Connect with us

BANKA HABERLERİ

Yapı Krediden 6 ayda 24.1 milyar TL net kâr

Yayınlanma:

|

Yapı Kredi yılın ilk yarısına ilişkin mali sonuçlarını açıkladı. Buna göre Banka yılın ilk altı ayında ülke ekonomisine 1 trilyon lirayı aşan kaynak sağladı. Toplam nakdi kredi hacmi yıl sonundan bu yana yüzde 20 artarak 702 milyar liraya yükselen Bankanın aktif büyüklüğü ise 1.5 trilyon lira oldu.

Yılın ilk yarısında toplam mevduatı yüzde 35 artışla 941 milyar liraya çıkan Yapı Kredinin, 30 Haziran 2023 itibariyle öz kaynak karlılığı yüzde 36.8 olurken, sermaye yeterlilik rasyosu ise yüzde 17 olarak gerçekleşti. Yapı Kredinin 2023ün ilk 6 ayındaki net kârı geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 25.7 artarak 24.1 milyar lira oldu.

Bankadan yapılan açıklamada görüşlerine yer verilen Yapı Kredi CEOsu Gökhan Erün, şu bilgileri verdi:

“Gücümüzü aldığımız ülkemiz ekonomisine değer katmak ve özellikle deprem felaketinin yaralarını sarmak için çalışmayı sürdürüyoruz. Haziran ayında imza attığımız ilk sosyal sendikasyon kredimizle, 580 milyon dolar kaynak sağladık. 21 ülkeden 35 bankanın katılımı ile gerçekleşen bu işlemle deprem felaketinden etkilenen illerdeki müşterilerimizin dış ticaret finansmanında yanlarında oluyoruz.

Deprem felaketinin hemen ardından Koç Holding tarafından hızla hayata geçirilen konteyner kentler projesinde de bölgedeki istihdama katkı sağlamak adına Müşteri İletişim Merkezi takımlarımızı kurduk. Bunlardan ilki olan Hatay Umut Kentte Müşteri İletişim Merkezimiz göreve başlayarak tüm Türkiyeden çağrı almaya başladı. Önümüzdeki günlerde Hatayın yanı sıra, Adıyaman ve Kahramanmaraş Umut Kentlerimizde de takımlarımız çalışmaya başlayacak.

Öte yandan, yılın ilk yarısında sadece deprem felaketinden etkilenen bölgelere değil, ülkemiz genelinde ekonomimize sağladığımız kaynak da 1 trilyon lirayı aştı. Türkiyenin sınırları kaldıran bankası olarak, önümüzdeki dönemde de var gücümüzle çalışmaya devam edeceğiz.”

SÜRDÜRÜLEBİLİR DÖNÜŞÜME TEŞVİK EDİYORUZ

Türkiyede sürdürülebilirlik alanında öncü ve lider olmayı amaçladıklarını sözlerine ekleyen Gökhan Erün, “Yapı Kredi olarak dokunduğumuz her alanda sürdürülebilir dönüşümü teşvik etmek için çalışıyoruz. Sürdürülebilirlik alanında sağladığımız finansman çözümleriyle müşterilerimize sürdürülebilirlik dönüşümü yolunda eşlik ediyoruz. Yeşil tahviller, sürdürülebilirlik bağlantılı krediler, yenilenebilir enerji ve enerji verimliliği kredileri gibi pek çok ürün ve hizmetimizle sürdürülebilir kalkınma sorunlarına finansal çözümler sunuyoruz” diye konuştu.

Diğer yandan hayata geçirdikleri Yapı Kredi Sürdürülebilir Tercih Programı (Step) ile sürdürülebilirlik konusunda farkındalığı artırarak bireysel dönüşümü tetiklemek istediklerini söyleyen Gökhan Erün, şöyle konuştu: “Sürdürülebilir dönüşümü tüm müşterilerimizle gerçekleştirmeyi hedeflediğimiz Yapı Kredi Step ile bireyler ve toplum için uzun vadeli projeler tasarlıyoruz. Yapı Kredi Stepe üye olarak, bireysel dönüşüm yolculuğuna başlayan müşteri sayımız 250 bini buldu. Bu sayı önümüzdeki dönemde hızla artacak ve sağlıklı sürdürülebilir bir gelecek için yarattığı fayda da büyüyecek. Ülkemizdeki sürdürülebilirlik bilincini ve kültürünü ileri taşımak için öncülüğünü yaptığımız bu dönüşüm programıyla ülkemize kalıcı, çözüm odaklı ve sürdürülebilir bir katkı sağlıyoruz.

