Connect with us

EKONOMİ

Sahte olarak ‘çalışan’ gösterilen 106 bin kişinin sigortalılığı iptal edildi

Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK), tarafından geçen yıl yapılan denetimlerde, 3 bin 230 iş yerinin sahte olduğu belirlenirken, bu “tabela iş yerleri”nin çalışanı olarak gösterilen 106 bin kişinin sigortalılığı iptal edildi.

Yayınlanma:

|

SGK, kayıt dışı istihdamla mücadele kapsamında, sahte iş yeri ve sahte sigortalılara yönelik denetimlerini sürdürüyor.

Çalışma Hayatı İletişim Merkezi Alo 170’e gelen ihbar ve şikayetleri de dikkate alan Kurum, bu kapsamda geçen yıl Türkiye genelinde 250 binden fazla denetim yaptı.

Denetimlerde, 3 bin 230 iş yerinin “sahte” olduğu belirlenirken, bu iş yerlerinde “çalışan” olarak gösterilen 106 bin 180 kişinin sigortalılığı iptal edildi. Bu sayede kamu zararının önüne geçilirken, söz konusu sahtecilik için toplam 550 milyon liraya yakın ceza kesildi.

Sorumlular hakkında suç duyurusunda bulunuluyor

Sosyal Güvenlik Denetmenleri Derneği Başkanı Cemal Tan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, SGK’nin denetimlerini Türkiye genelinde toplam 3 bin denetmen eliyle yürüttüğünü belirterek, sahte sigortalılık tespitinin ardından vatandaşlar adına SGK’ye yapılan sigortalılık bildirimlerinin iptal edildiğini kaydetti.

Tan, SGK tarafından sigortalılar için yapılan sağlık harcamaları, ödenen emekli aylıkları, iş göremezlik geliri ve analık ile emzirme ödeneğinin de ceza ve faizi ile geri alındığını, sorumlular hakkında da suç duyurusunda bulunulduğunu kaydetti.

Sosyal güvenlik denetmenlerinin SGK’nin aktif saha denetimi yaptığını ifade eden Tan, şöyle devam etti:

“Her yıl milyonlarca lira kamu zararının önüne geçen, kayıt dışı ve sahtecilikle mücadele eden sosyal güvenlik denetmenleri Kovid-19 salgını koşullarında dahi özveriyle görev yaptı. A kariyer meslek grubunda yer alan sosyal güvenlik denetmenleri, 2200 olan ek göstergesinin 3600 ek göstergeye yükseltilmesini istiyor. Hakkaniyet ilkesiyle birçok başarılı işe imza atan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanımız Sayın Vedat Bilgin ve ekibinden bu konuda destek bekliyoruz.”

Okumaya devam et

BANKA HABERLERİ

Reel Piyasa çöküyor: Karşılıksız çek 6’ya katladı

Nisan 2023’te 2,5 milyar TL olan karşılıksız çek tutarı, Nisan 2024’te yaklaşık beş kat artışla 15,1 milyar TL’ye yükseldi. 2024’ün ilk dört ayında da karşılıksız çek tutarı yüzde 293 oranında artışla 43,1 milyar TL’ye ulaştı.

Yayınlanma:

|

Yazan:

Yüksek faizler, döviz kurlarında istikrarı getirirken ekonomide bazı alanlarda stres seviyesinin artışını da beraberinde getirdi.

Türkiye Bankalar Birliği (TBB) Risk Merkezi verilerine göre, 2024 yılı Ocak-Nisan döneminde bankalara ibraz anında karşılıksız çıkan çek tutarı, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 293 oranında artışla 43,1 milyar TL’ye yükseldi. Geçen sene aynı dönemde bu rakam 11 milyar TL olmuştu.

Nisan 2023’te 2,5 milyar TL olan bankalara ibraz anında karşılıksız çıkan çek tutarı, Nisan 2024’te yüzde 514 oranında artışla 15,1 milyar TL’ye yükseldi.

Karşılıksız çek tutarı hem ocak-nisan dönemleri hem de nisan ayları için rekor olarak kayıtlara geçti.

DÖRT AYDA 2,2 TRİLYON TL’LİK ÇEK İBRAZI

2024 yılı Ocak-Nisan döneminde bankalara ibraz edilen toplam çek tutarı, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 90 oranında artışla 2 trilyon 210 milyar TL’ye ulaştı.

2023 yılı Nisan ayında yüzde 1,0 olan bankalara ibraz edilen çekler içinde karşılıksız işlemi yapılan çeklerin oranı, Nisan 2024’te yüzde 2,3 ile son beş yılın en yüksek seviyesine yükseldi.

Karşılıksız çek tutarı 2022’de 20,7 milyar TL, 2023’te 57,2 milyar TL olmuştu.

