Connect with us

GÜNCEL

Kahramanmaraşlı iş insanları ‘kredi ve çeklerin ödenmesi çok zor’

Kahramanmaraş’ta sanayiciler deprem teşviklerinin adaletli bir şekilde ilçe bazlı ve mevcut yatırımları kapsayacak şekilde düzenlenmesini istiyor. “Yarını bekleyecek gücümüz ve zamanımız kalmadı” diyen sanayici 40 yıllık kazanımların bir anda kaybedilebileceğine dikkat çekiyor. 11 ilin toplamı aylık ortalama 30 milyar TL çek öderken; bölgede 575 milyar TL Banka kredisi var

Yayınlanma:

|

Kahramanmaraş’ta art arda meydana gelen ve 11 ili etkileyen depremlerin ardından 40 gün geride kaldı. Hatay’ın ardından en fazla yıkımın gerçekleştiği Kahramanmaraş, üretim tesisleri tarafında ise en fazla hasarı alan bölge olarak öne çıktı. Yoğun göç veren şehrin 750 bin kişilik nüfusu 40 günde 100 binin altına düştü, göçenlerin başında nitelikli çalışanlar yer aldı. Deprem öncesi 30 milyar dolarlık ticaret hacmine sahip şehrin ekonomisine yönelik elle tutulur herhangi bir çalışma yapılmadığını savunan bölge iş insanları, “adalet” çağrısı yaptı.

Devleti her zamankinden daha çok yanlarında görmek istediklerini dile getiren iş insanları, doğru adaletli ve zamanında teşvik ve destek istediklerini belirterek, “Yarını bekleyecek zamanımız, gücümüz yok. Sanayiciye, esnafa destek verilmezse Maraş 30-40 yılda elde ettiği kazanımları kaybedecek” uyarısında bulundu.

ŞEHRİN YARISI GÖÇTÜ

İstanbul Tekstil ve Hammaddeleri İhracatçıları Birliğinin (İTHİB) Kahramanmaraş’ta düzenlediği toplantıda deprem sonrası bölge sanayisinde yaşanan son durum ele alındı. Kahramanmaraş Ticaret ve Sanayi Odası (KTSO) ve Kahramanmaraş Ticaret Borsası yönetiminin yanı sıra tekstilden metal mutfak gereçlerine, kuyumculuktan perakendeye birçok sektör temsilcisinin katıldığı toplantıda sorunlar ve beklentiler dile getirildi.

Toplantıda konuşan KTSO Meclis Başkanı Hanefi Öksüz, deprem sonrası sanayi tesislerinin büyük zarar gördüğünü, bölge nüfusunun yarıya yakınının da göçtüğünü söyledi. Kenti terk etmeyi düşünmediklerini vurgulayan Öksüz, şöyle konuştu: “Yalnız sanayicinin altından kalkamayacağı çok büyük bir yük var. Devletimizin büyük desteğine ihtiyaç var. Açıklanan teşvikler ile ilgili bir yanlış var. Afet bölgesi ilan edilen 11 il depremden aynı oranda etkilenmedi. Ancak destek ve teşvikler 11 ili kapsayacak şekilde açıklanıyor. Bu çok yanlış. Çünkü depremden hiç etkilenmeyen yerler var. Mesela Gaziantep’in sadece iki ilçesi etkilendi. Bütün tesisler ertesi sabah çalışmaya devam etti. Adana’da da 8-10 bina yıkıldı. Maraş’taki yıkım onunla kalsaydı biz kendi iş makinelerimiz ile o binaları temizlerdik. Ama bu şehirde 10 bin bina yıkıldı. Hiçbir kurumu suçlamıyorum, çünkü felaketin boyutu çok büyük. Ben bu şehirde 10 bin kişi çalıştırıyorum. Deprem günü 10 kişi yoktu etrafımızda. Herkes kendi derdine düşmüştü. Maraş önemli bir vilayet ve bir an evvel toparlamamız lazım. Bundan sonra da Maraş’ın desteğe ihtiyacı var, bir an önce normale dönmek istiyoruz.”