Sürdürülebilirlikte itici güç olarak dijitalleşmeden faydalandıklarını dile getiren Gökhan Erün, şu ifadeleri kullandı:

“Dijitalleşmenin sağladığı olanaklar, doğa dostu uygulamaların önünü açarak sürdürülebilir bir dünya için önemli katkılar sağlıyor. Dolayısıyla dijitalleşme, sürdürülebilir bir dünya için de önemli bir kaldıraç görevinde. 2019 yılında başlayarak devam eden kâğıtsız işlem ve dijitalleşme çalışmalarımız sayesinde tüm hizmet kanallarımızdan yapılan müşteri işlemlerinde 1.4 milyar adet kâğıt tasarrufu sağladık. Bu rakam 119 bin ağacın yok olmasını engellemek anlamına geliyor. Dijitalleşmede geldiğimiz son noktada ise Hayatınızın Uygulaması konsepti ile Yapı Kredi Mobili bir süper uygulamaya dönüştürdük ve Benim Dünyam menüsü ile kullanıcılarımızın birçok ihtiyacını karşılayabilen çok kapsamlı bir platform haline getirdik. Müşterilerimize sunduğumuz tüm bu inovatif hizmet ve iletişim çalışmalarımız neticesinde bugün 10 müşterimizden 9u aktif dijital müşterimiz konumunda. Bununla birlikte, sektörde öncülüğünü yaptığımız uzaktan müşteri edinimi yoluyla yeni müşteri kazanımımız 2023ün ilk yarısında geçtiğimiz senenin aynı dönemine göre yüzde 40a yakın arttı. Önümüzdeki dönemde de bu sayının katlanarak büyüyeceğini öngörüyoruz.”

KOBİ BANKACILIĞI STRATEJİK ÖNEME SAHİP

KOBİ bankacılığının Yapı Kredi için stratejik öneme sahip bir alan olduğuna dikkat çeken Gökhan Erün, şunları aktardı: “Sürdürülebilir büyüme ve ekonomimizin güçlenmesi KOBİlerimizin sağlıklı bir mali yapıya sahip olması ve bu sayede katma değer yaratmaları ile mümkün. Bu anlamda firmaların hem maliyetlerini azaltıp verimliliklerini artırması hem de rekabette öne geçme fırsatı yakalaması için dijitalleşme alanında onlara en iyi şekilde destek oluyoruz. Dünyada olduğu gibi Türkiyede de e-ticaretin payı toplam ticaret hacminin içerisinde giderek artıyor. Biz de bu alanda gerçekleştirdiğimiz iş birlikleriyle KOBİlerin e-ticaret dünyasına ayrıcalıklı bir şekilde adım atmalarına, yeni müşteri ve pazarlara ulaşmalarına olanak sağlıyoruz. Bunun yanında dijital kanallarımızdan sunduğumuz ayrıcalıklı hizmetlerimizle de KOBİlerimizin hayatını kolaylaştırıyoruz. Önümüzdeki dönemde de finansal hizmetlerimizin yanı sıra müşterilerimizin işlerini dijitale taşımalarına olanak sağlayacak çözümler geliştirmek ana odak noktalarımızdan biri olmaya devam edecek. Dijital dönüşüm noktasında KOBİlerimizin yanında olmayı ve onları her alanda desteklemeyi sürdüreceğiz.

