Connect with us

Erol Taşdelen

FAİZ ARTARKEN KAZANANLAR VE KAYBEDENLER

Yayınlanma:

|

En son 2021 Mart ayında faiz artıran Merkez Bankası 27 ay sonra faiz stratejisini değiştirerek artışa başladı. TCMB gösterge faizi %8,50’den alıp iki ayda iki kattan fazla artırarak   %17,50’ye çıkarmasının tabi ki piyasalarda olumlu/olumsuz etkisi olacaktır. Olmaması da mümkün değil!

Faiz artış stratejisi ne anlama geliyor?

Cumhurbaşkanlığı ve Genel Seçimlerden hemen sonra ekonomi kurmaylardaki değişimle birlikte TCMB’nin faiz artışına başlaması bir defa 2 yıldan fazla süren MB faiz politikasını terk edildiği anlamına geliyor. Seçim sürecinde de sık sık kullanılan “faize karşıyız, faiz asla artmaz” söylemi hızla terk edilerek yeni Hazine ve Maliye Bakanı Şimşek’in deyimi ile “Rasyonel zemine” oturtuldu. Bu söylem aynı zamanda daha önceki stratejinin de ne kadar reel piyasalardan uzaklaşıldığının ilanı aslında. Geçmişteki TCMB Stratejinin yanlış olduğunu Reel Piyasaya zarar verdiğini; zaten TCMB gösterge faiz oranının mevduat ve kredi tarafında bir anlamı kalmadığını o dönem yazmıştım. ‘Zararın neresinden dönülse kardır’ diye kendimizi teselli edelim.

Faiz artışı tek başına yeterli mi?

Faiz artışı ile yeni Para Politikasında köklü değişiklik sinyali verilirken tek başına yeterli olmadığının herkes farkında. Bir defa Hazine Bakanlığı ile Maliye Bakanlığı tek bakanlıkta birleştirilmesi ile devlet içinde para toplayan ( Hazine ) ile para harcayan ( Maliye )’nin tek bakanlık olması buradaki dengeleri ve kontrol sistemini bozmuş durumda. Aynı sistem devam ediyor. TCMB’nin Başkanının değişmesine rağmen eski alt kadrolar olduğu gibi duruyor. Mağazada sadece Vitrini değiştirmek müşteri artacağı anlamına gelmediği gibi, “değişiklikler ile Türkiye’ye kısa sürede para yağacak” söylemini geliştirenler de kısa sürede yanıldıklarını anladı. Başta,  Bağımsız Hukuk Sisteminin zedelenmesi gibi yapısal sorunlar ortalıkta dururken, Hazine Maliye Bakanının da sık dillendirdiği GRİ LİSTE’de bulunmak sıcak paranın önünde en büyük engellerden. Zira Emekli Fonları gibi uluslararası Fonların temel kurallardan birisi de Gri Listede olan ülkelerde yer almamak. İsteseler de gelemezler yani. Sıcak para neler oldu da ülkeyi terk ettiği fazla tartışılmıyor ama  değişmez kurallardan biri belli: “Kötü Para İyi Parayı kovar”… Anlayan anladı…

GRİ LİSTE, Kara Paranın Aklanmasının Önlenmesine İlişkin Mali Çalışma Grubu (FATF) tarafında oluşturulan, kara para aklama ve terörün finansmanı konusunda eksiklikleri bulunan ve risk içeren ülkelerin yakın gözetim altında tutulması anlamına geliyor.

Aslında Hazine Maliye Bakanı Şimşek ve TCMB yeni başkanı Erkan’nın yol haritası belli. Piyasalarda GÜVEN’i tesis etmek; Sıcak Para ve Doğrudan Yabancı Yatırım için şartları hazırlamak. Gelen sıcak para da kaba tabir ile bizim kaşımıza gözümüze gelmiyor. Bunu cazip hale getirmek için TL’nin değerinin düşürülmesi gerekiyordu. Seçim sonrası %30’lardan fazla devalüasyona bunun için zemin hazırlandı. Diğer taraftan da Borsa’nın sıcak para için ilk etapta cazip hale getirilmesi; Bono- Tahvil, Banka faizlerinin yükseltilmesi gerekiyordu o da yapılmış oldu. ‘Döviz kıtlığı girdabından’ çıkmak için fazla da bir seçenek yok aslında. Sorun zamanın kısa olması ve altı ay sonra Yerel Seçimlerin olması. Resmen Türkiye Ekonomisi girdabın içindeyken sürat köprüsünden geçiyor!