“BURADA ADALET İSTİYORUZ”

Kahramanmaraş’ın rekabet gücünün deprem ile kırıldığını vurgulayan Öksüz, bu noktada enerji desteğinin önemine dikkat çekerek, “Diyoruz ki destekler felaketi uğramış yerlere, firmalara verilsin. 12-13 ile genelleme yaparsak hem devlete çıkacak fatura büyüyecek hem de haksızlıklar olacak; Kahramanmaraş rekabet gücünü kaybedecek. Çünkü depremden hiç zarar görmemiş rakip firmalar bu avantajı elde edince rekabet de edemeyeceğiz. Biz burada adalet istiyoruz. Hak hukuk neyse o olsun. İlçe bazlı ama ciddi destekler verilsin. Sanayicinin kendi imkanları ile altından kalkacağı bir felaket değil bu. Fabrikaların tekrar üretime geçmesi uzun zaman istiyor” diye konuştu.

TESİSLERİN YÜZDE 95’İ AĞIR HASARLI

KTSO Başkanı Mustafa Buluntu da Kahramanmaraş’ın tekstil üretiminden aldığı yüzde 55 payın yanı sıra çelik mutfak eşyalarında yüzde 70’lik paya sahip olduğunu söyledi. 30 milyar dolarlık ticaret hacmi bulunan şehrin kuyumculukta da Türkiye ikincisi konumunda bulunduğunu dile getiren Buluntu, şöyle devam etti: “Bu sanayi tesislerinin yüzde 95’i çok ağır hasar aldı. Makine hasarlarımız çok fazla ve aynı zamanda bina hasarlarımız var. Bu tesislerin ayağa kalkması çok uzun zaman alacak. Maraş’ta aktif 5 OSB’den 4’ü çok ciddi hasar aldı. Ciddi destekler bekliyoruz her sektör için. Bu depremden etkilenen 29 bin esnafımız var.”

OSB’lerin yanı sıra bir de küçük sanayi sitesinde 2 bin 500 işyerinin bin 500’ünün hasarlı ve yıkılmış olduğu bilgisini veren Buluntu: “Bunun içinde bakırcılar, alüminyumcular, çelikçiler ve zanaatkarların bulunduğu bölüm çok ciddi hasar aldı. İnsanlar kurtarabildikleri altınları makineleri çıkartıp başka şehirlere yerleşmeye başladı. Küçük sanayi sitesinin bir an önce ayağa kaldırılması lazım” dedi.

“30-40 YILLIK KAZANIMLARI KAYBEDEBİLİRİZ”

Bu sanayi tesislerinin 2004’teki 5084 sayılı teşvik yasası ile çok büyüdüğünü ve şehirde bine yakın sanayi tesisinin bulunduğu bilgisini veren Buluntu, Türkiye’nin en büyük bin sanayi kuruluşu içinde de 40’a yakın Maraş merkezli şirketin yer aldığını hatırlattı. Buluntu: “Maraş sanayide çok büyük bir şehir. Hatay’da yük çok ağır, doğrudur. Hatay tarih ve kültür kenti. Bina olarak yıkımı bizden çok daha fazla. Orayı bir şekilde ayağa kaldırabiliriz ama biz buradaki üretim üslerini ayağa kaldıramazsak 30 yıllık kazanımları kaybedebiliriz. 50 bini tekstil olmak üzere 200 bine yakın istihdamın büyük bölümü nitelikli işgücü. Şu an biz üretim gücümüzü kaybediyoruz. Sanayici ne yapacak? Tesisleri yıkılmış, bir taraftan makine hasarları ile, bir taraftan işçilerini toplamak ile uğraşıyor. İş dünyası kendi özel çabaları ile barınma ile alakalı problemi çözmeye çalışıyor. Biz bir an önce barınma problemini çözüp bu sanayi tesislerini ayağa kaldırmak zorundayız” şeklinde konuştu.

Gelişmelerin global krize yol açabileceği uyarısında bulunan Mustafa Buluntu, “Bursa, Adana, Denizli mesela ekonomik olarak çok zora girebilir. Biz bu süreci çok uzatırsak ciddi ağır hasarlara sebebiyet verebiliriz. Buradaki sanayici işini bırakıp gidebilir, başka şehirlerde yaşayabilir” dedi. Sanayici derdinin para olmadığını vurgulayan Buluntu, “Bizim odamıza bağlı 12 bin şirket var. Seslerini duyurmaya çalışıyoruz. Eğer biz dik durmazsak bu tesisleri ayağa kaldıramazsak, şehri 30-40 yıl öncesine geri döndürmüş oluruz ve ayağa kalkamayız. Buradaki insanların tek derdi bu” ifadelerini kullandı.