Yapı Kredinin 30 Haziran 2023 Tarihli Konsolide Finansal Sonuçlarına İlişkin Seçilmiş Göstergeler:

Toplam aktifler: 1.5 trilyon TL

Temel bankacılık gelirleri: 39.3 milyar TL

Toplam nakdi krediler: 702 milyar TL

Net grup kârı: 24.1 milyar TL

Toplam müşteri mevduatı: 941 milyar TL

Okumaya devam et

BANKA HABERLERİ

Garanti BBVA’dan 3,5 trilyon TL’lik sürdürülebilir finansman taahhüdü

Garanti BBVA belirlediği 400 milyar TL’lik sürdürülebilir finansman hedefini, 2025’in ilk yarısında tamamladığını yeni hedefinin ise 2029 yılının sonuna kadar 3,5 milyar dolar olarak açıkladı.

Yayınlanma:

|

Yazan:

Garanti BBVA, 2018–2025 dönemi için belirlediği 400 milyar TL’lik sürdürülebilir finansman hedefini, 2025’in ilk yarısında tamamladığını açıkladı. Bu başarının ardından banka, 2018–2029 yıllarını kapsayan yeni hedefini 3,5 trilyon TL olarak paylaştı.

Garanti BBVA bu taahhütle; iklim değişikliğiyle mücadele, doğal sermayenin korunması, döngüsel ekonomi, sosyal kalkınma ve finansal kapsayıcılık alanlarında güçlü etki yaratmayı amaçlıyor.

Bu rakam, Türkiye’de faaliyet gösteren bankalar arasında en yüksek sürdürülebilir finans taahhüdü oldu.

Garanti BBVA, 2029 yıl sonuna kadar yaklaşık 3,1 trilyon TL’lik yeni kaynağı sürdürülebilir yatırımlara yönlendireceğini taahhüt ediyor

Garanti BBVA Genel Müdürü Mahmut Akten, bu performansta, sürdürülebilirliği stratejik öncelik haline getirmelerinin önemli bir rol oynadığını vurguladı. Akten, yeşil/sosyal kredilerden çevreci taşıt kredilerine, sürdürülebilir tahvillerden, çevresel ve sosyal yatırımlarda aktif danışmanlık hizmetlerine ve su verimliliğiyle ilgili projelere yönelik “mavi finans” gibi sürdürülebilir finansman ürünü sunduklarını söyledi.

Mahmut Akten, yeni hedefi ise şu sözlerle değerlendirdi: “Şimdi, bu başarıyı daha ileri taşıyarak 2029 yılı sonuna kadar 3,5 trilyon TL’lik sürdürülebilir finansman sağlamayı taahhüt ediyoruz. Bu yeni hedef, yalnızca hacim açısından değil, sürdürülebilir finansman hızımız açısından da çarpıcı bir sıçrama anlamına geliyor. 2025’in ikinci yarısından 2029 sonuna kadar yaklaşık 3,1 trilyon TL’lik yeni kaynağı sürdürülebilir yatırımlara yönlendireceğiz. Bu taahhüdün büyüklüğü, Türkiye’nin düşük karbonlu ve kapsayıcı bir geleceğe geçişinde Garanti BBVA’nın giderek daha da etkin bir rol üstleneceğini gösteriyor.”

BBVA Grubu’nun küresel taahhüdü 1 trilyon euro

Garanti BBVA’nın ana hissedarı BBVA Grubu, 2018-2025 yılları için ilk etapta 100 milyar euro sürdürülebilir finansman hedefi koymuştu. Hedef önce 300 milyar euroya çıkarıldı ve 2024 yılı sonunda tamamlandı. Grup şimdi, 2025–2029 dönemi için 700 milyar euroluk yeni taahhütle toplam hedefini 1 trilyon euroya yükseltti.

BBVA’da Türkiye’nin Payı yüzde 9’a yükseldi

2025’in ilk dört ayında BBVA Grubu’nun sağladığı toplam sürdürülebilir finansmanın yaklaşık 140 milyar TL’si Garanti BBVA tarafından sağlandı. Bu rakamla Türkiye’nin BBVA Grubu içindeki payı sürdürülebilir finansman rakamların raporlanmaya başlandığı 2018 yıllarındaki yüzde 3 seviyesinden bugün yüzde 9’a yükselmiş durumda.

