Connect with us

BANKA HABERLERİ

TEPAV: “Krediye Getirilecek Sınır Türe Göre Farklılaşmalı”

TEPAV, büyüme oranı açısından, tüketici kredilerinde sınırın düşük tutulup, yatırım kredilerinde biraz daha yüksek artış oranına izin verilmesinin daha doğru bir uygulama olabileceğine dikkat çekti.

Yayınlanma:

|

TEPAV, yurtiçi kredi artış oranlarına getirilecek sınırın kredi türüne göre farklılaşmasının daha doğru bir politika seçeneği olarak göründüğünü açıklayarak, büyüme oranı açısından, tüm kredilere yüzde 15 sınır getirmek yerine tüketici kredilerinde sınırın düşük tutulup, yatırım kredilerinde biraz daha yüksek artış oranına izin verilmesini önerdi.

TEPAV Finans Enstitüsü tarafından 2 ayda bir yayınlanan ”Ekonomide Durum” başlıklı raporun dördüncü sayısı çıktı. Finans Enstitüsü Direktörü Prof. Dr. Fatih Özatay’ın gözetiminde hazırlanan raporda, “Bir önceki Ekonomide Durum raporunda 2013 için yaptığımız yüzde 4 büyüme öngörümüzün dayandığı temel senaryoyu ilgilendiren gelişmeler değerlendirildiğinde, öngörümüzde güncelleme gerekmediği sonucuna varılmıştır” denildi.

Raporun “Yurtiçi Kredi Gelişmesi ve Para Politikası” başlıklı bölümünde, yurtdışına ilişkin belirsizliklerin görece azalmasının, yurtiçi kredi artış oranının önümüzdeki dönemde ekonomik faaliyet düzeyi açısından önemli bir belirleyici olacağını, belki de en önemlisi konumuna geleceğini gösterdiğine dikkat çekildi

Bu çerçevede, yurtdışına ilişkin olumlu gelişmeler çerçevesinde yatırım yapma iştahında sınırlı da olsa bir toparlanma beklemek gerektiği belirtilen raporda,“Öte yandan Merkez Bankası geride bıraktığımız yılın ortalarından bu yana kısa vadeli faizleri düşüren bir politika izledi. Bu politika neticesinde, 2012’nin ilk haftası ile karşılaştırıldığında, 2013’ün üçüncü haftası itibariyle ticari kredi faizleri 4,7, tüketici kredisi faizleri ise türlerine bağlı olarak 3,8 ile 5,5 puan daha düşük bir düzeyde. Faizlerdeki bu düşüşün de tüketim ve yatırım yapma isteğini artırması beklenir” denildi. Raporda şu ifadelere yer verildi:

“Ekonomi yönetimi, geride bıraktığımız yılda, 2011’e kıyasla belirgin biçimde düşmesine karşın hala GYSH’nin yüzde 6,5’i düzeyinde olan cari işlemler açığı ile kredi genişlemesi arasında yakın bir ilişki olduğunu düşünüyor. Kredi artış oranının belli bir düzeye çıkmasını istememesinin ilk nedeni bu. Öte yandan, yapılan çalışmalar, finansal krizlerden önce genellikle aşırı kredi genişlemesi yaşandığına dikkat çekiyor. Dolayısıyla, ikinci bir neden olarak finansal istikrarı bozucu potansiyeli nedeniyle de yüksek bir kredi artış oranı istenmiyor.

Kredi artış oranının belli bir sınırı aşmasının istenilmemesinin bir nedeni daha var. Yurtdışından sermaye girişleri ile kredi artış oranı arasında aynı yönlü bir ilişki mevcut. Küresel krizden sonra gelişmiş ülkelerin uyguladıkları düşük faiz politikası bir de tahvil alımları yoluyla yaratılan parasal genişleme ile birleşince, yükselen piyasa ekonomilerine önemli miktarda sermaye girişlerine yol açtı. Finansal piyasalardaki dalgalanmalara bağlı olarak söz konusu sermaye akımlarında da dalgalanmalar yaşandı. Ancak son aylarda sermaye girişlerinde tekrar bir yükselme gözleniyor. Bu girişler ağırlıklı olarak kısa vadeli; istikrarlı değiller. Finansal piyasalardaki belirsizlikler azalsa da, yukarıda belirtildiği gibi bu göreli bir azalma. Uluslararası risk alma iştahının azalması ihtimali var dolayısıyla. Böyle durumlarda, yükselen piyasa ekonomilerine akan sermaye miktarında önemli oynamalar gerçekleşebiliyor. Beraberinde yurtiçi kredi artış oranında da keskin hareketler yaşanabiliyor. Açık ki bu da istenilmeyen bir durum.”

