Connect with us

Gülbeyaz Gergün

TRUMP DOKTRİNİ: Bir çarşı olarak dünya

ABD Başkanı Trump dış politikayı bir iş olarak sürdürüyor. Batılı değerler ve uluslararası ittifaklar onun için anlamsız. Ancak dünyanın yozlaşarak bir çarşıya dönüşmesinin Trump’ın ve ABD’nin işine yarayıp yaramayacağı tartışmalı.

Yayınlanma:

|

“Kendime çok yüksek hedefler koydum ve sonra istediğimi elde edene kadar sadece zorluyorum, zorluyorum ve zorluyorum.” Donald Trump, 1987 tarihli “The Art of the Deal” adlı kitabında müzakere tarzını basit ve doğrudan olarak tanımladı.

Trump şimdi dünyaya ABD başkanı gibi davrandığını sanki bir iş adamıymış gibi gösteriyor. Seçmenlerinin ondan beklediği şey bu: ülkeyi başarılı bir şirket gibi yönetmek. Silikon Vadisi’ndeki destekçileri, devleti bir şirket olarak gören veya monarşi çağrısı yapan ideologlara sempati duyuyor.

Uzmanlar, Trump’ın eylemlerini “işlemsel” olarak nitelendiriyor. Örneğin, İngiliz uzman Mark Galeotti tarafından Rusya’daki organize suç alanındaki aktörlerin eylemlerini tanımlamak için kullanılan bir terimdir. Aynı zamanda Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin veya Çin Devlet Başkanı Xi Jinping’in şu ya da bu şekilde izlediği gibi bir dış politika için de kullanılıyor.

Kaynaklar için rekabet

Bu nedenle odak noktası, devletlerin veya devletin başında olanların kişisel çıkarlarıdır ve siyasi çıkarları kendi ekonomik çıkarlarıyla ilişkilendirir. Uluslararası politikayı, en güçlünün yasasının geçerli olduğu kaynaklar için rekabet olarak görüyorlar.

Müzakereler tercihen tek tek devletler arasındadır, ittifaklar sadece anlaşmalar için yapılır. Bir sonraki fırsatta tekrar birbirlerine karşı hareket ederler. “Kurallara dayalı dünya düzeni”, uluslararası hukuk normları ve anlaşmalar, kişinin kendi hedeflerine ulaşmasına hizmet ettiklerinde, ancak kendi eylemlerinin temelini oluşturmadıklarında başvurulur.

Normlar ve kurallar olmadan

Beyaz Saray’a döndüğünden beri Trump, iradesini diğer devletlere dayatmaktan açıkça bahsediyor. Şimdiye kadar bir strateji göstermedi.

Trump’ın Avrupalı müttefiklerinden kopuş konusunda ısrar ettiği gerçeği 24 Şubat’ta çok açık bir şekilde ortaya çıktı. Rusya’nın Ukrayna’ya karşı yürüttüğü saldırganlık savaşının başlamasının üçüncü yıldönümünde ABD, BM Güvenlik Konseyi’nde Rusya ve Çin ile birlikte Rusya dostu bir karar için oy kullandı ve Konsey’in Avrupalı üyeleri çekimser kaldı.

Bir süre sonra Dışişleri Bakanı Marco Rubio, AB dış politika şefi Kaja Kallas’ı Washington’a transfer etti. Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ve Britanya Başbakanı Keir Starmer, Beyaz Saray ziyaretleri sırasında onu ne kadar pohpohlasalar da, Trump’tan NATO’nun karşılıklı yardım garantisinin saklı tutulması konusunda bağlayıcı bir açıklama çıkaramadılar. Tıpkı Ukrayna’ya kaynaklarını sömürme anlaşması karşılığında herhangi bir güvenlik garantisi vaat etmediği gibi.

İtalya Başbakanı Georgia Meloni, Trump’ın danışmanı Elon Musk ve Trump’ın kendisiyle olan iyi ilişkilerine rağmen bunu henüz başaramadı. Geçtiğimiz günlerde sağcı ve aşırı muhafazakar güçlerin CPAC konferansında, Avrupa ve ABD’de bir bölünmeye karşı uyarıda bulundu. Ancak görünen o ki, ABD’nin Avrupa ile ittifaktan, ister ekonomi ister askeri varlık açısından olsun, fayda sağlayacağı fikrine inanmadı.

Yeni arkadaşlar?

ABD’nin eski müttefiklerinden vazgeçmesinin bundan fayda sağlayacağı hiçbir şekilde kesin değil. Trump Avrupa’yı kendisine bırakırsa, Putin Rusya’yı Çin’den ayırıp ABD’nin yanında yer alır mı? Çin’e verilen tavizler, Başkan Xi’nin ABD’ye karşı kendi çıkarlarını ileri sürmesini engeller mi?

