Connect with us

Erol Taşdelen

DEPREM BÖLGESİ ÇEK PANİĞİ, AYLIK 30 MİLYAR LİRALIK ÇEKLER NASIL ÖDENECEK?

Erol TAŞDELEN, Deprem bölgesindeki ağır hasar gören 11 İldeki maddi sarsıntının, piyasada gizli tehlike olarak dolaşımda bulunan bölge Çekler ile de ekonomik deprem olmadan uyarıcı bir analiz yaptı. Yazılan çeklerin aylık ortalama 30 milyar TL oluğunu ve bu çeklerin önemli bir kısmının ilk altı ayda ödeme olasılığının düşük olduğunu, bunun da reel piyasada olumsuz etki yaratacağı için “domino etkisi” yapmaması için şimdiden önlemlerin alınması gerektiği yönünde uyarılarda bulunuyor.

Yayınlanma:

|

Elazığ ilinin Deprem bölgesine dahil olması ile birlikte Deprem bölgesindeki il sayısı 11 adete yükseldi.

Hafta içi sayın Meliha OKUR’un konuğu olarak katıldığım Sputnik Radyo’da da söylemiştim. Deprem Bölgesindeki 11 İlin 2022 sonu banka nakdi kredilerini 623,3 milyar TL’lik hacme, % 8,39’luk paya sahip. Tekstil sektörüne bankaların verdiği kredilerin %40’ı bu illerde. Metal-Maden Kredilerin %18,5’lik kısmı; Zirai Kredilerin %15,5’lik kısmı; Tüketici Kredilerin %10,5’lik kısmı bu illerde. Bölge içinde yer alan firmaların İhracatı 20 milyar USD’yi aşıyor ki bunun yarısı Gaziantep’te. Türkiye Nüfusunun %16’lık kısmı bu illerde yaşıyor. Bitkisel Üretimin %21’lik kısmı; Tahıl üretimin %12’si, Büyükbaş Hayvancılığın %12’si, Küçükbaş hayvancılığın %17’si bu illerde. Toplanan vergilerin %10’u bu illerden alınıyor. Bölgenin ekonomi içindeki payı kabaca Türkiye’nin %10’u.

Deprem bölgesinde çek hacmi ne kadar?

Türkiye’de 2022 yılında 540.841 tekil kişi; 16 milyon 760 bin adet çek yazdı. Bunun hacimsel karşılığı 2 trilyon 631 milyon TL.

Deprem bölgesinde yer alan 11 il 2022 yılında 1.865.914 adet çek ödendi. Türkiye genelinin % 11,13’ü bu bölgede çek kullanıcıları yazdı. Bu illerde 2022 yılında ödenen çek tutarı ise 280 milyar TL ile Türkiye’de ödenen çek hacminin %10,64’ü bu İllere ait.

Deprem bölgesinde bulunan11 ilin 2022 son üç aylık toplam çek adet ortalaması 157.547, ödenen çek ortalaması ise 30,1 milyar TL.

İlk altı ayda çek hacmi ne kadar olur?

30 milyar TL son üç ay ortalamanın 2023’de de devam ettiğini var saysak bile 360 milyar TL’lik çek hacminin 2023 içinde dönmesi gerekiyor. Deprem nedeni ile hiç kuşkusuz bunda düşme olacaktır ama vadeli satışlar düşünüldüğünde özellikle ilk 6 ayda bu çeklerin önemli bir kısmı yazılmış ve piyasaya verilmiş durumda. Demek ki özellikle ilk altı ayda ciddi bir çek tahsilat sorunu yaşayacağız demektir.

Çekler ödenir mi?

Yirmi beş yıllık bankacılık deneyimi ve 6 yıllık piyasa deneyimi ile söyleyebilirim ki iyimser yaklaşımla bile piyasaya verilen çeklerin yarısı önümüzdeki ilk altı ayda ödeme olasılığı çok düşük. Bu durum, piyasada nakit akışının sağlanabilmesi için Deprem Koşullarında tedbirler kendini dayatıyor demektir. Piyasaya sürülen çekler sadece deprem bölgesindeki 11 ili değil tüm Türkiye’yi ilgilendiriyor. Piyasaya verilen çeklerin çoğu ile mallar alınmış ve Deprem nedeni ile bu mallar da enkaz altında kalmış durumda. Özellikle çarşı esnafını düşündüğümüzde, Tuhafiyeciden, Lokantasına, Kırtasiyesinden, çeyizlik eşya satana; beyaz ev eşyacısından, eczacısına, mobilyacısından, halıcısına kadar geniş bir kesim çek mağduru durumuna düşmüş durumda.

