Connect with us

BANKA HABERLERİ

Bankasının vergi kaçırdığını kanıtlayan personel konuştu: Sıra Mobbing Davasında

Genç bir bankacı çalıştığı katılım bankasında vergi kaçırıldığını tesbit edip ihbarda bulundu. Devlet tarafından ödüllendirlen o bankacıyı paramedya buldu ve konuştu:

Yayınlanma:

|

Genç bir bankacı çalıştığı katılım bankasında vergi kaçırıldığını tesbit edip ihbarda bulundu. Devlet tarafından ödüllendirlen o bankacıyı paramedya buldu ve konuştu:


Katılım Bankasında, ezber bozan Hukuk ve Onur savaşı

Erol Taşdelen : Merhaba, sohbete başlamadan önce biraz kendinizden bahseder misini?
Ben 15 yıldır Arap sermayeli Katılım Bankalarından birinde ağırlıklı Şube Operasyonda çalışmış bir Bankacıyım.  İçinde Allah korkusu olan, kul hakkından korkan, vatanını seven, devletinin çıkarlarını kişisel çıkarların önünde tutan bir anlayışta yaşamaya çalışan ve kendine bunları ilke edinmiş birisiyim. Bu değerlerim çocuklarıma da miras olarak kalacak.  Meslek büyüklerimizden öğrendiğimiz etik ilkeler vardı. Onları her zaman uygulamaya çalıştım. Müşterilere haksız hukuksuz ürünler pazarlamayı etik bulmuyordum ancak süreç bu sektörde devletin vergisi üzerinde pazarlık yapacak noktaya geldiğini görünce “yeter” dedim. 

E.T. : Peki Bankacılığa nasıl başladınız, bilinçli olarak mı seçtiniz yoksa hayat koşulları sizi bankacı yaptı bu sektöre mi sürükledi. 15 yılı özetlemek gerekir ise neler demek istersiniz?
Mesleğimi severek yaptım, ta ki meslekten ayrılana daha doğrusu ayrılmaya zorlanana kadar bu devam etti. Bu sektör son yıllarda yabancı sermaye kontrolüne geçtiğinde bir kar elde etme savaşı başladı. Bırakın rakip bankaları, aynı banka içinde farklı şube ve segmentlerde bile rekabet oluştu. Tabi ki her şirketin kuruluş felsefesinde kar elde etmek vardır. Ancak bu acımasız bir hedef baskısı altında olunca bazı etik değerlerin geri planda kaldığını tespit ettim. Çok yüksek hedefler verilip personel baskılandı. Personel hedefleri tutturmak için her yolu denedi. Sigortalar, haksız komisyonlar, iptaline yönelik mahkeme kararları, tüketici hakem heyetlerinin kitlenmesi vs. Bu benim iş ahlakıma sığmazdı. Başıma gelenler ve mücadelem bundan ibarettir. 

