Connect with us

EKONOMİ

Avrupa Gürcistan arasında Dünyanın En Uzun Enerji Kablosu döşeniyor?

Dünya bir enerji arzı kriziyle mücadele ederken, Gürcistan Doğu ve Batı’yı birbirine bağlayan önemli bir enerji merkezi olarak ortaya çıkıyor ve önemli hidroelektrik potansiyeline rağmen temiz enerji sunuyor

Yayınlanma:

|

Enerji uzmanları Nisan ayında Karadeniz kıyı kasabası Anaklia‘da Gürcü yetkililerle bir araya geldikler ve tarihi bir projenin rotasını haritalamaya başladılar: dünyanın en uzun denizaltı elektrik kablosu.

Anaklia’dan Romanya kıyılarına kadar 1.100 kilometre boyunca uzanan kablo, 1.000-1.500 MW kapasiteli Güney Kafkasya’nın elektrik şebekesini Avrupa’ya bağlayacak. Bu cesur girişim, Gürcistan’ı yenilenebilir enerjinin önemli bir ihracatçısı haline getirirken, Avrupa ile bağlarını güçlendirecek ve güvenilir bir transit ülke olarak itibarını güçlendirecektir.

Kablo planı, Gürcistan, Azerbaycan, Macaristan ve Romanya liderlerinin yeşil enerji iletimi konusunda stratejik bir ortaklık imzaladığı Aralık 2022’de Bükreş’te açıklandı. Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, “iddialı projeyi” ve Avrupa’nın enerji güvenliğini güçlendirme potansiyelini hemen müjdeledi.

“Karadeniz’in iki kıyısı hiç bu kadar yakın olmamıştı” diye tweetledi. “Karadeniz elektrik kablosu, fırsatlarla dolu yeni bir iletim yolu. Gürcistan’ı elektrik piyasamıza entegre edebilir ve Batı Balkanlar’daki komşularımıza, Moldova’ya ve tabii ki Ukrayna’ya elektrik getirebilir. Bunu gerçeğe dönüştürmek için birlikte çalışalım.”

 

Gürcü kökenli bir iletim şebekesi

Denizaltı kablosu Gürcü bir konsepttir. Projenin kilit yerlerini belirlemek için, İtalyan mühendislik şirketi CESI’den Gürcü yetkililer ve danışmanlar, kablonun Gürcistan’ın enerji sistemine bağlanacağı Jvari 500 kV elektrik santraline iç kısımlara gitti. “Transit istasyonlarının rotasını ve yerini zaten seçtik” diyor CESI Mühendislik Danışmanlığı Direktörü Stefano Malgarotti.

Avrupa ve Asya’nın kesiştiği noktada yer alan Gürcistan, petrol ve gaz için bir transit ülke olarak önemli bir rol oynamaktadır. Gürcistan Devlet Elektrosistemi’nin (GSE) yönetim kurulu üyesi Zviad Gachechiladze, ülkenin bol miktarda temiz enerji arzını ihraç etmek için büyük umutları olduğunu söylüyor.

Şubat ayında Enerji Haftası Karadeniz 2023’te “Sadece geçip gitmekle kalmayıp bizim olan bir şeye sahip olmak istedik” dedi. Planın yatırımcılar için cazip olduğundan emin. “Paydaşlar daha yüksek kapasite için bastırıyor ve AB’nin daha yeşil ve ucuz enerjiye ihtiyacı var” dedi.

“Projeyi finanse etmek isteyen bağışçılarımız var”

Gürcistan’ın temiz enerji hedefleri, geliştirilmekte olan 202 yenilenebilir projeden açıkça anlaşılmaktadır: 153 hidroelektrik santrali, 18 rüzgar enerjisi tesisi ve 31 güneş enerjisi santrali. Gürcistan, temiz enerji gelişiminin “aktif bir aşamasında” ve Ekonomi ve Sürdürülebilir Kalkınma Bakan Yardımcısı Romeo Mikautadze’ye göre, kullanılmayan “devasa” potansiyele sahip.

Ocak ayında Abu Dabi’deki Uluslararası Yenilenebilir Enerji Ajansı Meclisi’nde konuşan Mikautadze, Gürcistan’ın 10 yıllık enerji ağı geliştirme planında ve toptan satış pazarında rekabeti teşvik etme planlarında özetlendi. “Rekabetçi bir piyasa, komşularımızla sınır ötesi ticaret fırsatlarının verimli bir şekilde kullanılmasını ve sektörün yabancı katılımcılar ve yatırımcılar da dahil olmak üzere rekabetçi güçlere açılmasını kolaylaştıracaktır” dedi.

