Connect with us

GÜNDEM

Medyaya kontrol düzenlemesi mi geliyor?

Yayınlanma:

|

Merkezi ABD’nin Teksas eyaletinde bulunan Amerikan Chrest Vakfı, 2001 yılında bu yana Türkiye’de kültür, eğitim, sağlık, iletişim, sivil yaşam, çevre konularındaki projelere destek veriyor.

Vakıf, Hrant Dink Vakfı’ndan KAMER’e, Çağdaş Eğitim Vakfı’ndan Türkiye Aile Sağlığı ve Planlaması Vakfı’na kadar birçok vakıf, merkez ve kuruluşa son yılda hibe desteğe vermiş.

Chrest Vakfı’nın 2015 yılında kurulan bağımsız dijital medya platformu Medyascope’a ‘‘tarafsız ana haber yapımcılığı ve yayıncılığı’’ yapması için son beş yılda verdiği 500 bin dolar tutarındaki hibe desteğini bir başka bağımsız haber portalı Odatv’nin haberleştirmesi yeniden tartışmaları büyüttü.

Altun: ‘‘5. kol faaliyetlerine müsaade etmeyiz; yabancı fonlarla faaliyet gösteren medya kuruluşlarına yönelik düzenlemeye ihtiyaç var’’

2020 yılının Temmuz Ayında düzenlenen ‘‘Basın Mensuplarının Haklarının İyileştirilmesi Çalıştayı’’nda, ‘‘Basınımızda, dışarıdan fonlanan, etkilere ve yönlendirmelere açık; Sayın Cumhurbaşkanımızın millet tarafından desteklenmesine karşı manipülatif ve provakatif bilgi üreterek ülkesine karşı operasyon merkezlerine dönüşen bir kesim olduğunu üzülerek görüyoruz. Medyada marjinal bir şekilde de kendisine yer bulan bu kesimlere bir çağrıda bulunmak istiyorum. Bırakın artık bu coğrafyada, bu topraklarda beşinci kol faaliyetleri sürdürmeyi ve gerçek anlamda dördüncü kuvvet olun. Demokrasi düşmanlığı yapmayın, demokrasimize hizmet edin’’ diyen Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, bir ülkeyi içeriden çökertme teşebbüsü ve bir nevi casusluk faaliyeti olarak bilinen beşinci kol kavramını yeniden gündeme getirdi.

Altun, ‘‘Bazı yabancı liderlerin Türk siyasetini dizayn etme niyet ve gayretlerini açıkça ifade ettiği bir ortamda, hiçbir yabancı devlet ve kuruluşun medya sektörüne çeşitli fonlar sağlamasını sözkonusu çıkar ve hedeflerden bağımsız yorumlayamayız. Kimsenin şüphesi olmasın ki, ne basın özgürlüğü ne de bir başka bahaneyle demokrasimizi kimsenin masasına meze yaptırmayız. Yeni kisveler altında beşinci kol faaliyetlerine müsaade etmeyiz. Yabancı devletlerin veya kuruluşların fonlarıyla ülkemizde faaliyet gösteren medya kuruluşlarına yönelik bir düzenleme ihtiyacı olduğu açıktır’’ dedi.

Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı, bu konuda ABD’de de düzenlemeler olduğunu öne sürdü.

Faruk Eren: ‘‘İktidar medyası etkisiz, o yüzden de ‘5. kol faaliyeti’ söylemi, temcit pilavı gibi ısıtılıp ısıtılıp önümüze getiriliyor’’

DİSK Basın İş Genel Başkanı Faruk Eren, eleştirel medya üzerindeki baskısını uzun zamandır daha fazla arttırmak isteyen iktidarın ‘‘daha da önce ısıtıp ısıtıp gündem getirdiği beşinci kol’’ söylemine bir kez daha sarıldığını söyledi.

