Connect with us

GÜNDEM

YABANCILARIN İHALEYE GİRMELERİ KOLAYLAŞTIRILDI, TEMİNATLARI HACZEDİLEMEYECEK

Yayınlanma:

|

İhale Kanunu ile ilgili yedi yönetmelik ve iki adet de tebliğ değişikliği yürürlüğe girdi. Yapılan değişiklikler ile mal alımı, yapım işleri, hizmet alımı gibi başlıklarda yapılacak olan ihalelere katılımı kolaylaştıran düzenlemeler yapıldı. İhaleye giren şirketlerin teminatlarına ise haciz uygulanamayacak. 

Resmi Gazete’de Kamu İhale Kanunu’nda, ihalelere girecekler için bir dizi değişiklik yayımlandı. Resmi Gazete’de İhale Kanunu ile ilgili yedi yönetmelik iki adet de tebliğ yer aldı.

Özellikle ihalelere katılmak için istenen belgelerde yurt dışı merkezli şirketlere kolaylıklar getirildi. Ayrıca ihaleye girenlerin verdiği teminat mektuplarına haciz uygulanmasının da önüne geçildi.

Hizmet ihalelerinde işin eksik yapılması durumunda kamunun yaptırımları yumuşatıldı. İhalelere girecekler için başvurular elektronik ortamda kolaylaştırıldı.

“İhalelere Yönelik Başvurular Hakkında Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik” ile şirketlerin ıslak imzalı sirküler yerine beyanname ile de ihalelere başvuru yapabilmesinin önü açıldı. “EKAP (Elektronik Kamu İhale Platformu) üzerinden e-imza kullanılarak (e-itirazen şikayet ile)” ibaresi eklenerek fiziki başvuruda istenen imzaların, EKAP’a dijital ortamda da gönderilebilmesi sağlandı.

DANIŞMANLIK İHALELERİNDE YABANCILARA KOLAYLIK GETİRİLDİ

2009 yılından bu yana 23 kez değiştirilen “danışmanlık hizmet alımı ihalelerine” ilişkin düzenlemede bir değişiklik daha yapıldı. Resmi Gazete’de yayımlanan düzenleme ile artık danışmanlık ihalesine girecek olan şirketlerden Ticaret Sicil Gazetesi’nin noter onaylı imza sirkülerinin talep edilmesi zorunluluğu kaldırıldı. Ayrıca, yapılan düzenlemeyle; yabancılardan ihaleye katılmak isteyenlere de kolaylık getirildi. Eski düzenlemede yer almayan, “EKAP’a kayıtlı olmayan yabancı aday/istekliler tarafından ise, ilgili ülke mevzuatı dikkate alınarak, belirtilen hususlara ilişkin gerekli belgeler ihalede sunulur” ifadesi eklendi. 

TEMİNAT MEKTUBUNA HACİZ UYGULANAMAYACAK

Elektronik İhale Uygulama Yönetmeliği’nde yapılan değişiklik ile EKAP üzerinden yapılan ihaleler için şirketlerin verdiği teminatlara haciz işlemi uygulanması engellendi. Yönetmeliğe “4734 sayılı Kanun’un 34’üncü maddesi uyarınca, teminat mektubu her ne suretle olursa olsun haczedilemez ve üzerine ihtiyati tedbir konulamaz” cümlesi eklendi. Böylece ihaleye giren şirketin alacaklıları, bankalar üzerinden verilen teminatları haczedemeyecek. 2011’de elektronik ortama alınan ihaleleri düzenleyen Elektronik İhale Uygulama Yönetmeliği’nde 2011’den bu yana toplam 15 değişiklik yapıldı.

HİZMET İHALELERİNDE EKSİK İŞLERE UYGULANAN YAPTIRIM YUMUŞATILDI

Temizlik, güvenlik, şoför hizmeti gibi alımların yapıldığı ihaleleri düzenleyen Hizmet Alımı İhaleleri Uygulama Yönetmeliği’nde de değişiklikler yapıldı.