Sadece esnaf değil; Sanayi kesimi de aynı durumda. Zira, bölgede üretim durmuş durumda. Fabrikasında zarar görmeyen sanayicinin bile imalatı durmuş durumda; çünkü, çalıştıracak işçi ölüm ve yaralanmaların yanında, bölgedeki kitlesel göç nedeni ile ciddi bir işgücü kaybı söz konusu. Deprem bölgesinde altı ay işten çıkarmanın yasaklanması ile çalışanlar lehine düzenleme yapıldı, fakat buna rağmen sanayici halen tam kapasite faaliyete başlamış değil. Faaliyeti durmuş olan işletmeler, fabrikalar ödemelerini nasıl yapacak? Yazmış olduğu vadeli çekleri nasıl ödeyecek? Sorun sadece Deprem bölgesi değil, çeklerin dağıldığı tüm Türkiye’nin sorunu hale gelme potansiyeli taşıyor.

Çeklere Bankalar işlem yapmadı    

Depremden sonra ilk şoku çeki alan müşteriler yaşadı. Zira, yasal düzenleme olmamasına rağmen bankalar inisiyatif kullanarak karşılıksız çeklere işlem yapmadan iade ettiler. Varsayalım 1 milyon TL çek var müşterinin de hesabında 999 bin TL var. 1.000 TL eksik diye takastan çekler iade edildi. Ertesi gün 990 bin TL aynı müşterinin başka çeki var ise çek ödendi. İlk çeki soran müşteriye 9.000 TL kaldı ve mağdur oldu iyi mi! Çeklere işlem yapılmadığı için 10 günlük yasal süreyi kullanamayan binlerce çek mağduru şimdiden oluşmuş durumda. Bu kişiler çek yazılmadığı için yasal yollarda da süreç uzayacak. Zaten altı ay boyunca Deprem Bölgesindeki iller için yasal işlemler de durduruldu. Başta da dediğimiz gibi Deprem Bölgesi çek mağdurları ülke geneline yayılmış durumda. Bölge illerindeki aylık ortalama 30 milyar TL ödenen çek hacmi düşünüldüğünde ülke genelinde Piyasaya ciddi yük getirmiş durumda. Zira, aldığı çekler ile hammadde, maaş, SGK gibi ödemeyi planlayanların bu ödemeleri de aksayacak. Veya çek tahsilatı yapamadığı için kendi çekini de ödemeyecek firmalar artacak. Bölge Faktoring firmalarının da ciddi kredi riski var. Bu firmalar için bölge çekleri şimdiden kabus olmuş halde.

Bankalar çek teminat açığına düşecek

Bankalar çek teminatlı kredilerde teminat açığı yaşayacağı için Ticari/KOBİ firmaları önümüzdeki dönemde teminat açığına düşmesi ve çek açığından dolayı kredi kullanamama veya tahsil olan diğer çekleri teminat açığı nedeni ile bankadan alamama gibi bir durum ile karşı karşıya kalacağını şimdiden söylemek kahinlik değil.

Çek tahsilatları için Kamu desteği şart

Ödenmeyen çekleri mağduriyetleri piyasayı daha da tehdit edip olumsuz anlamda piyasada “domino etkisi” yapmadan çok acil tedbirler alınması gerekir. Kamu otoritesi banka kredilerini altı ay ötelenmesine yönelik düzenleme yaptı fakat çeklerle ilgili henüz bir düzenleme yapılmış değil. Aylık ortalama 30 milyar TL’lik çeklerin Kamu desteği olmadan ödeme olasılığı çok düşük.

Neler yapılabilir?