KKM yapan da, yaptıran Banka da kazandı

TCMB’nin Faiz artışı beklentilerin altında kalınca, TL değer yitirdi ve Döviz varlıklar değerlenmiş oldu. KKM gibi dövize endeksli getirisi olan 3 trilyon TL, 115 milyar USD büyüklüğe ulaştı. Şimdilik maliyeti 200 milyar TL’yi aştı ve bu para halka cebinden çıktı. Bu para, “dövizi olanın sistemde parasını tutsun; TL’si olanın da döviz almasın” diye verilen hafif tabirle ‘İKNA parası’ aslında, durum bu kadar vahim yani. Dövizin son iki ayda aşırı değerlenmesi ile KKM hesaplara dolayısı ile Bankalara aşırı bir TL giriş oldu. Bu durum ister istemez Bankaların likit durumunu güçlendirdi ve TL mevduat faizlerinde sert düşüş yaşandı. Bu seferde ekonomik kurmaylar faizin cazibesi kalmayacak para tekrar dövize yönelecek kaygısı yaşamış olmalı ki KKM hesaplar %15 karşılık ayrılması için düzenleme yaparak verdikleri parayı dolaylı yoldan geri çekmiş oldular. Bankalar para cambazı; KAMU Bankaları ve İŞBANK gibi bankalar yapmıyor ama KKM hesapları teminat alıp Ticari Kredi veren bankalarda ciddi artış oldu. Ciddi hacimde de KKM yapılması için dolaylı krediler pazarlandı. Bu sayede bankaların bilançolarında görünenden daha fazla fiili döviz tuttuğunu söylemek yanlış olmaz, Devletin vergi kaybına hiç girmeyeyim, o konu Vergi Uzmanı Hocalarımızın işi. Kısaca KKM hesapları yapan da yaptıran bankalar da karlı çıkmış durumda.

Firmalar kredi maliyetleri arttı

Faiz artışından ciddi zarar eden kesimler de var. Bir defa son 5 yılda Bireysele ve KOBİ firmalara ( sınıflandırma kriterinde cirosu 2023’de 250 milyon TL’den 500 milyon TL’ye çıkarılan firmalar )  krediler nerede ise hiç durmadı. O nedenle özellikle ekonomistlerin “Kriz geliyor” diye yazdığı durumları bu kesin fazla hissetmedi. Ta ki seçim sonunda  yeni süreç başlayana kadar. Bir defa kredilere ulaşmak zorlaşmaya başladı. Kredi Kartı ve KMH gibi kredileri yoğun kullanan bu kesim için faizlerin artması ile maliyetleri de ciddi arttı. Kredi Limitleri düşürüldü, vadeler kısıldı, harcama yaptıkları sektörler sınırlandırıldı. Örneğin, yıllardı göz yumulan kredi kartı ile taksitli Altın alıp yan kuyumcuda bozdurma dönemi kapandı.  Ticari Segment ( 2023’de cirosu 500 milyon TL üzeri olan ) firmalar yaklaşık bir yıldır yeni kredi kullanamıyor. Ticari Segment kredilerde Net ihracatçı olması ( ihracatın ithalatından % 10 fazla olması); Ciro ya da Bilanço hacminden büyük olanın %5’inden fazla Yabancı Varlığının bulunmaması, sadece fatura karşılığı kredi kullanılması gibi krediye ulaşmada zorluklar halen devam ediyor. Etik olmamasına rağmen yine Kamu ve İŞBANK hariç çoğu banka hala kredilerin %30 ile %50’si kadar firmalardan vadesiz bırakma kredi koşulu istiyorlar. Bir-üç ay vadede yenilenen kredilerde bile TCMB’nin yasaklamasına rağmen %6’ları geçen komisyon ve Paket maliyeti ile Ticari Segment firmalara yıllık %60-70 tutarında kredi maliyet çıkarılmaya devam ediyor. Ekonomi kurmayların bu durumu bilmemesi mümkün olmadığı gibi sessiz kalınması ve çözüm üretilmemesi ise Reel Ekonomiye her geçen gün zarar veriyor biline. Bankacılık sektörünü yakından takip etmeyip olacakları planlamayan, Ticari Segment firmalarda ciddi finans sıkışması birikiyor biline… Zombi firma havzunda ciddi yığılma oluşuyor…

