Connect with us

EKONOMİ

Çin’den yeni karantina, zayıflayan küresel ekonomi, emtiada serbest düşüş…

Yayınlanma:

|

  • Avrupa ve Asya’da beklentilerin altında açıklanan PMI verilerinin (büyümenin öncü göstergesi) küresel ekonomik yavaşlama endişelerini kuvvetlendirmesi ile dün küresel mali piyasalar günün büyük bir bölümünü satış baskısı ile tamamladı. Artan borçlanma maliyetleri, yüksek enflasyon, Ukrayna savaşı ve Çin’deki koronavirüs kısıtlamaları, Almanya, İngiltere, Japonya ve Çin’de imalat PMI verilerinin gerilemesinde büyük rol oynadı.
  • Çin’in yeni COVID-19 karantina önlemlerini sıkılaştırmaya devam etmesi de küresel piyasaların olumsuz havasına âdeta tuz biber ekti. Güneybatı Çin metropolü Chengdu 21,2 milyon sakininin karantinaya alındığını duyururken, teknoloji merkezi Shenzhen’de vakalar artmaya devam ettikçe büyük etkinlikler ve kapalı eğlenceler üç gün süreyle askıya alındı. Yeni eğitim döneminin de tarihi (okulların dün açılması bekleniyordu) ertelendi. Yetkililer, vatandaşlara acil bir durum olmadığı sürece kenti terk etmemeleri yönünde çağrıda bulundu. Alınan tedbirler, petrol fiyatlarının da sert bir şekilde gerilemesine neden oldu. Brent cinsi ham petrolün varil fiyatı dün %3’ten fazla gerilerken, 92 dolar seviyesinin de altını test ederek neredeyse son 6 ayın en düşük seviyesinden işlem gördü.
  • ABD, çip üreticisi Nvidia’nın yapay zeka çalışmalarında en çok kullanılan iki çip türünün Çin’e ihracatını durdurmasını talep etmesinin ardından sert gerilerken, teknoloji borsası Nasdaq dün geceyi düşüşle tamamladı. ABD’de açıklanan işsizlik maaşı için yeni başvurular, geçen hafta iki ayın en düşük seviyesine gerilerken, işten çıkarmalar Ağustos ayında düştü. İşgücü piyasasının güçlü kalmaya devam ettiğine dair son işaretler, FED’in potansiyel bir resesyon riskine rağmen faiz oranlarını yükseltmekte agresif kalacağına dair beklentileri sağlamlaştırdı.
  • Gümüşün ons fiyatı, 20,80 dolar seviyesindeki teknik bölgesini aşamayarak son 3 haftadır mütemadiyen düşerek 17,50 dolar seviyelerine kadar geriledi. Benzer bir şekilde, Çin’in COVID-19 önlemleri, altın fiyatları üzerinde de baskı kurarak bu sabah sarı metali de önemli bir teknik seviye olan 1,685 dolara kadar itti. 1,685 dolar seviyesinin teknik mânâda oldukça önemli olduğunun altını bir kez daha çizmek gerekiyor. Seviyenin destek görevi üstlenememesi durumunda, daha da aşağıda 1,600 dolar seviyesine kadar büyük bir boşluk bizleri bekliyor.
  • USDTRY kurunun bebek adımları 18,20 seviyesini aşarak kuzeye ilerlediği, lâkin altının sert düştüğü dünkü günde gram altın psikolojik 1,000TL seviyesinin altına geriledi. Teknik bir bakış açısıyla, 990TL seviyesinin destek görevi üstlenmesini bekliyoruz aksi takdirde daha da aşağıda 935TL seviyesine kadar düşüş devam edebilir.
  • Rusya’nın enerji konusunda Avrupa’yı en hassas yerinden ‘vurması’ ardından İran nükleer anlaşmasının canlanması da enerji fiyatlar üzerinde ağırlık kurmaya devam ettiği göz ardı edilmemelidir. Fransa Cumhurbaşkanı Macron, anlaşmanın önümüzdeki günlerde sonuçlanmasını umduğunu söyledi. Hazır enerjiden söz etmişen, Pazartesi günü bültenimizde Almanya ve Fransa’da 1 yıl ileri elektrik fiyatlarının rekor kırdığından söz etmiştik. Almanya’da dün MW/saat başına enerji fiyatları 1,050 €’dan dün 545 €’ya inerek neredeyse yarılandı! Elektrik piyasasında kimin faaliyet gösterdiği ve balonun ne denli büyük olduğu hatta gerçek kıtlığı yansıtan fiyatlar bunları mı insan sormadan da edemiyor. Petrol fiyatlarının sert gerilemesi nedeniyle OPEC+’nın pazartesi günü yapacağı toplantıda üretim kesintilerini tartışacağına dair beklentiler, bu sabah düşüşün önüne geçtiğini görüyoruz.