ÇALIŞAN ÜCRETİ 1,5 KAT ARTMALI

Maraş’ın ara malı üretimindeki önemine dikkat çeken İTHİB Başkanı Ahmet Öksüz de 30 milyar dolarlık tekstil ve giyim ihracatının hammaddesini Kahramanmaraş’ın ürettiğini söyledi. Şehirdeki tekstil üretiminin 10 milyar doların üzerinde olduğunu anlatan Öksüz, “Biz teşviklerin ilçe bazlı olmasını önemsiyoruz. Zira kaynaklar sonsuz değil. Doğru ilçe ve tesislere yönlendirilmeli. Depremde etkilenen sanayi tesislerinin yüzde 90’ı Kahramanmaraş’ta. Onun için buraya özel önemli kararların alınması gerekiyor ki insanları buraya çekelim. Çalışanlara da işverene yük olmayacak şekilde en az asgari ücretin bir buçuk katı ücret vermemiz gerekiyor. Çalışanı da teşvik etmek gerekiyor. Krediler ile ilgili sıkıntılar var. Merkez Bankası kaynakları reeskont kredilerinde faizsiz öteleme yapıldı ama ticari bankalarda faizsiz olmasını istiyoruz; en azından politika faizi ile bir uzatma olabilir” dedi. Bu işin seçimle ilgisi olmaması gerektiğini de vurgulayan Öksüz, her şeyin çok acil olduğunu vurguladı.

“Otobüslerle gelip kalifiye elemanları aldılar”

KTSO Meclis Üyesi Hikmet Gümüşer şehirde sadece maddi değil aynı zamanda sosyal bir kriz yaşandığına belirterek şu görüşleri paylaştı: “Şehir merkezinde 750 bine yakın nüfus vardı, 100 bin insan kaldı. En önemli kayıp nitelikli işgücünde. Kahramanmaraş’ın önemli sektörlerde rakibi olan Denizli, Bursa, Kayseri ve İstanbul’dan otobüslerle gelip kalifi ye elemanlarımızı kendi şehirlerinde istihdam ettiler. Biz onları geri getirmek için yüksek maaş mı verelim, konaklama mı yaratalım. Bu insanların geri dönmeleri için teşvik programı lazım. Biz bunları kendi kesemiz için istemiyoruz. Bunlar olmazsa Kahramanmaraş diye bir şehir kalmaz. Maraş’ta ufak tefek çalışan fabrikaları görünce kent ayağa kalktı zannediliyor ama ölü bir şehir Maraş. Bizim deprem yaşamayan şehirlere göre farkımızın olması lazım. Buraya biraz da şefk at nazarında bakmak gerekiyor.”

“Alıcılar rakip ülkede tedarikçi aramaya başladı”

Maraş’ın tekstildeki gücüne dikkat çeken KTSO Meclis Üyesi Mahmut Arıkan, kentin sadece iplik, dokuma, örme, ham kumaş üreticisi olarak görülmemesi gerektiğini belirtti. Entegre birçok tesise sahip olduklarını dile getiren Arıkan, “Maraş’ın Türkiye’deki payı örme kumaşta yüzde 40-45, dokuma kumaşta yüzde 40. Zara, H&M, Nike, Lacoste, Decahtlon ve Armani gibi dünyanın birçok sayılı markasına üretim yapıyoruz. Tedarikçilerimiz ‘Ne zaman normalleşeceksiniz, ne zaman sağlıklı bir şekilde depremden önceki üretime döneceksiniz’ diye soruyor. Hazır giyim siparişlerinde azalma var çünkü Maraş bölgedeki en büyük tedarikçi. Bizim net bir tablo ortaya koyarak ‘şu kadar ay sonra eski halimize döneceğiz’ dememiz lazım. Bunu söyleyebilirsek bu depremi fırsata çevirebiliriz. Devlet destekleri olmazsa bu tesisler birer makine yığını haline gelir, eritmeye gider. Tüm markalar tedarikçi arayışında. Rakip ülkeler ile görüşme yapıyorlar. Buralara kolay gelmedik, bu müşterileri kolay elde etmedik. Eğer bunları kaybedersek bu tesisleri ayağa kaldırsak bile mal satacağımız müşteri kalmayacak” diye konuştu.

