Connect with us

BANKA ANALİZLERİ

Bankacılığa köle sistemini kim getirdi?

Sistemin bu hale gelmesinde danışmanlık ve derecelendirme kuruluşlarından paraşütle gelenler mi sorumlu?

Yayınlanma:

|

Bankacılıkta “köle sistemi” ne zaman başladı
Bankacılık günümüzde İK yönünden farklı bir yere geldi. Sektör bir taraftan teknolojik devrim içinde, diğer taraftan personeli ortaçağ “köle sistemine” devşirdi.
Her şey yarım simit ile başladı
1990’lara kadar her sektörde çalışma koşulları nasıl ise bankacılık sektöründe de benzer manzaralar vardı. Teknoloji tam sektöre girmediği için çoğu işlem manuel yürüyordu. Hesap kartonları havada uçuşur bulunmayan hesap kartonu masa masa aranırdı. Yanlış sıraya konmuş ise vay personelin haline, bütün imza karton havuzunu elden geçirirdi. Uzun mesai ve geç çıkmalar bu günlerde moda idi. Çoğu personel yeni yılı ailesi ile geçiremezdi.  1990’lar başında bilgisayar sisteminin gelişmesi, veriler ve işlemlerde bilgisayara taşınması ile  daha az personel ile daha çok iş yapma şansı doğdu. Ama bu süreçte gözünü para hırsı bürüyen yöneticiler boş durmadı. Bir sabah billboardlara bir baktık “yarım simit” reklamları. Bankalar öğlenleri açıktı artık. Personel dönüşümlü yemek yiyor bazı günler hiç yiyemiyordu. Gayri insani koşullar o nedenle bir “yarım simit” ile aynı kaderi paylaştı, yemekler hep yarım kaldı. İşte o gün, bugünkü şubecilerin “modern köle” olmanın ilk hamlesi idi. Devamı çorap söküğü gibi geldi, ne sendikalar, ne çalışanlar organize olup tepki veremedikleri için bugünlere gelindi. O ilk girişim başarıya ulaşmasaydı bugünkü ortam oluşmayacaktı. Geriye dönüp baktığımızda, o günkü yarım simidin anlamını bugün daha iyi anlıyoruz. Bankaların personeli makine gibi görüp çalıştırmaya başladığı gün o gündür !
Sektörün Yabancı Sermayenin eline geçmesi
Henüz dillendirilmiyor ama Bankacılık Sektörünün yabancı sermeye eline geçmesi başta ortaklıklar kurularak oldu, daha sonra deveyi havuduyla yutmalar başladı ya banka hisseleri komple alındı yada direkt kendi isimleri ile banka şubeleri açılmaya başladı. Yabancı bankalar ilk geldiklerinde 5-6 ay çalışamaz haldeydiler. Çünkü kendi ülkelerinde gibi Bankacılık Kurallarına uygun çalışmayı denediler. Elinizde para ile bankaya gidip “hesap açacağım” dediğinizde hesap açamadılar. “Kimliğinizi verin, paranın kaynağı,  kara para vs araştıralım sizi  haftaya arayıp randevu vereceğiz gelip hesap açarsınız kriterlerimize uyarsanız” dediler.  Vatandaş da şaştı kaldı. Tabi baktılar bankaya ne gelen var ne giden -kötü iyiyi bozar- Türk gibi çalışmaya uygunluk verdiler. Zamanla baktılar ki itiraz eden yok, hiçbir resmi kurumdan denetim ve baskı yok başladılar yeni yeni uygulamalara ne de olsa sömürü sisteminde çalıştırmak genlerinde var. Mesai parası vermemek, sendika istememek, eskiden olan kıyafet, kira, lojman, bayram yardımı gibi yardımlar kesiliverdi. Hiç itiraz eden olmadı.
Paraşütleme üst Yönetim yapısının günahı büyük
Bugünkü yaşanan sorunların hemen hemen hepsi bankalarda paraşütleme üst yapı yönetim anlayışına geçilmesi ile oldu. Eskiden bir gelenek vardı. McDonald’s sistemine benzer. İşin mutfağından gelirdi banka yöneticileri. Şubelerden başlar, Bölge, Genel Müdürlük birimleri ilerler GMY, Genel Müdür olurdu. Yönetim Kuruluna girebilirdi.  Son yıllarda dikkat ediyor musunuz. Paraşütleme GMY ve GM’ler türedi. CV’ye bakıyorsun havalı okullar, iyi güzelde geçmişte Bankacılığın mutfağı yok. Bankacı değil abi / ablalar. Bilmem ne “Denetim firmasında” çalışmış, yok bilmem “Derecelendirme kuruluşunda” çalışmış. Gelmiş yerleşmiş koltuğa direkt Grup Müdürü, GMY veya Yönetim kurulunda. Saha ve şubelerden uzak yani. Çoğu zaten Teknik okul mezunu. İktisadın temel eğitimi bile yok yani.  Yoksa son yıllardaki Personel Kıyımlarını nasıl açıklayacağız. Sektörün içinden gelen mutfağından gelen saha ve şubeleri bilen personeli yakından tanıyan biri bu tür kararlara imza atabilir mi? Çalıştığın kuruma / insanlara yabancı isen gözün görmez.  