Connect with us

EKONOMİ

GÜNDEM: Konut sektöründe stagflasyon riski artıyor

Yayınlanma:

|

  • Küresel mali piyasalarda ABD enflasyon verileri ardından yaşanan iyimserlik rüzgârı, dün itibarıyla ivme kaybetmeye başladı. Bunun arkasında NATO üyesi Polonya’ya düşen füzenin de etkisi olduğunu itiraf etmek gerekiyor. Yapılan açıklamada, Polonya’ya düşen füzenin Ukrayna’nın hava savunması tarafından fırlatılan bir füze olduğu ve bir Rus saldırısı olmadığının anlaşılması ve savaşın sınırın ötesine sıçrayabileceğine dair uluslararası korkuların hafiflemesine rağmen, jeopolitik risk algısının bir nebze de olsun bozulduğunu kabul etmek gerekiyor.
  • Bunun yanı sıra, peş peşe açıklanan ve olumlu tarafta kümelenen makro verilerin ardından dün ABD’de açıklanan perakende satışlar verisinin beklentilerden daha kuvvetli gelimesi, öte yandan şirket finansallarının ise zayıf tarafta kalması, piyasaların yön tayininde ‘bocalamasına’ neden oluyor. Perakende devi Target’in tatil dönemi satışlarında sürpriz bir düşüş tahmininde bulunarak, artan enflasyonu ve tüketici harcamalarındaki “dramatik değişiklikleri” ön plana çıkarması ile geceyi %13 gerilerken, ABD borsalarını da aşağıya çekti.
  • Hisse senedi piyasalarında yatırımcıların kafası pek de net değil. Kripto para piyasasında yaşanan FTX depremi ardından artçı sarsıntılar devam ederken, altının ons fiyatı ise göreceli olarak 1,770 dolar seviyelerinde yatay ve dar bir bantta kalmaya devam ediyor. Teknik mânâda 1,685 dolar seviyesindeki direnci ivmeli bir şekilde aşan altında yükselişin 1,850 dolar seviyesine doğru devam etmesini ihtimaller dâhilinde görüyoruz. Risk iştahını daha bir yakından takip eden gümüşte ise 22 dolar seviyesi geçilmeden ‘yükseliş’ için henüz erken olduğunu düşünüyoruz. Her ne kadar USDTRY kuru 18,61 seviyesinde çakılı defans oynamaya devam etse de, altının ons fiyatının yukarı hareketlenmesi ile gram altın 1,068 TL seviyesini test ederek tüm zamanların yeni zirvesini bir adım daha yukarıya taşıdı.
  • USDTRY kuru kamunun da desteği ile yerinde sayarken, pariteler cephesinde devam eden yükselişin de yardımı ile Türk Lirası sepet bazında (1/2 usdtry + 1/2 eurtry) 19,00 seviyesine yükselerek tüm zamanların zirvesinin kıyısına kadar geldi. EURUSD paritesinde iyimser havanın ağır basması durumunda, yukarıda 1,0570 seviyesine kadar yükseliş isteğinin korunabileceğini düşünüyoruz. Her ne kadar USDTRY kuru 18,61 seviyesinde sabit kalsa da, dün EURTRY kuru 19,35-19,45 seviyelerinde işlem görerek meşhur 20 Aralık 2021 gününden sonra en yüksek seviyeyi test etti. EURTRY kurunda riski yukarı yönlü görmeye devam ediyoruz.
