Connect with us

GÜNDEM

Türkiye’de rüşvet neden önlenemiyor?

Peker’in iddiaları sonrası “Türkiye’de rüşvet cezalandırılıyor mu?” sorusu gündemde. Son 10 yılda ve benzeri suçlarla ilgili soruşturmalarda takipsizlik oranı yüzde 44’ten 51,5’e kadar çıktı.

Yayınlanma:

|

Organize suç örgütü kurmakla suçlanan ve şu anda Birleşik Arap Emirlikleri’nde bulunan Sedat Peker’in son iddiaları Türkiye’de rüşvetin cezalandırılıp cezalandırılmadığına ilişkin soru işaretlerini yeniden gündeme getirdi.

Peker, sermaye piyasalarının ve kurumlarının işleyiş kurallarını belirleyen denetleyici ve düzenleyici bir kamu kurumu olan Sermaye Piyasası Kurulu’nun (SPK)  eski Başkanı Ali Fuat Tașkesenlioğlu, AKP Erzurum Milletvekili Zehra Taşkesenlioğlu, Cumhurbaşkanı Danışmanı Serkan Taranoğlu ve TOBB üyesi Salih Orakcı’nın rüşvet aldığını ileri sürmüştü.

Türkiye’de yolsuzluk ve rüşvetle ilgili hukuki düzenlemeler mevcut. Ancak düzenlemelerin uygulanmasıyla ilgili sıkıntılar var.

DW Türkçe’ye konuşan Uluslararası Şeffaflık Örgütü Temsilcisi Oya Özarslan, “Türkiye’deki en önemli sorun yolsuzluğun cezasız kalmasıdır” diyor ve ekliyor:

“Bunun için yargının görevini yapması, çıkan iddiaları soruşturması, resen olayların izini sürerek sorumluları bulması gerekir. Savcılar nerede diye çağırılmaz, bu zaten savcının asli görevidir.”

Organize suç örgütü lideri olmakla aranan Sedat Peker
Organize suç örgütü lideri olmakla aranan Sedat PekerFotoğraf: REİS SEDAT PEKER/Youtube

Rüşvet suçunda takipsizlik artıyor

Türk Ceza Kanunu’na göre rüşvetin 4 yılla 12 yıl arasında hapis cezası bulunuyor. İhaleye fesat karıştırmak ise üç yıldan yedi yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılıyor. Ancak yolsuzluk konusunda cezasızlık yaygınlaşıyor. Adalet Bakanlığı’nın yayınladığı 2021 yılına ait Adli Sicil İstatistikleri’ne göre son 10 yılda rüşvet gibi yolsuzluk suçlarıyla ilgili soruşturmalara ilişkin verilen takipsizlik kararı yüzde 44’ten yüzde 51,5’e kadar çıktı.

Rüşvet, görevi kötüye kullanma, zimmet ve nüfuz ticaretinin aralarında olduğu 14 farklı suçu barındıran kamu idaresinin güvenilirliğine ve işleyişine dair suç sayısı 2021’de 156 bin 110 iken, bunların 80 bin 451’i için kovuşturmaya yer olmadığına karar verildi, 30 bin 576’sına yani yüzde 33,5’ine ise kamu davası açıldı.

Oya Özarslan, “Bu çok ciddi bir soru işareti, yargı neden çekingen davranıyor, neden harekete geçmiyor? Şüphelilerin politik bağlantıları bu konuda bir etken oluyor mu? Öyleyse bu husus, yargının tamamen siyasal iktidar ve yürütme gücünden bağımsız olması gerektiğini gösterir, ki en önemli ihtiyacımız adaletin sağlanması ve sistemin temizlenmesidir” diyor.

Uluslararası Şeffaflık Derneği’nin sene başında açıkladığı 2021 yılı Yolsuzluk Algı Endeksi’nde Türkiye, son 10 yılda en çok puan kaybeden ülkeler arasında yer alarak 38 puanla 180 ülke arasında 96’ıncı sıraya düşmüştü.