VOA Türkçe’nin sorularını yanıtlayan Eren, ‘‘AKP iktidara geldiğinden beri belki de en fazla medya ile uğraştı ve medyaya kendince bir nizam vermeye çalıştı. Birçok yayın grubu bu sektörden çıktı, medyada sık sık el değiştirmeler yaşandı. Bu anaforda yüzlerce gazeteci peyderpey işsiz kaldı. O gazetecilerin bir bölümü sektör dışına çıktı, işlerini yapmakta ısrar edenler kapanan mecralar yerine kendileri alternatif mecralar kurmaya çalıştı. Elbette bu yeni mecralar da kaynak istiyor. Ağırlıklı olarak uluslararası alandaki kurumlardan verilen desteklerle alternatif mecra başarılı ve etkili oldu. İktidar kendisinin destek verdiği medyanın toplumda karşılık üretemeyip kıt kaynaklarla bunu beceren gazeteciler ve kurumlar olmasından çok rahatsız. O yüzden de beşinci kol faaliyeti söylemi, temcit pilavı gibi ısıtılıp ısıtılıp önümüze getiriliyor’’ dedi.

DİSK Basın İş Başkanı, bir medya kuruluşunun fon almasının anormal bir durum olmadığını ama fon alan kurumun “Medyascope örneğinde olduğu gibi editoryal bağımsızlığını korumasının ve objektif gazetecilik yapmasının” şart olduğunun altını çizdi.

Erol Önderoğlu: ‘‘Medyascope’u hedef gösteren yayın medya özgürlüğüne zarar veriyor’’

Sınır Tanımayan Gazeteciler Türkiye Temsilcisi Erol Önderoğlu da fon gazeteciliğine yönelik tartışmanın asıl hedefinin medya özgürlüğü olmasından endişe duyuyor.

Önderoğlu, ‘‘Türkiye’de araştırarak eleştiren veya kamuoyunu bilgilendiren medya bu kadar zayıf ve zayıflatılmışken, Medyascope TV’yi damgalar ve hedef gösterir nitelikteki yayını büyük bir sorumsuzluk olarak görüyorum. Bunun zararı medya özgürlüğünedir’’ dedi.

Bildirici: ‘‘Erdoğan, ‘virüs medyası’ tanımı yaptığı günden beri gazeteciler üzerindeki baskı artıyor’’

2019 yılında Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’nin ‘‘Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’’ni güncelleyen komitenin üyesi olan Hürriyet gazetesinin eski ombudsmanı Faruk Bildirici de gazetecilik kurumlarının fon desteği alırken editoryal bağımsızlıktan ödün verilmemesi gereğinin altını çiziyor.

VOA Türkçe’nin ulaştığı Bildirici, ‘‘Erdoğan, ‘virüs medyası’ tanımı yaptığı günden beri gazeteciler üzerindeki baskı artıyor. Yine dün Erdoğan’ın gündeme getirdiği ‘sosyal medya düzenlemesi’ de bir başka araç olarak kullanılacak. Fahrettin Altun’un Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı internet sitesinden yayınlanan açıklamada ‘Amerika’da da düzenlemeler var’ demesi içeriye müdahale etme amacı taşıyor olabilir. Ben de artık emekli bir gazeteci olarak fon almayı düşündüm, fonlardan öneriler de oldu. Yanlış bulmadım. Ama ben alsam sözümün önemi değer kaybedebilir diye düşündüm ve almadım. Ama bağımsız ve eleştirel gazetecilik için mali kaynak gerektiriyor. Bu da ancak fon ya da okur, izleyici desteği ile olabilir ama bu yeterince yok. O zaman ya bu iş yapılamayacak ya da sponsor desteği gerek. O sponsor desteği veren kurumun niteliği, amacı ve kimliğinin önemli olduğunu düşünüyorum. Kurum içeriye müdahale ettirmeyecek ve editoryal bağımsızlık olacak’’ dedi.

Erdoğan: ‘‘Medyanın yalan terörü hususunda bir adım daha atılması gerekiyor’’

Bildirici’nin atıfta bulunduğu Erdoğan’ın sosyal medya açıklaması KKTC ziyareti dönüşünde geldi.

Erdoğan, ‘‘Büyük Millet Meclisimiz sosyal medya ile alakalı bir yasa geçirdi. Fakat bu yasanın devamında özellikle yalan terörü hususunda bir adım daha atılması gerekiyor. Bu konuda da yaptığımız bir çalışma var. Uluslararası alanda özellikle bu yalan teröründe ne tür adımlar atılıyor; ne tür düzenlemeler, ne tür müeyyideler getiriliyor; karşılaştırmalı bir çalışma yaptık. Ekim ayından itibaren bununla ilgili de Meclis’te bir çalışma yürütülecek. Fakat sorun bizim açımızdan çok daha can yakıcı. Çünkü bizdeki muhalefet partisi bu yalan terörünü siyasetinin tek malzemesi yapmış durumda. Dolayısıyla bizdeki durum çok daha ciddi ve demokrasimiz adına çok daha büyük bir tehdit. Daha fazla katlanamayız. Çünkü bu da bir terör. Onun için üzerine gitmemiz lazım’’ dedi.