Tek derdin vardır. O koltukta iki gün daha fazla oturmak. İnsanlar ekmeğinden olmuş, 15-20 yıl ömrünü bu kuruma vermiş umurunda olmaz. Sanki fabrikada makine yeniliyor, at 15-20 yıllık makinaları yenilerini koy, modernizasyon yapıyor sanki. Bu güruhun gözünde özellikle şubecilerin değeri bu kadar. Bunları yazıyoruz diye bizi “hain” ilan ediyorlar. Kimin ne olduğunu herkes biliyor, yöneticilerinize alışkın olduğunuz yalakalık yapmak için bize unvanlar bulmak için çabalamayın bize yapışmaz o unvanlar. Kendi unvanlarınızı öğrenmek için tebdil-i kıyafet şubeleri, sahayı bir dolaşın derim.
Cahilliğinizi kanıtlayacağım demiştir.
O kadar Cahilsiniz ki; insan psikolojisinden anlamıyorsunuz. Hali ile “7±2 Teorisinden” bir haber olduğunuz için MİY’lerin onlarca ürün hedefini aynı anda tutturabileceğini, gişelerin onlarca işi aynı anda yapabileceğini ciddi ciddi hedefleyip sonuç bekliyorsunuz. Son saydığımda sadece bireyselde 50’ye yakın ürün vardı ve bunların satışı her gün raporlanıyor.
O kadar Cahilsiniz ki; personele “sendikadan ayrılın” demenin suç olduğunu bilmiyorsunuz. Ve bunu diyorsunuz !
O kadar Cahilsiniz ki; şube lokasyon / hinterland analizi yapmadan hedef dağıtıp sonuç bekliyorsunuz. Hedefler sapıp beceriksizliğiniz ortaya çıkınca “dinamik / aktif hedefleme” lafını uydurup paşa paşa düzeltmeler yapıyorsunuz.
O kadar Cahilsiniz ki; teknik okul bilgisi ile ekonomiyi anlamaya, müşteri olarak gördüğünüz vatandaşın davranış şekillerini anlamaya çalışıyorsunuz. Bilgisizliğiniz anlaşılmasın diye de Plaza Dili icat edip yarı Türkçe yarı İngilizce kopyala / yapıştır sunumlar hazırlayıp rezil oluyorsunuz. İnsanlar makamınıza saygıdan “ne saçmalıyorsun” deme gereği bile duymuyor artık.
O kadar Cahilsiniz ki; guru havasında, çok bilmiş bilmiş ortalıkta dolaşıyorsunuz ama bağıra bağıra gelen krizleri medyadan vatandaş ile birlikte öğreniyorsunuz. Günaydın !
O kadar Cahilsiniz ki; işler yolunda giderken yapılan her iyi şeyi sahiplenmeyi, işler sarpa sarınca şubeleri suçlayıp faturayı sahaya çıkarmayı meslek edinecek kadar da yüzsüzsünüz.
O kadar Cahilsiniz ki; gerçekleri yazan bizlere verecek cevabınız olmadığı için “hain” ilan edebiliyorsunuz. Neymiş, “tekrar bankacı olmak istersek olumlu referans vermeyeceğinizi” söyleyecek kadar da arsızsınız. Biz buradayız ama siz o koltuğu kaybettiğinizde bir “hiçsiniz” bilin isterim.   
O kadar Cahilsiniz ki; insanları işten çıkardığınız yetmiyormuş gibi dava açmayacağına dair taahhütname almaya kalkacak kadar da hukuk cahilisiniz. Bölge müdürlerinin son günlerde yeni işi bu artık.
O kadar Cahilsiniz ki; insanları saatlerce çalışıp 1 krş. mesai parası bordrosunda gözükmediği halde mahkemelere “mesai yapmamıştır” diye yazılı beyan verebilecek kadar da sahtekarsınız.  
O kadar Cahilsiniz ki; çalışan personelleri işten ayrılan mesai arkadaşları aleyhine yalancı şahitlik yapmaya zorlayacak kadar da hukuk tanımazsınız.
O kadar Cahilsiniz ki; müdürlere “müşterinin yanında mısınız, bizim yanımızda mı karar verin” deme yüzsüzlüğü gösterebiliyorsunuz. Müşteriyi arayıp, “bankacı arkadaşımız sizi ziyaret etti mi” diyebilecek kadar da saygısızsınız.
O kadar Cahilsiniz ki; şube müdürüne, “önümüzdeki yılın aksiyon planını 2 günde hazırla gel” diyebiliyorsun. Duyan da Genel Müdürlük birimleri o kadar hızlı çalışıp bütçe yapar sanır. Nisan ayı gelir yıllık hedefler daha yeni belli olur, geriye yönelik hedef verebilecek kadar da zamandan kopuksunuz.
İş cahilliğinizi anlatmaya sayfalar yetmiyor artık. Bankacılık sektörünün devşirme, cam kafes Karga kılavuzlarını sektörden temizlenmeden sektörün doğru yolunu bulacağı yok ! Bankalar, kendini lejyoner olarak gören devşirmelerin etkisi altındadır. Sektörden bunların etkinliği kırılmadan şubelere de vatandaşa da huzur yok artık ! Bankaların tekrar gerçek Bankacılar tarafından yönetilme zamanı gelmiş de geçmiştir, biline !
Erol Taşdelen
[email protected]