Denizaltı kablosu, Gürcistan’ın yeşil enerji arzının yanı sıra komşu Azerbaycan’daki rüzgar çiftlikleri tarafından üretilen enerjiden yararlanan bu planın önemli bir parçasıdır. Gürcistan’ın yenilenebilir enerji kaynaklarının sadece% 30’u şu anda kullanılıyorsa, kablo projesi sektörün potansiyelini ortaya çıkarabilir.

Orta yol bulmak

Gürcistan’ın temiz enerji üretimini ve ihracatını artırma çabası, Avrupa ile Asya arasındaki Orta Koridor’a büyük ilgi duyulan bir zamanda geliyor – çatışma, enerji kıtlığı ve yaptırımların diğer tedarik yollarını bozduğu günümüzde giderek daha önemli bir ticaret kapısı. Gürcistan Dışişleri Bakanı Ilia Darchiashvili, Gürcistan’ın bu Avrasya kanalı aracılığıyla “güvenli, istikrarlı ve zamanında” kargo ve enerji sağlamasının değerini vurguladı ve denizaltı kablo projesinin Gürcistan’a “yeni Avrupa amacı” verdiğini söyledi.

Projenin zorlukları, Gürcistan’ın hırsının bir göstergesidir. Karadeniz’in 2.250 metreye ulaşabilen derinliği, bunun dünyanın en derin denizaltı elektrik kablosu olacağı anlamına geliyor. Bu ara bağlantı projesi aynı zamanda geniş bant veri kapasitesini ve hızını artıracak, bağlantıyı geliştirecek ve Gürcistan’ın genişleyen BT sektörünün büyümesini destekleyecek bir optik fiber kablo (OFC) içerecektir.

Gürcistan Başbakanı İrakli Garibashvili, 27 Aralık’taki yıllık yıl sonu konuşmasında, enerjinin ülke için temel bir öncelik olduğunu belirtti. Gürcistan’ın sadece kendi ihtiyaçlarını karşılamakla kalmayıp aynı zamanda büyük bir temiz enerji ihracatçısı olmayı hedeflediği için önümüzdeki üç yıl içinde enerji projelerine “yaklaşık 3 milyar dolar” yatırım yapılmasını bekliyor. “Rüzgar, güneş ve hidroelektrik santralleri gibi yeni nesil tesisler inşa etmemiz gerekiyor, böylece AB’deki elektrik payımızı satabiliriz, bu da ülkemize yüz milyonlarca dolar gelir getirecek” dedi.

Özellikle, BAE merkezli bir yenilenebilir enerji şirketi olan Masdar’ın yatırımıyla doğu Gürcistan’da 96 MW’lık bir güneş enerjisi tesisi geliştiriliyor ve batı Terjola ve Tkibuli’de rüzgar enerjisi santralleri planlanıyor. Gürcistan’da 20.000’den fazla nehir var ve bunların 300’ü hidroelektrik üretimi için fırsatlar sunuyor.

Şubat ayında Garibashvili, Münih Güvenlik Konferansı’nda von der Leyen ile bir araya geldi ve Karadeniz denizaltı elektrik kablosunun önemini tartıştılar. Başbakan ayrıca, enerji zengini Gürcistan’ın Avrupa Birliği aday statüsü için kimlik bilgilerinin altını çizdi.

Garibashvili, “Enerji sektörüne ek yatırım çekmemiz gerekiyor” diyor. “Hızı hızlandırmalı ve Gürcistan’da küçük, orta veya büyük olsun, mümkün olduğunca çok sayıda [hidroelektrik santrali] inşa etmeliyiz.”

İster hızlı akan nehirlerden yararlanarak ister elektriği denizin çok altına taşıyarak olsun, Gürcistan’ın eski ulusu enerjisini dünyaya getiriyor.

bloomberg

Okumaya devam et

ALTIN - DÖVİZ - KRIPTO PARA

Bankalara Kara Para Cezası yağdı

Yayınlanma:

|

Singapur, küresel finans dünyasını sarsan tarihi bir kara para aklama soruşturmasını tamamladı. UBS Group, Citigroup, Julius Baer ve Credit Suisse gibi dünyanın önde gelen finans devlerinin de aralarında bulunduğu dokuz kuruluşa toplam 21,5 milyon dolar para cezası kesildi. En yüksek ceza 4,5 milyon dolarla Credit Suisse’e verildi.