Okumaya devam et

BANKA HABERLERİ

Tahvil Yerine Kredi: Türk Şirketlerinin Finansman Kaderi

Yayınlanma:

|

Yazan:

Türkiye’de reel sektörün finansman ihtiyacını karşılamak için en çok başvurduğu yöntem banka kredileridir. Oysa gelişmiş finansal sistemlerde şirketler, uzun vadeli ve daha uygun maliyetli fon sağlamak için sermaye piyasalarında borçlanma araçlarına, özellikle tahvil ihraçlarına yönelmektedir. Peki Türkiye’de reel sektör neden bu imkândan yeterince yararlanamıyor?

Tahvil İhracının Önündeki Ekonomik Engeller

Tahvil piyasasının gelişmesi; makroekonomik istikrar, faiz oranlarının öngörülebilirliği, düşük enflasyon, istikrarlı döviz kuru, düşük kamu borçlanma ihtiyacı ve yüksek kredi notu gibi birçok değişkene bağlıdır. Ancak:

  • Türkiye’nin ülke kredi notu düşüktür ve bu doğrudan özel sektörün notunu da sınırlamaktadır.

  • Yüksek enflasyon ve faiz oranları, borçlanma maliyetlerini tahvil piyasasında da yükseltmektedir.

  • Kamu kesiminin sürekli yüksek borçlanma ihtiyacı, özel sektörün tahvil ihraçlarını piyasadan dışlama etkisi (crowding out) ile sınırlamaktadır.

Hukuki ve Kurumsal Güven Eksikliği

Sadece ekonomik değil, hukuki ve politik güvensizlik de yabancı ve yerli yatırımcıların özel sektör tahvillerine ilgi göstermemesine yol açıyor. Güçlü bir ikinci el tahvil piyasası oluşmadığı için yatırımcılar uzun vadeli bağlayıcı enstrümanlara mesafeli durmaktadır.

Banka Kredilerine Bağımlılığın Sonuçları

Bu nedenlerle reel sektör, finansmana erişimde tek kanal olarak bankaları kullanmak zorunda kalıyor:

  • Yüksek maliyetli ve kısa vadeli kaynaklara mahkûm olunuyor.

  • Kredi sınırlamaları, özellikle ekonomik kriz dönemlerinde işletmeleri zorluyor.

  • Kredi vadelerinin kısalığı ve esneklik eksikliği, uzun vadeli yatırım planlarını zorlaştırıyor.

Finansman Araçlarında Çeşitlilik Şart

Türkiye’de reel sektörün daha güçlü, sağlıklı ve uzun vadeli kaynaklara erişebilmesi için:

  • Makroekonomik göstergelerin iyileştirilmesi,

  • Sermaye piyasalarının derinleştirilmesi,

  • Hukuki güven ortamının sağlanması,

  • Tahvil piyasası için ikincil piyasa likiditesinin artırılması büyük önem taşımaktadır.

Onur ÇELİK-CFO/YMM

 

Okumaya devam et

Ali Coşkun

YÜKSEK BANKA KREDİLERİ

Yayınlanma:

|

Yazan:

Bankalar ekonomik sistemin en önemli finansal aktörleri olarak faaliyet gösterir. Her banka özünde kâr amacı güden bir ticari kuruluştur.

Kredi verirken öncelikle kendi risklerini ve menfaatlerini gözetmek zorundadır. Kullandırdıkları kredilerin faiz oranı veya kar payı, komisyon yapısı, vade şartları da bu doğrultuda belirlenmektedir.

Bugün piyasada bileşik faiz oranları TL cinsi kredilerde %60-65, döviz cinsi kredilerde ise %14-16 bandındadır.

Ayrıca bankaların sigorta, dosya masrafı, kredi tahsis ücreti ve banka ürün satışları gibi birçok kalemi kredi paketine dahil ettiği görülüyor.

Yani faiz veya kar payı dışında çok sayıda gizli maliyetle karşı karşıya kalınıyor.

Firmalar bu şartlar altında yalnızca finansmana erişmekle kalmıyor aynı zamanda ağır bir maliyet yükünü de sırtlanıyorlar.