Çeki karşılıksız çıkan kişiler, haciz masrafları dışında alacaklıya yüzde 50’yi aşan oranda faiz ödemek zorunda kalacak.

Emre DEVECİ-Sözcü

Okumaya devam et

EKONOMİ

Prof. Dr. YILMAZ: Mali alan yaratılmalı, ama nasıl?

Bugün “mali alan”dan bahsediyor ve alanın büyümesi için sınırları tartışıyorsak, ekonomik istikrar, büyüme, bölüşümde adalet açısından zorlayıcı bir noktadayız demektir

Yayınlanma:

|

Mali alan, kamu harcamalarının rasyonalizasyonu, vergi gelirlerinin artırılması, etkin kamu borç yönetimi ve dış finansman olanaklarıyla finansman sorunu yaşanmadan maliye politikasının hedeflerine ulaşılmasında bir fırsattır.

Bu alan doğru değerlendirildiğinde gelir, harcama ve borç yönetiminde gerçekleştirilecek reformlar sayesinde daha sağlam bir mali yapı ile enflasyonla mücadele ve ekonomik büyüme amaçlarına ek bir kaynak yaratılabilir.

Ayrıca mali alan bir anda ortaya çıkabilecek pandemi, deprem ve de ekonomi politikalarında kararsızlıklar, hatalı kararlar sonucunda yaşadığımız krizlere de hazırlıklı olunmasını sağlar.

Gündemden düşmeyen CDS, ülkelerin risklerinin en önemli belirleyicisi ama bu risk priminin diğer ekonomik belirleyicilerin yanında mali alana da dayandırıldığını belirtmekte fayda var. Aizenman v.d. (2013, 2010)’nin CDS’nin temel olarak geçmiş ve şimdiki mali alana göre değil, gelecekteki mali alana göre belirlendiği şeklindeki yorumları oldukça dikkat çekicidir.

Mali alanı görselleştirelim:

Bir ülkenin istikrar, büyüme gibi hedeflerine ulaşırken gerekli mali araç ve kaynakları gösteren, dört köşeli bir elmasa benzeyen “Mali alan elması” görseli aşağıda mevcut. Bu elmasın alanı, o ülkenin sahip olduğu mali alanı belirtiyor.

Kaynaklar toplamda dört tane: (a) Dış kaynak girişi, yardımlar ve dış borçlar (b) vergi idaresinin iyileştirilmesi veya vergi politikası reformları yoluyla gelirlerde artış (c) iç ve dış borçlanma yoluyla açık finansmanı (d) harcamaların yeniden önceliklendirilmesi ve verimliliğinin artırılması (Roy v.d. 2007: 33-34).

Mali alan elması

Kaynak: Roy v.d.: 2007.

Mali alan elmasındaki bu araçlardan/kaynaklardan hangisi daha yoğun olarak elde ediliyorsa, mali alan elmasının dört köşesi eşit olmaz ve o araç/kaynak yönüne doğru genişlediği görülür.

Şimdi Türkiye için bu alanın ne yöne doğru genişleyeceğine bakalım:

Mali alan görüldüğü gibi hem bütçe kaynaklarının nasıl kullanıldığını hem de gelecekteki mali durumunu etkileyebilecek faktörleri içeriyor. Acaba maliye politikasının öncelikli harcamaları finanse etmek ve enflasyonla mücadele etmek için ihtiyacı olan vergi, dış finansman, etkin borç yönetimi gibi kaynakları sağlama yeteneği var mı?

Öncelikle geçen haftadan bu yana kamuda tasarruf tedbirlerini konuşuyoruz. Kamu harcamalarının etkin ve verimli kullanımıyla bir yandan mali disiplinin sağlanması diğer yandan kamu talebinin düşmesiyle enflasyonla mücadele edilmesi hedefleniyor. Buna göre mali alan elmasının sol tarafa doğru büyümesi beklenebilir. Karar alıcıların da bu alanı kullanma hedefi olduğu belli. Ancak son tasarruf genelgesi 2001 yılındaki genelgeden çok farklı değil. Denetim, izleme, yaptırım açılarından farklılaşıyor, yoksa tasarruf edilecek kalemler hâlâ çok sınırlı. (Şu yazımda açıkladım.) Zaten bakanlıkça yapılan açıklamaya göre sadece 100 milyar TL’lik bir tasarruf hedefleniyor ki, 11 trilyon TL’yi aşan bütçenin yüzde 1’i bile değil.