Yatırım Kredilerinde faiz sabitlenmeli

Faiz artışından olumsuz etkilenecek çok kesim var ama birini yazmadan geçemeyeceğim. Tüm olumsuz şartlara, kriz ortamına rağmen özkaynaklarına ek “Yatırım Kredisi” kullanıp yatırım yapan sanayiciler faiz artışından olumsuz etkilenmeye başladı. Zira son iki yıldır Kamu Bankaları dahil bu 4-5 yıllık  yatırım kredilerini DEĞİŞKEN FAİZLİ olarak kullandırıldı. Başka bir ifade ile bu krediler TCMB’nin faiz kararına endekslendi. TCMB gösterge Faizinin artması ile birlikte Yatırım Yapan, İstihdam yaratan, kapasitesini ve İhracat hacmini artıran bu kesim Sanayicinin de maliyeti ciddi artmış durumda.  Faizler son iki  ayda ikiye katlaması bu kesimin ödediği kredi taksitlerini de katlamış durumda. O nedenle zaman kaybetmeden ve bu kesimi daha da zor duruma bırakmadan YATIRIM KREDİLERİ acilen SABİT FAİZLİ hale getirilmesi gerekiyor. Kamu Bankaları da buna öncülük yapmalı; Ekonomi Kurmayları da bu tür krediler için Karşılıklarda teşvik edici adımlar atmalı.

Döviz kurlarındaki değişikliğin reel piyasada hasar tespiti tam yapılmış değil, o başka yazıya kalsın. Kriz dönemlerinde “Nakit güçtür” ama elindeki parayı yatırıma çeviren yatırımcıyı da daha fazla cezalandırmanın ve mağdur etmenin anlamı yok! Krizden çıkacaksak bu kesimin sayesinde çıkacağımızı da unutmamak gerekir. Zira, “Üretim Ekonomisi” demek, Sanayi demektir! Sanayi İstihdam demektir!  Sanayi İhracat demektir!

Erol TAŞDELEN – Ekonomist      www.bankavitrini.com

Okumaya devam et

Erol Taşdelen

Göz Ardı Edemeyeceğiniz 12 Acımasız Kariyer Gerçeği

Yayınlanma:

|

Yazan:

Kariyerler zor, dağınık ve öngörülemezdir. Ama gerçek şu: Düşündüğünüzden daha fazla kontrol sizde.

TARTIŞILAMAZ ACI GERÇEKLER: 

1️⃣ Sıkı çalışma yeterli değil
Sessiz çabalar göz ardı edilir. Sonuçların görülmesi gerekir – kendiniz için savunun.

2️⃣ Sadakat faturaları ödemeyecek
Şirketler insanlara değil, kâra öncelik verir. Her zaman önce kendinize bakın.

3️⃣ İş unvanınız geçicidir
Unvanlar sizi tanımlamaz, beceriler tanımlar. Etiketlere değil, büyümeye odaklanın.

4️⃣ Patronunuz Her Zaman Haklı Değildir
Önemli olduğunda saygılı bir şekilde meydan okuyun. Liderler de hata yapar.

5️⃣ Ağ Oluşturma Pazarlık Edilemez
Becerileriniz sizi oyuna sokar, ancak bağlantılar kapıları açar.

6️⃣ Tükenmişlik bir onur rozeti değildir
Enerjinizi koruyun. Daha çok değil, daha akıllıca çalışın.

7️⃣ Konfor Bölgeleri Büyümeyi Öldürür
Rahatsız değilseniz, büyümüyorsunuz demektir. Dönem.

8️⃣ Geri bildirim bir hediyedir
Sert geri bildirimler bile potansiyelinizi ortaya çıkarabilir. Araştırın ve öğrenin.

9️⃣ Her Zaman Değiştirilebilirsiniz
Bu, yarattığınız etkiyle ilgilidir – yeri doldurulamaz olmakla değil. Bir miras bırakın.

🔟 Mükemmellik Sizi Yavaşlatır
Bitti mükemmelden daha iyidir. Mükemmelliğe değil, ilerlemeye odaklanın.

1️⃣1️⃣Kariyer ilerlemesi doğrusal değildir
Yan adımlar ve başarısızlıklar genellikle en büyük kazançlara yol açar.