Singapur Tarihinin En Büyük Mali Operasyonu

2023 yılında başlatılan soruşturma kapsamında; yaklaşık 2,3 milyar dolarlık yasa dışı varlık tespit edildi, 10 yabancı uyruklu kişi tutuklandı. Bu kapsamda gerçekleştirilen operasyonlar, Singapur tarihindeki en büyük finansal suç dosyası olarak kayıtlara geçti.

Ceza Alan Kurumlar ve Gerekçeler

Singapur Para Otoritesi (MAS) tarafından yürütülen denetimlerde, aşağıdaki eksikliklerin tespit edildiği bildirildi:

  • Müşteri risk analizlerinin yetersiz yapılması

  • Servet kaynaklarının izlenmemesi

  • Şüpheli işlemlerin zamanında raporlanmaması

Cezaya çarptırılan finansal kurumlar ve ceza miktarları şöyle:

  • Credit Suisse: 4,5 milyon dolar

  • UOB Kay Hian: 2,85 milyon Singapur doları

  • Blue Ocean Invest: 2,4 milyon Singapur doları

  • Trident Trust Company Singapore: 1,8 milyon Singapur doları

  • UBS Group, Citigroup, Julius Baer, UOB ve LGT Bank: toplam 27,5 milyon Singapur doları (yaklaşık 20 milyon USD)

Sanıklara Hapis ve Sınır Dışı Kararı

Tutuklanan şüphelilere 13 ila 17 ay arasında değişen hapis cezaları verildi. Cezalarını tamamlayan bu kişiler kalıcı şekilde Singapur’dan sınır dışı edildi. Yetkililer, tekrar ülkeye girişlerinin yasaklandığını açıkladı.

Kara Paranın Kaynağı: Dolandırıcılık ve Bahis

Reuters’ın ulaştığı bilgilere göre, suç gelirleri büyük ölçüde yurtdışı dolandırıcılık şebekeleri ve online yasa dışı bahis siteleri üzerinden elde edildi. Aklanan paraların bir kısmı Singapur bankalarında tutuldu, bir kısmı ise lüks gayrimenkul, spor otomobil ve mücevher gibi alanlara yatırıldı.

Denetim Süreci Sıkılaşıyor

Singapur Para Otoritesi (MAS), finans kuruluşlarının dahili denetim sistemlerini güçlendirdiğini ve sürecin yakın takibe alındığını açıkladı. Ayrıca şeffaflığın artırılması ve kara paranın önlenmesi amacıyla yeni yükümlülükler getirileceği bildirildi.

Küresel bankacılık sistemi açısından Singapur gibi düzenleme konusunda sert tutum sergileyen finans merkezlerinin etkisi büyüyor. Özellikle Asya-Pasifik bölgesinde kara para aklamaya karşı yürütülen bu tür operasyonlar, yalnızca yerel değil, uluslararası finansın denetim reflekslerini de yeniden şekillendiriyor.

Kaynak:
MAS (Monetary Authority of Singapore), Reuters, bankavitrini.com araştırma birimi

Okumaya devam et

BANKA HABERLERİ

Finansal Çöküşe Giden Yol: Bu 5 Riski Tanıyor musunuz?

Riskleri yok etmek mümkün değildir ama yönetilebilir.
Her kurumun bir risk yönetimi politikası olmalıdır.
Riskler arasında etkileşim olabilir: Örn. likidite krizi sistemik krize dönüşebilir.
Finansal tablolarla ve rasyolarla bu riskler düzenli izlenmelidir.

Yayınlanma:

|

Finans dünyası büyük kazançlar kadar büyük tehlikeleri de içinde barındırır. Bu tehlikeler çoğu zaman görünmezdir ve çoğu yatırımcı, girişimci ya da yönetici fark ettiğinde çok geç olabilir. Oysa bu riskleri önceden tanımak, finansal krizlerden korunmak için en büyük silahtır.

İşte bilmeniz gereken 5 temel finansal risk türü:

1. Kredi Riski: Güvendiğiniz Dağlara Kar Yağabilir

Bir kişi, kurum ya da devlet, size olan borcunu geri ödemezse ne olur? İşte bu durum kredi riskidir.
Bankaların kredi verirken uyguladığı uzun analizler, tahvil alan yatırımcıların yaptığı araştırmalar hep bu riski azaltmak içindir.

📌 Örnek: Bir şirketin vadeli satış yaptığı müşteri iflas ederse, o satış doğrudan zarara dönüşür.