Özarslan: ‘‘İçeriğe karıştırmaya kalkarsanız sınırlar kalkıyor, bağımsızlık erozyona uğruyor’’

Uluslararası Şeffaflık Derneği Türkiye Kurucu Başkanı olan Oya Özarslan fonun kötüye kullanıldığı örneklere rastlansa da fon alacak kurumların temel ilke ve politikalarının açık ve şeffaf olmasının bu konudaki soru işaretlerini ortadan kaldırdığını ifade etti.

VOA Türkçe’nin konuştuğu Özarslan, ‘‘İçeriğe karıştırmaya kalkarsanız sınırlar kalkıyor, bağımsızlık erozyona uğruyor. Bunun dışında etik problem görmüyorum. Sivil toplum kuruluşlarının ve fon alan kurumların niteliklerini koruyabilmesi için bağımsız olması şart. Medya tabii ki dördüncü kuvvet. Türkiye’de medyanın son 20 yıldaki halinden dolayı özelikle bağımsız gazetecilik yapmak ve halk için doğru bilgiyi oluşturabilmek çok zor bir hale deldi. Bildiğimiz üzere hükümet reklam vermekten, dava açmaya, telefon açarak işten gazeteci attırmaya, ilan kesmeye çeşitli mekanizmaları kullanarak medyayı kontrol ettiğini biliyoruz. Hükümet yanlısı medya oluştu. Muhalif medyanın kaynakları son derece cılız. Özel sektörden sınırlı reklam bulunabiliyor. Medyascope’u ben düzenli olarak izliyorum. Bir Amerikan vakfından kaynak bulmasına rağmen ABD’nin yayınlarda defalarca eleştirildiğine tanık oldum. Üstelik destek aldıkları kurumları da kendi sitelerinden açıklıyorlar. Bundan çekinmiyorlar’’ dedi.

VOA

Okumaya devam et

Ali Coşkun

30 HAZİRAN: AY SONU UYARILARI

Yayınlanma:

|

Yazan:


Bugün ay sonu olup firmaların finansal sorumluluklarını eksiksiz yerine getirmesi gereken çok önemli bir gündür. Ayrıca yılın ikinci bilanço dönemidir.

Aşağıdaki hususlara azami dikkat edilmesi, firmanızın kredi notu ve bankalarla olan itibarınızın korunması açısından büyük önem taşımaktadır.

Bugüne özel firmaların yapması gerekenler;

1. Banka Borçlarının Kontrolü ve Ödemesi

Çalıştığınız tüm bankalarla sabah erkenden irtibata geçerek; kredi taksitleri, komisyonlar, BCH, KMH, Ek hesap, devre faizleri gibi ödenmesi gereken bir borç olup olmadığını mutlaka yazılı (e-posta) veya sözlü olarak teyit ediniz.

Varsa bu borçlar gün içinde acilen ödenmelidir.

Para transferi gerçekleştirilmiş olsa dahi saat 17.00’den önce banka hesapları kontrol edilmeli, sistemin bu borçları otomatik tahsil edip etmediği bizzat teyit edilmelidir. Sistemsel gecikmeler yaşanabilmektedir.

2. DBS Komisyonları (Doğrudan Borçlandırma Sistemi)

Bazı bankalarda DBS komisyonları manuel olarak tahsil edilmektedir.

Bu nedenle yalnızca para transferi yapmak yeterli olmayabilir.

İlgili komisyonların tahsil edilip edilmediği saat 17.00’den önce mutlaka kontrol edilmelidir.

3. Takas Çek Ödemeleri

Bugün bankalarda yoğunluk yaşanabileceğinden, takas çek ödemeleri son dakikaya bırakılmamalıdır.

Sistemsel problemler ya da personel hataları nedeniyle çek takası gecikebilir.

Takas saatinin 1 dakika geçilmesi bile çeklerin karşılıksız yazılmasına neden olabilir.