BANKA ANALİZLERİ

QNB Finansbank Emekli Promosyonunu artırdı

Maaş Promosyon kampanyaları hızlanırken; QNB Finansbank Kmau Bankalarına alternatif olacak şekilde yeni bir Emekli Maaş Promosyon Kampanyası başlattı…

Yayınlanma:

|

Yazan:

Emekli Müşterilerimize Sunulan Ayrıcalıklar

  • 12.000 TL ‘ye varan nakit promosyon ve CardFinans Emekli kredi kartından yıllık 1.200 TL indirim olmak üzere toplamda  13.200 TL’ye varan emeklilik ödülü !
  • Emeklilikte Yaşa Takılanlar’a özel kredi QNB Finansbank’ta! Emeklilere özel avantajlı oranlardan yararlanmak ve detaylı bilgi için tıklayınız.
  • Yurtiçi diğer tüm banka ATM’lerinden Para Çekme, Para Yatırma veya Bakiye Sorgulama işlemlerini toplamda ayda iki defa ücretsiz gerçekleştirebilirler. (günlük para çekme – yatırma limitleri dahilinde)
  • Bireysel İnternet Şube ve QNB Mobil’den yapılacak EFT saatlerinde ve TL havale işlemlerinde işlem ücreti muafiyeti ( haftasonu ve resmi tatil günleri dışında 09:00-16:00 saatleri arasında)
  • QNB Finansbank şubelerinde yapacağınız işlemlerde sıra önceliği
  • Emekli Bankacılığı müşterilerimize özel 0850 222 11 00 numaralı QNB Finansbank Emekli Bankacılığı Hattı’ndan faydalanma imkanı
  • CardFinans Emekli kredi kartına sahip olunması durumunda; ilk yıl, yıllık üyelik ücreti tahsil edilmemektedir. Bu bir yılın sonunda, CardFinans Emekli kredi kartına bağlı ve düzenli ödenen en az bir otomatik fatura ödeme talimatı olduğu ve bu talimatların düzenli ödendiği sürece, bu kredi kartı için yıllık üyelik ücreti alınmamaya devam edecektir.
  • Emekli maaşını Bankamızdan alan CardFinans Emekli kredi kartı sahipleri, market ve eczane harcamalarında yılda 1200 TL’ye varan indirimlerden faydalanabilir. Detaylı bilgi için tıklayınız.