Diğer ihale türlerinde olduğu gibi hizmet alım işlerinde de yabancılara belge konusunda aynı kolaylıklar sağlandı. Hizmet ihalelerinde sözleşmeye aykırılık halleri, cezalar ve sözleşmenin feshi bölümünde değişiklik yapıldı. Daha önce ihtara gerek olmaksızın yarım ya da ihaleye uygun olmayan işlerde ihale iptal edilebiliyordu.

Eklenen “Aynı Yönetmeliğin eki Ek-7’de yer alan Hizmet Alımlarına Ait Tip Sözleşmenin 16’ncı maddesinin başlığı “Sözleşmeye aykırılık halleri, cezalar ve sözleşmenin feshi” olarak, 16.1. inci maddesinde yer alan “İdare” ibaresi “İhale konusu işin niteliği ve özelliğine göre işin sözleşmesine uygun olmayan haller ve idare” olarak değiştirildi. Böylece ihaleyi alan şirkete uygulanan yaptırımlar hafifletildi. Hizmet ihalelerinde de 2009’dan bu yana 31 değişiklik yapıldı.

Yapım İşleri İhaleleri Uygulama Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik’te de yabancıların belge ibrazlarına dair düzenleme yapıldı. “EKAP’a kayıtlı olmayan yabancı aday/istekliler tarafından ise, ilgili ülke mevzuatı dikkate alınarak, belirtilen hususlara ilişkin gerekli belgeler ihalede sunulur. Aday veya isteklilerin ihale tarihi itibarıyla mesleki faaliyetlerini mevzuatı gereği ilgili odaya kayıtlı olarak sürdürmesi gerekmekte olup, ihale üzerinde kalan isteklinin sözleşme imzalanmadan önce, bu durumu tevsik eden belgeleri 4734 sayılı Kanun ve ilgili mevzuat ile ön yeterlik ve ihale dokümanında yer alan düzenlemelere uygun olarak sunması gerekmektedir” ifadesi ile istenen belgelerde kolaylık sağlandı. İnşaat işlerinin ihalesinin yapıldığı yapım işleri ihalelerini düzenleyen yönetmelikte de 2009’dan bu yana 31 defa farklı başlıklarla düzenleme yapıldı.

Okumaya devam et

GÜNCEL

UAEA: İsrail saldırıları sonrasında İran’ın Natanz nükleer tesislerinde hasar gördü

Yayınlanma:

|

Yazan:

Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (UAEA), İsrail’in başlattığı saldırıların ardından İran’daki Natanz nükleer tesisinin ” yer altı odalarına doğrudan bir etki olduğuna dair yeni kanıtlar tespit ettiğini” duyurdu .

BM ajansı dün yaptığı açıklamada, bu konuda “hiçbir belirti” olmadığını, sadece söz konusu uranyum zenginleştirme tesisinin yer üstündeki binalarının vurulduğunu tahmin ettiğini söyledi.

Ancak X’te (eski adıyla Twitter) yayınlanan bir mesajda, şirketin “yüksek çözünürlüklü uydu görüntülerinin devam eden analizine dayanarak” değerlendirmesini değiştirdiği belirtildi.

Örgütün Başkanı Rafael Grossi, birkaç gün önce yaptığı açıklamada, İran’ın üç zenginleştirme tesisinden en küçüğü olan Natanz’daki yer üstü pilot tesisinin imha edildiğini söyledi.

Natanz’daki en büyük yer altı zenginleştirme tesisine fiziksel bir saldırı yapıldığına dair bir kanıt bulunmamakla birlikte, enerji tedarikinin kesintiye uğradığını ve bunun orada uranyum zenginleştirmek için kullanılan santrifüjlere zarar vermiş olabileceğini söyledi.

İsrail, dağın içine oyulmuş Fordow’daki nükleer tesisi henüz hedef almadığını, ancak yakında bunu yapacağını bildirdi.

İran’ın diğer nükleer tesislerine gelince, IAEA, İsfahan’da hasar tespit etti , ancak doğudaki Buşehr nükleer santrali ve Tahran araştırma reaktörü henüz İsrailliler tarafından hedef alınmadı.

