçları sorunsuz geçerken, ikincil piyasada tahvil faizleri bir nebze de olsun gevşedi. Yabancı nezdinde Türkiye’nin 5 yıl vadeli risklerin yansıtan CDS risk priminin de 280 baz puan seviyesinin altına gerileyerek son dönemlerin en düşük seviyesinde işlem gördüğünü yeri gelmişken not edelim.
  • Dönelim biraz da yurtdışı piyasalara. Hamas’ın ateşkes teklifini onaylamasına karşın İsrail’in bunu kabul etmeyerek Refah’a kara harekâtı başlatması ile artan jeopolitik risklere rağmen altının ons fiyatının 2,320 dolar seviyesinde yatay bir görünüm sergilerken, Brent cinsi petrolün varil fiyatının da 82,80 dolar seviyelerinde ve neredeyse son 2 ayın en düşüğünde olduğunu not edelim. Altında kâr alma isteğinin belirmesi durumunda aşağıda 2,260 dolar seviyesine doğru geri çekilme bizleri pek de şaşırtmayacakır. Gümüşün ise daha diri bir görünüm çizdiğini görüyoruz.
  • ABD borsaları dün geceyi yatay tamamlarken, yeni gün başlangıcında pasifiğin diğer ucunda satıcılı bir seyrin hâkim olduğunu görüyoruz. Asya piyasalarının gösterge endeksi Tokyo borsası %1,4 aşağıda işlem görürken, dünyanın en çok işlem gören üçüncü para birimi olan Japon Yen’i bu sabah biraz daha değer kaybederek dolar karşısında 155 seviyesine geldi. ABD istihdam raporu ardından iyimser bir görünüme geçen, artan jeopolitik riskler ile durulan piyasaların yeniden canlaması için, özellikle ABD’nin faiz oranı rotasını belirleme yönünde yeni bir katalizör bekleyeceklerini düşünüyoruz. Bu sabah da küresel hava bu beklentiyi iyice yansıtıyor.

Emre Değirmencioğlu

Okumaya devam et

ALTIN - DÖVİZ - KRIPTO PARA

Dünya gıda enflasyonu liginde Türkiye 4. KKTC 5. sırada!

Yayınlanma:

|

Yazan:

  • Türk mali piyasalarında var olan iyimser görünüm dün de korunmaya devam etti. Uluslararası Kredi Derecelendirme Kuruluşu S&P’den beklenen not artırım nedeniyle hisse senetleri dünkü günü yatay bir seyirle tamamlarken, döviz piyasasında ise dengelerin TL lehine değişmeye devam ettiğini görüyoruz. TCMB’nin artık sahanın diğer tarafına geçerek döviz piyasasında alıcı olmasının da yardımı ile kurun aşağı yönlü bakılanırken, dengelerin olumlu anlamda meyletmesine paralel TCMB’nin swap ve kamu dövizleri hariç net döviz pozisyonu son 7 iş gününde yaklaşık 15 milyar dolar iyileşerek eksi 47,8 milyar dolar seviyesine toparladı. TCMB’nin net rezervleri, Cumhurbaşkanlığı seçiminde sonra en iyi eksi 45 milyar dolar seviyesine kadar iyileşmişti. Kısa bir süre içerisinde son zamanların en iyi seviyesinin test edileceğini düşünüyoruz.
  • Esen ılımlı rüzgârlara paralel, kur gerileyip, hisse senetleri ilgi görürken, Hazine de dün 2 ayrı tahvil ihracı ile toplam 36,4 milyar TL borçlandı. 21 ay vadeli iskontolu tahvilde ortalama bileşik faiz %45,1 seviyesinde gerçekleşti. İhaleye gelen piyasa yapıcısı talebin de son yılların rekor düzeyinde olduğunu not edelim. Burası önemli. Öte yandan, Türkiye’nin yabancı indinde risklerini gösteren 5 yıl vadeli CDS risk priminin de 288 baz puana gerileyerek son 3 yılın en düşük seviyesinde olduğunun da hazır yeri gelmişken altını çizelim.
  • Bir bankacı olarak, Türk Lirasına yönelik ilginin yeniden artmaya başladığını, dolarizasyon eğiliminin yavaş da olsa azalmasını müşteri davranışından da çok rahat bir şekilde okuyabildiğimizi belirtmek isterim. Bu minvalde, USDTRY kuru bankalararası piyasada -digital dolar- dünkü işlemlerde 32,2 seviyelerine kadar gerileyerek neredeyse son 1 ayın en düşük seviyesini test ederken, Kapalıçarşı’da akşam saatlerinde kurun 32 seviyesini test ederek fiziksel döviz satışı da yaşandığını teyit ediyor. TCMB tarafından açıklanan reel efektif kur endeksine göre TÜFE bazlı Türk Lirası son iki yılın en değerli düzeyine ulaştı. TL’nin değerlenmesi, hâlen daha canlı olan iç talep ile birlikte ele alındığında, ithalat kanalından pek de iyi bir haber olarak görünmüyor.
  • Küresel piyasalarda da olumlu havanın egemen olduğunu söyleyebilirim. Cuma günkü ABD’de açıklanan zayıf istihdam raporu sonrasında yeşeren faiz indirim beklentileri başta hisse senedi piyasalarına adeta itici güç oldu. Piyasa vadeli faiz işlemlerine göre, FED’den bu yıl yeniden 2 adet faiz indirimi beklenirken, ABD borsalarının da görünümü olumluya evrildi. Risk iştahı denince akla gelen ve teknoloji hisselerinin işlem gördüğü Nasdaq endeksi Cuma gecesini %2 yükseliş kaydederek tamamlaması ardından haftanın ilk gününü de %1’in üzerinde yükselişle tamamladı.
  • Risk iştahına paralel, tarım dışı istihdam verisi öncesi 56 bin dolar seviyesine kadar gerileyip sonrasında sert bir şekilde yönünü yukarıya çeviren ve 65bin dolara kadar yükselen Bitcoin, 63-64 bin bandında zemin kuvvetlendirmeye çalışıyor. Bir sonraki iyimserlikte yukarıda teknik olarak dün de gösterdiğimiz üzere 70bin dolar (kanalın tepesini) test etmesini bekliyoruz. Altın, hafif bir yükseliş 2,325 dolar seviyesine yükselirken, bir başka gözle baktığımız gümüş ise 26 dolar seviyesindeki teknik bölgeyi tekrar test etmesi ardından beklentimize paralel 27,40 dolar seviyesine yükseldi. Gümüşte yukarı yönlü hareketin devamını bekliyoruz. Öte yandan, nakliye grubu Maersk, Kızıldeniz’deki konteyner taşımacılığı trafiğindeki kesintinin arttığını ve kesintinin sektörün Uzak Doğu ile Avrupa arasındaki kapasitesini ikinci çeyrekte %20’ye kadar azaltmasının beklendiğini söyledi.