Uzmanlar bundan şüphe ediyor. Ne de olsa, sözlerine güvenilemeyen ve sonsuza dek görevde kalmayacak bir ABD başkanının vaadinin değeri nedir – Çin ve Rusya birbirlerinde ne olduğunu bilirken? Ve neden arka kapıları açık bırakan anlaşmalar yaparken onun kadar acımasız olmasınlar?

Rusya, Çin ve Türkiye gibi diğer devletler, bazen birlikte, bazen de birbirlerine karşı çıkarlarını iddia ettikleri rakipleriyle başa çıkma konusunda uzun yıllara dayanan deneyime sahiptir. Bunun bir örneği, Türkiye’nin Rusya ile olan ilişkisidir.

ABD’nin aleyhine “anlaşma yapma”

Eğer Trump komşusu Kanada’yı ABD’nin bir uzantısı olarak ilan ederse, Grönland’ı kontrol etmek istiyorsa, Filistinlilerin Gazze’den sürülmesini propaganda ediyor ve Putin’e komşu devletlerinin ele geçirilmesini ve yok edilmesini kabul ediyorsa, o zaman diğer liderlerin daha zayıf devletleri her zamankinden daha fazla saf nüfuz bölgelerine indirgememesi için hiçbir neden yoktur.

Özellikle ABD’nin dünya çapında çekilmesi yeni fırsatlar yaratıyor. Örneğin Çin, kendisini Avrupa’da bir alternatif olarak sunuyor. Daha küçük devletler de yeni güç boşluğundan yararlanmak için kendilerini küresel olarak konumlandırıyorlar.

Bu devletler uzun zamandan beri Batı’dan kalkınma yardımlarını ve diğer destekleri bir yumuşak güç aracı olarak kullanmayı öğrendiler. Trump’ın ekibinin onsuz yapmak istemesi, ABD’nin küresel etkisinin uzun vadede zayıflamasına daha fazla katkıda bulunacak ve böylece küresel düzeni istikrarsızlaştıracaktır.

Trump’ın “Amerika’yı yeniden büyük yapma” ve dünyaya barış getirme vaatlerini nasıl yerine getirmeyi planladığı belli değil. Şimdiye kadar, politikası, İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra kurulan dünya düzeninin ortadan kaldırılmasına yol açıyor gibi görünüyor – ABD’nin sadece önemli ölçüde dahil olmakla kalmadığı, aynı zamanda büyük ölçüde yararlandığı.

Trump’ın “anlaşma yapması” daha ziyade dünyayı krizlerin ve çatışmaların yoğunlaştığı bir çarşıya dönüştürebilir ve bu da nihayetinde ABD’ye de zarar verebilir.

tagesschau

Okumaya devam et

Gülbeyaz Gergün

Soğuk Savaş’tan sonra ilk: Almanya askerleri Litfanya’ya konuşlandı

Yayınlanma:

|

Almanya, 2024 yılı içinde Litvanya’ya kalıcı bir askeri birlik göndermeye başladı.

Özetle:

  • Almanya, NATO’nun Doğu Avrupa’daki caydırıcılığını artırma stratejisi kapsamında Litvanya’ya yaklaşık 4.800 Alman askeri konuşlandırıyor.

  • Buna ek olarak 200’e yakın sivil destek personeli de görev yapacak.

  • Almanya’nın Litvanya’daki bu askeri varlığı kalıcı bir tugay şeklinde olacak. (Tugay, yaklaşık 4.000-5.000 kişiden oluşan büyük bir askeri birliktir.)

  • Bu kararın ana nedeni, Rusya’nın Ukrayna’ya saldırısından sonra NATO’nun doğu kanadını güçlendirme ihtiyacı.

  • Litvanya zaten uzun süredir Almanya’dan böyle bir adım bekliyordu. Çünkü Rusya’ya çok yakın ve kendini tehdit altında hissediyor.

  • Almanya ayrıca bu tugayın üslenmesi için Litvanya’da büyük bir altyapı yatırımı da yapıyor: yeni kışlalar, eğitim alanları, lojistik merkezleri kuruluyor.

Bu adım, Almanya için çok önemli çünkü Soğuk Savaş’tan bu yana ilk kez ülke dışında kalıcı bir askeri birlik konuşlandırmış oluyor.

Okumaya devam et

Gülbeyaz Gergün

PAKİSTAN HİNDİSTAN GERİLİMİ NİÇİN TIRMANIYOR?