Bilgiler: APE – MPE, AFP / Foto Reuters

Okumaya devam et

ALTIN - DÖVİZ - KRIPTO PARA

Tanrının Bankeri’nin Ölümü: Roberto Calvi ve Vatikan’ın Kara Kutusu

Yayınlanma:

|

18 Haziran 1982 sabahı, Londra’nın merkezinde yer alan Blackfriars Köprüsü’nün altına sarkan bir ceset bulundu. Elleri arkadan bağlanmış, cepleri taşlarla doldurulmuş bir adam… Bu kişi, İtalya’nın en güçlü bankalarından birinin başkanı Roberto Calvi’ydi. Kamuoyunun ona verdiği lakap: “Tanrı’nın Bankeri”.

I. Roberto Calvi Kimdi?

Roberto Calvi, 1920 yılında Milano’da doğdu. Ekonomi eğitiminin ardından kısa sürede İtalya’nın en köklü finans kurumlarından biri olan Banco Ambrosiano‘da yükseldi. 1970’lerde bankanın yönetim kurulu başkanı oldu. Ancak onu diğer bankacılardan ayıran en önemli fark; Vatikan’la olan yakın ilişkileriydi.

Calvi’nin yönettiği Banco Ambrosiano, Vatikan Bankası (IOR – Istituto per le Opere di Religione) ile doğrudan bağlantılıydı. Vatikan, bankanın hisselerinin önemli bir kısmını elinde bulunduruyor ve dini kurumlar aracılığıyla dünya genelinde para transferleri yapıyordu. Calvi, bu ilişkiden güç alarak İtalya’da “dokunulmaz” kabul edilen figürlerden biri haline geldi.

II. Skandalın Patlak Vermesi

1981 yılına gelindiğinde İtalyan mali denetçileri Banco Ambrosiano’da ciddi yolsuzluklar olduğunu fark etti. Bankanın yurt dışındaki bazı bağlı şirketler aracılığıyla belirsiz ve teminatsız şekilde yüz milyonlarca dolar kredi verdiği ortaya çıktı.

Bu kredilerin izini süren yetkililer;

  • Latin Amerika’da faaliyet gösteren paravan şirketler,

  • İtalyan mafyası ile doğrudan ilişkili isimler,

  • Vatikan Bankası’nın aracı olarak kullanılması gibi bağlantılarla karşılaştılar.

Üstelik Calvi’nin aynı zamanda İtalya’daki yasadışı P2 Mason Locası’nın üyesi olduğu ortaya çıktı. Bu mason locası, askerler, medya patronları, iş insanları ve siyasilerden oluşan gizli bir yapılanmaydı ve darbe planları dahi yapmıştı.

III. Çöküş ve Ölüm

1982 yılı Haziran ayında Banco Ambrosiano’nun bilançosunda 1.4 milyar dolara yakın açık olduğu resmen açıklandı. Bu, bankanın iflası anlamına geliyordu.

Bu gelişmeden sadece birkaç gün sonra, Roberto Calvi İtalya’dan kaçtı. Önce Avusturya’ya, oradan da Londra’ya geçti. Ancak 18 Haziran sabahı, cesedi Thames Nehri üzerindeki Blackfriars Köprüsü’nün altında bulundu.

Calvi’nin ölümü ilk başta intihar olarak kayıtlara geçti. Ancak;

  • Elleri ve ayaklarının bağlı olması,

  • Ceplerinde tuğla ve taşlar bulunması,

  • Üzerindeki belgelerin sahte olması,

  • Ölümünden önce Vatikan, masonluk ve mafya ilişkileri hakkında konuşmak istemesi

gibi detaylar, bunun profesyonelce işlenmiş bir cinayet olduğunu düşündürdü.