Bölge esnaf, sanayicisinin piyasaya vermiş olduğu çeklerin ödenmesi için acil tedbir alınması kendini dayatırken, öncelikle çeklerin KOVİD-19 sürecinde olduğu gibi bankalardan sorulması halinde ne yapılması gerektiğine dair düzenleme yapılmalıdır. Çeklerin müsait olmaması halinde arkasına düzenleme ile ilgili yazı eklenerek çek soran kişi/firmaya verilmesi gerekir ki bir hak mahrumiyeti yaşanmasın. Hesapta para olması halinde çek ödeniyor. Şu an için engel yok. Bir süre sonra faaliyetine devam edemeyen esnaf ve sanayici bu çekleri ödemede sorunlar yaşayacağı için şimdiden sorunlar yığılmadan, destekleyici tedbirler alınmalı.

KGF Krediler acil aktifleştirilmeli

KFG Kredileri kaynakları 300 milyar TL’ye çıkarıldığı açıklandı. Bunun ödemli bir kısmı piyasaya verilmiş çeklerin ödenmesi için kullanılması gerekmektedir. Bu çekler ödenirken istismarın önüne geçilmesi için çeklerin yazıldığı faturaların ibraz edilmesi istenebilir. Bu çeklerin karşılıkları aynı günde sıkışmaması için en az bir hafta önce bu “çeklere özel ödenmesi için kredi limitlerin tanınması” şeklinde düzenleme yapılması yerinde olacaktır. Aksi taktirde aylık 30 milyar TL’lik domino etkisi ile bunu üç dört katı piyasanın yara alması ve daha da kırılgan hale gelen piyasa ödemeler dengesinin bozulması an meselesi. Bu da Deprem bölge dışında firmaların da ciddi sıkıntı yaşaması ve küçülmeye gitmesi daha doğrusu işsizlik anlamına gelmektedir. Piyasa ödeme dengesi bir bozulur ise eski haline getirilmesi aylar/yıllar alır. Bankalarda 6 Ocak öncesi teminatta bulunan bölge illerine ait çekler ödenmemesi halinde, ilgili banka özel krediler ile bu açığı kapaması da çözüm olabilir. Banka desteği olmadan bu çeklerin ödenmesi çok zor. Zira bankalarda iyimser tahminle en az 100 milyar TL teminatta/tahsilatta bu bölgenin çeki var.

Çek sahibi, “arabamı evimi satar çekimi öderim” diyemez

Kabul edelim henüz adı konmamış bir “derin krizin” içindeydik, üzerine deprem krizi de eklendi. Deprem bu durumu daha da kötüleştirdi. Çek yazan kişilerin kötü niyetli olası gerekmiyor; bu insanların/firmaların çoğu piyasada “dürüst, basiretli davranışlar” gösteren işletmeler. Fakat, yıkılan dükkanlar/evler, enkaz altında kalmış, Canlar, araçlar, evler, dükkanlar; faaliyetini durduran fabrikaların bulunduğu bir ortamda aylık 30 milyar TL’lik çeklerin ödenmesini beklemek fazla iyimserlik olur. Bu nedenle Kamu Bankaları başta olmak üzere Devlet desteği ile çek sorununun büyümeden acil çözülmesi gerekir. Bazı Bankaların ölen Gerçek Kişilerin kredi borçlarını sildiğini açıklaması bir nebze mirasçılar açısında maddi yükü azaltmış olsa da piyasaya verilen aylık ortalama 30 milyar TL’lik çeklerin ödenmesi ile ilgili bir aksiyon alınmış değil. Gerçek Kişilerde öncü olarak ilk desteği veren Kamu Bankaları ve İŞBANK başta olmak üzere Firmalar ile ilgili yapacaklarını ve piyasaya verilen çeklerin ödenmesi için çözüm planlarını şimdiden görmek piyasaları da rahatlatacaktır.

Deprem Bölgesinde insanların “evimi, arabamı satar çekimi öderim” diyecek hali kalmadı. Sadece Hatay, Kahramanmaraş ve Adıyaman illerinde hasarlı araç sayısı 120 bini geçti ve bunların sadece %15’inin Kaskolu olduğu ortaya çıktı. Kriz dönemde artan sigorta primi nedeni ile yenilenemeyen kaskolar; konut, işyeri sigortaları bölge yaşayanlarına ikinci darbe oldu.