Yüzde 75 “kamuda yolsuzluk var” diyor

Derneğin Ocak ayında yaptığı “Türkiye’de Yolsuzluk: Neden? Nasıl? Nerede?” adlı araştırmasına göre de Türkiye’de toplumun yüzde 74’ünde yolsuzluğun arttığı fikri hakimken toplumun yüzde 60’ı ise hükümeti yolsuzlukla mücadele konusunda başarısız buluyor. Çalışmanın bulgularına göre toplumun yüzde 75’i kamu kurumlarında “yolsuzluk var” diyor. Yüzde 68 gibi büyük bir bölüm de yargı işlemlerinde yolsuzluğun yaygın olduğunu düşünüyor.

“Toplumun önemli bir çoğunluğu en çok güvenmesi gereken yargıyı güvenilebilir kurumlar arasında görmüyor ise bu sistemin alarm verdiğini gösteriyor” diyen Özarslan, yargının siyasal etkilerden uzak bir şekilde görevini yapabilmesinin demokrasinin en büyük garantilerinden biri olduğunu hatırlatıyor.

Uluslararası Şeffaflık Örgütü Temsilcisi Oya Özarslan
Uluslararası Şeffaflık Örgütü Temsilcisi Oya ÖzarslanFotoğraf: Transparency International Turkey

Araştırmaya göre toplumun yüzde 80’i ise yolsuzluğun en önemli nedeninin “cezasızlık” olduğu görüşünde.

Oya Özarslan’a göre de büyük yolsuzluk skandallarının soruşturulmaması aksine bu skandalları gündeme getiren kişilerin cezalandırılması hukuk devleti ilkesinin önemli ölçüde zedelenmesine ve cezasızlık kültürünün yaygınlaşmasına neden oluyor.

“Cezasızlık teşvik gibi işler”

Özarslan, “Kamuoyuna yansıyan önemli birçok yolsuzluk iddiası takip edilmiyor, yargılanmıyorsa, bu yolsuzluk yapmak isteyenler için çok önemli bir işarettir, bir tür teşvik gibi işler ve toplumu gün geçtikçe yozlaşmış bir hale getirir” diyor.

“Türkiye’de Yolsuzluk: Neden? Nasıl? Nerede?” araştırmasının bulguları, yolsuzlukla karşılaşmasına rağmen şikâyette bulunmayanların yüzde 53’ünün yasal şikâyette bulunmanın bir faydası olmayacağını düşündükleri için, yüzde 32’sinin de ihtiyaç duymadıkları için şikâyette bulunmadıklarını gösteriyor. Geri kalanların yüzde 10’u ise olumsuz bir tepki almaktan çekiniyor.

GRECO’ya göre Türkiye başarısız

Avrupa Yolsuzlukla Mücadele Grubu’nun (GRECO) Mart ayında yayınladığı 2021 raporuna göre de Türkiye, 46 ülke içinde tavsiyeleri yerine getirme konusunda başarısız olan 13 ülke içinde bulunuyor. Türkiye ile birlikte, Ermenistan, Belçika, Almanya, Macaristan, Lüksemburg, Bosna-Hersek, Danimarka, Sırbistan, Moldova, Romanya, Polonya, Ukrayna GRECO’nun yolsuzlukla mücadelede en başarısız olarak gösterdiği ülkeler içinde yer alıyor.

GRECO, Türkiye’nin milletvekilleri, hâkim ve savcılarla ilgili yolsuzluğun önlenmesine yönelik tavsiyeleri yerine getirme konusunda yeterli olmadığını söylüyor. Rapora göre Türkiye, 2020 yılında GRECO’nun milletvekili, hâkim ve savcılarla ilgili yaptığı 31 tavsiyenin ortalama yüzde 51,6’sını yerine getirmedi, yüzde 38,7’sini kısmen yerine getirdi, yüzde 9,7’sini ise tamamen uyguladı. Dikkat çeken bir diğer bulgu ise milletvekilleri için yapılan tavsiyelere uyulmama oranının yüzde 57 ile ilk sırada yer alması.