1️⃣2️⃣ Kimse Size Başarı Vermeyecek
Sahiplenmek. Fırsatlar için zorlayın. Kimse senden daha fazla umursamayacak.

Gerçeklik Kontrolü: Kariyeriniz size aittir. Beklemeyi bırakın, inşa etmeye başlayın.

Okumaya devam et

BANKA HABERLERİ

TurkishBank Moda Şube personeli Av. Saltoğlu’nun hesaplarını boşaltıp kaçtı

TurkishBank Moda Şubesi’nin müşterisi olan Aynur Saltoğlu’nun bankadaki 104 milyon lirasının kaybolduğu iddia edildi. Skandal, yaşlı kadının ölümüyle ortaya çıktı. Benzer durumda çok sayıda mağdur olduğu öne sürüldü. Soruşturma başlatılırken banka görevlileri kayıplara karıştı.

Yayınlanma:

|

Yazan:

İstanbul’da yaşayan ve TurkishBank Moda Şubesi müşterisi olan avukat Aynur Saltoğlu, 2022 yılında banka hesaplarında anlam veremediği bazı işlemler gerçekleştiğinden şüphelenerek durumu, bir dönem Dünya Bankası’nda çalışan oğlu Kerem Saltoğlu ile paylaştı. Bunun üzerine Kerem Saltoğlu, bankadan her ay düzenli hesap ekstresi talebinde bulundu. Banka da, her ay ekstreleri e-posta yoluyla Saltoğlu’na iletti.

SAHTE EKSTRE GÖNDERİLMİŞ 

Aynur Saltoğlu, geçen yıl haziran ayında hayatını kaybedince bankadaki birikimi yasal mirasçısı olan oğluna kaldı. Ancak Kerem Saltoğlu, annesinin hesabındaki paranın yalnızca 55 milyon TL olduğunu öğrenince büyük bir şok yaşadı. Çünkü kendisine iletilen hesap ekstrelerine göre bu miktar 159 milyon TL olmalıydı. Saltoğlu’nun avukatı Fatih Mehmet Tercan, kayıp 104 milyonun akıbetinin sormak için bankayla iletişime geçti. İddiaya göre, şube müdürü Şule Ç. yapılan görüşmede, hesap ekstrelerinin “sahte” olarak düzenlendiğini itiraf etti.

3 BANKACI KAYIP 

Bunun üzerine avukat Fatih Mehmet Tercan, İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı’na banka ve ilgili kişiler hakkında dolandırıcılık suçundan şikayette bulundu. Şikayetinin ardından banka yönetimi de, şube müdürü Şule Ç., yardımcısı Dilek M. ve banka çalışanı Volkan Z. hakkında başta, ‘belgede sahtecilik’ suçundan suç duyurusunda bulundu. 3 banka çalışanı, adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. Bankaya benzer dolandırıcılık şikayetleri de olunca bu kez banka yönetimi 3 çalışan hakkında, ‘Nitelikli zimmet, resmi belgede sahtecilik, suç işlemek amacıyla örgüt kurma’ suçlamalarıyla suç duyurunda bulundu. Haklarında yakalama kararı çıkartılan çalışanların ise kayıplara karıştığı iddia edildi.

‘YAŞLILAR HEDEF ALINIYOR’ 

Avukat Tercan, dosyayla ilgili şu bilgileri verdi: “Banka, Aynur hanımın oğluna gönderilen ekstrelerin resmi kayıtlarla uyumlu olmadığını ve sahte olarak düzenlendiğini açıkça ifade etti. Bankanın bu tür bir usulsüzlüğü yalnızca şube müdürü seviyesinde gerçekleştirmesi mümkün değil. Bu, sistematik bir dolandırıcılık planına işaret ediyor. Biz de bu nedenle bankanın tüm sorumluları hakkında suç duyurusunda bulunduk. Benzer durumda olan 15 mağdur var. Hepsi ya çok yaşlı ya da hayatını kaybetmiş kişiler. Bu şekilde milyonlarca liralık dolandırıcılık yapılmış. Bu şahıslar, Muris Hanıma, temizlikçi, gönderiyorlarmış ve doğum günlerinde partisi yapıyorlarmış bunu da, bankanın özel müşterine hizmeti diye anlatıyormuş. Oysa ki, bankanın böyle bir hizmeti yok.”

TurkishBank ise dosya hakkında gizlilik kararı olduğu için detaylı açıklama yapmayarak, çalışanlar hakkında suç duyurusunda bulunduklarını ve görevlerine son verildiğini belirtti.