2. Piyasa Riski: Dalgalı Denizde Sabit Duramazsınız

Döviz kurları, faiz oranları, hisse senedi fiyatları ve emtia değerleri sürekli değişir. Bu değişimler, yatırımcılar için kazanç fırsatı olduğu kadar büyük kayıplar da yaratabilir.
İşte bu dalgalanmalardan kaynaklanan zarar riski, piyasa riski olarak adlandırılır.

📌 Örnek: Dolar borcu olan bir şirket, kurun hızla artmasıyla maliyetlerini karşılayamaz hale gelir.

3. Likidite Riski: Elinizde Varlık Var Ama Nakit Yok

Bazı varlıklar vardır ki elinizde olsa bile, anında satılamaz. Satılsa da ciddi değer kaybı yaşanabilir.
Bu durumda karşımıza çıkan risk “likidite riski”dir.
Likidite, bir varlığın ya da şirketin nakde kolay çevrilebilmesiyle ilgilidir.

📌 Örnek: Elinizde milyonluk bir gayrimenkul vardır ama kısa vadede borç ödemeniz gerekiyordur. Satmaya kalktığınızda alıcı bulamazsanız, likidite sorunu yaşarsınız.

4. Sistemik Risk: Zincirleme Çöküş Riski

Finansal sistem iç içe geçmiş bir yapıya sahiptir. Bir kurumun batması, diğerlerini de sürükleyebilir. Bu yayılma etkisi sistemik risk olarak adlandırılır.

📌 Örnek: 2008’de ABD’deki Lehman Brothers’ın iflası, tüm dünyadaki bankacılık sistemini etkiledi ve küresel krizi tetikledi.

5. Temerrüt Riski: Gecikme, Belki de Hiç Ödeme Yok

Kredi riskiyle yakın olan bu kavram, özellikle sabit vadeli ödemelerde ortaya çıkar. Bir borcun vadesinde ödenmemesi ya da hiç ödenmeyeceği endişesi temerrüt riskidir.

📌 Örnek: Bir devlet, ekonomik kriz nedeniyle dış borç faizini ödeyemeyeceğini ilan ederse, yatırımcılar için bu ciddi bir temerrüt riskidir.

Risk Kaçınılmaz Ama Yönetilebilir

Risk olmadan kazanç olmaz. Ancak riskleri tanımadan yapılan her yatırım bir kumardır.
Kurumsal finans, bireysel yatırım ve şirket yönetimi gibi tüm alanlarda, bu 5 riski yönetebilmek hayati önem taşır.

Unutmayın:
🔹 Her risk ölçülebilir.
🔹 Her risk kontrol altına alınabilir.
🔹 Riskin farkında olan, kayıplarını azaltır.

www.bankavitrini.com

Okumaya devam et

EKONOMİ

Eşit İşe Eşit Ücret: Adalet mi, Safsata mı?

Yayınlanma:

|

İzmir Büyükşehir Belediyesine bağlı iştiraklerde çalışan yaklaşık 23 bin temizlik işçisi “eşit işe eşit ücret” taleplerinin yerine gerilmediği gerekçe gösterilerek Sekdikanın kararı ile greve gitmesi ile birlikte “eşit işe eşit ücret” talebini sorgulama gerekçesi de kendiliğinden tekrar gündeme geldi.

Eşit İşe Eşit Ücret: Adalet mi, Safsata mı?

Eşit işe eşit ücret” ilkesi, uzun süredir özellikle sendikal söylemlerde, insan hakları belgelerinde ve politik manifestolarda sıkça yer bulan bir kavram. İlk bakışta son derece adil ve insani bir uygulama gibi görünse de, uygulamaya döküldüğünde birçok sakıncayı beraberinde getirebilir. Bu yazıda bu ilkenin artılarını, eksilerini ve çalışanlar üzerindeki etkilerini objektif bir şekilde ele alacağız.

“Eşit İşe Eşit Ücret” Ne Anlama Geliyor?

Bu ilkeye göre, aynı işi yapan kişilere –cinsiyet, yaş, etnik köken, inanç gibi unsurlara bakılmaksızın– aynı ücretin verilmesi gerekir. Amaç, ayrımcılığı önlemek ve çalışma hayatında fırsat eşitliğini güçlendirmektir.

Ancak “aynı iş” tanımı, yüzeyde benzer olsa da çoğu zaman içerik, sorumluluk, nitelik, performans ve katkı açısından farklılıklar gösterir. Bu noktada “eşit ücret” anlayışı, yüzeysel bir adalet anlayışına dönüşebilir.