  • Avrupa’da büyümenin zayıflamasına ilaveten, hafta ortasında açıklanan Euro Bölgesi enflasyonunun da rekor kırdığını not etmek gerekiyor. Tüketici fiyatları Ağustos ayında yıllık bazda %9,1 artarak %9,0 olan tahmini de aştı. Öte yandan, çekirdek enflasyon da tüm zamanların yeni zirvesine yükselerek %4,3 artış kaydetti. Çekirdek enflasyondaki artış Avrupa Merkez Bankası (ECB) üzerindeki baskıyı artırırken (önümüzdeki haftaya yönelik ECB’den faiz artırım beklentisi 75 baz puan) Avrupa hisse senedi endeksleri, rekor enflasyonla mücadele için agresif faiz artırımlarına ilişkin endişelerin derinleşmesiyle yedi haftanın en düşük seviyesine geriledi. Ortak para birimi EUR adım adım zayıflamaya devam ederken, Sterlin dolar karşısında 1,15 seviyesinin altına gerileyerek uzun bir süredir hedeflediğimiz 1,1450 seviyesine dayandı. Güçlü dolar karşısında hem EUR hem de GBP’de riski aşağı yönlü görüyoruz.
  • Cleveland FED Başkanı Mester, FED’in enflasyonu hedef seviyeye geri çekmek için faiz oranını önümüzdeki yılın başında %4’ün üzerine çıkarması ve bir süre yüksek tutması gerektiğini söyledi. Mester’in açıklamaları, önümüzdeki bir iki yıl içinde resesyon görüleceği endişesini kuvvetlendirdi. Havanın âdeta ‘kararması’ ve güvenli liman ihtiyacının tırmanması ile dolar endeksi DXY kritik bir eşik olarak gördüğümüz 109,3 seviyesinin üzerine yükselerek 110 seviyesine dayanmak suretiyle son 20 yılın en yükseğini test etti. Teknik mânâda daha da yukarıda 121 seviyesini göz ardı etmiyoruz! FED’in faiz artırımına en hassas 2 yıllık gösterge devlet tahvil getirisi, son 15 yılın en yüksek seviyesi olan %3,5 seviyesini aştığını da not edelim.
  • Türkiye cephesinde dün oldukça hareketli bir seyir yaşandı. TCMB, TL mevduat/katılım fonu payı hem gerçek hem tüzel kişi mevduatta %50’nin üzerinde olan bankalar hariç yabancı para mevduat/katılım fonu yükümlülükleri için tesis edilmesi gereken zorunlu karşılık tutarı üzerinden yıllık %3 komisyon uygulanacağını duyurdu. TCMB’nin bankalara gönderdiği yazıda, “dönüşüm hedeflerine göre komisyon uygulanmasının esas amacı olan mevduattaki TL payındaki iyileşmenin desteklenmesi, liralaşma politikası çerçevesinde TL’nin payının artırılmasına dönük ilave adımlarla sürdürülmektedir” denildi.
  • BOTAŞ doğalgazın satış fiyatına %20 ile %51 arasında zam yaptı. Konutlarda kullanılan doğalgazın fiyatı ortalama %20,4, küçük-orta ölçekli sanayide kullanılan gazın fiyatı %47,6 , büyük ölçekli sanayide kullanılan gazın fiyatı %50,8, elektrik üretiminde kullanılan gazın fiyatı %49,5 artırıldı. Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu (EPDK) ise dünden geçerli olmak üzere konutta kullanılan elektriğe %20, sanayi kesiminde kullanılan elektriğe ise %50 oranında zam yapıldığını duyurdu. EPDK tarafından tarafından yapılan açıklamada, koronavirüs salgını ve Rusya’nın Ukrayna’yı işgaliyle birlikte tırmanan enerji fiyatlarına atıfta bulunuldu. Fiyat artışlarının Temmuz ayında 24 yılın yeni zirvesine tırmanan tüketici fiyatlarını daha da yükseltmesi, üretici fiyatlarında yol açacağı artışların da dolaylı olarak nihai ürün fiyatlarına yansıması bekleniyor. Tüketici fiyatları sepetinde elektrik fiyatlarının %2,32, doğalgaz fiyatının ise %1,55 ağırlığı bulunuyor. Reuters tarafından yapılan hesaplamaya göre 1 Eylül’den itibaren geçerli elektrik ve gaz artışının tüketici enflasyonuna doğrudan yaklaşık 0,8 puan artırıcı etki yapması bekleniyor.
  • Hazır enflasyondan söz etmişken, dün İstanbul Ticaret Odası (İTO) tarafından açıklanan Ağustos ayı enflasyon verisi psikolojik %100 seviyesine dayanarak (%99,9) 1998 yılından beri en yüksek seviyeye yükseldi. TÜİK Pazartesi günü resmî enflasyon verilerini açıklayacak. Hatırlatmak gerekirse, Temmuz’da manşet TÜFE enflasyonu %79,60 seviyesine yükselmişti. 2021 Ağustos’ta ise enflasyonun aylık olarak %1,12 olduğunun altını çizelim.
  • Yeni gün başlangıcında, Asya hisse senetlerinin yön bulmakta zorlandığını görüyoruz. Yatırımcıların tepesinde sallanan Demokles’in kılıcı misali FED’in para politikasını daha da sertleştirmeye devam edeceğini beklentisi yetmezmiş gibi, Çin’de artan karantina önlemlerinin fabrika faaliyetini de zayıflatması ile emtia fiyatlarının dünü âdeta serbest dalış ile geçirmesi sonrasında bugün gözler her ayın ilk cuması olduğu üzere ABD’de resmî istihdam raporunu çevrildi. Reuters’e göre manşet istihdam artışının Ağustos ayında 300bin kişi artması, işsizlik oranının ise %3,5 sabit kalması, enflasyon göstergesi olarak kabul edilen yıllık ortalama kazançların ise %5,3 yükselmesi bekleniyor.