Yayınlanma:

|

Hindistan ile Pakistan arasındaki gerilimin tırmanmasının temel nedeni, 22 Nisan 2025’te Hindistan’ın Cammu Keşmir bölgesindeki Pahalgam kasabasında gerçekleştirilen ve 26 turistin hayatını kaybettiği terör saldırısıdır. Saldırının sorumluluğunu, Pakistan merkezli ve Birleşmiş Milletler tarafından terör örgütü olarak tanınan Lashkar-e-Taiba’nın bir uzantısı olan The Resistance Front (TRF) üstlenmişti.

Gerilimin Tırmanma Nedenleri

  1. Terör Saldırısı ve Suçlamalar: Hindistan, saldırının Pakistan destekli gruplar tarafından gerçekleştirildiğini iddia ederek Pakistan’ı suçlamıştır. Pakistan ise bu iddiaları reddetmiş ve saldırıyla ilgisi olmadığını belirtmişti.

  2. Diplomatik ve Ticari Yaptırımlar: Hindistan, Pakistanlı diplomatları sınır dışı etmiş, Pakistan vatandaşlarına verilen vizeleri iptal etmiş ve İndus Suları Anlaşması’nı askıya almıştır. Pakistan ise buna karşılık olarak Hindistan ile olan ticareti durdurmuş, hava sahasını Hindistan’a kapatmış ve 1972 Simla Anlaşması’nı askıya aldı.

  3. Askerî Hareketlilik: Her iki ülkenin sınır birlikleri arasında Keşmir’deki Kontrol Hattı boyunca karşılıklı ateş alışverişleri yaşanmıştır. Hindistan, saldırıya misilleme olarak sınır bölgelerinde askerî operasyonlar başlatmıştı.

  4. Su Krizi ve Anlaşmazlıklar: Hindistan’ın İndus Suları Anlaşması’nı askıya alması, Pakistan’da tarım ve su kaynakları üzerinde ciddi endişelere yol açmıştır. Pakistan, Hindistan’ın su akışını değiştirmesini “savaş nedeni” olarak değerlendireceğini açıklamıştı.

  5. İç Siyasi Baskılar: Hindistan Başbakanı Narendra Modi, saldırı sonrası kamuoyunun baskısı altında sert önlemler almak zorunda kalmıştır. Pakistan’da ise siyasi istikrarsızlık ve ordu üzerindeki baskılar, hükümetin sert tepkiler vermesine neden oldu.

Uluslararası Tepkiler

Birleşmiş Milletler, her iki tarafı da “azami itidal” göstermeye çağırmıştır. Ancak, şu ana kadar somut bir arabuluculuk girişimi olmamıştır. Bazı ülkeler, vatandaşlarına Hindistan ve Pakistan arasındaki sınır bölgelerine seyahat etmemeleri konusunda uyarılarda buludu.

Hindistan ve Pakistan arasındaki gerilim, Keşmir’deki terör saldırısı sonrası hızla tırmanmış ve diplomatik, ticari ve askerî alanlara yayılmıştır. Her iki ülkenin de nükleer silahlara sahip olması, uluslararası toplumda endişelere yol açmaktadır. Taraflar arasındaki mevcut kriz, bölgesel barış ve istikrar açısından ciddi bir tehdit oluşturmaktadır.

Okumaya devam et

ALTIN - DÖVİZ - KRIPTO PARA

Doların Sonu mu Geliyor? 11 Ülke daha ABD Dolarını Bırakıyor

Yayınlanma:

|

2025 yılı itibarıyla, 11 eski Sovyetler Birliği ülkesi Amerikan dolarını resmi işlemlerinde kullanmayı bırakma kararı almıştır. Bu ülkeler:

  • Ermenistan

  • Azerbaycan

  • Belarus

  • Kazakistan

  • Kırgızistan

  • Moldova

  • Rusya

  • Tacikistan

  • Türkmenistan

  • Özbekistan

  • Ukrayna

Bu ülkeler, 2025 ortalarından itibaren dolar cinsinden işlemleri aşamalı olarak sonlandırmayı planlamakta.

Bu adımın temel nedenleri arasında, ABD’nin finansal politikalarına olan bağımlılığı azaltma ve kendi para birimlerinin kullanımını teşvik etme isteği bulunmaktadır. Ayrıca, bu ülkeler, ABD’nin uyguladığı ekonomik yaptırımların etkilerinden kaçınmak ve bölgesel ekonomik iş birliklerini güçlendirmek amacıyla bu kararı almışlardı.