  • Maersk ve diğer nakliye şirketleri, İran bağlantılı Husi militanlarının Kızıldeniz’deki saldırılarını önlemek için Aralık ayından bu yana gemilerini Afrika’nın Ümit Burnu çevresine yönlendiriyor ve daha uzun yolculuk süreleri navlun oranlarını artırıyor. Konteyner sorunu navlun fiyatları üzerinde baskı kurmaya aday görünürken, gemilerin rotalarının uzaması da petrol fiyatlarına olumsuz yansıyabilir. Brent cinsi ham petrolün varil fiyatı geçen haftayı sert bir düşüşle 82,80 dolar seviyesine kadar gerileyerek neredeyse son 2 ayın en düşük seviyesinde tamamlaması ardından dün 83,50 dolar seviyesine toparlandı.
  • Dün KKTC İstatistik Kurumu Nisan ayı enflasyon verilerini açıkladı. Buna göre TÜFE aylık bazda %5,92 artış kaydederken, yıllık enflasyonu da %95,60 seviyesine taşıdı. Enflasyonun alt kalemlerinde bir önceki aya göre en yüksek artış %19,5 ile Eğlence ve Kültür ana grubunda gerçekleşirken, Lokanta ve Oteller ana grubunda %16,2, haberleşme ana grubunda ise artış %15,6 oldu. Geçen ay enflasyon sepetinde en yüksek artış gösteren ürün DVD Player olurken (!) bu ay ise Lens Bakım İlaçları ilk sırayı aldı. Ayşe Teyze’nin enflasyon sepetinde en önemli ürünün gıda olduğu unutulmamalıdır. Gıda enflasyonunu Mart ayında yıllık bazda %80 seviyesine dayanması ardından ılıman hava koşullarına paralel Nisan ayında yıllık bazda %66,4 seviyesine gerilediğini görüyoruz. Geniş bir açıdan bakarsak, ‘dünya’ gıda enflasyon liginde, KKTC’nin, Arjantin, Güney Sudan, Zimbabwe ve Türkiye ardından beşinci sırada olduğunun altını kalın bir şekilde çizmek isterim!
  • Enflasyon verilerinin açıklandığı gün, KKTC Cumhurbaşkanı Sn. Ersin Tatar, Gambiya’nın başkenti Banjul’da ilk resmi görüşmesini Gambiya Cumhurbaşkanı Yardımcısı Mohammed B.S. Jallow ile yaptı. Cumhurbaşkanlığından verilen bilgiye göre, Tatar, İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) 15. Devlet ve Hükümet Başkanları Zirvesi’ne katılmak üzere Banjul’a gitti. Gambia ziyaretinde Sn. Cumhurbaşkanı Tatar’ın timsahı kuyruğundan tutarak verdiği poz dün gündemi epeyce meşgul etti!
  • Yeni gün başlangıcında, Reuters haberlerinde, Filistinli Hamas dün Gazze’de ateşkese ilişkin arabulucuların sunduğu teklifi kabul ettiğini açıklarken İsrail ise teklif maddelerinin kendi talepleri ile uyuşmadığını söyleyerek Refah’a yönelik hava saldırılarını sürdürdü. Ancak İsrail bir anlaşmaya yönelik müzakerelere devam etmeyi planladığını da belirtti. Asya piyasalarında ise bu sabah hafif de olsa karmaşık bir seyir görüyoruz. Gösterge endeks Tokyo borsası %1,4 yukarıda işlem görürken, Japon YEN’i yeniden değer kaybederek dolar karşısında 155 seviyesine yaklaştı. Japonya’da otorite, düzensiz, spekülatif güdümlü döviz hareketlerine karşı harekete geçmek zorunda kalabileceğini söyleyerek YEN’i desteklemek için yeniden müdahale etmeye hazır olduklarını söyledi.
  • Fransa Cumhurbaşkanı Macron ve AB Komisyonu başkanı Ursula von der Leyen, Çin Devlet Başkanı Xi Jinping’e Avrupa ile daha dengeli ticaret sağlama çağrısında bulunurken, Çin liderinin büyük tavizler vermeye hazır olduğuna dair çok az işaret görüyoruz. Beş yıl aradan sonra Avrupa ziyaretine giden Xi’nin Fransa’nın ardından Sırbistan ve Macaristan ziyaretleri takip edilecek.