Bizim artık dinleyecek zamanımız kalmadı

Kahramanmaraş Ticaret Borsası Başkanı Mustafa Narlı, aradan geçen 40 günde çok şeyin konuşulduğunu ve çok fazla dinlediklerini söyledi. “Bizim artık dinleyecek zamanımız kalmadı” diyen Narlı, şöyle konuştu: “Biz her gün 5-10 heyet ile bir araya geldik. Bizim tahammülümüz, bekleyecek zamanımız kalmadı. Hep diyoruz ki acaba yarın mı? Ne yarın bitti ne öbür gün. Kalmadı tükendi. Hep acaba ile hangi günü bekleyeceğiz. Biz acil hızlı Maraş’a ne yapılacaksa bir an önce yapılsın. Biz yoksa bu sanayiyi ayağa kaldıramayız. Benim 100 milyon dolara mal ettiğim tesisime daha elimi vuramadım. Adam bulamıyorum. Ama devletim benim önümü açsa bana bir şey verse en azından daha farklı çalışırım. Teşvik yasasının bir an önce uygulanması, çek takasının bir an önce ertelenmesi lazım. İki hafta sonra takaslar açılıyor. Ne yapacak bu kadar insan. Geçen hafta ödeme topladık. 6 bin Maraş çeki var almayayım mı? Maraşlıyım, Maraşlı arkadaşımın çekini almayayım mı? Bu benim için simsiyah leke olurdu, mecburen aldım. Bu çekler Maraş’ta değil sadece Türkiye’nin tamamında. Bunlar patlayacak ülkenin genelinde. Biz bu şehri el birliği ile ayağa kaldıracağız. Ama bizim de beklentimiz var haklı olarak. Çarşaf çarşaf kararnameler çıktı. Hiçbir şey yok. Yeni yatırıma teşvik var. Ben kendi tesisimi ayağa kaldıramadım ki nasıl yatırım yapayım. Biz bekliyoruz ama her geçen gün de ümidimiz tükeniyor. Empati yapın. Biz dilenmiyoruz. Hiç kimse yanlış anlamasın biz kalkarız Allah’ın izniyle ama bizim devletimize ihtiyacımız var. Onlar da bizim yanımızda olsun”

Çek takas işlemi acilen uzatılmalı

Sanayicilerin ciddi kredi borcu ve çekleri bulunduğunu hatırlatan KTSO Başkanı Mustafa Buluntu, kredi borçlarında 6 ay ötelemenin çözüm olmadığını savundu. Sanayicinin önüne bakması gerektiğini belirten Buluntu, “Şimdi 6 Nisan’da çek takas sistemi yürürlüğe girecek. Buradaki insanlar bırakın çalışmayı daha enkazını kaldıramadı. Bu çekleri birçoğunun ödeme şansı yok. Biz bu insanları çok zor durumda bırakacağız. 6 Nisan’daki çek takas işleminin acil durdurulması lazım. Birçok sanayici bunu bekliyor. Düzenleme yapılmazsa ödeme kredisi çıkarılması lazım. Bizimle beraber birçok insanın batmasına neden olacağız” yorumunu yaptı.

6. Bölge teşviki mevcut tesisleri de kapsamalı

Mustafa Buluntu, sözlerini şöyle sürdürdü: “Geçen hafta Sanayi Bakanımız buradaydı. Tesisleri, yıkımın boyutunu ve hasarları gördü. Onun üzerine birtakım Cumhurbaşkanlığı kararnameleri yayınlandı. Bölge cazibe merkezi kapsamında alındı ancak mevcut yatırımları kapsamıyor bu. Biz diyoruz ki biz önce mevcut tesislerdeki enkazı kaldıralım. 2004’te yayınlanan 5084 sayılı teşvik yasasının ağır hasar almış ilçelerde güncellenerek uygulanmasını istiyoruz. Gerçekten o yıkımı yaşayan ilçelerimizin bu teşviklerden faydalanmasını çok önemsiyoruz. Çünkü ülkenin de devletin de bütçeleri o kadar geniş değil. 6. Bölge teşvikleri mevcut hali ile mevcut tesisleri de kapsayacak şekilde olmalı. Doğrusu bu. Yeni yatırım zaten uzun yıllar alacak.”

ekonomim

Okumaya devam et

GÜNCEL

DOĞALGAZA ZAM GELDİ

Yayınlanma:

|

Yazan:

Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK), doğalgaz fiyatlarına zam yapıldığını duyurdu. Konutlarda yüzde 24,6, sanayi tüketicilerinde ise yüzde 7,86’lık artış yarından itibaren geçerli olacak.

Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK), doğalgaz tarifelerinde yeni bir fiyat güncellemesine gitti. Yapılan açıklamaya göre, konut ve sanayi abonelerini kapsayan zamlı tarife belli oldu.