Büyük bir maddi/manevi enkazın ortasındayız. Zaman dayanışma zamanı. Bu enkazı ülkece maddi/manevi seferberlik anlayışı ile atlatacağımıza olan inancım tamdır. Aksini düşünmek istemiyorum, dayanışma ruhu yaratılmaz ise, bu ülke bir de “Sosyal Deprem” kaldırmaz. Gecikme ve ihmallerin vebalini de, sorumluluğunu da kimse taşıyamaz.

Erol TAŞDELEN – Ekonomist     www.bankavitrini.com

Okumaya devam et

Erol Taşdelen

ZENGİNLİK İLLÜZYONU: Gerçek Zenginlik mi, Borçla Alınmış Bir Hayal mi?

Yayınlanma:

|

Günümüzde birçok birey, şirket ve hatta ülke; sahip olduğundan çok daha fazla zenginmiş gibi davranıyor. Lüks arabalar, büyük evler, gösterişli tatiller ve sosyal medyada sergilenen “refah dolu” hayatlar… Ancak tüm bu görüntülerin arkasında çoğu zaman borçla finanse edilen bir tüketim yatıyor.

Bu duruma ekonomi literatüründe “Zenginlik İllüzyonu” adı veriliyor. Yani kişi ya da kurumlar gerçek zenginlik yerine, borçla veya geçici gelirlerle sürdürülen bir refah algısı içinde yaşıyorlar.

BİREYSEL DÜZEYDE ZENGİNLİK İLLÜZYONU

Nasıl oluşur?

  • Kredi kartıyla yapılan lüks harcamalar

  • Taksitle alınan araba, ev, tatil vb.

  • Sosyal medyada sergilenen “lüks yaşam” gösterileri

Gerçek: Sahip olunan varlık değil, borçla finanse edilmiş bir tüketimdir.

Kredi kartıyla alınan pahalı telefonlar, taksitle gidilen lüks tatiller ve gösteriş için yapılan harcamalar… Tüm bu tüketim örnekleri, zenginlik illüzyonunun bireysel düzeydeki tezahürüdür. Kişi, aslında gelecek gelirini bugünden harcamakta, ama kendini “zengin” hissetmektedir.

ŞİRKETLERDE ZENGİNLİK İLLÜZYONU

Nasıl oluşur?

  • Sürekli borçlanarak yapılan yatırımlar

  • Gerçekleşmemiş kârlar üzerinden yapılan büyüme planları

  • Finansal tablolarda şişirilmiş varlıklar

Gerçek: Firmanın nakit akışı sorunlu olabilir, ancak dışarıdan “büyüyen ve zenginleşen şirket” algısı yaratılır.

Bazı firmalar; sürekli kredi kullanarak yatırım yapmakta, borçla büyümektedir. Finansal tablolarda görülen “kâr” çoğu zaman nakit akışıyla desteklenmeyen hayali bir kârdır. Böyle firmalar dışarıdan güçlü görünse de içeride ciddi risk taşır.

DEVLETLERDE ZENGİNLİK İLLÜZYONU

Nasıl oluşur?

  • Aşırı borçlanmayla finanse edilen büyük altyapı projeleri

  • Yapay şekilde düşük faizle genişleyen ekonomi

  • Kısa vadeli döviz girişleriyle büyüyen cari açık

Gerçek: Ekonominin temelleri zayıftır ama halk kendini refah içinde hisseder. Bu, genellikle krizle sonuçlanır (örneğin 2001 Türkiye krizi, 2008 ABD mortgage krizi).

Makroekonomik düzeyde, bazı devletler büyük projeler yaparak vatandaşlarına “refah” algısı yaratır. Ancak bu projelerin finansmanı borçla sağlanıyorsa ve üretim-tasarruf dengesi bozulmuşsa, bu durum sadece geçici bir illüzyondur. Ekonomik kriz kaçınılmaz hale gelir.