>KKTC TÜFE Enflasyonu

Enflasyon adeta içimizden geçmiştir. Hissedilen kümülatif fiyat artışı mavi renktir. Mayıstan itibaren enflasyon sıfırlansa dahi, mavi endeks yataya dönecek, 2021 sonundan bugüne yaşadığımız kümülatif fiyat artışları ise alım gücünü geri getirmeyecektir!

17150572873d504739cabda1ac0b28de2f80bafe87_1_1200.jpg

>Dünyada Gıda Enflasyonu

Dünyada gıda fiyatları son 1 yılda %7,4 düşerken…

171505728776d2757a8e306778e2db6aab283a069a_2_1200.jpg

Emre Değirmencioğlu

Okumaya devam et

ALTIN - DÖVİZ - KRIPTO PARA

Türk Lirası ‘sahalara’ geri dönüyor…

Yayınlanma:

|

Yazan:

  • Pazar akşamı, kafamda yazmak istediğim o kadar çok konu başlığını en basit ve en anlaşılır şekilde nasıl sıralayacağımı düşünürken, Çin lideri Xi’nin beş yıl aradan sonra Avrupa ziyareti, Fransa Lideri Macron’un “Avrupa ölümcül tehlike altında” başlıklı The Economist makalesi, televizyonda gençliğimin efsane şarkıcısı Madonna’nın Brezilya konserine katılan 1,6 milyon kişiyi görerek bir anda kendimi Like a Prayer ve Papa Don’t Preach şarkısını söylerken buldum. TCMB net rezervlerinin her gün milyarlarca dolar artışına artık alışırken, not artırımlarının da devamını beklerken, yabancı yatırımcının TL öneriler ve yurtiçi yerleşiklerin de dövizden çıkmaya başladığı bir ortamda, ben de BIST30 endeksinde USD bazlı önemli bir yukarı yönlü kırılım gerçekleşmesini fırsat bilerek, bu hafta TCMB enflasyon raporu ve Başkan Karahan’ın mikrofon karşısına geçmesi öncesinde, Bireysel Emeklilik (BES) portföyümde değişikliğe giderek uzun bir yıllardır taşıdığım altın fonlarımı satıp ağırlıklı olarak hisse senedi ve para piyasası fonuna geçtiğimi yeri gelmişken not edeyim.
  • Çin Lider Xi, beş yıl aradan sonra Avrupa turuna çıktı. Amerikan New York Times gazetesi, Xi’nin ziyaretinin Brüksel-Washington ilişkilerini zayıflatmayı hedeflediğini savundu. Xi’nin gündeminde, AB ile ticari anlaşmazlıkların olduğunu okuyoruz. Bu arada The Economist’te Fransa Lideri Macron’un “Avrupa ölümcül tehlike altında” başlıklı makalesine denk geldim. Marine Le Pen karşısında zorlanmaya başlayan Macron’un bu sert çıkışı belki iç siyasete yönelik olsa da, Rusya’nın Ukrayna işgalinin Avrupa’yı büyük bir risk altına soktuğunu, Avrupa’nın kendi güvenliğini sağlaması gerektiğini, ekonomik olarak da AB’nin Çin ve ABD’nin çok gerisinde kaldığını söyleyerek radikal önlem çağrısında buldu. Avrupa’nın bir zamanlar büyüme motoru olan Almanya’nın da artık Avrupa’nın hasta adamı olarak lanse edildiği bir ortamda, Cassandra’nın Çığlığı misali, Macron’un söylemlerinin göz ardı edilmemesi gerektiğini düşünüyoruz.
  • Dönelim ilk önce haftanın son iş gününe. TÜİK verilerine göre, Nisan ayında enflasyon piyasa beklentileri paralelinde sonuçlandı. TÜFE aylık %3,18 artarken, yıllık enflasyonu da %69,80 seviyesine taşıdı. Alt kalemlerde alkollü içecekler ve tütün harcama grubunda %9,56 oranında aylık artış dikkatimizden kaçmazken, lokanta ve otellerde grubunda %4,69; giyim ve ayakkabıda %4,58; ev eşyasında ise %4,11 oranında artış, TCMB’nin de hemen hemen her platformda belirttiği üzere özellikle hizmet sektöründeki fiyat katılığını bir kez daha gözler önüne serdi. Bu noktada para politikasının görevini yerine getirdiği, finansal koşulların sıkı olduğunu, lâkin fiyat katılığının maliye politikaları çerçevesinde ele alınması gerektiğinin altını çizelim. Enflasyonda tepe seviyenin kuvvetle muhtemel görüldüğü veya Mayıs verisi ile Haziran başında görüleceğini; akabinde ise baz etkisi ile de olsa enflasyonda düşüş sürecinin başlayacağını düşünüyoruz.