  • Hisse senedi cephesinde ise enflasyondan kaçan yatırımcıların yukarıya taşıdığı endeks dün gün içinde kaydettiği şaşalı yükselişini gün sonuna kadar sürdüremedi. Bir ara %7 yükselen bankacılık endeksi günü %2,9 yukarıda tamamlarken, ana endeks kazanımlarını koruyamayarak günü yatay tamamladı. Borsada yükseliş isteğinin arka planında yatay dinamiği anlamakla birlikte, yatırımcıların ‘coşkuya’ katılırken dikkatli olması gerektiğinin altını çizmek isteriz.
  • İngiltere’de dün açıklanan TÜFE enflasyonu beklentiyi de aşarak 41 yılın en yüksek seviyesi olan %11,1’e yükseldi. Enflasyonun hız kesmemesi, İngiltere Merkez Bankası üzerindeki faiz oranlarını tekrar yükseltmesi için baskıyı artırdı. Enerji fiyatlarının belirgin bir rol oynadığını görüyoruz. Maliye bakanı Jeremy Hunt, kendisinin ve Başbakan Rishi Sunak’ın yatırımcı güvenini yeniden tesis etmek adına harcamaları kısıp vergileri artırarak İngiltere’nin başarısız “Trussonomics” deneyini bugün tarihe ‘gömeceğini’ açıkadı. Sterlin dolar karşısında son günlerde 1,1850 – 1,1950 bandında sıkışırken, GBPTRY kuru ise 22 seviyesinin üzerine yerleşerek tüm zamanların en yüksek haftalık kapanışına imza atacak gibi görünüyor.
  • İçeride ise, dün açıklanan konut sektörüne yönelik veriler Türkiye ekonomisinde ivme kaybının arttığına ilişkin argümanı kuvvetlendirdi. TÜİK verilerine göre Ekim’de konut satışları yıllık bazda %25,3 azalarak 102,700 adet oldu. Kredi musluğunun kısılması ve satın alma gücünde yaşanan erozyon bunda etkili oldu. Öte yandan, TCMB verilerine göre, Eylül ayında konut fiyat endeksi bir önceki aya göre %4,9 artış kaydetti. Açık bir şekilde, aylık bazda konut satışları yavaşlıyor. Yıllık bazda nominal değişim %189 olurken, enflasyondan arındırdığımızda ise reel bazda artış %58 olarak gerçekleşti. Matematiği TÜFE yerine ÜFE’yi baz alarak yaparsak reel değişim %15 gibi oldukça sınırlı bir şekilde artış kaydettiğin de not etmek gerekiyor. Türkiye genelinde  medyan birim fiyat m2 bazında 15,863 TL’ye ulaşırken, bu rakam İstanbul’da 25,715 TL, Ankara’da 11,324 TL; İzmir’de ise 18,761 TL olduğunu görüyoruz. Biraz daha basit bir yaklaşımla, İstanbul’da 120m2 dairenin fiyatı 3 mio TL’yi aştı!
  • ABD borsaları geceyi Target’in perakende sektöründe zayıf görünüme işaret etmesiyle ekside tamamladı. Risk iştahı denince akla ilk gelen teknoloji borsası Nasdaq %1,6 gerilerken, yeni gün başlangıcında, Asya piyasaları da risk iştahının azalması ile kırmızılara bürünmüş. Son dönemlerin flaş ismi Hong Kong borsası Hang Seng %2,5 gerilerken, gösterge endeks Tokyo borsası %0,4 aşağıda işlem görüyor. ABD borsalarının vadeli işlemlerinde ise yatay bir başlangıç görüyoruz.
  • ABD ara seçim sonuçlarına göre Demokratlar Senatodaki üstünlüklerini korurken, Cumhuriyetçiler ise Temsilciler Meclisi’nde burun farklı ile de olsa kontrolü ele geçirdi. Mali piyasaların gündemi bugün oldukça sakin görünüyor. İçeride ise her hafta olduğu üzere haftalık para ve banka istatistiklerini takip edeceğiz.