Raporda, Merkez Bankası’nın, yüzde 20’ye ulaşan kredi artış oranından bu nedenlerle rahatsız olduğu ve bazı kararlar aldığına dikkat çekilerek, kredi artış oranının daha da yükselmesi ve kalıcı olma eğilimi göstermesi halinde daha güçlü kararlar alacağının anlaşıldığı ifade edildi. Rapora şöyle devam edildi:

“Geçmiş uygulamadan alınması gereken ders şu: Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu’nun da bankaların kredi açabilecekleri kaynaklarını kısıtlayıcı yönde devreye girmesi gerekiyor. Böyle bir karar alınsa bile bunun kredi artış oranını arzu edilen ölçüde düşürmeme olasılığı var. Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu 2011 yılının haziran ayında benzer kararlar almıştı. İzleyen çeyrekte kredi artış oranlarında bir yavaşlama gözlendi. Ancak asıl yavaşlama, Avrupa’ya bağlı olarak finansal piyasaların tekrar karıştığı 2011’in son çeyreğinde gerçekleşti. O dönemde Merkez Bankası’nın faizleri de önemli ölçüde yükselttiğini hatırlamak gerekiyor.

Risk alma iştahı yüksek bir düzeyde sürüyor. Dolayısıyla, 2011’in son çeyreğinde kredi genişlemesini asıl frenleyen unsur şimdi devrede değil. Ancak şu anda kredi artış oranının 2011’in ilk dokuz ayındaki kadar yüksek olmadığı da ortada. Bu durumda, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu’nun da Merkez Bankası’nı destekleyici kararlar alması koşuluyla, kredi artış oranının yüzde 20’lerden yüzde 15 düzeyine çekilebileceğini düşünmek makul görünüyor.”

TEPAV’ın raporunda dikkate alınması gereken önemli bir noktaya da vurgu yapıldı:

“Bankaların kârlılığı açısından değil de, gelecek dönemlerdeki büyüme oranımız açısından bakıldığında, tüm kredi türlerine yüzde 15 gibi bir üst sınır getirmek yerine, tüketici kredilerinde bu sınırı daha düşük tutmak, yatırım kredilerinde ise biraz daha yüksek bir artış oranına izin vermek daha doğru bir ekonomi politikası seçeneği olarak görünüyor. “

Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı (TEPAV)

Okumaya devam et

BANKA HABERLERİ

Emekli Bankacı Ne Yapar? Sandığınızdan Çok Daha Fazlası…

Yayınlanma:

|

Bankacılığı bırakan ya da bankadan emekli olan eski bankacılar, sahip oldukları bilgi, deneyim ve geniş iş ağı sayesinde farklı sektörlerde birçok alanda faaliyet gösterebilmektedir. Aşağıda bankayı bırakan ya da emekli olan bankacıların en çok yöneldiği işler başlıklar hâlinde sıraladık:

1. Finansal Danışmanlık ve Eğitim

  • Bireysel ve kurumsal danışmanlık: KOBİ’lere finans yönetimi, nakit akışı, kredi yönetimi gibi konularda danışmanlık verirler.

  • Eğitmenlik ve seminerler: Bankacılık tecrübelerini aktararak üniversitelerde ders verir veya özel eğitim kurumlarında eğitmenlik yaparlar.

2. Kendi İşini Kurma (Girişimcilik)

  • Finans ve sigorta acenteliği: Emeklilik, hayat sigortası, BES danışmanlığı gibi alanlarda sigorta acentesi açarlar.