  • TCMB’nin sene sonu TÜFE enflasyon tahmininin %36 seviyesinde olmaya devam ettiğini piyasanın ise (TCMB Piyasa Katılımcıları Anketi son veri) %44 seviyesinde olduğunu not edelim. Bu bağlamda, 9 Mayıs tarihinde Enflasyon Raporu ve Başkan Karahan’ın toplantıda yapacağı sunumu dikkatle takip edeceğiz. Her ne kadar toplantıda enflasyon hedefini değiştirmesini beklemesek de, TL’de esen olumlu rüzgâr sonrasında yabancı yatırımcılar gibi biz de yeni döneme ait TCMB’nin yaklaşımını anlamaya çalışacağız. Özellikle, TL’de reel olarak değerlenme ibaresini politika metnine sokan TCMB’nin değerlenme konusunu biraz daha netleştirmesini bekliyoruz. Ne demek reel olarak değerlenme? Daha önce de bültenlerimizde belirttiğimiz üzere, kur artışının enflasyonun altında seyretmesi anlamına geliyor. Hatta, Cuma günü açıklanan veriler sonrası, yılın ilk 4 ayında enflasyon %19,58 artarken, USDTRY kurunda yükseliş yaklaşık %9,50 oldu. Yani? TL’de reel olarak değerlenme başladı bile!
  • Biraz daha argümanımızı güçlendirelim. TCMB’nin net döviz pozisyonu (swap ve kamu dövizleri hâriç) Nisan ayı geneli ve Mayıs ayının ilk iş gününde yaklaşık 24 milyar dolar artış kaydederek yerel seçimler öncesi yaşanan kayıpları da telafi etti. Bu çok olumlu bir gelişme! Öte yandan, haftanın son iş günü açıklanan TCMB menkul kıymet istatistiklerine göre, 26 Nisan haftasında, yabancı yatırımcının hisse senedi pozisyonu yaklaşık 155 milyon dolar azalırken, Devlet İç Borçlanma Senetleri (DİBS) ise aksine 604 milyon dolar artış kaydetti. JP Morgan’ın Türkiye’yi gelişmekte olan ülkeler tahvil endeksindeki ağırlığını arttırması sonrası bu trendin daha da artmasını bekliyoruz. DİBS cephesinde yaşanan yabancı girişinin bu yılın en yükseği olduğunu not edelim. Demek ki yabancı yatırımcı da gelmeye başladı!
  • TCMB döviz piyasasında sahanın diğer tarafına geçerek 24 milyar doları almasaydı, kurun daha da çok düşeceğini rahatlıkla söyleyebiliriz. Lâkin bu noktada, kurun çok da düşmesi isteniyor mu sorusunu da sormak gerekiyor. Neden mi? Cevabı yine Cuma günü açıklanan Ticaret Bakanlığı’nın öncü verilerine bakarak cevaplayalım. Nisan ayında ihracat geçen yılın aynı dönemine göre önemli bir değişim kaydetmezken, ithalat ise %4,2 oranında artış kaydetti. Bu sonuçla dış ticaret açığı %13,3 büyüyerek 10 milyar dolar düzeyinde gerçekleşti. Her ne kadar Bakan Şimşek ve ekibinin kaleme aldığı program işliyor olsa da, dış ticaret rakamları ne yazık ki arzu edildiği düzlemde ilerlemiyor keza iç talep oldukça güçlü! TL’nin çok da değer kazanması rekabet avantajı penceresinden bakılırsa çok da arzu edilen bir durum değil! Burası önemli. USDTRY kurunun Nisan ayını yükseliş kaydetmeden tamamladığını ve Mayıs ayından da TL pozitif havanın devam ettiğini hatırlalatılım. Mevcut eğilim, hem bizim, hem de yine Piyasa Katılımcıları Anketi’nde son veri olan yıl sonu USDTRY 40,00 medyan kur beklentisinin belirgin anlamda altında bir eğilime işaret ettiğini görmekle birlikte, esen ılımlı rüzgârların da yardımı ile özellikle sonbahara kadar TL’de pozisyon almanın mantıklı olacağını düşünüyoruz.
