Connect with us

Erol Taşdelen

FAİZ ARTARKEN KAZANANLAR VE KAYBEDENLER

Yayınlanma:

|

En son 2021 Mart ayında faiz artıran Merkez Bankası 27 ay sonra faiz stratejisini değiştirerek artışa başladı. TCMB gösterge faizi %8,50’den alıp iki ayda iki kattan fazla artırarak   %17,50’ye çıkarmasının tabi ki piyasalarda olumlu/olumsuz etkisi olacaktır. Olmaması da mümkün değil!

Faiz artış stratejisi ne anlama geliyor?

Cumhurbaşkanlığı ve Genel Seçimlerden hemen sonra ekonomi kurmaylardaki değişimle birlikte TCMB’nin faiz artışına başlaması bir defa 2 yıldan fazla süren MB faiz politikasını terk edildiği anlamına geliyor. Seçim sürecinde de sık sık kullanılan “faize karşıyız, faiz asla artmaz” söylemi hızla terk edilerek yeni Hazine ve Maliye Bakanı Şimşek’in deyimi ile “Rasyonel zemine” oturtuldu. Bu söylem aynı zamanda daha önceki stratejinin de ne kadar reel piyasalardan uzaklaşıldığının ilanı aslında. Geçmişteki TCMB Stratejinin yanlış olduğunu Reel Piyasaya zarar verdiğini; zaten TCMB gösterge faiz oranının mevduat ve kredi tarafında bir anlamı kalmadığını o dönem yazmıştım. ‘Zararın neresinden dönülse kardır’ diye kendimizi teselli edelim.

Faiz artışı tek başına yeterli mi?

Faiz artışı ile yeni Para Politikasında köklü değişiklik sinyali verilirken tek başına yeterli olmadığının herkes farkında. Bir defa Hazine Bakanlığı ile Maliye Bakanlığı tek bakanlıkta birleştirilmesi ile devlet içinde para toplayan ( Hazine ) ile para harcayan ( Maliye )’nin tek bakanlık olması buradaki dengeleri ve kontrol sistemini bozmuş durumda. Aynı sistem devam ediyor. TCMB’nin Başkanının değişmesine rağmen eski alt kadrolar olduğu gibi duruyor. Mağazada sadece Vitrini değiştirmek müşteri artacağı anlamına gelmediği gibi, “değişiklikler ile Türkiye’ye kısa sürede para yağacak” söylemini geliştirenler de kısa sürede yanıldıklarını anladı. Başta,  Bağımsız Hukuk Sisteminin zedelenmesi gibi yapısal sorunlar ortalıkta dururken, Hazine Maliye Bakanının da sık dillendirdiği GRİ LİSTE’de bulunmak sıcak paranın önünde en büyük engellerden. Zira Emekli Fonları gibi uluslararası Fonların temel kurallardan birisi de Gri Listede olan ülkelerde yer almamak. İsteseler de gelemezler yani. Sıcak para neler oldu da ülkeyi terk ettiği fazla tartışılmıyor ama  değişmez kurallardan biri belli: “Kötü Para İyi Parayı kovar”… Anlayan anladı…

GRİ LİSTE, Kara Paranın Aklanmasının Önlenmesine İlişkin Mali Çalışma Grubu (FATF) tarafında oluşturulan, kara para aklama ve terörün finansmanı konusunda eksiklikleri bulunan ve risk içeren ülkelerin yakın gözetim altında tutulması anlamına geliyor.

Aslında Hazine Maliye Bakanı Şimşek ve TCMB yeni başkanı Erkan’nın yol haritası belli. Piyasalarda GÜVEN’i tesis etmek; Sıcak Para ve Doğrudan Yabancı Yatırım için şartları hazırlamak. Gelen sıcak para da kaba tabir ile bizim kaşımıza gözümüze gelmiyor. Bunu cazip hale getirmek için TL’nin değerinin düşürülmesi gerekiyordu. Seçim sonrası %30’lardan fazla devalüasyona bunun için zemin hazırlandı. Diğer taraftan da Borsa’nın sıcak para için ilk etapta cazip hale getirilmesi; Bono- Tahvil, Banka faizlerinin yükseltilmesi gerekiyordu o da yapılmış oldu. ‘Döviz kıtlığı girdabından’ çıkmak için fazla da bir seçenek yok aslında. Sorun zamanın kısa olması ve altı ay sonra Yerel Seçimlerin olması. Resmen Türkiye Ekonomisi girdabın içindeyken sürat köprüsünden geçiyor!