Özellikle Rusya, Çin ile yaptığı ticaretin büyük bir kısmını Ruble ve Yuan üzerinden gerçekleştirmektedir. Bu durum, doların bölgedeki etkisinin azalmasına katkıda bulunmakta.

Bu gelişmeler, küresel finansal sistemde doların hakimiyetinin sorgulanmasına ve alternatif ödeme sistemlerinin geliştirilmesine yönelik çabaların artmasına neden olmakta.

ABD DOLARI ULUSLARARASI TİCARETTE NİÇİN TERK EDİLİYOR?

ABD dolarının uluslararası ticarette terk edilme nedenleri çok boyutludur ve son yıllarda hız kazanan “dedolarizasyon” süreciyle ilgilidir. İşte bu tercihin başlıca nedenleri:

1. ABD’nin Yaptırım Politikaları

  • ABD, finansal gücünü dış politika aracı olarak kullanıyor (Swift sistemine erişimi kesmek, dolar transferlerini dondurmak gibi).

  • Özellikle Rusya, İran, Venezuela gibi ülkelere uygulanan yaptırımlar, doların politik bir silah gibi kullanılmasına karşı tepki doğurdu.

 2. Alternatif Para Birimlerinin Yükselişi

  • Çin’in Yuan’ı uluslararasılaştırma çabaları (örneğin enerji ticaretinde “petroyuan”).

  • BRICS ülkeleri kendi ödeme sistemlerini ve rezerv para birimini geliştirme sürecinde.

  • Avro, Ruble, Hindistan Rupisi, Yuan gibi alternatifler daha fazla kullanılmaya başlandı.

3. Doların Değer Dalgalanmaları ve ABD’nin Borçlanması

  • ABD’nin artan bütçe açığı ve kamu borcu, doların uzun vadeli güvenilirliğini sorgulatıyor.

  • Gelişmekte olan ülkeler, dolardaki dalgalanmalardan korunmak için yerel para birimiyle ticareti tercih ediyor.

 4. Enerji ve Hammadde Ticaretinde Yeni Dönem

  • Geleneksel olarak petrol ve doğalgaz ticareti “petrodolar” sistemiyle yapılırken artık:

    • Çin–Suudi Arabistan gibi ülkeler enerji ticaretinde yuan kullanmayı gündeme alıyor.

    • Rusya–Hindistan arası petrol ticareti artık dolar değil, ruble–rupi ile gerçekleşiyor.

5. Çok Kutuplu Yeni Dünya Düzeni

  • Tek kutuplu ABD merkezli dünya düzeni, yerini çok kutuplu (Çin, Hindistan, Rusya gibi merkezlerin güçlendiği) bir yapıya bırakıyor.

  • Bu değişim, dolar merkezli finans sistemine duyulan ihtiyacı azaltıyor.

6. Bölgesel Ticaret Anlaşmaları ve Yerel Para Kullanımı

  • ASEAN, SCO (Şanghay İşbirliği Örgütü), BRICS gibi örgütlerde yerel para ile ticaret teşvik ediliyor.

  • İkili ticaret anlaşmalarında döviz yerine yerli para birimlerinin kullanılması artıyor.

ABD doları hâlâ rezerv para olarak güçlü olsa da, küresel egemenliği artık sorgulanıyor. Bu süreç hızlı olmasa da, dünya ticaretinin çok para birimli bir düzene evrilmesi kaçınılmaz görünüyor.

Okumaya devam et

FARK YARATANLAR

FARK YARATANLAR

KATEGORİ

ALTIN – DÖVİZ

Altın Fiyatları

BORSA

KRIPTO PARA PİYASASI

TANITIM

FACEBOOK

Popüler

www bankavitrini com © "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan, BANKA VİTRİNİ'nde yer alan yazar ve çevirmenlerine ait herhangi bir yazı, çeviri, makale ve haber izin alınmadan basılı olarak ya da internet ortamında kullanılamaz, çoğaltılamaz, yayınlanamaz. İzinsiz kullananlar hakkında hukuki yollara başvurulacaktır. "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan tüm özgün yazıların içeriğinden yazarları sorumludur. www.bankavitrini.com'da yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti, aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler, mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Yer alan yazılarda herhangi bir yatırım aracı; Hisse Senedi, kripto para biriminin veya dijital varlığın alım veya satımını önermiyor. Bu nedenle sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi, beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Lütfen transferlerinizin ve işlemlerinizin kendi sorumluluğunuzda olduğunu ve uğrayabileceğiniz herhangi bir kaybın sizin sorumluluğunuzda olduğunu unutmayın. © www.bankavitrini.com Copyright © 2020 -UŞAK- Tüm hakları saklıdır. Özgün haber ve makaleler 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu korumasındadır.