Okumaya devam et

BANKA ANALİZLERİ

Google Consent Mode V2: Dijital Pazarlamada Gizlilik Odaklı Bir Çağın Başlangıcı

Yayınlanma:

|

Yazan:

Dijital pazarlama dünyası, Google Consent Mode V2‘nin getirdiği yeniliklerle birlikte yeni bir döneme adım atıyor. Bu gelişme, reklamverenlerin kullanıcı gizliliği ve veri koruması konularında yeni bir sayfa açmalarını sağlıyor ve dijital reklamcılıkta bir devrim yaratıyor.

Avrupa’da Kişiselleştirilmiş Reklamlar İçin Yeni Kurallar

Google’ın Mart ayında Avrupa’da uygulamaya koyduğu yeni gereksinimler, reklamverenlerin hedefleme yeteneklerini sürdürmeleri için Consent Mode’u güncellemelerini şart koşuyor. Bu yeni düzenlemeler, kullanıcıların gizlilik haklarına duyulan saygının arttığını ve dijital pazarlamanın ayrılmaz bir parçası haline geldiğini gösteriyor.

Türkiye’de KVKK Kapsamında Çerezler Kişisel Veri Sayılıyor

Bu sürecin, dijital reklamcılıkta dönüm noktası olduğunu belirten Sirkhet Danışmanlık Kurucusu Efecan Başöz, konuya ilişkin önemli görüşlerini paylaştı. Başöz, “Google İzin Modu V2, reklamverenlere kullanıcı verilerini daha bilinçli ve gizliliğe saygı duyan bir şekilde kullanma fırsatı sunuyor. Bu değişim, tüketicilerin gizlilik endişelerine cevap verirken reklamverenlere daha güvenilir bir pazarlama ortamı sunacak. Ülkemizde de KVKK ile çerezler kişisel veri sayıldı; bu sebeple Google İzin Modu sayesinde hem KVKK uyumlu veri toplama süreci daha kolay yönetilecek hem de reklam ve analiz için toplanan veriler şeffaf bir hale gelecek.’’ ifadelerini kullandı.

Google İzin Modu’nun sunduğu yeniliklere uyum sağlamak ve değişiklikleri anlamak için işletmelerin halen güncelleme yapmadı ise hızlıca adım atması gerekiyor. Bu sürecin başarılı bir şekilde tamamlanması, reklamverenler ve tüketiciler arasındaki ilişkileri güçlendirecek.

AB ve Türkiye’deki Firmalar İçin Uyumun Önemi

“Avrupa Birliği veya Avrupa Ekonomik Bölgesi üyesi ülkelerde dijital reklam yayınlayan ve ülkemizde yerleşik olan tüm firmaların bu geçişi yapması gerekiyor. Aksi halde GDPR sebebi ile büyük cezalar ile karşılaşabilirler.” şeklinde sürecin ciddiyetine dikkat çeken Efecan Başöz sözlerini şöyle sürdürdü; “Google Ads, Instagram, TikTok gibi reklam yayıncıları veya Google Analytics gibi analitik araçları kullanan firmaların hem iç pazarda hem de AB bölgesinde faaliyet gösterirken bu değişikliklere hızla uyum sağlamalarını öneriyoruz”.

Sirkhet Danışmanlık Kurucusu Efecan Başöz, Google İzin Modu V2’nin dijital pazarlama alanında önemli bir adım olduğunu vurgulayarak “Kullanıcıların veri gizliliğine daha fazla önem vermesiyle birlikte, reklamverenlerin de bu konuda daha şeffaf ve kullanıcı odaklı bir yaklaşım benimsemeleri gerekiyor. Bu gelişme hem kullanıcıların gizliliğini korumayı hem de reklam etkinliğini artırmayı amaçlıyor ve bu yönde önemli bir adım.” şeklinde konuştu.