KKM yapan da, yaptıran Banka da kazandı

TCMB’nin Faiz artışı beklentilerin altında kalınca, TL değer yitirdi ve Döviz varlıklar değerlenmiş oldu. KKM gibi dövize endeksli getirisi olan 3 trilyon TL, 115 milyar USD büyüklüğe ulaştı. Şimdilik maliyeti 200 milyar TL’yi aştı ve bu para halka cebinden çıktı. Bu para, “dövizi olanın sistemde parasını tutsun; TL’si olanın da döviz almasın” diye verilen hafif tabirle ‘İKNA parası’ aslında, durum bu kadar vahim yani. Dövizin son iki ayda aşırı değerlenmesi ile KKM hesaplara dolayısı ile Bankalara aşırı bir TL giriş oldu. Bu durum ister istemez Bankaların likit durumunu güçlendirdi ve TL mevduat faizlerinde sert düşüş yaşandı. Bu seferde ekonomik kurmaylar faizin cazibesi kalmayacak para tekrar dövize yönelecek kaygısı yaşamış olmalı ki KKM hesaplar %15 karşılık ayrılması için düzenleme yaparak verdikleri parayı dolaylı yoldan geri çekmiş oldular. Bankalar para cambazı; KAMU Bankaları ve İŞBANK gibi bankalar yapmıyor ama KKM hesapları teminat alıp Ticari Kredi veren bankalarda ciddi artış oldu. Ciddi hacimde de KKM yapılması için dolaylı krediler pazarlandı. Bu sayede bankaların bilançolarında görünenden daha fazla fiili döviz tuttuğunu söylemek yanlış olmaz, Devletin vergi kaybına hiç girmeyeyim, o konu Vergi Uzmanı Hocalarımızın işi. Kısaca KKM hesapları yapan da yaptıran bankalar da karlı çıkmış durumda.

Firmalar kredi maliyetleri arttı

Faiz artışından ciddi zarar eden kesimler de var. Bir defa son 5 yılda Bireysele ve KOBİ firmalara ( sınıflandırma kriterinde cirosu 2023’de 250 milyon TL’den 500 milyon TL’ye çıkarılan firmalar )  krediler nerede ise hiç durmadı. O nedenle özellikle ekonomistlerin “Kriz geliyor” diye yazdığı durumları bu kesin fazla hissetmedi. Ta ki seçim sonunda  yeni süreç başlayana kadar. Bir defa kredilere ulaşmak zorlaşmaya başladı. Kredi Kartı ve KMH gibi kredileri yoğun kullanan bu kesim için faizlerin artması ile maliyetleri de ciddi arttı. Kredi Limitleri düşürüldü, vadeler kısıldı, harcama yaptıkları sektörler sınırlandırıldı. Örneğin, yıllardı göz yumulan kredi kartı ile taksitli Altın alıp yan kuyumcuda bozdurma dönemi kapandı.  Ticari Segment ( 2023’de cirosu 500 milyon TL üzeri olan ) firmalar yaklaşık bir yıldır yeni kredi kullanamıyor. Ticari Segment kredilerde Net ihracatçı olması ( ihracatın ithalatından % 10 fazla olması); Ciro ya da Bilanço hacminden büyük olanın %5’inden fazla Yabancı Varlığının bulunmaması, sadece fatura karşılığı kredi kullanılması gibi krediye ulaşmada zorluklar halen devam ediyor. Etik olmamasına rağmen yine Kamu ve İŞBANK hariç çoğu banka hala kredilerin %30 ile %50’si kadar firmalardan vadesiz bırakma kredi koşulu istiyorlar. Bir-üç ay vadede yenilenen kredilerde bile TCMB’nin yasaklamasına rağmen %6’ları geçen komisyon ve Paket maliyeti ile Ticari Segment firmalara yıllık %60-70 tutarında kredi maliyet çıkarılmaya devam ediyor. Ekonomi kurmayların bu durumu bilmemesi mümkün olmadığı gibi sessiz kalınması ve çözüm üretilmemesi ise Reel Ekonomiye her geçen gün zarar veriyor biline. Bankacılık sektörünü yakından takip etmeyip olacakları planlamayan, Ticari Segment firmalarda ciddi finans sıkışması birikiyor biline… Zombi firma havzunda ciddi yığılma oluşuyor…