E.T. : Sizin Bankadan ayrılmanız bildik hikayelerden değil ama belki de Türkiye’de ilk defa böyle şeyler yaşanarak ayrılma hikayeniz var kısaca bahseder misiniz?
Paranın bol olduğu, Bankaların kredi vermek için birbiri ile yarıştığı 2016 yılında çalıştığım Bakırköy Şubesinde önüme bir Konut kredisi geldi. Her şey onaylanmış ve bütün süreçler Bankacılık kurallarına uygundu. Kullandırma aşamasında işlem durduruldu. Kabaca beş  milyon TL’lık konut kredisi diyelim kolay anlaşılması için. Daha sonra aynı kredi yine bir milyon TL olarak Konut Kredisi, 4 milyon ihtiyaç kredisi olarak iki parçada önüme geldi. Dosyada bir gariplik olduğu sezinleyecek deneyime sahibiz artık. Sorguladığımda aslında işin Konut Kredisi olduğunu fakat satıcının vergi vermemek için parayı elden istediğinden Konut Kredisi yerine Tüketici Kredisi verilerek paranın elden ödeneceğini öğrendim. Bu talebi diğer bankalar ret etmişlerdi oysaki. Bu durum karşısında başta şube pazarlama ve şube müdürü ile karşı karşıya geldik. Zira Konut Kredisi olsa Devlet Tapu harcı vs alacak bu durumda banka olarak vergi kaçırılmasına aracı olmuş ve iştirak suçu işlemiş oluyoruz. Bu işlemi yapmamak için Genel Müdürlüğe durumu anlatır mailler gidip geldi fakat bir sonuç alamadığım gibi şube müdürü tarafından işlemi yapmam için sert bir şekilde mobbinge uğradım. Arkadaşımın hesabına 3 TL ( evet yazım yanlışı yok sadece üç Türk Lirası ) yatırmışım diye menfaat ilişkisi var dediler ve “kınama” cezası verdiler. En vahimi biz bir Katılım Bankası idik, yüzlerce binlerce mudiye karşı  aldığımız vebal vardı. Tekel ürünleri satan esnafın talebini dinen uygun değil diyerek ret ederken, vergi kaçıran birisinin talebini kabul etmek çelişki ve bir vebaldi.
E.T. : Bu tür işlemler Bankada sık oluyor mu, nasıl olur böyle kimse “4 milyon TL Tüketici kredisi mi olur” demiyor mu? Bildiğimiz Tüketici kredisi şahsi ufak tefek ihtiyaçlarını karşılamak, tatil, eğitim, ev tadilatı, mobilya alımı gibi ihtiyaçlar içindir.
Aslında ben ne yaptım? Zaten fıkhi açıdan Katılım Bankalarında İhtiyaç Kredisi yoktur. Arap sermayeli Katılım Bankasında, “Teverruk Sistemi” denilen ihtiyaç kredisi ile kullandırılan bir çok kredinin, müşterilerinin mortgage finansmanı statüsünden çıkarılarak nakit  kullandırıldığını, kredi tahsis, şube ile müşteriler arasında kredi bedelinin hesaba değil nakit ödeme karşılığında oran ve komisyon vb pazarlıkları tespit ettim, bu şekilde devletin kontrol mekanizmasının delindiğini, gayrimenkul kredisi statüsünden çıkarılan krediler yüzünden devletin tapu satış bedelleri ile gerçek satış bedelleri arasında farkı tespit edemeyeceğini, çünkü devlete bildirilen satış tutarı kadar gayrimenkul kredisi  kullandırılmasının devleti yanılttığını bu nedenle devletin bilerek  milyonlarca TL Tapu Harç ve Vergi kaybına uğratılmasına itiraz etmiştim. Bankada sonradan öğrendiğime göre BBDK incelemelerinde bu tür işler çoğu kez yapılmış ve tekrarlanmış yaygın bir uygulama haline gelmiş. Üzerime Bankanın bu kadar gelme nedeni de bundan kaynaklanıyor.
E.T. : Ya yöneticiler hiç bir şey yapmadı mı bu durumda?
Banka içi üst düzey yöneticiler, Bölge satış müdürlükleri,  Teftiş gibi birimlerinden tedbir alınması taleplerime cevap verilmedi, hatta “sana ne devletin vergisi sana mı kaldı, sen maaş ve hedeflerin tutuyor mu ona bak” tarzı ifadeleri kabul etmedim ve ”Yabancı Sermayeli bir bankada devletimize ödenecek verginin düşük gösterilmesi üzerine kurulu bir kredi tahsis pazarlama anlayışı benim devlete aidiyet ve sorumlu yöneticilik ahlakımı zedeler, o dönem OHAL durumu vardı bu durum etik değil, menfaat o değil budur ” diyerek durumu Cumhurbaşkanlığı İletişim Merkezine bildirdim.  Ben “vatandaşlık bilinci” ile hareket ederken asıl görevlerini yapmayan yöneticilerim sayesinde iş buraya kadar geldi o zamanlar.
E.T. : İş tabi burada bitmedi Vergi Dairesine ve Yargıya taşındı. Buradaki süreç nasıl işledi?
İşlemi itiraz edip bu konunun üstüne gidince başıma gelmeyen kalmadı. Müdür benim işlemlerim için Teftiş çağırdı. Eksik işlem bulmaya çalıştılar. Uyduruk gerekçeler ile uyarı / kınama Teftiş cezaları havalarda uçuştu. Ailem arandı. Benim yanımda yer alması gereken usulsüz işlemlerin tespiti için yemin etmiş insanlar dahi aleyhime raporlar hazırlamaya başladı. Baktım banka içi yollar tıkalı ben de işi Vergi Dairesine ilettim. Uzatmayalım vergi dairesi 10 ayrı şubede 20’den fazla müşteri üzerinde yaptığı incelemede beni haklı bularak bana 1905 sayılı yasanın tanıdığı hak ile ödül verdi. Kamu otoritesi önünde aslında Bankanın “vergi kaçakçılığına iştirak” eylemini kanıtladım. Üstelik ödül için tespitleri Samsun ve Aksaray’da oldu. İncelemesi devam eden dosyalar var. Bu tip uygulamanın Bankada yaygın olarak kullanıldığını da kanıtlamış oldu aslında. Tüm dosyalar incelense kim bilir neler çıkar.
E.T. : Senin iş Azin Nesin’lik bir hal aldı. Bir de işin “Diyanet” kısmı var, ondan bahsetsene biraz. 
İşten çıkarılınca ipler iyice koptu, vergi savaşı artık benim “onur ve yaptığım işin doğruluğunu kanıtlama” mücadelesine dönüştü. Bu tür kredilerin “İslami ve Faizsiz Bankacılık” açısından Dinen uygunluğunu Türkiye Katılım Bankaları Birliğine taşıdım. Birlik kredilerde Faizsiz İslami Bankacılık Danışma Kurulu ve “icazet belgesi uygunluğu” cevabını verince konuyu bu sefer Diyanet İşleri Din İşleri Yüksek Kuruluna CİMER Üzerinden, Danışma Kurulunda imzaları bulunan Akademisyenlere ise YÖK Üzerinden çalıştıkları Üniversite rektörlüklerine, “tedarikçiniz fatura vermem diyorsa  dert etmeyin”  ibaresiyle yayınlanan reklamı “kayıt dışı ekonomiyi teşvik ettiği”  için RTÜK ve Reklam Kuruluna, diğer bankaların ret ettiği krediler olduğu için Rekabet Kurumuna, şüpheli işlem için MASAK ve Organize ve Mali Suçlar Şube müdürlüğüne şikayet ettim. Üniversite, “Akademisyenlerinden bu şekilde bir uygunluğumuz ve bilgimiz yok, bizim verdiğimiz uygunluk bu değildi çarpıtılmış”; Diyanetten de, “Dinen uygun değil, haram” cevabını almama rağmen somut sonuç alamadım. Eski uygulama aynen devam ediyor yani. Artık ben yapacağımı yaptım kalanı Devletimizin organlarına kaldı. 