  • Danışmanlık ofisi / mali müşavirlik işbirliği: Mevzuata hâkim kişiler muhasebe firmalarıyla ortak projeler yürütür.

  • Kafe, butik, e-ticaret gibi daha sosyal veya ilgi alanlarına dayalı girişimlerde bulunurlar.

3. Gayrimenkul Sektörü

  • Emlak danışmanı / yatırım uzmanı: Özellikle ticari gayrimenkulde banka kredisiyle alım-satım yapanlara danışmanlık verirler.

  • Gayrimenkul değerleme uzmanlığı: SPK lisansı alarak profesyonel değerleme işleri yaparlar.

4. Fintek / Dijital Finans Sektörü

  • Start-up danışmanlığı: Fintek girişimlerine tecrübe aktarımı sağlarlar.

  • Proje yönetimi, uyum (compliance) gibi alanlarda görev alırlar.

5. Kurumsal Şirketlerde Üst Düzey Yöneticilik

  • Finans veya risk yönetimi birimlerinde CFO, CRO veya danışman rollerinde çalışırlar.

  • Holdingler, leasing, faktoring, sigorta şirketleri gibi finansal yapıların yönetim kadrolarında görev alabilirler.

6. Aracı Kurumlar ve Portföy Yönetim Şirketleri

  • Yatırım danışmanlığı: Bireysel yatırımcılara portföy planlama ve piyasa analizi yaparlar.

  • Menkul kıymetler alım-satımı ve fon danışmanlığı alanında çalışırlar.

7. Denetim ve Uyum (Compliance)

  • Bağımsız denetim firmaları, özellikle bankacılık kökenli deneyimli kişileri iç kontrol, denetim ve risk yönetimi pozisyonlarında değerlendirir.

  • MASAK, BDDK, SPK gibi düzenleyici kurumlara danışmanlık hizmeti verirler.

8. Yazarlık, Köşe Yazarlığı, YouTube / Sosyal Medya

  • Tecrübelerini aktararak finansal okuryazarlık alanında içerik üretirler.

  • LinkedIn, YouTube, blog sayfaları gibi mecralarda ekonomi yorumculuğu yaparlar.

 9. Siyasi / Sivil Toplum Görevleri

  • Yerel yönetimlerde veya sivil toplum kuruluşlarında görev alabilirler.

  • Bazıları siyasi danışmanlık, yerel meclis üyeliği gibi pozisyonlara da yönelir.

Örnekler:

Eski Pozisyonu Yeni Yöneldiği İş
Şube Müdürü Kredi danışmanlığı / Eğitimci
Portföy Yöneticisi Gayrimenkul danışmanı / Bireysel emeklilik uzmanı
Teftiş Kurulu Üyesi İç denetim danışmanı / Risk yönetimi uzmanı
Krediler Müdürü KOBİ danışmanlığı / Müşavirlik işbirliği

Bankacı Emekliliğinin Avantajları

  • Tecrübe: Finansal piyasalar, mevzuat, kredi analizi gibi konularda yıllara dayalı deneyim.

  • İletişim Ağı: Kurumsal ve bireysel müşteri çevresi sayesinde kolay iş bağlantısı kurma avantajı.

  • Analitik Düşünme Yetisi: Riskleri değerlendirme ve çözüm geliştirme becerisi.

Yeni Nesil Bankacı Emeklileri Ne Yapıyor?

Günümüzde birçok eski bankacı YouTube kanalı açarak finansal okuryazarlık içerikleri üretiyor, sosyal medya üzerinden bireysel danışmanlık hizmeti veriyor. Bazıları ekonomi yazarına dönüşürken, bazıları da yerel siyasete veya sivil toplum kuruluşlarına yöneliyor.

Bankacılık kariyerini sonlandıranlar için hayat yeni başlıyor. Geniş bir bilgi birikimine sahip bu profesyoneller, ikinci kariyerlerinde sadece gelir üretmekle kalmıyor, aynı zamanda topluma fayda sağlayacak hizmetler de sunuyorlar. Özellikle girişimcilik ve danışmanlık alanında öne çıkan bu dönüşüm, bankacıların emeklilik sonrası üretken kalabileceğinin güçlü bir kanıtı.