Yatırım Kredilerinde faiz sabitlenmeli

Faiz artışından olumsuz etkilenecek çok kesim var ama birini yazmadan geçemeyeceğim. Tüm olumsuz şartlara, kriz ortamına rağmen özkaynaklarına ek “Yatırım Kredisi” kullanıp yatırım yapan sanayiciler faiz artışından olumsuz etkilenmeye başladı. Zira son iki yıldır Kamu Bankaları dahil bu 4-5 yıllık  yatırım kredilerini DEĞİŞKEN FAİZLİ olarak kullandırıldı. Başka bir ifade ile bu krediler TCMB’nin faiz kararına endekslendi. TCMB gösterge Faizinin artması ile birlikte Yatırım Yapan, İstihdam yaratan, kapasitesini ve İhracat hacmini artıran bu kesim Sanayicinin de maliyeti ciddi artmış durumda.  Faizler son iki  ayda ikiye katlaması bu kesimin ödediği kredi taksitlerini de katlamış durumda. O nedenle zaman kaybetmeden ve bu kesimi daha da zor duruma bırakmadan YATIRIM KREDİLERİ acilen SABİT FAİZLİ hale getirilmesi gerekiyor. Kamu Bankaları da buna öncülük yapmalı; Ekonomi Kurmayları da bu tür krediler için Karşılıklarda teşvik edici adımlar atmalı.

Döviz kurlarındaki değişikliğin reel piyasada hasar tespiti tam yapılmış değil, o başka yazıya kalsın. Kriz dönemlerinde “Nakit güçtür” ama elindeki parayı yatırıma çeviren yatırımcıyı da daha fazla cezalandırmanın ve mağdur etmenin anlamı yok! Krizden çıkacaksak bu kesimin sayesinde çıkacağımızı da unutmamak gerekir. Zira, “Üretim Ekonomisi” demek, Sanayi demektir! Sanayi İstihdam demektir!  Sanayi İhracat demektir!

Erol TAŞDELEN – Ekonomist      www.bankavitrini.com

Okumaya devam et

ALTIN - DÖVİZ - KRIPTO PARA

Bankalara Kara Para Cezası yağdı

Yayınlanma:

|

Singapur, küresel finans dünyasını sarsan tarihi bir kara para aklama soruşturmasını tamamladı. UBS Group, Citigroup, Julius Baer ve Credit Suisse gibi dünyanın önde gelen finans devlerinin de aralarında bulunduğu dokuz kuruluşa toplam 21,5 milyon dolar para cezası kesildi. En yüksek ceza 4,5 milyon dolarla Credit Suisse’e verildi.

Singapur Tarihinin En Büyük Mali Operasyonu

2023 yılında başlatılan soruşturma kapsamında; yaklaşık 2,3 milyar dolarlık yasa dışı varlık tespit edildi, 10 yabancı uyruklu kişi tutuklandı. Bu kapsamda gerçekleştirilen operasyonlar, Singapur tarihindeki en büyük finansal suç dosyası olarak kayıtlara geçti.