>Finansal baskılama 

2 yıllık tahvilin bileşik faizi dün %12,99 seviyesinin de altına gerileyerek TCMB’nin ağırlıklı fonlama faizinin altına sarktı. Menkul kıymet tesis etme zorunluluğu ile tahvil faizlerinde gerileme devam ederken, ekonomik anlamda düşüşü anlatmakta zorluk çekiyoruz.

16620927099b9a45e87da4e63f599b491d5717eeaa_1_1200.jpg
>10 yıllık Türkiye USD ve TRY tahvil getirisi

ABD’de 2 yıllık tahvil getirisi %3,5 ile son 15 yılın zirvesine yükselirken, 10 yıllık Türkiye TL tahvil faizi ile yine 10 yıllık USD tahvil faizi arasında makasın daha da daralmasını ekonomik olarak anlatmakta yine zorluk çekiyoruz.

1662092709cdbedb83ead2ac63dfb10e9e84840556_2_1200.jpg
>GBPUSD

Sterlin cephesinde adım adım 1,1450 seviyesindeki hedef bölgemizin kıyısına kadar geldik. Dün 1,1497 seviyesi test edildi. Henüz düşüşün bittiğini de  düşünmüyoruz.

16620927107f1fae0a01518da410184aff7d988f37_3_1200.jpg
>PMI

İstanbul Sanayi Odası imalat PMI endeksi, Temmuz’da 46,9 değerini almasının ardından Ağustos’ta 47,4’e yükselerek sektörün altıncı ayda da daralmaya devam ettiğini gösterdi. PMI’da 50’nin altında kalan değerler daralmaya işaret ediyor. Yeni siparişler koronavirüs salgınının sektöre hakim olduğu Mayıs 2020’den bu yana en keskin hızda daraldı.

16620927109b57f6e0335830d915323884ba308f1e_4_1200.jpg
>İTO Enflasyon

İstanbul Ticaret Odası (İTO) tarafından açıklanan Ağustos ayı enflasyon verileri psikolojik %100 seviyesine dayanarak (%99,9) ile 1998 yılından beri en yüksek seviyeye yükseldi.