Vergi cephesinde de atılan ve atılacak adımlar var ama mali alan elmasının sağ tarafına doğru gidilecek yer kalmadı. Çünkü geçtiğimiz yılın ilk dört ayında 1 trilyon TL’lik vergi gelirine karşılık, bu yıl aynı dönemde 2,2 trilyon TL’lik vergi geliri elde edildi. Vergi yükü her açıdan ağırlaştı. Dolaylı vergilerin vergi sistemindeki hakimiyeti, vergi adaletsizliğini artırıyor. Şimdi de vergi oranları artırılmadan, istisna ve muafiyetlerin daraltılmasıyla vergi yükünün artışını bekliyoruz. Oran artışının 2023 yaz döneminde nasıl bir maliyet enflasyonu yarattığını da unutmadık. Bu araçla elde edilecek pek bir mali alan kalmıyor gibi, kayıt dışılığın üzerine gidilmezse.

Potansiyel mali alan, doğru ve etkin borç yönetimi üzerinden olabilir mi, ona bakalım: Yani elmasın alt tarafına. 2024’te bütçe açığının milli gelire oranının yüzde 5’in altına düşürülmesi hedefleniyor. Harcama kısıcı ve gelir artırıcı taraftan bahsettik ama bütçenin bir de borç faizlerine ayırdığı ve giderek artan bir kısmı var ki, işte bu yapı bütçe esnekliğinin kaybedildiğini gösteriyor.

İç ve dış borç faiz ödemelerinin GSYH içindeki payı yüzde 4’ü geçti. Özellikle iç borç faiz ödemelerindeki artış, sıkı para politikası sonucu DİBS’lerin ortalama yıllık bileşik faizinde yükseliş ile devam ediyor. Bu durum Hazine’nin faiz yükünü de etkiledi. DİBS’lerde değişken faizlilerin payı yükselirken, sabit faizlilerinki azalıyor. Döviz cinsi DİBS ve kira sertifikası ihracı devam ediyor.

2024 ilk çeyrekte iç borç stoku 4,5 trilyon TL’yi aştı. Bu stok hem faiz hem de döviz kuru riskini içinde barındırıyor.

Son olarak elmasın üst tarafında dış finansman imkanları var. Onun için de sıcak para ön planda tutuluyor. Mali alanın, hem krizlere karşı yaratacağı önlem hem de CDS’yi düşürerek uluslararası piyasalardan elde edeceği finansal kaynakların çeşitlenmesi olasılığı birlikte değerlendirildiğinde, Türkiye gibi gelişmekte olan ülkeler için ne kadar önemli olduğu görülebilir.

Ülkeye sıcak paranın girişi için ortam uzun zamandır hazırlanıyor, TL değerlenirken kur stabil. Uluslararası finans kuruluşlarının raporlarına göre de carry trade için Türkiye işaret ediliyor. Bu durumda mali alan elmasının üst tarafına doğru gidilecek yer var ama söz konusu dış finansman özellikle sıcak para çıkışının kriz yaratıcı sonuçlarını 1994 ve 2001 krizlerinde yaşadığımızı unutmayalım. O nedenle bu konuda çekinceler var ki, bu ayrı bir yazının konusu.

Anlaşılıyor ki mali alan içinde maliye politikası araçlarının keskin uçları varBugün “mali alan”dan bahsediyor ve alanın büyümesi için sınırları tartışıyorsak, ekonomik istikrar, büyüme, bölüşümde adalet açısından zorlayıcı bir noktadayız demektir. O nedenle politika adımlarında belirlilik, politik ve kurumsal açıdan tutarlılık hiç olmadığı kadar önemli.

Prof.Dr. Binhan Elif YILMAZ-T24


Yararlanılan kaynaklar:

Aizenman, J., Jinjarak, Y. (2010). “De facto fiscal space and fiscal stimulus: definition and assessment. National Bureau of Economic Research. No. w16539.

Aizenman, J., Hutchison, M., Jinjarak, J. (2013). What is the risk of european sovereign debt defaults? fiscal space, cds spreads and market pricing of risk. Journal of International

Money and Finance. 34 (2013): 37-59.

Roy, R., A. Heuty, Letouzé, E. (2007). Fiscal space for what? analytical issues from a human development perspective. Presentation at the G-20 Workshop on Fiscal Policy, Istanbul, 30 June to 2 July.

Okumaya devam et

BANKA HABERLERİ

Ödenmeyen borçlar, ekonomik istikrara gölge düşürüyor

Ekonomide yaşanan dalgalanmalar hem vatandaş hem de şirketlerin borçlarını tahsil edebilmesi konusunda çeşitli problemlere yol açıyor. Borç tahsilinde sorun yaşayanlar, çareyi hukukçuların kapısını çalmakta buluyor.