4. KMH (Kredili Mevduat Hesabı) Eksi Bakiyeler

KMH hesapları eksi bakiyede ise mutlaka artıya geçirilmelidir.

Bazı bankalarda bu hesapların sadece dışardan EFT ile kapatılması gerekmektedir.

Hesaptaki mevcut bakiye ile kapatılan durumlarda bile Merkez Bankası’na gecikme bildirimi yapılabilmektedir.

Her ay gecikmeli tahakkuk ödemeleri, firmanın Kredi Notunu olumsuz etkiler.

3.500 TL’lik bir tahakkuk kaydı dahi bazı firmaların kredi kullanamamasına neden olmuştur.

Bazen bu tür ödenmeyen borçların nedenini firmalara sorduğumuzda “ banka bize bilgi vermedi “ şeklinde bildirimler alıyoruz.

Bankaların bu tür borçlar ile ilgili olarak firmalara bildirim zorunluluğu bulunmamaktadır.

Ancak bu tür borçları mesela takasta çeki olduğunu firmalara yazılı veya sözlü olarak bildiren banka şubeleri de bulunmaktadır.

5. Merkez Bankası Memzuç Kayıtları

Bugün yapılmayan her ödeme, 30.06.2025 tarihli gecikmiş tahakkuk, temerrüt veya ödenmemiş kredi taksidi olarak Merkez Bankası kayıtlarına geçebilir.

Bu durum firmanızın finansal itibarını ve rating notunu ciddi şekilde düşürebilir.

Sonuç olarak; Ay sonu işlemleri ihmal edilmemeli, tüm banka hareketleri mesai bitiminden önce birebir takip edilmelidir.

Küçük görünen meblağlar uzun vadede büyük sorunlara yol açabilir.

Finansal disiplini sürdüren firmalar, güçlü banka ilişkileri ve yüksek rating ile her zaman bir adım öndedir.

Ay sonunda yapılan bir ihmal güvenilirliği sarsabilir.

Firmaların bugünü sorunsuz bir şekilde geçirmelerini diliyorum.

Okumaya devam et

GÜNCEL

Tüzel Kişilerde Mutlak Butlan

Yayınlanma:

|

Yazan:

Tüzel Kişilerde Mutlak Butlan: Şirket, Dernek, Vakıf ve Siyasi Partiler Açısından Hukuki Geçersizlik

Hukuk düzeninde bazı işlemler, baştan itibaren geçersiz sayılır. Bu tür işlemler “mutlak butlan” (yokluk) kavramı ile açıklanır. Türk hukuk sisteminde; şirketler, dernekler, vakıflar ve siyasi partiler gibi tüzel kişiler açısından da bu geçersizlik ciddi sonuçlar doğurur.

Mutlak Butlan Nedir?

Mutlak butlan; hukuka, kamu düzenine, ahlaka veya emredici şekil kurallarına aykırı bir hukuki işlemin başlangıçtan itibaren hükümsüz olması halidir. Bu işlemler sanki hiç yapılmamış gibi değerlendirilir. Mutlak butlan hâlinde:

  • Herkes geçersizliği ileri sürebilir.

  • Mahkemeler re’sen (kendiliğinden) dikkate alır.

  • Zamanaşımı söz konusu değildir.

  • Hukuki sonuç doğurmaz.

1. Şirketlerde Mutlak Butlan

Ticaret hayatında şirketler üzerinden gerçekleştirilen bazı işlemler, hukuki şekil şartlarına ve kanuni kurallara aykırıysa mutlak butlan gündeme gelir.

Örnekler:

  • Geçersiz Kuruluş: Asgari sermaye şartını taşımayan bir anonim şirketin kurulması.

  • Kanuna Aykırı Amaç: Yasa dışı işler (örneğin kaçakçılık) için kurulan şirketler.

  • Şekil Eksikliği: Genel kurul toplantısı, zorunlu çağrı ve nisap şartları olmadan yapılırsa alınan kararlar geçersizdir.

2. Derneklerde Mutlak Butlan

Dernekler Kanunu’na göre, bir derneğin hem kuruluş hem de faaliyet süreçlerinde kamu düzeni ve yasalara uygunluk esastır. Aksi hâlde mutlak butlan söz konusu olur.

