Connect with us

GÜNDEM

Türkiye’de 2021’de evlenen çift sayısı 562 bin, boşanan 174 bin

Yayınlanma:

|

Türkiye’de son 20 yılda evlenme oranında düşüş yaşanırken, boşanma oranlarında da hızlı bir yükseliş yaşanıyor. 562 bin evliliğin gerçekleştiği 2021 yılında, 174 bin de boşanma kayda geçti. 2001-2021 arasını kapsayan son 20 yılda bin kişilik nüfus başına düşen evlenme sayısını ifade eden ‘kaba evlenme hızı’ yüzde 20 düşerken ‘kaba boşanma hızı’ ise yüzde 47 arttı.

Boşanma sebepleri cinsiyete göre değişiyor, ancak erkek ve kadında ilk sırada “sorumsuz ve ilgisiz davranma” var. Peki, Türkiye’de evlilik ve boşanma sayısı son 20 senede nasıl değişti? Erkek ve kadınların boşanma sebepleri neler?

Türkiye İstatistik Kurumu’nun açıkladığı “Evlenme ve Boşanma İstatistikleri” aile hayatına dair önemli veriler ve bulgular içeriyor. Buna göre 2001-2021 yılları arasında evlilik sayısında çok büyük bir değişim yaşanmadı. Sadece Kovid-19 salgınının ortaya çıktığı 2020’de evlilik sayısı ortalamanın altına düştü. 2001’de 544 bin çift nikahla hayatlarını birleştirirken, 2021’de 561 bin oldu.

Euronews’te yer alan habere göre; Kovid-19 salgınından önce 2019’da ise evlilik sayısı 542 bin idi. Evlilik sayısı 2005’te 641 bini görse de son 20 senede genel olarak 550-600 bin arasında seyretti.

EVLENME ORANI 20 YILDA YÜZDE 20 DÜŞTÜ

Evlilik sayısından ziyade nüfusu dikkate alarak kişi başına düşen evlilik oranına bakmak daha anlamlı. Çünkü nüfustaki artışı da dikkat almak gerekiyor. Bin nüfus başına düşen evlenme sayısına “kaba evlenme hızı” deniliyor. TÜİK verilerine göre kaba evlenme hızı 2001’de binde binde 8,35 iken 2021’de binde 6,68’e düştü. Bu da son 20 yılda yüzde 20 düşüş anlamına geliyor.

Koronavirüs salgını öncesi 2019’da kaba evlenme hızı binde 6,57 idi.

BOŞANMA SAYISI YÜZDE 90 ARTTI

Peki ya boşanmalar? Buna da yine sayı ve oran olarak bakmak mümkün. 2001’de 92 bin boşanma gerçekleşirken bu sayı 2021’de 174 bine kadar çıktı. Bu da 20 yılda boşanma sayısının yüzde 90 arttığını gösteriyor. Boşanma sayısı özellikle son 10 senede belirgin bir artış gösteriyor. 2019’da boşanma sayısı 157 bin idi.

BOŞANMA ORANI YÜZDE 47 YÜKSELDİ

Bin nüfus başına düşen boşanma sayısını “kaba boşanma hızı” adı veriliyor. Buna göre 2001’de kaba boşanma hızı binde 1,41 iken 2021’de binde 2,07’ye yükseldi. Bu oran 2019’da ise binde 1,9 idi. Son 20 senede kaba boşanma hızı yüzde 47 artış gösterdi.

BOŞANMANIN EVLİLİĞE ORANI NASIL DEĞİŞTİ

Evliliklerin azalırken boşanmaların arttığını gösteren başka veri ise boşanma sayısının evlilik sayısına oranı. Bu oran 2001’de yüzde 17 idi. Bu şu anlama geliyor: 2001’de 100 evlilik gerçekleşirken 17 boşanma yaşandı. Bu 2001’de evlenenlerin yüzde 17’sinin boşandığı anlamına gelmiyor. O seneki boşanma sayısını evlilik sayısı üzerinden gösteriyor.

TÜİK’in aile araştırması evliliklerin neden bittiğini de ışık tutuyor. Boşanma sebepleri erkek ve kadınlara göre farklılık gösteriyor. 2021 yılı verilerine göre ilk sırada yüzde 32 ile “sorumsuz ve ilgisiz davranma” var. İkinci sırada yüzde 14 ile “aldatma” bulunuyor.