Ekim 2021’de gri listeye girdi

Türkiye, Ekim 2021’de ise yolsuzlukları yeterince cezalandıramaması ve sorgulayamaması nedeniyle Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD) bünyesindeki FATF Mali Eylem Gücü tarafından gri listeye alınmıştı. Karar açıklandığında, Türkiye’nin kara para aklama ve terörizmin finansmanı ile mücadele konusunda “yeterince çaba göstermediği” ifade edilmişti.

FATF’nin gri listesinde Arnavutluk, Bahamalar, Babardos, Kamboçya, Gana, İzlanda, Jamaika, Moğolistan, Myanmar, Pakistan, Nikaragua, Panama, Suriye, Uganda, Yemen ve Zimbabve’nin içlerinde olduğu 22 ülke yer alıyor.

Sedat Peker’in iddiaları ve Mine Toplu Sirenen’in açıklamaları

Sedat Peker, kullandığı Deli Çavuş adlı Twitter hesabından Cumartesi günü yaptığı paylaşımlarda Bank Asya eski Yöneticisi ve SPK eski Başkanı Ali Fuat Tașkesenlioğlu, kardeşi olan AKP Erzurum Milletvekili Zehra Taşkesenlioğlu, Cumhurbaşkanı Danışmanı Serkan Taranoğlu ve Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) üyesi Salih Orakcı’nın bir yolsuzluğa karıştığını, iş insanlarından para istediğini öne sürdü.

SPK Başkanı Taşkesenlioğlu’nun, kendisine bir sorun nedeniyle başvuran Marka Yatırım Holding’in sahibi Mine Tozlu Sineren’i, AKP’li Zehra Taşkesenlioğlu’na yönlendirdiğini iddia eden Peker, Zehra Taşkesenlioğlu’nun da Mine Tozlu Sineren’i “Way Out” adlı bir finansal danışmanlık şirketine yönlendirdiğini yazdı. Peker, burada Mine Tozlu Sineren’den “danışmanlık” adı altında 12 milyon lira “rüşvet” istendiğini öne sürdü ve bununla ilgili bir belge paylaştı. Sineren’in parayı ödemeyi reddettiğini belirten Peker, daha sonra Cumhurbaşkanı Danışmanı Serkan Taranoğlu’nun, Sineren’e ulaştığını ve ikilinin söz konusu danışmanlık şirketinde bir araya geldiklerini belirtti.

AKP Erzurum Milletvekili Zehra Taşkesenoğlu
AKP Erzurum Milletvekili Zehra TaşkesenoğluFotoğraf: ANKA

Cumartesi gecesi Halk TV’ye açıklamalarda bulunan Marka Yatırım Holding Yönetim Kurulu Başkanı Mine Tozlu Sineren de Peker’in iddialarını doğruladı.

Mine Tozlu Sineren, “Bugün Türkiye’de kaç tane borsa patronu varsa bunu yaşıyorlar ve yaşamak zorunda. Anlatmak istediğim konu; küçük yatırımcıların uğradığı mağduriyetler. Şirketi de bu mağduriyetleri gidermek için aldım” ifadelerini kullanarak “Bu işi açmamı sağlayan SPK’ydı. Sedat Peker’in yazdıklarında doğru olmayan ufak tefek şeyler var. Zehra Taşkesenlioğlu vasıtasıyla rüşvet teklifinde bulunulduğunu CİMER’e ilettim” dedi.

Suç duyurusunda bulundular

Bunun üzerine SPK, Pazar günü basın açıklaması yaparak Sineren’in iddialarını yalanladı ve Sineren hakkında suç duyurusunda bulunulacağını kaydetti.