IV. Vatikan, Mafya ve P2 Locası Üçgeni

Calvi’nin ölümü sadece bir iş insanının trajik sonu değil, Vatikan Bankası’nın karanlık yüzünün deşifre olması anlamına geliyordu. İddiaya göre;

  • Vatikan Bankası, Calvi aracılığıyla Latin Amerika’daki antikomünist hareketlere para aktarıyordu.

  • Mafya, kara parayı aklamak için Banco Ambrosiano’yu kullanıyordu.

  • P2 Mason Locası, bu sistemin koruyucusu ve dağıtıcısı konumundaydı.

Calvi’nin ölümünün ardından Vatikan, Banco Ambrosiano’nun çöküşünden sonra 250 milyon dolarlık zararı kısmen üstlendi ve tazminat ödemeyi kabul etti. Ancak bu adım hiçbir zaman tam bir sorumluluk kabulü olarak görülmedi.

V. Yargı Süreci ve Cevapsız Kalan Sorular

2005 yılında İtalya’da Roberto Calvi’nin öldürülmesine dair yeni bir dava açıldı. Mafya ile bağlantılı beş kişi yargılandı. Ancak 2007 yılında hepsi delil yetersizliğinden beraat etti. Cinayet hâlâ resmen çözülmüş değil.

Bugün bile şu sorular cevap bekliyor:

  • Calvi gerçekten neyi biliyordu?

  • Vatikan bu yapıdan ne kadar haberdardı?

  • P2 Locası ve mafya, Vatikan’la ne düzeyde iş birliği yapıyordu?

  • Calvi’nin ölümü neden İngiltere’de gerçekleşti?

VI. Sonuç: Bir Bankerin Ölümünden Fazlası

Roberto Calvi’nin ölümü, sadece bir banka başkanının trajedisi değil; aynı zamanda din, finans ve suç dünyasının birbirine nasıl karışabileceğinin en çarpıcı örneğidir. Bu olay, Vatikan Bankası’nın şeffaf olmayan yapısını dünya kamuoyunun gündemine taşımış ve uluslararası finansal sistemdeki kara delikleri görünür kılmıştır.

Aşağıda doğrudan Calvi olayını konu alan ve dolaylı olarak ilham alan bazı filmleri ve belgeseller listesi:

🎬 1. God’s Banker (Tanrı’nın Bankeri) – 2022 (Belgesel Dizi)

  • Tür: Belgesel / Mini Dizi

  • Platform: Sky Documentaries (İngiltere)

  • Konu: Roberto Calvi’nin ölümü, Banco Ambrosiano skandalı ve Vatikan-Mafya-P2 ilişkisi detaylıca anlatılıyor. Gerçek olaylara, arşiv görüntülerine ve tanıklıklara dayanıyor.

  • Öne Çıkan: Cinayetin yıllar boyunca nasıl örtbas edildiği ve İtalyan yargısının çaresizliği gözler önüne seriliyor.

🎬 2. Il Banchiere di Dio (Tanrının Bankeri) – 2002

  • Yönetmen: Giuseppe Ferrara

  • Oyuncular: Omero Antonutti, Pamela Villoresi

  • Konu: Doğrudan Roberto Calvi’nin hayatını ve ölümünü merkezine alan bir İtalyan yapımı biyografik filmdir.

  • Detay: Filmde Calvi’nin Vatikan, mason locası ve mafya ile ilişkileri dramatik bir şekilde işlenir.

🎬 3. The Bankers of God: The Calvi Affair (I banchieri di Dio – Il caso Calvi) – 2002

  • Yönetmen: Giuseppe Ferrara

  • Konu: Yine Calvi’nin hayatını, Banco Ambrosiano’nun yükselişini ve düşüşünü, Vatikan’la bağlarını ve ölümüyle ilgili komploları ele alır.

  • Detay: Filmde olaylar hem tarihi gerçekliğe hem de teorilere dayalı biçimde işlenir.

🎬 4. The Godfather Part III (Baba 3) – 1990

  • Yönetmen: Francis Ford Coppola

  • Karakter: “Frederick Keinszig” karakteri Roberto Calvi’den esinlenilmiştir.