E.T. : Banka peşini bırakmadı tabi bu durumda ?

Aynen sorduğunuz gibi oldu. İş akti fesh edilmek ile kalınmadı, türlü türlü iftira ve akla hayale gelmeyecek suç duyuruları yaptı hakkımda, beni yıldırmaya çalıştılar. Savcılık hakkımdaki şikayeti yersiz bulup takipsizlik kararı vermesine rağmen, ailem dahi defalarca aranarak rahatsız edildi. İş  bu noktadan sonra CİMER’e oradan da araştırılması için BDDK’ya, Maliye Bakanlığına yansıdı. BDDK Kredilerde usulsüzlük tespit etti. İş Vergi Usulsüzlük nedeni ile Vergi Denetim Kuruluna yansıdı. Daha geçen ay karakoldan arandım Banka hakkımda şikayette bulunmuş tekrar gelip ifade ver dediler. Gider veririz sorun değil “haram yemedik ki karnımız ağrısın”. 

E.T. : Gerçekten ibretlik öyküler. Bankacılık okullarında örnek olarak okutulacak cinsten hal aldı? Vergi Denetim Kurulu ne dedi ?
İşlemler, Vergi Denetim Kurulunca incelemeye alındı. Sonuçlanan bazı incelemelerden sonra kesilen vergi ve cezalar olduğu için  Maliye Bakanlığı ödüllendirilmeme karar verdi. Türkiye’de başka örneği var mı bilmiyorum ama  Kamu Kurumu beni haklı bulmuş maddi olarak ödüllendirmiş oldum. Şimdilik bu durum bana teselli oldu ve haklılığım kanıtlanmış oldu.