Sedat Peker, dün yayımladığı son tweet dizisinde AKP’li Zehra Taşkesenlioğlu’na ait olduğunu öne sürdüğü bir video da paylaşmıştı. Zehra Taşkesenlioğlu bu sabah sosyal medya hesabı üzerinden iddialara yönelik açıklamalarda bulunarak konuyla ilgili hukuki süreç başlattığını duyurdu. Eski SPK Başkanı Ali Fuat Taşkesenlioğlu da hakkındaki iddiaları reddederek, Mine Tozlu Sineren ve diğer iddiacılar hakkında suç duyurusunda bulunacağını söyledi.

Öte yandan aralarında CHP, İYİ Parti, DEVA Partisi, Memleket Partisi ve Vatan Partisi’nin de bulunduğu siyasi partiler, Peker’in iddialarının araştırılmasını talep ederek Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulundu.

DW

Okumaya devam et

GÜNCEL

Trump: “Çin ile ticaret anlaşması imzaladık, sorada Hindistan var”

ABD Başkanı Donald Trump, Çin ile ticaret anlaşması imzaladıklarını, Hindistan ile de “büyük” bir anlaşma yapabileceklerini söyledi.

Yayınlanma:

|

Yazan:

Trump, Beyaz Saray’da düzenlenen etkinlikte, ekonomiye dair açıklamalarda bulundu.

ABD Hazine Bakanı Scott Bessent, Ticaret Bakanı Howard Lutnick ve Ticaret Temsilcisi Jamieson Greer’ın ülkelerle ticaret anlaşması yapmak için “fazla mesai” yaptıklarını ifade eden Trump, “herkesin anlaşma yapmak istediğini” dile getirdi.

Trump, birkaç ay önce basının “Gerçekten ilgilenen birileri var mı?” diye sorduğuna işaret ederek, “Daha dün Çin ile imzaladık. Herkesle anlaşma yapmayacağız. Bazılarına sadece bir mektup gönderip ‘Çok teşekkür ederiz, yüzde 25, 35, 45 tarife ödeyeceksiniz.’ diyeceğiz.” ifadesini kullandı.

“Harika” anlaşmalar yaptıklarını belirten Trump, “Belki Hindistan ile çok büyük bir anlaşma yolda. Hindistan’ı açacağız. Çin anlaşmasında ise Çin’i açmaya başlıyoruz. Daha önce asla mümkün olmayan şeyler gerçekleşiyor. Her ülkeyle ilişkimiz çok iyi durumda.” diye konuştu.

Trump, tarifeler sayesinde yapılan yatırımlara ve kurulacak fabrikalara değinerek, çip şirketi Texas Instruments’ın de ABD’de 60 milyar dolar harcayacağını bildirdi.

“Fed’in faiz oranını düşürmesi faydalı olurdu”

Trump, ABD Merkez Bankası (Fed) Başkanı Jerome Powell’a yönelik eleştirilerine de devam ederek, “Eğer Fed’de faiz oranlarını biraz düşürecek bir kişi olsaydı, bu faydalı olurdu. Bu adamla mücadele etmemiz gerekiyor, işini yapmıyor.” dedi.

2 puan faiz indirilmesinin 600 milyar dolar tasarruf sağlayacağını öne süren Trump, “Sadece bir kalem darbesiyle, bir cümleyle 1 trilyon dolar tasarruf edebilirsiniz. En yüksek faiz oranlarından birine sahip olmamız utanç verici. En düşük biz olmalıydık.” ifadesini kullandı.

Okumaya devam et

GÜNCEL

CGTN: Çin ve Orta Asya ülkeleri iş birliğini pekiştirme sözü verdi

Yayınlanma:

|

Yazan:

CGTN, Astana’da düzenlenen ikinci Çin-Orta Asya Zirvesi’yle ilgili Çin ve beş Orta Asya ülkesinin Ebedî İyi Komşuluk ve Dostane İş Birliği Anlaşması’nı imzalamasının önemini vurgulayan, ortak kalkınmayı ve bölgesel iş birliğini teşvik etmek amacıyla Kuşak ve Yol Girişimi aracılığıyla aralarındaki ortaklıkları güçlendirmeye yönelik ortak taahhüde dikkat çeken bir makale yayımladı.