Örnekler:

  • Kanunsuz Kuruluş: Dernek tüzüğü, yürürlükteki yasalara aykırıysa (örneğin yasadışı örgüt propagandası içeriyorsa).

  • Geçersiz Genel Kurul: Üyelerin haberi olmadan yapılan toplantıda alınan kararlar hükümsüzdür.

  • Amaç Ahlaka Aykırı: Toplumda nefret, ayrımcılık, ırkçılık gibi ahlaka aykırı fikirleri yayan dernekler geçersiz sayılır.

3. Vakıflarda Mutlak Butlan

Vakıflar, kuruluşlarında sıkı şekil şartlarına tabidir. Bu şartlara uyulmaması hâlinde vakıf tüzel kişiliği oluşmaz.

Örnekler:

  • Resmî Senet Eksikliği: Noter huzurunda düzenlenmeyen vakıf senedi geçersizdir.

  • Mal Varlığı Devri Yoksa: Kurucu tarafından belirtilen taşınmazın vakfa devri yapılmamışsa kuruluş yok hükmündedir.

  • Kamu Düzenine Aykırı Amaç: Terör finansmanı veya ayrımcı amaç güden vakıflar geçersizdir.

4. Siyasi Partilerde Mutlak Butlan

Siyasi partiler, Anayasa’ya ve Siyasi Partiler Kanunu’na uygun olarak faaliyet yürütmek zorundadır. Anayasa Mahkemesi, bu konuda nihai denetim merciidir.

Örnekler:

  • Anayasa’ya Aykırılık: Laiklik, insan hakları, devletin bütünlüğü gibi ilkelere aykırı partiler kapatılır ve işlemleri mutlak butlanla geçersiz sayılır.

  • Usulsüz Kurultay: Parti tüzüğüne aykırı yapılan seçimler geçersizdir.

  • Tüzük ve Program İhlalleri: Toplumsal barışa tehdit oluşturan ifadeler taşıyan programlar yok hükmündedir.

Tüzel Kişilerde Hukuki Ciddiyet Şart

Mutlak butlan, yalnızca bireysel sözleşmelerde değil; kurumların varlığını ve işlemlerini de doğrudan etkileyen bir hükümsüzlük türüdür. Şirketler, dernekler, vakıflar ve siyasi partiler; kuruluş ve faaliyet süreçlerinde şekil, içerik ve amaç yönünden hukuka uygun davranmadıklarında, yaptıkları işlemler geçersiz sayılır. Bu durum, hem kamu düzeninin korunması hem de hukuki güvenliğin sağlanması açısından kritik öneme sahiptir.

Okumaya devam et

Erol Taşdelen

ZENGİNLİK İLLÜZYONU: Gerçek Zenginlik mi, Borçla Alınmış Bir Hayal mi?

Yayınlanma:

|

Günümüzde birçok birey, şirket ve hatta ülke; sahip olduğundan çok daha fazla zenginmiş gibi davranıyor. Lüks arabalar, büyük evler, gösterişli tatiller ve sosyal medyada sergilenen “refah dolu” hayatlar… Ancak tüm bu görüntülerin arkasında çoğu zaman borçla finanse edilen bir tüketim yatıyor.

Bu duruma ekonomi literatüründe “Zenginlik İllüzyonu” adı veriliyor. Yani kişi ya da kurumlar gerçek zenginlik yerine, borçla veya geçici gelirlerle sürdürülen bir refah algısı içinde yaşıyorlar.

BİREYSEL DÜZEYDE ZENGİNLİK İLLÜZYONU

Nasıl oluşur?

  • Kredi kartıyla yapılan lüks harcamalar

  • Taksitle alınan araba, ev, tatil vb.

  • Sosyal medyada sergilenen “lüks yaşam” gösterileri

Gerçek: Sahip olunan varlık değil, borçla finanse edilmiş bir tüketimdir.

Kredi kartıyla alınan pahalı telefonlar, taksitle gidilen lüks tatiller ve gösteriş için yapılan harcamalar… Tüm bu tüketim örnekleri, zenginlik illüzyonunun bireysel düzeydeki tezahürüdür. Kişi, aslında gelecek gelirini bugünden harcamakta, ama kendini “zengin” hissetmektedir.

ŞİRKETLERDE ZENGİNLİK İLLÜZYONU

Nasıl oluşur?