Okumaya devam et

BANKA HABERLERİ

Garanti BBVA’dan 3,5 trilyon TL’lik sürdürülebilir finansman taahhüdü

Garanti BBVA belirlediği 400 milyar TL’lik sürdürülebilir finansman hedefini, 2025’in ilk yarısında tamamladığını yeni hedefinin ise 2029 yılının sonuna kadar 3,5 milyar dolar olarak açıkladı.

Yayınlanma:

|

Yazan:

Garanti BBVA, 2018–2025 dönemi için belirlediği 400 milyar TL’lik sürdürülebilir finansman hedefini, 2025’in ilk yarısında tamamladığını açıkladı. Bu başarının ardından banka, 2018–2029 yıllarını kapsayan yeni hedefini 3,5 trilyon TL olarak paylaştı.

Garanti BBVA bu taahhütle; iklim değişikliğiyle mücadele, doğal sermayenin korunması, döngüsel ekonomi, sosyal kalkınma ve finansal kapsayıcılık alanlarında güçlü etki yaratmayı amaçlıyor.

Bu rakam, Türkiye’de faaliyet gösteren bankalar arasında en yüksek sürdürülebilir finans taahhüdü oldu.

Garanti BBVA, 2029 yıl sonuna kadar yaklaşık 3,1 trilyon TL’lik yeni kaynağı sürdürülebilir yatırımlara yönlendireceğini taahhüt ediyor

Garanti BBVA Genel Müdürü Mahmut Akten, bu performansta, sürdürülebilirliği stratejik öncelik haline getirmelerinin önemli bir rol oynadığını vurguladı. Akten, yeşil/sosyal kredilerden çevreci taşıt kredilerine, sürdürülebilir tahvillerden, çevresel ve sosyal yatırımlarda aktif danışmanlık hizmetlerine ve su verimliliğiyle ilgili projelere yönelik “mavi finans” gibi sürdürülebilir finansman ürünü sunduklarını söyledi.

Mahmut Akten, yeni hedefi ise şu sözlerle değerlendirdi: “Şimdi, bu başarıyı daha ileri taşıyarak 2029 yılı sonuna kadar 3,5 trilyon TL’lik sürdürülebilir finansman sağlamayı taahhüt ediyoruz. Bu yeni hedef, yalnızca hacim açısından değil, sürdürülebilir finansman hızımız açısından da çarpıcı bir sıçrama anlamına geliyor. 2025’in ikinci yarısından 2029 sonuna kadar yaklaşık 3,1 trilyon TL’lik yeni kaynağı sürdürülebilir yatırımlara yönlendireceğiz. Bu taahhüdün büyüklüğü, Türkiye’nin düşük karbonlu ve kapsayıcı bir geleceğe geçişinde Garanti BBVA’nın giderek daha da etkin bir rol üstleneceğini gösteriyor.”

BBVA Grubu’nun küresel taahhüdü 1 trilyon euro

Garanti BBVA’nın ana hissedarı BBVA Grubu, 2018-2025 yılları için ilk etapta 100 milyar euro sürdürülebilir finansman hedefi koymuştu. Hedef önce 300 milyar euroya çıkarıldı ve 2024 yılı sonunda tamamlandı. Grup şimdi, 2025–2029 dönemi için 700 milyar euroluk yeni taahhütle toplam hedefini 1 trilyon euroya yükseltti.

BBVA’da Türkiye’nin Payı yüzde 9’a yükseldi

2025’in ilk dört ayında BBVA Grubu’nun sağladığı toplam sürdürülebilir finansmanın yaklaşık 140 milyar TL’si Garanti BBVA tarafından sağlandı. Bu rakamla Türkiye’nin BBVA Grubu içindeki payı sürdürülebilir finansman rakamların raporlanmaya başlandığı 2018 yıllarındaki yüzde 3 seviyesinden bugün yüzde 9’a yükselmiş durumda.