Tarihte ilk defa, bir Orta Asya ülkesi Çin-Orta Asya Zirvesi’ne ev sahipliği yaparken Çin ve beş Orta Asya ülkesinin liderleri salı günü Kazakistan’ın başkenti Astana’da düzenlenen ikinci zirve için bir araya geldi.

Altı ülkenin zirvede Ebedî İyi Komşuluk ve Dostane İş Birliği Anlaşması’na imza atması yeni bir dönüm noktası oldu.

Çin Devlet Başkanı Xi Jinping açılış konuşmasında anlaşmanın amacının ülkeler arasındaki ebedî dostluk ilkesini hukuki bir zemine oturtarak güvence altına almak olduğunu belirtti.

Başkan Xi Kazakistan, Kırgızistan, Tacikistan, Türkmenistan ve Özbekistan cumhurbaşkanlarının katıldığı zirveye değinerek “Bu anlaşma bugün için bir dönüm noktası, yarın içinse bir temel taşı.” diye belirtti.

Çin-Orta Asya Ruhunu Yaşatmak

Başkan Xi salı günü yüksek nitelikli kalkınma sayesinde ortak modernleşme arayışına yönelik karşılıklı saygı, karşılıklı güven, karşılıklı çıkar ve karşılıklı yardımlaşma ilkelerini simgeleyen Çin-Orta Asya Ruhunu övdü.

Çin, bir Çin-Orta Asya Mekanizması kurulmasını 2020’de teklif etti. 2022’de aralarındaki diplomatik ilişkilerin 30. yıl dönümünü kutlamak için düzenlenen sanal zirvede, ülkeler mekanizmanın devlet başkanları düzeyine yükseltilmesi teklifinde bulundu.

Bu teklif Çin’in kuzeybatısındaki Xi’an şehrinde düzenlenen ilk Çin-Orta Asya Zirvesi’yle 2023’te hayata geçirildi. Liderler, bu üst düzey toplantının iki yılda bir Çin ve Orta Asya Ülkeleri arasında dönüşümlü olarak yapılmasını kararlaştırdı.

İki yılın ardından, birinci zirvede varılan mutabakatın her alanda hayata geçirildiğini belirten Başkan Xi, iş birliği yolunun istikrarlı bir şekilde genişlediğini ve dostluğun her zamankinden daha güçlü filizlendiğini ekledi.

CGTN’nin yakın zamanda yaptığı bir ankete göre katılımcıların %90’ı Çin-Orta Asya Mekanizması’nın çekişmeyle veya rekabetle ilgili olmadığını, iki taraf için de istikrar, kalkınma ve geleceğe odaklanan iş birliği arayışı için kurulan bir çerçeve olduğunu düşünüyor.

Çin bugüne dek geniş kapsamlı stratejik ortaklıklar kurdu, Kuşak ve Yol iş birliği belgeleri imzaladı ve ortak bir geleceği paylaşan bir topluluk inşa etme vizyonunu ikili ilişkiler düzeyinde beş Orta Asya ülkesinin tümüyle hayata geçirdi.

Çin-Orta Asya Mekanizması Genel Sekreteri Sun Weidong bunun, yüksek düzeyli stratejik karşılıklı güveni ve karşılıklı yarar sağlayan iş birliğini derinleştirme konusundaki kararlılığı her yönüyle gözler önüne serdiğini ifade etti.

Kuşak ve Yol Girişimi’nin sağladığı yüksek nitelikli kalkınma

Başkan Xi Astana zirvesinde ülkelere Çin-Orta Asya Ruhu doğrultusunda hareket etme, yepyeni bir enerjiyle ve daha pratik önlemlerle iş birliğini pekiştirme, Kuşak ve Yol Girişimi’nin (BRI) sağladığı yüksek nitelikli kalkınmayı teşvik etme ve bölge için ortak bir geleceği paylaşan bir topluluk inşa etme amacı doğrultusunda hızla ilerleme çağrısında bulundu.