TÜRKİYE’DE BOŞANMA SEBEPLERİ

Diğer bazı sebepler ise şöyle: “Evin ekonomik olarak geçimini sağlayamama” yüzde 10, “dayak/kötü muamele” yüzde 8, “aile büyüklerinin aile içi ilişkilere karışması” yüzde 8 ve “içki” yüzde 5.

10 ERKEKTEN 4’Ü KADINLARIN “SORUMSUZ VE İLGİSİZ DAVRANMA”SINDAN BOŞANIYOR

Cinsiyete göre boşanma sebeplerine gelince erkeklerin yüzde 41’i eşlerinin “sorumsuz ve ilgisiz davranması” sebebiyle boşanıyor. Erkeklerin “sorumsuz ve ilgisiz davranması”ndan boşanan kadınların oranı ise yüzde 24.

Kadınların boşanma sebepleri arasında “aldatma” ikinci sırada yer alıyor. Kadınların yüzde 19’u eşlerinin kendilerini aldatmasından dolayı boşanırken erkeklerde bu oran yüzde 8.

KADINLARIN YÜZDE 15’İ “DAYAK/KÖTÜ MUAMELE”DEN BOŞANIYOR

Kadınların yüzde 15’i “dayak/kötü muamele” gördüğü için boşandığını söylerken erkeklerin yüzde 1’inin eşlerinden “dayak/kötü muamele” gördüğü için boşandığını bildirdi.

Cinsiyet arası önemli farklardan birisi de “içki”de. Kadınların yüzde 9’u “içki” sebebiyle boşanırken bu oran erkeklerde sadece yüzde 1.

Erkeklerin yüzde 11’i “aile büyüklerinin aile içi ilişkilere karışması” sebebiyle boşanırken bu oran kadınlarda yüzde 5.

KARAR

Okumaya devam et

EKONOMİ

Eşit İşe Eşit Ücret: Adalet mi, Safsata mı?

Yayınlanma:

|

İzmir Büyükşehir Belediyesine bağlı iştiraklerde çalışan yaklaşık 23 bin temizlik işçisi “eşit işe eşit ücret” taleplerinin yerine gerilmediği gerekçe gösterilerek Sekdikanın kararı ile greve gitmesi ile birlikte “eşit işe eşit ücret” talebini sorgulama gerekçesi de kendiliğinden tekrar gündeme geldi.

Eşit İşe Eşit Ücret: Adalet mi, Safsata mı?

Eşit işe eşit ücret” ilkesi, uzun süredir özellikle sendikal söylemlerde, insan hakları belgelerinde ve politik manifestolarda sıkça yer bulan bir kavram. İlk bakışta son derece adil ve insani bir uygulama gibi görünse de, uygulamaya döküldüğünde birçok sakıncayı beraberinde getirebilir. Bu yazıda bu ilkenin artılarını, eksilerini ve çalışanlar üzerindeki etkilerini objektif bir şekilde ele alacağız.

“Eşit İşe Eşit Ücret” Ne Anlama Geliyor?

Bu ilkeye göre, aynı işi yapan kişilere –cinsiyet, yaş, etnik köken, inanç gibi unsurlara bakılmaksızın– aynı ücretin verilmesi gerekir. Amaç, ayrımcılığı önlemek ve çalışma hayatında fırsat eşitliğini güçlendirmektir.

Ancak “aynı iş” tanımı, yüzeyde benzer olsa da çoğu zaman içerik, sorumluluk, nitelik, performans ve katkı açısından farklılıklar gösterir. Bu noktada “eşit ücret” anlayışı, yüzeysel bir adalet anlayışına dönüşebilir.

Sakıncalar ve Uygulamadaki Zorluklar

1. Performansın Göz Ardı Edilmesi

Aynı pozisyonda çalışan iki kişi düşünün: Biri sorumluluk alıyor, inisiyatif kullanıyor, üretken ve çözüm odaklı; diğeri ise sadece görev tanımı kadar çalışıyor. Ancak ikisine de aynı ücret veriliyor. Bu durum, yüksek performanslı çalışanı demotive eder.

2. Vasatlık Teşviki

Ücretlendirme performansa dayalı değilse, çalışanlar “fazla çalışsam da maaşım değişmeyecek” düşüncesiyle vasat bir çizgiye razı olur. Zamanla iş yerinde genel verimlilik düşer.

3. Yetenekli Çalışanları Kaybetme Riski

Kendini geliştiren, daha fazla katkı sunan çalışanlar, farklılıklarının karşılık bulmadığını fark ettiğinde kuruma olan bağlılıkları zayıflar. Bu da yetenekli çalışanların başka firmalara geçmesine neden olabilir.