Konutlarda kullanılan doğalgaz yüzde 24,6 oranında zamlandı. Sanayide kullanılan doğalgaz ise yüzde 7,86 oranında zamlandı. Zamlı tarife yarından itibaren geçerli olacak.

Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’nun (EPDK) açıklaması şöyle:

“Doğal gaz toptan satış fiyatlarında bütçe hedefleri doğrultusunda değişikliğe gidilmiştir.

BOTAŞ’ın internet sitesinde ilan ettiği BOTAŞ doğal gaz toptan satış fiyatları ışığında, nihai doğal gaz satış fiyatlarında sanayi tüketicileri için ortalama yüzde 7,86 konut tüketicileri için ise ortalama yüzde 24,6 oranında artış söz konusudur.”

Okumaya devam et

ALTIN - DÖVİZ - KRIPTO PARA

Borsa İstanbul: Ankara’dan abim gelmiş evde bir ‘bayram’ havası…

Yayınlanma:

|

Yazan:

Gündemin bir süredir en çok konuşulan başlığı olan CHP Kurultayı’nın iptali davası, merakla beklenirken 8 Eylül tarihine ertelendi. Masadaki riskler tüm netliğiyle yerini korusa da, kısa vadeli siyasi tansiyonun düşmesi ve müzakere için zaman kazanılması piyasalarda iyimserlik yarattı. Öte yandan, uzun süredir beklenen 19 Temmuz TCMB toplantısında faiz indirimi artık neredeyse kesinleşmiş görünüyor. Ancak akıllardaki asıl soru giderek daha yüksek sesle soruluyor: Merkez Bankası 18 gün daha beklemeden, olağanüstü bir toplantı yaparak sürpriz bir adım atar mı?

Hatırlanacağı üzere, 19 Mart sonrasında değişen siyasi atmosferin Türk Lirası ve TL cinsi varlıklar üzerinde yarattığı tahribatı sınırlamak amacıyla TCMB politika faizini %42,50’den %46,00 seviyesine yükseltmiş, ardından bir süre piyasayı %49,00 seviyesindeki gecelik borç verme faizi ile fonlayarak makro ihtiyati sıkılaştırma adımlarını devreye almıştı. Ancak azalan jeopolitik riskler ve iç siyasi tansiyondaki yumuşamayla birlikte, otoritenin hem miktarsal hem de oransal sıkılaştırma sürecini hızla normalleşmeye bırakmasını bekliyoruz. Bu doğrultuda, Haziran toplantısında faizi sabit tutan TCMB’nin Temmuz ayında 350 baz puanlık bir indirimle politika faizini yeniden %42,50 seviyesine çekmesini ve faiz koridorunu daha simetrik bir yapıya kavuşturmasını öngörüyoruz.

Dün bu beklentiyi fiyatlayan iki yıl vadeli gösterge tahvilin bileşik faizi, yaklaşık iki puan düşüşle %40,1 seviyesine geriledi. Faiz ile ters korelasyona sahip hisse senetleri dünkü gelişmeleri büyük bir coşku ile karşıladı. Özellikle, faiz indirimlerinin yarayacağı lokomotif endeks bankacılık hisseleri alımların eşliğinde göz kamaştırıcı bir şekilde günü neredeyse %10 artışla tamamladı! Bültenlerimizde uzun bir süredir harketin bankacılık hisseleri ile başlayacağına yer vermiştik. Ana endeksin de dün günü %5’in üzerinde artışla tamamladığını ve teknik mânâda önemli bir direnç olan 9,750 seviyesinin üzerine yükseldiğini not edelim. Hatırlanacağı üzere, TÜİK tarafından açıklanan 2024 yılı finansal araçların ‘reel’ getiri oranlarına bakarsak, Borsa İstanbul 100 endeksinin %16,71 götürü sağladığını not edelim. Küresel borsa endeksleri arasında Borsa İstanbul’un negatif getiri sunan ender endeksler arasında yer alması, yukarı yönlü potansiyel açısından önemi bir bilgi verdiğini düşünüyoruz! Yabancı indinde beş yıl vadede Türkiye risk primi (CDS) risk primi 292 baz puan seviyesine kadar gerilerken, USDTRY kuru ise karar öncesi 39,91 seviyesine kadar yükselmesi ardından 39,75’e kadar gevşeyip günü 39,80 seviyelerinde tamamladı.