Kaynak: Milliyet-Çiğdem YILMAZ haberi

****************

Av. Aynur SARTOĞLU başka bankalarda da benzer sorunlar yaşayıp konuyu yargıya ve SKP’ya yansıtmış. BankaVitrini olarak o dönem bize ulaşarak konuyu anlatmış, haberleştirmiştik. Haberimizden sonra söz konusu bankanın Şube Müdürü ve MİY görevlerinden çıkarılmıştı. Bildiğimiz kadar diğer davaları da devam ediyor!

Körfez sermayeli bankanın Moda Şubesi’nde neler oluyor

MİY’den sonra Moda Şube Müdüresi de kovuldu

 

Okumaya devam et

ALTIN - DÖVİZ - KRIPTO PARA

REEL PİYASA VE VATANDAŞ 2025’E NASIL BAŞLADI?

Yayınlanma:

|

Cumhuriyet tarihinde belki de ilk defa bir kriz talebi baskılayarak aşılmaya çalışıyor. Üstelik bunu sadece Maliye Politikası uygulamadan ve altını doldurmadan sadece ve sadece Para Politikası ile başaracağımıza inanıyor Ekonomi Kurmayları.

Mehmet Şimşek, Borsa’dan ve Zenginlerden vergi almayı, Servet Vergisi almayı ağız ucu ile dillendirdi o aşamada kaldı. Oysa çoğu ekonomist bu krizin sadece Para Politikası ile aşılmayacağına hemfikir.

Gri listeden çıkışımıza sevindik ama Rating notlarına hızlı yansımadı, henüz “yatırım yapılabilir ülke”  not seviyesine ulaşmadık. Bu da kalıcı sıcak paranın ve Doğrudan Yatırımın gelmesini geciktiriyor. Spekülatif sıcak para kervanına son aylarda gurbetçilerden girişlerde gözüküyor. TCMB faiz indirim serisine başlasa da yoğurdu üfleyerek yemesi gerektiğini çok net biliyor. Zira, KKM’yi halletmeden ki bu yönde somut adımlar da atıldı; döviz girişinin kalıcı hale geldiğine emin olmadan; Rating notlarının yükselmesini somut olarak görmeden hızlı faiz indirmeye gideceğini düşünmüyorum. Zira, hızlı faiz düşmeden KKM’den çıkan paranın Dövize gitmeyeceğine emin olması gerekir. Yeni bir Dolarizasyon dalgayı ekonomi kaldırmayacağı gibi halkın katlandığı enflasyon ile mücadele hamlelerini de boşa çıkaracaktır. Ekonomi kurmayları Dolarizasyon yaşanmaması için sıcak paranın akacağı alternatif alanlar yaratmak zorunda ki bunun en önemli oyun alanı da BORSA veya Konut gibi Alternatif alanlar. Bu nedenle Ekonomi Kurmayların ağzından sık sık borsanın ne kadar gelecek ve fırsatlar yarattığını duymaya devam edeceğiz.

BORSADA FİRMA KALİTESİ DÜŞTÜ VEYA BİLİNÇLİ DÜŞÜRÜLDÜ!

Fakat Borsa’da önemli bir sıkıntı firma kalitesinin düştüğü net gözüküyor. Bunda son yıllarda borsaya kota firmalardaki özensizlik etkili oldu. Borsa’da faaliyet gösteren firmaların KONKORDATO aldıklarına şahit oluyoruz. Hatta hiç faaliyet göstermeden tabela halde, kağıt üzerinde kalmış ama borsada hala işlem gören firmalar biliyorum. SPK’nın önemli bir görevi de küçük yatırımcıyı korumak ama bakıyorum bu tür firmalar ile ilgili bir tedbir almıyor. Bilançosu yerlerde olup borsa değerine bakıyorsunuz çoğu firmada anormal şişkinlikler yaşanıyor. Küçük yatırımcı çok dayak yedi son yıllarda bu nedenle çoğu yatırımcı Borsa’da işlem yapmayı bıraktı. Bu iş o kadar çığırından çıktı ki tüm servetini kaybedip intihar edenler var.