Bankalar, firmalara kredi limitleri oluştururken sektörel karlılık oranlarına azami dikkat ederler. Ancak burada ciddi bir çelişki var. Bankalar kredi tahsisinde sektörün brüt kâr marjlarını esas alırken, mevcut kredi maliyetleri bu oranları çoktan aşmış durumdadır.

Brüt kâr marjı sektörlere göre ortalama %25-30 arasında değişirken, firmalar %65’in üzerinde bileşik faizle TL borçlanıyor.

Bu koşullarda, kâr eden değil borcunu çevirebilen firma başarılı kabul ediliyor. Bu ne finansal sürdürülebilirliğe ne de sağlıklı bir ekonomiye hizmet eder.

Şu an firmalar yalnızca yüksek faizle değil aynı zamanda yüksek enflasyon, düşük iç talep, yüksek maliyetler, düşük kâr, kur baskısı, iç ve dış pazarlardaki daralma, krediye erişim ve jeopolitik risklerle mücadele etmek zorunda kalıyor.

İhracatçı firmalar için döviz kuru reel anlamda destekleyici olmaktan çıkmış, rekabet gücünü zayıflatıcı bir unsura dönüşmüştür.

Bu koşullar altında firmaların ayakta kalması tesadüf değil direnç ve stratejik yönetimin bir sonucudur. Ama bu direncin ne kadar sürdürülebileceği ise meçhuldür.

Bugün konkordato alan, iflas eden şirketlere şaşırmak yerine bu ortamda hâlâ üretmeye, istihdam yaratmaya, ihracat yapmaya devam eden firmalara hayranlık duymalıyız.

Asıl konuşulması gereken, bu firmaların nasıl hayatta kaldığı ve ne tür stratejiler geliştirdiğidir. Zira bu firmalar sadece kendi faaliyetlerini değil aynı zamanda ekonominin can damarlarını da ayakta tutmaktadır.

Enflasyonla mücadele elbette gereklidir.Ancak bunu yaparken reel sektörü göz ardı etmek hastayı tedavi ederken organlarını iflas ettirmek gibidir.

Faiz politikaları ve sıkılaşma adımları kısa vadede enflasyonu aşağı çekebilir ama ardında üretim yapamayan, borç yükü altında ezilen ve finansmana erişemeyen bir özel sektör kalırsa bu başarı neye yarar?

Bugün geldiğimiz noktada reel sektörün sesine daha fazla kulak verilmesi gerekiyor.

Kredi maliyetlerinin düşürülmesi, finansmana erişimin kolaylaştırılması ve firmaların üzerindeki dolaylı maliyetlerin azaltılması şarttır.

Aksi takdirde sadece bugünü değil yarının üretim kapasitesini ve ekonomik bağımsızlığını tehlikeye atmış oluruz.

Ali COŞKUN-Finans Danışmanı
0 530 787 84 39
[email protected]

Okumaya devam et

FARK YARATANLAR

FARK YARATANLAR

KATEGORİ

ALTIN – DÖVİZ

Altın Fiyatları

BORSA

KRIPTO PARA PİYASASI

TANITIM

FACEBOOK

Popüler

www bankavitrini com © "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan, BANKA VİTRİNİ'nde yer alan yazar ve çevirmenlerine ait herhangi bir yazı, çeviri, makale ve haber izin alınmadan basılı olarak ya da internet ortamında kullanılamaz, çoğaltılamaz, yayınlanamaz. İzinsiz kullananlar hakkında hukuki yollara başvurulacaktır. "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan tüm özgün yazıların içeriğinden yazarları sorumludur. www.bankavitrini.com'da yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti, aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler, mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Yer alan yazılarda herhangi bir yatırım aracı; Hisse Senedi, kripto para biriminin veya dijital varlığın alım veya satımını önermiyor. Bu nedenle sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi, beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Lütfen transferlerinizin ve işlemlerinizin kendi sorumluluğunuzda olduğunu ve uğrayabileceğiniz herhangi bir kaybın sizin sorumluluğunuzda olduğunu unutmayın. © www.bankavitrini.com Copyright © 2020 -UŞAK- Tüm hakları saklıdır. Özgün haber ve makaleler 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu korumasındadır.