Ceza Alan Kurumlar ve Gerekçeler

Singapur Para Otoritesi (MAS) tarafından yürütülen denetimlerde, aşağıdaki eksikliklerin tespit edildiği bildirildi:

  • Müşteri risk analizlerinin yetersiz yapılması

  • Servet kaynaklarının izlenmemesi

  • Şüpheli işlemlerin zamanında raporlanmaması

Cezaya çarptırılan finansal kurumlar ve ceza miktarları şöyle:

  • Credit Suisse: 4,5 milyon dolar

  • UOB Kay Hian: 2,85 milyon Singapur doları

  • Blue Ocean Invest: 2,4 milyon Singapur doları

  • Trident Trust Company Singapore: 1,8 milyon Singapur doları

  • UBS Group, Citigroup, Julius Baer, UOB ve LGT Bank: toplam 27,5 milyon Singapur doları (yaklaşık 20 milyon USD)

Sanıklara Hapis ve Sınır Dışı Kararı

Tutuklanan şüphelilere 13 ila 17 ay arasında değişen hapis cezaları verildi. Cezalarını tamamlayan bu kişiler kalıcı şekilde Singapur’dan sınır dışı edildi. Yetkililer, tekrar ülkeye girişlerinin yasaklandığını açıkladı.

Kara Paranın Kaynağı: Dolandırıcılık ve Bahis

Reuters’ın ulaştığı bilgilere göre, suç gelirleri büyük ölçüde yurtdışı dolandırıcılık şebekeleri ve online yasa dışı bahis siteleri üzerinden elde edildi. Aklanan paraların bir kısmı Singapur bankalarında tutuldu, bir kısmı ise lüks gayrimenkul, spor otomobil ve mücevher gibi alanlara yatırıldı.

Denetim Süreci Sıkılaşıyor

Singapur Para Otoritesi (MAS), finans kuruluşlarının dahili denetim sistemlerini güçlendirdiğini ve sürecin yakın takibe alındığını açıkladı. Ayrıca şeffaflığın artırılması ve kara paranın önlenmesi amacıyla yeni yükümlülükler getirileceği bildirildi.

Küresel bankacılık sistemi açısından Singapur gibi düzenleme konusunda sert tutum sergileyen finans merkezlerinin etkisi büyüyor. Özellikle Asya-Pasifik bölgesinde kara para aklamaya karşı yürütülen bu tür operasyonlar, yalnızca yerel değil, uluslararası finansın denetim reflekslerini de yeniden şekillendiriyor.

Kaynak:
MAS (Monetary Authority of Singapore), Reuters, bankavitrini.com araştırma birimi

Okumaya devam et

BANKA HABERLERİ

Konkordato Alan Firmalar Reel Piyasayı Nasıl Bozuyor?

Yayınlanma:

|

Türkiye’de artan konkordato başvuruları ve kolay alınabilen kararlar, sadece borçlu firmaları değil, tüm ekonomik sistemi derinden olumsuz etkilemektedir. Konkordato sürecine giren bir firma, reel piyasada zincirleme etkiler yaratarak tedarik zincirini bozar, fiyat dengesini sarsar ve güven ortamını zedeler. Bu bozulmalar hem konkordato öncesi hem de sonrası süreçte farklı şekillerde ortaya çıkar.

Konkordato Öncesi: Gizli Kriz Dönemi

Konkordato başvurusundan önceki süreçte firmalar mali sıkıntılarını genellikle gizler. Ancak piyasada dikkatli gözlerden kaçmayan bazı davranışlar bu sıkıntının sinyallerini verir:

1. Ödemelerde Gecikmeler ve Yapılandırma Talepleri

Firma, tedarikçilerine olan ödemelerini geciktirmeye başlar. Çek ve senetlerini döndürür, vadeleri uzatmak ister, borçlarını yeniden yapılandırma teklifleri sunar.

➡️ Bu durum piyasada güveni sarsar ve ticaret yavaşlamaya başlar.

2. Dampingli Satışlar ve Fiyat Bozulması

Nakit ihtiyacıyla firma, elindeki malları normal piyasa değerinin çok altında satar. Bu agresif fiyatlama, sektördeki diğer oyuncuları zararına satışa zorlar ve rekabeti bozar.

➡️ Piyasa fiyat dengesi altüst olur.

3. Yoğun Mal Alımı – Ödeme Geleceğe Yayılır

Firma, riskini çevreye yaymak için piyasadan vadeli mal toplamaya çalışır. Ödemeler geleceğe yayılırken, alacaklılar bu durumu genellikle fark edemez.