1662092710587d195052c8820813bb816723422240_5_1200.jpg
>Gram Altın

USDTRY’nin bebek adımları ile kuzeye ilerlediği lâkin altının sert düştüğü dünkü günde gram altın psikolojik 1,000TL seviyesinin altına geriledi. Teknik bir bakış açısıyla, 990TL seviyesinin destek görevi üstlenmesini bekliyoruz aksi takdirde daha da aşağıda 935TL seviyesine kadar düşüş devam edebilir.

166209271184de3beeceefeeb9d906d289d3cbcd5f_6_1200.jpg
>Ons Altın

Çin’in COVID önlemleri, altın fiyatları üzerinde de baskı kurarak bu sabah sarı metali önemli bir teknik seviye olan 1,685 dolara kadar itti. 1,685 dolar seviyesinin teknik mânâda oldukça önemli olduğunun altını bir kez daha çizmek gerekiyor. Seviyenin destek görevi üstlenememesi durumunda, daha da aşağıda 1,600 dolar seviyesine kadar büyük bir boşluk bizleri bekliyor.

16620927111cd95bc1aaa0391314b16087f086c2aa_7_1200.jpg
>Fransa ve Almanya Elektrik Fiyatları

Hafta başı, Almanya ve Fransa’da gösterge enerji fiyatlarının rekor kırdığını göstermemiz ardından dün Almanya’da MW/saat başına enerji fiyatları 1,050 €’dan dün 545 €’ya inerek neredeyse yarılandı! Elektrik piyasasında kimin faaliyet gösterdiği ve balonun ne denli büyük olduğu hatta gerçek kıtlığı yansıtan fiyatlar bunları mı insan sormadan da edemiyor!

1662092711cceefc55c78fc7ac320adf58d2c6579c_8_1200.jpg
İKTİSATBANK

Okumaya devam et

BANKA HABERLERİ

Mevcut Enflasyon ve Faiz Oranlarıyla Yatırımcı Yeni Yatırım Yapar mı?

Yayınlanma:

|

Yazan:

Yüksek enflasyon oranının getirdiği yüksek faiz politikası haliyle başta ticari krediler olmak üzere tüm kredi türlerinde de faiz oranlarının artmasına neden oluyor.Şu an kredibilitesi yüksek ve ekonomik olarak büyük hacimlere sahip şirketler dahi piyasadan % 50 TL faiz oranları ile borçlanabiliyor. KOBİ vb. gibi diğer işletmelerin kullanabildikleri kredilerin faiz oranları ise % 60 bandını aşmış durumda.

Peki kredi piyasası açısından tek kötü haber faiz oranlarının yükselmiş olması mı? Maalesef hayır, bankaların kredi verme iştahı da azalmış durumda ve haliyle eskiye nazaran parasal olarak da verilen kredilerin büyüme hızında da ciddi bir yavaşlama görülmekte.Nitekim kredilerin mevduata oranı (KMO)% 80-90 bandına gerilemiş durumda..

Yeterince kredi bulunsa dahi mevcut faiz oranları düşünüldüğünde yatırımcının yatırım yapması da sanıldığı kadar kolay görünmemekte. Malumunuz yatırımcının işletmesine koyduğu sermayenin getirisi asgari olarak risksiz faiz oranı olan hazine kağıtlarının ya da banka mevduat getirisinden fazla olmalı ki yatırımcı risk alarak yatırım yapsın. Üstelik gelir kaybı nedeniyle tüketici talebinin azaldığı hem de yüksek işsizlik sebebiyle kişilerin gelecekte elde etmeyi umdukları gelirleri elde edip edemeyeceklerinden emin olmamaları da onları harcama bakımından daha da muhafazakar hale getirmişken bunu başarmak gerçekten daha da zorlaşıyor.

Onur ÇELİK-CFO/YMM

Okumaya devam et

EKONOMİ

Geleceğin Uzun Tarihi: Hayaller, Teknoloji ve Gerçeklik Arasında Bir Yolculuk

Yayınlanma:

|

İnsanlık tarihi, geçmişin izlerini taşırken geleceğe dair umutlar, korkular ve öngörülerle şekillenmiştir. Teknoloji ilerledikçe bu gelecek tahayyülleri daha somut, daha ulaşılabilir ve bir o kadar da kontrol edilebilir hale geldi. Nicole Kobie’nin kaleme aldığı The Long History of the Future” (Geleceğin Uzun Tarihi), tam da bu noktada devreye giriyor: Geleceğin ne olduğuna, kim tarafından kurgulandığına ve nasıl yönlendirildiğine ışık tutuyor.