Başkan Xi, Kuşak ve Yol Girişimi’nin temel unsurlarından biri olan İpek Yolu Ekonomik Kuşağı’nı ortaklaşa inşa etme hayalini ilk kez 2013’te Kazakistan’ın başkentinde açıklamıştı.

Çin ve bölge ülkeleri bu girişim sayesinde ticaret, dijital ekonomi ve bağlanabilirlik alanlarında güçlü iş birliklerine imza attı. Çin, bölgenin en büyük ticaret ortağı ve önemli bir yatırım kaynağı oldu. Gümrükler Genel Müdürlüğü verilerine göre Çin-Orta Asya arasındaki ticaret hacmi 2024’te rekor seviyeyle 94,8 milyar dolara ulaştı; Çin’in bölgeye yaptığı toplam yatırım ise 30 milyar doları aştı.

CGTN anketine göre katılımcıların %92,4’ü Kuşak ve Yol Girişimi’nin Çin ve Orta Asya arasındaki yüksek düzeyli iş birliğini destekleyen, kamu yararına hizmet eden önemli bir uluslararası proje olduğunu kabul ediyor.

Başkan Xi salı günü Çin ve Orta Asya ülkelerine aralarındaki iş birliği çerçevesini daha sonuç odaklı, verimli ve fazlasıyla entegre hâle getirmek amacıyla optimize etme çağrısında bulundu.

İş birliğinde ticareti kolaylaştırmaya, endüstri yatırımlarına, bağlantısallığa, yeşil madenciliğe, tarımda modernleşmeye ve personel değişimine odaklanmak ve daha fazla projeyi hayata geçirmek konularında çaba gösterilmesi gerektiğini belirtti.

Başkan Xi, söz konusu iş birliğini teşvik etmek amacıyla Çin’in yoksullukla mücadeleye, eğitim alanında değişim programlarına, çölleşmeyi önlenme ve kontrol etmeye odaklanan üç iş birliği merkezinin yanı sıra ticareti kolaylaştırmaya yönelik bir iş birliği platformu kuracağını duyurdu.

Liaoning Üniversitesi’nin Rusya, Doğu Avrupa ve Orta Asya Ülkeleri Araştırma Merkezi Müdürü Cui Zheng, CGTN’de yayımlanan bir görüş yazısında şu anki uluslararası ortam ışığında iş birliği modelinin önemini vurguladı.

Cui, yükselişteki korumacılığın damga vurduğu bir küresel ortamda Çin-Orta Asya ortaklığının bağımsızlığa saygı gösteren, karşılıklı çıkarı gözeten ve Küresel Güney’in sesini güçlendiren yeni bir diplomatik iş birliği modelini temsil ettiğini dile getirdi.

Okumaya devam et

GÜNCEL

Ateşkes rüzgârı, petrolü devirdi, dolar geriledi, FED’e fırsat doğdu!

Yayınlanma:

|

Yazan:

İsrail ve İran arasında 12 gün süren çatışmaların ardından ABD Başkanı Trump, iki tarafın ateşkes konusunda anlaştığını duyurdu. Trump, süreci doğrudan İsrail Başbakanı Netanyahu ile yaptığı telefon görüşmesiyle yönettiğini ve İran’ın da Katar Başbakanı aracılığıyla ikna edildiğini belirtti. Ancak İran Dışişleri Bakanı, İsrail’in saldırılarını durdurmaması hâlinde ateşkesi kabul etmeyeceklerini açıkladı. İsrail ordusu da ateşkese rağmen İran’dan yeni füze saldırıları tespit ettiklerini bildirdi. Bölgede tam anlamıyla bir sükûnet sağlanamasa da, piyasaların tepkisinin ise dünden bu yana olumsuz olmadığını zaten belirtmiştik.