➡️ Risk, domino etkisiyle başka firmalara taşınır.

Konkordato Sonrası: Yasal Koruma Dönemi

Firma konkordato ilan ettiğinde borçları dondurulur ve alacaklılar tahsilat yapamaz. Bu durum reel piyasada yeni kırılmalara neden olur.

1. Tahsilat Zinciri Kırılır

Alacaklı firmalar tahsilat yapamayınca kendi ödeme dengeleri bozulur. Bu durum tedarik zincirinde domino etkisi yaratır.

➡️ Sağlıklı firmalar bile bu zincirleme etkiyle darboğaza girer.

2. Bankacılık Riski Artar

Alacaklı firmaların bilançolarında tahsili geciken alacaklar artar. Bankalar bu firmaların kredi riskini artırır, kredi derecelendirme notları düşer.

➡️ Sadece borçlu firma değil, alacaklılar da finansal olarak cezalandırılır.

3. Mal Temini Zorlaşır

Konkordato ilan eden firma, piyasadan artık vadeli mal alamaz. Çoğu firma peşin çalışmak ister, bu da konkordato sürecindeki firmanın toparlanmasını daha da zorlaştırır.

➡️ Üretim ve ticaret hacmi daralır, istihdam riske girer.

Reel Piyasada Bozulma Nasıl Yayılıyor?

Etki Alanı Bozulma Şekli
Ticari Güven Şirketler arasında temkinli ve daralan ilişkiler
Nakit Akışı Tahsilatlar aksar, ödemeler gecikir
Fiyat Mekanizması Damping nedeniyle maliyetin altında satışlar
Bankacılık Sistemi Kredi riskleri yükselir, yeni kredi muslukları kapanır
Tedarik Zinciri Zincirleme iflas ve daralma etkisi

Konkordato, yalnızca batmakta olan bir firmayı kurtarma süreci değildir. Yanlış kullanıldığında, reel sektörde ciddi güven kayıplarına, fiyat bozulmalarına ve ödeme zinciri krizlerine yol açar. Konkordato sürecinin şeffaf, denetimli ve gerçekten “iyi niyetli borçlular” tarafından kullanılması, sistemin sürdürülebilirliği için hayati önemdedir.

Konkordato; sadece borçlu firmayı değil, doğrudan ve dolaylı olarak onlarca firmayı, yüzlerce çalışanı, bankacılık sistemini ve genel piyasa dengelerini sarsar. Özellikle öncesinde sessiz ilerleyen kriz, piyasada açık yara haline gelir. Her konkordato, aslında güven ekonomisinin kırılma noktasıdır.

Erol TAŞDELEN – Ekonomist    www.bankavitrini.com

Okumaya devam et

BANKA HABERLERİ

Finansal Çöküşe Giden Yol: Bu 5 Riski Tanıyor musunuz?

Riskleri yok etmek mümkün değildir ama yönetilebilir.
Her kurumun bir risk yönetimi politikası olmalıdır.
Riskler arasında etkileşim olabilir: Örn. likidite krizi sistemik krize dönüşebilir.
Finansal tablolarla ve rasyolarla bu riskler düzenli izlenmelidir.

Yayınlanma:

|

Finans dünyası büyük kazançlar kadar büyük tehlikeleri de içinde barındırır. Bu tehlikeler çoğu zaman görünmezdir ve çoğu yatırımcı, girişimci ya da yönetici fark ettiğinde çok geç olabilir. Oysa bu riskleri önceden tanımak, finansal krizlerden korunmak için en büyük silahtır.

İşte bilmeniz gereken 5 temel finansal risk türü:

1. Kredi Riski: Güvendiğiniz Dağlara Kar Yağabilir

Bir kişi, kurum ya da devlet, size olan borcunu geri ödemezse ne olur? İşte bu durum kredi riskidir.
Bankaların kredi verirken uyguladığı uzun analizler, tahvil alan yatırımcıların yaptığı araştırmalar hep bu riski azaltmak içindir.

📌 Örnek: Bir şirketin vadeli satış yaptığı müşteri iflas ederse, o satış doğrudan zarara dönüşür.