Gelecek Fikri Yeni Değil, Ama Daha Güçlü

Kobie, geleceğe dair düşünmenin yeni bir refleks olmadığını vurguluyor. Antik çağlardan bugüne kehanetler, ütopyalar, distopyalar ve bilimkurgu eserleri aracılığıyla insanlar kendi zamanlarını aşan kurgular üretmişlerdir. Ancak asıl dikkat çekici olan, bu kurguların bireylerin değil; hükümetlerin, şirketlerin ve teknoloji elitlerinin elinde birer araç haline gelmesidir.

Silikon Vadisi’nin “Geleceği” Satın Alması

Günümüzde geleceği tanımlayan en güçlü aktörler teknoloji şirketleri. Silikon Vadisi merkezli bu yapılar, yalnızca yeni teknolojiler üretmekle kalmıyor; bu teknolojilerin hayal ettirdiği geleceği de pazarlıyor. Nicole Kobie’ye göre bu “gelecek satışı”, kapitalist sistemin en sofistike manipülasyonlarından biri. Çünkü artık insanlar, daha iyi bir geleceği hayal etmek yerine, sunulan vizyonlara razı olmayı tercih ediyor.

Bilimkurgu ve Politik Gerçeklik

Kobie, bilimkurgu edebiyatının ve filmlerinin yalnızca eğlence değil, politik bir arka plana sahip olduğunu savunuyor. 1984, Brave New World, Black Mirror gibi eserler birer uyarı değil, zamanla “olası senaryolara” dönüşüyor. Bu da gelecek tahayyüllerinin aslında günümüz karar vericileri tarafından birer araç olarak nasıl kullanıldığını ortaya koyuyor.

Teknoloji Tarafsız Değildir

Yazar, teknolojinin asla tarafsız olmadığını açıkça ifade ediyor. Hangi teknolojinin geliştirileceği, kimler için geliştirileceği ve hangi ihtiyaçlara cevap vereceği tamamen ideolojik kararlarla belirleniyor. Yapay zeka, gözetim sistemleri, uzay yolculukları veya dijital ekonomi: Hepsi birer gelecek inşasıdır. Ancak bu gelecek, herkes için eşit derecede ulaşılabilir değil.

Hayal Edilen Gelecek mi, Dayatılan Gelecek mi?

Kitabın temel sorusu şu: Gelecek gerçekten insanlığın ortak aklıyla mı belirleniyor, yoksa güçlülerin çıkarına göre mi kurgulanıyor?

Nicole Kobie’nin cevabı net: Bugün bize “ilerleme” adı altında sunulan çoğu şey, belirli çevrelerin çıkarlarına hizmet eden bir gelecek tasarımıdır. Bu tasarım, medya yoluyla yaygınlaştırılır, teknolojiyle pazarlanır ve politikalarla meşrulaştırılır.

Nicole Kobie The Long History of the Future – Narrative Species

Geleceği Kimin İçin Tasarlıyoruz?

“Geleceğin Uzun Tarihi”, sadece teknolojiye veya inovasyona değil, bu olguların arkasındaki güç ilişkilerine dikkat çeken önemli bir eser. Nicole Kobie, okura şu çağrıyı yapıyor:

“Geleceği başkalarının kurgulamasına izin vermeyin.”

Çünkü bir toplumun geleceği, ancak kolektif akıl ve etik bir vizyonla kurgulandığında adil ve sürdürülebilir olabilir. Aksi halde geleceğimiz, geçmişin hatalarına benzeyen ama daha sofistike bir kabusa dönüşebilir.

Okumaya devam et

EKONOMİ

Yaşayan Ölüler Aramızda: Finansal Zombi Krizi

Yayınlanma:

|

Ekonomide görünmez ama hissedilen bir tehlike var: Zombi şirketler. Gelirleri borçlarının faizini bile karşılamayan, piyasada sadece dış desteklerle ayakta kalan bu firmalar, yalnızca kendi varlıklarını değil, tüm ekonomik yapının sağlığını tehdit ediyor.

Zombi Şirket Nedir?

Zombi şirketler, faaliyetlerinden elde ettikleri kazançla borçlarının faizini dahi ödeyemeyen, ancak çeşitli yollarla piyasada tutulan işletmelerdir. Bu yollar arasında:

  • Sürekli borç çevrimi

  • Siyasi baskılarla alınan krediler

  • İflas erteleme ya da konkordato kullanımı

  • Kamu bankaları veya fonları yoluyla yapılan kurtarmalar

bulunur. Bu firmalar aslında çoktan iflas etmişlerdir; ancak piyasa gerçekleri bunu henüz kayda geçmemiştir.