E.T. : Çok yıpratıcı bir süreç, bu kadar şeye nasıl dayandınız, gücünüzü nereden aldınız?
Haklısınız, çok yıpratıcı oldu. Gücümün kaynağı “haklılığım” oldu. Devletin vergi kaybına gönlüm razı olmadı. İşimi kaybetmeyi göze aldım ( ki kaybettim ) ama ,insan gurur ve onuru, vatan ve devlet sevgisi para ile alınmaz ki. Ailece çok yıprandık. Antideprasana başlamak zorunda kaldım. 

E.T. : Bundan sonraki süreç nasıl işleyecek?
Banka ve yöneticilerime, işi ihmal edenlere kişisel mobbing davası açmaya hazırlanıyorum. “Haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır” zira. Bunu masasında otururken sinir krizleri geçiren, düşüp bayılan, ağlayan, hayati zehir olan, intihar eden tüm eski bankacı arkadaşlarım için, devletin vergisini önemsemeyen “sat da nasıl satarsan kredi / yanında her türlü uyduruk ürün sat” anlayışında olan, yabancı patronlara devletin vergisini peşkeş çekip yıl sonunda yüksek temettü alan yöneticiler için ve en önemlisi ikinci  bir NADIDE KISA ( Allah rahmet etsin ) olmaması için bu lobi ile mücadeleye güç bulabilirsem yapacağım, çünkü devletin mağduriyeti için bu kadar uğraştım, kendi mağduriyetim için savaşım yeni başlayacak. Bu süreçte herkesten destek bekliyorum.

BANKA HABERLERİ

IBAN’ını kullandırana hapis cezası

Bankaya gidip bildirimde bulunmamış ve IBAN’ını kullandırdığı anlaşılan kişi için ya bir yıla kadar hapis cezası ya da beş bin güne kadar adli para cezası kesilecek

Yayınlanma:

|

Yazan:

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek kayıt dışılıkla mücadele kapsamında tüm tuşlara aynı anda basmaya başladı. Bastığı bu tuşlardan bir tanesi de kendi banka hesabını başkalarına kullandıranlarla alakalıdır.

Bakan Şimşek, kişisel hesaplara (IBAN) gelen paraların nereden ve niçin geldiğinin sorgulanma süreci için vergi idaresine talimat verdi. Ve böylece bir tür kazıma yöntemiyle vergi idaresi kayıp ve kaçakla mücadele etmek adına binlerce hesabı takibe aldı.

Ne oluyor?

Vergi idaresi, şu aralar mal ve/veya hizmet satışı yapan kişilerin/şirketlerin, bu satış dolayısıyla alması gereken parayı kredi kartı ya da nakit olarak al(a)madığı durumlarda ilgisiz kişilerin banka hesaplarına transfer yoluyla gönderilmesi sonucu ortaya çıkan kaybı sorgulamakta. Örneğin bir tüccar, bir malı ya da hizmeti birine satarken ürünün parasını ya nakit ya da kredi kartıyla alabilmektedir. Bunun karşılığında da tüccar, yasaların izin verdiği hadler ve koşullar doğrultusunda ya fiş ya da fatura düzenlemek zorundadır.

Buraya kadar bir sorun yok ancak satıcı bazen sattığı ürünü kredi kartı komisyonundan ve dolayısıyla da gelir/kurumlar vergisi ile KDV’den kaçmak için alıcıdan, verdiği bir IBAN numarasına parayı göndermesini istemektedir. Böylece mal/hizmet satışı görüntüde olmamış sayılacak ve vergi de ödenmemiş olacaktır.

Paranın geldiği IBAN ise ya o işletmede çalışan birine ya işletme sahibinin çocuğu, eşi gibi yakınlarından birine ya da güvendiği başka birine ait olabilmektedir. Hatta işletme sahibiyle hiçbir akrabalık bağı olmayan başka birine de ait olabilmektedir.

Tam da bu noktada Hazine ve Maliye Bakanlığı, bu şekilde para gelen IBAN sahiplerini incelemeye başladı. Bu IBAN denetim işlemi, Vergi Dairesi Başkanlıklarının olduğu yerde vergi dairesi başkanlığı ­-29 ilde vergi dairesi başkanlığı bulunmaktadır- olmayan yerlerde ise defterdarlıklar vasıtasıyla yapılacak.