Okumaya devam et

BANKA HABERLERİ

Tahvil Yerine Kredi: Türk Şirketlerinin Finansman Kaderi

Yayınlanma:

|

Yazan:

Türkiye’de reel sektörün finansman ihtiyacını karşılamak için en çok başvurduğu yöntem banka kredileridir. Oysa gelişmiş finansal sistemlerde şirketler, uzun vadeli ve daha uygun maliyetli fon sağlamak için sermaye piyasalarında borçlanma araçlarına, özellikle tahvil ihraçlarına yönelmektedir. Peki Türkiye’de reel sektör neden bu imkândan yeterince yararlanamıyor?

Tahvil İhracının Önündeki Ekonomik Engeller

Tahvil piyasasının gelişmesi; makroekonomik istikrar, faiz oranlarının öngörülebilirliği, düşük enflasyon, istikrarlı döviz kuru, düşük kamu borçlanma ihtiyacı ve yüksek kredi notu gibi birçok değişkene bağlıdır. Ancak:

  • Türkiye’nin ülke kredi notu düşüktür ve bu doğrudan özel sektörün notunu da sınırlamaktadır.

  • Yüksek enflasyon ve faiz oranları, borçlanma maliyetlerini tahvil piyasasında da yükseltmektedir.

  • Kamu kesiminin sürekli yüksek borçlanma ihtiyacı, özel sektörün tahvil ihraçlarını piyasadan dışlama etkisi (crowding out) ile sınırlamaktadır.

Hukuki ve Kurumsal Güven Eksikliği

Sadece ekonomik değil, hukuki ve politik güvensizlik de yabancı ve yerli yatırımcıların özel sektör tahvillerine ilgi göstermemesine yol açıyor. Güçlü bir ikinci el tahvil piyasası oluşmadığı için yatırımcılar uzun vadeli bağlayıcı enstrümanlara mesafeli durmaktadır.

Banka Kredilerine Bağımlılığın Sonuçları

Bu nedenlerle reel sektör, finansmana erişimde tek kanal olarak bankaları kullanmak zorunda kalıyor:

  • Yüksek maliyetli ve kısa vadeli kaynaklara mahkûm olunuyor.

  • Kredi sınırlamaları, özellikle ekonomik kriz dönemlerinde işletmeleri zorluyor.

  • Kredi vadelerinin kısalığı ve esneklik eksikliği, uzun vadeli yatırım planlarını zorlaştırıyor.

Finansman Araçlarında Çeşitlilik Şart

Türkiye’de reel sektörün daha güçlü, sağlıklı ve uzun vadeli kaynaklara erişebilmesi için:

  • Makroekonomik göstergelerin iyileştirilmesi,

  • Sermaye piyasalarının derinleştirilmesi,

  • Hukuki güven ortamının sağlanması,

  • Tahvil piyasası için ikincil piyasa likiditesinin artırılması büyük önem taşımaktadır.

Onur ÇELİK-CFO/YMM

 

Okumaya devam et

FARK YARATANLAR

FARK YARATANLAR

KATEGORİ

ALTIN – DÖVİZ

Altın Fiyatları

BORSA

KRIPTO PARA PİYASASI

TANITIM

FACEBOOK

Popüler

www bankavitrini com © "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan, BANKA VİTRİNİ'nde yer alan yazar ve çevirmenlerine ait herhangi bir yazı, çeviri, makale ve haber izin alınmadan basılı olarak ya da internet ortamında kullanılamaz, çoğaltılamaz, yayınlanamaz. İzinsiz kullananlar hakkında hukuki yollara başvurulacaktır. "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan tüm özgün yazıların içeriğinden yazarları sorumludur. www.bankavitrini.com'da yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti, aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler, mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Yer alan yazılarda herhangi bir yatırım aracı; Hisse Senedi, kripto para biriminin veya dijital varlığın alım veya satımını önermiyor. Bu nedenle sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi, beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Lütfen transferlerinizin ve işlemlerinizin kendi sorumluluğunuzda olduğunu ve uğrayabileceğiniz herhangi bir kaybın sizin sorumluluğunuzda olduğunu unutmayın. © www.bankavitrini.com Copyright © 2020 -UŞAK- Tüm hakları saklıdır. Özgün haber ve makaleler 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu korumasındadır.