İran’ın misilleme olarak ABD’nin Katar ve Irak’taki tesislerine yönelik dün akşam saatlerinde yapmış olduğu saldırı pratikte korkulanın aksine piyasalarda ciddi anlamda bir rahatlatma yarattı. Kulağa tuhaf gelse de, İran’ın üç nükleer tesisine yönelik saldırıda reaktörlerin özellikle hedef alınmadığı, İran’ın da cevabını çok zayıf kalması piyasalarda ciddi bir rahatlama yarattı. Artık Hürmüz boğazını bilmeyen kalmadığına göre ve dünyanın petrol arzının neredeyse dörtte birinin geçtiği kanalın da kapatılmayacağı anlaşılınca, azalan arz endişelerine paralel petrol fiyatları adeta çöktü. Şöyle ki, haftanın ilk işlem saatlerinde haber etkisi ve panik ile 81,40 dolar seviyesine kadar yükselen brent cinsi ham petrolün varil fiyatı bu sabah 69 dolarlı seviyelere kadar gerileyerek neredeyse %10 düştü.

ABD Başkanı Trump, İsrail ve İran’ın ateşkeste anlaştığını duyurması, küresel piyasalarda ilave olumlu bir hava estirdi. Yeni gün başlangıcında risk iştahını arttığını görüyoruz. Eski sükseli günlerinin hatrına, son günlerde biraz da olsun güvenli liman edası ile toparlanmaya çalışan dolar (DXY) bu sabah artan risk iştahının da yardımı ile 98 seviyesinin diplerine kadar geriledi. Bir başka açıdan bakarsak, dolar, 1986’dan bu yana en kötü ilk yarı performansına doğru emin adımlarla ilerlerken, herkes koşar adım dolardan (Trump etkisi ile) uzaklaşmaya çalışıyor. Diğer bir taraftan, jeopolitik risklerin azalması ve enerji fiyatlarında yaşanan geri çekilmenin de FED’in elini rahatlatarak faiz indirimlerinin önüne açacağı beklentisi güçleniyor. Japonya ve Avrupa gibi enerji ithalatçısı ülkelerin para birimleri olan YEN ve EUR da düşen petrol fiyatlarından destek buldu. Durum böyle olunca, EURUSD paritesi 1,16 seviyesinin üzerine yükselerek son dönemin zirvesini bir kez daha test ederken, dün bir ara 148 seviyelerine kadar giden USDJPY paritesi de bu sabah düşük 145 seviyelerine kadar geriledi.

Altının ons fiyatı risk-on moduna paralel 3,350 dolar seviyesine hafif de olsa gerilerken, gümüş 36 dolar seviyelerinin üzerinde kalmaya devam etti. Risk iştahını azalması ile hafta sonu 98bin dolar seviyesine kadar gerileyen ve son altı haftanın dibini test eden bitcoin yeniden 106bin dolar seviyesini dayandı. Büyük resmi tekrar hatırlamak gerekirse, günlük iniş çıkışların ötesinde, altın, gümüş ve bitcoin için, fiat para sistemine yönelik endişelerin arttığı bir ekosistemde, her anlamlı geri çekilmenin alım fırsatı yaratacağını düşünmeye devam ettiğimizin altını bir kez daha çizmek istiyoruz.