Malı/hizmeti satan için idari para cezası var

Malı ve/veya hizmeti satan kişilerden öncelikle alınmayan ­kurumlar, gelir, KDV gibi vergiler alınacak. Akabinde alınmayan bu vergilerin bir (1) katı kadar da vergi ziyaı cezası ile düzenlenmeyen faturalar için düzenlenmesi gereken fatura tutarının yüzde 10’u kadar da özel usulsüzlük cezası kesilecek. Ancak kesilecek bu yüzde 10’luk tutar 2024 yılı için 3 bin 400 TL’yi geçmiyorsa 3 bin 400 TL, şayet üstünde ise o tutar kesilecek. Örneğin, bu şekilde satılan ancak faturası kesilmeyen ürünün fiyat 25 bin TL ise bunun yüzde 10’u 2 bin 500 TL olacak ama 2024 yılı için asgari 3 bin 400 TL’yi geçmediği için 3 bin 400 TL kesilecek. Ya da satılan ürünün fiyatı 60 bin TL ise 60 bin TL’nin yüzde 10’u 6 bin TL’dir ve bu tutar da asgari ceza tutarı olan 3 bin 400 TL’nin üstünde olacağından bu işlem için 6 bin TL özel usulsüzlük cezası kesilecektir. Bu şekilde kesilecek özel usulsüzlük cezası da 2024 yılı için en fazla 1 milyon 700 bin TL olacaktır. Ayrıca alınmayan vergiler üzerinden her ay için aylık yüzde 3,5 gecikme faizi de alınacak

IBAN’ını kullandıran için idari para cezası var

IBAN’ını kullandıran için ise daha vahim bir durum var; hem vergi ve idari para cezası hem de hapis cezası. Daha vahim olan ise basında dolaşan haberlere göre IBAN’ını kiralayan binlerce kişinin olmasıdır.

Zaten hiç kimse de IBAN’ını bir karşılık olmadan “tanımadığı” birine kiralamayacağına göre IBAN sahiplerinin komisyon aldığı varsayılacak ve aldığı varsayılan ya da gerçekte aldığı komisyon dolayısıyla gelir ve katma değer vergisi ile idari para cezaların yanı sıra gecikme faizi de istenecek.

Aldığı komisyon tutarının ne kadar olduğu belli olmadığı için Danıştay ve vergi idaresi nezdinde genel olarak en az yüzde 2 olarak uygulanmaktadır. Yani IBAN’ını kiraladığı varsayılan kişinin hesabında -normalin dışında- 20 milyon TL’lik bir işlem hacmi varsa bunun en az yüzde 2’si kadar (en az 400 bin TL) komisyon aldığı varsayılıp bu tutar üzerinden ödemesi gereken vergiler ile cezalar kesilecektir.

IBAN’ını kullandıran için hapis cezası da var

IBAN’ını kullandıranların akıbetini öğrenmek için önce 5549 sayılı Suç Gelirlerinin Aklanmasının Önlenmesi Hakkında Kanun’sonra da Suç Gelirlerinin Aklanmasının ve Terörün Finansmanının Önlenmesine Dair Tedbirler Hakkında Yönetmelik’e bakmak lazım.

Buna göre 5549 sayılı Kanun’un 15’inci maddesine göre IBAN’ını başkasına kullandıracak kişinin bunu gidip yükümlüye bildirmesi gerekiyor. Kanun’da geçen yükümlü kavramından bankacılık, sigortacılık, bireysel emeklilik, sermaye piyasaları, ödünç para verme ve diğer finansal hizmetler ile posta ve taşımacılık, talih ve bahis oyunları alanında faaliyet gösterenler; döviz, taşınmaz, değerli taş ve maden, mücevher, nakil vasıtası, iş makinesi, tarihi eser, sanat eseri ve antika ticareti ile iştigal edenler veya bu faaliyetlere aracılık edenler ile noterler, spor kulüpleri ve Cumhurbaşkanınca belirlenen diğer alanlarda faaliyet gösterenler anlaşılmalıdır.