Dün her ne kadar gözler CHP kararında olsa da, makro cephede Mayıs ayı dış ticaret verileri ve istihdam raporu takip edildi. TÜİK verilerine göre, ihracat %2,6 artışla 24,8 milyar dolar, ithalat ise %2,7 artışla 31,5 milyar dolar oldu. Bu sonuçla dış ticaret açığı %2,7 artışla 6,6 milyar dolar oldu. Bir önceki ay gerçekleşen 12,1 milyar dolar açık ardından Mayıs rakamları bir nebze de olsun ılımlı bir tabloya işaret etti. Öte yandan, TÜİK Mayıs ayı istihdam raporunu da yayımladı. Buna göre, manşet işsizlik oranı 0,2 puan azalışla %8,4’e geriledi. Metodolojisi nedeniyle manşet işsizlik yerine bizler daha geniş tanımlı bir gösterge olan atıl işgücü oranını takip ediyoruz. Bu oran %31,0 ile geçen aya göre (%32,1) bir tık da olsun gerilemiş olsa da, tüm zamanların en yüksek düzeylerinde olduğunu not edelim. Daha basit bir anlatımla, zamana bağlı eksik istihdam, iş bulma umudunu kaybetmiş olanlar, çeşitli nedenlerle iş aramayanlar gibi TÜİK’e göre işsiz sayılmayan ama işgücünde de olmayan nüfusun üçte biri gibi devasa bir kitlenin olduğunu görüyoruz!

Öte yandan, dün Türk-İş’in Haziran ayı Açlık ve Yoksulluk Sınırı raporunu yayımlandı. Buna göre, dört kişilik bir aile için açlık sınırı 26,115 TL oldu. Türkiye’de asgari ücretin 22,105 TL olduğunu not edelim. Ankara’da mutfak enflasyonu (gıda fiyatları) bir önceki aya göre %4,1 artış kaydetti. Yıllık gıda enflasyonunu %37,6 oldu. Yoksulluk sınırı ise 85,066 TL oldu. Türk-İş verilerinin işaret ettiği gıda fiyatlarına önemli bir referans olarak kabul ederek eskiden enflasyon hakkında tahmin yürütmeye çalışırdık. Lâkin bu korelasyonun iyice azaldığının not edelim keza TÜİK geçen ay gıda enflasyonu eksi %0,7 olarak hesaplarken, Türk-İş’in bir ay önceki veri setinde gıda %4,4 artış kaydetmişti. Gözler bu noktadan sonra bugün İTO verileride, perşembe günü ise resmî TÜİK verilerinde olacaktır. Anketlere göre TÜFE’nin Haziran ayında aylık %1,6 artış kaydetmesi ve yıllık gerçekleşmenin de %35 seviyesinde kalması bekleniyor.

Yurt dışı cephede ise, 2025 yılının ilk yarısında doların son 50 yılı aşkın sürenin en sert düşüşünü yaşadığının altını çizmemiz gerekiyor. Ani politika değişiklikleri, merkez bankasının (FED) bağımsızlığını sorgulanması ve yavaşlayan ekonomik aktiviteye dair işaretler, rezerv para birimine olan güveni sarsmaya devam ederken, Dolar Endeksi (DXY) yılın ilk yarısında %10,8 gerileyerek başlıca gelişmiş ülke para birimleri karşısında belirgin şekilde değer kaybetti. Dolar, İsviçre frangı karşısında %14,4, Euro karşısında %13,8 ve İngiliz sterlini karşısında ise %9,7 değer yitirdi.

Trump faiz indirimi konusunda FED üzerindeki baskısını artırarak, Powell’a dünya genelindeki faiz oranlarını içeren el yazılı bir not gönderdiğini okuyoruz. Notta, ABD politika faizinin Japonya’nın %0,5’i ile Danimarka’nın %1,75’i arasında olması gerektiği belirtilirken, Trump sosyal medya üzerinden yaptığı açıklamada, “Faizi çok daha fazla düşürmelisiniz. Yüz milyarlarca dolar kaybediliyor” diyerek politika faizinin %1’e çekilmesi gerektiğini savundu. Trump’ın Powell üzerindeki baskısının arttığı bu dönemde, Hazine Bakanı Bessent, Powell’ın görev süresinin Mayıs 2026’da sona ereceğini hatırlatarak, yerine geçecek ismin belirlenmesi için hazırlıkların sürdüğünü açıkladı. Bu gelişmelerin doların elini daha da zayıflattığını not etmemiz gerekiyor. ABD ticaret savaşına soyunduğu bir zamanda, bacalar tütsün, çarklar dönsün, ABD vatandaşları daha çok iş bulsun diye uğraşırken, hâliyle her iş adamı gibi düşük faiz oranı talep ediyor. Lâkin, amiral geminin kaptanını ağır sözlerle eleştirmesi ve “yine çok geç kalacaksın” minvalinde açıklamalar ile işler kötüye giderse, hedef tahtasına Powell’ı yerleştirecek bir politika da benimsediğini görüyoruz.