  • Sürekli borçlanarak yapılan yatırımlar

  • Gerçekleşmemiş kârlar üzerinden yapılan büyüme planları

  • Finansal tablolarda şişirilmiş varlıklar

Gerçek: Firmanın nakit akışı sorunlu olabilir, ancak dışarıdan “büyüyen ve zenginleşen şirket” algısı yaratılır.

Bazı firmalar; sürekli kredi kullanarak yatırım yapmakta, borçla büyümektedir. Finansal tablolarda görülen “kâr” çoğu zaman nakit akışıyla desteklenmeyen hayali bir kârdır. Böyle firmalar dışarıdan güçlü görünse de içeride ciddi risk taşır.

DEVLETLERDE ZENGİNLİK İLLÜZYONU

Nasıl oluşur?

  • Aşırı borçlanmayla finanse edilen büyük altyapı projeleri

  • Yapay şekilde düşük faizle genişleyen ekonomi

  • Kısa vadeli döviz girişleriyle büyüyen cari açık

Gerçek: Ekonominin temelleri zayıftır ama halk kendini refah içinde hisseder. Bu, genellikle krizle sonuçlanır (örneğin 2001 Türkiye krizi, 2008 ABD mortgage krizi).

Makroekonomik düzeyde, bazı devletler büyük projeler yaparak vatandaşlarına “refah” algısı yaratır. Ancak bu projelerin finansmanı borçla sağlanıyorsa ve üretim-tasarruf dengesi bozulmuşsa, bu durum sadece geçici bir illüzyondur. Ekonomik kriz kaçınılmaz hale gelir.

Zenginlik İllüzyonunun Nedenleri

  • Tüketim kültürü ve reklamlar

  • Sosyal medya ve gösteriş toplumu

  • Finansal okuryazarlık eksikliği

  • Yatırım yerine tüketimin teşvik edilmesi

  • Kısa vadeli politikalar

ZENGİNLİK İLLÜZYONUNUN SONUÇLARI VE ZARARLARI

  • Gerçek olmayan refah, tasarrufları azaltır.

  • Aşırı borçlanma ekonomiyi kırılgan hale getirir.

  • Kriz anlarında bu illüzyon bir anda dağılır.

  • Sosyal huzursuzluk ve gelir adaletsizliği artar.

GÖSTERİŞ DEĞİL GERÇEK ZENGİNLİK

Gerçek zenginlik; üretim, tasarruf ve sürdürülebilir gelir artışıyla mümkündür. Tüketim ve borçla sürdürülen bir yaşam tarzı, sadece zenginlik illüzyonu yaratır. Bu yanılsamadan kurtulmak için finansal bilinçlenme ve sadeleşme şarttır. Zenginlik illüzyonu, finansal gerçeklerden kopmuş bir algı oyunudur. Ekonomide sürdürülebilir refah; gerçek gelir artışı, üretim gücü ve tasarruf ile olur, borç ve gösterişle değil.

Erol TAŞDELEN-Ekonomist

Okumaya devam et

FARK YARATANLAR

FARK YARATANLAR

KATEGORİ

ALTIN – DÖVİZ

Altın Fiyatları

BORSA

KRIPTO PARA PİYASASI

TANITIM

FACEBOOK

Popüler

www bankavitrini com © "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan, BANKA VİTRİNİ'nde yer alan yazar ve çevirmenlerine ait herhangi bir yazı, çeviri, makale ve haber izin alınmadan basılı olarak ya da internet ortamında kullanılamaz, çoğaltılamaz, yayınlanamaz. İzinsiz kullananlar hakkında hukuki yollara başvurulacaktır. "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan tüm özgün yazıların içeriğinden yazarları sorumludur. www.bankavitrini.com'da yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti, aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler, mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Yer alan yazılarda herhangi bir yatırım aracı; Hisse Senedi, kripto para biriminin veya dijital varlığın alım veya satımını önermiyor. Bu nedenle sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi, beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Lütfen transferlerinizin ve işlemlerinizin kendi sorumluluğunuzda olduğunu ve uğrayabileceğiniz herhangi bir kaybın sizin sorumluluğunuzda olduğunu unutmayın. © www.bankavitrini.com Copyright © 2020 -UŞAK- Tüm hakları saklıdır. Özgün haber ve makaleler 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu korumasındadır.