Süreç şöyle işleyecek

Bu inceleme/kazıma işlemi genel olarak vergi dairesi nezdinde işleyecek. Ancak konuya vergi müfettişleri de dahil edilip incelemenin boyutu genişletilecek. Bu arada vergi dairesi müdürlerinin de inceleme yetkisi olduğundan inceleme açısından hukuken bir sorun bulunmamaktadır.

İncelemeye yetkili kişi yani vergi dairesi müdürü ya da vergi müfettişi, IBAN’ını başkasına kullandırtan kişiyi tespit edip incelemeye alacak ardından düzenlediği vergi suçu raporuyla önce savcılığa sonra da MASAK’a bilgi verecek.

Savcılık ise gelen bu raporu baz alarak iddianameyi oluşturacak. Bu kişilerin suçlanacağı madde ise 5549 sayılı Kanun’un 15’inci maddesidir. Bu maddeye göre yükümlüler nezdinde veya aracılığıyla yapılacak kimlik tespitini gerektiren işlemlerde, kendi adına ve fakat başkası hesabına hareket eden kimse, bu işlemleri yapmadan önce kimin hesabına hareket ettiğini yükümlülere yazılı olarak bildirmediği takdirde altı aydan bir yıla kadar hapis veya beş bin güne kadar adlî para cezasıyla cezalandırılır.

Bu maddenin gerekçesinde ise işlemin esas sahibinin kimliğinin gizli tutulmasının önlenmesi amaçlanmıştır cümlesi bulunmaktadır. Ve böylece IBAN’ını kullandıran kişi, bankaya (yükümlüye) gidip kim için kullandırdığını yazıyla bildirirse bu bildirim sonucunda bu madde uyarınca ceza işlemi uygulanmayacaktır. Ama hesaptaki para hareketinden sonra bildirmenin pek bir önemi maalesef bulunmamaktadır.

Özetle bankaya gidip bildirimde bulunmamış ve IBAN’ını kullandırdığı anlaşılan kişi için ya bir yıla kadar hapis cezası ya da beş bin güne kadar adli para cezası kesilecek.

Ayrıca IBAN’ı kullanan iş yeri sahibi de (tüccar vs) TCK madde 38 uyarınca bu suçu azmettiren olarak işlenen suçun cezası ile cezalandırılacaktır.

Verilecek adlî para cezasının miktarı, bir (1) gün karşılığı olarak en az 20 ve en fazla 100 Türk Lirasıdır.

Nihayet; hapis cezasının süresi 1 yılın altında olduğu için burada CMK madde 171 uyarınca kamu davasının açılmasının ertelenmesine karar verilebilecektir. Yine söz konusu ceza TCK madde 50 kapsamında seçenek yaptırımlara çevrilebilecek, TCK madde 51 kapsamında ertelenebilecek ve yine sanık hakkında CMK madde 231/5 uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebilecektir.

Murat BATI-T24

Okumaya devam et

BANKA HABERLERİ

DENİZBANK’TA İKİNCİ ERZAN VAKASI: YER ANTALYA!

Antalya’nın Manavgat İlçesi’ndeki Denizbank Manavgat Side Ticari Şube Müdürü R.E.B. ve yardımcısı U.E. bir otelin hesabını boşaltarak bahis sitelerinde oynamışlar. Sorgulanan banka personelinden ikisi tutuklanırken, rakamın da en az 3 milyon Euro ( 205 milyon TL) olduğu ileri sürülüyor. Şube müdürü R.E.B., müdür yardımcısı U.E., 2 banka personeli ve U.E.’nin tanıdığı 4 kişi olmak üzere 8 şüpheli tutuklandı.

Yayınlanma:

|

2023’de Türkiye’de gündem S. Erzan olmuştu. Denizbank Levent  Büyükdere Caddesi Şube Müdürü olan Erzan, hayali fon bir fon yaratarak futbolcu ve iş insanlarını dolandırmasının ortaya çıkması ile tutuklanmış, zimmet suçundan yargılanmaya başlamıştı. Mahkemenin Banka üst yöneticilerini de duruşmaya çağırırken duruşma devam etmekte. Erzan’ın bu yönetemle 55 milyon 633 bin 222 Dolar topladığı iddia edilmişti.