Zenginlik İllüzyonunun Nedenleri

  • Tüketim kültürü ve reklamlar

  • Sosyal medya ve gösteriş toplumu

  • Finansal okuryazarlık eksikliği

  • Yatırım yerine tüketimin teşvik edilmesi

  • Kısa vadeli politikalar

ZENGİNLİK İLLÜZYONUNUN SONUÇLARI VE ZARARLARI

  • Gerçek olmayan refah, tasarrufları azaltır.

  • Aşırı borçlanma ekonomiyi kırılgan hale getirir.

  • Kriz anlarında bu illüzyon bir anda dağılır.

  • Sosyal huzursuzluk ve gelir adaletsizliği artar.

GÖSTERİŞ DEĞİL GERÇEK ZENGİNLİK

Gerçek zenginlik; üretim, tasarruf ve sürdürülebilir gelir artışıyla mümkündür. Tüketim ve borçla sürdürülen bir yaşam tarzı, sadece zenginlik illüzyonu yaratır. Bu yanılsamadan kurtulmak için finansal bilinçlenme ve sadeleşme şarttır. Zenginlik illüzyonu, finansal gerçeklerden kopmuş bir algı oyunudur. Ekonomide sürdürülebilir refah; gerçek gelir artışı, üretim gücü ve tasarruf ile olur, borç ve gösterişle değil.

Erol TAŞDELEN-Ekonomist

Okumaya devam et

Erol Taşdelen

Pasif Gelir Nedir, Nasıl Yaratılır, Faydası Nedir?

Yayınlanma:

|

Geleneksel gelir modeli olan “aktif gelir”, çalıştığınız süre boyunca elde ettiğiniz kazancı ifade eder. Ancak modern finansal özgürlük arayışında en çok öne çıkan kavramlardan biri “pasif gelir”dir. Zaman karşılığı çalışmadan da gelir elde etmeyi mümkün kılan bu model, bireylere ekonomik güvenlik, esneklik ve uzun vadede bağımsızlık sağlar. Peki pasif gelir nedir, nasıl oluşturulur ve faydaları nelerdir?

Pasif Gelir Nedir?

Pasif gelir, bir kişinin aktif olarak çalışmadan, daha önce yaptığı yatırımlar, varlıklar ya da sistemler aracılığıyla düzenli olarak kazanç elde etmesidir. Bu gelir türü, genellikle ilk aşamada zaman, sermaye ya da bilgi yatırımı gerektirir; ancak bir kez kurulduğunda sistem kendini tekrar eder ve az çaba ile gelir üretmeye devam eder.

Pasif Gelir Nasıl Yaratılır?

Pasif gelir yaratmanın çeşitli yolları vardır. İşte en yaygın ve sürdürülebilir yöntemler:

1. Gayrimenkul Yatırımları

  • Kira geliri elde etmek pasif gelirin en klasik yollarındandır.

  • Konut, dükkan ya da arsa yatırımları düzenli nakit akışı sağlayabilir.

2. Finansal Yatırımlar

  • Temettü Hisseleri: Halka açık şirketlerin düzenli olarak dağıttığı kâr payları.

  • Tahviller ve Fonlar: Düşük riskli ama sabit getirili finansal araçlar.

  • Mevduat Faizi: Özellikle yüksek faiz dönemlerinde cazip hale gelir.

3. Dijital İçerik ve Telif Hakları

  • YouTube videoları, e-kitaplar, online eğitimler, bir kez üretildikten sonra sürekli kazanç sağlayabilir.

  • Fotoğraf veya müzik lisansları üzerinden gelir elde edilebilir.

4. Blog / Web Sitesi Gelirleri

  • Reklam gelirleri (Google AdSense vb.)

  • Affiliate (satış ortaklığı) ile komisyon geliri

5. Franchise ve Otomatik İş Modelleri

  • İyi yapılandırılmış bir franchise veya dijital ürün satışı, işin başında olmadan da kazanç sağlayabilir.

6. Kripto ve Web3 Gelirleri (Riskli olabilir)

  • Staking, yield farming, NFT telif gelirleri gibi modern yöntemler de pasif gelir alanına girmektedir.