Bu gelişmelerle birlikte, dijital pazarlama dünyasının geleceği daha şeffaf, kullanıcı odaklı ve güvenilir bir zemin üzerinde şekilleniyor. Google İzin Modu V2, bu yönde atılmış önemli bir adım olarak sektörde büyük yankı uyandırıyor.

Okumaya devam et

BANKA ANALİZLERİ

KREDİ KART KISITLAMALARINA VATANDAŞ DA FİRMALAR DA TEPKİLİ

Bankalar kredi kartlarında bir dizi yeni düzenlemeyi hayata geçirdi. Seçim sonrasında ise yeni kısıtlamalar gelmesi bekleniyor. Ay sonunu kartla getiren vatandaş da ticarette kredi kartı kullanan şirketler de rahatsız. kredi kartları Tüketiciler kredi kartı kullanmadan ay sonunu getirmenin mümkün olmayacağını söylüyor.

Yayınlanma:

|

Yazan:

Türkiye’de bir süredir konuşulan kredi kartlarına kısıtlama getirilmesine ilişkin ilk adım geçen hafta bankalardan geldi. 31 Mart seçimlerinden sonra ekonomi yönetiminin de enflasyonla mücadele kapsamında yeni kısıtlamaları yürürlüğe koyması bekleniyor. Ancak kart kullanımı konusundaki kısıtlamalara hem tüketiciler hem de şirket sahipleri tepkili.

DW Türkçe’ye konuşan tüketiciler kredi kartı kullanmadan ay sonunu getirmenin mümkün olmayacağını söylerken, şirket sahipleri ise kredi kartlarının yalnızca alışverişlerde değil mal ticaretinde de kullanıldığına işaret ederek, iş hayatının ciddi zarar göreceğine dikkat çekiyor.

İlk adım bankalardan geldi

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasının (TCMB) Resmî Gazete’de dün yayımlanan kararına göre kredi kartlarından yapılan nakit avans işlemleri ve kredili mevduat hesaplarında uygulanacak aylık azami akdi faiz oranı yüzde 4,42’den yüzde 5’e yükseldi.

Bankalar da 12 Mart’ta kredi kartı kullanımına ilişkin bir dizi kısıtlamayı yürürlüğe soktu. Bu kapsamda kredi kartına nakit avansta taksit sınırı 12’den 3’e indirilirken, nakit avansta limit oranları düşürüldü. İlk müşterilere verilen faizsiz kredilerin vadesi 6 aydan 3 aya indirilirken, ihtiyaç ve kredi faizlerinde yıllık faiz oranı da artırıldı. Bankaların düzenlemesi şimdilik kredi kartı ile taksitli alışverişleri kapsamıyor.

DW Türkçe’ye konuşan Tüketici Örgütleri Konfederasyonu (TÖK) Fuat Engin, bankaların hükümetten herhangi resmi bir talimat olmaksızın kendilerini korumak için tüketici haklarını ihlal ettiğini savunuyor.

Fuat Engin: Tek çaremizi elimizden alıyorlar

Türkiye’deki tüketicilerin zaten dünyanın en yüksek dolaylı vergilerini ödediğine dikkat çeken Engin, “Çok kazanandan çok, az kazanandan az alınması gereken vergiler tamamen tüketicinin sırtına yüklenmiş durumda. Akaryakıta her gün zam geliyor ve bu da dolaylı olarak bütün ürünlere zam olarak yansıyor. Bu konuda vatandaşın tek çaresi kredi kartıyla geleceğe borçlanarak ihtiyaçlarını karşılaması. Şimdi bunu da elimizden alıyorlar” diye konuşuyor.

Seçimden sonra getirilmesi beklenen yeni düzenlemelerle hem kredi kartı kullanımının daha da zorlaşacağını hem de yeni bir zam dalgası yaşanacağını dile getiren TÖK Başkanı, “Bunca yükü tüketicilerin nasıl kaldıracağını açıkçası bilemiyorum. Bu bizim için artık bir zulme dönüştü” diyor.

Kart borcundan takibe düşen kişi sayısı 1,4 milyonu aştı

Ülke çapında 11 dernek ve 3 federasyonun çatı örgütü olan Tüketici Örgütleri Konfederasyonunun (TÖK) hazırladığı “Tüketicinin Korunması Alanında Finansal Tüketici İşlemleri Raporu”na göre, 2023 yılında krediler ve kredi kartlarından kaynaklı icra takipleri önceki yıllara göre ciddi bir artış gösterdi.