KONKORDATO PATLAMASI YAŞLANIYOR

Konkordato  için 2023 yılında 519 firmaya Geçici Mühlet verilirken 2024’de 3 katını aşarak 1.723 firma  oldu. 2023 yılında Konkordato alıp iflas eden 65 firma iken 2024’de iki katını aşarak 132 oldu. Konkordato başvurusu yapan firmalar öyle esnaf tarzı firma değil sanayici.

2024’de Konkordato alan firmalara baktığımızda Tekstil Sektörü 96 firma, İnşaat Sektörü 91 firma ile ilk iki sırayı aldı, ki iki sektör de emek yoğun. Bu durum bile başlı başına yeni işsizlik dalgası yaratacağına işaret ediyor. Bankalardaki toplam krediler içinde Zombi firmalara ait kredilerin payı %15’leri aşmış durumda ki IMF’nin bu yöndeki raporları da bu oranlara yakındı.

FİRMALAR MECBUREN DÖVİZ KREDİSİNE SARILDI

Bankaların Ticari Kredi TL faiz oranları hala %50-60 seviyesinde. Üstelik bazı bankalar Ticari Kredilerde TCMB’nin koyduğu sınırları aşarak uygunsuz komisyon, sigorta gibi ücret ve komisyon almaya devam ediyor. Özellikle İhracatçı ve bu koşullara rağmen yatırım yapan firmalar doğal olarak Döviz Kredilerine yöneldi. Hiçbir firma talep bastırılırken önünü görmeden yatırım yapmaz. Yapanlar da daha çok GES yatırım gibi maliyetleri düşürücü yatırımlar yapıyor. Özel Sektörün Döviz Kredi yükümlülükleri 2024 yılında reel olarak 42 milyar USD’den fazla artarak 170 milyar USD’ye yaklaştı. Ki bu firmaların ya İhracatçı ya da Yatırım Teşvik kullanan firmalar.

Dövize ihtiyacımız varsa ki var, o zaman bu firmalara verdiğimiz desteği geri çekemeyiz. Döviz Kredi artışı 2024’de %2 ile sınırlanmıştı bu sınır önce %1,50’ye düşürüldü; 2025 ilk haftası da %1’e düşürüldü. Bu bankalara direkt Döviz Kredileri kısın demek zaten bu şartlarda büyümek isterlerse de büyüyemeyecekler. Bankalar da kredi hacmi kısılınca otomatikman Döviz kredi Faiz oranlarını %0,50-1 arasında artırdı. Bankalar Komisyon oranlarını da artırdı; ek olarak sigorta gibi ürünler firmalara dayatılmaya başlandı.  Son kararın Döviz Kredi kullanan firmalara ek maliyeti %1-2 arasında oldu ki döviz kredilerinde yüksek bir oran bu. Ekonomi kurmaylar TL/Döviz parametresini baskılarken KKM hesaplara TCMB’nin kur fark maliyeti yanında aslında firmalardaki döviz yükümlülüklerin artmasının da etkisi var.

TİCARİ FİRMALARDAKİ SIKINTI KOBİ’LERİ BATIRIR

Zira, bu baskıyı yapmaması halinde çoğu İSO ilk 500 ve ikinci 500 içinde yer alan bu firmalar ki Türkiye Sanayisinin bel kemikleri konumunda, bunlar ciddi hasar görecek demektir. Aslında TCMB döviz kredileri kısarak bu firmaları koruma altına almayı planlasa da reel piyasada karşılığı bu sonuçlar doğurmaz. Zira, bu firmalara döviz kredisi kullanma %50-60’dan TL kredi kullan anlamına gelir ki bu süreç sanayide  sudden stop-ani duruş  ile sonuçlanabilir. Bu firmalar o kadar büyük ki, sıkıntı yaşadıklarında sadece kendileri değil, kendileri ile birlikte yüzlerce firmayı olumsuz etkiler. Bu firmalara iş yapan KOBİ tarzı tüm fasoncular batar. Süreç iyi yönetilmezse Ticari segment firmaların işçi çıkarmalar yüz yüz değil artık bin bin çıkardıklarına şahit olabiliriz. Ticari segment kredilerdeki sıkıntı KOBİ firmaları esnaflar gibi olmaz aşırı yıkıcı bir hal alır.

VATANDAŞ BORÇ BATAĞINDA, HAREKET EDEMEZ HALDE

Başa dönelim Enflasyonu düşürmek ve krizi aşmak için uygulanan Para Politikası ne yönde tamamen TALEBİ BASKILAMA yönünde. Demek ki Enflasyonun nedeni TALEP ENFLASYONU olarak bir tespit yapılmış ki çözüm de bu yönde oluyor. Bireylerin kredilerini ciddi maliyete rağmen baskılanamadı. Zira borç denizine düşen vatandaş  istemeye istemeye banka kredilerine sarıldı.