2. Piyasa Riski: Dalgalı Denizde Sabit Duramazsınız

Döviz kurları, faiz oranları, hisse senedi fiyatları ve emtia değerleri sürekli değişir. Bu değişimler, yatırımcılar için kazanç fırsatı olduğu kadar büyük kayıplar da yaratabilir.
İşte bu dalgalanmalardan kaynaklanan zarar riski, piyasa riski olarak adlandırılır.

📌 Örnek: Dolar borcu olan bir şirket, kurun hızla artmasıyla maliyetlerini karşılayamaz hale gelir.

3. Likidite Riski: Elinizde Varlık Var Ama Nakit Yok

Bazı varlıklar vardır ki elinizde olsa bile, anında satılamaz. Satılsa da ciddi değer kaybı yaşanabilir.
Bu durumda karşımıza çıkan risk “likidite riski”dir.
Likidite, bir varlığın ya da şirketin nakde kolay çevrilebilmesiyle ilgilidir.

📌 Örnek: Elinizde milyonluk bir gayrimenkul vardır ama kısa vadede borç ödemeniz gerekiyordur. Satmaya kalktığınızda alıcı bulamazsanız, likidite sorunu yaşarsınız.

4. Sistemik Risk: Zincirleme Çöküş Riski

Finansal sistem iç içe geçmiş bir yapıya sahiptir. Bir kurumun batması, diğerlerini de sürükleyebilir. Bu yayılma etkisi sistemik risk olarak adlandırılır.

📌 Örnek: 2008’de ABD’deki Lehman Brothers’ın iflası, tüm dünyadaki bankacılık sistemini etkiledi ve küresel krizi tetikledi.

5. Temerrüt Riski: Gecikme, Belki de Hiç Ödeme Yok

Kredi riskiyle yakın olan bu kavram, özellikle sabit vadeli ödemelerde ortaya çıkar. Bir borcun vadesinde ödenmemesi ya da hiç ödenmeyeceği endişesi temerrüt riskidir.

📌 Örnek: Bir devlet, ekonomik kriz nedeniyle dış borç faizini ödeyemeyeceğini ilan ederse, yatırımcılar için bu ciddi bir temerrüt riskidir.

Risk Kaçınılmaz Ama Yönetilebilir

Risk olmadan kazanç olmaz. Ancak riskleri tanımadan yapılan her yatırım bir kumardır.
Kurumsal finans, bireysel yatırım ve şirket yönetimi gibi tüm alanlarda, bu 5 riski yönetebilmek hayati önem taşır.

Unutmayın:
🔹 Her risk ölçülebilir.
🔹 Her risk kontrol altına alınabilir.
🔹 Riskin farkında olan, kayıplarını azaltır.

www.bankavitrini.com

Okumaya devam et

FARK YARATANLAR

FARK YARATANLAR

KATEGORİ

ALTIN – DÖVİZ

Altın Fiyatları

BORSA

KRIPTO PARA PİYASASI

TANITIM

FACEBOOK

Popüler

www bankavitrini com © "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan, BANKA VİTRİNİ'nde yer alan yazar ve çevirmenlerine ait herhangi bir yazı, çeviri, makale ve haber izin alınmadan basılı olarak ya da internet ortamında kullanılamaz, çoğaltılamaz, yayınlanamaz. İzinsiz kullananlar hakkında hukuki yollara başvurulacaktır. "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan tüm özgün yazıların içeriğinden yazarları sorumludur. www.bankavitrini.com'da yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti, aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler, mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Yer alan yazılarda herhangi bir yatırım aracı; Hisse Senedi, kripto para biriminin veya dijital varlığın alım veya satımını önermiyor. Bu nedenle sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi, beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Lütfen transferlerinizin ve işlemlerinizin kendi sorumluluğunuzda olduğunu ve uğrayabileceğiniz herhangi bir kaybın sizin sorumluluğunuzda olduğunu unutmayın. © www.bankavitrini.com Copyright © 2020 -UŞAK- Tüm hakları saklıdır. Özgün haber ve makaleler 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu korumasındadır.