Ekonomiye Verdikleri Zararlar

1. Kaynakların İsrafı

Finansal sistemde sınırlı olan kaynaklar (kredi, iş gücü, teşvik vb.) verimli firmalara değil, aslında çoktan ölmüş bu “zombilere” aktarılır. Bu durum, ekonomik büyümenin kalitesini bozar.

2. Rekabetin Bozulması

Zombi firmalar, zarar etmelerine rağmen piyasada kalabildikleri için fiyatları baskılar, daha sağlıklı ve verimli firmaların piyasadan çıkmasına neden olur. Bu da yenilikçiliği ve teknolojik gelişmeyi engeller.

3. Banka Bilançolarında Risk

Bankalar zombi firmalara kredi verdikçe tahsil edilemeyen alacaklar artar. Sorunlu krediler (NPL) yükselir ve banka sistemine duyulan güven zedelenir.

4. Yatırımcı Güvensizliği

Piyasada “kimin sağlıklı kimin batık” olduğu belli olmaz. Şeffaflık kaybolur. Bu da doğrudan yatırımların ve risk iştahının düşmesine yol açar.

5. Verimlilik Kaybı

Zombi firmalar büyüme rakamlarını yapay olarak şişirebilir ama toplam faktör verimliliği düşer. Ekonomi görünürde büyürken, içeride çürümeye başlar.

Türkiye Örneği: Sessiz Kriz

Türkiye’de özellikle son yıllarda düşük faiz politikaları ve kredi genişlemesi, zombi firmaların sayısını artırdı.

  • KGF destekli krediler,

  • İflas erteleme/kurtarma kültürü,

  • Siyasi olarak ayakta tutulan kamu projeleri,

bu yapıyı besledi. Bu durum, verimli firmaları cezalandırırken, “ölü şirketlerin” yaşamaya devam ettiği bir ekonomik iklim yarattı.

Ekonomik Risk: Zincirleme Çöküş

Faizler yükseldiğinde veya destekler çekildiğinde bu zombi firmalar zincirleme şekilde batmaya başlar. Bu da domino etkisiyle:

  • Bankacılık krizine,

  • İşsizlik artışına,

  • Güvensizlik ortamına,

neden olabilir. Türkiye’nin son yıllarda yaşadığı konkordato patlaması bu riski açıkça göstermektedir.

Yaşayan Ölülerden Kurtulmak

Ekonominin sağlıklı işleyebilmesi için kaynakların doğru yönlendirilmesi şarttır. Zombi şirketlerin desteklenmesi değil, piyasa içi doğal seleksiyonun işlemesi, güçlü firmaların güçlenmesi gerekir.

Zombi ortamı kısa vadede siyasi rahatlama getirse de uzun vadede büyümenin yapısını çürütür.

Erol TAŞDELEN-Ekonomist    www.bankavitrini.com

Okumaya devam et

FARK YARATANLAR

FARK YARATANLAR

KATEGORİ

ALTIN – DÖVİZ

Altın Fiyatları

BORSA

KRIPTO PARA PİYASASI

TANITIM

FACEBOOK

Popüler

www bankavitrini com © "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan, BANKA VİTRİNİ'nde yer alan yazar ve çevirmenlerine ait herhangi bir yazı, çeviri, makale ve haber izin alınmadan basılı olarak ya da internet ortamında kullanılamaz, çoğaltılamaz, yayınlanamaz. İzinsiz kullananlar hakkında hukuki yollara başvurulacaktır. "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan tüm özgün yazıların içeriğinden yazarları sorumludur. www.bankavitrini.com'da yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti, aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler, mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Yer alan yazılarda herhangi bir yatırım aracı; Hisse Senedi, kripto para biriminin veya dijital varlığın alım veya satımını önermiyor. Bu nedenle sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi, beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Lütfen transferlerinizin ve işlemlerinizin kendi sorumluluğunuzda olduğunu ve uğrayabileceğiniz herhangi bir kaybın sizin sorumluluğunuzda olduğunu unutmayın. © www.bankavitrini.com Copyright © 2020 -UŞAK- Tüm hakları saklıdır. Özgün haber ve makaleler 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu korumasındadır.