  • Hatırlayacak olursanız, Citibank geçen hafta 6 ay sonrası için (6 ay vadeli forward) “Dolar sat TL al” önerisinde bulunmuştu. Halk arasında bu durum 6 ay sonra kur düşecek şeklinde yanlış bir yoruma neden olmuş. Halbuki doğru yorum, 6 ay sonra Doların TL karşısında yükseleceği ama TL faizin ima ettiği kadar yükselmeyeceği şeklinde olmalıdır. Bu bağlamda, sonbahara kadar TL ve TL cinsi varlıklardan faydalanmanın oldukça mantıklı olacağını düşünüyoruz. TCMB verilerine göre yurtiçi yerleşiklerin döviz mevduatları (DTH) son dört haftada 6,6 milyar dolar azalırken (TL varlıklara ilgi artarken) yerli ve yabancı yatırımcı ilgisi ile dolar bazlı BIST30 endeksinde haftalık kapanışı oldukça güçlü bir sinyal olarak okuduk (bakınız grafik). Eğer teknik beklentimiz gerçekleşecekse, 330 dolar seviyesindeki teknik seviye üzerinde 15 ay sonra gerçekleşen kapanış ardından 430-440 dolar seviyesinin teknik anlamda mümkün olabileceğini düşünüyoruz. Kişisel BES fonumda yaptığım değişikliğin de umarım gerekçelerini biraz daha iyi anlatabilmişimdir.
  • Siyasi ve jeopolitik olarak her şey toz pembe olmasa da, TCMB’nin kararlı duruşu sonrasında, ekonomik risklerin azaldığını rahatlıkla söyleyebilirim. Zaten, ödemeler dengesinde kriz beklentisinin de oldukça azalması sonrasında, beklentilere paralel Uluslararası Kredi Derecelendirme Kuruluşu S&P Cuma gecesi Türkiye’nin kredi notunu artırdı. Görünümün de pozitif olması, bir sonraki adımın da artırım yönünde olacağını bizlere anlatıyor. Türkiye’nin Haziran ayında gri listeden çıkması ile yabancı ilgisi daha da artacaktır!
  • Dönemli biraz da yurtdışı piyasalara. Her ayın ilk Cuması olduğu üzere, ABD’de açıklanan ve ekonominin gidişatı hakkında önemli ipuçları veren hatta FED’in de karar alma aşamasında belirleyici bir veri set olan istihdam raporu beklentileri karşılayamadı. Raporun zayıf olarak kabul edilmesi sonrası, piyasalar haftanın son iş gününü adeta ‘bayram’ havasında tamamladı. ABD’den son dönemde güçlü gelen veriler sonrası FED’in faiz indirim ihtimalini azaltmıştı. Ancak, tarım dışı istihdam raporu sonrası, faiz indirim beklentileri artış kaydederken (yıl sonuna kadar iki kez) artan risk iştahına paralel Nasdaq endeksi Cuma gecesini %2 yükselişle tamamlarken, 10 yıllık ABD tahvil faizi %4,50 seviyesinin altına geriledi. Doların da değer kaybetmesi ile EURUSD paritesi 1,08 seviyelerine doğru hareketlenirken, direnişin parası Bitcoin teknik mânâda beklediğimiz aşağıda 58bin dolar seviyesini test ederek yönünü sert bir şekilde yukarı çevirmek suretiyle 64bin dolar seviyesine kadar yükseldi. Bu bağlamda, Bitcoin’e olan inancımız ve yükseliş beklentimiz yeşerirken, kıymetli madenlerde ise özellikle de altında yorgunluk emareleri görüyoruz. Altının ons fiyatı 2,300 dolar seviyesinde salınarak gelişmelere pek de tepki veremezken, gümüş ise kırdığı (26 dolar) direncini yeniden test etmesi ardından 27 dolar seviyesine toparlardı. Uzun yıllardır oldukça değersiz kalan gümüşte yükseliş beklentimizi korurken, her iki enstrümanda da uzun pozisyonlarımızın devam ettiğini not edelim.
  • Yeni gün başlangıcında, Asya piyasalarında iyimser bir başlangıç görüyoruz. USDJPY paritesi otoritenin iki kez sert müdahalesi sonrası 153 seviyesine kadar gerilerken, gösterge endeks Tokyo borsası yatay bir seyir izliyor. Öte yandan, Çin’de açıklanan PMI verileri sonrası Şangay borsasının %1,5 yükseldiğini not edelim. Bu haftanın makro veri seti açısından gündemi sakin görülürken, yukarıda da değindiğim üzere gözler Çin Devlet Başkanı Xi’nin Avrupa ziyaretine çevrildi. Macron’un sert çıkışı ve beraberinde yeniden alevlenen Rusya-Ukrayna savaşı gündemi meşgul ediyor.