Vatandaş Konut ve Taşıt kredilerini öderken ki bunların toplam takip içindeki payları %1 bile değil Tüketici ve Kredi Kart Borçlarında tamamen batmış durumda.

ASGARİ ÜCRET DÖVİZ BAZLI TARİHİ ZİRVEDE AMA KİMSEYİ MUTLU ETMEDİ

Diğer taraftan TL/USD kuru 4-5 TL’den 35 TL’ye çıkmış durumda son yıllarda çok net bir MALİYET ENFLASYONU yaşandı aslında. GIDA ENFLASYONU kontrol edilemiyor; çünkü tüm girdiler (fide, tohum, ilaç, gübre, akaryakıt…)  DÖVİZE ENDEKSLİ. USD bazlı Asgari ücret Cumhuriyet tarihinin en yüksek seviyesine yükseliyor ama kimse mutlu olmuyor, nedeni  Temel Tüketim Malları o kadar arttı ki döviz bazlı gelir artışını bile eritti ve alım gücünü düşürdü. Bir işçinin işverene maliyeti en az 1.000 USD seviyesine ulaştı. İşçi maliyetini sadece ücret yönünden düşünmemek gerekir; mesai, yemek, servis, kıyafet, kıdem tazminat karşılıkları düşünüldüğünde Ticari Segment Sanayici Firmalarda işçi maliyeti 1.000 USD’yi aşmış durumda. Başta konfeksiyoncular olmak üzere Mısır’a yatırımları kaydıran firmalara dikkat edin çoğu emek yoğun firmalar ana neden işçi maliyetleri. Beş ay önce Firma çöplüğüne hazır mısınız diye yazarken aslında tehlikenin boyutlarına dikkat çekmiştim ki abartı da değil. Umarım yanılırım.

Enflasyon ile mücadelede yük Vatandaşa ve çalışan emekçiler üzerine binmiş durumda. Bir sanayicimiz, “binde bir Servet Vergisi alınsın 150 milyar USD birikir” dedi ama bu ekonomi kurmaylar ve diğer sanayiciler tarafından sahiplenilmedi. 1 milyon USD paranız olsa binde biri 10 bin USD yapar, çok değil aslında ama bunu bile beceremedik. 1940’ların krizini Varlık Vergisi ile aşmıştık. Şu andaki koşullar o kadar kötü değil ama bu yönde bir vergilendirme de kendini dayatıyor. Zira iki defa alınan MTV aslında Varlık Vergisiydi. Devamı gelmedi birden fazla konutu olandan ek vergi sözleri havada kaldı. Aslında gelinen noktada bıçak sırtındayız hatanın maliyeti de yüksek olacak, ek tedbir almamanın maliyeti de!

Erol TAŞDELEN-Ekonomist      www.bankavitrini.com

Okumaya devam et

FARK YARATANLAR

FARK YARATANLAR

ALTIN – DÖVİZ

Altın Fiyatları

BORSA

KRIPTO PARA PİYASASI

TANITIM

FACEBOOK

Popüler

www bankavitrini com © "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan, BANKA VİTRİNİ'nde yer alan yazar ve çevirmenlerine ait herhangi bir yazı, çeviri, makale ve haber izin alınmadan basılı olarak ya da internet ortamında kullanılamaz, çoğaltılamaz, yayınlanamaz. İzinsiz kullananlar hakkında hukuki yollara başvurulacaktır. "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan tüm özgün yazıların içeriğinden yazarları sorumludur. www.bankavitrini.com'da yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti, aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler, mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Yer alan yazılarda herhangi bir yatırım aracı; Hisse Senedi, kripto para biriminin veya dijital varlığın alım veya satımını önermiyor. Bu nedenle sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi, beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Lütfen transferlerinizin ve işlemlerinizin kendi sorumluluğunuzda olduğunu ve uğrayabileceğiniz herhangi bir kaybın sizin sorumluluğunuzda olduğunu unutmayın. © www.bankavitrini.com Copyright © 2020 -UŞAK- Tüm hakları saklıdır. Özgün haber ve makaleler 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu korumasındadır.