Raporda, Türkiye Bankalar Birliği (TBB) Risk Merkezi tarafından açıklanan verilere göre bireysel kredi veya bireysel kredi kartı borcundan dolayı yasal takibe alınmış kişi sayısının bir önceki yıla göre yaklaşık yüzde 45 artışla 1,4 milyonu bulduğuna dikkat çekildi.

Türkiye’de kredi kartsız yaşam mümkün mü?

Takibe düşme oranının 2006 yılından bu yana en yüksek seviyeye çıktığına işaret eden TÖK Başkanı Fuat Engin, “Bu nedenle sosyal patlamaların artan oranda yaşandığı gerçeği yanında, konut satış ve kiralardaki orantısız artışların yarattığı sorunlardan dolayı tüketicinin yaşamı alt üst oldu” diye konuşuyor.

Şirketler de kaygılı

Kredi kartı düzenlemeleri yalnızca tüketicilerin değil, şirket sahiplerinin de tepkisine neden oluyor.

Türkiye’nin en büyük yaklaşık 200 markasını temsil eden Birleşmiş Markalar Derneği (BMD) Başkanı Sinan Öncel, DW Türkçe’ye yaptığı açıklamada, enflasyonu düşürmek için yalnızca tüketimi kısmanın yeterli olmadığını, fiyatların düşmesi için üretimin teşvik edilmesi gerektiğini söylüyor.

Sinan Öncel: Üretime radikal teşvikler verilmeli

Üretici şirketlerin ham madde maliyetlerinde çok büyük artışlar yaşandığını ve yaşanmaya devam ettiğini dile getiren Sinan Öncel, “Biz dünyanın belki en yüksek ham madde koruma duvarlarıyla çevrilmiş vaziyetteyiz. Referans fiyat ve gümrük vergileriyle beraber ara mal ve ham maddede çok yüksek vergiler ödüyoruz. Bu yüzden hükümetten ham madde fabrika yatırımlarını daha fazla teşvik etmesini bekliyoruz” şeklinde konuşuyor.

Öncel, üreticilere radikal teşvikler verilmeden hammadde maliyetlerinin düşürülemeyeceğini, dolayısıyla ürün fiyatlarının da yüksek kalmaya devam edeceğini kaydediyor.

“Şirketler de artık çek yerine kredi kartı kullanıyor”

Kredi kartı kısıtlamalarının özellikle perakende sektörünü çok olumsuz etkileyeceğini, ancak sorunun daha derin olduğunu ifade eden Sinan Öncel, şöyle konuşuyor:

“Kredi kartını sadece mağazadan ceket alırken kullanmıyorsunuz. Ticari işletmeler, özellikle KOBİ düzeyindeki ticari işletmeler artık çek yerine kredi kartı kullanıyorlar. Yani sadece 3-5 bin liralık alışverişler değil, milyon liralık mal ticaretleri kredi kartıyla yapılıyor. Çünkü kredi kartı ödeme garantisi getiriyor. İşletmeler artık toptan satışlarını kredi kartıyla yapıyor. Bu yüzden kredi kartlarındaki kısıtlamalar sadece alışverişi değil, ticari hayatı da olumsuz etkileyecek.”

Tüketici kredileri ve kart harcamaları artıyor

Öte yandan hükümetin ve bankaların kredi kullanımını azaltma amacı taşıyan adımlarına rağmen, tüketici kredilerine talep her geçen gün artmaya devam ediyor.

Merkez Bankası verilerine göre, kur etkisinden arındırılmış 13 haftalık yıllıklandırılmış kredi büyümesi 16 Şubat haftası itibarıyla yüzde 28’e ulaştı. Tüketici kredilerindeki büyüme ise yüzde 24,74 ile Ağustos ayından bu yana en hızlı büyüme oldu.

Ticari kredi büyümesi de aynı dönemde yüzde 16,43 olarak kaydedildi. Sektörün kredi hacmi 16 Şubat itibarıyla 43 milyar 179 milyon lira artış gösterdi. Aynı dönemde, toplam kredi hacmi 12 trilyon 8 milyar 987 milyon TL’den 12 trilyon 52 milyar 166 milyon TL’ye çıktı.