Genel müdürlük uzmanları tarafından yapılan incelemeler sırasında Side Şube Müdür Yardımcısı U.E.’nin bankadaki hesabında olağan dışı hareketlilik tespit edilmesi üzerine müfettiş görevlendirildi. Banka müfettişleri Nisan ayı başında şubeye gelerek soruşturma gerçekleştirdi. Müfettişlerin yaptığı inceleme ve soruşturma sonucunda U.E.’nin 2021 yılından Nisan 2024’e kadar müşterilerin hesaplarından parça parça toplam 205 milyon lirayı çok tanıdığı kişilere aktardığı tespit edildi. Bu kişilerin daha sonra bu paraları U.E.’nin hesabına gönderdiği belirlendi.

 

DENİZBANK SİDE TİCARİ ŞUBE MÜDÜRÜ TUTUKLANDI

Türkiye’de aylarca konuşulan bu olay daha unutulmadan bir skandal da Denizbank’ın Antalya‘nın Manavgat İlçesi’ne bağlı Side Ticari Şube‘de yaşandı. Ramazan Bayramı öncesi ortaya çıkan olayda Denizbank Side Ticari Şube Müdürü R.E.B. ve yardımcısı U.E.’nin mudileri olan ünlü oteller grubunun hesabını boşalttığı belirlendi. Yapılan inceleme sonrası konu adli makamlara taşındı.

KRİPTO PARA BORSASINDA KAYBETMİŞ

Bankanın, çalışanlar hakkında suç duyurusunda bulunması üzerine Manavgat Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından bir savcı görevlendirilerek soruşturma başlatıldı. İlçe Jandarma Komutanlığı JASAT Timi ekibi tarafından yürütülen soruşturma kapsamında bankanın şube müdürü R.E.B., müdür yardımcısı U.E. ile 2 banka personeli ile U.E.’nin yakın arkadaşı 4 şüpheli 6 Nisan cumartesi günü gözaltına alındı. Gözaltına alınan şüphelilerden müdür yardımcısı U.E., verdiği ifadede, 2021 yılından bu tarafa müşterilerin hesabından fark edilmeyecek şekilde paraları alıp arkadaşlarına gönderdiğini, daha sonra bu paraların kendi hesabına geri geldiğini, toplanan paraları yurtdışında sanal bahis sitelerinde ve kripto para borsalarında kaybettiğini söylediği belirtildi.

Jandarmada işlemleri tamamlanan şüpheliler 8 Nisan pazartesi günü adliyeye sevk edildi. Savcı tarafından ifadesi alınan R.E.B. ve U.E. ile diğer 6 kişi çıkarıldıkları nöbetçi sulh ceza hakimi tarafından tutuklandı.

MÜŞTERİ HESAPLARINI BOŞALTMIŞLAR

İddiaya göre ikilinin fon yoluyla değil, hesabın içerisini boşalttığı öğrenildi. Buradan alınan para ile yurt dışı bahis sitelerinde yüksek miktarda kumar oynandığı, zaman içersinde hesaptaki açığın büyüdüğü ve otel sahipleri tarafından durumun tespit edildiği iddia edildi.

 

İDDİALAR KARŞISINDA BANKA SESSİZ

Seçil ERZAN olayında olduğu gibi bankanın bu olayda da sessiz kaldığı görüldü. Bankanın haberin yayılması üzerine önümüzdeki günlerde kapsamlı bir açıklama yapması beklenirken; banka şube yönetici seçiminde gerekli özeni gösterip göstermediği de sorgulanır hale gelirken BDDK’nın bankayı bu yönde uyarması da gündeme geldi.

Kaynak: DHA/akdenizpazarı/antalyaningündemi

**********************************

DENİZBANK DENİZ ERZAN AÇIKLAMASI ŞİFRELERİ VE GRİ ALANLAR

Okumaya devam et

ALTIN - DÖVİZ - KRIPTO PARA

VakıfBank’tan uluslararası piyasalarda 550 milyon dolarlık ilave ana sermaye tahvil ihracı

VakıfBank Genel Müdürü Abdi Serdar Üstünsalih, “Söz konusu işlem, VakıfBank tarihindeki uluslararası piyasalarda gerçekleştirilen ilk ilave ana sermaye tahvil ihracı olma özelliğini taşımaktadır” dedi

Yayınlanma:

|

Yazan:

VakıfBank, 550 milyon dolarlık ilave ana sermaye tahvil ihracını başarıyla tamamladı.