Yayınlanma:

|

Yazan:

Türkiye’de ve dünyada ekonomik dalgalanmalar sürerken, bu durum ödemelerin zamanında yapılamamasına sebep olabiliyor. Türkiye Bankalar Birliği raporuna göre 2024 yılının Ocak-Mart aylarını kapsayan dönemde karşılıksız işlemi yapılan 49 bin çekin toplam ekonomik büyüklüğü 28 milyar TL seviyesine ulaştı. Alacaklarını tahsil etmek konusunda sorun yaşamak istemeyen kişi ve şirketler ise hukuk bürolarının kapısını çalıyor. Avukat Mertcan Turan’a göre, borçları tahsil konusunda sorun yaşamamak için ilk andan itibaren hukuki danışmanlık almakta fayda var.

“Testi kırılmadan önce danışmanlık almakta fayda var”

Borç tahsili konusunda sorun yaşamak istemeyenlere yönelik tavsiyelerde bulunan Mertcan Turan Hukuk ve Danışmanlık Şirketi Kurucusu Av. Mertcan Turan, “Ekonomide yaşanan dalgalanmalar, ödeme dengelerini de alt üst edebiliyor. Bu durumdan zarar görmemek ve kurulan ticari ilişkilerin ödeme adımında bozulmaması için, en baştan hukuki danışmanlık almakta fayda var. Elbette bizler sorun yaşayan kişilere her adımda yardımcı oluyoruz fakat Nasreddin Hoca kıssalarındaki gibi testi kırılmadan, borçlar sorunu kangrene dönmeden önce bir hukuk bürosunun kapısını çalmak ve tahsilat dahil her adımı sözleşme ile garanti altına almak daha doğru olacaktır” şeklinde konuştu.

Sözlerine karşılıksız çeklerin ortaya çıkardığı sorunlar ile devam eden Av. Mertcan Turan, “Özellikle çekler banka sigortası kapsamında güvenli hale getirilmeli. Atılacak bu adım ekonomik güvenin artmasına ve finansal istikrarın sağlanmasına önemli bir katkı sağlayacaktır. Bankaların müşterilere çek defteri verirken dijital bir sistem üzerinden ve maksimum yazabilecekleri bir çek üst limiti belirleyerek vermesi bugün yaşanan birçok sorunu çözebilir. Ayrıca banka tarafından verilen bu defterle üst limitlere dikkat edilerek yazılan çeklerin tam sigorta kapsamına alınması iş dünyasına büyük kolaylık sağlayacaktır. Borçların zamanında ve eksiksiz ödenmesi ve alacaklıların haklarının korunması ticari yaşamın sağlıklı devamı için elzemdir” açıklamasını yaptı.

“Hem bireyler hem de şirketler borç tahsili konusunda dertli”

Mertcan Turan Hukuk ve Danışmanlık Şirketi Kurucusu Av. Mertcan Turan, “Borçların tahsili konusunda hem gerçek kişiler hem de tüzel kişiler problem yaşıyor. 2020 yılından bu yana İzmir’de faaliyet gösteriyoruz. 4 yıllık sürede birçok şirkete ve gerçek kişiye hukuki anlamda hizmet sağladık. Bu süreçte edindiğimiz tecrübe şunu gösterdi ki borçların tahsili konusunda birçok kesim mağdur konumda. Bu mağduriyetin bazı öne çıkan sebepleri var. Özellikle ticari ilişkinin başında profesyonel hukuki destek almamak ve sonraki süreçleri hukukun dışında yürütmeye çalışmak bu sebeplerin başında geliyor. Bizler elimizden geldiğince çevremizde bulunan kişi ve kurumları bu tarz konularda mağdur olmamaları için bilgilendirmeyi sürdürüyoruz” dedi.

Okumaya devam et

KATEGORİ

FARK YARATANLAR

FARK YARATANLAR

FARK YARATANLAR

ALTIN – DÖVİZ

Altın Fiyatları

KRIPTO PARA PİYASASI

BORSA

TANITIM

FACEBOOK

Popüler

www bankavitrini com © "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan, BANKA VİTRİNİ'nde yer alan yazar ve çevirmenlerine ait herhangi bir yazı, çeviri, makale ve haber izin alınmadan basılı olarak ya da internet ortamında kullanılamaz, çoğaltılamaz, yayınlanamaz. İzinsiz kullananlar hakkında hukuki yollara başvurulacaktır. "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan tüm özgün yazıların içeriğinden yazarları sorumludur. www.bankavitrini.com'da yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti, aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler, mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Yer alan yazılarda herhangi bir yatırım aracı; Hisse Senedi, kripto para biriminin veya dijital varlığın alım veya satımını önermiyor. Bu nedenle sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi, beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Lütfen transferlerinizin ve işlemlerinizin kendi sorumluluğunuzda olduğunu ve uğrayabileceğiniz herhangi bir kaybın sizin sorumluluğunuzda olduğunu unutmayın. © www.paravitrini.com Copyright © 2020 -UŞAK- Tüm hakları saklıdır. Özgün haber ve makaleler 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu korumasındadır.