Aynı şekilde, bireysel kredi kartı harcamalarında da artış devam ediyor. Merkez Bankası verilerine göre, banka kartı ve kredi kartı işlemleri tutarı 1 Mart ile biten haftada önceki haftaya göre yüzde 15 artışla 262,6 milyar TL seviyesine yükselerek rekor kırdı. Bu işlemlerden ayrı olarak açıklanan internet üzerinden kredi kartı ile yapılan alışverişler de haftalık 15,6 milyar TL artış ile 83,4 milyar TL’ye yükselerek rekor kaydetti.

Peki seçim sonrası dönemde, kredi kartı kullanımına ilişkin yeni kısıtlamalar gelecek mi?

Evren Bolgün: Mutlaka yeni kısıtlamalar gelecek

DW Türkçe’ye konuşan Prof. Dr. Evren Bolgün, bu soruya “Bu kısıtlamalar burada bitmeyecek, mutlaka devam edecek” yanıtını veriyor.

Merkez Bankası’nın son birkaç aydır faiz artışlarını kredi kart faizlerine yansıtmadığına işaret eden Prof. Bolgün, “Böyle olunca bankalar da Şubat ve Mart döneminde kredi kartı limitlerinde bonkörce artışlar yaptılar. Aslında Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumunun (BDDK) resmi yönetmeliğine göre, bir kişi kartını aldığı ilk yıl aylık gelirinin iki katından, sonraki yıllarda ise dört katından fazla kredi kartı limitine sahip olamaz. Ancak uzun süredir bunun çok üstünde limitler var. Çünkü hükümet büyümek için tüketime göz yumdu” diye konuşuyor.

“Taksit sayısı düşürülür, temel gıdada KDV artırılır”

Seçim sonrasında başta elektronik ürünler olmak üzere ithal ürünlerde kredi kartı kullanımının tamamen kaldırılabileceğini ya da taksit imkanına son verilebileceğini ifade eden Evren Bolgün, şu görüşleri dile getiriyor:

“Mobilya ve beyaz eşyada da taksit sınırını üçe çekebilirler. En kritik düzenleme ise bahsettiğim kart limitlerinin aşağıya çekilmesi olur. Kredi kartlarına bu tür yeni sınırlar getirilirse, şirketlerin cirosu da vatandaşların harcaması da yarı yarıya düşer. Ayrıca KDV oranlarında, örneğin temel gıda maddelerinde Şubat 2022’de Cumhurbaşkanlığı kararıyla yüzde 1’e indirilen KDV oranı tekrar yüzde 8’e çıkarılabilir.”

Okumaya devam et

KATEGORİ

FARK YARATANLAR

FARK YARATANLAR

FARK YARATANLAR

ALTIN – DÖVİZ

Altın Fiyatları

KRIPTO PARA PİYASASI

BORSA

TANITIM

FACEBOOK

Popüler

www bankavitrini com © "BANKAVİTRİNİ Portal"da yayımlanan, BANKAVİTRİNİ'nde yer alan yazar ve çevirmenlerine ait herhangi bir yazı, çeviri, makale ve haber izin alınmadan basılı olarak ya da internet ortamında kullanılamaz, çoğaltılamaz, yayınlanamaz. İzinsiz kullananlar hakkında hukuki yollara başvurulacaktır. "BANKAVİTRİNİ Portal"da yayımlanan tüm özgün yazıların içeriğinden yazarları sorumludur. www.bankavitrini.com'da yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti, aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler, mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Yer alan yazılarda herhangi bir yatırım aracı; Hisse Senedi, kripto para biriminin veya dijital varlığın alım veya satımını önermiyor. Bu nedenle sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi, beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Lütfen transferlerinizin ve işlemlerinizin kendi sorumluluğunuzda olduğunu ve uğrayabileceğiniz herhangi bir kaybın sizin sorumluluğunuzda olduğunu unutmayın. © www.paravitrini.com Copyright © 2020 -UŞAK- Tüm hakları saklıdır. Özgün haber ve makaleler 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu korumasındadır.