Pasif Gelirin Faydaları

1. Zaman Özgürlüğü

Aktif çalışma zorunluluğu ortadan kalktıkça zamanınızı sevdiklerinize, seyahate veya başka projelere ayırabilirsiniz.

2. Finansal Güvenlik

Tek bir gelir kaynağına bağlı kalmadan riskleri dağıtmış olursunuz. Ekonomik kriz, işten çıkarılma gibi durumlarda destek sağlar.

3. Erken Emeklilik İmkanı

Düzenli ve güçlü bir pasif gelir akışı, geleneksel emeklilik yaşını beklemeden çalışmayı bırakmanızı mümkün kılar.

4. Yatırım Kapasitesini Artırma

Pasif gelir, birikimlerinizi artırarak yeni yatırımlar yapmanızı kolaylaştırır. Böylece gelir-üretim döngüsü büyür.

5. Psikolojik Rahatlık

Sürekli çalışmak zorunda olmadan gelir elde etmek, bireyin zihinsel sağlığını ve yaşam kalitesini olumlu etkiler.

Finansal Özgürlük İçin Pasif Gelir Şart

Günümüz ekonomik koşullarında sadece aktif gelire güvenmek, uzun vadede sürdürülebilir değildir. Pasif gelir, finansal istikrarı güçlendirmenin ve geleceğe güvenle bakmanın temel yollarından biridir. Elbette hiçbir sistem tamamen zahmetsiz değildir; ancak doğru strateji, sabır ve disiplinle oluşturulmuş bir pasif gelir modeli, hayatınız boyunca size çalışır.

Okumaya devam et

BANKA HABERLERİ

Emekli Bankacı Ne Yapar? Sandığınızdan Çok Daha Fazlası…

Yayınlanma:

|

Bankacılığı bırakan ya da bankadan emekli olan eski bankacılar, sahip oldukları bilgi, deneyim ve geniş iş ağı sayesinde farklı sektörlerde birçok alanda faaliyet gösterebilmektedir. Aşağıda bankayı bırakan ya da emekli olan bankacıların en çok yöneldiği işler başlıklar hâlinde sıraladık:

1. Finansal Danışmanlık ve Eğitim

  • Bireysel ve kurumsal danışmanlık: KOBİ’lere finans yönetimi, nakit akışı, kredi yönetimi gibi konularda danışmanlık verirler.

  • Eğitmenlik ve seminerler: Bankacılık tecrübelerini aktararak üniversitelerde ders verir veya özel eğitim kurumlarında eğitmenlik yaparlar.

2. Kendi İşini Kurma (Girişimcilik)

  • Finans ve sigorta acenteliği: Emeklilik, hayat sigortası, BES danışmanlığı gibi alanlarda sigorta acentesi açarlar.

  • Danışmanlık ofisi / mali müşavirlik işbirliği: Mevzuata hâkim kişiler muhasebe firmalarıyla ortak projeler yürütür.

  • Kafe, butik, e-ticaret gibi daha sosyal veya ilgi alanlarına dayalı girişimlerde bulunurlar.

3. Gayrimenkul Sektörü

  • Emlak danışmanı / yatırım uzmanı: Özellikle ticari gayrimenkulde banka kredisiyle alım-satım yapanlara danışmanlık verirler.

  • Gayrimenkul değerleme uzmanlığı: SPK lisansı alarak profesyonel değerleme işleri yaparlar.

4. Fintek / Dijital Finans Sektörü

  • Start-up danışmanlığı: Fintek girişimlerine tecrübe aktarımı sağlarlar.

  • Proje yönetimi, uyum (compliance) gibi alanlarda görev alırlar.

5. Kurumsal Şirketlerde Üst Düzey Yöneticilik

  • Finans veya risk yönetimi birimlerinde CFO, CRO veya danışman rollerinde çalışırlar.

  • Holdingler, leasing, faktoring, sigorta şirketleri gibi finansal yapıların yönetim kadrolarında görev alabilirler.

6. Aracı Kurumlar ve Portföy Yönetim Şirketleri

  • Yatırım danışmanlığı: Bireysel yatırımcılara portföy planlama ve piyasa analizi yaparlar.