ABD Başkanı Trump, 9 Temmuz’da sona erecek geçici gümrük tarifesi süresi yaklaşırken, Japonya ile yürütülen ticaret görüşmelerine yönelik memnuniyetsizliğini dile getirdi. Japonya’nın Amerikan pirinci ithalatına direnç göstermesini eleştiren Trump sonrası Beyaz Saray’dan yapılan açıklamada, iyi niyetle müzakere etmeyen ülkelere yönelik yeni tarife oranlarının belirleneceği ve Trump’ın bu konuda ekibiyle görüşeceği belirtildi. Hazine Bakanı Bessent ise, iyi niyetli görüşmeler yürüten ülkelere süre uzatımı düşünülse de bu kararın yalnızca Trump’a ait olduğunu vurguladı. Bessent, anlaşmalarda son günlere doğru yoğunluk yaşanmasını beklediklerini belirterek, ticaret ortakları üzerindeki baskının sürdürüleceğini söyledi.

ABD borsaları geceyi yükselişle tamamlaması ardından bu sabah vadeli işlemlerde hafif de olsa kırmızı rengin göze çarptığını görüyoruz. Öte yandan,  Trump’ın tarife artışı uyarısı ve Hazine Bakanı Bessent’in 9 Temmuz’a kadar ciddi artışların duyurulabileceğini söylemesi, yatırımcı güvenini zayıflatarak Pasifik’in diğer tarafına da olumsuz yansımış. Asya piyasalarının gösterge endeksi Japonya borsası Nikkei, son beş işlem gününde yaşanan güçlü yükselişin ardından bu sabah %1 geriledi. Haziran ayında Nikkei %6,6 yükselerek Şubat 2024’ten bu yana en iyi aylık performansını sergilemişti.

Ticaret görüşmelerine yönelik açıklamalar ardından altının ons fiyatı bu sabah yeniden 3,320 dolar seviyesine yükselirken, gümüş ise 36 dolar etrafında hareketini devam ettirdi. Bitcoin ise son bir haftadır 108bin dolar seviyesinin kıyısında bir sonraki hareketi için enerji biriktirmeye devam ettiğini görüyoruz. Yukarı yönlü harekete daha çok prim veriyoruz. İlk nazarda 108,500 akabinde ise 113bin dolar seviyesinin aşılması ile asıl beklediğimiz hareketin de başlayacağını düşünüyoruz.

Mali piyasaların gündeminde bugün FED Başkanı Powell’ın konuşması, ISM imalat verisi ve JOLTS açık iş sayısı takip edilecek. Yarın ADP özel sektör istihdam verisi, perşembe ise kritik haziran istihdam raporu takip edilecek. Cuma günü ABD piyasaları kapalı konumda olacak. Açıklanacak özellikle istihdama yönelik veriler, faiz indirimi beklentileri açısından yakından takip edilecektir. Bu haftanın Türkiye cephesinde ise en kritik makro verisi kuşkusuz perşembe günü açıklanacak Haziran ayı enflasyon rakamları olacağını bir kez daha hatırlatalım.

Borsa İstanbul

1751343743b3244c82deacc1f4cd92de60cce09ea6_1_1200.jpg
Emre Değirmencioğlu

Okumaya devam et

GÜNCEL

Maddi Duran Varlıkların Değerlemesi

Yayınlanma:

|

Yazan:

Maddi Duran Varlıkların Muhasebeleştirilmesinde Maliyet ve Yeniden Değerleme Modelleri

Maddi duran varlıklar, işletmelerin faaliyetlerini sürdürebilmesi için sahip oldukları fiziksel varlıklar arasında yer alır. Bu varlıkların finansal tablolara doğru şekilde yansıtılması, hem yatırımcıların hem de finansal analiz yapanların sağlıklı kararlar alabilmesi açısından büyük önem taşır. Uluslararası Muhasebe Standartları çerçevesinde, maddi duran varlıkların finansal tablolarda gösterimi için iki temel model mevcuttur: maliyet modeli ve yeniden değerleme modeli.