  • Konu: Filmde Vatikan Bankası, İtalyan mafyası ve küresel finans çevreleri arasındaki karanlık ilişkilere değinilir.

  • Detay: Filmdeki “Immobilaire” şirketi ve Vatikan Bankası skandalı, Calvi olayından doğrudan esinlenmiştir. Calvi’nin ölümüyle benzerlikler taşıyan bir sahne de bulunur.

🎬 5. The Pope’s Banker (BBC Belgeseli – 2014)

  • Konu: Vatikan Bankası’nın tarihsel rolü, Calvi’nin ilişkileri ve ölümü detaylı olarak analiz edilir.

  • Platform: BBC Four

  • Belgesel Niteliği: Bilimsel ve arşiv temelli bir anlatı sunar.

🎬 6. Our Godfather – 2019 (Netflix)

  • Ana Konu: Mafya itirafçısı Tommaso Buscetta’nın hikayesi

  • Bağlantı: Belgeselde Roberto Calvi cinayetiyle bağlantılı olan Cosa Nostra (Sicilya mafyası) yapılanmalarına dair bilgiler yer alır.

🎥 Ayrıca İlham Alınan Bazı Diğer Yapımlar:

  • Angels & Demons (2009): Vatikan’ın karanlık güç yapıları, masonik referanslar.

  • Spotlight (2015): Finansal değil ama dini kurumların şeffaf olmayan yapısı üzerine benzer bir sorgulama yaklaşımı.

  • Conspiracy temalı diziler ve belgesel serileri (ör. Dirty Money – Netflix)

Okumaya devam et

BANKA HABERLERİ

Zecurion, Orta Doğu ve Ötesinde Artan Mesleki Dolandırıcılıkla Mücadele İçin Siber Güvenliği Güçlendiriyor

Yayınlanma:

|

Yazan:

Dijital inovasyonun hem ekonomik büyümenin temel itici gücü hem de yeni güvenlik tehditlerinin kaynağı haline geldiği bir dönemde, Yeni Nesil Veri Kaybı Önleme (DLP) çözümlerinin öncü sağlayıcılarından Zecurion, artan mesleki dolandırıcılık tehdidine karşı entegre siber güvenlik ekosistemini kararlılıkla güçlendiriyor. Güney Asya gibi yüksek riskli pazarlarda elde ettiği kanıtlanmış başarılar ve bölgesel içgörülerle donanmış olan Zecurion, şimdi stratejik odağını, sistemik dolandırıcılık risklerinin Orta Doğu ve Kuzey Afrika (ODKA) bölgesine benzer şekilde tezahür ettiği Türkiye pazarına yöneltiyor.

Uluslararası Suistimal İnceleme Uzmanları Birliği (Association of Certified Fraud Examiners-ACFE) tarafından yayımlanan Mesleki Dolandırıcılık 2024: Uluslara Rapor araştırması, endişe verici bölgesel eğilimleri gözler önüne seriyor. Güney Asya, mesleki dolandırıcılık vakalarının %74’ünde yolsuzluk unsurlarının yer aldığını bildirirken bu oran, %48 olan küresel ortalamanın oldukça üzerinde bulunuyor. Bu durum, yapısal kırılganlıklara, gayri resmi işleyiş biçimlerine ve uygulama eksikliklerine işaret ediyor. Öte yandan Türkiye’nin hem coğrafi hem de ekonomik olarak konumlandığı Orta Doğu ve Kuzey Afrika (ODKA) bölgesinde, vakaların %55’inde yolsuzluk tespit edilirken olay başına ortalama mali kayıp 181.000 ABD dolarına ulaşıyor. Bu rakam, küresel ortalama olan 145.000 doların oldukça üzerinde yer alıyor. Vakaların neredeyse yarısında iç denetim mekanizmalarının yetersizliğine dikkat çekilmesi, Türkiye’de de kapsamlı, proaktif ve sistem düzeyinde bir güvenlik yaklaşımının gerekliliğini açıkça ortaya koyuyor.