ABD borsaları geceyi %1 civarında yükselişle tamamlarken, bu sabah Pasifik’in diğer ucunda borsalar sert bir şekilde yükseldi. Kore borsası %3’e yakın yükselişle başı çekerken, Hong Kong borsası %2, gösterge endeks Tokyo ve Çin borsaları ise %1 yükseliş kaydetti. Borsa İstanbul’un da bugün güne yükselişle başlayacağını düşünüyoruz. Genel hatları ile, net enerji ithalatçısı olan Türkiye’nin 65 dolar seviyelerine kadar gerileyen petrol fiyatları ile olumlu ayrıştığı, savaş günlerinde ise tam tersi etki ile olumsuz ayrışması ardından bugün yeniden olumlu bir seyir izlemeye başlayacağını düşünüyoruz. Kafamızda deli sorular bile dolaşmaya başladı. Öyle ki, jeopolitik risklerin tırmanmasının gölgesinde geçen hafta faiz indirimini istemese de pas geçen TCMB’nin, belki de 45 gün beklemeden erken bir PPK toplantısı ile faiz indirimine soyunabileceğini düşünüyoruz. Bu minvalde, Türk tahvillerinin de bugün iyimser bir seyir izleyeceğini düşünüyoruz. Faiz ile ters korelasyona sahip hisse senetlerine de, özellikle lokomotif görevi üstlenen bankacılık hisselerine alıcı gözle bakmak gerekebilir! TCMB’nin likidite politikasına paralel TLREF 46,44 seviyesinde ve %46 olan politika faizinin biraz üzerinde dünkü günü bitirirken, AOFM ise %46’da kalmaya devam etti. CDS risk primi bu sabah 310 baz puan seviyesinde….

Ortadoğu’da gerginliğin hızla sona ermesini olumlu karşılayan piyasaların dikkati şimdi iki hafta içinde sona erecek olan küresel gümrük tarifesi müzakerelerine çevrildi. Yukarıda da değindiğim üzere, FED Başkan Yardımcısı Bowman’ın, istihdam piyasasındaki risklere dikkat çekerek Waller’ın ardından faiz indiriminin yaklaştığına işaret etmesi, gözlerin bugün Kongre’de konuşma yapacak olan FED Başkanı Powell’a çevrilmesine neden oldu. Bugün menüde ayrıca ECB Başkanı Lagarde’nin de konuşmasının bulunduğunu not edelim. Bu gelişmeler cereyan ederken, ABD 10 yıllık tahvil faizi dün %4,30 seviyesinin altını test ederek son yedi haftanın dibini gördü!

NATO Zirvesi bugün Lahey’de başlıyor. NATO Genel Sekreteri Mark Rutte (Hollanda eski başbakanı), görevdeki ilk zirvesinde ittifakı bir arada tutma sınavı verirken, savunma harcamalarının GSYH’nin %5’ine çıkarılması hedefi zirveye damgasını vurdu. ABD Başkanı Trump’ın güçlü baskısıyla şekillenen bu hedef, Avrupa ülkeleri için ciddi bütçe artışları anlamına gelirken, İspanya son dakikada bu taahhüde açıkça itiraz ederek istisna aldı. Rutte, krizi tırmandırmadan yönetmeye çalışsa da, zirve Trump’ın agresif tutumu ve Avrupalı liderlerle olası sürtüşmeleri nedeniyle tartışmalı geçmeye aday.

Emre Değirmencioğlu

Okumaya devam et

FARK YARATANLAR

FARK YARATANLAR

KATEGORİ

ALTIN – DÖVİZ

Altın Fiyatları

BORSA

KRIPTO PARA PİYASASI

TANITIM

FACEBOOK

Popüler

www bankavitrini com © "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan, BANKA VİTRİNİ'nde yer alan yazar ve çevirmenlerine ait herhangi bir yazı, çeviri, makale ve haber izin alınmadan basılı olarak ya da internet ortamında kullanılamaz, çoğaltılamaz, yayınlanamaz. İzinsiz kullananlar hakkında hukuki yollara başvurulacaktır. "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan tüm özgün yazıların içeriğinden yazarları sorumludur. www.bankavitrini.com'da yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti, aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler, mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Yer alan yazılarda herhangi bir yatırım aracı; Hisse Senedi, kripto para biriminin veya dijital varlığın alım veya satımını önermiyor. Bu nedenle sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi, beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Lütfen transferlerinizin ve işlemlerinizin kendi sorumluluğunuzda olduğunu ve uğrayabileceğiniz herhangi bir kaybın sizin sorumluluğunuzda olduğunu unutmayın. © www.bankavitrini.com Copyright © 2020 -UŞAK- Tüm hakları saklıdır. Özgün haber ve makaleler 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu korumasındadır.