4. Adalet Algısının Bozulması

Eşitlik, her zaman adaletle eş anlamlı değildir. Aynı işi yapan kişiler, katkı açısından eşit olmayabilir. Katkıya değil de sadece iş tanımına dayalı ücretlendirme, çalışanlar arasında huzursuzluk yaratır.

Çalışan Üzerinde Psikolojik Etkiler

  • Motivasyon Kaybı: Başarılı çalışan kendini değersiz hisseder.

  • Aidiyet Zayıflar: Kuruma bağlılık azalır.

  • Gizli Tepkiler: Çalışanlar “nasıl olsa bir şey değişmeyecek” düşüncesiyle üretkenliğini bilinçli olarak düşürebilir.

Pozitif  Yanı Var mı?

Elbette var. Özellikle işe yeni başlayanlar veya dezavantajlı gruplar için “eşit işe eşit ücret” ilkesi koruyucu bir çerçeve oluşturabilir. Ancak bu ilke sabit ve katı bir kural haline gelirse, zamanla faydadan çok zarar doğurur.

Alternatif  Yaklaşım: Eşit Fırsat + Adil Ücret

Çözüm, “eşit işe eşit ücret” yerine “eşit fırsat, adil ücret” anlayışında yatıyor. Yani işe alımda, terfide ve gelişimde herkes için fırsat eşitliği sağlanmalı; ancak ücretlendirme nitelik, performans, deneyim, katkı ve sorumluluk gibi kriterlere göre şekillenmeli.

Eşitlik mi, Adalet mi?

“Eşit işe eşit ücret” ilkesi, kulağa hoş gelen bir slogandan ibaret olabilir. Çünkü aynı unvana sahip olmak, aynı katkıyı sağladığınız anlamına gelmez. Gerçek adalet, herkesin katkısı kadar karşılık bulduğu bir sistemle mümkündür.

Bu nedenle şirketler, adalet duygusunu zedelemeyecek şekilde; şeffaf, ölçülebilir ve performansa dayalı ücretlendirme sistemleri kurmalıdır.

Erol TAŞDELEN-Ekonomist    www.bankavitrini.com

Okumaya devam et

GÜNCEL

DOĞALGAZA ZAM GELDİ

Yayınlanma:

|

Yazan:

Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK), doğalgaz fiyatlarına zam yapıldığını duyurdu. Konutlarda yüzde 24,6, sanayi tüketicilerinde ise yüzde 7,86’lık artış yarından itibaren geçerli olacak.

Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK), doğalgaz tarifelerinde yeni bir fiyat güncellemesine gitti. Yapılan açıklamaya göre, konut ve sanayi abonelerini kapsayan zamlı tarife belli oldu.

Konutlarda kullanılan doğalgaz yüzde 24,6 oranında zamlandı. Sanayide kullanılan doğalgaz ise yüzde 7,86 oranında zamlandı. Zamlı tarife yarından itibaren geçerli olacak.

Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’nun (EPDK) açıklaması şöyle:

“Doğal gaz toptan satış fiyatlarında bütçe hedefleri doğrultusunda değişikliğe gidilmiştir.

BOTAŞ’ın internet sitesinde ilan ettiği BOTAŞ doğal gaz toptan satış fiyatları ışığında, nihai doğal gaz satış fiyatlarında sanayi tüketicileri için ortalama yüzde 7,86 konut tüketicileri için ise ortalama yüzde 24,6 oranında artış söz konusudur.”

Okumaya devam et

Ali Coşkun

30 HAZİRAN: AY SONU UYARILARI

Yayınlanma:

|

Yazan:


Bugün ay sonu olup firmaların finansal sorumluluklarını eksiksiz yerine getirmesi gereken çok önemli bir gündür. Ayrıca yılın ikinci bilanço dönemidir.

Aşağıdaki hususlara azami dikkat edilmesi, firmanızın kredi notu ve bankalarla olan itibarınızın korunması açısından büyük önem taşımaktadır.

Bugüne özel firmaların yapması gerekenler;

1. Banka Borçlarının Kontrolü ve Ödemesi

Çalıştığınız tüm bankalarla sabah erkenden irtibata geçerek; kredi taksitleri, komisyonlar, BCH, KMH, Ek hesap, devre faizleri gibi ödenmesi gereken bir borç olup olmadığını mutlaka yazılı (e-posta) veya sözlü olarak teyit ediniz.