>Aylık Konut Fiyat Artışı

1668661549622c14206f2dd231f823b6c764c92487_1_1200.jpg

>Konut Fiyat Endeksi Yıllık Değişim

1668661549ff88ae9d4988101850a9bdbf845542b8_2_1200.jpg

>Konut birim fiyatları

1668661549e993ece7032bab4476e55b96626a8cb0_3_1200.jpg

>Konut Fiyat Endeksi

1668661550ca6364c4368a08cd3738e9211aadeb86_4_1200.jpg

İKTİSATBANK

Okumaya devam et

BANKA HABERLERİ

Mevcut Enflasyon ve Faiz Oranlarıyla Yatırımcı Yeni Yatırım Yapar mı?

Yayınlanma:

|

Yazan:

Yüksek enflasyon oranının getirdiği yüksek faiz politikası haliyle başta ticari krediler olmak üzere tüm kredi türlerinde de faiz oranlarının artmasına neden oluyor.Şu an kredibilitesi yüksek ve ekonomik olarak büyük hacimlere sahip şirketler dahi piyasadan % 50 TL faiz oranları ile borçlanabiliyor. KOBİ vb. gibi diğer işletmelerin kullanabildikleri kredilerin faiz oranları ise % 60 bandını aşmış durumda.

Peki kredi piyasası açısından tek kötü haber faiz oranlarının yükselmiş olması mı? Maalesef hayır, bankaların kredi verme iştahı da azalmış durumda ve haliyle eskiye nazaran parasal olarak da verilen kredilerin büyüme hızında da ciddi bir yavaşlama görülmekte.Nitekim kredilerin mevduata oranı (KMO)% 80-90 bandına gerilemiş durumda..

Yeterince kredi bulunsa dahi mevcut faiz oranları düşünüldüğünde yatırımcının yatırım yapması da sanıldığı kadar kolay görünmemekte. Malumunuz yatırımcının işletmesine koyduğu sermayenin getirisi asgari olarak risksiz faiz oranı olan hazine kağıtlarının ya da banka mevduat getirisinden fazla olmalı ki yatırımcı risk alarak yatırım yapsın. Üstelik gelir kaybı nedeniyle tüketici talebinin azaldığı hem de yüksek işsizlik sebebiyle kişilerin gelecekte elde etmeyi umdukları gelirleri elde edip edemeyeceklerinden emin olmamaları da onları harcama bakımından daha da muhafazakar hale getirmişken bunu başarmak gerçekten daha da zorlaşıyor.

Onur ÇELİK-CFO/YMM

Okumaya devam et

EKONOMİ

Geleceğin Uzun Tarihi: Hayaller, Teknoloji ve Gerçeklik Arasında Bir Yolculuk

Yayınlanma:

|

İnsanlık tarihi, geçmişin izlerini taşırken geleceğe dair umutlar, korkular ve öngörülerle şekillenmiştir. Teknoloji ilerledikçe bu gelecek tahayyülleri daha somut, daha ulaşılabilir ve bir o kadar da kontrol edilebilir hale geldi. Nicole Kobie’nin kaleme aldığı The Long History of the Future” (Geleceğin Uzun Tarihi), tam da bu noktada devreye giriyor: Geleceğin ne olduğuna, kim tarafından kurgulandığına ve nasıl yönlendirildiğine ışık tutuyor.

Gelecek Fikri Yeni Değil, Ama Daha Güçlü

Kobie, geleceğe dair düşünmenin yeni bir refleks olmadığını vurguluyor. Antik çağlardan bugüne kehanetler, ütopyalar, distopyalar ve bilimkurgu eserleri aracılığıyla insanlar kendi zamanlarını aşan kurgular üretmişlerdir. Ancak asıl dikkat çekici olan, bu kurguların bireylerin değil; hükümetlerin, şirketlerin ve teknoloji elitlerinin elinde birer araç haline gelmesidir.

Silikon Vadisi’nin “Geleceği” Satın Alması

Günümüzde geleceği tanımlayan en güçlü aktörler teknoloji şirketleri. Silikon Vadisi merkezli bu yapılar, yalnızca yeni teknolojiler üretmekle kalmıyor; bu teknolojilerin hayal ettirdiği geleceği de pazarlıyor. Nicole Kobie’ye göre bu “gelecek satışı”, kapitalist sistemin en sofistike manipülasyonlarından biri. Çünkü artık insanlar, daha iyi bir geleceği hayal etmek yerine, sunulan vizyonlara razı olmayı tercih ediyor.