Bankadan yapılan açıklamaya göre, VakıfBank, 550 milyon dolar tutarında, vadesiz ve 5. yıldan sonra erken itfa opsiyonuna sahip, tamamı yurt dışı yerleşik kurumsal yatırımcılar tarafından satın alınan Basel III uyumlu ilave ana sermaye ihracı gerçekleştirdi.

Açıklamada, bankanın başarıyla tamamladığı ilave ana sermaye ihracıyla, yılbaşından itibaren uluslararası piyasalardan Türkiye’ye toplam 2,5 milyar dolar kaynak getirdiği belirtildi.

Açıklamada görüşlerine yer verilen VakıfBank Genel Müdürü Abdi Serdar Üstünsalih, son ana sermaye ihracıyla bu alandaki öncü konumlarını koruduklarını belirterek, ‘Söz konusu işlem, VakıfBank tarihindeki uluslararası piyasalarda gerçekleştirilen ilk ilave ana sermaye tahvil ihracı olma özelliğini taşımaktadır. Ayrıca, Türkiye’deki kamu bankaları arasında da piyasa işlemi olarak gerçekleştirilen ilk ilave ana sermaye tahvil ihracı olduğunun altını çizmek isterim.’ ifadelerini kullandı.

İşleme, İngiltere, Kıta Avrupası, Orta Doğu, Asya ve Amerika olmak üzere dünyanın farklı bölgelerinden yoğun yatırımcı talebi gelmesinin oldukça memnuniyet verici olduğunu vurgulayan Üstünsalih, şunları kaydetti:

‘İşlem büyüklüğünün 3 katına ulaşan güçlü talep sayesinde, işlemin getirisi ilk fiyat beklentisinden 37,5 baz puan iyileşerek yüzde 10,125 seviyesinde gerçekleşti. Bu durum, uluslararası yatırımcıların Türkiye’ye ve özellikle VakıfBank’a duyduğu güvenin açık bir göstergesidir.’

Üstünsalih, başarıyla tamamladıkları işlemin, yurt dışı kaynak olma özelliğinin yanı sıra ana sermayeyle toplam sermaye rasyolarına 100 baz puanlık pozitif katkı sağlamasını beklediklerini kaydederek, ‘Bu anlamda güçlenen sermaye rasyolarımızla, Türkiye’nin en büyük 2. bankası olarak her alanda verimlilik odaklı stratejilerimizi sürdürmeyi amaçlıyoruz. Bundan sonraki dönemde de uluslararası sermaye piyasalarını yakından takip ederek farklı yapılar altında yeni fonlama işlemlerine imza atmaya devam edeceğiz.’ değerlendirmesini yaptı.

Okumaya devam et

KATEGORİ

FARK YARATANLAR

FARK YARATANLAR

FARK YARATANLAR

ALTIN – DÖVİZ

Altın Fiyatları

KRIPTO PARA PİYASASI

BORSA

TANITIM

FACEBOOK

Popüler

www bankavitrini com © "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan, BANKA VİTRİNİ'nde yer alan yazar ve çevirmenlerine ait herhangi bir yazı, çeviri, makale ve haber izin alınmadan basılı olarak ya da internet ortamında kullanılamaz, çoğaltılamaz, yayınlanamaz. İzinsiz kullananlar hakkında hukuki yollara başvurulacaktır. "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan tüm özgün yazıların içeriğinden yazarları sorumludur. www.bankavitrini.com'da yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti, aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler, mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Yer alan yazılarda herhangi bir yatırım aracı; Hisse Senedi, kripto para biriminin veya dijital varlığın alım veya satımını önermiyor. Bu nedenle sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi, beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Lütfen transferlerinizin ve işlemlerinizin kendi sorumluluğunuzda olduğunu ve uğrayabileceğiniz herhangi bir kaybın sizin sorumluluğunuzda olduğunu unutmayın. © www.paravitrini.com Copyright © 2020 -UŞAK- Tüm hakları saklıdır. Özgün haber ve makaleler 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu korumasındadır.