Sakıncalar ve Uygulamadaki Zorluklar

1. Performansın Göz Ardı Edilmesi

Aynı pozisyonda çalışan iki kişi düşünün: Biri sorumluluk alıyor, inisiyatif kullanıyor, üretken ve çözüm odaklı; diğeri ise sadece görev tanımı kadar çalışıyor. Ancak ikisine de aynı ücret veriliyor. Bu durum, yüksek performanslı çalışanı demotive eder.

2. Vasatlık Teşviki

Ücretlendirme performansa dayalı değilse, çalışanlar “fazla çalışsam da maaşım değişmeyecek” düşüncesiyle vasat bir çizgiye razı olur. Zamanla iş yerinde genel verimlilik düşer.

3. Yetenekli Çalışanları Kaybetme Riski

Kendini geliştiren, daha fazla katkı sunan çalışanlar, farklılıklarının karşılık bulmadığını fark ettiğinde kuruma olan bağlılıkları zayıflar. Bu da yetenekli çalışanların başka firmalara geçmesine neden olabilir.

4. Adalet Algısının Bozulması

Eşitlik, her zaman adaletle eş anlamlı değildir. Aynı işi yapan kişiler, katkı açısından eşit olmayabilir. Katkıya değil de sadece iş tanımına dayalı ücretlendirme, çalışanlar arasında huzursuzluk yaratır.

Çalışan Üzerinde Psikolojik Etkiler

  • Motivasyon Kaybı: Başarılı çalışan kendini değersiz hisseder.

  • Aidiyet Zayıflar: Kuruma bağlılık azalır.

  • Gizli Tepkiler: Çalışanlar “nasıl olsa bir şey değişmeyecek” düşüncesiyle üretkenliğini bilinçli olarak düşürebilir.

Pozitif  Yanı Var mı?

Elbette var. Özellikle işe yeni başlayanlar veya dezavantajlı gruplar için “eşit işe eşit ücret” ilkesi koruyucu bir çerçeve oluşturabilir. Ancak bu ilke sabit ve katı bir kural haline gelirse, zamanla faydadan çok zarar doğurur.

Alternatif  Yaklaşım: Eşit Fırsat + Adil Ücret

Çözüm, “eşit işe eşit ücret” yerine “eşit fırsat, adil ücret” anlayışında yatıyor. Yani işe alımda, terfide ve gelişimde herkes için fırsat eşitliği sağlanmalı; ancak ücretlendirme nitelik, performans, deneyim, katkı ve sorumluluk gibi kriterlere göre şekillenmeli.

Eşitlik mi, Adalet mi?

“Eşit işe eşit ücret” ilkesi, kulağa hoş gelen bir slogandan ibaret olabilir. Çünkü aynı unvana sahip olmak, aynı katkıyı sağladığınız anlamına gelmez. Gerçek adalet, herkesin katkısı kadar karşılık bulduğu bir sistemle mümkündür.

Bu nedenle şirketler, adalet duygusunu zedelemeyecek şekilde; şeffaf, ölçülebilir ve performansa dayalı ücretlendirme sistemleri kurmalıdır.

Erol TAŞDELEN-Ekonomist    www.bankavitrini.com

Okumaya devam et

FARK YARATANLAR

FARK YARATANLAR

KATEGORİ

ALTIN – DÖVİZ

Altın Fiyatları

BORSA

KRIPTO PARA PİYASASI

TANITIM

FACEBOOK

Popüler

www bankavitrini com © "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan, BANKA VİTRİNİ'nde yer alan yazar ve çevirmenlerine ait herhangi bir yazı, çeviri, makale ve haber izin alınmadan basılı olarak ya da internet ortamında kullanılamaz, çoğaltılamaz, yayınlanamaz. İzinsiz kullananlar hakkında hukuki yollara başvurulacaktır. "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan tüm özgün yazıların içeriğinden yazarları sorumludur. www.bankavitrini.com'da yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti, aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler, mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Yer alan yazılarda herhangi bir yatırım aracı; Hisse Senedi, kripto para biriminin veya dijital varlığın alım veya satımını önermiyor. Bu nedenle sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi, beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Lütfen transferlerinizin ve işlemlerinizin kendi sorumluluğunuzda olduğunu ve uğrayabileceğiniz herhangi bir kaybın sizin sorumluluğunuzda olduğunu unutmayın. © www.bankavitrini.com Copyright © 2020 -UŞAK- Tüm hakları saklıdır. Özgün haber ve makaleler 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu korumasındadır.