Bilimkurgu ve Politik Gerçeklik

Kobie, bilimkurgu edebiyatının ve filmlerinin yalnızca eğlence değil, politik bir arka plana sahip olduğunu savunuyor. 1984, Brave New World, Black Mirror gibi eserler birer uyarı değil, zamanla “olası senaryolara” dönüşüyor. Bu da gelecek tahayyüllerinin aslında günümüz karar vericileri tarafından birer araç olarak nasıl kullanıldığını ortaya koyuyor.

Teknoloji Tarafsız Değildir

Yazar, teknolojinin asla tarafsız olmadığını açıkça ifade ediyor. Hangi teknolojinin geliştirileceği, kimler için geliştirileceği ve hangi ihtiyaçlara cevap vereceği tamamen ideolojik kararlarla belirleniyor. Yapay zeka, gözetim sistemleri, uzay yolculukları veya dijital ekonomi: Hepsi birer gelecek inşasıdır. Ancak bu gelecek, herkes için eşit derecede ulaşılabilir değil.

Hayal Edilen Gelecek mi, Dayatılan Gelecek mi?

Kitabın temel sorusu şu: Gelecek gerçekten insanlığın ortak aklıyla mı belirleniyor, yoksa güçlülerin çıkarına göre mi kurgulanıyor?

Nicole Kobie’nin cevabı net: Bugün bize “ilerleme” adı altında sunulan çoğu şey, belirli çevrelerin çıkarlarına hizmet eden bir gelecek tasarımıdır. Bu tasarım, medya yoluyla yaygınlaştırılır, teknolojiyle pazarlanır ve politikalarla meşrulaştırılır.

Nicole Kobie The Long History of the Future – Narrative Species

Geleceği Kimin İçin Tasarlıyoruz?

“Geleceğin Uzun Tarihi”, sadece teknolojiye veya inovasyona değil, bu olguların arkasındaki güç ilişkilerine dikkat çeken önemli bir eser. Nicole Kobie, okura şu çağrıyı yapıyor:

“Geleceği başkalarının kurgulamasına izin vermeyin.”

Çünkü bir toplumun geleceği, ancak kolektif akıl ve etik bir vizyonla kurgulandığında adil ve sürdürülebilir olabilir. Aksi halde geleceğimiz, geçmişin hatalarına benzeyen ama daha sofistike bir kabusa dönüşebilir.

Okumaya devam et

EKONOMİ

Yaşayan Ölüler Aramızda: Finansal Zombi Krizi

Yayınlanma:

|

Ekonomide görünmez ama hissedilen bir tehlike var: Zombi şirketler. Gelirleri borçlarının faizini bile karşılamayan, piyasada sadece dış desteklerle ayakta kalan bu firmalar, yalnızca kendi varlıklarını değil, tüm ekonomik yapının sağlığını tehdit ediyor.

Zombi Şirket Nedir?

Zombi şirketler, faaliyetlerinden elde ettikleri kazançla borçlarının faizini dahi ödeyemeyen, ancak çeşitli yollarla piyasada tutulan işletmelerdir. Bu yollar arasında:

  • Sürekli borç çevrimi

  • Siyasi baskılarla alınan krediler

  • İflas erteleme ya da konkordato kullanımı

  • Kamu bankaları veya fonları yoluyla yapılan kurtarmalar

bulunur. Bu firmalar aslında çoktan iflas etmişlerdir; ancak piyasa gerçekleri bunu henüz kayda geçmemiştir.

Ekonomiye Verdikleri Zararlar

1. Kaynakların İsrafı

Finansal sistemde sınırlı olan kaynaklar (kredi, iş gücü, teşvik vb.) verimli firmalara değil, aslında çoktan ölmüş bu “zombilere” aktarılır. Bu durum, ekonomik büyümenin kalitesini bozar.