Varsa bu borçlar gün içinde acilen ödenmelidir.

Para transferi gerçekleştirilmiş olsa dahi saat 17.00’den önce banka hesapları kontrol edilmeli, sistemin bu borçları otomatik tahsil edip etmediği bizzat teyit edilmelidir. Sistemsel gecikmeler yaşanabilmektedir.

2. DBS Komisyonları (Doğrudan Borçlandırma Sistemi)

Bazı bankalarda DBS komisyonları manuel olarak tahsil edilmektedir.

Bu nedenle yalnızca para transferi yapmak yeterli olmayabilir.

İlgili komisyonların tahsil edilip edilmediği saat 17.00’den önce mutlaka kontrol edilmelidir.

3. Takas Çek Ödemeleri

Bugün bankalarda yoğunluk yaşanabileceğinden, takas çek ödemeleri son dakikaya bırakılmamalıdır.

Sistemsel problemler ya da personel hataları nedeniyle çek takası gecikebilir.

Takas saatinin 1 dakika geçilmesi bile çeklerin karşılıksız yazılmasına neden olabilir.

4. KMH (Kredili Mevduat Hesabı) Eksi Bakiyeler

KMH hesapları eksi bakiyede ise mutlaka artıya geçirilmelidir.

Bazı bankalarda bu hesapların sadece dışardan EFT ile kapatılması gerekmektedir.

Hesaptaki mevcut bakiye ile kapatılan durumlarda bile Merkez Bankası’na gecikme bildirimi yapılabilmektedir.

Her ay gecikmeli tahakkuk ödemeleri, firmanın Kredi Notunu olumsuz etkiler.

3.500 TL’lik bir tahakkuk kaydı dahi bazı firmaların kredi kullanamamasına neden olmuştur.

Bazen bu tür ödenmeyen borçların nedenini firmalara sorduğumuzda “ banka bize bilgi vermedi “ şeklinde bildirimler alıyoruz.

Bankaların bu tür borçlar ile ilgili olarak firmalara bildirim zorunluluğu bulunmamaktadır.

Ancak bu tür borçları mesela takasta çeki olduğunu firmalara yazılı veya sözlü olarak bildiren banka şubeleri de bulunmaktadır.

5. Merkez Bankası Memzuç Kayıtları

Bugün yapılmayan her ödeme, 30.06.2025 tarihli gecikmiş tahakkuk, temerrüt veya ödenmemiş kredi taksidi olarak Merkez Bankası kayıtlarına geçebilir.

Bu durum firmanızın finansal itibarını ve rating notunu ciddi şekilde düşürebilir.

Sonuç olarak; Ay sonu işlemleri ihmal edilmemeli, tüm banka hareketleri mesai bitiminden önce birebir takip edilmelidir.

Küçük görünen meblağlar uzun vadede büyük sorunlara yol açabilir.

Finansal disiplini sürdüren firmalar, güçlü banka ilişkileri ve yüksek rating ile her zaman bir adım öndedir.

Ay sonunda yapılan bir ihmal güvenilirliği sarsabilir.

Firmaların bugünü sorunsuz bir şekilde geçirmelerini diliyorum.

Okumaya devam et

FARK YARATANLAR

FARK YARATANLAR

KATEGORİ

ALTIN – DÖVİZ

Altın Fiyatları

BORSA

KRIPTO PARA PİYASASI

TANITIM

FACEBOOK

Popüler

www bankavitrini com © "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan, BANKA VİTRİNİ'nde yer alan yazar ve çevirmenlerine ait herhangi bir yazı, çeviri, makale ve haber izin alınmadan basılı olarak ya da internet ortamında kullanılamaz, çoğaltılamaz, yayınlanamaz. İzinsiz kullananlar hakkında hukuki yollara başvurulacaktır. "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan tüm özgün yazıların içeriğinden yazarları sorumludur. www.bankavitrini.com'da yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti, aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler, mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Yer alan yazılarda herhangi bir yatırım aracı; Hisse Senedi, kripto para biriminin veya dijital varlığın alım veya satımını önermiyor. Bu nedenle sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi, beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Lütfen transferlerinizin ve işlemlerinizin kendi sorumluluğunuzda olduğunu ve uğrayabileceğiniz herhangi bir kaybın sizin sorumluluğunuzda olduğunu unutmayın. © www.bankavitrini.com Copyright © 2020 -UŞAK- Tüm hakları saklıdır. Özgün haber ve makaleler 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu korumasındadır.