>Borsa İstanbul 30 Endeksi (USD bazlı)

Dolar bazlı BIST 30 endeksinde haftalık kapanışı oldukça güçlü bir sinyal olarak okuduk. Eğer teknik beklentimiz gerçekleşecekse, 330 dolar seviyesinin  üzerinde 15 ay sonra gerçekleşen kapanış ardından 430-440 dolar seviyesini yukarıda hedefleyeceğiz. Hisse senetlerinde ağırlık artırılabileceğini düşünüyoruz.

1714969180843287e1b9dfaf9a5361bca287773d6e_1_1200.jpg

>BTCUSD

Zayıf ABD istihdam raporu sonrası artan risk iştahı ile yönünü yeniden yukarıya çeviren Bitcoin’in ilk etapta 71bin dolar seviyesini test etmesini ve devamı da getirmesini bekliyoruz.

171496918001ae19b01d415cb06f751c7934f8fe0f_2_1200.jpg

>TCMB net döviz pozisyonunda yaşanan günlük değişim

Nisan ayının son iş gününde 3,3 milyar dolar artan net rezervler, 2 Mayıs tarihinde de 2,2 milyar dolar daha arttı. Bu rakamları olumlu ve mutluluk verici olarak okuyoruz. Son 19 iş günün toplam artış 24 milyar dolar.

171496918145cc85a0609409e00824d77eef898c16_3_1200.jpg

>DTH

Yurtiçi yerleşiklerin döviz mevduatları (DTH) son dört haftada 6,6 milyar dolar azaldı.

1714969181411190c5dd62b6468c0f491f54c22282_4_1200.jpg

Emre Değirmencioğlu

Okumaya devam et

KATEGORİ

FARK YARATANLAR

FARK YARATANLAR

FARK YARATANLAR

ALTIN – DÖVİZ

Altın Fiyatları

KRIPTO PARA PİYASASI

BORSA

TANITIM

FACEBOOK

Popüler

www bankavitrini com © "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan, BANKA VİTRİNİ'nde yer alan yazar ve çevirmenlerine ait herhangi bir yazı, çeviri, makale ve haber izin alınmadan basılı olarak ya da internet ortamında kullanılamaz, çoğaltılamaz, yayınlanamaz. İzinsiz kullananlar hakkında hukuki yollara başvurulacaktır. "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan tüm özgün yazıların içeriğinden yazarları sorumludur. www.bankavitrini.com'da yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti, aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler, mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Yer alan yazılarda herhangi bir yatırım aracı; Hisse Senedi, kripto para biriminin veya dijital varlığın alım veya satımını önermiyor. Bu nedenle sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi, beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Lütfen transferlerinizin ve işlemlerinizin kendi sorumluluğunuzda olduğunu ve uğrayabileceğiniz herhangi bir kaybın sizin sorumluluğunuzda olduğunu unutmayın. © www.paravitrini.com Copyright © 2020 -UŞAK- Tüm hakları saklıdır. Özgün haber ve makaleler 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu korumasındadır.