2. Rekabetin Bozulması

Zombi firmalar, zarar etmelerine rağmen piyasada kalabildikleri için fiyatları baskılar, daha sağlıklı ve verimli firmaların piyasadan çıkmasına neden olur. Bu da yenilikçiliği ve teknolojik gelişmeyi engeller.

3. Banka Bilançolarında Risk

Bankalar zombi firmalara kredi verdikçe tahsil edilemeyen alacaklar artar. Sorunlu krediler (NPL) yükselir ve banka sistemine duyulan güven zedelenir.

4. Yatırımcı Güvensizliği

Piyasada “kimin sağlıklı kimin batık” olduğu belli olmaz. Şeffaflık kaybolur. Bu da doğrudan yatırımların ve risk iştahının düşmesine yol açar.

5. Verimlilik Kaybı

Zombi firmalar büyüme rakamlarını yapay olarak şişirebilir ama toplam faktör verimliliği düşer. Ekonomi görünürde büyürken, içeride çürümeye başlar.

Türkiye Örneği: Sessiz Kriz

Türkiye’de özellikle son yıllarda düşük faiz politikaları ve kredi genişlemesi, zombi firmaların sayısını artırdı.

  • KGF destekli krediler,

  • İflas erteleme/kurtarma kültürü,

  • Siyasi olarak ayakta tutulan kamu projeleri,

bu yapıyı besledi. Bu durum, verimli firmaları cezalandırırken, “ölü şirketlerin” yaşamaya devam ettiği bir ekonomik iklim yarattı.

Ekonomik Risk: Zincirleme Çöküş

Faizler yükseldiğinde veya destekler çekildiğinde bu zombi firmalar zincirleme şekilde batmaya başlar. Bu da domino etkisiyle:

  • Bankacılık krizine,

  • İşsizlik artışına,

  • Güvensizlik ortamına,

neden olabilir. Türkiye’nin son yıllarda yaşadığı konkordato patlaması bu riski açıkça göstermektedir.

Yaşayan Ölülerden Kurtulmak

Ekonominin sağlıklı işleyebilmesi için kaynakların doğru yönlendirilmesi şarttır. Zombi şirketlerin desteklenmesi değil, piyasa içi doğal seleksiyonun işlemesi, güçlü firmaların güçlenmesi gerekir.

Zombi ortamı kısa vadede siyasi rahatlama getirse de uzun vadede büyümenin yapısını çürütür.

Erol TAŞDELEN-Ekonomist    www.bankavitrini.com

Okumaya devam et

FARK YARATANLAR

FARK YARATANLAR

KATEGORİ

ALTIN – DÖVİZ

Altın Fiyatları

BORSA

KRIPTO PARA PİYASASI

TANITIM

FACEBOOK

Popüler

www bankavitrini com © "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan, BANKA VİTRİNİ'nde yer alan yazar ve çevirmenlerine ait herhangi bir yazı, çeviri, makale ve haber izin alınmadan basılı olarak ya da internet ortamında kullanılamaz, çoğaltılamaz, yayınlanamaz. İzinsiz kullananlar hakkında hukuki yollara başvurulacaktır. "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan tüm özgün yazıların içeriğinden yazarları sorumludur. www.bankavitrini.com'da yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti, aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler, mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Yer alan yazılarda herhangi bir yatırım aracı; Hisse Senedi, kripto para biriminin veya dijital varlığın alım veya satımını önermiyor. Bu nedenle sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi, beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Lütfen transferlerinizin ve işlemlerinizin kendi sorumluluğunuzda olduğunu ve uğrayabileceğiniz herhangi bir kaybın sizin sorumluluğunuzda olduğunu unutmayın. © www.bankavitrini.com Copyright © 2020 -UŞAK- Tüm hakları saklıdır. Özgün haber ve makaleler 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu korumasındadır.