Zecurion’un etkisini gözler önüne seren çarpıcı örneklerden biri, Pakistan’ın önde gelen finansal teknoloji (fintech) girişimlerinden biriyle kurduğu stratejik ortaklıkta kendini gösteriyor. 2017 yılında kurulan bu girişim, 6.000’in üzerinde POS terminali işleterek, mobil uygulamalar ve çevrim içi platformlar aracılığıyla sunduğu geniş yelpazedeki finansal hizmetlerle Pakistan genelinde dijital ödemeler alanında köklü bir dönüşüm gerçekleştiriyor.

Ancak bu hızlı ölçeklenme süreci, beraberinde çeşitli operasyonel kırılganlıkları da gündeme getiriyor: Günlük işlem hacmindeki artışla birlikte veri maruziyeti riski yükseliyor; giderek sıkılaşan düzenlemeler daha sofistike uyum mekanizmalarını zorunlu kılıyor; içeriden gelen – kasıtlı ya da kasıtsız – tehditler hem itibari hem de finansal düzeyde ciddi riskler doğuruyor. Tüm bu karmaşık tehdit ortamında, müşteri güvenini sağlayabilmek için sürdürülebilir ve kanıtlanabilir bilgi güvenliği esnekliği kritik bir gereklilik haline geliyor. Şirket, bu zorluklarla etkin biçimde başa çıkabilmek adına Zecurion’un bütünsel siber güvenlik ekosisteminin temel bileşenleri olan Yeni Nesil Veri Kaybı Önleme (DLP) ve Veri Merkezli Denetim ve Koruma (DCAP) çözümlerinden yararlanıyor.

Uç nokta koruması, otomatik politika uygulaması, davranışsal analitik ve gerçek zamanlı anomali tespiti sayesinde, söz konusu fintech lideri hem risk duruşunu dönüştürüyor hem de uyumluluk kapasitesini güçlendiriyor ve böylece yoğun şekilde düzenlenen, aynı zamanda da son derece rekabetçi olan sektörde güvenilirliğini sağlamlaştırıyor. Zecurion’un yaklaşımı, dolandırıcılığa açık ortamlarda faaliyet gösteren kuruluşlar için özel olarak yapılandırılmış birleşik bir güvenlik mimarisi sunarak geleneksel, silo yapısındaki çözümlerin ötesine geçiyor. Platform, veri merkezli ve insan odaklı güvenlik kontrollerini ölçeklenebilir, bütünsel bir modelde bir araya getiriyor:

•    Keşif ve Sınıflandırma: Platform, hassas verileri uç noktalardan veritabanlarına, SharePoint’ten bulut sistemlerine kadar geniş bir yelpazede tescilli dijital parmak izi teknolojileri ve düzenli ifadeler aracılığıyla envanterleyip kategorize ediyor.
•    Yaşam Döngüsü Görünürlüğü: 
DCAP çözümü, dosyaların geçmişine ve hareketlerine dair ayrıntılı izlenebilirlik sağlayarak denetim süreçlerini ve yasal incelemeleri destekliyor.
•    Erişim Yönetişimi: 
Kullanıcı izinlerini ve erişim haklarını, merkezi politika yönetimi ve gerçek zamanlı ihlal uyarılarıyla denetim altında tutuyor.
•    Anomali Tespiti ve Otomatik Müdahale: 
Yerleşik yapay zeka ve makine öğrenimi motorları, olağandışı davranışları işaretliyor ve anında müdahale protokollerini devreye alıyor.
•    Entegre Olay Yönetimi: 
360° Soruşturma Modülü, işbirliğine dayalı analiz, müdahale planlaması ve olay sonrası raporlama süreçlerini entegre bir şekilde yönetiyor.