1. Maliyet Modeli

Maliyet modeli, bir varlığın ilk muhasebeleştirilmesinden sonra, finansal tablolarda maliyetinden birikmiş amortisman ve varsa değer düşüklüğü zararları düşülerek gösterilmesini esas alır. Bu yaklaşımda varlık, edinildiği tarihteki maliyet değerine sadık kalınarak bilançoda yer alır. Bu yöntem; basit, anlaşılır ve uygulaması görece kolaydır. Ancak ekonomik ortamda meydana gelen değişimlerin, özellikle enflasyonist etkilerin, varlığın gerçek değerini yansıtmasını engelleyebileceği göz önünde bulundurulmalıdır.

2. Yeniden Değerleme Modeli

Yeniden değerleme modeli ise, maddi duran varlıkların gerçeğe uygun değeri üzerinden muhasebeleştirilmesine olanak tanır. Bu modelde, varlıkların güncel piyasa değerleri düzenli olarak ölçülür ve finansal tablolarda bu güncel değerler üzerinden yer alır. Ancak bu yöntemin uygulanabilmesi için gerçeğe uygun değerin güvenilir bir biçimde ölçülebilir olması gerekir.

Yeniden değerleme sonucu oluşan tutar, yeniden değerleme tarihindeki gerçeğe uygun değerden, sonraki dönemlerdeki birikmiş amortisman ve değer düşüklüğü zararlarının çıkarılmasıyla belirlenir. Varlıkların değerleri önemli ölçüde değiştiğinde yeniden değerleme yılda bir kez yapılmalıdır. Eğer değer değişimi önemsiz düzeydeyse, bu işlem 3 ila 5 yılda bir gerçekleştirilebilir.

Bu yöntemle finansal tablolar daha gerçekçi bir varlık değerlemesi sunar; ancak değerleme işlemlerinin karmaşıklığı, maliyetleri ve değerleme sıklığının doğru belirlenmesi gibi uygulama zorlukları içerir.

3. Uygulamada Önemli Hususlar

  • Bir varlık sınıfındaki tüm kalemler eş zamanlı olarak yeniden değerlemeye tabi tutulmalıdır. Bu, aynı varlık grubunda farklı tarihlerde yapılan değerlemelerin finansal tabloları yanıltıcı olmasının önüne geçmek içindir.

  • Alternatif olarak, kısa sürede tamamlanacak ve güncelliğini koruyacak şekilde dönüşümlü yeniden değerleme de yapılabilir.

  • İlk kayıt ve ölçüm aşamasında tüm duran varlıklar maliyet bedeliyle kayda alınır. Ancak sonraki ölçümlerde işletme tercihini maliyet modeli veya yeniden değerleme modelinden yana kullanabilir.

4. Değer Düşüklüğü Testi

Maddi duran varlığın finansal tablolarda gösterilen defter değeri ile geri kazanılabilir tutarı karşılaştırılır. Geri kazanılabilir tutar, kullanım değeri ile net gerçeğe uygun değer kıyaslanarak büyük olanı esas alınır. Eğer defter değeri, geri kazanılabilir tutardan yüksekse, bu fark kadar değer düşüklüğü zararı kaydedilir.

Okumaya devam et

FARK YARATANLAR

FARK YARATANLAR

KATEGORİ

ALTIN – DÖVİZ

Altın Fiyatları

BORSA

KRIPTO PARA PİYASASI

TANITIM

FACEBOOK

Popüler

www bankavitrini com © "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan, BANKA VİTRİNİ'nde yer alan yazar ve çevirmenlerine ait herhangi bir yazı, çeviri, makale ve haber izin alınmadan basılı olarak ya da internet ortamında kullanılamaz, çoğaltılamaz, yayınlanamaz. İzinsiz kullananlar hakkında hukuki yollara başvurulacaktır. "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan tüm özgün yazıların içeriğinden yazarları sorumludur. www.bankavitrini.com'da yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti, aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler, mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Yer alan yazılarda herhangi bir yatırım aracı; Hisse Senedi, kripto para biriminin veya dijital varlığın alım veya satımını önermiyor. Bu nedenle sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi, beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Lütfen transferlerinizin ve işlemlerinizin kendi sorumluluğunuzda olduğunu ve uğrayabileceğiniz herhangi bir kaybın sizin sorumluluğunuzda olduğunu unutmayın. © www.bankavitrini.com Copyright © 2020 -UŞAK- Tüm hakları saklıdır. Özgün haber ve makaleler 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu korumasındadır.