  • Menkul kıymetler alım-satımı ve fon danışmanlığı alanında çalışırlar.

7. Denetim ve Uyum (Compliance)

  • Bağımsız denetim firmaları, özellikle bankacılık kökenli deneyimli kişileri iç kontrol, denetim ve risk yönetimi pozisyonlarında değerlendirir.

  • MASAK, BDDK, SPK gibi düzenleyici kurumlara danışmanlık hizmeti verirler.

8. Yazarlık, Köşe Yazarlığı, YouTube / Sosyal Medya

  • Tecrübelerini aktararak finansal okuryazarlık alanında içerik üretirler.

  • LinkedIn, YouTube, blog sayfaları gibi mecralarda ekonomi yorumculuğu yaparlar.

 9. Siyasi / Sivil Toplum Görevleri

  • Yerel yönetimlerde veya sivil toplum kuruluşlarında görev alabilirler.

  • Bazıları siyasi danışmanlık, yerel meclis üyeliği gibi pozisyonlara da yönelir.

Örnekler:

Eski Pozisyonu Yeni Yöneldiği İş
Şube Müdürü Kredi danışmanlığı / Eğitimci
Portföy Yöneticisi Gayrimenkul danışmanı / Bireysel emeklilik uzmanı
Teftiş Kurulu Üyesi İç denetim danışmanı / Risk yönetimi uzmanı
Krediler Müdürü KOBİ danışmanlığı / Müşavirlik işbirliği

Bankacı Emekliliğinin Avantajları

  • Tecrübe: Finansal piyasalar, mevzuat, kredi analizi gibi konularda yıllara dayalı deneyim.

  • İletişim Ağı: Kurumsal ve bireysel müşteri çevresi sayesinde kolay iş bağlantısı kurma avantajı.

  • Analitik Düşünme Yetisi: Riskleri değerlendirme ve çözüm geliştirme becerisi.

Yeni Nesil Bankacı Emeklileri Ne Yapıyor?

Günümüzde birçok eski bankacı YouTube kanalı açarak finansal okuryazarlık içerikleri üretiyor, sosyal medya üzerinden bireysel danışmanlık hizmeti veriyor. Bazıları ekonomi yazarına dönüşürken, bazıları da yerel siyasete veya sivil toplum kuruluşlarına yöneliyor.

Bankacılık kariyerini sonlandıranlar için hayat yeni başlıyor. Geniş bir bilgi birikimine sahip bu profesyoneller, ikinci kariyerlerinde sadece gelir üretmekle kalmıyor, aynı zamanda topluma fayda sağlayacak hizmetler de sunuyorlar. Özellikle girişimcilik ve danışmanlık alanında öne çıkan bu dönüşüm, bankacıların emeklilik sonrası üretken kalabileceğinin güçlü bir kanıtı.

Okumaya devam et

FARK YARATANLAR

FARK YARATANLAR

KATEGORİ

ALTIN – DÖVİZ

Altın Fiyatları

BORSA

KRIPTO PARA PİYASASI

TANITIM

FACEBOOK

Popüler

www bankavitrini com © "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan, BANKA VİTRİNİ'nde yer alan yazar ve çevirmenlerine ait herhangi bir yazı, çeviri, makale ve haber izin alınmadan basılı olarak ya da internet ortamında kullanılamaz, çoğaltılamaz, yayınlanamaz. İzinsiz kullananlar hakkında hukuki yollara başvurulacaktır. "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan tüm özgün yazıların içeriğinden yazarları sorumludur. www.bankavitrini.com'da yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti, aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler, mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Yer alan yazılarda herhangi bir yatırım aracı; Hisse Senedi, kripto para biriminin veya dijital varlığın alım veya satımını önermiyor. Bu nedenle sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi, beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Lütfen transferlerinizin ve işlemlerinizin kendi sorumluluğunuzda olduğunu ve uğrayabileceğiniz herhangi bir kaybın sizin sorumluluğunuzda olduğunu unutmayın. © www.bankavitrini.com Copyright © 2020 -UŞAK- Tüm hakları saklıdır. Özgün haber ve makaleler 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu korumasındadır.