ACFE raporu Türkiye’ye özgü ayrıntılı veriler sunmasa da, ülkenin daha geniş Orta Doğu ve Kuzey Afrika (ODKA) bölgesine dahil oluşu, gelişmiş siber güvenlik çözümlerinden faydalanma potansiyeline dair güçlü bir gösterge sunuyor. Suistimallerle ilişkili yüksek maliyetler, iç kontrol mekanizmalarındaki zafiyetler ve yolsuzluğa karşı kurumsal kırılganlıklar, daha sağlam ve ileri düzeyde suistimal önleme stratejilerine duyulan ihtiyacın giderek arttığını ortaya koyuyor. Özellikle kamu ihaleleri, inşaat, sağlık ve finans gibi sektörler, sistemik suistimal risklerine daha açık görünüyor; bu da kurumsal altyapıyı güvence altına almaya yönelik proaktif adımların hem zamanında hem de zorunlu hale geldiğini düşündürüyor.

Zecurion’un kapsamlı siber güvenlik ekosistemi, bu gelişen ihtiyaçlara doğrudan yanıt vermek üzere konumlanıyor. Şirketin çözümleri, içeriden gelen tehditleri sürekli davranışsal izleme yoluyla en aza indirmeyi hedefliyor ve aynı zamanda kurumların Türk veri koruma mevzuatına ve ilgili uluslararası gizlilik standartlarına uyum sağlamalarına yardımcı oluyor. Sistem, ayrıntılı denetim izleri ve kullanıcı etkinliği analizleri aracılığıyla kurumsal şeffaflığı destekliyor; güvenli ve gizli ihbar mekanizmalarını kolaylaştırarak iç hesap verebilirliği güçlendiriyor.

 

Zecurion CEO’su Alexey Raevsky, Türkiye ve bölgedeki kuruluşların karşı karşıya kaldığı artan düzenleyici karmaşıklık ve gelişen dolandırıcılık risklerine dikkat çekerek şunları vurguluyor: “Kuruluşlar, yalnızca çevre tabanlı güvenlik önlemleriyle yetinmemeli; güvenliğe daha bütüncül, içgörü odaklı bir yaklaşım benimsemelidir. Zecurion olarak birleşik güvenlik ekosistemimiz, uçtan uca görünürlük, kontrol ve esneklik sağlayarak işletmelerin tehditleri yalnızca tespit etmekle kalmayıp, aynı zamanda gerçek zamanlı olarak bertaraf etmelerine de olanak tanıyor.”

Zecurion’un Türkiye pazarına stratejik girişi, dijital dönüşüm süreçlerini hız kesmeden sürdürürken güvenlik duruşlarını da ileri düzeye taşımak isteyen kurumlar için önemli bir fırsat sunuyor. Gelişmiş teknolojiyi durumsal farkındalıkla harmanlayan Zecurion, işletmelere operasyonel bütünlüklerini artırmaları ve dijital risk yönetimi stratejilerini yeniden yapılandırmaları için sağlam, entegre bir çerçeve sağlıyor.

Okumaya devam et

FARK YARATANLAR

FARK YARATANLAR

KATEGORİ

ALTIN – DÖVİZ

Altın Fiyatları

BORSA

KRIPTO PARA PİYASASI

TANITIM

FACEBOOK

Popüler

www bankavitrini com © "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan, BANKA VİTRİNİ'nde yer alan yazar ve çevirmenlerine ait herhangi bir yazı, çeviri, makale ve haber izin alınmadan basılı olarak ya da internet ortamında kullanılamaz, çoğaltılamaz, yayınlanamaz. İzinsiz kullananlar hakkında hukuki yollara başvurulacaktır. "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan tüm özgün yazıların içeriğinden yazarları sorumludur. www.bankavitrini.com'da yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti, aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler, mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Yer alan yazılarda herhangi bir yatırım aracı; Hisse Senedi, kripto para biriminin veya dijital varlığın alım veya satımını önermiyor. Bu nedenle sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi, beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Lütfen transferlerinizin ve işlemlerinizin kendi sorumluluğunuzda olduğunu ve uğrayabileceğiniz herhangi bir kaybın sizin sorumluluğunuzda olduğunu unutmayın. © www.bankavitrini.com Copyright © 2020 -UŞAK- Tüm hakları saklıdır. Özgün haber ve makaleler 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu korumasındadır.